Nil Zorlu Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkında ...

  • Nil Zorlu
    Nil Zorlu

    26.03.2008 - 12:02

    Elbette


    Güneş her akşam batıp hergün doğuyorsa
    Çiçekler solup solup tekrar açıyorsa

    En derin yaralar kapanıyorsa
    En derin acılar unutuluyorsa

    Neden korkulur hayatta söyleyin bana
    Ben neden hep aynı kalayım söyleyin bana

    Elbette bazen çiçek açıp bazen solacağım
    Elbette daldan dala konup sonra uçacağım
    Elbette bazen hızla dönüp bazen duracağım
    Elbette bazen söyleyip bazen susacağım

    İnanmadım asla inanamam
    Herşeyin bir sonu olduğuna

    Elbette bugün ağlıyorsam yarın güleceğim
    Elbette önce çekip gidip sonra döneceğim


    CANDAN ERÇETİN

    (tskler su anda hayatindan hiç memnun olmayan arkadasima...)

  • Ramazan Çiçekli
    Ramazan Çiçekli

    20.03.2008 - 23:32

    Merhaba

    Her kadın gibi;
    okumaya meraklı biri,
    Sevimli hoş,birazda gizemli,
    çaresizlikte çaredir mirmingi......
    Günaydın sabah iyi geceler şimdi.

    Uyku tutmaz gecelerde
    bir yanar, bir söner lambalar.
    Duygu dolu dostluklar adına
    Resmin fırça izleri,kelimelerde gizli
    Günaydın sabah iyi geceler şimdi.

    Şiir tadında sözler,
    senin için sana özel.
    Kutsal çiçek yoluna yapraklarını döker.
    Her şey çok güzel sevgili Şenel
    Günaydın sabah İyi gecelere poydos şimdi.

    18.03.08/BURSA/01.30

  • Nil Zorlu
    Nil Zorlu

    03.03.2008 - 21:03

    Ti amo, un soldo
    Ti amo, in aria
    Ti amo se viene testa
    vuol dire che basta:
    lasciamoci.
    Ti amo, io sono
    Ti amo, in fondo un uomo
    che non ha freddo nel cuore,
    nel letto comando io.

    Ma tremo
    davanti al tuo seno,
    ti odio e ti amo,
    e' una farfalla che muore
    sbattendo le ali.
    L'amore che a letto si fa
    prendimi l'altra meta'
    oggi ritorno da lei
    primo Maggio,su coraggio!
    Io ti amo
    e chiedo perdono
    ricordi chi sono
    apri la porta
    a un guerriero di carta igienica.
    Dammi il tuo vino leggero
    che hai fatto quando non c'ero
    e le lenzuola di lino
    dammi il sonno di un bambino
    Che 'ta' sogna cavalli e si gira
    e un po' di lavoro
    fammi abbracciare una donna
    che stira cantando.
    E poi fatti un po' prendere in giro
    prima di fare l'amore
    vesti la rabbia di pace
    e sottane sulla luce.

    Io ti amo e chiedo perdono
    ricordi chi sono
    ti amo, ti amo,ti amo
    ti amo ti amo
    dammi il tuo vino leggero...
    che hai fatto quando non c'ero
    e le lenzuola di lino
    dammi il sonno di un bambino
    Che 'ta' sogna cavalli e si gira
    e un po' di lavoro
    fammi abbracciare una donna
    che stira cantando.
    E poi fatti un po' prendere
    in giro
    prima di fare l'amore
    vesti la rabbia di pace
    e sottane sulla luce.
    io ti amo,
    ti amo, ti amo
    ti amo, ti amo

  • Nil Zorlu
    Nil Zorlu

    03.03.2008 - 20:12

    Yıllar mı hızlandı yoksa?
    Ne çabuk geçiyor upuzun günler geceler
    Daha dün gibi derler ya hani
    Meğer herkes kurarmış böyle cümleler...

    Vakit geçmek bilmezdi oysa
    Hangi ara koptu yaprak yaprak takvimler?
    Akarken biriktir derler ya
    Kasam boş, kalbim kırık, elde yine hüzünler...

    Pişman çok pişmanım esasen
    Ama çok korkuyorum ya reddersen
    Gururdan mı nedendir artık
    E sen gel kendini alt edersen

    Evimi ocağımı, yuvamın sıcağını
    Yarimin kucağını bıraktım
    Her günahın tadına, dünyanın batağına
    Batacağım kadar battım...

    Meğer herkes tanışıyormuş birgün
    Mutlaka gerçeğin ta kendisiyle
    İnsan buna da alışıyormuş
    İnsan dayanıyormuş bütün gücüyle

    Pişman çok pişmanım esasen
    Ama çok korkuyorum ya reddedersen
    Gururdan mı nedendir artık
    Sen gel kendini alt edersen

    Evimi ocağımı yuvamın sıcağını
    Yarimin kucağını bıraktım
    Her günahın tadına dünyanın batağına
    Batacağım kadar battım
    (Sezen Aksu)

  • Ağır Romantik
    Ağır Romantik

    04.02.2008 - 15:44

    Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
    'O olmazsa yaşayamam.' demeyeceksin.
    Demeyeceksin işte.
    Yaşarsın çünkü.
    Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
    Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

    Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
    Senin onu sevdiğinden.
    Çok sevmezsen, çok acımazsın.
    Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
    Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
    Senin değillermiş gibi davranacaksın.
    Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
    korkmazsın.
    Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
    Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
    Paldır küldür yürüyebileceksin.
    İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
    Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
    Gökyüzünü sahipleneceksin,
    Güneşi, ayı, yıldızları...
    Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
    'O benim.' diyeceksin.
    Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...
    Mesela gökkuşağı senin olacak.
    İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
    olacaksın.
    Mesela turuncuya, yada pembeye.
    Ya da cennete ait olacaksın.
    Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
    Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
    de hep senin kalacakmış gibi hayat.
    İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak... CAN YÜCEL

  • Nil Zorlu
    Nil Zorlu

    25.12.2007 - 22:37

    '''Bazen daha fazladır her şey
    Bi eşikten atlar insan
    Yüzüne bakmak istemez yaşamın
    O kadar azalmıştır anlam
    O zaman hemen git radyoyu aç bi şarkı tut
    Ya da bi kitap oku mutlaka iyi geliyor
    Ya da balkona çık bağır bağırabildiğin kadar
    Zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor
    Ama fazla da üzülme hayat bitiyor bir gün
    Ayrılıktan kaçılmıyor
    Hem çok zor hemde çok kısa bir macera ömür
    Ömür imtihanla geçiyor
    Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem
    Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir
    Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem
    Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir
    Bi şiirden, bi sözden, bi melodiden, bi filmden
    Geçirip güzelleştirmeden can dayanmıyor
    Yıldızların o ışıklı fırçası azıcık değmeden
    Bu şahane hüzün tablosu tamamlanmıyor '''''''''

  • Ağır Romantik
    Ağır Romantik

    08.12.2007 - 22:22

    Bir an için sen su olduğunu düşün. Su denli özel, su denli yararlı ve su denli çok, tükenmez. İnanıyorum ki gerçekten de öylesin. Ama ister çeşmelerden dökül, ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak; dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın. Yani seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsın. Unutma daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin, gürültünün parçası olursun yalnızca! ... Suyun yanında olanlar suyu en az içenlerdir. Çünkü 'Su nasılsa burada, gerek yok ki suyu kana kana içmeye' diye düşünürler.. Tıpkı, sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi! Ormandaki hiçbir hayvan, ırmağın gürültüler koparan yerinden su içmeye çalışmadı şimdiye dek. Hepsi, hep sabahın en sakin anini bekledi; suyun durgun yerlerini bulabilmek için. Gittiler ve sakin sakin gereksinimlerini giderdiler. Onlar için en uygun olan kendi istedikleri zamandı. Sen hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi vazgeçilmez... Ve su gibi yasam kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi yaşatıcı ol. Su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil! .. Suysan tarlalarını basma insanların, yuvalarını yıkma, ocaklarını söndürme; sana 'felaket' denmesin! Suysan bir bardağa sığabil ki damarlara girebilesin! .. Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi gerekli ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu da unutma. Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi, su gibi de 'kıyametler' koparıcı olabileceğini unutma... Vadiler varken önünde ve ovalar varken, yayılabileceğin küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, yasam verirsin çevrene. Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen, korkulan ve kaçılan olursun seller, afetler gibi. Tercih elindeydi hep ve hep 'senin' ellerinde olacak... Ya tutmayı öğreneceksin dilini ya da hiç durmadan konuştuğun için, yalnızca bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi olduğunu zannettireceksin çevrendeki insanlara! Ama yapman gereken su değil mi? Düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini. Düşüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini, kimin anlayıp anlamadığını. Düşüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini... Hatta anlayanların anladıklarının da senin anlattıklarının ne kadarı olduğunu düşüneceksin... Konuşmak için en uygun zamanı bekleyecek, en az ama en uygun sözcükleri seçmeye çalışacaksın... Yolcuların, önceden aldıkları biletleri ceplerinde olduğu halde, saatlerini kontrol ederek, zaman yaklaştığında, vapurun kalkacağı iskelede hazır olmaları gibi, sen de fikrini bildireceğin kişinin 'kıyıya yanaşmasını' bekleyeceksin! .. Demeyeceksin 'Ben canim isteyince giderim iskeleye, vapur da o saniyede gelmek zorunda! ..' Demeyeceksin 'Ben aklıma geleni geldiği biçimde söylerim. Karşımdaki de değil duymak değil dinlemek, anlattığımdan bile fazlasını anlamak zorunda..' Keşke öyle olsaydı. Keşke hakli olsaydın, ama maalesef değil... Ağzını açıp 'Şelaleden dökülen suyu' içmeye çalışan bir tavsan gördün mü hiç? ... Ya da önüne çıkan ağaçları bile sürükleyen bir selden susuzluk gidermeye uğrasan bir ceylan gördün mü? Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasını bekler; beyni olan her canlı gibi! Hadi... Sen simdi 'su olduğunu' düşün ve kendini ' su gibi ' hisset... Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı... Su gibi yaşam kaynağı ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu anımsa... Ama yine su gibi 'küçük bir bardağın içine' sığdır ki kendini girebilmeyi öğren insanların damarlarına. Yasam ver... Vazgeçilmez ol! ...

  • Miray Alıagas
    Miray Alıagas

    08.12.2007 - 13:08

    ''Seni Seviyordum

    Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi...

    Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi

    İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri

    SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu

    Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte...

    Güldüğü zaman yukarıya bakardı;

    Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...

    Ne güzeldiler sen bilmiyordun...

    BEN SENİ SEVİYORDUM...

    Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler

    Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu

    Geri dönüyordu, çoğalarak

    Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteleyişim oluyordun

    Kalp ağrısı oluyordun,

    Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,

    Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,

    Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk

    Cesurduk...

    Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller...

    Ben SENİ SEVİYORDUM sen bilmiyordun...

    Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun

    Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra

    Yağmurlar yağdı, serin haziran akşamları

    Derken bir gün uzaktan gördüm seni...

    Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı

    Kalbimi acıttı her zamanki gibi...

    Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun

    Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi...''

  • Miray Alıagas
    Miray Alıagas

    08.12.2007 - 13:02

    Salut Eleni,
    je savais que j'aurai pu te trouver ici :)

  • Nil Zorlu
    Nil Zorlu

    08.12.2007 - 12:34

    Bu kez anladım
    Kuru dallardan yapma
    Bi köprüden geçiyorum

    Ben ordaydım
    Erbabı yalnızları
    Yutan kentler biliyorum

    Bu kez anladım
    Hüzünlerden bozma
    Mutluluklar yaşıyorum

    Ben ordaydım
    Acemi aşıkları
    Boğan sular biliyorum

    Ne müttefik belli
    Ne sığınakların yeri

    Kaybettim bugün kendimi, hükümsüzdür
    Sonu yok bunun, boşluklardan boşluk beğendim
    Vazgeçtim bugün herşeyden halsiz şu kalbim
    Kan revan içinde hep kanamaz denen yerlerim

    Kaybettim bugün kendimi, hükümsüzdür
    Sonu yok bunun, boşluklardan boşluk beğendim
    Vazgeçtim bugün herşeyden halsiz şu kalbim
    Hem suçsuz hem güçsüz hem halsiz...

    Bu kez anladım
    Kartonlardan yapma
    Siperlere pusuyorum

    Ben ordaydım
    Huzurlu zamanları
    Yıkan sorular biliyorum

    Ne müttefik belli
    Ne sığınakların yeri

    Kaybettim bugün kendimi, hükümsüzdür
    Sonu yok bunun, boşluklardan boşluk beğendim
    Vazgeçtim bugün herşeyden halsiz şu kalbim
    Kan revan içinde hep kanamaz denen yerlerim

    Kaybettim bugün kendimi, hükümsüzdür
    Sonu yok bunun, boşluklardan boşluk beğendim
    Vazgeçtim bugün herşeyden halsiz şu kalbim
    Hem suçsuz hem güçsüz hem halsiz...

  • Nil Zorlu
    Nil Zorlu

    04.12.2007 - 15:48

    Meger sanaymis yolculugum...
    Birgün kendime neden yasadigimi sordum; bir anlami olmaliydi basimdan geçen onca seyin: bir karsiligim olmaliydi hayatta, bu soruyu sordugumda kendime ellerim henüz yaslanmamisti ama soluk soluga kalmis yorgun bir çocuktum, bildigim herseyden, herkesten uzakta...

    Yalnizlik, yabancilik, haksizlik dünya kederleri bir olup yüklenmislerdi bir gece kalbime. Balkona çiktim, 3. kattaydim, soguk bir kis gecesiydi. Demirleri tuttum, caddeyi seyrettim aglayarak. Göreceksin insan nasil acir kendine böyle anlarda...

    Büyük kararlardan önce mutlaka beklemeli bir gece, eger sabah ayniysa hersey o zaman düsünmeli bitirmeyi bir hikayeyi.. Ertesi gün günesli bir sabahti; çoktan düsmüstü ruhumun ve kederimin atesi... O günden sonra neler oldu bir bilsen... Sana anlatacak o kadar çok seyim var ki, çok korkuyorum acaba sever misin beni? Iyi bir anne olabilecek miyim? Koruyabilecek miyim seni? ? Kalbimde ve zihnimde biriktirdiklerimi eksiksiz iletebilecek miyim sana?

    Annen sonbaharda dogmus bir bebekti. Bu mevsim hüzünlüdür ve çok sever günesi. Su anda minicik tekmelerinle ben burdayim diyorsun...Nasil mutlu ediyorsun beni bir bilsen...

    Ben babasini çok özleyen bir çocuktum dilerim sen ayri kalmazsin seni sevinçle bekleyen babandan....

    Ve Ask'i taniyacaksin birgün, kalbin kirilicak ve belki kalp kiricaksin... Iyi bir tamirci ol, çabuk onar kirdigin kalpleri ve çaresiz kalma kendi kirik kalbine. Sen simdi kendi öykünü yazmaya geliyorsun....

    Hayat iki seçenek sunuyor; ya payina düsen kederi parlatacaksin; ya da ömrünle iyi geçinmeyi bileceksin. Ikincisini tercih edersin umarim.

    Bana ögretildigi gibi bebisim; ögrendigin çiçek adlarini unutma, kelebekleri kitap arasinda kurutma, kin büyütme kalbinde ve incitme kimseyi.

    Dilerim dünyaya gelis nedenini çabuk bulursun, yolun açik olsun....

  • Dolunay Vadisi
    Dolunay Vadisi

    31.10.2007 - 14:06

    bu kız ciddi ciddi fransada yaşıyor. inanmayanın alnını karışlıyorum karşısında beni bulur. dar kafalara duyurulur.

  • Fahreddin Çankaya
    Fahreddin Çankaya

    21.07.2007 - 22:16

    aşk emek sevgi tatmasını bilene yaşamayı yaşatmak gönlünce sevene aldatma hillekarlık yok bende insanım sevgim insan diye.sevgiler genç şair arkadaşa başarılar temeni

  • Okkan Buruk
    Okkan Buruk

    25.04.2007 - 17:27

    seni anlatabilecek en güzel dörtlük


    Yoksul bir çocuk görsem,
    yağmur altında üşüyen
    köprü olmak geçer
    hiç değilse içimden...

  • Kamuran Alp
    Kamuran Alp

    28.03.2007 - 15:33

    aslında ilk defa birinin hakkında bir şeyler yazıyorum bu sitete amacım zaten senin nasıl biri oldugun yada sana iltifat etmek değil anlayamadığım şey neden sustuğun? .

  • Melek Kurt
    Melek Kurt

    28.02.2007 - 13:09

    merhaba ağaçlar ayakta ölür linkli kişiyi ne kadar tanıyorsun benmle paylaşırmısın mümkünse şeyyy çünkü aşık oluyorum sanırım ben gökhana:(lütfen cevap yaz nolurrrrrrr

  • Gökhan Gökgöz
    Gökhan Gökgöz

    30.11.2006 - 09:57

    Maddenin esaretinden kendini kurtarabilen tek sığınağıdır sevgi,görülmez hissedilir,duyulmaz algılanır, koklayamaz ve tadınada bakamazsın aslında.Ancak yaşam gücü insanın insan olabilmenin ürünüdür, Nasıl bulunur Nasıl hissedilir Nasıl algılanır_? ? ?
    Eğer aşk denilen duygu, bizi olduğumuz noktadan bir adım öteye taşımıyor ve gecemizi gündüzümüzü aynı uzunlukda sabit kılıyorsa, hislerimizin sahiciliğini yoklamalıyız tükenmek,gerilemek,deprosyona girip girip çıkmak değildir aşk; cesur olmaktır sadece...
    Kalbine batan gözünde akan yaşa 'eyvallah' ben istedim ben yaşadım ve ben katlanıyorum demektir. Kısacası kendine saygı duymak sevdiğine sahip çıkmaktır.

  • Nil Zorlu
    Nil Zorlu

    29.11.2006 - 17:08

    Günümüz insani aska asik asiga degil. Asklarin kisa süreli askerlik gibi kisa sürmesinin nedeni de budur herhalde...Zaplanan asiklar dönemi bu dönem! ! ! Kanaldan kanala geçer gibi asiktan asiga geçiliyor...Peki neden bu böyle? çünkü insan insana sevgisiz, insan insana tahammülsüz, insan insan için fedakarlik duygusunu yitirmis, insan insana kendini adamaktan kaçiyor...Emek harcamadan yasamak istedigi gibi, emek harcamadan ask yasamak istiyor. Sevmeden sevilmek, vermeden almak istiyor. Hiç degilse bir koyup üç almak...iliskiler çokar menfaat üzerine kurulu. Elektriklenmeler kisa devre. Bir günlük elektriklenmeler, bir gecelik sevismeler ask saniliyor. Sevgili bayanlar baylar aska ayip oluyor....

Toplam 114 mesaj bulundu