Emre Önal - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Bir Prens Masalı


 


Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur sanal içinde, Cana yakın mı? Yakın. Güler yüzlü mü? Güler yüzlü. Espirili mi? Espirili, kalbi temiz bir delikanlı varmış. Bu delikanlı boş vaktini çok iyi boş değerlendirdiğinden, boş vakitlerini internette oyun oynayarak geçirir, yalnızlığını hiç görmediği insanlarla okey oynayarak paylaşırmış. Gel zaman git zaman delikanlı oyun oynayanların niklerinin bazılarına uyuz olmuş. Özellikle çakma prens olanlarına. Yok neymiş ‘Asi_prens’ , neymiş ‘Gül_prensi’, neymiş ‘Yakısıklı Prens’. Bizim delikanlı bu çakma prensleri görünce, “ulan demiş “benim sizden neyim eksik, sizin gibi çakma prenslerde kim oluyomuş? Gözünüz prens görsün de alt dudağınız düşsün “ diye kalkmış diğer prensleri sanki alaya alırcasına kendine yeni bir nik almış. ÇOKOPRENS.  :))Delikanlı bu niki görenlerin kesinlikle alt dudağının düşeceğine, görenlerin gözlerine inanamayacağına, hatta ve hatta diğer prenslerin utancından sanal alemin sonsuzluğuna gömüleceğine, ben nasıl oldum da bir çokoprens olamadım diye üzüleceklerine hatta intihara bile kalkışan prenslerin olacağını düşünmeden de edememiş. :))


 


  Gel zaman git zaman bir gün yeni nikiyle okey oynarken masanın birine girmiş. Girer girmez masada bulunan tek kız “Üf beeee nike bak” deyip etkilendiğini, hatta alt dudağının düştüğünü belli etmiş. Çokoprensimiz tabi kendini ağırdan satmış. Pas vermemiş. Kıza dilini çıkartıp sokan smiley göndererek havasını atmış . Oyunda bizim prensin şansı hiç tutmamış. Birkaç el oynamış prensimiz hep yenilmiş. Ama aldırış etmemiş tabi. Onun için maksat eğlenmek, gülmek, iyi vakit geçirmekmiş ama prens ertesi gün gene hıncını çıkartmak için gene aynı salona gidip o kızı ve ortağını bulmuş tabi. Oyunlar oynaya oynaya prensimiz ile hiç tanımadığı kız arkadaş olmuşlar. Her halde Çokoprensimizin sıcak kanlılığı güler yüzlülüğü ve neredeyse Cem Yılmaz kalitesindeki espirileriyle kızın güvenini kazanmış. Sevdirmiş kendini kerata be kısacası. :)


 


   Günler geçmiş aylar geçmiş. Prensimiz ile kızımız kankalık derecesinde arkadaş olmuşlar. Her PC başına geçtiklerinde buluşmuşlar oyun oynamışlar, gülüşmüşler, üzülmüşler, beraber kızmışlar. Çokoprens kızımızı bazen kızdırmış, bazen üzmüş. Velhasıl zaman içinde birbirlerine açılmışlar ve prensimiz kızımızın varlıklı, güzel, iyi bir aile kızı olduğunu öğrenmiş ve  onun bu özellikleriyle bir prenses olabileceğine kanaat getirmiş. Heralde kızımız  da kendini prenses olarak görüyormuş ki kendi şanına yakışır bir prens ararken karşısına böle Çoko mu? Çoko. bir prens çıkınca dayanamamış, kendine yakıştırmış . Ama çokoprensimiz onun ayarında biri değilmiş. Onun gibi varlıklı değilmiş mesela. Prens , prensesin  durumunu öğrenince yakıştıramamış kendine . Ama prensesimiz maddi şeylere önem vermediğinden bu sorun olmamış. Gül gibi oyunlarını oynamaya devam etmişler. Hatta çokoprens  prensese King oynamayı, bilardo oynamayı da öğretmiş. Kızı resmen kumarbaz yapmış yav. :))


 


   Özetle prensimiz ile prensesimiz birbirlerinden ayrılamaz olmuşlar artık. Her daim görüşmek için birbirlerini anar her fırsatta internete girer olmuşlar. Hatta ve hatta prens gitmiş, kendisine 3G özellikli bir cep telefonu bile alıp, yükletmiş Mig33 programını, artık çay bahçelerinden mi bağlanmamış, bisiklet tepesinde giderken mi bağlanmamış, faturanın kabarmasına aldırış etmeden pc başında olmadığı her yerden bağlanmış cepten internete anasını satim. :)))


 


   Prenses prensiyle çok mutluymuş. Prensimiz prensesin monoton hayatına renk katmış. Kendine fesleğen çiçeği almış, ona da aldırmış . Prenses çiçeğin kafasına pat pat vurur -ki bu çiçek böle sevilmekten hoşlanır zaten- sonra onun güzel kokusunu avuçlarından koklar kendi kendine bir şeyler mırıldanırmış. Prenses hayatında ilk defa ekmek üstüne salça sürüp yemiş mesela. :)


 


     Çokoprens içinden hep kendini ona yakıştıramadığını düşünür, onun gerçek bir prense layık olduğunu, prensesi hak etmediğini , rüyasında,  prensesin hizmetlisinin prensesin  bu mutlu halini görüp Çokoprens i telefonla arayıp, ‘Prenses seni seviyor’ demesine karşılık ’Lütfen beni bir daha aramayın’ derecesinde prensesi hak etmediğini düşünürmüş. Ama içi öle demiyormuş. Çünkü prenses de kerata bir prensesmiş. Sevdirmiş kendini kerata Çokoprense.


 


   Gel zaman git zamaaaan. Aradan koskoca 3 yıl geçmiş. Gurur duymuşlar kendileriyle bu kadar süre arkadaş, kanki olarak kalabildiklerine. Prenses bunu her fırsatta dile getirirmiş.      E nolmuş sonra. Nazar değmiş tabi. Bir gün Çokoprens prensesimize bir bayram sabahı bayramını kutlamak için not bırakmış. İçinde biraz da sevgi sözcükleri içeren not. Bunu kral görmesin mi? Celallenmiş, köpürmüş. Nasıl olur da benim biricik prensesime biri böle notlar yazabilir diye tepesi atmış. Kral ile Çokoprens karşılaşmışlar.  Kral prensesiyle görüşmesini istemediğini söylemiş. Çokoprens de krala kesinlikle menfaat peşinde olmadığını prensesi hiç üzmek istemediğini, prensesin huzurunun bozulmaması ve prensesin sevdiklerini de sevdiğinden-saydığından ‘isteğiniz benim için bir emirdir’ demiş bir daha prensesle görüşmemek üzere penceresini kapamış.


 


    Çokoprensimiz prensesinin yokluğuna hiç alışamamış. Çok bağlanmış prensese. Onsuz günler zehir olmuş adeta ama söz ağızdan gururla çıkmış bir kere, tükürdüğümüzü yalamayız demiş. Gömmüş her şeyi kalbine, “Mevlam neyler neylerse güzel eyler-Her işte bir hayır vardır” der demez delikanlı bir çokoprense dönüşmesin mi? Delikanlımız yeni imajıyla bir daha da prensesin karşısına çıkmamış ve ait olduğu yere, kendini en iyi hissettiği yere, market, büfe raflarına geri dönmüş. Karşısına çıkan herkese gülümseyerek, içindeki çikolata tadında güzelliği fark edecek değerini bilecek yeni bir prensesin kaderinde karşısına çıkmasını beklemiş. :)


 


 


    Gelelim bu masalımızdan çıkarılacak derslere ve öğütlere. Neymiş? Sonradan Prens ya da Prenses olunmazmış. Olursan Çakma olurmuş.  Prenslik ve Prenseslik doğuştan kazanılırmış. Masallar masaldan öte bir şey değilmiş. Masalları gerçek masalcılar ya da hayatı masal tadında yaşayanlar yazabilirmiş


   


     Bir varmış. Bir yokmuş……