tam da böyle idi..işte bu demlerde ARİF yoklar ruhu..ve sözü hançer olur, çizer yine aynı yüzü deine;
...
ve sen daha demincek
yıllar da geçse demincek
bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
ömrümün sebebi, ustammm, sevgilim,
yaran derine inmiş
fitil tutmaz bilirim...
ilacı zaman değil, artık bundan eminim..
genel geçer kabul görmüş cümleler de anlamsız olabiliyormuş.
okumayla tatmaya başladığım(kitabın adı) + tattıkça kendimi de okuduğum(duygunun adı) = onun adı
adı var bu 'ölümcül sevincin' her saniyemde, bu yüzden adıvar da okumuyorum nicedir...okumayacağım..
başında ingilizcesi olduğuna göre fil mi yoksa yabancı yazar tarafında vücuda getirilmiş bir eser mi bilmiyrm, araştırmıyorum.
bildiğim budur: sezai karakoç'un- üstâdın- 'gün doğmadan' diye bir kitabı var.
ne zaman şehzadebaşında dolaşsam yanıma alırım şiirindeki duyguyu, gün doğsa da yarına doğmasa da.
bireyin ve 'ego'nun ön planda olduğu şu zamanda duyulması muhtemel bir söz..
ben de söylerdim küçükken.
anladım ki herkesin hayatı kendi tercihlerinden oluşuyor.(ama savaş mağdurlarının eksik kalıyor hikayesi..bir gece uykuda çocuk, düşlerinin en pembe yerinden vuruluyor! ve savaşlar 'insanlık' tarihi kadar eski!)
kime soruyor bunu, bana Tanrıyı çağrıştırıyor.
....
Seni arıyorum ışığın ardında.
Neredesin?
Böyle yalnız olmak istemiyorum.
Neredesin?
Seni her taşın altında ararım.
Neredesin?
Bir bıçakla kazarak bulurum.
Neredesin?
işte bunu hiç bir zaman bana söyletmeyecek bir iş arıyorum...ideali olmalı insanın.yaşamı anlamlı ve yaşanılır kılmak kişinin kendi elinde demiştim bir zaman..
arapça 'eb': baba
sonuna -eyn eki alarak ikili çokluk belirtir.yani ebeveyn; anne ile baba demektir.
başına gelen 'tek' sıfatı ile tek aile anlamı mı kastedilmiştir yoksa yanlış kullanım mı sözkonusudur(ki ben mantık hatası demeyi tercih ediyorum) muamma.ama bence mantık hatası...
'...etiyle kemiğiyle gerçek bir insan olmak, bizim için o kadar zordur ki! ...utanıyor, ayıp kabul ediyoruz bunu.'ortalama insan' denebilecek, belirsiz bir tip olmaya çalışıyoruz....'(dostoyevski, yeraltından notlar)
(ve ol erdemli kişidir ki bunun yasını tutar)
'...en iyi şey, bir köşeye çekilip seyirci kalmaktır.bu nedenle diyorum ki, yaşasın yeraltı! ...'
kendi yası deyince, insanın hiçbir mekâna ait olamayışı geliyor aklıma..
kampanyalardan yararlanmayı unutma.gez, dolaş, unut..ben de öyle yapıyorum çün ki..
tinerciler tarafından boya takımı kırılan ayakkabı boyacısı çocuğu unuttm mesela.hem ne fark eder 8-9 yaşında olması, bu yaştan öğrensin hayatı.onun ürkek bakışlarını, teslimiyetini unuttm.beni şaşırtan olgunluğunu, güzel diksiyonunu bile tam hatırlamıyrm.
unuttum savaşları, kural buydu zaten; maddi gücü olan üstündür her zaman.hem savaşa maruz kalan devletler de sömürgeci olsalardı, kuralına göre oynasalrdı.
hem ben de batılıyım zaten, batıCIyım..moda olanı alıp giyer, sadece tüketirim..ben tüketiciyim.moda olandan yanayım her zaman.ucuz zevklerim vardır.harcamayı ve harcaNmayı severim(!)
14 şubat sevgililer günüymüş, herkes kutluyrmuş ben niye kutlamayayım.
hadi kutla bakalım.bugünü değersizliklerinle, basitliğinle süsle.senin için hiçbir anlamı olmayan günü yine aynı bilinçsizlikle kutla.ama aynaya bakmayı da unutma..
farsça sıfatmış.
yakışır, uygun anlamında.
lâyık, müstahik ya da şâyân da aynı anlamda.
hatta azeri türkçesindeki yahşi'nin de aynı anlamda olduğunu söyleyebilirim...
bi ara arapça yazılışını bilmediğimden dolayı 'arz' köküyle alakalı olduğunu düşündüğüm kelime.oysa ki arapçadaki dad harfiyle değil 'dal' harfiyle yazılıyormuş murâd'ın d'si.
ve 'revd'den geliyormuş.
kelime arapçadır, içilecek şeyler mânâsındadır.
ism-i mef'ul kalıbındadır.
sonundaki '-at' eki çokluk ekidir, yani kelime 'meşrub' kelimesinin cemidir.
(şurûb ve şarâb da aynı kökten gelir)
..... öyle yıkma kendini, öyle mahzun, öyle garip... nerede olursan ol, içerde, dışarda, derste, sırada, yürü üstüne üstüne tükür yüzüne celladın, fırsatçının, fesatçının, hayının... dayan kitap ile dayan ...
Eskidendi Çok Eskiden...
27.07.2007 - 21:10tam da böyle idi..işte bu demlerde ARİF yoklar ruhu..ve sözü hançer olur, çizer yine aynı yüzü deine;
...
ve sen daha demincek
yıllar da geçse demincek
bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
ömrümün sebebi, ustammm, sevgilim,
yaran derine inmiş
fitil tutmaz bilirim...
......
Hasretinle Yandı Gönlüm
07.07.2007 - 00:53seha okuş'tan dinleyin.başka da kimseden dinlemeyin.
kalp ağrısı
01.07.2007 - 17:07ilacı zaman değil, artık bundan eminim..
genel geçer kabul görmüş cümleler de anlamsız olabiliyormuş.
okumayla tatmaya başladığım(kitabın adı) + tattıkça kendimi de okuduğum(duygunun adı) = onun adı
adı var bu 'ölümcül sevincin' her saniyemde, bu yüzden adıvar da okumuyorum nicedir...okumayacağım..
cebir
26.06.2007 - 00:07...gözlerim cebirden bir deprem...demişti galiba;
'Sezai KARAKOÇ'
before sunrise / gün doğmadan
21.06.2007 - 23:49başında ingilizcesi olduğuna göre fil mi yoksa yabancı yazar tarafında vücuda getirilmiş bir eser mi bilmiyrm, araştırmıyorum.
bildiğim budur: sezai karakoç'un- üstâdın- 'gün doğmadan' diye bir kitabı var.
ne zaman şehzadebaşında dolaşsam yanıma alırım şiirindeki duyguyu, gün doğsa da yarına doğmasa da.
tak tak...
sagopa kajmer
21.05.2007 - 23:25maskeli balo da dinlenmeli(özellikle nakarat)
dsp'nin chp'yi desteklemesi
21.05.2007 - 23:21körler sağırlar birbirini ağırlar...
enterese
21.05.2007 - 23:19interesting(ilginç)
ben farklıyım
26.04.2007 - 23:05bireyin ve 'ego'nun ön planda olduğu şu zamanda duyulması muhtemel bir söz..
ben de söylerdim küçükken.
anladım ki herkesin hayatı kendi tercihlerinden oluşuyor.(ama savaş mağdurlarının eksik kalıyor hikayesi..bir gece uykuda çocuk, düşlerinin en pembe yerinden vuruluyor! ve savaşlar 'insanlık' tarihi kadar eski!)
akla zarar düşünceler
10.04.2007 - 23:59özünden uzak yaşadığını bilen insanın her geçen gün özüne daha da uzaklaşmasını izleyip, bunun yanlışlığını düşünüp..-ıp -ip -up -üp....
bir ebedî mahrumluk, kalan bu hikâyeden,
git, git, bir çıkmaz sokak, o varılmaz gayeden...
N.F.K.
rammstein
07.04.2007 - 16:44'wo bist du' derim ben.yani 'neredesin? '
kime soruyor bunu, bana Tanrıyı çağrıştırıyor.
....
Seni arıyorum ışığın ardında.
Neredesin?
Böyle yalnız olmak istemiyorum.
Neredesin?
Seni her taşın altında ararım.
Neredesin?
Bir bıçakla kazarak bulurum.
Neredesin?
Bugün işe gitmek istemiyorum
07.04.2007 - 16:35işte bunu hiç bir zaman bana söyletmeyecek bir iş arıyorum...ideali olmalı insanın.yaşamı anlamlı ve yaşanılır kılmak kişinin kendi elinde demiştim bir zaman..
kıskanç bayanlar
11.03.2007 - 13:33kıskançlık; aşkın bayanlardaki yan etkilerinden biri sadece..
Tek Ebeveyn
11.03.2007 - 13:31arapça 'eb': baba
sonuna -eyn eki alarak ikili çokluk belirtir.yani ebeveyn; anne ile baba demektir.
başına gelen 'tek' sıfatı ile tek aile anlamı mı kastedilmiştir yoksa yanlış kullanım mı sözkonusudur(ki ben mantık hatası demeyi tercih ediyorum) muamma.ama bence mantık hatası...
savaş
07.03.2007 - 04:07Dünya; kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.(Albert Einstein)
ırak ta çocuk olmak
07.03.2007 - 03:59...sesime bir ilmek at, sesine tutunayım...
(y.o.)
kendi yasını tutmak
20.02.2007 - 01:53'...etiyle kemiğiyle gerçek bir insan olmak, bizim için o kadar zordur ki! ...utanıyor, ayıp kabul ediyoruz bunu.'ortalama insan' denebilecek, belirsiz bir tip olmaya çalışıyoruz....'(dostoyevski, yeraltından notlar)
(ve ol erdemli kişidir ki bunun yasını tutar)
'...en iyi şey, bir köşeye çekilip seyirci kalmaktır.bu nedenle diyorum ki, yaşasın yeraltı! ...'
kendi yası deyince, insanın hiçbir mekâna ait olamayışı geliyor aklıma..
yazmak
16.02.2007 - 22:48kağıtlar mihmandarlık eder sayıklamalarıma,özüme; bu soğuk camdan ileri...
sevgililer günü
14.02.2007 - 02:33kampanyalardan yararlanmayı unutma.gez, dolaş, unut..ben de öyle yapıyorum çün ki..
tinerciler tarafından boya takımı kırılan ayakkabı boyacısı çocuğu unuttm mesela.hem ne fark eder 8-9 yaşında olması, bu yaştan öğrensin hayatı.onun ürkek bakışlarını, teslimiyetini unuttm.beni şaşırtan olgunluğunu, güzel diksiyonunu bile tam hatırlamıyrm.
unuttum savaşları, kural buydu zaten; maddi gücü olan üstündür her zaman.hem savaşa maruz kalan devletler de sömürgeci olsalardı, kuralına göre oynasalrdı.
hem ben de batılıyım zaten, batıCIyım..moda olanı alıp giyer, sadece tüketirim..ben tüketiciyim.moda olandan yanayım her zaman.ucuz zevklerim vardır.harcamayı ve harcaNmayı severim(!)
14 şubat sevgililer günüymüş, herkes kutluyrmuş ben niye kutlamayayım.
hadi kutla bakalım.bugünü değersizliklerinle, basitliğinle süsle.senin için hiçbir anlamı olmayan günü yine aynı bilinçsizlikle kutla.ama aynaya bakmayı da unutma..
şayeste
13.02.2007 - 22:40farsça sıfatmış.
yakışır, uygun anlamında.
lâyık, müstahik ya da şâyân da aynı anlamda.
hatta azeri türkçesindeki yahşi'nin de aynı anlamda olduğunu söyleyebilirim...
bugün
12.02.2007 - 16:22çok uzaklardan bir türkü geçiyordu
bir şarkı kemanın tellerini eskitiyordu...
ressam
12.02.2007 - 01:24arapça resm kökünden gelir.fa''al babındadır(bakkal, seyyah gibi)
Murad
12.02.2007 - 01:13bi ara arapça yazılışını bilmediğimden dolayı 'arz' köküyle alakalı olduğunu düşündüğüm kelime.oysa ki arapçadaki dad harfiyle değil 'dal' harfiyle yazılıyormuş murâd'ın d'si.
ve 'revd'den geliyormuş.
dilek, istek, arzu.
meşrubat
11.02.2007 - 20:26kelime arapçadır, içilecek şeyler mânâsındadır.
ism-i mef'ul kalıbındadır.
sonundaki '-at' eki çokluk ekidir, yani kelime 'meşrub' kelimesinin cemidir.
(şurûb ve şarâb da aynı kökten gelir)
Toplam 433 mesaj bulundu