Yol yapımında kullanılan 5-6 toluk demir silindiri hepimiz biliriz. Bu silindirin taştan yapılmış olanı da var. Yetmiş-seksen cm. boyunda, 30-40 cm. çapında silindirik bir taş. Bu taşın her iki tabanında, iki cm. çapında ve 8-9 cm. deriliğinde çukur açılır. Kalın bir tel, bailardaki bu çukurlara takılara. silindir döndürülür.
Çatısı olmayan yani toprak örtülü damlarda bu taş (Loğtaşı) döndürülerek, damın toprağı bastırılır. Sertleşen toprak, yağmurum içe geçmesini önler; yani ev damlamaktan kurtulu.
Genellikle at binicisinin arka bölümüne TERKİ denir. 'Çocuğu terkime alır götürürüm.' cümlesinde kullanılmıştır. Şairler de mecazi anlamda kullanmışlardır:
'Bir çocuk gülüşünün terkisinde,
'Dağları aşmak da ne ki...' (Nadir Şener-Bekleyiş)
ERİNMEK sözcüğünün tam anlamı, 'üşenmek'. Kafkasya Türkçe-si'nde Erzurum, Kars yöresinde bir de deyim, mesel üretilmiştir:
'Çağrılan yere erinme,çağrılmayan yere görünme.'
Birine görünmemek için çömelmek, belini bükerek boyunu kısaltmak olayına 'Kusulmak, denir. Sözgelişi av sırasında hayvana görünmemek için, çalılıktan kusularak geçeriz. Bu sözcük, sıfat olan isimlerin de türemesini sağlamıştır. Kambur kimseler eğilmiş gibi yürüdükleri, onlara 'Kusuk=Kussuk' denilmiştir. *Nadir ŞENER HATUNOĞLU:matemati,kçi-bilim uzm.*
ŞAPLAK, 'şamar' demektir. Kafkasya Türkçesi'nde 'şappalak' de denildiği olur. Bu sözcük de güzel dilimize 'yansıma' yöntemiyle girmiştir. Çünkü Açık elle atılan tokat (şamar) 'şap' diye ses getirir.
Türkçemiz'i zenginleştiren çeşitli kıurallar vardır. Bunlarda biri de 'yansıma' yöntemidir. Bu genellikle ses yansımasıdır. Ağaçtan ince bir dal keselişm. Bu dal ile -örneğin- duvara vuralım; ŞIP diye bir ses duyarız. Bu nedenle ince dala, 'şıppık' adı verilir. *Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzm.*
NORM, bir toplumda gelenek, görenek sonucunda benimsenmiş olan kurallar demektir. Söz gelişi 'Düşünce yapımız, aydınlanma çağının 'normlarına' uygun olmalıdır.' söyleminde, bu anlam gizlidir.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
PARAMETRE kısaca şu demektir: Değişkenin değişkeni. Açıklama:
mx + 2 =0 ifadesinde x=1 iken (m) kaç olmalıdır? Yanıt: -2
Sezildiği gibi, (x) değiştikçe (m) de değişmekte. Burada değişken (x) tir. Değişkeni değiştiren değişken de (m) dir.
Parametre kavramı, sosyolojide, felsefede, politikada sık kullanılmakta. Söz gelişi, bir partinin alt yapısını oluştururken hem değişkeni hem de değişkenin dğişkenini (parametreyi) dikkate almak gerekir.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
Bilindiği gibi boynuzlu hayvanlar kafa kafaya vuruşurlarken, denk getirdiğinde de yandan kaburgaya bindirir. Horozlar da dövüşürken, ayaklarındaki sivri mahmuzları, rakibin böğrüne böğrüne çarpar. İşte kavgada darbe yiyen, hayvanın yan tarafına DÖŞ adı verilir. Döş adı, DÖĞÜŞ sözcüğünün giderek kısalmasından oluşmuştur. *Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
Köpeklerin gereksiz yere havlaması, karşı tarafı rahatsız metmesi. Mecazi anlamda, insanların dangul-dungul bağırıp-çağırması, küfür savurması na da ÇEMKİRMEK adı vrilir.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
Kafkasya Türkçesi'nde; Kars, Erzurum yöresinde şaka anlamında kullanılır. Bir sözünüze alınan kimsenin gölünü almak için: 'Henek ettim canım; alınma.' derler.
Köylerde, genellikle elcek bölümü daire-elips olarak kıvrık yapılmış olan bastona, değneğe ÇÖGEN adı verilir. Ciriritlerde binici, rakibin attığı değneği yerden alabilmek için, bu çögeni kullanır.
Genellikle belli aralıklarla yinelenen hareketler, olaylar, SALINIM olarak tanımlanır. Çocuk salıncağının sallanması bir salınım olayıdır. Mecazi olarak denizin GEL-GİT olayı da bir sanınımdır.
Çocuk salıncağını hepimiz biliriz. Salıncağı kendimize doğru çekip bıraktığımızda, geri bize gelir. Bu, bir adet salınımdır. İşte bir salınım için geçen zamana, PERİYOT adı verilir. Bir rüzgar fırıldağı saniyede yirmi dönüş yapıyorsa. bu hareketin periyodu = 1 / 20 olur. Bir arı kuşu havada sabişt durabilmek için, kanadını saniyede kırk kez çırparmış. Bu hareketin periyodu da 1 /40 tır.
Bu sözcüğün aslı LENGER; (t) harfi yanlışlıkla eklenmiş olmalı. Leğen, teşt gibi çamaşır yıkanan ev eşyalarını biliyoruz. İşte LENGER, bunların küçüğüne denir. Çeşitli amaçlarla kullanılan bir kaptır.
Hamur teknesinin başındaki fırıncı ya da tandır başındaki bayan, tekneden hamuru avuçlayarak, tahta sinide, tezgahta tam küre oluncaya dek yuvarlar. İşte bu yuvarlak hamura KUNT adı varilir. Hatta ünlülerimizden Mithad Cemal Kuntay, soyadını bundan almıştır; ancak 'dolunay' anlamında almıştır.
*Nadir Şener Hatunoğlu: matematikçi-bilim uzmanı*
Azıtmak sözcüğünün iki anlamı vardır: 1) Kural dışı davranışlara girişrmek. Der ki anne, bizim oğlan çok azıttı. 2) Azat etmek anlamına da gelir. Genelde evde hırsızlık eden kadileri, bir çuvala koyarak, çok uzaklara terketmek olarak algılanır.
Fırında, tandırda ekmek pişirirken; teknedeki hamur önce yumruk gibi topaklara ayrılır. Bu topaklar elle yuvarlanarak, daha bir küreye dönüştürülür. İşte bu küre hamura KUNT adı verilir. Midhat Cemal'in soyadı da bundan akynaklanır; yani 'dolunay=kuntay' Kimi özel hamurların topağına da 'pazı' adı verilir; börek hamurunda olduğu gibi.
*Nadir Şener Hatunoğlu: matematikçi-bilim uzmanı*
Bir durumun ya da kişinin, tehdit altında olduğunu vurgulamak için, 'Demokles'in kılıcı altında' deriz. İşte bu deyimin bir versiyonu, 'Sırtında Bıçak Bulunmak' deyimidir. Bu deyim şuradan kaynaklanıyor: Eskiden ateşli silahlar bu denli yaygın değildi. O nedenle bir kimsenin sırtına bıçak dayayarak tehdit eder ve istediğini yaptıtırlardı. Ne yazık ki 'tehdit' anlamındaki bvu deyimi, 'hassas denge' olarak kullanılkakta. Eğer hassas denge ise, bıçağın dururken sırtı da ne demek oluyor? !
Bu durumu Türk Dil Kurumu'na ilettim; gerekli düzeltmenin yapılacağı haberini aldım. *Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
'Şelek' sözcüğü, Kafkasya Türkçesi'nde 'şelenk' olarak da söylenmektedir. Eskiden sanayi yetersizdi. O nedenle yük taşıma eşyaları da çeşitli değildi. Sırtta yük taşımak için yük bir torbaya ya da sepete konulurdu. Kolay taşınması için de, kolların geçirildiği kayış, bant, ip vb. dikilirdi. Şimdiki ılkokul çocuklarının çantasının omuz bağları gibi. İşte kolları takma biçimindeki oluşuma, ŞELEK adı veriliyor.. Yükün kolay taşınması için, 'Şelek yapalım' derler.
*Nadir Şener Hatunoğlu: matematikçi-bilim uzmanı*
FIRFIRIK, topaç demektir. Adını da dönerken çıkardığı sesten almakta. Yakından dinlediğimizde 'fırfır' diye ses duyarız. Türkçemiz burada yansıma yöntemini kullanarak, yeni bir sözcük üretmiştir: FIRFIRIK,
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
Bayanlarda başörtüsünün incesine, 'yazma' adı verilir. Genelde, ev içinde kullanılır. Başa örtüldükten sonra yanlardan sarkan bölüm, omuzlara atılır. Taze gelin evdeki kayınpederine ya da erkeklere saygı olmak üzere, YAZMA'nın bir ucunu ağzı ve burnu kapatacak biçimde sarar. İşte ağız ve burnu kapatacak biçimdeki bürünmeye, 'yaşmak' adı verilir.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
1933 Tercan (Mamahatun) doğumluyum. Babam, adliye yazı işleri müdürü ve noter Zekeriya; annem de tarihi ( 1919 ) Erzurum İL kongresi üyesi, müstantik (sorgu yargıcı) Ahmet beyin kızı Memnune'dir. İlko ...
loğtaşı
18.09.2010 - 16:33Yol yapımında kullanılan 5-6 toluk demir silindiri hepimiz biliriz. Bu silindirin taştan yapılmış olanı da var. Yetmiş-seksen cm. boyunda, 30-40 cm. çapında silindirik bir taş. Bu taşın her iki tabanında, iki cm. çapında ve 8-9 cm. deriliğinde çukur açılır. Kalın bir tel, bailardaki bu çukurlara takılara. silindir döndürülür.
Çatısı olmayan yani toprak örtülü damlarda bu taş (Loğtaşı) döndürülerek, damın toprağı bastırılır. Sertleşen toprak, yağmurum içe geçmesini önler; yani ev damlamaktan kurtulu.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
terki
18.09.2010 - 16:18Genellikle at binicisinin arka bölümüne TERKİ denir. 'Çocuğu terkime alır götürürüm.' cümlesinde kullanılmıştır. Şairler de mecazi anlamda kullanmışlardır:
'Bir çocuk gülüşünün terkisinde,
'Dağları aşmak da ne ki...' (Nadir Şener-Bekleyiş)
*Nadir Şener Hatunoğlu: matematikçi-bilim ıuzmanı*
erinmek
16.09.2010 - 20:54ERİNMEK sözcüğünün tam anlamı, 'üşenmek'. Kafkasya Türkçe-si'nde Erzurum, Kars yöresinde bir de deyim, mesel üretilmiştir:
'Çağrılan yere erinme,çağrılmayan yere görünme.'
kusulmak
15.09.2010 - 17:53Birine görünmemek için çömelmek, belini bükerek boyunu kısaltmak olayına 'Kusulmak, denir. Sözgelişi av sırasında hayvana görünmemek için, çalılıktan kusularak geçeriz. Bu sözcük, sıfat olan isimlerin de türemesini sağlamıştır. Kambur kimseler eğilmiş gibi yürüdükleri, onlara 'Kusuk=Kussuk' denilmiştir. *Nadir ŞENER HATUNOĞLU:matemati,kçi-bilim uzm.*
şaplak
15.09.2010 - 17:44ŞAPLAK, 'şamar' demektir. Kafkasya Türkçesi'nde 'şappalak' de denildiği olur. Bu sözcük de güzel dilimize 'yansıma' yöntemiyle girmiştir. Çünkü Açık elle atılan tokat (şamar) 'şap' diye ses getirir.
şıppık
14.09.2010 - 19:57Türkçemiz'i zenginleştiren çeşitli kıurallar vardır. Bunlarda biri de 'yansıma' yöntemidir. Bu genellikle ses yansımasıdır. Ağaçtan ince bir dal keselişm. Bu dal ile -örneğin- duvara vuralım; ŞIP diye bir ses duyarız. Bu nedenle ince dala, 'şıppık' adı verilir. *Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzm.*
işmar
11.09.2010 - 19:08Özellikjle mimiklerle, karşı tarafa mahrem bir bilgiyi, isteği iletmek, 'işmr etmek' anlamına gelir.
norm
11.09.2010 - 19:02NORM, bir toplumda gelenek, görenek sonucunda benimsenmiş olan kurallar demektir. Söz gelişi 'Düşünce yapımız, aydınlanma çağının 'normlarına' uygun olmalıdır.' söyleminde, bu anlam gizlidir.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
parametre
09.09.2010 - 23:36PARAMETRE kısaca şu demektir: Değişkenin değişkeni. Açıklama:
mx + 2 =0 ifadesinde x=1 iken (m) kaç olmalıdır? Yanıt: -2
Sezildiği gibi, (x) değiştikçe (m) de değişmekte. Burada değişken (x) tir. Değişkeni değiştiren değişken de (m) dir.
Parametre kavramı, sosyolojide, felsefede, politikada sık kullanılmakta. Söz gelişi, bir partinin alt yapısını oluştururken hem değişkeni hem de değişkenin dğişkenini (parametreyi) dikkate almak gerekir.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
döş
08.09.2010 - 20:43Bilindiği gibi boynuzlu hayvanlar kafa kafaya vuruşurlarken, denk getirdiğinde de yandan kaburgaya bindirir. Horozlar da dövüşürken, ayaklarındaki sivri mahmuzları, rakibin böğrüne böğrüne çarpar. İşte kavgada darbe yiyen, hayvanın yan tarafına DÖŞ adı verilir. Döş adı, DÖĞÜŞ sözcüğünün giderek kısalmasından oluşmuştur. *Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
çemkirmek
07.09.2010 - 20:13Köpeklerin gereksiz yere havlaması, karşı tarafı rahatsız metmesi. Mecazi anlamda, insanların dangul-dungul bağırıp-çağırması, küfür savurması na da ÇEMKİRMEK adı vrilir.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
henek
06.09.2010 - 19:07Kafkasya Türkçesi'nde; Kars, Erzurum yöresinde şaka anlamında kullanılır. Bir sözünüze alınan kimsenin gölünü almak için: 'Henek ettim canım; alınma.' derler.
çögen
01.09.2010 - 22:48Köylerde, genellikle elcek bölümü daire-elips olarak kıvrık yapılmış olan bastona, değneğe ÇÖGEN adı verilir. Ciriritlerde binici, rakibin attığı değneği yerden alabilmek için, bu çögeni kullanır.
salınım
01.09.2010 - 22:42Genellikle belli aralıklarla yinelenen hareketler, olaylar, SALINIM olarak tanımlanır. Çocuk salıncağının sallanması bir salınım olayıdır. Mecazi olarak denizin GEL-GİT olayı da bir sanınımdır.
periyot
01.09.2010 - 22:31Çocuk salıncağını hepimiz biliriz. Salıncağı kendimize doğru çekip bıraktığımızda, geri bize gelir. Bu, bir adet salınımdır. İşte bir salınım için geçen zamana, PERİYOT adı verilir. Bir rüzgar fırıldağı saniyede yirmi dönüş yapıyorsa. bu hareketin periyodu = 1 / 20 olur. Bir arı kuşu havada sabişt durabilmek için, kanadını saniyede kırk kez çırparmış. Bu hareketin periyodu da 1 /40 tır.
lengert
31.08.2010 - 21:53Bu sözcüğün aslı LENGER; (t) harfi yanlışlıkla eklenmiş olmalı. Leğen, teşt gibi çamaşır yıkanan ev eşyalarını biliyoruz. İşte LENGER, bunların küçüğüne denir. Çeşitli amaçlarla kullanılan bir kaptır.
künt / kunt
30.08.2010 - 22:36Hamur teknesinin başındaki fırıncı ya da tandır başındaki bayan, tekneden hamuru avuçlayarak, tahta sinide, tezgahta tam küre oluncaya dek yuvarlar. İşte bu yuvarlak hamura KUNT adı varilir. Hatta ünlülerimizden Mithad Cemal Kuntay, soyadını bundan almıştır; ancak 'dolunay' anlamında almıştır.
*Nadir Şener Hatunoğlu: matematikçi-bilim uzmanı*
dastar
23.08.2010 - 15:46Fırında ya da tandırda ekmek pişiren kişi, teknedeki mayalı hamuru avuçlayark bir bezin üstüne dizer. İşte bu bezin adı şu: DASTAR.
kediyi azıtmak
20.08.2010 - 20:44Azıtmak sözcüğünün iki anlamı vardır: 1) Kural dışı davranışlara girişrmek. Der ki anne, bizim oğlan çok azıttı. 2) Azat etmek anlamına da gelir. Genelde evde hırsızlık eden kadileri, bir çuvala koyarak, çok uzaklara terketmek olarak algılanır.
midhat cemal kuntay
17.08.2010 - 14:05Fırında, tandırda ekmek pişirirken; teknedeki hamur önce yumruk gibi topaklara ayrılır. Bu topaklar elle yuvarlanarak, daha bir küreye dönüştürülür. İşte bu küre hamura KUNT adı verilir. Midhat Cemal'in soyadı da bundan akynaklanır; yani 'dolunay=kuntay' Kimi özel hamurların topağına da 'pazı' adı verilir; börek hamurunda olduğu gibi.
*Nadir Şener Hatunoğlu: matematikçi-bilim uzmanı*
sırında bıçak bulunmak
15.08.2010 - 23:17Bir durumun ya da kişinin, tehdit altında olduğunu vurgulamak için, 'Demokles'in kılıcı altında' deriz. İşte bu deyimin bir versiyonu, 'Sırtında Bıçak Bulunmak' deyimidir. Bu deyim şuradan kaynaklanıyor: Eskiden ateşli silahlar bu denli yaygın değildi. O nedenle bir kimsenin sırtına bıçak dayayarak tehdit eder ve istediğini yaptıtırlardı. Ne yazık ki 'tehdit' anlamındaki bvu deyimi, 'hassas denge' olarak kullanılkakta. Eğer hassas denge ise, bıçağın dururken sırtı da ne demek oluyor? !
Bu durumu Türk Dil Kurumu'na ilettim; gerekli düzeltmenin yapılacağı haberini aldım. *Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
şelek
14.08.2010 - 21:39'Şelek' sözcüğü, Kafkasya Türkçesi'nde 'şelenk' olarak da söylenmektedir. Eskiden sanayi yetersizdi. O nedenle yük taşıma eşyaları da çeşitli değildi. Sırtta yük taşımak için yük bir torbaya ya da sepete konulurdu. Kolay taşınması için de, kolların geçirildiği kayış, bant, ip vb. dikilirdi. Şimdiki ılkokul çocuklarının çantasının omuz bağları gibi. İşte kolları takma biçimindeki oluşuma, ŞELEK adı veriliyor.. Yükün kolay taşınması için, 'Şelek yapalım' derler.
*Nadir Şener Hatunoğlu: matematikçi-bilim uzmanı*
fırfırık
13.08.2010 - 23:07FIRFIRIK, topaç demektir. Adını da dönerken çıkardığı sesten almakta. Yakından dinlediğimizde 'fırfır' diye ses duyarız. Türkçemiz burada yansıma yöntemini kullanarak, yeni bir sözcük üretmiştir: FIRFIRIK,
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
yaşmak
12.08.2010 - 22:19Bayanlarda başörtüsünün incesine, 'yazma' adı verilir. Genelde, ev içinde kullanılır. Başa örtüldükten sonra yanlardan sarkan bölüm, omuzlara atılır. Taze gelin evdeki kayınpederine ya da erkeklere saygı olmak üzere, YAZMA'nın bir ucunu ağzı ve burnu kapatacak biçimde sarar. İşte ağız ve burnu kapatacak biçimdeki bürünmeye, 'yaşmak' adı verilir.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
Toplam 96 mesaj bulundu