İsmail Cem Özkan Antoloji.com

olaylara kendisince bakan ve yorumlayan biri!

www.cemoezkan.de

evrensel köy'den yazılarına ulaşmanız için blog sayfası;
http://cemoezkan.onpunto.com adresine tıklamanız yeterlidir...

  • Ergenekon

    08.07.2008 - 04:13

    Yolda delil bulunur mu?

    Gelişen olayları ekranlar aracılığı ile izliyoruz. Yazılı basın bildiğimiz gibi dünü yazdığı için geç geliyor haberler ve geldiğinde de zaten bilmiş oluyoruz.

    Gazeteler haberleri sıcağı sıcağına değil, ayrıntılı ve anlaşılır vermek zorundadır. Tabi bizde haberler; bilmem kim nereye oturdu, kim bu yaz kaç kilo aldı üzerine kurulu olduğu için, haber olması gerekenler yeterli alan bulamıyorlar. Haberleri ancak köşe yazarlarının satır aralarında bulur olduk.

    Köşe yazarı da haberi sanırım ekrandan alıyordur!

    Son operasyonları duyduk, ekranlara yapışarak izledik. Ekran yanındakiler ile yorumlar yaptık. ‘Bu kadar da olmaz canım! ’ dedik.’ Pes! ’ dedik. Bu sözleri her kesiminden insanın ağzından duyduk. Bu şaşırtmasın, çünkü olaya bakışımıza ve olayların yorumlanışına göre dedik.

    Şimdi kafanız karışmasın diyerek aynı olaya nasıl tepki veriliyormuş örnekleyeyim; Ergenekon soruşturması nedeniyle tutuklamalar oldu. Olay hepimizin gözü önünde ekrandan canlı canlı izledik.

    AKP’li biri ya da F medya okuru / izleri nasıl yorumlar? Bu kadar da olmaz canım, adamlara bak, darbe için kimleri örgütlemişler? Pes yani, geç bile kalındı! Eğer polisimiz olmasa bunlar daha bizim başımıza neler örecekti? Başbakanımız sağ olsun, onun iktidarında gün yüzü gördük, onun sayesinde ordumuzda bir düzene girdi, artık darbe yapmak eskisi gibi kolay değil! Şapkasını alıp gidecek bir başbakanımız yok! O peygamber gibi adam!

    Bir de muhalif olan taraftan bakalım.

    Adamları görüyor musun, Ergenekon adı altında bir korku cumhuriyeti kuruyorlar, pes yani! Bir de savcının önüne çıkarılanlara bak, sanki önceden belgeler hazırmış gibi tutukluyorlar. Adamların evlerinden, iş yerlerinden aldığın dokümanlar, bir de cep, MSN konuşmaları delil gibi önlerine sürülmüş, bu kadar da olmaz ki canım! Pes yani!

    Şimdi bu farazi söylemlerin gerçek olma olasılığı ne kadardır dersiniz? Ben bilemem, hayal gücüm buna yetiyor.

    Suçlular ile suçlu adayları birbirine karıştırılmış, bir soruşturmada çıkış yolu aranıyor gibime geliyor.

    Dava Ümraniye’de bir evin çatısında bombaların bulunması ile başladı, bu durma nasıl gelindi?

    Bombaların sahipleri arasında Susurluk soruşturmasında da adı geçenler vardır. Önemlidir. Susurluk davasında gidilemeyen sonuca belki bu soruşturma ile ulaşılır diye umut edilir. Cumhuriyet gazetesi bombalanır, bombalar bu evde bulunanlar ile aynıdır. Fakat zaman içinde bu davaya, gazetenin iki önemli yazarı iliştirilir. Şimdi bomba atanlar ile atılan yerdekiler aynı safta buluşurlar. Kafalar karışır, çünkü örgüt kendi evine bomba atmış oluyor bu durumda.

    Soruşturma ilerledikçe hedef ile ulaşılan sonuç arasında bir uyumsuzluk olduğunu düşünüyorum. Çünkü hedef NATO’nun ülkemizde kurduğu yer altı örgütlenme kontrgerillaydı. (ya da ben öyle düşünüyorum.)

    Soruşturmada hedeften ne kadar uzaklaşıldığı ya da yakınlaşıldığını bilemiyoruz. Fakat medyaya servis edilen yazılar var. Bu servis edilen yazılardan çıkardığımız sonuç, bir darbe günlüğünden yola çıkılarak gerçekleşmeyen darbenin failleri üzerinde duruluyor. Yani suç henüz olmamış ama söylemin soruşturmasını izliyoruz. Örneğin 12 Eylül darbecileri hakkında bir soruşturma açılmış olsaydı, darbecilerin üzerine gidiliyor derdim.

    Eğer baştan belirtilen Ergenekon soruşturması bir kontrgerilla soruşturması ise, faili meçhul cinayetlerin failleri ortaya çıkarılması gerek. Binlerce olay, suikast, öldürmeler, yaralamalar hala sonu açık davalar olarak ortada durmaktadır. Onların ortaya çıkarılması ile dava amacına ulaşmış olur.

    Örgüt yargılanmaları geçmiş ile hesaplaşmaktır.

    Suç, belgelendiği anda suç olur. Hukuk kuralları bunu gerektiriyor. Söylem ile suç olmuyor. Şimdi bizler bugün hep söylemler üzerinden sonuçlar çıkarıyoruz. Söylemler üzerinden aynı şekilde tepkiler veriyoruz. Bu bir cepheleşmeyi de yanında getiriyor. Bunu gelecek için pek olumlu görmüyorum. Cepheleşmek yan komşunun ne düşündüğünü ve hangi konuda ne tepki vereceğini bilemeden, top yükün saldırı demektir.

    Bugün gelinen ortamda bir çatışma durumu ortadadır. Bu ortamın bir an önce sonlanması için savcılar ellerindeki belgeler ile iddianame hazırlamalı ve kamuoyuna ve mahkemeye sunmalıdırlar.

    Hükümet hangi konuların üzerine nasıl gideceğini de bilmelidir. Bu son yapılan operasyon ile tecrübesizliğini göstermiş ve gereğinden fazla siyasi yoruma açık kapı bırakmıştır. Eğer temiz eller operasyonu yapılacaksa, önce deliller ortaya çıkarılır, somut belgeler olayın üzerine gidilir. Önce yola çıkalım, delilleri nasıl olsa yolda buluruz derseniz, işte Kuddusi Okkır gibi bir sonuç ile karşı karşıya kalınır. Bu ölümün sorumlusu kim oldu, kim nasıl ifade verecek?

    http://onpunto.com/ShowBlog2.aspx? Web=cemoezkan

  • Ergenekon

    06.07.2008 - 20:32

    Güçler dengede mi?

    Cumhuriyet mitingini yapanların bir bölümü Ergenekon soruşturması nedeniyle cezaevinde ve soruşturma altındalar. Bugünlerde Anadolu başka bir gösteriye ev sahipliyi yapıyor.

    Aklıma hemen bir soru oturdu; gösteriyi organize edenler ileride hangi davadan yargılanacaklar, yoksa onlarında Ergenekon soruşturması ile bağlantıları olabilir mi?

    Meydanlara çıkanlar bu ülkede doğru gitmeyen şeyleri protesto ederler. Sokaklar bir tepki alanı olur. O alanı kendi amacı yönünde kullananlarda elbette olur ve 12 Eylül gibi darbenin koşulları binlerce ölen insanın kanı ile oluşturulur. Darbeler meydanlarda biçimlenir, bir sabaha karşıda marşlar eşliğinde bildiri ile duyurulur.

    Darbe yaptıkları gerekçesi ile kimse sivil mahkemelerde yargılanmamıştır benim bildiğim. Darbe yapmak amacıyla eyleme geçenler askeri mahkemelerde yargılanmıştır, ilk defa sivil bir mahkemeye çıkma olasılığı olan, olmamış bir darbenin sanıkları mevcuttur. Gerçi buda bir söylem düzeyindedir, çünkü iddianame henüz ortada yoktur. Gazetelere verilen servisler eğer doğruysa bu bir ilk olacaktır.

    Bugün gücü elinde bulunduranlar yararlandıkları hukuk kuralları, güçlerini kaybettiklerinde kendilerine karşı kullanacağını düşünüyorlardır sanırım. Çünkü hukuk, devletin güvenliğini öne alır ve devleti yöneten ideoloji yönünde kullanılır. Bugün hain olanlar yarın kahraman olmayacağını kimse bilemez. Kahramanlıklar ihtiyaç üzerine oluşturulur.

    Bugünlerde Anadolu’nun değişik şehirlerinde mitingler darbelere karşı oluşturulmaktadır. Bu mitingleri düzenleyenlerde bir örgüt ile ilişkilendirilir, çünkü örgütlü olmayan miting olmaz. Her miting bir örgütlenmenin ürünüdür. Bu örgütler gerektiğinde yasa dışı ilan edilebilinir, eğer şartlar onu gerektiriyorsa. Buna en iyi örnek 12 Eylül dönemidir. Bu dönemde darbe öncesi yasal olan örgütlenmeler yasa dışı örgüt muamelesi görmüş, idarecileri hapis cezası almıştır.

    Ergenekon soruşturması adı altında yapılan soruşturmalarda bir mantık aranmaktadır, çünkü bir biri ile alakası olmayan bireyler yan yana getirilmiştir. Şimdi devam eden soruşturmadan ne gibi sonuç çıkacağı merak konusudur. Ergenekon dışarıya verilen imgesi gibi gerçekten bir kontrgerilla örgütlenmesi midir? NATO tarafından yaratılan ve NATO ülkelerinde örgütlenen bir yer altı örgütü müdür? Bu örgütlenmeyi dağıtmayan ülkelerden birisiyiz. Hala bu örgüt aktif midir, eldeki verilere göre net bir şey söylemek mümkün değildir. Eğer bu soruşturma İtalya’da olduğu gibi bir temiz eller operasyonuna dönüşüp, geçmiş ile yüzleşmeyi beraberinde getirecek midir?

    Her örgütsel soruşturma geçmiş ile bir hesaplaşmadır aslında, fakat ülkemizde nedense geçmiş değil gelecek ile hesaplaşma daha önemlidir. Olabilecekler üzerine bir hesaplaşma sonucu adaletli olmayan kararlar verildiği bilinmektedir. Şimdi yapılmakta olan soruşturma ve ileride yapılacak olan soruşturmalar bir yüzleşmeyi yani gerçek tarih ile karşılaşmayı yapabilecek midir?

    Geçmişte cumhuriyet mitinglerinde yaşananlar ile bugün darbeye karşı yapılan mitingler arasında görsel olarak benzerlikler vardır, her ne kadar yapanlar ve amaçları birbirine zıt gibi görülmesine rağmen. Katılan kitle ve organize edenler bugün yürütülmekte olan bir davanın tarafı konumdalar.

    Şu anda ülkede bir darbe ortamı varmış gibi yapılan etkinliklerde kimlere ne mesaj veriliyor? Türkiye tarihinde bir ilk yaşanıyor, daha doğrusu ilkler yaşanıyor. Bu bazıları için Rönesans, bazıları için geriye gidiş. Şimdi benim gibi sıradan biri için ne anlam ifade ediyor?

    Bugün hukuk güçlünün yanındadır, yarın güçler dengesi değiştiğinde ne olacaktır?

    ismail cem özkan
    http://cemoezkan.onpunto.com

Toplam 2 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR