Kader Tokay - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

MELEK YÜZLÜM

Güzelliğin beni benden aldı ey gül-ü rana,
Gözlerim kör oldu artık, bakamaz başkasına.
Halimi arz etsem sana, sesimi duymaz mısın?
Dönüp de bir kez olsun, yüzüme bakmaz mısın?

Leblerinden çıkacak her söze amade gönlüm,
Bu can artık senindir, senin olsun bu ömrüm.
Seni görmek, seni sevmek, zaten bir ömre bedel,
Ömrümü bitirmeden, yetiş artık, bana gel.

Her bakışın ömre bedel, bir kez baksan güzel gözlüm,
Gönlümü şaduman eder o bakışın melek yüzlüm.
Bir haya abidesi, bir edep timsalisin,
Dilerim Rabbim seni, salihlerden eylesin.

Her gülüşün bu gönlüme, canından can katıyor,
Nuş ile doluyor gönlüm, yine sermest oluyor.
Yine gönlüm, yine sevda, yine hasret çekiyor,
Bülbül gibi nalan edip yine feryat ediyor.

Yüce Mevlam bu sevdayı, bize çok mu görüyor,
Hasretten kurtulan gönlüm, yine hasret çekiyor.
Ben yıllardır hep kendimi, gurbetlerde sanırdım,
Gurbetim yeni başlamış, bunu şimdi anladım.

Sen artık yaş yerine, kan akıt yine gözüm,
Sevgimi kanla yaz ki, okusun melek yüzlüm.
Hasretin bir kor gibi, yakarken yüreğimi,
Gönlüme kimler verecek, gelip de teselliyi.

Ben başka diyarlarda, sen başka diyardasın,
Bu hasretin yüküne, gönlüm nasıl dayansın.
Ben artık sende bir can, sen bende bir yüreksin,
Bir olsun ki yürekler, hasretleri dindirsin.

Gündüzümde yine sen, her gecemde sen varsın,
Baktığım her yerde sen, iyi bil ki sen varsın.
Hiçbir şeyi görmüyor, senden başka gözlerim,
Nere baksam sen varsın, senden hep gördüklerim.

Bak gökteki buluttan, nasıl yağmur yağıyor,
Yokluğuna ağlarken, bana eşlik ediyor.
Kulak ver rüzgarlara, bir dinle bak ne diyor,
Rüzgar değil konuşan, gönlüm feryat ediyor.

Gözlerim hep yollarda, senden haber bekliyor,
Bilsen içimde gönlüm, ne azaplar çekiyor.
Yeter artık yeter gel ki bitsin bu çektiklerim,
Sana dar gelecekse bu gönlümü sökerim.

Bütün acı anılar, hep mazide kalıyor,
Bak istikbalde bizi, mutlu günler bekliyor.
Uzat artık ellerini, ellerim boş kalmasın,
Seven gönüllerimiz, hasret ile yanmasın.
........................................................................................................................


KADIN...

Bir kadın çocuktur aslında..
Çocuk gibi davranmayı sever.
Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister.
Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını.
Ama her kadın çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.
Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz,
ama asla onu bir Çocuk olarak görmeyeceksiniz.

Bir kadın güçlüdür aslında.
Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.
Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez.
İster ki Erkeğin gücü kendisine huzur versin.
Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile Erkeğin yapmasını bekler.
Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de
erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir.
Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz.
Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.

Bir kadın sevgilidir aslında.
İçinde her zaman sevgiyi taşır.
Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.
Zor sever ama tam sever.
Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için
yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir.
Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.
Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz.
Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz.
Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette.
Bunun nedeni ise engelleyemedikleri 'acımak' duygusudur.

Bir kadın yalnızdır aslında.
Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.
Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır.
O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.
Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz.
Yalnızlık onun sığınağıdır.
O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir.
Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.

Bir kadın bilgindir aslında.
Neler yapabileceğini erkek aklI hayal bile edemez.
Yaratıcılığının sınırı yoktur.
Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.
Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar.
Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir.
Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.

Bir kadın hayattır aslında.
Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor.
Yemek yemek, su içmek bile.
Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup
içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?

Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz...

Can DÜNDAR

........................................................................................................................
HER ŞEY SENDE GİZLİ

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma
Yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin
Bunu da öğren,

SEVDİĞİN
KADAR
SEVİLİRSİN...

Can Yücel

........................................................................................................................
SENİ BENDE UNUTTUN

Bir akşamüstü bir rüzgâr yapıştı belime, içtik beraber.
Sarhoşluk daha çok acıtır dedi, gözleri yaşararak.
Önce inanmadım.
Sonra kudurdu, kudurdu.
Başım döndü, bağırdım...

'Sen, giderken gülüm izlerini silmeyi unuttun.
Sen, giderken bir tanem, bende bıraktıklarını almayı unuttun.
Sen, giderken aşkım, sen hâlâ bendeydin.

Çalan bir müzik parçasının sözlerinde unuttun kendini.
Bir ağustos akşamında unuttun beni ve seni.
Süzülen damlaların sıcaklığında,
Sensiz bir gecenin sabahındaki hıçkırıklarda unuttun seni.
Terasta içilen bir bardak çayda
ya da bir bardak birada unuttun.
Bir mangal ateşinin sonrasında, yanmış közlerde unuttun.
Beyoğlu'nun o güzel sokaklarında,
O ıssız kalabalıkta unuttun kendini.
Söylenen yalanlarda, 'iyi ki varsın’larda unuttun seni ve beni.
Geceleri baktığımız o yıldızlarda unuttun bizi.

Bir daha birlikte çıkamayacağımız Yeni köy’deki
çay bahçesinde, Papatya'da unuttun bizi.
Adını bir türlü koyamadığın
gelecekteki güzel günlerimizde unuttun.
Beraber yakılan sigaralarda unuttun bizi.
Sen giderken bir tanem,
SENİ BENDE UNUTTUN! ! ! .'

(Alıntı)
........................................................................................................................

SENİ SEVMEK HAKKIMI KULLANIYORUM

Bazı duygular vardır anlatılamaz, anlaşılır sadece.
Sevenin sevdiğini bilmesi kadar, sevilen de anlar sevildiğini.
Sevgi her zaman belirli kelimelerle söylenmez.
Çoğu defa bir bakış yeter de artar bile...
Yeryüzünde hiçbir kuvvet insanoğlunu
Sevme hakkından alıkoyamaz.

Sevmek çoğu zaman var olmaktır.
Sonunda bizi yok olmaya götürse bile.
Ben şimdi varım ve seni sevmek hakkımı kullanıyorum.
Sen bile buna karşı koyamazsın.
Sana gelinceye kadar sonu gelmez bir arayıştı sevgilerim.
Bir zaman başkalarında aradım seni,
Başka yüzlerde, başka ellerde aradım.
Aldandım, fakat bir gün seni bulmak ümidini kaybetmedim.

Nasıl olsa gelecektin bir gün.
Ve işte geldin de!
Bana tatmadığım hüzünleri tattırmaya,
Bilmediğim kederleri öğretmeye geldin.
Acıdan yana ne kalmışsa yaşamadığım
Hepsini bir bir sen yaşatacaksın bana.
Bir gün yaşamanın gereksizliğini de senden öğreneceğim.

Bu selin akışını hiçbir şey durduramaz artık.
Ummadığım ve ummadığın bir anda çıktın karşıma.
Coşkun ırmaklar gibi, amansız seller gibi geldin,
Mutlaka yıkarak ve benden birçok şeyleri
Beraberinde sürükleyerek gideceksin.
İşte o zaman yoklukların
En dayanılmazı ile karşı karşıya kalacağım.

Er geç gideceksin; beni anlayamadan,
Beni sevemeden gideceksin.
Yalnız bir iç kırıklığı kalacak senden,
Tesellisiz bir hüzün kalacak.
Yıllardır aradığım sendin
Ama sen gittikten sonra başkasını aramayacağım.
Gelmeyecek bile olsan, ömrümün sonuna kadar arardım seni
Ama geldin bir kere; ister bilerek gelmiş ol, ister bilmeden...

Geldin ya!
Şimdi her şey güzel seninle.
Yürümenin, konuşmanın,
Nefes almanın bir başka anlamı var artık.
Sen varsın ya, her şey bambaşka gözlerimde...

Ümit Yaşar OĞUZCAN

........................................................................................................................

Aşka ve Sevgiye Dair

Aşk ikidir sevgi bir;
Aşk yalan,sevgi gerçektir.
Aşk sudur,sevgi susuzluk.
Bu yüzden sevgi hasrettir,
Özlemektir,beklemektir.
Asıl maharet:
Susuzken suyu içmek değil
Karşısına geçip seyretmektir.
Aşk haykırmaktır,sevgi ağlamak;
Aşk açmaktır,sevgi katlamak.
Sevgi saklamaktır
Yüreğini,gözlerini
Ve de ellerini saklamak
Bahar geldiğinde…
Bir çiçeğe,yeşile,çimene
Aşık olamazsın ama seversin.
Arkadaşına aşık olamazsın
Ama seversin.
Toprağa fidanı aşkla değil
Sevgiyle dikersin.
Sevgi için ölünür,aşk öldürür.
Aşk kıskançtır,nankördür
Sevgiyi öldürür.
Aşk Kabil’dir,sevgi Habil.
Aşkla sevgi aslında kardeştir
Babaları insandır,Adem’dir
Aşk için şiirler yazarsın,
Şarkılar yaparsın;
Sevgiyi anlatamazsın.
Çünkü yüreğine sığdıramazsın.
Kalbini aşka kapatabilirsin
Ama sevgiye kapatamazsın
,,,,,,,,,,

(Alıntı)