“Ne kadar nadide cevherlerle süslesen, ne kadar güzelce gizlensen de içine,/yalnızlık bir tabuttur unutma!/ Ne kadar sağlıklı görünsen de ölümdür o gizli küskünlük,gülümse!”(A.L .Nyb) diye yazarken bu tabuttakilerin yanında olmaya çabalayan bir insan,
“Arsız hırsızlar gibi,güya çalıp çıkardık evrenin sonsuz cüssesini baca deliklerinden, destanlar dizdik yaşamı tasvir uğruna gene yeterince beceremedik..Bildik aslında pek çok gerçeği bir çoğumuz ya,hiçbir zaman yeterince bildiremedik,bildiremedik..”(A.L.Nyb) ) diye yazıp sızlanacak kadar kendisini sonsuz derinliklerin cesur ve usta dalgıçlarından biri sanırken her nasılsa bir kaşık suda boğulmuş :) bir küskün,
'Gonca gül yaprağında,barut-ateş yanığı/Masum kursağında ağı,zehirdir hayat' (A.L.Nyb)) ..Ne kadar çok kahrolsak da ,durumu değiştirebilmeyi ne kadar çok istesek de,temelinden çarpık,acımasız ve zalim olan bu evrendeki yaşamı ne ölçüde değiştirebilme şansımız,gücümüz var ki bizlerin ? ..(A.L.Nyb)) diyerek yakınan bir umutsuz,
“Yaşandıkça kahreden o merhametsiz anların kurşunlarıyla vurulup yaralanmaktan değil,/”körelmişlik” ölümüyle “leş” olmaktan korkmalı insan”(A.L.Nyb)) diyerek avunan bir hassas,
“Sarmadı beni bu uzun rüyada bir hayal olmak/hiç de mümkün değil kendi hikayeni yazıp yaşamak/mutsuzluk batağında yalnız boğulmak hücre cezası/ya görmezlikten geleceksin hayatın gerçeklerini/ya da bu cehennemde diri diri yanmayı öğreneceksin!” (A.L.Nyb) dediği halde her ikisini de beceremeyen bir gariban,
“Trajediler yerine gerçeğini istedin ya mutluluğun/beğenmedin,sevmedin ya bu düzeni bir kere/ Sen de bir oyun bozandın işte benim gibi/ Ve çektin...Çook çektin sen de biliyorum!../Dünya var olalı beri,hayatı, iç içe binlerce kafes haline sokan ahmaklar arasında/aynı hikayeydi senin benim gibilerin kaderi”(A.L.Nyb)) diyerek bu hususta yalnız olmadığının farkında olan bir yoldaş, “Var” olan canlı varlığımla çektiğim ve kurulu gücümün çok çok üstündeki acıların şiddeti,senin hesabında olmayan bir büyük ünlem işareti olarak,senin bütün yok etme-silme gücüne rağmen “var” kalarak,seni sana yargılatacak eninde sonunda !Anlamaya bile gerek görmediğin,anlamaya mecbur oluşun,seni benim gibi kan ağlatacak bir gün,benim kaçınılmaz duyarlığımla beni anladığında (A.L.Nyb))diye isyan eden bir isyankar,
“O çürük,ezberci,o ruhsuz senin yalnızlığının teminatıdır.Pis kokan ,acıtan,can yakan dikenleriyle senin bahtsızlığının tam güvencesi…Mimarıdır,sessiz sessiz kan ağlayan ömrünün.Aklar ,saçlarından ,bütün hücrelerine,keder kahır ciğerine işlemiş zavallım artık.Ölüm hiç kimse için bu kadar gecikmemiştir ve hiç kimse ölümü bu kadar çok fazla istememiştir seninki kadar.İnsan mukavemetinin sınırlarını mı sınıyor acaba hayat?..Koymuş canlıyla –kokmuş ölüyü aynı zindana,”konuşun ! Paylaşın !Yürüyün!” diyor !”(A.L.Nyb)) diyerek ağlayan bir talihsiz, “Ne senin kaleminden damlayan kan,ne de hepimizin bin yüzlü sayfalarından taşan tüm sözlerimiz..Saatlerdir dalgın baktığım,şu önümde duran yazısız boş sayfada,öylesine kusursuz ve geniş anlatılmakta ki her şeyimiz..Hey gidi dostum heey,acı sevinç ve hayat üstüne bir şey yazmaya-karalamaya,hala mecalin,hala gönlün varsa ne mutlu sana !Ne kadar şanslısın bilsen; devrik bir … olduğunu görmemezlikten gelip,sürgün bir kral gibi davranmakla bile..(A.L.Nyb)) diyecek kadar artık bir suskun,
Ve işte tüm bunlara rağmen ,gene de; Ömür işçiliğinin ücretidir haz/bedelsiz görev gibi böyle yaşanmaz/gönül gönüle,beden bedene sığınmayınca/gecenin zulmünden sabahlar olmaz/Sıla; gönlünün hoş olduğu yer/gurbet;gönlünün boş olduğu yer/diken üstünde eğreti kalmışsan eğer/er geç yer başını illet yalnızlık/tanrıya sığınır insan insanda/gönül sesinin yükselme saati geldiği anda/ kolayca gömülür günün çilesi/açıklar azalır,ümit görülür,hesaplar tutar (A.L.Nyb)) diyen, Ve gene 'Aşk: Ruhun kırkayak kesilip,kırk ayağıyla birden şu yaşam uçurumunda tutunuşudur/Aşk: Kuraklıktan çatlamış toprağın suya kavuşuşudur,can suyudur aşk,baharındaki fidanın her şeyi demek..Yaşamdan acıyan yorgun canların ilacıdır aşk! Muzip yaz yağmurudur; iki mevsimi bir kaba koyan.Aşk bir gizli güçtür; hayata ölüme meydan okuyan' (A.L.Nyb))diyerek ölene dek tutkulu-arzu dolu kalacak kadar hayatın en ciddi sırrının farkında,aşka ölesiye hasret,aşka müptela bir hatun şair :))
“Ne kadar nadide cevherlerle süslesen, ne kadar güzelce gizlensen de içine,/yalnızlık bir tabuttur unutma!/ Ne kadar sağlıklı görünsen de ölümdür o gizli küskünlük,gülümse!”(A.L .Nyb) diye yazarken bu tabuttakilerin yanında olmaya çabalayan bir insan,
“Arsız hırsızlar gibi,güya çalıp çıkardık evrenin sonsuz cüssesini baca deliklerinden, destanlar dizdik yaşamı tasvir uğruna gene yeterince beceremedik..Bildik aslında pek çok gerçeği bir çoğumuz ya,hiçbir zaman yeterince bildiremedik,bildiremedik..”(A.L.Nyb) ) diye yazıp sızlanacak kadar kendisini sonsuz derinliklerin cesur ve usta dalgıçlarından biri sanırken her nasılsa bir kaşık suda boğulmuş :) bir küskün,
'Gonca gül yaprağında,barut-ateş yanığı/Masum kursağında ağı,zehirdir hayat' (A.L.Nyb)) ..Ne kadar çok kahrolsak da ,durumu değiştirebilmeyi ne kadar çok istesek de,temelinden çarpık,acımasız ve zalim olan bu evrendeki yaşamı ne ölçüde değiştirebilme şansımız,gücümüz var ki bizlerin ? ..(A.L.Nyb)) diyerek yakınan bir umutsuz,
“Yaşandıkça kahreden o merhametsiz anların kurşunlarıyla vurulup yaralanmaktan değil,/”körelmişlik” ölümüyle “leş” olmaktan korkmalı insan”(A.L.Nyb)) diyerek avunan bir hassas,
“Sarmadı beni bu uzun rüyada bir hayal olmak/hiç de mümkün değil kendi hikayeni yazıp yaşamak/mutsuzluk batağında yalnız boğulmak hücre cezası/ya görmezlikten geleceksin hayatın gerçeklerini/ya da bu cehennemde diri diri yanmayı öğreneceksin!” (A.L.Nyb) dediği halde her ikisini de beceremeyen bir gariban,
“Trajediler yerine gerçeğini istedin ya mutluluğun/beğenmedin,sevmedin ya bu düzeni bir kere/ Sen de bir oyun bozandın işte benim gibi/ Ve çektin...Çook çektin sen de biliyorum!../Dünya var olalı beri,hayatı, iç içe binlerce kafes haline sokan ahmaklar arasında/aynı hikayeydi senin benim gibilerin kaderi”(A.L.Nyb)) diyerek bu hususta yalnız olmadığının farkında olan bir yoldaş,
“Var” olan canlı varlığımla çektiğim ve kurulu gücümün çok çok üstündeki acıların şiddeti,senin hesabında olmayan bir büyük ünlem işareti olarak,senin bütün yok etme-silme gücüne rağmen “var” kalarak,seni sana yargılatacak eninde sonunda !Anlamaya bile gerek görmediğin,anlamaya mecbur oluşun,seni benim gibi kan ağlatacak bir gün,benim kaçınılmaz duyarlığımla beni anladığında (A.L.Nyb))diye isyan eden bir isyankar,
“O çürük,ezberci,o ruhsuz senin yalnızlığının teminatıdır.Pis kokan ,acıtan,can yakan dikenleriyle senin bahtsızlığının tam güvencesi…Mimarıdır,sessiz sessiz kan ağlayan ömrünün.Aklar ,saçlarından ,bütün hücrelerine,keder kahır ciğerine işlemiş zavallım artık.Ölüm hiç kimse için bu kadar gecikmemiştir ve hiç kimse ölümü bu kadar çok fazla istememiştir seninki kadar.İnsan mukavemetinin sınırlarını mı sınıyor acaba hayat?..Koymuş canlıyla –kokmuş ölüyü aynı zindana,”konuşun ! Paylaşın !Yürüyün!” diyor !”(A.L.Nyb)) diyerek ağlayan bir talihsiz,
“Ne senin kaleminden damlayan kan,ne de hepimizin bin yüzlü sayfalarından taşan tüm sözlerimiz..Saatlerdir dalgın baktığım,şu önümde duran yazısız boş sayfada,öylesine kusursuz ve geniş anlatılmakta ki her şeyimiz..Hey gidi dostum heey,acı sevinç ve hayat üstüne bir şey yazmaya-karalamaya,hala mecalin,hala gönlün varsa ne mutlu sana !Ne kadar şanslısın bilsen; devrik bir … olduğunu görmemezlikten gelip,sürgün bir kral gibi davranmakla bile..(A.L.Nyb)) diyecek kadar artık bir suskun,
Ve işte tüm bunlara rağmen ,gene de;
Ömür işçiliğinin ücretidir haz/bedelsiz görev gibi böyle yaşanmaz/gönül gönüle,beden bedene sığınmayınca/gecenin zulmünden sabahlar olmaz/Sıla; gönlünün hoş olduğu yer/gurbet;gönlünün boş olduğu yer/diken üstünde eğreti kalmışsan eğer/er geç yer başını illet yalnızlık/tanrıya sığınır insan insanda/gönül sesinin yükselme saati geldiği anda/ kolayca gömülür günün çilesi/açıklar azalır,ümit görülür,hesaplar tutar (A.L.Nyb)) diyen,
Ve gene
'Aşk: Ruhun kırkayak kesilip,kırk ayağıyla birden şu yaşam uçurumunda tutunuşudur/Aşk: Kuraklıktan çatlamış toprağın suya kavuşuşudur,can suyudur aşk,baharındaki fidanın her şeyi demek..Yaşamdan acıyan yorgun canların ilacıdır aşk! Muzip yaz yağmurudur; iki mevsimi bir kaba koyan.Aşk bir gizli güçtür; hayata ölüme meydan okuyan' (A.L.Nyb))diyerek ölene dek tutkulu-arzu dolu kalacak kadar hayatın en ciddi sırrının farkında,aşka ölesiye hasret,aşka müptela bir hatun şair :))