Onlar icin gecitler, kaldirimlar yapilmis olmasina ragmen, onlar, israrla arabalarin vizir vizir gidip geldigi cadde ve sokaklarda yurumeye devam etmislerdir... Ve bir buyugumuz 'Yurumekle yollar asinmaz' demistir...
Efendim, cok boyutlu ve cok cesitli turleri olan bir kavramdir bu siddet denilen sey. Boyle olunca da tanimlamasi epey guctur tabii. Ayrica zaman ve topluma gore degistigi de gorulmustur.
Ancak, ana ozellikleri her ne olursa olsun, genel olarak nefret, kizginlik, ofke, kin, dusmanlik ve cok ender de olsa asiri sevgi gibi duygularla kisinin karsisindaki kisiye ya da kendine karsi uyguladigi eylemler butunu diye tanimlamak mumkundur tabii...
Gecmiste yasanilan bir kotu tecrube sonucu bunyeye yuklenilen suphecilik nedeniyle, karsindaki her insana -hele de o insan az bir zaman tanimana ragmen pek cok seyini paylastigin biriyse- kuskuyla bakmak da siddetin bir cesididir.
Hicbiri tasvip edilmez siddetin, ama ozellikle de cocuklara, kadinlara ve hayvanlara karsi uygulanani asla kabul edilemez diyor, siddetsiz gunler temenni ediyorum efendim...
Caresizlik, yoksulluk ya da yoksunluk gibi anlamlar iceren bir sozcuktur. Mustafa Kemal Ataturk'un Genclige Hitabe'sinde de gecer bir cumle icinde... Soyle der Atamiz:
'Millet, fakr-u zaruret icinde harap ve bitap dusmus olabilir.'
Bir isin karisik oldugunu, altindan ne cikacaginin bilinmeyecegini, her turlu aci tatli surprize acik olabilecegini belirtmekte kullanilan bir terimdir. Bu iste bir bit yenigi var demenin bir baska yolu, bu iste bir capanoglu var demektir...
Bir de Capanogullari vardir ki, ayri bir baslik altinda didiklenmesi gerekir...
Simdi efendim, bu terimin ilk bolumunde bulunan 'Fi', eskiden kullandigimiz dilde bilinmeyen bir tarihi anlatmak icin kullanilan bir sozcuktu. Arapca'da da ismin -de, -da halini veren onek olarak hala kullanilmaktadir.
Yakali ise bir sifattir bildigim kadarla. Seylerin herhangi bir sekilde yakasi oldugunu belirlemekte kullanilir.
Ama ikisi yanyana geldiginde, eger bitisikse, yani fiyakali diye geciyorsa, gosterisli, yakisikli gibi anlamlar icerir. Yok eger baslikta yazildigi gibi ayri ayri yazilmissa iki sozcuk, dayisi olmayan oglan cocuklar gibi (Bkz. kiz halaya, oglan dayiya ceker) neye benzeyecigini sasirir, ucube bir sey olur...
Simgesi sio2 (silisyumdioksit) olan mineral. Guncel yasamimizda bol bol kullandigimiz bir seydir kendileri. Ama ozellikle de saat yapimlarinda kullanilmaktadir...
Nece oldugu, hangi dile ait oldugu bilinmeyen ama Turkce olmadigi tarafimdan cok iyi bilinen soz obegidir. Kisinin aklina bu Nedir yoneticilerinin uyeler tarafindan her eklenen terimi hic arastirmadan, sorusturmadan bolume ne diye eklerle sorusunu takan seylerden biridir...
Taze ya da kurutularak tuketilebilen bir sebzedir. Tazeyken toplanmasi tercih edilmelidir, cunku olgunlastikca kartlasma ozelligi vardir. Kurutulmasi bir ipe dizilerek guneste bekletilerek gerceklesir...
Lif orani yuksek bir bitkidir. Bu ozeligiyle idrar sokturucu ve kabizlik giderici etkisi vardir. Mineraller acisindan da zengindir.
Fortis Turkiye Kupasi yari final ilk macinda, Ankaraspor'u 1 - 0 geriye dusmesine ragmen Delgado, Holosko ve Yusuf'un golleriyle 3- 1 kazanan takimdir...
Rovans maci Nisan ayinda BJK Inonu Stadi'nda oynanacaktir...
Yuksek Secim Kurulu'ndan ogrendigimize gore 2941 aday yarisacakmis onumuzdeki yerel secimlerde. Nufusumuzun yarisini teskil eden kadinlarimizdan aday olanlarin sayisi ise sadece 131 (Yazi ile yuzotuzbir) ...
Dün sahilde karşılaştık.
Bir an gözüm ısırdı,sonra birden tanıdım
Düşmemek için zor tuttum kendimi
Bacaklarım titredi,bir ağaca yaslandım.
Yırtılan bir mektup gibi
Sisli hatıraların gerisinden bakıyordu.
Eski bir sevdanın durulmamış nehirleri
Cirpınarak yüreğime akıyordu.
Hatırladığım bir sonbahar günüydü,
Karşımızdaki yeni eve taşındılar
Butün gün bakışıp duruyorduk
Gozleri sanki birer kurşundular! .
O zamanlar ben, zıpkın gibi bir çocuktum;
Liseye yeni başlamıştım
Onun saçlarını geriye savurup
Capkınca gülümsemesinden hoşlanmıştım.
Ne zaman cama çıksam, karşı balkonda
Itirlı bir çiçek gibi tütüyordu
Ne zaman buluşalım desem, olmaz diyordu
Mektuplaşmak ona yetiyordu.
Bir temmuz akşamıydı, unutmam
Yazlık sinema daha yeni dağılmıştı;
Bahçe kapısında sıkıştırıp öpmüştüm,
Içeri kaçıp saatlerce ağlamıştı.
Sonraları çok kanuştuk, gezdik
Bazen ağlaşıp bazen gülüştük
Cılgın gibiydik, her fırsatta buluştuk,
Uluorta öpüştük, herkesin diline düştük.
Ailesi baş edemedi, mersin'deki halasına gönderdi
Hiç arayıp sormadım
Ben o sıralar devrimci oldum.
Mahalleden ayrılıp yıllarca evede uğramadım.
Dünyam değişmişti artık
Memleketin gidişatını hiç mi hiç beğenmiyordum
Forumlara, yürüyüşlere katılıyor,
Durmadan şiir okuyup, ajitasyon çekiyordum.
Ah o gençlik rüzgarı ah..
Ezilen insanları tek başıma kurtaracağmı sandım
Anarşik bir eylem sırasında
Seken kurşunlarla bacağımdan yaralandım.
Ameliyatın ardından yıllarca yattım içerde,
Dosyam bir hayli kabarmıştı.
Beni o nemli koğuşlarda
Vefakar anamdan başka hiç kimse aramamıştı.
Içerden çıkınca onu sordum
Bir astsubayla evlenip buradan gitmişti.
Oysa kibrit ağusuyla koluma dağladığım
Ismi hala silinmemişti.
Hayat devam ediyordu
Içkiye vurmuştum, unutmayı deniyordum
Pencerenin önünde, kuruyan bir çiçek gibi
Günden güne tükeniyordum.
Anam çökmüştü artık, ölmeden mürüvvet istiyordu
Bazan oturup dertleşirdik.
Kimsesiz bir kadın varmış, körmüş, olur demiş
Bende fazla uzatmadım,evlendik.
Geçmişe ait ne varsa; mektuptu, resimdi.
Bir bir ayırıp yaktım ateşte.
Nasıl gittiğini sorarsanız, ne bileyim,
Kör - topal gidiyor işte.
Ne var ki, o hırçın saçları hep yüzüme savruluyor
Balkona her baktığımda.
Pişmanlık, bir eski yara gibi
Hala kımıldayıp duruyor onu hatırladığımda.
Biliyorum, onunla olsaydım
Böyle kavga edip durmazdım yüreğimle.
Biliyorum, bu sevdayı ben yıktım,
Ben öldürdüm bu hoyrat ellerimle!
Dün sahilde karşılaştık
Bir an boş bulundum, sendeler gibi oldum
Oyle bir baktı ki, ben o gözlerde
Bir ömrün bütün acılarını buldum.
Bir şeyler söylemek ister gibiydi
Başını eğip, gitti çocuklarının yanına
Nedendir bilmiyorum, fakat
Girmek istemedi sanki, kocasının koluna.
Ardından koşup durduramadım, ona soramadım
Oylece dona kaldım.
Cünkü o anarşik eylemden beri
Ben artık degnekli bir topaldım!
Her ilde yapilacak olan secimlerdir ama, saniyorum ki en cok Istanbul, Ankara, Izmir, Diyarbakir ve Tunceli illeri belediyelerini hangi partinin (Ya da bagimsiz adayin) alacagi merak edilmektedir.
Kesin aday listeleri il ve ilce secim kurullarinca ilan edilmis olan secimlerdir...
YSK'nın ilan ettiği seçim takvimine göre, siyasi partilere, aday listelerindeki eksiklikleri tamamlayarak ilgili seçim kurullarına bildirmeleri için tanınan sürenin sona ermesiyle, kesin aday listeleri, seçime katılacak siyasi partilerin il ve ilçe adayları ile bağımsız adaylar ilçe seçim kurullarınca, büyükşehir belediye başkanlığı adayları il seçim kurullarınca mahallinde ilan edilmis.
29 Mart 2009'da bir yenisi daha yapilacak olandir. Genel secimlerin uzerinden daha cok fazla gecmedigi icin, ordaki oy dagilimin cok fazla degisecegi beklenmemeli diye dusunuyorum. Zaten halkimizda merkezi hukumetle iyi gecinebilmek adina, belediyeleri iktidar partisine vermek istemek gibi bir egilim vardir. Bu secimde de oyle olacagini saniyorum...
Sevdim seni bir kere baskasını sevemem.
Deli diyorla bana, desinler degisemem, desinler degisemem...
Hayatta en zor olan bir insanı tanımak,
Kabul etmek huylarını, degismeden bir olmak.
Sevgi anlasmak degildir, nedensiz de sevilir.
Bazen kücük bir an icin omur bile verilir.
Daha yolun basındasın degisirsin diyorlar
Oysa sana cıkıyor bildigim butun yollar.
Sevgi anlasmak degildir, nedensiz de sevilir
Bazen kucuk bir an icin omur bile verilir...
Keşke
Teypte eski bir Cohen şarkısı:
“Yolumu gözleyen bir kadını terk ettim / karşılaştık bir süre sonra /
‘Gözlerinin feri sönmüş’ dedi bana: / ‘Aşkım, ne oldu sana? ’/
Böyle gerçeği söyleyince / ben de doğru söylemeye çalıştım ona /
‘Senin güzelliğine ne olduysa’ dedim,/ ‘benim gözlerime de o oldu’.
* * *
8-10 dizeye sıkışmış hazin bir aşk hikayesi…
Buruk; kırılmış oyuncaklar kadar…
Ve yenik; “keşke”li cümleler gibi…
Bu sözcüğü kaç konuşmanızın başına eklemişseniz onca ıskalamışsınızdır hayatı…
Dört mevsimlik bir sene olsa ömür, “keşke”, onun güzüne denk gelir.
Hepten vazgeçmek için erkendir, telafi etmek için geç…
Mağlubiyetin takısıdır “keşke”...
Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanamamış yılların, gecikmiş itirafların ağıtıdır.
Çarpılıp çıkılmış bir kapıda, yazılıp yollanmamış bir mektupta, gözyumulmuş bir haksızlıkta, vakit varken öpülmemiş bir elde, dilin ucuna gelip ertelenmiş bir sözdedir.
Feri sönmüş bir çift gözde ya da yitip gitmiş bir güzelliğin ardından iç çekişte…
“Yolunu gözlemeseydim”, “öyle demeseydim”, “terk edip gitmeseydim”, “en güzel yıllarımı vermeseydim” diye diye sızlanır gider.
* * *
“Keşke”nin panzehiri “İyi ki”dir.
İlki ne kadar pısırıksa, ikinci o denli yiğittir.
“Keşke”, çoğunlukla bir “ahh”la kopup gelir ciğerden… esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden…
“İyi ki” ise, muzaffer bir “ohh”la büyür; cüretiyle öğünür.
“Keşke”li cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa, “iyi ki”lilerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar.
Okulu hiç kırmamışsınızdır, sinemada öpüşmemişsinizdir; dokundurtmamışsınızdır kendinize, bir kez olsun gemileri yakmamışsınızdır.
Konuşmanız gerektiğinde susmuş, koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur.
Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır.
O insanın, o işin, o davanın, bunu hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır “keşke”...
“Şimdiki aklım olsaydı” dövünmesindedir.
Geriye dönüp baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda edilmiş, “Ne derler” e kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir yığın haz, bilinçaltından el sallar.
“Keşke” cilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır.
“İyi ki” öyle mi ya…!
Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır.
* * *
“İyi ki”lerinizi toplayın bugün ve “keşke”lerinizden çıkartın.
Fazlaysa kardasınız demektir.
Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara… Rüzgarlarla koştunuz ya…
“Keşke”leriniz, “İyi ki”lerden çoksa…
Telafi için elinizi çabuk tutun.
Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken, feri sönen gözleriniz “keşke” diye nemlenmesin..
Iyikilerinizin keskelerinizden cok olmasi dileklerimle :)
Kaderciligin felsefe dilindeki adidir efendim. Fatalist biri, bir altimda yorumu bulunan sevgili Bestenegar'in da belirttigi gibi, kendisinin bir alin yazisi olduguna ve onun asla degismeyecegine, degistirilemeyecegine olan inancin sahibidir. Teslimiyetciligin ya da tembelligin bir baska sekilde soyleme bicimidir de diyebiliriz.
yaya
07.03.2009 - 12:29Motorize olmayan kisilerin genel adidir yaya...
Onlar icin gecitler, kaldirimlar yapilmis olmasina ragmen, onlar, israrla arabalarin vizir vizir gidip geldigi cadde ve sokaklarda yurumeye devam etmislerdir... Ve bir buyugumuz 'Yurumekle yollar asinmaz' demistir...
Tahsin Şahinkaya
07.03.2009 - 12:1512 Eylul doneminin Hava Kuvvetleri Komutani...
Şiddet
06.03.2009 - 02:46Efendim, cok boyutlu ve cok cesitli turleri olan bir kavramdir bu siddet denilen sey. Boyle olunca da tanimlamasi epey guctur tabii. Ayrica zaman ve topluma gore degistigi de gorulmustur.
Ancak, ana ozellikleri her ne olursa olsun, genel olarak nefret, kizginlik, ofke, kin, dusmanlik ve cok ender de olsa asiri sevgi gibi duygularla kisinin karsisindaki kisiye ya da kendine karsi uyguladigi eylemler butunu diye tanimlamak mumkundur tabii...
Gecmiste yasanilan bir kotu tecrube sonucu bunyeye yuklenilen suphecilik nedeniyle, karsindaki her insana -hele de o insan az bir zaman tanimana ragmen pek cok seyini paylastigin biriyse- kuskuyla bakmak da siddetin bir cesididir.
Hicbiri tasvip edilmez siddetin, ama ozellikle de cocuklara, kadinlara ve hayvanlara karsi uygulanani asla kabul edilemez diyor, siddetsiz gunler temenni ediyorum efendim...
Fakr
06.03.2009 - 02:32Caresizlik, yoksulluk ya da yoksunluk gibi anlamlar iceren bir sozcuktur. Mustafa Kemal Ataturk'un Genclige Hitabe'sinde de gecer bir cumle icinde... Soyle der Atamiz:
'Millet, fakr-u zaruret icinde harap ve bitap dusmus olabilir.'
ÇAPANOĞLU
06.03.2009 - 02:18Bir isin karisik oldugunu, altindan ne cikacaginin bilinmeyecegini, her turlu aci tatli surprize acik olabilecegini belirtmekte kullanilan bir terimdir. Bu iste bir bit yenigi var demenin bir baska yolu, bu iste bir capanoglu var demektir...
Bir de Capanogullari vardir ki, ayri bir baslik altinda didiklenmesi gerekir...
fî yakalı
06.03.2009 - 02:11Simdi efendim, bu terimin ilk bolumunde bulunan 'Fi', eskiden kullandigimiz dilde bilinmeyen bir tarihi anlatmak icin kullanilan bir sozcuktu. Arapca'da da ismin -de, -da halini veren onek olarak hala kullanilmaktadir.
Yakali ise bir sifattir bildigim kadarla. Seylerin herhangi bir sekilde yakasi oldugunu belirlemekte kullanilir.
Ama ikisi yanyana geldiginde, eger bitisikse, yani fiyakali diye geciyorsa, gosterisli, yakisikli gibi anlamlar icerir. Yok eger baslikta yazildigi gibi ayri ayri yazilmissa iki sozcuk, dayisi olmayan oglan cocuklar gibi (Bkz. kiz halaya, oglan dayiya ceker) neye benzeyecigini sasirir, ucube bir sey olur...
kuvars
06.03.2009 - 01:55Simgesi sio2 (silisyumdioksit) olan mineral. Guncel yasamimizda bol bol kullandigimiz bir seydir kendileri. Ama ozellikle de saat yapimlarinda kullanilmaktadir...
turgut cansever
06.03.2009 - 01:48Yurdumuzun yetistirdigi onemli mimarlardan birisi(ydi) ...
Gecen yil 88 yasindayken kaybettik kendisini.
caf caf
06.03.2009 - 01:44Nece oldugu, hangi dile ait oldugu bilinmeyen ama Turkce olmadigi tarafimdan cok iyi bilinen soz obegidir. Kisinin aklina bu Nedir yoneticilerinin uyeler tarafindan her eklenen terimi hic arastirmadan, sorusturmadan bolume ne diye eklerle sorusunu takan seylerden biridir...
bamya
05.03.2009 - 17:15Taze ya da kurutularak tuketilebilen bir sebzedir. Tazeyken toplanmasi tercih edilmelidir, cunku olgunlastikca kartlasma ozelligi vardir. Kurutulmasi bir ipe dizilerek guneste bekletilerek gerceklesir...
Lif orani yuksek bir bitkidir. Bu ozeligiyle idrar sokturucu ve kabizlik giderici etkisi vardir. Mineraller acisindan da zengindir.
ayrılık şarkıları
05.03.2009 - 15:59Ayrilik atesten bir ok,
Nazli yardan hic haber yok,
Benim derdim herkesten cok.
Ben nasil yanmiyam daglar...
Sevda derler bir masalmis,
Yar ellerle zevke dalmis,
Unut diye haber salmis,
Ben nasil yanmiyam daglar...
Beşiktaş Jimnastik Klubü
05.03.2009 - 14:30Fortis Turkiye Kupasi yari final ilk macinda, Ankaraspor'u 1 - 0 geriye dusmesine ragmen Delgado, Holosko ve Yusuf'un golleriyle 3- 1 kazanan takimdir...
Rovans maci Nisan ayinda BJK Inonu Stadi'nda oynanacaktir...
YEREL SEÇİMLER
05.03.2009 - 13:53Yuksek Secim Kurulu'ndan ogrendigimize gore 2941 aday yarisacakmis onumuzdeki yerel secimlerde. Nufusumuzun yarisini teskil eden kadinlarimizdan aday olanlarin sayisi ise sadece 131 (Yazi ile yuzotuzbir) ...
şu an ne dinliyorum
05.03.2009 - 00:55Topal sevda... Yusuf Hayaloglu.
Dün sahilde karşılaştık.
Bir an gözüm ısırdı,sonra birden tanıdım
Düşmemek için zor tuttum kendimi
Bacaklarım titredi,bir ağaca yaslandım.
Yırtılan bir mektup gibi
Sisli hatıraların gerisinden bakıyordu.
Eski bir sevdanın durulmamış nehirleri
Cirpınarak yüreğime akıyordu.
Hatırladığım bir sonbahar günüydü,
Karşımızdaki yeni eve taşındılar
Butün gün bakışıp duruyorduk
Gozleri sanki birer kurşundular! .
O zamanlar ben, zıpkın gibi bir çocuktum;
Liseye yeni başlamıştım
Onun saçlarını geriye savurup
Capkınca gülümsemesinden hoşlanmıştım.
Ne zaman cama çıksam, karşı balkonda
Itirlı bir çiçek gibi tütüyordu
Ne zaman buluşalım desem, olmaz diyordu
Mektuplaşmak ona yetiyordu.
Bir temmuz akşamıydı, unutmam
Yazlık sinema daha yeni dağılmıştı;
Bahçe kapısında sıkıştırıp öpmüştüm,
Içeri kaçıp saatlerce ağlamıştı.
Sonraları çok kanuştuk, gezdik
Bazen ağlaşıp bazen gülüştük
Cılgın gibiydik, her fırsatta buluştuk,
Uluorta öpüştük, herkesin diline düştük.
Ailesi baş edemedi, mersin'deki halasına gönderdi
Hiç arayıp sormadım
Ben o sıralar devrimci oldum.
Mahalleden ayrılıp yıllarca evede uğramadım.
Dünyam değişmişti artık
Memleketin gidişatını hiç mi hiç beğenmiyordum
Forumlara, yürüyüşlere katılıyor,
Durmadan şiir okuyup, ajitasyon çekiyordum.
Ah o gençlik rüzgarı ah..
Ezilen insanları tek başıma kurtaracağmı sandım
Anarşik bir eylem sırasında
Seken kurşunlarla bacağımdan yaralandım.
Ameliyatın ardından yıllarca yattım içerde,
Dosyam bir hayli kabarmıştı.
Beni o nemli koğuşlarda
Vefakar anamdan başka hiç kimse aramamıştı.
Içerden çıkınca onu sordum
Bir astsubayla evlenip buradan gitmişti.
Oysa kibrit ağusuyla koluma dağladığım
Ismi hala silinmemişti.
Hayat devam ediyordu
Içkiye vurmuştum, unutmayı deniyordum
Pencerenin önünde, kuruyan bir çiçek gibi
Günden güne tükeniyordum.
Anam çökmüştü artık, ölmeden mürüvvet istiyordu
Bazan oturup dertleşirdik.
Kimsesiz bir kadın varmış, körmüş, olur demiş
Bende fazla uzatmadım,evlendik.
Geçmişe ait ne varsa; mektuptu, resimdi.
Bir bir ayırıp yaktım ateşte.
Nasıl gittiğini sorarsanız, ne bileyim,
Kör - topal gidiyor işte.
Ne var ki, o hırçın saçları hep yüzüme savruluyor
Balkona her baktığımda.
Pişmanlık, bir eski yara gibi
Hala kımıldayıp duruyor onu hatırladığımda.
Biliyorum, onunla olsaydım
Böyle kavga edip durmazdım yüreğimle.
Biliyorum, bu sevdayı ben yıktım,
Ben öldürdüm bu hoyrat ellerimle!
Dün sahilde karşılaştık
Bir an boş bulundum, sendeler gibi oldum
Oyle bir baktı ki, ben o gözlerde
Bir ömrün bütün acılarını buldum.
Bir şeyler söylemek ister gibiydi
Başını eğip, gitti çocuklarının yanına
Nedendir bilmiyorum, fakat
Girmek istemedi sanki, kocasının koluna.
Ardından koşup durduramadım, ona soramadım
Oylece dona kaldım.
Cünkü o anarşik eylemden beri
Ben artık degnekli bir topaldım!
YEREL SEÇİMLER
04.03.2009 - 15:25Her ilde yapilacak olan secimlerdir ama, saniyorum ki en cok Istanbul, Ankara, Izmir, Diyarbakir ve Tunceli illeri belediyelerini hangi partinin (Ya da bagimsiz adayin) alacagi merak edilmektedir.
yusuf hayaloğlu
03.03.2009 - 17:11Bu dunyada yerim yokmus, keske bir yalan olsaydim demisti, yalan olup gitmis...
Ah ulan Yusuf...
yusuf hayaloğlu
03.03.2009 - 16:44Simdi gözlerime ağlamayı öğrettim,
ki bu yaşlar,
utangaç boynunun kolyesi olsun.
Bu da benim sana
ayrılırken hediyem olsun...
Olsun ustam olsun da, bu dunyanin nesini begenmedin de ote yana gittin sen.
Basimiz sagolsun...
YEREL SEÇİMLER
02.03.2009 - 13:46Kesin aday listeleri il ve ilce secim kurullarinca ilan edilmis olan secimlerdir...
YSK'nın ilan ettiği seçim takvimine göre, siyasi partilere, aday listelerindeki eksiklikleri tamamlayarak ilgili seçim kurullarına bildirmeleri için tanınan sürenin sona ermesiyle, kesin aday listeleri, seçime katılacak siyasi partilerin il ve ilçe adayları ile bağımsız adaylar ilçe seçim kurullarınca, büyükşehir belediye başkanlığı adayları il seçim kurullarınca mahallinde ilan edilmis.
YEREL SEÇİMLER
02.03.2009 - 13:3629 Mart 2009'da bir yenisi daha yapilacak olandir. Genel secimlerin uzerinden daha cok fazla gecmedigi icin, ordaki oy dagilimin cok fazla degisecegi beklenmemeli diye dusunuyorum. Zaten halkimizda merkezi hukumetle iyi gecinebilmek adina, belediyeleri iktidar partisine vermek istemek gibi bir egilim vardir. Bu secimde de oyle olacagini saniyorum...
Durun bakalim ne olacak... :)
unutulmayan şarkılar
01.03.2009 - 01:49Sevdim seni bir kere baskasını sevemem.
Deli diyorla bana, desinler degisemem, desinler degisemem...
Hayatta en zor olan bir insanı tanımak,
Kabul etmek huylarını, degismeden bir olmak.
Sevgi anlasmak degildir, nedensiz de sevilir.
Bazen kücük bir an icin omur bile verilir.
Daha yolun basındasın degisirsin diyorlar
Oysa sana cıkıyor bildigim butun yollar.
Sevgi anlasmak degildir, nedensiz de sevilir
Bazen kucuk bir an icin omur bile verilir...
unutulmayan şarkılar
01.03.2009 - 01:47Gamze gamze bir gülüver şimdi
Beni göğsüne alıver şimdi
Mevsimi geldi susadım aşka
Benimle bir bütün oluver şimdi
Ikinci bahar yaşıyor ömrüm
Gel benim yarim oluver şimdi
Seni gül gibi öpe koklaya
Gözümden, dilimden, sakınır saklar
Bugünki aklımla severim şimdi
Siirler, şarkılar söyleyerek
Mehtabı birlikte seyrederek
Benimle bir rüya kuruver şimdi
Ikinci bahar yaşıyor ömrüm
Gel benim yarim oluver şimdi
Seni gül gibi öpe koklaya
Gözümden, dilimden, sakınır saklar
Bugünki aklımla severim şimdi...
unutulmayan şarkılar
01.03.2009 - 01:44Bir garip yolcuyum hayat yolunda,
Yolumu kaybetmis, perisanim ben.
Mecnun misali gurbet ellerde,
Umitsiz sevginin kurbaniyim ben.
Yalan dunya hersey bombos,
Hanci sarhos, yolcu sarhos...
Bir gun gibi sanki gecti seneler,
Umidim kayboldu, perisanim ben.
Alin yazimmis hayat yolunda,
Umitsiz sevginin kurbaniyim ben.
Yalan dunya hersey bombos,
Hanci sarhos, yolcu sarhos...
keşke
01.03.2009 - 00:12Keşke
Teypte eski bir Cohen şarkısı:
“Yolumu gözleyen bir kadını terk ettim / karşılaştık bir süre sonra /
‘Gözlerinin feri sönmüş’ dedi bana: / ‘Aşkım, ne oldu sana? ’/
Böyle gerçeği söyleyince / ben de doğru söylemeye çalıştım ona /
‘Senin güzelliğine ne olduysa’ dedim,/ ‘benim gözlerime de o oldu’.
* * *
8-10 dizeye sıkışmış hazin bir aşk hikayesi…
Buruk; kırılmış oyuncaklar kadar…
Ve yenik; “keşke”li cümleler gibi…
Bu sözcüğü kaç konuşmanızın başına eklemişseniz onca ıskalamışsınızdır hayatı…
Dört mevsimlik bir sene olsa ömür, “keşke”, onun güzüne denk gelir.
Hepten vazgeçmek için erkendir, telafi etmek için geç…
Mağlubiyetin takısıdır “keşke”...
Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanamamış yılların, gecikmiş itirafların ağıtıdır.
Çarpılıp çıkılmış bir kapıda, yazılıp yollanmamış bir mektupta, gözyumulmuş bir haksızlıkta, vakit varken öpülmemiş bir elde, dilin ucuna gelip ertelenmiş bir sözdedir.
Feri sönmüş bir çift gözde ya da yitip gitmiş bir güzelliğin ardından iç çekişte…
“Yolunu gözlemeseydim”, “öyle demeseydim”, “terk edip gitmeseydim”, “en güzel yıllarımı vermeseydim” diye diye sızlanır gider.
* * *
“Keşke”nin panzehiri “İyi ki”dir.
İlki ne kadar pısırıksa, ikinci o denli yiğittir.
“Keşke”, çoğunlukla bir “ahh”la kopup gelir ciğerden… esefler, hayıflanmalar, yerinmeler sürükler peşinden…
“İyi ki” ise, muzaffer bir “ohh”la büyür; cüretiyle öğünür.
“Keşke”li cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik tuzu kuruluğu varsa, “iyi ki”lilerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin, tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar.
Okulu hiç kırmamışsınızdır, sinemada öpüşmemişsinizdir; dokundurtmamışsınızdır kendinize, bir kez olsun gemileri yakmamışsınızdır.
Konuşmanız gerektiğinde susmuş, koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur.
Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır.
O insanın, o işin, o davanın, bunu hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır “keşke”...
“Şimdiki aklım olsaydı” dövünmesindedir.
Geriye dönüp baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara feda edilmiş, “Ne derler” e kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir yığın haz, bilinçaltından el sallar.
“Keşke” cilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır.
“İyi ki” öyle mi ya…!
Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır.
* * *
“İyi ki”lerinizi toplayın bugün ve “keşke”lerinizden çıkartın.
Fazlaysa kardasınız demektir.
Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara… Rüzgarlarla koştunuz ya…
“Keşke”leriniz, “İyi ki”lerden çoksa…
Telafi için elinizi çabuk tutun.
Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden karşılaştığınızda siz susarken, feri sönen gözleriniz “keşke” diye nemlenmesin..
Iyikilerinizin keskelerinizden cok olmasi dileklerimle :)
fatalizm
01.03.2009 - 00:09Kaderciligin felsefe dilindeki adidir efendim. Fatalist biri, bir altimda yorumu bulunan sevgili Bestenegar'in da belirttigi gibi, kendisinin bir alin yazisi olduguna ve onun asla degismeyecegine, degistirilemeyecegine olan inancin sahibidir. Teslimiyetciligin ya da tembelligin bir baska sekilde soyleme bicimidir de diyebiliriz.
Toplam 936 mesaj bulundu