Naime Erlaçin Adlı Antoloji.com Üyesinin Şai ...

'Ay, değirmi bir bıçak' olmuş şiirde.
Öyle ki deşmiş yaraları...

Tayyibe (uzağım) dostumuz haklı. Sevgili Ayten Mutlu'nun şiiri öteki klasmanda olmalıydı.

Kışın usulca geri çekildiği, Nisan yağmurlarıyla filizlenen duyguları ve Ankara'nın canlandığı o nazlı mevsimi yeniden anımsattığı; bunu adeta bir fotoğraf gibi işlediği için şaire teşekkürlerimle...

'sarıdan yeşile dönen yaprağa
tüm tonları resmedip /
aşkı yazıyor /
Ankara'yı anlatıyor
her ...

Yukarıdaki metin eski ve eskimeyen dostum Feridun Nevzat Unan ile yapılan bir sohbetten sonra onun birkaç cümlesi üzerine yazılmış bir doğaçlamadır. Kulakları çınlasın. Böylece onu da anmış olalım.

'bilmeyiz
hangi karasulara düşer şafak /
acıyı bildiğimizdendir
kendimizle buluşmak /

'bir gökyüzü bitince öteki başlar' /

sonrası aşkı anlamak.../...' (N.Erlaçin)

Bazen aşkı anlamak isteriz; bazen aşkın bizi anlamasını.
Ama şair çok güzel yazmış.
Bayıldım şiire. Tebrikler...

'devrildik sustuk /
vurulduk sustuk /
kırdık kalemi /
evrildik sustuk /

üstümüzde kaldı evren /

geldim uyuyordun /
öptüm
acıyan yerlerinden.../...' (N. Erlaçin)

Derin bir acı ve hüzün, güçlü imgeler ve sağlam bir kalem...

Çivisi çıkmış ki hem de ne çıkmış!
Yüreğine sağlık dost.
Sevgi ve selamlarımla...

Çok yiğit evladı var Abhazyanın ve çok büyük acıları dağarcığında.
Gürgen ağaçları dikelim evlerimizin dört bir yanına. Yıldırımlardan ve kötülüklerden korusun bizi...
Şaire saygıyla...

Duyguyu geçiren, bilgece ve güçlü bir şiir dili.
Şairi gönülden kutluyorum...

'tersine esen rüzgârdan biliriz /
zemheriyi çağrıştıran
çarpık havadan /

biliriz /
yoktur göğün çatısı /

tavan arasında
saklı duran kırbacı /
yeniden savurur gibidir acı /

dağlanmış diliyle titreyerek ...

'çıkmaz bilançolar çıkarttığımız an /
bazen bir Eylül anlatır /
ki /
kötürüm kalmıştır
acıyı tanımayan.../...' (N.Erlaçin)

'gücünü bilinmezden al!
kalkışan ateşten /
suyun özünden /

esmekten ne anlar kaya /
ziynet olsa ne çıkar taş /
yele boyun eğmek değil mi yazgısı /
suya yenilmek? /

yolculuk anlamlı /
yolcu yalnız /
kayıp karlar avlusunda /
kararı arar /

rüzgârın öptüğü /
buzun kırıldığı yere kada ...

O gökkuşağının altında iz bırakacak değerli kalemlerden birisi ve gerçek bir edebiyat emekçisidir Hüseyin Yurttaş.
Şiiri ise çok etkileyici.

'Yılların yılkıya saldığı anılar...'
Herkes kuramaz bu dizeyi.
Tebrik ve teşekkürlerimle...

'yılın değil bu ömrün hazanı /
başka göklerden bir yıldız /
başka dağlardan bir ırmak /
başka atlaslarda yaşadı /
bağrınıza kadar battığınız gece /
hiçbir yağmur yıkayamaz artık bu duayı.../...'

demişti Murathan Mungan 'Güz Beyleri' şiirinde.
Ne de güzel demişti...

Sonbahardan sonra ilkbaharı; savaştan sonra barışı bekler gibi...
İçime su serpiliyor böyle güzel şiirleri okudukça.

İhtiyar akbabaya, yem olarak, onca insan öldüğünü söylüyordu. Haklıydı. Bu büyük kavgayı derin bir bilinçe kavramıştı. Henüz 32 yaşında iken, bir trafik kazasında vefat etmeden önce bile biliyordu ki onun sözü insanlık var oldukça yeşermeyi sürdürecekti. Bir şiirinde şöyle diyordu:

'Ellerimi bahç ...

'Gömmeden önce biraz gezdirin beni.'
Bağımsız gibi gözüken bu 16'lı içinde daima en dikkati çeken dize bu olmuştur. Ve de bir vasiyet olarak ciddiye alınıp gerçekten gezdirilmiştir. Ölmeyi, bazı şiirlerinde suya kavuşmaya; suyun akıcılığına karışmaya benzetse de yukarıdaki çalışmada gömülmeyi ve to ...

Benim kuşağımın şair ve yazarı. Uzun zamandır şiirleriyle karşılaşmamıştım. Dergilerde de rastlamıyordum.
Bu sayfada görmek iyi geldi.

Bu şiir, şairin “Songs of Innocence” (Masumiyet Şarkıları) başlıklı kitabındandır. Yayımlanma tarihi bize dönemin sosyolojik yapısı hakkında ipuçları verir ki 1789’dur. Diğer bir deyişle, Fransız İhtilâl’ının gerçekleştiği ve İngiltere’de sanayi devriminin hızlandığı yıllarda yazılmıştır.
O dönem, ...

...Dönüşüm...

'vakitsiz yağmalanmış takvimin koynunda /
sabır eğiriyor ağrısıyla ürperen /
fırtına eliyor kendisine.../

ceza makbuzuyla gezer
arka cebinde hayat /
yıkık bir mendirekte kundaklanır
sonsuzdan medet uman ayak.../

köklü köksüz değişim yeterli değil /
nedir zehrin ucun ...

Birkaç yıl önce yitirdiğimiz değerli bir şairimizdi.
Nur içinde yatsın...
Şairler, içlerine sinen son şiiri yazamadan veda ederler hep. Ama onun şiirleri yürekte daima kıpırtılar yaratırdı...

'alacakaranlık öykülerde /
çıkış yolunu bulmaktır inişler /
kalp turuncu bir ağırlık /
ritmi yitiren harfler
siyahî bir alfabe /

doğrudur uçarak geçildiği uçurumlardan/
göğün akça yüzüne /
bu yüzden tutkundur
kanadı örselenmiş balaban /
bu yüzden ağlar Süheylâ /
.
.
sağanak topluyor ...

'mavi oktav defterinde /
kuzgunla yarışıyor topal serçe /
pusulası kayıp /
batkın üstelik /

hançere kesif hıçkırık /
tetik duruyor
arayış peşinde /

salt kendine dokunuyor bu kıyı /
öte yaka pusarık bir haykırış /
aşk gibi
okuma yazmaktan vareste.../...' (N.Erlaçin)

Eyy Ahmet Ada, ...

'ateşle çarpışırcasına bir pazarlık bu /
:
Pirus Zaferi! /

şeytana karşı /
şeytanla.../

anlat diyor bağrımdaki çığlık:

‘Franco’dan uzun yaşadı Guernica!'.../...' (N.Erlaçin)

Nagazaki de Guernica ve nice diğerleri gibi yaşayacak daima.
İnsanlığın bağrında bir taş gibi...

Şiir az sözle çok şey söyleme sanatıdır. Bir çalışmaya bu kadar sözcük çok fazla...

'fırtına yüzlü /
fırtına özlü /
fırtınanın kendisi /
Amazon’un sesiyiz biz! /

yeter ki /
çalınmasın hayaller /
yeter ki /
bize kalsın dizelerimiz.../...' (N.Erlaçin)

Şair için iyidir Amazon olabilmek; öyle hissedebilmek.
Tebriklerimle...