Bir kimse sadece hilâf-ı vâkî bir beyanda bulunuyorsa o basit bir yalan; söylediği yalana kendisi de inanıyorsa o mürekkep bir yalan, başkalarını da inandırmak için propaganda yapıyorsa o da mük'ap (katlamalı) bir yalandır.
Ağlarım ağlatamam...
Hissederim söyleyemem...
Dili bağlı kalbimin,
Bundan pek bizarım...
............
Ey kalbimin dili çözül artık......
Dök içindekileri........
Bende bileyim....
Fakat hey hattt! Ses yok.
El yazması kitapları güvelerden korumak için üzerine yazılan ve tılsımlı olduğuna inanılan kelime.
__ Kitapların genellikle ilk sayfalarına 'kebikec' 'ya kebikec' ' ya hafız ya kebikec' gibi ibareler le yazılan kelimenin, süryanice de haşeratı yok etmekle görevli bir meleğin veya kitap kurtları şeyhinin adı olduğu ve üzerine yazıldığı kitaba haşeratın o melekten kortuğu veya şeyhlerini adına saygı duyduğu için zarar vermediği rivayet edilir. Başka bir rivayete göre ise yine kitap kurtlarını etkileyen tılsımlı bir söz veya duadır.
eski el yazması eserlerin ilk sayfalarında kitapları güvelerden korumak için zehirli mürekkeple ya kebikeç yazılıdır.
Sahi neydi huzur! ...
“Eeeey rabbim ben de geldim şükürler olsun sonunda” diye bilmek belki de en son noktası….
Peki ya ben?
Gecenin bir vakti kalkarak ıslatmıyorsam da seccademi
Sevgilinin adı anıldığında arkadaşlarının yaptığı gibi kalbim yerinden fırlayacak gibi olduğundan sağ elimle bastıramıyorsam bütün gücümle yüreğimi kardeşim dediği halde bana,
“Ben acele etim kışta geldim sizler baharda geleceksiniz” denildiği halde baharda yaşarken bir çiçek derememenin, bir çiçek olamamanın ızdırabını yeterince yaşayamasam da,
Kararan kalbimin kirini göz yaşlarımla yıkayamasam da,
Günde beş vakit çağırılışımda talime giden bir asker coşkusuyla değil de işine giden bir memur alışkanlığı ile cevap veriyorsam çağrılarına,
“Duanız olmasa ne ehemniyetiniz var” dediğin halde hiç bir ehemniyetim olmadığı halde üşene sıkıla ve bütün yüzsüzlüğümle yinede vuruyorsam tek taraftan açılan kapının tokmağını,
Onun üzerine işkembeler konulduğu halde yinede sabrederken benim için, ben önüme çıkan en ufak engelde başlıyorsam da yakınmaya acaba isyan olur mu endişesini taşımadan
…Ve o son huzur anı geldiğinde başım dik olarak söyleyemesem de “eeey rabbim ben geldim” sözünü Tıpkı o hikayede ki adam gibi götürülürken son anda baksam arkama bende ve sorduğunda kulum neden baktı diye söyleyi versem boynu bükük olarak “bana rahim diye öğretmişlerdi seni,settar diye bahsetmişlerdi”.
İşte bu söz üzerine Yine de bütün bunlara rağmen affedip ayırır mıydın bana da bir köşe o bahçeden ve nasip eder miydin komşusu olmamı sevgilinin hiç hak etmediğim halde?
…Evet RABBİM biliyorum…
İşte bu yüzden birazda bu ümitle yaşaya bilmek huzur.
gayya
10.02.2007 - 19:21rabbim muhafaza buyursun
heyhula
10.02.2007 - 19:20heyhula?
heyûlâ olmasın sakın
yalan
10.02.2007 - 19:04Bir kimse sadece hilâf-ı vâkî bir beyanda bulunuyorsa o basit bir yalan; söylediği yalana kendisi de inanıyorsa o mürekkep bir yalan, başkalarını da inandırmak için propaganda yapıyorsa o da mük'ap (katlamalı) bir yalandır.
adı yok
09.02.2007 - 11:32Adı koyulmamış hiçbir şeyin gerçek anlamda var olduğuna ikna olamayan bir kalbin sahibiydim ben.Var olanla yok olan arasında fark bir isim
ankara
09.02.2007 - 11:28ille de şehriyarim.... ille de şehriyarim...
rahatlamak
09.02.2007 - 11:27kabz ken bast ın kapısını aralaya bilmek...
mazi
08.02.2007 - 12:05'Her gün bir yerden göç etmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak ne ala,
Her şey dünle beraber gitti, can cazım
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.'
nadan
08.02.2007 - 11:52Çekmezem nadan sözünü, Ben gönlümü bilmez miyim?
lacivert
08.02.2007 - 11:47soğuk bir karakter tasviri.....orhan pamuk - KAR-
geri dönmek
08.02.2007 - 11:45Bir bîçare âşığım ey Yâr Sen'den dönmezem
Hançer ile yüreğimi yar Sen'den dönmezem
Ger Zekeriyya tek beni baştan ayağa yarsalar
Başıma erre koy neccâr Sen'den dönmezem.
Ger beni yandırsalar, külüm oddan kavursalar
Toprağımı savursalar, Settâr Sen'den dönmezem.
gece yürüyüşü
08.02.2007 - 11:42ılak seccadede asılı kalan kıvırcık saçlı teheccüt namazı....
dost
06.02.2007 - 20:25dost bi vefa.. felek bi zebun...
ölüm
27.01.2007 - 17:07'Mihnet-i dünya çekilmez doğrusu bir can için'
o
15.01.2007 - 12:07öyle bilezdim ben kendimi
o beniyim ya ben o mu?
ölüm
15.01.2007 - 12:05partağı aşkın balına
bandıkça bandım bir su ver...
zaman
15.01.2007 - 12:03ver şarabı aynemadan vakit iftardır bu dem
mamur eyle bu harabı lutf-i izhardır bu dem
.........
hızını alamamak
24.12.2006 - 09:36-a kurbağa
-vıck
övmek
24.12.2006 - 09:35kişiyi yüzüne övmek kör testere ile kesmek gibidir der efendimiz
kalp
24.12.2006 - 09:27Ağlarım ağlatamam...
Hissederim söyleyemem...
Dili bağlı kalbimin,
Bundan pek bizarım...
............
Ey kalbimin dili çözül artık......
Dök içindekileri........
Bende bileyim....
Fakat hey hattt! Ses yok.
kebikeç
24.12.2006 - 09:25El yazması kitapları güvelerden korumak için üzerine yazılan ve tılsımlı olduğuna inanılan kelime.
__ Kitapların genellikle ilk sayfalarına 'kebikec' 'ya kebikec' ' ya hafız ya kebikec' gibi ibareler le yazılan kelimenin, süryanice de haşeratı yok etmekle görevli bir meleğin veya kitap kurtları şeyhinin adı olduğu ve üzerine yazıldığı kitaba haşeratın o melekten kortuğu veya şeyhlerini adına saygı duyduğu için zarar vermediği rivayet edilir. Başka bir rivayete göre ise yine kitap kurtlarını etkileyen tılsımlı bir söz veya duadır.
eski el yazması eserlerin ilk sayfalarında kitapları güvelerden korumak için zehirli mürekkeple ya kebikeç yazılıdır.
huzur
24.12.2006 - 09:20Sahi neydi huzur! ...
“Eeeey rabbim ben de geldim şükürler olsun sonunda” diye bilmek belki de en son noktası….
Peki ya ben?
Gecenin bir vakti kalkarak ıslatmıyorsam da seccademi
Sevgilinin adı anıldığında arkadaşlarının yaptığı gibi kalbim yerinden fırlayacak gibi olduğundan sağ elimle bastıramıyorsam bütün gücümle yüreğimi kardeşim dediği halde bana,
“Ben acele etim kışta geldim sizler baharda geleceksiniz” denildiği halde baharda yaşarken bir çiçek derememenin, bir çiçek olamamanın ızdırabını yeterince yaşayamasam da,
Kararan kalbimin kirini göz yaşlarımla yıkayamasam da,
Günde beş vakit çağırılışımda talime giden bir asker coşkusuyla değil de işine giden bir memur alışkanlığı ile cevap veriyorsam çağrılarına,
“Duanız olmasa ne ehemniyetiniz var” dediğin halde hiç bir ehemniyetim olmadığı halde üşene sıkıla ve bütün yüzsüzlüğümle yinede vuruyorsam tek taraftan açılan kapının tokmağını,
Onun üzerine işkembeler konulduğu halde yinede sabrederken benim için, ben önüme çıkan en ufak engelde başlıyorsam da yakınmaya acaba isyan olur mu endişesini taşımadan
…Ve o son huzur anı geldiğinde başım dik olarak söyleyemesem de “eeey rabbim ben geldim” sözünü Tıpkı o hikayede ki adam gibi götürülürken son anda baksam arkama bende ve sorduğunda kulum neden baktı diye söyleyi versem boynu bükük olarak “bana rahim diye öğretmişlerdi seni,settar diye bahsetmişlerdi”.
İşte bu söz üzerine Yine de bütün bunlara rağmen affedip ayırır mıydın bana da bir köşe o bahçeden ve nasip eder miydin komşusu olmamı sevgilinin hiç hak etmediğim halde?
…Evet RABBİM biliyorum…
İşte bu yüzden birazda bu ümitle yaşaya bilmek huzur.
orhan pamuk
19.12.2006 - 13:04meğer her şeyin sebebi babasının bavuluymuş
istanbul
19.12.2006 - 13:01Fîhi Mâ Fih...
elif şafak
27.11.2006 - 19:49peksevdiğim, çok sevdiklerimden di. ama ne olduysa bir şeyler kopu verdi. o kaybetmedi şüpesiz. ama korkum ya ben de kaybetmemişsem.... bu acı.
Toplam 197 mesaj bulundu