Önce ellerimi tut. Sonra senden başka kimseler bilmesin burada olduğunu. Ne cevap ver çalan telefonlara, ne de çalınan kapıları açalım. Fark etmesin hiç kimse evde olduğumuzu. Koyu bir sessizlikte gizleyelim varlığımızı. Sen bana çocukken gizlendiğin odalardan bahset. Kaçtığın sokak köşelerini, uzun uzun aranışlarını, bulunca içtenlikli sarılışlarını anlat. Bense gizlenmekten vazgeçmeyişlerimi. Ben sana gidemediğim ülkelerden söz edeyim. Rüyalarımda tam kaçarken bacaklarımın tonlarca ağırlaştığını, adım atamadığımı, yakalandığımı, terlediğimi anlatayım. Sen bütün rüyalarımı hayra yor. Ellerini saçlarımın arasında gezdir. Gözlerimin üzerinde gezdir ellerini. İzi çoktan kapanmış yaralarımın üzerinde gezdir, Ellerin şifa olsun yeniden. Çocukken dizlerinde bir türlü geçmeyen, acı veren yaralarının nasıl iyileştiğini anlat. Ben görünmeyen yaralarımı anlatayım... Ben sana pişmanlıklarımı anlatayım. Sen yargılamadan teselli et. Gözlerimi kaçırayım gözlerinden, utanayım. Ellerinle tut yüzümü, gözlerini gözlerime çevir. Soluklarını hissedeyim yüzümde. Sesin dua olsun, yüzüme üfle. Ellerimi tut, senden başkası bilmesin burada olduğunu. Her kapı çalınışında tedirgin olayım. Başını göğsüme yasla, eskiden kalma bir türküye sığınalım. Tedirgin yüreğimi yüreğine değdireyim dinleneyim. Sen bana yol ol. Bütün tuzaklardan emin olayım. Sen bana sabah ol. Bütün kanlıklardan emin olayım. Sevdamı yazdım mavi sevdam… Zaman aşımına uğramadan, duymadan hiç kimse, yalnız sana anlatayım anlatılmazlarımı. Yalnız sana söylenecek şarkılar besteleyelim… Sen nota ol yedi renk. Keşke ile başlayan cümleler kurmayalım. Zamanın akrebine asi olmadan usul usul geçişini izleyelim. Yarın yok oysa sadece bugün var diyerek gülüşelim. Gülmelerimin hemen ardından aksın göz pınarımda bekleyen damlalar ve sen sevinçten ağladığımı düşün… Uzanıp gözyaşımın ucundan öp ve ben o dakika yaşadığıma bir daha bir daha şükredeyim… Sonra uykuda bırak beni… Vedaların ağır yükünü yükleme yüreğime... Bir düşten uyanır gibi fark edeyim yokluğunu… Burada mıydın yoksa ben yine her zamanki gibi hayal mi kurdum anlamayayım
Bir yelkenlim,Kuzey Ege'nin soğuk sularında...Bozcaada'nın rüzgarlarıyla savrulurum...Ve ben biçare...umutla direnirim...Batmadan kıyıya ulaşmaya umutlanırım...Bu fırtınaların dineceği günü beklerim... BEKLİYORUM....İSTİYORUM...OLACAK....
28.11.2008 - 11:44
BURADAMIYDIN
Önce ellerimi tut. Sonra senden başka kimseler bilmesin burada olduğunu.
Ne cevap ver çalan telefonlara, ne de çalınan kapıları açalım.
Fark etmesin hiç kimse evde olduğumuzu.
Koyu bir sessizlikte gizleyelim varlığımızı.
Sen bana çocukken gizlendiğin odalardan bahset. Kaçtığın sokak köşelerini, uzun uzun aranışlarını, bulunca içtenlikli sarılışlarını anlat.
Bense gizlenmekten vazgeçmeyişlerimi. Ben sana gidemediğim ülkelerden söz edeyim. Rüyalarımda tam kaçarken bacaklarımın tonlarca ağırlaştığını, adım atamadığımı, yakalandığımı, terlediğimi anlatayım.
Sen bütün rüyalarımı hayra yor. Ellerini saçlarımın arasında gezdir. Gözlerimin üzerinde gezdir ellerini. İzi çoktan kapanmış yaralarımın üzerinde gezdir,
Ellerin şifa olsun yeniden.
Çocukken dizlerinde bir türlü geçmeyen, acı veren yaralarının nasıl iyileştiğini anlat. Ben görünmeyen yaralarımı anlatayım...
Ben sana pişmanlıklarımı anlatayım. Sen yargılamadan teselli et.
Gözlerimi kaçırayım gözlerinden, utanayım. Ellerinle tut yüzümü, gözlerini gözlerime çevir. Soluklarını hissedeyim yüzümde. Sesin dua olsun, yüzüme üfle.
Ellerimi tut, senden başkası bilmesin burada olduğunu.
Her kapı çalınışında tedirgin olayım. Başını göğsüme yasla, eskiden kalma bir türküye sığınalım. Tedirgin yüreğimi yüreğine değdireyim dinleneyim.
Sen bana yol ol. Bütün tuzaklardan emin olayım. Sen bana sabah ol. Bütün kanlıklardan emin olayım.
Sevdamı yazdım mavi sevdam…
Zaman aşımına uğramadan, duymadan hiç kimse, yalnız sana anlatayım anlatılmazlarımı. Yalnız sana söylenecek şarkılar besteleyelim…
Sen nota ol yedi renk.
Keşke ile başlayan cümleler kurmayalım. Zamanın akrebine asi olmadan usul usul geçişini izleyelim.
Yarın yok oysa sadece bugün var diyerek gülüşelim. Gülmelerimin hemen ardından aksın göz pınarımda bekleyen damlalar ve sen sevinçten ağladığımı düşün… Uzanıp gözyaşımın ucundan öp ve ben o dakika yaşadığıma bir daha bir daha şükredeyim… Sonra uykuda bırak beni…
Vedaların ağır yükünü yükleme yüreğime... Bir düşten uyanır gibi fark edeyim yokluğunu… Burada mıydın yoksa ben yine her zamanki gibi hayal mi kurdum anlamayayım
Toplam 1 mesaj bulundu