'zaman kavramının yeni yeni başladığı, adaletin bilek zoru ile dağıtıldığı bir dünya evresinde. Tanrı kullarına acımış. 'birbirlerini toprak için öldürmesinler' deyip her millete yeteceği kadar toprak dağıtmış. ama... bir yedi kardeş varmış ki, o savaş senin bu savaş benim, cepheden cepheye koşup insanlara kılıç zoru ile adalet dağıtıyorlarmış. Tanrı'nın toprak dağıtımında bu yedi kardeş yine cephede savaşıyorlarmış ve tanrı da nedende bu yedi kardeşi unutuvermiş. Masal bu ya, savaşları bitip, dünyaya barışın geldiği o günlerde, yedi kardeşte kılıçlarını bırakmışlar. Geldiklerinde herkes tarlasında tapanında çalışıyor barış içinde yaşıyormuş. Tanrı'nın onlara toprak ayırmadığını öğrenince çok üzülmüşler. huzura gidip dert yanmışlar. Tanrı buna üzülmüş ve demişki onlara, 'madem siz bunca savaşlar yaptınız, haklıyı haksızı birbirinden ayırdınız. Bunca zaman dünya üstünde adalet dağıttınız, bende size, kendime ayırdığım toprakları veriyorum.orası öyle bir yer ki, cennet ve cehennem iç içedir. Ona değer verirseniz, onun güzelliklerini korursanız size cennet, eğer hoyratça kullanır, topraklarımı tahrip ederseniz size cehennem olur. Bu topraklar size benden bağış, çocuklarınızdan emanet olsun' demiş. işte bu topraklar Doğukaradeniz imiş ve yedi kardeş de lazlar'ın ataları olurmu
“Dümende ve başaltlarında insanlar vardı ki
Bunlar Uzun eğri burunlu
Ve konuşmayı şehvetle seven insanlardı ki
Sırtı lacivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin
Zaferi için
Hiç kimseden hiçbir şey beklemeksizin
Bir şarkı söyler gibi ölebilirdiler...”
Nazım Hikmet
к α я α ∂ є η ι z ∂ є ν в ι я ∂ ℓ gα özgüя в ι я ѕ υ ∂ υ я
'zaman kavramının yeni yeni başladığı, adaletin bilek zoru ile dağıtıldığı bir dünya evresinde.
Tanrı kullarına acımış. 'birbirlerini toprak için öldürmesinler' deyip her millete yeteceği kadar toprak dağıtmış.
ama...
bir yedi kardeş varmış ki,
o savaş senin bu savaş benim, cepheden cepheye koşup insanlara kılıç zoru ile adalet dağıtıyorlarmış.
Tanrı'nın toprak dağıtımında bu yedi kardeş yine cephede savaşıyorlarmış ve tanrı da nedende bu yedi kardeşi unutuvermiş.
Masal bu ya, savaşları bitip, dünyaya barışın geldiği o günlerde, yedi kardeşte kılıçlarını bırakmışlar.
Geldiklerinde herkes tarlasında tapanında çalışıyor barış içinde yaşıyormuş. Tanrı'nın onlara toprak ayırmadığını öğrenince çok üzülmüşler. huzura gidip dert yanmışlar.
Tanrı buna üzülmüş ve demişki onlara, 'madem siz bunca savaşlar yaptınız, haklıyı haksızı birbirinden ayırdınız.
Bunca zaman dünya üstünde adalet dağıttınız, bende size, kendime ayırdığım toprakları veriyorum.orası öyle bir yer ki,
cennet ve cehennem iç içedir.
Ona değer verirseniz, onun güzelliklerini korursanız size cennet, eğer hoyratça kullanır, topraklarımı tahrip ederseniz size cehennem olur.
Bu topraklar size benden bağış, çocuklarınızdan emanet olsun' demiş.
işte bu topraklar Doğukaradeniz imiş ve yedi kardeş de lazlar'ın ataları olurmu
“Dümende ve başaltlarında insanlar vardı ki
Bunlar Uzun eğri burunlu
Ve konuşmayı şehvetle seven insanlardı ki
Sırtı lacivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin
Zaferi için
Hiç kimseden hiçbir şey beklemeksizin
Bir şarkı söyler gibi ölebilirdiler...”
Nazım Hikmet
к α я α ∂ є η ι z ∂ є ν в ι я ∂ ℓ gα özgüя в ι я ѕ υ ∂ υ я