Birine sevginizin tümünü sunmak, Asla sizi de ayni sekilde seveceginin garantisi degildir.
Sevgiye karsilik beklemeyin; Sadece sevginin karsidakinin kalbinde büyümesini bekleyin; fakat olmazsa da, sizin kalbinizde büyüdügüne emin olun.
Birine çarpilmak için bir an yeterlidir, birinden hoslanmak bir saat, ve birini sevmek içinde bir gün yeterlidir, ama birini unutmak ise bir ömür sürer.
Görünüse aldanmayin; kandirici olabilir. Zenginlige aldanmayin; yok olur gidebilir. Sizi güldüren birini seçin çünkü karanlik bir günü aydinlatan sey bir gülümsemedir.Kalbinizi gülümsetebilen birini bulun.
Öyle zamanlar vardir ki, bazen birini öylesine çok özlersiniz ki, onu hayallerinizden çikarip, gerçek hayatta kucaklamak istersiniz. Hayal etmek istediginiz seyi hayal edin, gitmek istediginiz yere gidin, olmak istediginiz kisi olun, çünkü yasayabileceginiz tek bir hayatiniz var ve tüm bunlari yapabilmek için tek bir sansiniz.
Sizi tatli kilacak kadar yeterli mutlulugunuz olsun, güçlü kilacak kadar aci deneyiminiz, insan kilacak kadar üzüntünüz, ve sizi mutlu kilmaya yetecek kadar umudunuz olsun.
Daima kendinizi baskalarinin ayakkabilarina koyun.Eger ayaklariniz aciyorsa, o kisininkiler de aciyordur.
En mutlu kisiler, herseyin en iyisine sahip olanlar degildir, onlar karsilarina çikan herseyin degerini en iyi bilenlerdir.
Mutluluk, aglayanlar, incinenler, arastirma yapanlar, ve çabalayanlar için vardir, çünkü böyle insanlar hayatlarina giren her insanin önemini takdir edenlerdir.
Ask bir gülücük ile baslar, bir öpücük ile gelisir, ve bir gözyasi ile son bulur.
En parlak gelecek, unutulmus bir geçmisin üstünde yükselir, geçmisinizdeki kalp kirikliklarini ve hatalari silmezseniz hayatin içinde ilerleme sansiniz olmaz.
SEVİN.. SEVİN.. SEVİN.. HİÇBİRŞEYİ VE HİÇKİMSEYİ DÜŞÜNMEDEN SEVİN.. SEVGİNİZİ, SEVDİĞİNİZİ ELDE ETMEK İÇİN HER YOLU DENEYİN.
Aşk imkânsızı başarma çabasıdır. En ulaşılmaza âşık olunur bazen. Görünmez bir yolda yürümek, sonu olmayan bir kuyuya inmek, fırtınalı okyanusta sörf yapmak gibidir. Ulaşmak için amansız bir çaba verilir. Âşık için anlamlı bir çabadır. Sevgili, sevgilisinin dönmeyeceğini ve onu ebediyen yitirdiğini bildiği halde, umudunu yitirmez, “belki döner” diyerek ardından koşuşturur.
iki kelime Her şey o iki kelimeyi söylemek mi? Sence …… Ya yüreğimin haykırışları…. Ya geceleri uyutmayan hayalinle sohbetim… Ya damarlarımdaki kanın seninle akması… Bunlar hep boş şeyler mi? ...... S e n i s e v m e k, söylemek değildir… U N U T M A….! ! ! Seni alıp yüreğime koymaktır…. Her şey o iki kelimeyse…. Ben seni dili olmayan biri gibi S E V İ Y O RU M ....
Yürekdir konuşan her zaman, dilin söylediğine bakmayın, Sevgidir her zaman ayakta tutan,ayaklarınıza bakmayın, Ruhunuzdur işiten güzel sözleri, kulaktır sanmayın, Özlemdir taşıyan sizi, araçtır sanmayın, Aşktır sizi hayata baglayan, para pulda aramayın. DOST'dur sizi bittiğiniz anda sarıp sarmalayan, SEVGİLİ sanmayın...
Unutamadım… Seni gördüğüm ilk anı unutamadığım gibi. Bin tane satır yazsam da, anlatamam içimdeki hisleri. Bu gece seni düşünüyorum, her gece düşündüğüm gibi. Gözüme uyku girmiyor, çünkü seni unutamadım… Sokakta bazen sana benzeyen bir koku alırım, o an çok derinlere dalarım. Sonra farkında olmadan akar göz yaşlarım. Kimse bilmez ama, aşkı ilk seninle yaşadım.
Bazı geceleri seni görürüm rüyamda. Uyandığımda, anladım ki senin kadar hiçbir şeyi sevmemişim bu dünyada. Bazen düşünüyorum; beni hatırladığın hiç oluyor mu? Yoksa o temiz gönlün benden nefret edip korkuyor mu? Bazı geceleri evinin önündeki parkta sigaramı içerdim. Polisler gelip sorduğunda; 'bir arkadaşımı bekliyorum' derdim. Ama kimse bilmezdi ki sendin benim tek derdim... Bir gece Azrail çıkıp kapıma gelse, seni bana bir saniyeliğine gösterip karşılığında canımı istese inan benim dışımda kabul etmezdi bunu kimse. Bazen isyan ediyorum, neden hayatımda yoksun? Biliyorum ki başkasının kollarında mutlusun. Yine de içim rahat, çünkü biliyorum sen mesutsun. Beni belki üç günde unuttun, bense seni üç yılda unutamadım. İnan bunun tek sebebi; seni sevmekten hiç korkmadım. Belki de şu an; “bunca zaman beni hala unutamadı” diye gülüp eğleniyorsun. Ama ne kadar yürekli olduğumu unutup geçiyorsun. Çünkü her insan yüreği kadar severmiş bunu biliyor musun? Ah keşke! Seni kalbimden bir silebilsem. Beni unuttuğun gibi, ben de seni unutabilsem. Sana kalbimi hediye etmiştim, sen onu çöpe attın. ' Bense seni içime gömdüm, hep içimde sakladım... '
Affetmenin ne kadar erdemli bir hareket olduğunu biliriz… Çoğu zaman kendimizde buluruz affediciliği... Kolay affetmekten dem vururken bir gün birini asla affetmem diyeceğimiz aklımıza dahi gelmez... Kim ne yapmış olursa olsun affedebileceğimizi zannederiz...
Fakat hiçte o kadar kolay olmadığını zaman içerisinde anlıyor insan... Zaten kolay olsaydı bu kadar övülür müydü? Bu kadar yüce olur muydu Hak katında?
Herkesin yapabileceği bir şey olmayışıdır onu erdemli kılan... Allah'ın sevdiği ve tavsiye ettiği çok güzel bir haslettir hoşgörü ve affedicilik... Kalp çok narindir... İncinmeye en müsait organdır... En cesur hem de en narin… Onun adı bazen gönüldür... Şairlerin mısralarına ilham olur… Yazmakla bitmez derdi tasası... Bitmez sevdası…Vuslat olur, hasret olur düşer dizelere kimi zaman.... 'Gel Ey Sevgili' diye yazar kalem feryadını... Türkülerde hayat bulur bazen; Gönül dağı olur, yağmur olur, boran olur, hüzün olur… Sevda olur can olur, Can özü olur… Canana, can olur dergâhı gönülde... Saz başka söyler, ney başka anlatır... Asırlar aşarak, dağlar aşarak yollar aşarak ulaşır dokunur ince narin gönüllere... Çobanın kavalına, Neyin hasretine, sazın teline; ses olur, nefes olur, vuran el olur… Hüznünü akıtır, acısını, sitemini, ahını… Ve içli içli çağırır sevgiliyi… Derman arar… Bazen de bir bulut misalidir… Beyazlığı gökyüzüne ahenk katar... Salınır rüzgârın önünde... Semanın gelinciği, narini olur… Şekilden şekile girer... Halden hale... Kalp gibi... Oda halden hale dönmez mi? Çiçekler açar bağrında, sevdalar yeşerir... Deryalara yelken açar ve çatlar kırılır kimi zaman... Gözyaşı salar gözlere… Ateş düşürür sineye... Mahzunlaşır bulutlarda kimi zaman… Rengi duman, yükü gamdır… Hüzün giyer, küser, küstürülür belki de… Rüzgârda hoyrat davranır ona... Şiddetle eser. Savurur hoyratça… Bir başka bulutla çarpışınca bir inilti kopar gökyüzünde, yarılır, gürler... Şimşekler çakar semada... Gök yere iniyor, öfke saçıyor zannedilir... Dehşetinden kaçışır insanlar... Oysa! Oysa kırılma sesidir gelen... Hüznün sesidir... Feryattır… Acının yankısıdır delen semayı… Ayrılıştır… Çatlar bağrı ve yavaş yavaş yağmur damlaları düşer… Kimi rahmet der kimi bereket... Kiminin gözyaşlarına karışır hüzün olur düşer yeryüzüne…
Kırmayın! Sakın incitmeyin…Ağlatmayın bulutlar gibi… Kalpler kırılmaya görsün... Kırılan bir kalp onarılmazmış öğrendim. Bağrımda bir sızı var şimdi... Bir acı… Kanayıp durur... Kabuk bağlarken yeniden açılan bir yara, yara ki! Dil nasıl kırardı kalbi... Böylesine derin bir yara nasıl açardı... Kırıldı işte... Hani affetmek erdemdi ya! Hani hoşgörü güzeldi! Affetmiyor işte. Hakkım helaldir derken dilim! Kalbim diyemiyor affedemiyor... Kar etmiyor hiçbir sözüm… Dinlemiyor… Kanayıp duruyor her geçen gün…
Affet… Allah affedicidir affedenleri sever… Ey kalbim doğrul... Rabbim kimseyi senden dolayı yakmasın...
Issız çölde uçan bir çift hüzünlü kanadım ben. Kehribar rengi bir yalnızlığın içinde bedbaht baksa da gözlerim uçuyorum. Bilmediğim bir sonsuzlukta bildiğim bir tanrıyı arıyorum. İyi ki hiç büyümemiş yüreğim. Yoksa nasıl seçerdim sarının içinde maviyi, turuncuyu, pembeyi? Hatta ara sıra yeşile bakıyor gözlerim. Çocukluğumun pervasızlığıyla çırpıyorum kanatlarımı. Biraz kırgınım, biraz da yorgun. Bazen çocuğum, bazen olgun...
Biryolun varsa gidilecek sona bırakma... Bir sözün varsa dilden yüreğe hiç susma... Görmen gerekiyorsa birini git yanına... Okşaman gereken biryürek varsa esirgeme elini... Hayat çok zalim... An gelir... elini...gözünü... yolunu... yüreğini alır senden... o zaman... Devamını Gör ......istesende......dokunamaz...... göremez... gidemez... söyleyemez olursun.......!
Çamura bulanmayanın arınmak için çabalamasının ne anlamı olabilir ki? ! Unutma ki kirlenmemek kirden münezzeh olanlara, arınmak ise yazgısı kirlenmek olanlara özgüdür.
Demek ki sen kirlenmemekle değil, arınmakla mükellefsin!
Ağlamak yakışıyor bana, Ne zararım var başkalarına? Ağlama derler sadece, Sormazlar derdin ne diye? İnci gibi dökülen yaşlar, Hayatımın yeşil rengini sular... Kim bilecek sebebini? Ağlama, demek sadece bildikleri, Ağlıyorsa gözlerim, sadece suç benim mi? Anlatsamda, zaten anlaşılır dert değil, Hayatı sevemedim desem, Kabul edilecek söz değil... Kimi hayatı çok sever, Nazını çeker, istemesede, Kimi benim gibi, yufka yürekli, Anlamaya çalışır hayatı, sevmesede... Sevdiremedin hayat kendini, Sevemediysem sadece suç benim mi? Yürüyen cesetler var, Yaşadığını zanneden, Asırlardır yaşayanlar var, Kitaplarda,şiirlerde...Öldü denilen, Karmakarışıksın be hayat, Çözmeye çalıştıkça düğümlenen, Çözemediysem sadece suç benim mi? İnsan olamadık hala insan... Ağlıyorum! Nasıl susayım? İçimde patlarken volkan... Anlatamadın hayat kendini, Anlayamadıysam sadece suç benim mi? Ağlamayı yakıştırdıysam kendime, Gülmek rahatlatmıyorsa beni, Gözyaşlarım tek hazinemse, Kınanmak niye...Ağlarım kime ne? Ağlıyorum işte gene, suç benim mi?
Ne Kadar Yakınsan O Kadar Uzaktın Bana Elimi Uzatsam Tutabilirdim Ama Bir O Kadar Da Ulaşılmazdın Kaçanlardan Değildim Ben Kaçamadım...
Ne Zaman Vazgeçmeye Kalksam Yüreğim O Kocaman Haliyle Dikildi Karşıma Ben Yüreğimin Sesini Dinledim Ve Yüreğim Aslında Sendin...
Her Sözcüğe Denedim Seni Anlatmak İçin Her Sözcüğün Üzerinde Durup Bin Kere Düşündüm Ya Onlar Anlatamadı Seni Ya Sen Onlara Yetmedin Ben Ki Konuşmayı Bu Kadar Seven Böylesine Laf Cambazı Bir Tek Seni Tarif Edemedim...
Sözcükler Yetmedi Ya Renklere Sarıldım Bende Bir Tek Mavi Anlattı Seni Maviye Yakışan Yalnız Sendin Ne Kendimi Sakladım Nede Sözlerimi Duygularım İçtendi...
Seni Kendimi Sever Gibi Sevdim Tutkuyla Bağlıydım Sana Ama Sevdam Senin Tutsağın Değildi Ben Özgürlüğüme Düşkündüm Ve Özgürlüğüm Sendin...
Dinle Ey Yar Sana Bağımlı Olmadan Büyüttüm Ben Bu Sevdayı İçimde Sen Olsan da Büyümeye Devam Edecek Olmasan da Sevmişim Bir Kere Seni Kurtuluşun Yok Seni Özlemeyi En Çok Ben Bilirim Hiç Yakınmadım Seni Özlemekten Üstelik Kavuşmama İhtimali İşlenmemiş Bir Taş Gibi Önümde Dikilip Dururken Sana Dokunamamak Yüreğimi Böylesine Acıtırken...
Yinede Bil Ey Yar Seni Göremeyen Gözlere İnat, Seni Hissedemeyen Ellere İnat, Seni Bir Türlü Bana Getirmeyen Zamana İnat, Seni Sevmekten Vazgeçmeyeceğim Ahh Yar Ahh Hasretim Sustum Çığlıklarımı Geceye Asıp Sustum Avaz Avaz Yokluğuna Ahh Yar Ahh Güneşim Koştum Adını Dilime Dolayıp Koştum Düşe Kalka Varlığına...
Yüreğimin Kalemiyle Yazıyorum Bu Paragrafı; Gözlerini Yumarak Oku
Biz Hep Yumduğumuz Gözlerle Görmedik mi Birbirimizi? Biz Hep Gözlerimiz Kapalı Dokunmadık mı Birbirimize? Biz Hep Gözlerimiz Kapalı Sevmedik mi? Sevişmedik mi?
Seni Umutsuzca, Beklentisizce, Hayallerce Sevdim Uzağından Beklentisiz Beklentilerim Yine Kocaman Engel Tanımayan Nüksetmelerin. Karşılıksız Sevdiğim Gibi Olmuyor Keçim Olmuyor...
Sen Den Gidilmiyor Zaman Yine Aldı Başını Geçip Gidiyor. Tutmak Ne Mümkün Son Bir İstek Dürtüp Duruyor Tüm Bastırmışlıklarımı...
Sadece Benim Olacak Bir 24 Saat İçinde Senin Olacağın.Ve Her Salisesine Kadar Parçalanarak Tüketeceğim Bir 24 Saat... Hiç Konuşmadan Gözlerimi Kapatıp Sadece Varlığını Hissetmek İstediğim Nefesini Duymak Kokunu Almak İstediğim Parmaklarımla Saçlarından Ayak Parmaklarına Kadar Sana Sadece Dokunabileceğim Şu Başı Belli Sonu Belirsiz Yaşamdan Çalınmış Bir 24 Saat Son Dileğim Yine 'Ne Çok' Ve 'İmkânsızı' İstemekteyim.
Ben senin yüreğinde bir kaçak yolcuydum..Mevsimsiz açan bir çiçektim.Oysa aşkın sadece kardelen sabrına ihtiyacı varmış.Bizimki bir hercai sevdasıymış..Aşk ne vaktinde olmalı ne vaktinden sonra..Aşk bazen hayata inan var olmalıydı..Bizimki bir hercai aşkı yabancı..Olması hata sayılan, olduğunda günah sanılanmış bizim aşkımız..Vakitsiz bulduk,daha anlamadan bizi kayıp gittik bizden...
Hz.Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler, derlerki -Ey halife bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin. Bu söz üzerine Hz.Ömer suçlanan gence dönerek: -Söyledikleri doğrumu diye sorar. Suçlanan genç derki evet doğru bu söz üzerine Hz Ömer: -Anlat bakalım nasıl oldu diye sorar. Bunun üzerine genç anlatmaya başlar,derki: -Ben bulunduğum kasaba hali vakti yerinde olan bir insanım ailemle beraber gezmeye çıktık kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi. Hayvanlarımın arasında bir güzel atım varki dönen bir defa daha bakıyor hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyva koparmasına engel olamadım, arkadaşların babası içerden hışımla çıktı atıma bir taş attı atım oracıkta öldü, nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım babası öldü, kaçmak istedim, fakat arkadşlar beni yakaladı,durum bundan ibaret,dedi. Bu söz üzerine Hz Ömer söyleyecek bir şey yok bu suçun cezası idam, madem suçunu da kabul ettin... Bu sözden sonra delikanlı söz alarak: -Efendim bir özrüm var, ben memleketinde zengin bir insanım babam rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı, gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım şimdi siz bu cezayı ifnaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettğiniz için Allah indin'de sorumlu olursunuz, bana üç gün izin veriseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün için de yerime birini bulurum der. Hz Ömer dayanamaz derki: -Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalırki? der, Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar derki, -Bu zat benim yerime kalır, o zat Hz peygamber (s.a.v) efendimizin en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken cennetle müjdelen Amr ibni Asr' dan başkası değildir. Hz Ömer Amr 'a dönerek -Ey amr delikanlıyı duydun, der. O yüce sahabi: -Evet, ben kefili, der ve genç adam serbest bırakılır.
Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur, Medinenin ileri gelenleri Hz Ömere çıkarak gencin gelmeyeceğini, dolayısıyla Amr ibni Asr'a verilecek idamın yerine, maktülün diyetinin verilmesini teklif ederler, fakat gençler razı olmaz ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz, derler. Hz Ömer kendinden beklenen cevabı verir, derki, -Bu kefil babam olsa farketmez, cezayı infaz ederim. Hz Amr ibni Asr ise tam bir teslimiyet içerisinde derki, -Biz de sözümüzün arkasındayız. Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür. Hz Ömer gence dönerek derki, -Evladım gelmeme gibi önemli bir fırsatın vardı neden geldin. Genç vakurla başını kaldırır ve: -Ahde vefasızlık etti demeyesiniz diye geldim, der. Hz Ömer başını bu defa çevirir ve Amr ibni Asr'a derki, -Ey amr sen bu delikanlıyı tanımıyorsun nasıl oldu da onun yerine kefil oldun? Amr ibni Asr: -Bu kadar insanın içerisinden beni seçti, insanlık öldü dedirtmemek için kabul ettim der. Sıra gençlere gelir derlerki, -Biz bu davadan vazgeçiyoruz, bu sözün üzerine Hz Ömer: -Ne oldu biraz evvel babamızın kanı yerde kalmasın diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz? Gençlerin cevabı dehşetlidir: - Merhametsiz insan kalmadı deneyesiniz diye.
Son durağı Rabbin rıza makamı olan yol, hüzünle karılsa da sonu sevinç ve sürurdur. Bir dava insanı hüzünlü de olsa yolunda yürüyorsa işte odur gerçek dava… Sizi yoldan, candan ve canandan da edecek yürek katilleri olacaktır. Olsun, davamı da hüznümü de çilemi de seviyorum dersiniz ve yürürsünüz, zorbalara inat… Çünkü biz ve siz müebbet yolculuğun müebbet yolcusuyuzdur. O halde hüzne talip olmak, yola talip olmak demektir. Sevdiklerinizin yanınızda olmasını şiddetle arzulasanız da sadece siz gibi yolcular olacaktır yanı başınızda… Rab katında kardeşleriniz olanlar… Karındaşlarınızı arkada bırakan bir sevgi halesiyle donanmış din kardeşleriniz… İyi ki de varsınız, iyi ki buradasınız dersiniz muhabbetle… Habibullah’ın sevgi halesiyle hemhal olarak! alıntı
ALIŞMA BANA; Ne yapacağım belli olmaz,bugün varım yarın birden yok olurum? DOKUNMA BANA; Kapanmamış......yaralarla doluyum,canımı acıtma bi yara da sen açma? ÇÖZMEYE ÇALIŞMA SAKIN; ...Seninle karışır iyice kördüğüm olurum? GÜVENİYORSAN KENDİNE; İnandır beni aşkın varlığına sonucunda öyle bir aşk yaşatırım ki VAZGEÇEMEZSİN,TUTKUN OLURUM...
İşte gidiyorum Bir şey demeden Arkamı dönmeden Şikayet etmeden Hiç bir şey almadan Birşey vermeden Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum Ne küslük var ne pişmanlık kalbimde Yürüyorum sanki senin yanında Sesin uzaklaşır her bir adımda Ayak izim kalmadan gidiyorum Gerdiğin tel kalbimde kırılmadı Gönülkuşu şarkıdan yorulmadı 'Bana kimse sen gibi sarılmadı' Işığımız sönmeden gidiyorum...
bazen geriye dönüp baktığında sevdiklerinin seni unuttuğuunu düşünürsün.insanı unutmak kolaydır,ama sevilenleri unutmak ne kolaydır ne olabilecek bir olaydır.senki sevginle bir gönüle misafir olmuşsan ne unutulabilirsin...
' unutulduğunu düşündüğün her an için aklımdasın...'
..umutsuzluklarla..........ve hüzünle dolu... .güneşinden yoksun umut, bulutlar ardında gökyüzü kapkaranlık ve biz burada ışıksızız yollar aşılmaz türden, ufuklar bizden uzak .bugünler mutsuz ve yarınlar çok umutsuz ...amaçlar belirsiz ve araçlar çok yetersiz .....görüşebilmek zor,görüşmemek zor. .........sevebilmekve de sevebilmek, ...........ne kadar mümkün sence? .............ne kadar olası bu düş? ................birleşebilir miyiz? ....................sen-ve-ben .........................? ?
Son düğmesi de koptu insanlığın...Vefa,can çekişiyor arka sokaklarda... Umut, mendil sallıyor giden trenlerin ardından... Birisi, adres arıyor mezarlıklarda... Dostluklar çöp tenekelerinde sahipsiz... Ve anahtar teslimi aşklar satılık köşe başlarında... Hem de üç kuruş mutluluklara! ! !
ÖZLEMEK; mutluluğun bir tek sende olduğuna inanmaksa..ÖZLEMEK sonbaharda bilmeden savrulmaksa...ÖZLEMEK farketmeden deli gibi tutlmaksa..O ZAMAN SENİ ÇOK ÖZLEDİMMM....
Unutmak ne dipsiz bir şeydir ki, unutanlara unuttuklarını bile unutturur. Unutulmak ne acı şeydir ki, unutulanın unutuluşuna ağlayışını kimse hatırlamaz. ‘Nisyan’dan unutuluştan çıkarıldık her birimiz. Yüzümüz gün ...
03.08.2010 - 10:10
Birine sevginizin tümünü sunmak, Asla sizi de ayni sekilde seveceginin garantisi degildir.
Sevgiye karsilik beklemeyin; Sadece sevginin karsidakinin kalbinde büyümesini bekleyin; fakat olmazsa da, sizin kalbinizde büyüdügüne emin olun.
Birine çarpilmak için bir an yeterlidir, birinden hoslanmak bir saat, ve birini sevmek içinde bir gün yeterlidir, ama birini unutmak ise bir ömür sürer.
Görünüse aldanmayin; kandirici olabilir. Zenginlige aldanmayin; yok olur gidebilir. Sizi güldüren birini seçin çünkü karanlik bir günü aydinlatan sey bir gülümsemedir.Kalbinizi gülümsetebilen birini bulun.
Öyle zamanlar vardir ki, bazen birini öylesine çok özlersiniz ki, onu hayallerinizden çikarip, gerçek hayatta kucaklamak istersiniz. Hayal etmek istediginiz seyi hayal edin, gitmek istediginiz yere gidin, olmak istediginiz kisi olun, çünkü yasayabileceginiz tek bir hayatiniz var ve tüm bunlari yapabilmek için tek bir sansiniz.
Sizi tatli kilacak kadar yeterli mutlulugunuz olsun, güçlü kilacak kadar aci deneyiminiz, insan kilacak kadar üzüntünüz, ve sizi mutlu kilmaya yetecek kadar umudunuz olsun.
Daima kendinizi baskalarinin ayakkabilarina koyun.Eger ayaklariniz aciyorsa, o kisininkiler de aciyordur.
En mutlu kisiler, herseyin en iyisine sahip olanlar degildir, onlar karsilarina çikan herseyin degerini en iyi bilenlerdir.
Mutluluk, aglayanlar, incinenler, arastirma yapanlar, ve çabalayanlar için vardir, çünkü böyle insanlar hayatlarina giren her insanin önemini takdir edenlerdir.
Ask bir gülücük ile baslar, bir öpücük ile gelisir, ve bir gözyasi ile son bulur.
En parlak gelecek, unutulmus bir geçmisin üstünde yükselir, geçmisinizdeki kalp kirikliklarini ve hatalari silmezseniz hayatin içinde ilerleme sansiniz olmaz.
SEVİN.. SEVİN.. SEVİN.. HİÇBİRŞEYİ VE HİÇKİMSEYİ DÜŞÜNMEDEN SEVİN.. SEVGİNİZİ, SEVDİĞİNİZİ ELDE ETMEK İÇİN HER YOLU DENEYİN.
alıntı
03.08.2010 - 08:59
AŞK
Aşk imkânsızı başarma çabasıdır. En ulaşılmaza âşık olunur bazen. Görünmez bir yolda yürümek, sonu olmayan bir kuyuya inmek, fırtınalı okyanusta sörf yapmak gibidir. Ulaşmak için amansız bir çaba verilir. Âşık için anlamlı bir çabadır. Sevgili, sevgilisinin dönmeyeceğini ve onu ebediyen yitirdiğini bildiği halde, umudunu yitirmez, “belki döner” diyerek ardından koşuşturur.
26.07.2010 - 19:26
iki kelime
Her şey o iki kelimeyi söylemek mi?
Sence ……
Ya yüreğimin haykırışları….
Ya geceleri uyutmayan hayalinle sohbetim…
Ya damarlarımdaki kanın seninle akması…
Bunlar hep boş şeyler mi? ......
S e n i s e v m e k, söylemek değildir…
U N U T M A….! ! !
Seni alıp yüreğime koymaktır….
Her şey o iki kelimeyse….
Ben seni dili olmayan biri gibi S E V İ Y O RU M ....
26.07.2010 - 18:19
Yürekdir konuşan her zaman, dilin söylediğine bakmayın,
Sevgidir her zaman ayakta tutan,ayaklarınıza bakmayın,
Ruhunuzdur işiten güzel sözleri, kulaktır sanmayın,
Özlemdir taşıyan sizi, araçtır sanmayın,
Aşktır sizi hayata baglayan, para pulda aramayın.
DOST'dur sizi bittiğiniz anda sarıp sarmalayan, SEVGİLİ sanmayın...
26.07.2010 - 15:40
Unutamadım… Seni gördüğüm ilk anı unutamadığım gibi. Bin tane satır yazsam da, anlatamam içimdeki hisleri. Bu gece seni düşünüyorum, her gece düşündüğüm gibi. Gözüme uyku girmiyor, çünkü seni unutamadım… Sokakta bazen sana benzeyen bir koku alırım, o an çok derinlere dalarım. Sonra farkında olmadan akar göz yaşlarım. Kimse bilmez ama, aşkı ilk seninle yaşadım.
Bazı geceleri seni görürüm rüyamda. Uyandığımda, anladım ki senin kadar hiçbir şeyi sevmemişim bu dünyada. Bazen düşünüyorum; beni hatırladığın hiç oluyor mu? Yoksa o temiz gönlün benden nefret edip korkuyor mu? Bazı geceleri evinin önündeki parkta sigaramı içerdim. Polisler gelip sorduğunda; 'bir arkadaşımı bekliyorum' derdim. Ama kimse bilmezdi ki sendin benim tek derdim... Bir gece Azrail çıkıp kapıma gelse, seni bana bir saniyeliğine gösterip karşılığında canımı istese inan benim dışımda kabul etmezdi bunu kimse.
Bazen isyan ediyorum, neden hayatımda yoksun? Biliyorum ki başkasının kollarında mutlusun. Yine de içim rahat, çünkü biliyorum sen mesutsun. Beni belki üç günde unuttun, bense seni üç yılda unutamadım. İnan bunun tek sebebi; seni sevmekten hiç korkmadım. Belki de şu an; “bunca zaman beni hala unutamadı” diye gülüp eğleniyorsun. Ama ne kadar yürekli olduğumu unutup geçiyorsun. Çünkü her insan yüreği kadar severmiş bunu biliyor musun? Ah keşke! Seni kalbimden bir silebilsem. Beni unuttuğun gibi, ben de seni unutabilsem. Sana kalbimi hediye etmiştim, sen onu çöpe attın.
' Bense seni içime gömdüm, hep içimde sakladım... '
26.07.2010 - 13:42
Ey Kalbim Doğrul...
Affetmenin ne kadar erdemli bir hareket olduğunu biliriz… Çoğu zaman kendimizde buluruz affediciliği... Kolay affetmekten dem vururken bir gün birini asla affetmem diyeceğimiz aklımıza dahi gelmez...
Kim ne yapmış olursa olsun affedebileceğimizi zannederiz...
Fakat hiçte o kadar kolay olmadığını zaman içerisinde anlıyor insan... Zaten kolay olsaydı bu kadar övülür müydü? Bu kadar yüce olur muydu Hak katında?
Herkesin yapabileceği bir şey olmayışıdır onu erdemli kılan... Allah'ın sevdiği ve tavsiye ettiği çok güzel bir haslettir hoşgörü ve affedicilik...
Kalp çok narindir... İncinmeye en müsait organdır... En cesur hem de en narin…
Onun adı bazen gönüldür... Şairlerin mısralarına ilham olur…
Yazmakla bitmez derdi tasası... Bitmez sevdası…Vuslat olur, hasret olur düşer dizelere kimi zaman....
'Gel Ey Sevgili' diye yazar kalem feryadını...
Türkülerde hayat bulur bazen;
Gönül dağı olur, yağmur olur, boran olur, hüzün olur…
Sevda olur can olur,
Can özü olur… Canana, can olur dergâhı gönülde...
Saz başka söyler, ney başka anlatır... Asırlar aşarak, dağlar aşarak yollar aşarak ulaşır dokunur ince narin gönüllere...
Çobanın kavalına, Neyin hasretine, sazın teline; ses olur, nefes olur, vuran el olur… Hüznünü akıtır, acısını, sitemini, ahını… Ve içli içli çağırır sevgiliyi…
Derman arar…
Bazen de bir bulut misalidir…
Beyazlığı gökyüzüne ahenk katar... Salınır rüzgârın önünde... Semanın gelinciği, narini olur… Şekilden şekile girer... Halden hale... Kalp gibi... Oda halden hale dönmez mi? Çiçekler açar bağrında, sevdalar yeşerir... Deryalara yelken açar ve çatlar kırılır kimi zaman... Gözyaşı salar gözlere… Ateş düşürür sineye...
Mahzunlaşır bulutlarda kimi zaman…
Rengi duman, yükü gamdır… Hüzün giyer, küser, küstürülür belki de… Rüzgârda hoyrat davranır ona... Şiddetle eser. Savurur hoyratça… Bir başka bulutla çarpışınca bir inilti kopar gökyüzünde, yarılır, gürler... Şimşekler çakar semada... Gök yere iniyor, öfke saçıyor zannedilir... Dehşetinden kaçışır insanlar... Oysa!
Oysa kırılma sesidir gelen... Hüznün sesidir... Feryattır… Acının yankısıdır delen semayı… Ayrılıştır…
Çatlar bağrı ve yavaş yavaş yağmur damlaları düşer… Kimi rahmet der kimi bereket... Kiminin gözyaşlarına karışır hüzün olur düşer yeryüzüne…
Kırmayın! Sakın incitmeyin…Ağlatmayın bulutlar gibi…
Kalpler kırılmaya görsün... Kırılan bir kalp onarılmazmış öğrendim. Bağrımda bir sızı var şimdi... Bir acı… Kanayıp durur... Kabuk bağlarken yeniden açılan bir yara, yara ki!
Dil nasıl kırardı kalbi... Böylesine derin bir yara nasıl açardı... Kırıldı işte...
Hani affetmek erdemdi ya! Hani hoşgörü güzeldi! Affetmiyor işte. Hakkım helaldir derken dilim! Kalbim diyemiyor affedemiyor... Kar etmiyor hiçbir sözüm… Dinlemiyor… Kanayıp duruyor her geçen gün…
Affet… Allah affedicidir affedenleri sever…
Ey kalbim doğrul... Rabbim kimseyi senden dolayı yakmasın...
İncitmeyin narindir…
(alıntı)
24.07.2010 - 14:34
Issız çölde uçan bir çift hüzünlü kanadım ben. Kehribar rengi bir yalnızlığın içinde bedbaht baksa da gözlerim uçuyorum. Bilmediğim bir sonsuzlukta bildiğim bir tanrıyı arıyorum. İyi ki hiç büyümemiş yüreğim. Yoksa nasıl seçerdim sarının içinde maviyi, turuncuyu, pembeyi? Hatta ara sıra yeşile bakıyor gözlerim. Çocukluğumun pervasızlığıyla çırpıyorum kanatlarımı. Biraz kırgınım, biraz da yorgun. Bazen çocuğum, bazen olgun...
24.07.2010 - 11:55
Biryolun
varsa gidilecek sona bırakma... Bir sözün varsa dilden yüreğe hiç
susma... Görmen gerekiyorsa birini git yanına... Okşaman gereken
biryürek varsa esirgeme elini... Hayat çok zalim... An gelir...
elini...gözünü... yolunu... yüreğini alır senden... o zaman... Devamını Gör
......istesende......dokunamaz......
göremez... gidemez... söyleyemez olursun.......!
24.07.2010 - 10:44
Çamura bulanmayanın arınmak için çabalamasının ne anlamı olabilir ki? !
Unutma ki kirlenmemek kirden münezzeh olanlara, arınmak ise yazgısı kirlenmek olanlara özgüdür.
Demek ki sen kirlenmemekle değil, arınmakla mükellefsin!
Dücane Cündioğlu / Hz. İnsan
23.07.2010 - 19:05
Ağlamak Yakışıyor Bana...
Ağlamak yakışıyor bana,
Ne zararım var başkalarına?
Ağlama derler sadece,
Sormazlar derdin ne diye?
İnci gibi dökülen yaşlar,
Hayatımın yeşil rengini sular...
Kim bilecek sebebini?
Ağlama, demek sadece bildikleri,
Ağlıyorsa gözlerim, sadece suç benim mi?
Anlatsamda, zaten anlaşılır dert değil,
Hayatı sevemedim desem,
Kabul edilecek söz değil...
Kimi hayatı çok sever,
Nazını çeker, istemesede,
Kimi benim gibi, yufka yürekli,
Anlamaya çalışır hayatı, sevmesede...
Sevdiremedin hayat kendini,
Sevemediysem sadece suç benim mi?
Yürüyen cesetler var,
Yaşadığını zanneden,
Asırlardır yaşayanlar var,
Kitaplarda,şiirlerde...Öldü denilen,
Karmakarışıksın be hayat,
Çözmeye çalıştıkça düğümlenen,
Çözemediysem sadece suç benim mi?
İnsan olamadık hala insan...
Ağlıyorum! Nasıl susayım?
İçimde patlarken volkan...
Anlatamadın hayat kendini,
Anlayamadıysam sadece suç benim mi?
Ağlamayı yakıştırdıysam kendime,
Gülmek rahatlatmıyorsa beni,
Gözyaşlarım tek hazinemse,
Kınanmak niye...Ağlarım kime ne?
Ağlıyorum işte gene, suç benim mi?
Emine Yılmaz Dereci
23.07.2010 - 16:52
Kolaydı Sevmeler Ben İmkânsızı Seçtim
Ne Kadar Yakınsan O Kadar Uzaktın Bana
Elimi Uzatsam Tutabilirdim
Ama Bir O Kadar Da Ulaşılmazdın
Kaçanlardan Değildim Ben
Kaçamadım...
Ne Zaman Vazgeçmeye Kalksam
Yüreğim O Kocaman Haliyle Dikildi Karşıma
Ben Yüreğimin Sesini Dinledim
Ve Yüreğim Aslında Sendin...
Her Sözcüğe Denedim Seni Anlatmak İçin
Her Sözcüğün Üzerinde Durup Bin Kere Düşündüm
Ya Onlar Anlatamadı Seni Ya Sen Onlara Yetmedin
Ben Ki Konuşmayı Bu Kadar Seven
Böylesine Laf Cambazı
Bir Tek Seni Tarif Edemedim...
Sözcükler Yetmedi Ya
Renklere Sarıldım Bende
Bir Tek Mavi Anlattı Seni
Maviye Yakışan Yalnız Sendin
Ne Kendimi Sakladım Nede Sözlerimi
Duygularım İçtendi...
Seni Kendimi Sever Gibi Sevdim
Tutkuyla Bağlıydım Sana Ama
Sevdam Senin Tutsağın Değildi
Ben Özgürlüğüme Düşkündüm
Ve Özgürlüğüm Sendin...
Dinle Ey Yar
Sana Bağımlı Olmadan Büyüttüm
Ben Bu Sevdayı İçimde
Sen Olsan da Büyümeye Devam Edecek Olmasan da
Sevmişim Bir Kere Seni Kurtuluşun Yok
Seni Özlemeyi En Çok Ben Bilirim
Hiç Yakınmadım Seni Özlemekten
Üstelik
Kavuşmama İhtimali
İşlenmemiş Bir Taş Gibi Önümde Dikilip Dururken
Sana Dokunamamak Yüreğimi Böylesine Acıtırken...
Yinede Bil Ey Yar
Seni Göremeyen Gözlere İnat,
Seni Hissedemeyen Ellere İnat,
Seni Bir Türlü Bana Getirmeyen Zamana İnat,
Seni Sevmekten Vazgeçmeyeceğim
Ahh Yar
Ahh Hasretim
Sustum Çığlıklarımı Geceye Asıp
Sustum Avaz Avaz Yokluğuna
Ahh Yar
Ahh Güneşim
Koştum Adını Dilime Dolayıp
Koştum Düşe Kalka Varlığına...
Yüreğimin Kalemiyle Yazıyorum Bu Paragrafı;
Gözlerini Yumarak Oku
Biz Hep Yumduğumuz Gözlerle Görmedik mi Birbirimizi?
Biz Hep Gözlerimiz Kapalı Dokunmadık mı Birbirimize?
Biz Hep Gözlerimiz Kapalı Sevmedik mi?
Sevişmedik mi?
Seni Umutsuzca, Beklentisizce,
Hayallerce Sevdim Uzağından
Beklentisiz Beklentilerim Yine Kocaman
Engel Tanımayan Nüksetmelerin.
Karşılıksız Sevdiğim Gibi
Olmuyor Keçim Olmuyor...
Sen Den Gidilmiyor
Zaman Yine Aldı Başını Geçip Gidiyor.
Tutmak Ne Mümkün
Son Bir İstek Dürtüp Duruyor Tüm Bastırmışlıklarımı...
Sadece Benim Olacak Bir 24 Saat
İçinde Senin Olacağın.Ve Her Salisesine Kadar
Parçalanarak Tüketeceğim Bir 24 Saat...
Hiç Konuşmadan
Gözlerimi Kapatıp
Sadece Varlığını Hissetmek İstediğim
Nefesini Duymak
Kokunu Almak İstediğim
Parmaklarımla Saçlarından Ayak Parmaklarına Kadar
Sana Sadece Dokunabileceğim
Şu Başı Belli Sonu Belirsiz Yaşamdan
Çalınmış Bir 24 Saat
Son Dileğim
Yine 'Ne Çok' Ve 'İmkânsızı' İstemekteyim.
alıntı
23.07.2010 - 15:22
Ben senin yüreğinde bir kaçak yolcuydum..Mevsimsiz açan bir çiçektim.Oysa aşkın sadece kardelen sabrına ihtiyacı varmış.Bizimki bir hercai sevdasıymış..Aşk ne vaktinde olmalı ne vaktinden sonra..Aşk bazen hayata inan var olmalıydı..Bizimki bir hercai aşkı yabancı..Olması hata sayılan, olduğunda günah sanılanmış bizim aşkımız..Vakitsiz bulduk,daha anlamadan bizi kayıp gittik bizden...
23.07.2010 - 12:23
Ahde Vefa
Hz.Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler, derlerki
-Ey halife bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin.
Bu söz üzerine Hz.Ömer suçlanan gence dönerek:
-Söyledikleri doğrumu diye sorar.
Suçlanan genç derki evet doğru bu söz üzerine Hz Ömer:
-Anlat bakalım nasıl oldu diye sorar.
Bunun üzerine genç anlatmaya başlar,derki:
-Ben bulunduğum kasaba hali vakti yerinde olan bir insanım ailemle beraber gezmeye çıktık kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi. Hayvanlarımın arasında bir güzel atım varki dönen bir defa daha bakıyor hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyva koparmasına engel olamadım, arkadaşların babası içerden hışımla çıktı atıma bir taş attı atım oracıkta öldü, nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım babası öldü, kaçmak istedim, fakat arkadşlar beni yakaladı,durum bundan ibaret,dedi.
Bu söz üzerine Hz Ömer söyleyecek bir şey yok bu suçun cezası idam, madem suçunu da kabul ettin...
Bu sözden sonra delikanlı söz alarak:
-Efendim bir özrüm var, ben memleketinde zengin bir insanım babam rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı, gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım şimdi siz bu cezayı ifnaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettğiniz için Allah indin'de sorumlu olursunuz, bana üç gün izin veriseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün için de yerime birini bulurum der.
Hz Ömer dayanamaz derki:
-Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalırki? der,
Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar derki,
-Bu zat benim yerime kalır, o zat Hz peygamber (s.a.v) efendimizin en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken cennetle müjdelen Amr ibni Asr' dan başkası değildir. Hz Ömer Amr 'a dönerek
-Ey amr delikanlıyı duydun, der.
O yüce sahabi:
-Evet, ben kefili, der ve genç adam serbest bırakılır.
Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur, Medinenin ileri gelenleri Hz Ömere çıkarak gencin gelmeyeceğini, dolayısıyla Amr ibni Asr'a verilecek idamın yerine, maktülün diyetinin verilmesini teklif ederler, fakat gençler razı olmaz ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz, derler.
Hz Ömer kendinden beklenen cevabı verir, derki,
-Bu kefil babam olsa farketmez, cezayı infaz ederim.
Hz Amr ibni Asr ise tam bir teslimiyet içerisinde derki,
-Biz de sözümüzün arkasındayız.
Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür.
Hz Ömer gence dönerek derki,
-Evladım gelmeme gibi önemli bir fırsatın vardı neden geldin.
Genç vakurla başını kaldırır ve:
-Ahde vefasızlık etti demeyesiniz diye geldim, der.
Hz Ömer başını bu defa çevirir ve Amr ibni Asr'a derki,
-Ey amr sen bu delikanlıyı tanımıyorsun nasıl oldu da onun yerine kefil oldun?
Amr ibni Asr:
-Bu kadar insanın içerisinden beni seçti, insanlık öldü dedirtmemek için kabul ettim der.
Sıra gençlere gelir derlerki,
-Biz bu davadan vazgeçiyoruz, bu sözün üzerine Hz Ömer:
-Ne oldu biraz evvel babamızın kanı yerde kalmasın diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz?
Gençlerin cevabı dehşetlidir:
- Merhametsiz insan kalmadı deneyesiniz diye.
23.07.2010 - 09:18
Son durağı Rabbin rıza makamı olan yol, hüzünle karılsa da sonu sevinç ve sürurdur. Bir dava insanı hüzünlü de olsa yolunda yürüyorsa işte odur gerçek dava… Sizi yoldan, candan ve canandan da edecek yürek katilleri olacaktır. Olsun, davamı da hüznümü de çilemi de seviyorum dersiniz ve yürürsünüz, zorbalara inat… Çünkü biz ve siz müebbet yolculuğun müebbet yolcusuyuzdur. O halde hüzne talip olmak, yola talip olmak demektir. Sevdiklerinizin yanınızda olmasını şiddetle arzulasanız da sadece siz gibi yolcular olacaktır yanı başınızda… Rab katında kardeşleriniz olanlar… Karındaşlarınızı arkada bırakan bir sevgi halesiyle donanmış din kardeşleriniz… İyi ki de varsınız, iyi ki buradasınız dersiniz muhabbetle… Habibullah’ın sevgi halesiyle hemhal olarak!
alıntı
22.07.2010 - 14:54
ALIŞMA BANA;
Ne yapacağım belli olmaz,bugün varım yarın birden yok olurum?
DOKUNMA BANA;
Kapanmamış......yaralarla doluyum,canımı acıtma bi yara da sen açma?
ÇÖZMEYE ÇALIŞMA SAKIN;
...Seninle karışır iyice kördüğüm olurum?
GÜVENİYORSAN KENDİNE;
İnandır beni aşkın varlığına sonucunda öyle bir aşk yaşatırım ki
VAZGEÇEMEZSİN,TUTKUN OLURUM...
22.07.2010 - 10:49
hasret.....
Bu akşam çok efkarlıyım
Kalbim neden kan ağlıyor
Bunu bir bilsen sevgilim
Güneş solgun gündüz gece
İçimde sen bir bilmece
Izdırabı heceliyor
Sensiz yalnız sensiz içim
Gözyaşlarım yağmur gibi
Yanağımı ıslatıyor
Kollarım bekliyor seni
Öpsem öpsem ellerini
Yine de sana hasretim
Dudaklarım da bir ateş
Avuçlarımda alevsin
Sensiz yalnız sensiz içim
İlahımsın sevgilim
Sen benim her şeyimsin
Hayatım anlamsız şimdi
Sendin bana neşe veren
'Seviyorum, sevdim' diyen
Sen benim sıcak güneşim
Güzel tatlı tek eşimdin
Kara sevdam sevgilimdin
Unutamam asla seni
Hergün anıyorum yasla seni
N'olursun dön dön bana
Kollarım bekliyor seni
Öpsem öpsem ellerini
Yine de sana hasretim
nesrin sipahi
21.07.2010 - 18:43
İşte gidiyorum Bir şey demeden Arkamı dönmeden Şikayet etmeden Hiç bir şey almadan Birşey vermeden Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum Ne küslük var ne pişmanlık kalbimde Yürüyorum sanki senin yanında Sesin uzaklaşır her bir adımda Ayak izim kalmadan gidiyorum Gerdiğin tel kalbimde kırılmadı Gönülkuşu şarkıdan yorulmadı 'Bana kimse sen gibi sarılmadı' Işığımız sönmeden gidiyorum...
21.07.2010 - 09:59
bazen geriye dönüp baktığında sevdiklerinin seni unuttuğuunu düşünürsün.insanı unutmak kolaydır,ama sevilenleri unutmak ne kolaydır ne olabilecek bir olaydır.senki sevginle bir gönüle misafir olmuşsan ne unutulabilirsin...
' unutulduğunu düşündüğün her an için aklımdasın...'
21.07.2010 - 07:46
kırık bir aşk.............hikayesi bu..
..umutsuzluklarla..........ve hüzünle dolu...
.güneşinden yoksun umut, bulutlar ardında
gökyüzü kapkaranlık ve biz burada ışıksızız
yollar aşılmaz türden, ufuklar bizden uzak
.bugünler mutsuz ve yarınlar çok umutsuz
...amaçlar belirsiz ve araçlar çok yetersiz
.....görüşebilmek zor,görüşmemek zor.
.........sevebilmekve de sevebilmek,
...........ne kadar mümkün sence?
.............ne kadar olası bu düş?
................birleşebilir miyiz?
....................sen-ve-ben
.........................? ?
19.07.2010 - 10:28
Son düğmesi de koptu insanlığın...Vefa,can çekişiyor arka sokaklarda... Umut, mendil sallıyor giden trenlerin ardından... Birisi, adres arıyor mezarlıklarda... Dostluklar çöp tenekelerinde sahipsiz... Ve anahtar teslimi aşklar satılık köşe başlarında... Hem de üç kuruş mutluluklara! ! !
16.07.2010 - 07:29
ÖZLEMEK; mutluluğun bir tek sende olduğuna inanmaksa..ÖZLEMEK sonbaharda bilmeden savrulmaksa...ÖZLEMEK farketmeden deli gibi tutlmaksa..O ZAMAN SENİ ÇOK ÖZLEDİMMM....
15.07.2010 - 17:48
Her zaman her yerde her istenileni anlatamıyorum.
Kime, neyi, nasıl ispatlayacaksın! O halde suskunluğun elini tutuyorum.
Merhem tutmaz öyle yaralarım var ki! Konuşamıyorum…
İçime atıp susuyorum.
Kurşun geçmez şartlanmış beyinlere söz geçiremiyorum.
Sayfalarca susuyorum.
Kelimelerimin dinlenmeye en çok muhtaç olduğu anlarda,
Beni anlayacak bana derman olacak birini aradığımda,
O çok (boş) konuşanlar kaçıyor.
Sokağımın gece yarısı suskunluğa terk edildiği gibi,
Bende yüreğimi suskunluğun kucağına bırakıyorum
Konuştuğum zaman mahkûm,
Sustuğum zaman zanlı muamelesi görüyorum.
Ne yapacaksın, kime gideceksin…
Anlamsız konuşmalardan kendime sığınıyorum
Zor olanı tercih ettim sustum…
Boğazıma dizilmiş sözcükleri söylemeden, haykıramadan, içime atarak…
Bir bilseler susan birinin gözlerinde çuvallar dolusu kelime olduğunu,
Ve yine bir bilseler söz tükenmişse en güzel cevabın susmak olduğunu…
15.07.2010 - 14:31
Mutluluk sana gözbebeğin kadar yakın,mutsuzluk yıldızlar kadar uzak olsun.Öyle mutlu ol ki gözlerindeki ışıltı mutluluk arayanlara sadakan olsun...
14.07.2010 - 17:17
Güle Güle Sevdiğim
Güle güle sevdiğim, bahtın açık olsun.
Bütün özlediklerimiz, seni bulsun.
Ne ilk temennim bu ne son olacaktır,
Hasretlere benden de selam olsun.
Geri döneceksen eğer, yolu biliyorsun.
Git diyen yok ki sana, gidiyorsun.
Aşkı sen öğretmiştin, unutmayı da öğret.
Seni nasıl sevdiğimi bilmiyorsun.
Ne vardı ayrılığa koşupta sarılacak,
Hasretinde gözyaşı var görmüyorsun.
Neydi bizi ayıran, neydi bizi kıran.
Kim olmuşki ayrılıkla mutlu olan.
Her gurbet yolcusunun bir sılası vardır,
Senin sılan şu gönlüm, senle dolan.
Orhan Gencebay
Toplam 168 mesaj bulundu