Dev bir aşk istiyorum külliyen fantastik Elbisesi çok şık olsun bir de otantik Derelere aziz su olup aksın meşk’ le Sahralar hasret kalsın taltiflik şuh aşk’ la.
O kadar mağrur, o kadar şuh ve cilveli O kadar cana yakın kadındır işveli Gönlüm sana esir, göz gözlerine dalgın Ruhumu aşk karmışçasına, yaktı algın.
Uzun süreli yağan yağmur, kar tanemsin En uygun durum ve zaman pembe yâremsin Aksiyonu olmayan girdaplarında doğ Yeşile çalan ak çehreli bakışta boğ.
Âyan toplanmış olağandan ayan-beyan ’Ya Allah’ nidalım, maşuk güzel “Gül” bayan Beklenen hızından farklı bir biçimde gel Beklenmez şiddetli hava akımı ol-gel! ..
Saatleri saymaktan bıktım. Yüz küsurat saatten sonra farklı şehirlerin farklı rollerinde olacağız. Bir daha değemeyecek gözlerimiz birbirine. Yüreğim bir daha böylesine heyecan dolu çarpmayacak, seni görememekten yakınacak.
Bulanıklık bitti, aydınlığa kavuştu hayatım. Acı ama gerçek derler ya; gidiyorum işte. Çirkinliği hoş eden sevgilim yüreğin burulmayacak mı hiç?
Bu gidiş; her şeyin bitişi. Sana karşı olan tek umudumun tükenişi. Geçtiğim kilometreleri sayacağım. Sensizliğin şehrine varacağım. Ağzından çıkacak bir tek sözcüğe rotam değişecekken, bir ‘gitme’ ye kalacakken, çivilenecekken olduğum yere; yapayalnız bıraktın beni. Ben nasıl da sevmişim seni? yakıştıramıyorum kendime. Sevmek buysa eğer, sevdiğinden geçememek, herkesten vazgeçebilmekse; sevdim seni ölesiye.
Hangi alın yazılarına yazılacaksın bensiz, hangi yollarda sevgiye koşacaksın?
Gün gelir bitermiş her aşk, yaralar kabuk bağlarmış. Bakalım kaç ay sonra gülecek yüzüm.
Yeniden yakılamaz mı bu ateş, bu kadar soğukluğa mı kesiştik? Yaptıklarının bir nedeni var. Benim hiç bilmediğim ve öğrenemeyeceğim. Oysa ki geçmiştekilerimi koparıp hayatımdan, senle başlamak istemiştim yeni ufuklara. Sen bir başlangıçtın bitişi olmayan. İlktin; ilkimdin. Sonum olmanı dilemiştim. Yüzünün gölgesini taşıyacağım gittiğim her bölgede. Bende hiç kaybolmayacaksın.
Bilmezdim senden önce yürek sızısı neymiş, sevdiğin insanın şehrinden aylarca dönemeden gitmek neymiş, ‘bir daha Allah bilir ne zaman gelirim buraya’ demek veyahut bir erkek için üzülmek…
‘Sensizliğin şehrinde soluk alabilir miyim acaba? ’ demeyeceğim; çünkü sensizlikte yaşamaya alıştım. Tek fark görememek seni. balkona çıktığımda ‘vay be ne tesadüf…’ diyememek. Gözlerine dalmak istediğimde başımı çevirememek. Tek fark bunlar işte.
Bir daha ‘öpüyorum en güzel yerinden’ cümlesi kurulmayacak, bir daha başını kaldırıp evime bakmayacaksın, bir daha candan ‘o benim canım’ ı hissetmeyeceğim. Aslında sen candın bu canda hiç bilmediğin. Aslında aşk yakışacaktı bize. Hiç söyleyemediğim sözcükler var sana. Kuramadığım cümleler var bende saklı. Keşke söylenmeyenleri söyleseydik, konuşulmayanları konuşsaydık. Berraklaşsaydı ilişki. İlla bitecekse güzel bitseydi. Son adımda güzel hatırlamak isterdim seni. ‘bize yakışan buydu’ demek isterdim.
Belki de son defa canım diyorum sana. Canım; otobüsüme bakmayı unutma, beni unutma..
'Pencereler vardır, hayata bakar. Hayattan ne anlıyorsa insan, o kadar geniş, o kadar ferah, o kadar huzur vericidir; penceresinden evine sızan. Hayatı bir hapishane gibi görüyorsa, ayak seslerinden, ayakkabı görüntülerinden ve araba lastiklerinden başka bir şey görmez, ruhunun penceresi olan gözlerini açtığında. '
Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılamaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; Herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurulduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütü ...
10.01.2012 - 23:17
Sayfamı ziyaretinize gönül teşekkürlerimle, selamlarımla saygılar bıraktım.....asena
25.11.2009 - 13:53
GÖNLÜM SANA ESİR
Dev bir aşk istiyorum külliyen fantastik
Elbisesi çok şık olsun bir de otantik
Derelere aziz su olup aksın meşk’ le
Sahralar hasret kalsın taltiflik şuh aşk’ la.
O kadar mağrur, o kadar şuh ve cilveli
O kadar cana yakın kadındır işveli
Gönlüm sana esir, göz gözlerine dalgın
Ruhumu aşk karmışçasına, yaktı algın.
Uzun süreli yağan yağmur, kar tanemsin
En uygun durum ve zaman pembe yâremsin
Aksiyonu olmayan girdaplarında doğ
Yeşile çalan ak çehreli bakışta boğ.
Âyan toplanmış olağandan ayan-beyan
’Ya Allah’ nidalım, maşuk güzel “Gül” bayan
Beklenen hızından farklı bir biçimde gel
Beklenmez şiddetli hava akımı ol-gel! ..
23.09.2009 - 11:04
Saatleri saymaktan bıktım. Yüz küsurat saatten sonra farklı şehirlerin farklı rollerinde olacağız. Bir daha değemeyecek gözlerimiz birbirine. Yüreğim bir daha böylesine heyecan dolu çarpmayacak, seni görememekten yakınacak.
Bulanıklık bitti, aydınlığa kavuştu hayatım. Acı ama gerçek derler ya; gidiyorum işte. Çirkinliği hoş eden sevgilim yüreğin burulmayacak mı hiç?
Bu gidiş; her şeyin bitişi. Sana karşı olan tek umudumun tükenişi. Geçtiğim kilometreleri sayacağım. Sensizliğin şehrine varacağım. Ağzından çıkacak bir tek sözcüğe rotam değişecekken, bir ‘gitme’ ye kalacakken, çivilenecekken olduğum yere; yapayalnız bıraktın beni. Ben nasıl da sevmişim seni? yakıştıramıyorum kendime. Sevmek buysa eğer, sevdiğinden geçememek, herkesten vazgeçebilmekse; sevdim seni ölesiye.
Hangi alın yazılarına yazılacaksın bensiz, hangi yollarda sevgiye koşacaksın?
Gün gelir bitermiş her aşk, yaralar kabuk bağlarmış. Bakalım kaç ay sonra gülecek yüzüm.
Yeniden yakılamaz mı bu ateş, bu kadar soğukluğa mı kesiştik? Yaptıklarının bir nedeni var. Benim hiç bilmediğim ve öğrenemeyeceğim. Oysa ki geçmiştekilerimi koparıp hayatımdan, senle başlamak istemiştim yeni ufuklara. Sen bir başlangıçtın bitişi olmayan. İlktin; ilkimdin. Sonum olmanı dilemiştim. Yüzünün gölgesini taşıyacağım gittiğim her bölgede. Bende hiç kaybolmayacaksın.
Bilmezdim senden önce yürek sızısı neymiş, sevdiğin insanın şehrinden aylarca dönemeden gitmek neymiş, ‘bir daha Allah bilir ne zaman gelirim buraya’ demek veyahut bir erkek için üzülmek…
‘Sensizliğin şehrinde soluk alabilir miyim acaba? ’ demeyeceğim; çünkü sensizlikte yaşamaya alıştım. Tek fark görememek seni. balkona çıktığımda ‘vay be ne tesadüf…’ diyememek. Gözlerine dalmak istediğimde başımı çevirememek. Tek fark bunlar işte.
Bir daha ‘öpüyorum en güzel yerinden’ cümlesi kurulmayacak, bir daha başını kaldırıp evime bakmayacaksın, bir daha candan ‘o benim canım’ ı hissetmeyeceğim. Aslında sen candın bu canda hiç bilmediğin. Aslında aşk yakışacaktı bize. Hiç söyleyemediğim sözcükler var sana. Kuramadığım cümleler var bende saklı. Keşke söylenmeyenleri söyleseydik, konuşulmayanları konuşsaydık. Berraklaşsaydı ilişki. İlla bitecekse güzel bitseydi. Son adımda güzel hatırlamak isterdim seni. ‘bize yakışan buydu’ demek isterdim.
Belki de son defa canım diyorum sana. Canım; otobüsüme bakmayı unutma, beni unutma..
28.02.2009 - 00:59
Gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere;
Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere...
NECİP FAZIL KISAKÜREK
Ayağına hiçbirşey takılmasın,yolun hep açık olsun arkadaşım..SEVGİLER ;)
04.10.2008 - 20:57
Unutulanlar unutanı hiç unutmazlarmış sen unutanlarda olma
tüm mutluluklar senin sevgi daima yüreğiyin den eksik olmasın
salim erben
01.10.2008 - 04:03
'Pencereler vardır, hayata bakar.
Hayattan ne anlıyorsa insan, o kadar geniş, o kadar ferah, o kadar huzur vericidir; penceresinden evine sızan. Hayatı bir hapishane gibi görüyorsa, ayak seslerinden, ayakkabı görüntülerinden ve araba lastiklerinden başka bir şey görmez, ruhunun penceresi olan gözlerini açtığında. '
Toplam 6 mesaj bulundu