Babası mardin göçmeni bir süryanidir riveyete göre.
Acı İbn'ul Hamvî kahvesiyle alıştım ilk onu dinlemeye..
Dehr içre dem olan feyruz;
Yıllar önce ülkesi lübnan'da ki savaş yüzünden hiçbir görüntüsünde gülümsememesi, kameraya asla bakmayan, âmâ gibi yüz ifadesiyle fevkalade karizmatik kadın.
İnananlar, sarhoş edici maddeler, kumar, kutsal taş ve türbeler, şans oyunları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan sakının ki kurtulasınız.
(MAİDE Suresi 90. Ayet)
ALLAH, inanan erkeklere ve inanan kadınlara içinden ırmaklar akan ebedi kalacakları cennetler ve Adn cennetlerinde güzel evler söz vermiştir. ALLAH'ın hoşnut olması ise hepsinden daha büyük bir şeydir. İşte en büyük kurtuluş budur.
(TEVBE Suresi 72. Ayet)
Sonra, erdemlileri kurtaracağız. Zalimleri ise orada diz üstü bırakacağız.
MERYEM Suresi 72. Ayet
ALLAH erdemlileri başarılarıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar üzülmezler de
ZÜMER Suresi 61. Ayet
Size ne oluyor ki ALLAH yolunda harcamıyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin zenginlikleri ALLAH'ındır. Zaferden önce harcayıp savaşanlarınız, daha sonra harcayıp savaşanlarla bir olmazlar; onlardan daha üstündürler. ALLAH her birine kurtuluşu söz vermiştir. ALLAH tüm yaptıklarınızdan haberdardır.
HADİD Suresi 10. Ayet
Onlardan önce yurt ve inanca sahip olanlar, kendilerine göç edenleri severler ve verdiklerinden ötürü içlerinde bir burukluk duymazlar. Hatta kendileri ihtiyaç içinde bile olsalar onları kendilerinden önde tutarlar. Doğrusu, nefislerinin bencilliğinden korunanlar kurtulanlardır.
HAŞR Suresi 9. Ayet
Ey inananlar, sizi acı azaptan kurtaracak bir ticareti size göstereyim mi? ALLAH'a ve elçisine inanırsınız, ALLAH'ın yolunda canınız ve paranızla çaba gösterirsiniz. Bu sizin için en iyisidir, bir bilseniz. Günahlarınızı bağışlar ve sizi içinden ırmaklar akan bahçelere ve Adn bahçelerindeki saraylara sokar. Büyük başarı budur.
SAFF Suresi 10-12. Ayet
Kurtulmuştur arınan, Rabbinin ismini anıp namaz kılan.
A'LA Suresi 14-15. Ayet
Nefse ve onu düzenleyene, Sonra da ona kötülüğünü ve erdemliliğini bildirene andolsun ki; Onu temizleyen kurtulmuştur.
ŞEMS Suresi 7- 9. Ayet
Musa (as) esir bir topluma peygamberlikte bulunur. Mısırda köle olarak dörtyüz otuz yıl kalan İsrailoğullarına özgürlük için rehberlik eder. bağımsızlığa kavuşan toplumun liderliğini,bir ay gibi kısa bir süre, kardeşi Harun (as) 'a bırakıp dağa çıkar. Döndüğünde yeniden puta tapmaya başladıklarını görür. Çünkü onların kendisine döndükleri şey, dağdaki Musa'dan da, yanıbaşlarındaki Harun'dan da daha yakındır. Döndükleri şey içlerindeki esarettir ve's-selam!
bi iyyem il berd
bi iyyem il şiti
vir rasif ir hayra
viş şere ğarip
ptiji hekil bint
min beyt il atik
vili len tirini
u tumtur at-tarik
habbaytek bis sayf
habbaytek biş şiti
natartak bis sayf
natartak biş şiti
ve'eyunek is sayf
ve'eyuni şiti
vel ene ye habibi
helf fis sayf u half işşiti
-
soğuk günlerde, kış günlerinde
denize uzanan rıhtımda ve yalnız sokaklarda
o kız, eski yapılı evinden gelirdi
bekle beni derdi erkek ona,
ve o yol üstünde beklerdi
ama o, bırakır ve onu unuturdu,
o solmaya devam ederdi, kışla birlikte.
yazda ve kışta sevdim seni
yazla ve kışla birlikte bekledim seni
gözlerin yaz ayıydı
gözlerim kıştı
kavuşmamız sevgilim,
kış ve yaz ötesinde bir aşkınlıkla imkânsız
yabancı bir kadından mektubunu aldım
onun, hüzünle karışık gözyaşlarıyla yazılmış
açtım mektubu, harfleri kayıp bir mektuptu
günleri aldım, yıllar bizi birbirimize daha da uzak kıldı
mektuptaki harfler kış ile birlikte ortadan kayboldular!
yeryüzünün en güzel aranjmanlarından biri olan bu nadide eser, jean françois michael tarafından icra edilen coupable adlı şansonun arapça versiyonudur. hangisinin diğerinden sonra ortaya çıktığını bilmemekle beraber fairuz versiyonunu tercih ederim.
Murdar çeşmelerden içilmeyecek su,
Zorlamayla göçülmeyecek ve sevişilmeyecek...sevmeden..
Cânı Cânânı için vermeden..
Kendini sokak lambasına değiş,kış gelmeden..
yoksa Cüdâ,Huda,Buda,
Pascal fc the Kafka!
Ey; .. Gazzenin öğrencileri!
Selam Olsun size..
Dönüştürsün Allah Günlerinizi Yasemine..
Sizki bu diyarın yarıklarından doğdunuz..
Ve yaralarımıza nesrinler iktiniz..
Biz yerimizde kalakalmış küçülürken..
Siz melül ve tenha.. Binlerce yıl büyüdünüz önümüzde..
öğretin bize!
Öğretin toprağa tutunma sanatını..
Öğretin bir biberon nasıl dönüşür silaha..
Öğretin salıncakta sallanan bir çocuk nasıl ölür...
- hicbir sey gercekten daha inanilmaz degildir.
- insanın kendisinden yüz cevirmeye, dünyada olup bitenleri gormemezlikten gelmeye hakkı yoktur.
- bir insan umudunu yitirir ve amacsiz kalirsa,
sirf can sikintisi bile onu bir hayvana cevirebilir.
yazıyı dikkatle okumanızı tavsiye ederim.gelenekte yaratık canavar diye anlatılan Dabbe yi Allah bize açıklamış. uzunca araştırmamın kısa bir özetidir.
Dâbbet’ul-ard, yerden çıkan canlı anlamındadır. Akâid ve kelâm kitaplarında kıyamet alametlerinden; kıyamete çok yakın bir zamanda gerçekleşeceğine inanılan olağan üstü olaylardan biri olarak kabul edilir. Kelimenin geçtiği âyet şudur:
'Haklarındaki karar kesinleşince onlar için yerden bir dâbbe çıkarırız, onlara der ki; insanlar âyetlerimize kesin bir inançla inanmıyorlardı.' (Neml 27/82)
Konu ile ilgili olarak Resulullah sallallahu aleyhi ve selemin şöyle dediği rivayet edilir:
“Dâbbe çıkacak, beraberinde Süleyman’ın mührü ve Musa’nın asası olacak, müminin yüzünü parlatacak ve kâfirin burnuna mühür basacak. Hainler toplaşacak, onlardan biri, “Ha! Ha! Ey mümin! ” diyecek. Ona, “Ha! Ha! Ey kâfir! ” diye karşılık verilecek. Bu, “Ey mümin! ” diğeri, “Ey kâfir! ” diyecektir.”
1- Dâbbe
Dâbbe canlı varlık anlamındadır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
'Allah her dâbbeyi sudan yaratmıştır.' (Nur 24/45)
Bir başka âyette şöyle buyurulur:
'Biz, her canlıyı sudan oluşturduk.' (Enbiya 21/30)
Buna göre bütün canlılar; böcekler, hayvanlar ve insanlar birer dâbbedir. Kur’an’da bunların her biri ile ilgili âyetler vardır.
Şu âyette dâbbe, hayvanlar anlamındadır.
'İnsanlardan, dâbbelerden, büyük ve küçükbaş hayvanlardan (en’âm) da renkleri farklı olanları vardır.' (Fatır 35/28)
Aşağıdaki âyette dâbbe, kemirgen hayvan anlamındadır.
'Süleyman’ın ölümüne karar verdiğimizde öldüğünü, düşmesini geciktiren şeyi (minsee) kemiren bir kara dâbbesi ortaya çıkardı. Süleyman düşünce anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bileselerdi o aşağılayıcı azap içinde kalmayı sürdürmezlerdi.' (Sebe’ 34/14)
Göklerde de dâbbe vardır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
'Göklerin ve yerin yaratılışı ve onlarda yaydığı her dâbbe Allah’ın âyetlerindendir. Belirlediği gün gelince onları toplamaya kadirdir.' (Şûrâ 42/29)
Göklerdeki dâbbelerin ne olduğunu anlamak için Allah’ın belirlediği günde bir araya gelecek olanların kimler olduğuna bakmak gerekir.
Allah Teâlâ şöyle buyurur:
'Bir gün Allah, onların hepsini toplayacak sonra meleklere,” Size kulluk edenler bunlar mıydı? ” diye soracaktır.
Onlar: “Biz sana boyun eğeriz, bizim velimiz onlar değil, sensin. Hayır, onlar cinlere kulluk ederlerdi, onların çoğu bunlara inanmışlardı” diye cevap vereceklerdir. (Sebe’ 34/41-42)
b -Cinler
Mahşerde toplanacak olanların ikincisi cinlerdir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Hepsini topladığı gün Allah diyecek ki: Ey cin topluluğu! Şu insanlara neler ettiniz neler! . Cinlerin insan dostları şöyle diyecektir: “Rabbimiz! Birimiz diğerinden yararlandı, bizim için belirlediğin sürenin sonuna vardık.” Allah diyecek ki: Sizin konup kalacağınız yer ateştir, Allah’ın belirledikleri başka. Senin Rabbin bilir, doğru karar verir.” (En’âm 6/128)
c- İnsanlar
Yukarıdaki iki âyette de toplananlar arasında insanların olduğu açıkça görülmektedir.
Bir gün toplanacak olanların tamamını bildiren âyet şudur:
'O gün ruh ve melekler saf saf ayağa kalkar, Rahman’ın izin verdikleri dışında hiç kimse tek kelime edemez. Konuşan da doğruyu konuşur.' (Nebe 78/38)
Bu âyette melekler açıkça ifade edilmiş, insanlar ve cinler yerine ruh kelimesi kullanılmıştır. Demek ki, ruh sahibi olma bu iki varlığın ortak özelliğidir. Bu ayetteki ruh, genellikle Cebrail diye tefsir edilir. O gün toplanacakları haber verilenler; melekler, insanlar ve cinler olduğuna göre âyete farklı anlam vermek doğru olmaz.
VE, Dâbbet’ul-ard
Dâbbet’ul-ard, yerden çıkan canlı demektir. Bunun ne tür bir canlı olduğunu anlamak için ilgili âyetlere bakmak gerekir. Yukarıdaki âyeti tekrarlayalım:
'Haklarındaki karar kesinleşince onlar için yerden bir dâbbe çıkarırız, onlara der ki; insanlar âyetlerimize kesin bir inançla inanmıyorlardı.' (Neml 27/82)
Burada kesinleşen karar ölümdür; artık dünya hayatı bitmiş ve tevbe imkânı kalmamıştır. Allah’a karşı yanlış yapanlar, ölüm meleklerine teslimiyet göstererek şöyle derler:
“Biz kötü bir şey yapmıyorduk ki! ”
Meleklerin cevabı şu olur: Hayır, Allah ne yapmış olduğunuzu bilir. (Nahl 16/28)
Sonra ruh, işin kötü gittiğini anlar ve Allah’a şöyle yalvarır:“Rabbim! Beni geri döndürünüz. Belki terk ettiğim dünyada iyi bir iş yaparım.”
Ruha verilen cevap şudur: “Hayır! O bir sözdür, söyler durur. Arkalarında, tekrar dirilecekleri güne kadar bir engel (berzah) vardır.” (Müminûn 23/99–100)
Bu konuşmalardan şöyle bir metin çıkarılabilir:
Dâbbe (Ölenin ruhuna hitaben) : İnsanlar âyetlerimize kesin bir inançla inanmıyorlardı.
Ölünün ruhu (teslimiyet göstererek) : Biz kötü bir şey yapmıyorduk ki!
Melek: Allah ne yapmış olduğunuzu bilir.
Ölenin ruhu (Allah’a yalvararak) : Rabbim! Beni geri döndürünüz. Belki terk ettiğim dünyada iyi bir iş yaparım.
Melek (Allah adına) : Hayır! O bir sözdür, söyler durur. Arkasında, tekrar dirileceği güne kadar bir engel vardır. Geri gidemez.
Bu metindeki dâbbenin melek olduğu açıktır. Onun yerden çıkması, kabirden çıkmasıdır. Demek ki bu konuşmalar, cesedin yanında kabre giren ruh ile olacaktır.
Dâbbet’ul-ard ile ilgili âyetlerin devamı da onun böyle bir melek olduğunu destekler. Çünkü o âyetlerde tekrar dirilme gününü anlatmaktadır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
Her ümmetten âyetlerimiz karşısında yalan söyleyenlerden bir bölük topladığımız gün, hesap yerine sevk olunurlar. Oraya geldiklerinde Allah, âyetlerimiz karşısında yalan mı söylediniz, ama onları tam kavramamıştınız. Ya da ne yaptınız? Diye sorar. Zalimlikleri sebebiyle haklarındaki karar kesinleşince artık konuşmazlar. (Neml 27/83-85)
feodallerin topraklarını sattıktan sonraki durumları..
'her insan burjuvadır her burjuva insandır' gibi bir mottoyla hümanizmasını bayraklaştıran dünyayı değiştirme gücünü tekelinde bulundurma zannına kapılmış ekalliyet..
mevlananin puriten oldugunu sanan,tarih disiplininden bihaber olup anakronizm yapan insanlara kabak tadı vermek istiyorum.
mesnevide bir kabak hikayesi vardır. bu foruma mevlana hakkında binbir övgüler dizen üyelerden kaçının haberi vardır bilmem.
Ama ben o hikayeyi okuduktan sonra kabak yiyemez oldum. modern zamanların ruh hastası piskopatlarının bile aklına gelmeyecek bir sahneyi iştahla anlatır. Allah'ın ve Rasulunun muharref olmayan pak dinine soktuğu yüzlerce hurefe, kalıtsal hastalık gibi insanların beynini ve kalbini kirletmeye devam etmektedir. ayrıca; 'kulakları dışarıdan farkedilebilen hayvanların hepsi memelidir' diyebilecek kadar hikmet sahibidir.
bir şey kaldımı geriye...?
Beni sürdün vadilerimden.. dağlarımı kışkırttın aleyhime
Karartılar.. bu nedir,
gökyüzü kırmızıya çalar..
biliyorum eski çağ duyguları bunlar.. gelişemedim..
Mahcup bir ifade yüzümde..
ne bir kınama.. ne bir sitem..
yazılarını okumaya bir gün önceden karar verdiğim yüce şahsiyet. yazı deyip geçmeyin, memlekete gitmek, evi terketmek gibi ciddi kararlar gerekir o yazıları okumak için. uzun ve yorucudur. Göbekli, kel kafalı, sigara içme konusunda yasak ve sınır tanımayan olmaz bir abimizdir. orucunu sigarayla açmasıyla bulunduğumuz camiada nam salmıştır.
gezinirken içinde dolaştığı dünyanın çirkinliklerinin ortasında, güzelliğini hiç etmektense,bir aynaya konup, ömrü boyunca kendi güzelliğini izlemesi gerektiğine inandığım anneye...
tertemiz bir hayatın tanığı olan ellerinde şefkati, su üzerinde yürüyen parmaklarında nâifliğin en ulvî sırlarını gördüm.. fısıldadım boğaza.. hayır bunu ifşa etmeyeceğim.. bazen anlatabilmek için susmak gerekir..
kelimelere iman etmek için çok geç.. kendilerine ve gözlerine havale ettim tüm bildiklerimi...
hâli hazırda ve mustakbelde yaşayacak olan yasakçılara..
kim kime ne diyebilir.. insan özgür değilmidir kardeşim.. özgür değilse bile sizinle ilintili değildir ki özgürsüzlüğü.. yapıcı bir şeyler söyleyin.. deyinki böyle böyle..
ama yok!
varsa yoksa. laiklik, devrim.. satatücocular sizi.
yok şöyle.. yok böyle.. bilmem böyle dini emirmi olurmuş.. bilmem nerden uydurulmuş..
kardeşim senin niyetin kötüyse ben ne yapayım..
bi laf öğrenmişler böyle dini emir olmaz diye.. sorsan din nedir.. onuda bilmez..
dininizi yok saydınız yüz yıl.. aklınız önünüzdeydi tabi.. din deyince hiç ilgisi yokken gericilik geldi aklınıza..
aklınızı, aklınızı taşıyan beyninizi... eğer beyinse tabi..
kafamı bozmayın benim..
editör yazımı silme, git tarihte ki binlerce ahlaksızla kavga et... ve siz beni ahlaksızlıkla itham ederek
kendi değersizliğinize değer ekleme çabası içinde olmayın..
aha bu dinle ilgileniyo, ben ilgilenmiyom.. o değersizse ben değerliyim diyonuz..
değer yargınızı....
ahlaksızlığınıza tahammül edemediğimden bozuldum ve bozdum lisanımı..
gül gibi çocuktum oysa..
menekşenin dilinden anlar.. söğüt ağaçlarına şiir, kavrulmuş çöllere ağıtlar dizerdim..
bir yaprak nedir ulan.. bir yaprak bile duygulandırırdı beni..
gözünüz kör olsun.. medinede kfc nin önünde dilenin..
üstünüzden devvari şimali geçsin, beyin felci geçirin sakat olup piyango satın camilerde.
solucan ruhlu sürüngenler sürüsüsünüz.. dağda bayırda bozuk zeytin, koyun çişisiniz..
bıktım sizinle aynı oksijeni solumaktan..
bastığınız yerlere dokunduğu için iğrendim ayaklarımdan..
koparım atmak istedim kelimeleri ruhumdan.. sırf bir kez telaffuz ettiniz diye..
ne yapsam ne yapılsa azdır size.. ne diyeyim pizza kulesi ile hemhâl olunda rahatlayın.
Şehrin bittiği yerde Karıştı her şey
Sen siyah beyaz bir çizgi oldun
Bense şehir
Ben sürekli sende biterdim
Sense hep bitimğimde başlardın benim
Delimiydin neydin
yakınında bulunup uzak olmaktansa uzakta bulunup yakın kalmak daha iyi değilmidir?
böylelikle bir karine olmaktan çıkar yalnızlık ve başka bir tanım bulabilirim..
çok önceleri kelimelere imanımı kaybettim..
sonra durdum.. düşündüm.. ve hiç iman etmediğim için şükrettim rabbime..
ah akılsız lisanım..
şehadetle kelimenin ne gibi bir ilintisi olabilirdi.. kalple itkan değilmiydi iman?
yani senelerdir göğsümde taşıdığım bu ahlaksız adam sizce müminmidir..
kiminiz bu soruyu cevaplamak için kollarınızı sıvıyorsunuz görüyorum..
görüyorum ki
aynada sadece yüzünü gören adam ve kadınlar bu hayvana bir isim koyma telaşındalar..
hiç düşünmüyormusunuz..
rabbim belki görünmek istediğim için gözlerinizi kör eder..
belkide rabbim adını olur olmaz ağzıma aldığım için beni mesh eder..
bir sülüğe çevirir ve kanınızı içerken bile yüzüme gülümseyebilirim..
insan ne çok az bilir.. ah insan.. kendine ne çok zalimdir...
yürüdü ve gitti sessiz usulca..
oysa ne kardelenlerin yanağına çiy damlatanlara..,
nede yürüyenlere nisyanım vardı..
yürüdü ve gitti sessiz usulca..
geride ayak izleri kaldı..
undan yapılmış çamurdan..
bir müsveddenin yediği son bağırsak karışımı. geri zekalı tiplere gaffur ve mennan isimlerini veren zihniyetle bir köpeğe efendimizin torununun ismini veren aynı aşağılık zihniyet faciası.yezidler hiç ölmedi hüseyin. ve biz hala çakılmış duruyoruz yer yüzünde. bunları anımsatıyor bu dizi sevgili editör.
var edenin adıyla.. sabun beyazdır.. bir zamanlar yeşildi sabun.. sabun hayvandı.. sonra pembeye boyandı.. sonra sıvılandı.. hepimiz çok sevdik.. olmayanlarımız olanlara imrendi..sabunla saç yıkanır ve eldeki yağı çıkartır yağıyla.. sonra yüz yıkamak ...
namaz
05.10.2009 - 17:44Kendisini kılmak istemeyenden beş şart isteyen Tevhid'in eyleme dönüşmüş özkütlesi.
Bunlar şöyledir:
1-) ölü olmak
2-) deli olmak
3-) çocuk olmak
4-) hayvan olmak
5-) kafir olmak
gelecekten korkmak
16.09.2009 - 11:06'Ne var idi ise, olacak odur ve ne yapıldı ise yapılacak odur. Güneş altında yeni bir şey yok.' (vaiz,1,7)
feyruz
09.06.2009 - 17:04Babası mardin göçmeni bir süryanidir riveyete göre.
Acı İbn'ul Hamvî kahvesiyle alıştım ilk onu dinlemeye..
Dehr içre dem olan feyruz;
Yıllar önce ülkesi lübnan'da ki savaş yüzünden hiçbir görüntüsünde gülümsememesi, kameraya asla bakmayan, âmâ gibi yüz ifadesiyle fevkalade karizmatik kadın.
kurtuluş
29.05.2009 - 11:54KİMLER KURTULUR?
İnananlar, sarhoş edici maddeler, kumar, kutsal taş ve türbeler, şans oyunları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan sakının ki kurtulasınız.
(MAİDE Suresi 90. Ayet)
ALLAH, inanan erkeklere ve inanan kadınlara içinden ırmaklar akan ebedi kalacakları cennetler ve Adn cennetlerinde güzel evler söz vermiştir. ALLAH'ın hoşnut olması ise hepsinden daha büyük bir şeydir. İşte en büyük kurtuluş budur.
(TEVBE Suresi 72. Ayet)
Sonra, erdemlileri kurtaracağız. Zalimleri ise orada diz üstü bırakacağız.
MERYEM Suresi 72. Ayet
ALLAH erdemlileri başarılarıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar üzülmezler de
ZÜMER Suresi 61. Ayet
Size ne oluyor ki ALLAH yolunda harcamıyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin zenginlikleri ALLAH'ındır. Zaferden önce harcayıp savaşanlarınız, daha sonra harcayıp savaşanlarla bir olmazlar; onlardan daha üstündürler. ALLAH her birine kurtuluşu söz vermiştir. ALLAH tüm yaptıklarınızdan haberdardır.
HADİD Suresi 10. Ayet
Onlardan önce yurt ve inanca sahip olanlar, kendilerine göç edenleri severler ve verdiklerinden ötürü içlerinde bir burukluk duymazlar. Hatta kendileri ihtiyaç içinde bile olsalar onları kendilerinden önde tutarlar. Doğrusu, nefislerinin bencilliğinden korunanlar kurtulanlardır.
HAŞR Suresi 9. Ayet
Ey inananlar, sizi acı azaptan kurtaracak bir ticareti size göstereyim mi? ALLAH'a ve elçisine inanırsınız, ALLAH'ın yolunda canınız ve paranızla çaba gösterirsiniz. Bu sizin için en iyisidir, bir bilseniz. Günahlarınızı bağışlar ve sizi içinden ırmaklar akan bahçelere ve Adn bahçelerindeki saraylara sokar. Büyük başarı budur.
SAFF Suresi 10-12. Ayet
Kurtulmuştur arınan, Rabbinin ismini anıp namaz kılan.
A'LA Suresi 14-15. Ayet
Nefse ve onu düzenleyene, Sonra da ona kötülüğünü ve erdemliliğini bildirene andolsun ki; Onu temizleyen kurtulmuştur.
ŞEMS Suresi 7- 9. Ayet
Domuz Gribi
27.05.2009 - 10:14Haram virus.
esaret
11.05.2009 - 23:59Musa (as) esir bir topluma peygamberlikte bulunur. Mısırda köle olarak dörtyüz otuz yıl kalan İsrailoğullarına özgürlük için rehberlik eder. bağımsızlığa kavuşan toplumun liderliğini,bir ay gibi kısa bir süre, kardeşi Harun (as) 'a bırakıp dağa çıkar. Döndüğünde yeniden puta tapmaya başladıklarını görür. Çünkü onların kendisine döndükleri şey, dağdaki Musa'dan da, yanıbaşlarındaki Harun'dan da daha yakındır. Döndükleri şey içlerindeki esarettir ve's-selam!
şu an ne dinliyorum
10.05.2009 - 22:40Ve bu geceyi Feyruz noktalar..şöyledir:
bi iyyem il berd
bi iyyem il şiti
vir rasif ir hayra
viş şere ğarip
ptiji hekil bint
min beyt il atik
vili len tirini
u tumtur at-tarik
habbaytek bis sayf
habbaytek biş şiti
natartak bis sayf
natartak biş şiti
ve'eyunek is sayf
ve'eyuni şiti
vel ene ye habibi
helf fis sayf u half işşiti
-
soğuk günlerde, kış günlerinde
denize uzanan rıhtımda ve yalnız sokaklarda
o kız, eski yapılı evinden gelirdi
bekle beni derdi erkek ona,
ve o yol üstünde beklerdi
ama o, bırakır ve onu unuturdu,
o solmaya devam ederdi, kışla birlikte.
yazda ve kışta sevdim seni
yazla ve kışla birlikte bekledim seni
gözlerin yaz ayıydı
gözlerim kıştı
kavuşmamız sevgilim,
kış ve yaz ötesinde bir aşkınlıkla imkânsız
yabancı bir kadından mektubunu aldım
onun, hüzünle karışık gözyaşlarıyla yazılmış
açtım mektubu, harfleri kayıp bir mektuptu
günleri aldım, yıllar bizi birbirimize daha da uzak kıldı
mektuptaki harfler kış ile birlikte ortadan kayboldular!
yeryüzünün en güzel aranjmanlarından biri olan bu nadide eser, jean françois michael tarafından icra edilen coupable adlı şansonun arapça versiyonudur. hangisinin diğerinden sonra ortaya çıktığını bilmemekle beraber fairuz versiyonunu tercih ederim.
Akreditasyon
18.04.2009 - 12:33Murdar çeşmelerden içilmeyecek su,
Zorlamayla göçülmeyecek ve sevişilmeyecek...sevmeden..
Cânı Cânânı için vermeden..
Kendini sokak lambasına değiş,kış gelmeden..
yoksa Cüdâ,Huda,Buda,
Pascal fc the Kafka!
filistin bayrağı
16.01.2009 - 11:57Ey; .. Gazzenin öğrencileri!
Selam Olsun size..
Dönüştürsün Allah Günlerinizi Yasemine..
Sizki bu diyarın yarıklarından doğdunuz..
Ve yaralarımıza nesrinler iktiniz..
Biz yerimizde kalakalmış küçülürken..
Siz melül ve tenha.. Binlerce yıl büyüdünüz önümüzde..
öğretin bize!
Öğretin toprağa tutunma sanatını..
Öğretin bir biberon nasıl dönüşür silaha..
Öğretin salıncakta sallanan bir çocuk nasıl ölür...
Ah..Meryemin dokunduğu zeytin ağacı..
Ah..Atom santralleri.. Çocukluğum..
Bu yahudi asrı yanlızca bir vehim..
Kapanacaklar dizlerimize.. Geldiğimizde kendimize..
dostoyevski
11.10.2008 - 10:33- hicbir sey gercekten daha inanilmaz degildir.
- insanın kendisinden yüz cevirmeye, dünyada olup bitenleri gormemezlikten gelmeye hakkı yoktur.
- bir insan umudunu yitirir ve amacsiz kalirsa,
sirf can sikintisi bile onu bir hayvana cevirebilir.
dabbe'tül arz
18.05.2008 - 06:43yazıyı dikkatle okumanızı tavsiye ederim.gelenekte yaratık canavar diye anlatılan Dabbe yi Allah bize açıklamış. uzunca araştırmamın kısa bir özetidir.
Dâbbet’ul-ard, yerden çıkan canlı anlamındadır. Akâid ve kelâm kitaplarında kıyamet alametlerinden; kıyamete çok yakın bir zamanda gerçekleşeceğine inanılan olağan üstü olaylardan biri olarak kabul edilir. Kelimenin geçtiği âyet şudur:
'Haklarındaki karar kesinleşince onlar için yerden bir dâbbe çıkarırız, onlara der ki; insanlar âyetlerimize kesin bir inançla inanmıyorlardı.' (Neml 27/82)
Konu ile ilgili olarak Resulullah sallallahu aleyhi ve selemin şöyle dediği rivayet edilir:
“Dâbbe çıkacak, beraberinde Süleyman’ın mührü ve Musa’nın asası olacak, müminin yüzünü parlatacak ve kâfirin burnuna mühür basacak. Hainler toplaşacak, onlardan biri, “Ha! Ha! Ey mümin! ” diyecek. Ona, “Ha! Ha! Ey kâfir! ” diye karşılık verilecek. Bu, “Ey mümin! ” diğeri, “Ey kâfir! ” diyecektir.”
1- Dâbbe
Dâbbe canlı varlık anlamındadır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
'Allah her dâbbeyi sudan yaratmıştır.' (Nur 24/45)
Bir başka âyette şöyle buyurulur:
'Biz, her canlıyı sudan oluşturduk.' (Enbiya 21/30)
Buna göre bütün canlılar; böcekler, hayvanlar ve insanlar birer dâbbedir. Kur’an’da bunların her biri ile ilgili âyetler vardır.
Şu âyette dâbbe, hayvanlar anlamındadır.
'İnsanlardan, dâbbelerden, büyük ve küçükbaş hayvanlardan (en’âm) da renkleri farklı olanları vardır.' (Fatır 35/28)
Aşağıdaki âyette dâbbe, kemirgen hayvan anlamındadır.
'Süleyman’ın ölümüne karar verdiğimizde öldüğünü, düşmesini geciktiren şeyi (minsee) kemiren bir kara dâbbesi ortaya çıkardı. Süleyman düşünce anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bileselerdi o aşağılayıcı azap içinde kalmayı sürdürmezlerdi.' (Sebe’ 34/14)
Göklerde de dâbbe vardır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
'Göklerin ve yerin yaratılışı ve onlarda yaydığı her dâbbe Allah’ın âyetlerindendir. Belirlediği gün gelince onları toplamaya kadirdir.' (Şûrâ 42/29)
Göklerdeki dâbbelerin ne olduğunu anlamak için Allah’ın belirlediği günde bir araya gelecek olanların kimler olduğuna bakmak gerekir.
2- Mahşerde toplanacak dâbbeler
Mahşer, yeniden dirilip kalkma günündeki toplanma yeridir. Mahşerde toplanacak dâbbeler şunlardır:
a- Melekler
Allah Teâlâ şöyle buyurur:
'Bir gün Allah, onların hepsini toplayacak sonra meleklere,” Size kulluk edenler bunlar mıydı? ” diye soracaktır.
Onlar: “Biz sana boyun eğeriz, bizim velimiz onlar değil, sensin. Hayır, onlar cinlere kulluk ederlerdi, onların çoğu bunlara inanmışlardı” diye cevap vereceklerdir. (Sebe’ 34/41-42)
b -Cinler
Mahşerde toplanacak olanların ikincisi cinlerdir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Hepsini topladığı gün Allah diyecek ki: Ey cin topluluğu! Şu insanlara neler ettiniz neler! . Cinlerin insan dostları şöyle diyecektir: “Rabbimiz! Birimiz diğerinden yararlandı, bizim için belirlediğin sürenin sonuna vardık.” Allah diyecek ki: Sizin konup kalacağınız yer ateştir, Allah’ın belirledikleri başka. Senin Rabbin bilir, doğru karar verir.” (En’âm 6/128)
c- İnsanlar
Yukarıdaki iki âyette de toplananlar arasında insanların olduğu açıkça görülmektedir.
Bir gün toplanacak olanların tamamını bildiren âyet şudur:
'O gün ruh ve melekler saf saf ayağa kalkar, Rahman’ın izin verdikleri dışında hiç kimse tek kelime edemez. Konuşan da doğruyu konuşur.' (Nebe 78/38)
Bu âyette melekler açıkça ifade edilmiş, insanlar ve cinler yerine ruh kelimesi kullanılmıştır. Demek ki, ruh sahibi olma bu iki varlığın ortak özelliğidir. Bu ayetteki ruh, genellikle Cebrail diye tefsir edilir. O gün toplanacakları haber verilenler; melekler, insanlar ve cinler olduğuna göre âyete farklı anlam vermek doğru olmaz.
VE, Dâbbet’ul-ard
Dâbbet’ul-ard, yerden çıkan canlı demektir. Bunun ne tür bir canlı olduğunu anlamak için ilgili âyetlere bakmak gerekir. Yukarıdaki âyeti tekrarlayalım:
'Haklarındaki karar kesinleşince onlar için yerden bir dâbbe çıkarırız, onlara der ki; insanlar âyetlerimize kesin bir inançla inanmıyorlardı.' (Neml 27/82)
Burada kesinleşen karar ölümdür; artık dünya hayatı bitmiş ve tevbe imkânı kalmamıştır. Allah’a karşı yanlış yapanlar, ölüm meleklerine teslimiyet göstererek şöyle derler:
“Biz kötü bir şey yapmıyorduk ki! ”
Meleklerin cevabı şu olur: Hayır, Allah ne yapmış olduğunuzu bilir. (Nahl 16/28)
Sonra ruh, işin kötü gittiğini anlar ve Allah’a şöyle yalvarır:“Rabbim! Beni geri döndürünüz. Belki terk ettiğim dünyada iyi bir iş yaparım.”
Ruha verilen cevap şudur: “Hayır! O bir sözdür, söyler durur. Arkalarında, tekrar dirilecekleri güne kadar bir engel (berzah) vardır.” (Müminûn 23/99–100)
Bu konuşmalardan şöyle bir metin çıkarılabilir:
Dâbbe (Ölenin ruhuna hitaben) : İnsanlar âyetlerimize kesin bir inançla inanmıyorlardı.
Ölünün ruhu (teslimiyet göstererek) : Biz kötü bir şey yapmıyorduk ki!
Melek: Allah ne yapmış olduğunuzu bilir.
Ölenin ruhu (Allah’a yalvararak) : Rabbim! Beni geri döndürünüz. Belki terk ettiğim dünyada iyi bir iş yaparım.
Melek (Allah adına) : Hayır! O bir sözdür, söyler durur. Arkasında, tekrar dirileceği güne kadar bir engel vardır. Geri gidemez.
Bu metindeki dâbbenin melek olduğu açıktır. Onun yerden çıkması, kabirden çıkmasıdır. Demek ki bu konuşmalar, cesedin yanında kabre giren ruh ile olacaktır.
Dâbbet’ul-ard ile ilgili âyetlerin devamı da onun böyle bir melek olduğunu destekler. Çünkü o âyetlerde tekrar dirilme gününü anlatmaktadır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
Her ümmetten âyetlerimiz karşısında yalan söyleyenlerden bir bölük topladığımız gün, hesap yerine sevk olunurlar. Oraya geldiklerinde Allah, âyetlerimiz karşısında yalan mı söylediniz, ama onları tam kavramamıştınız. Ya da ne yaptınız? Diye sorar. Zalimlikleri sebebiyle haklarındaki karar kesinleşince artık konuşmazlar. (Neml 27/83-85)
burjuva
14.04.2008 - 02:47feodallerin topraklarını sattıktan sonraki durumları..
'her insan burjuvadır her burjuva insandır' gibi bir mottoyla hümanizmasını bayraklaştıran dünyayı değiştirme gücünü tekelinde bulundurma zannına kapılmış ekalliyet..
mevlana
24.03.2008 - 00:46mevlananin puriten oldugunu sanan,tarih disiplininden bihaber olup anakronizm yapan insanlara kabak tadı vermek istiyorum.
mesnevide bir kabak hikayesi vardır. bu foruma mevlana hakkında binbir övgüler dizen üyelerden kaçının haberi vardır bilmem.
Ama ben o hikayeyi okuduktan sonra kabak yiyemez oldum. modern zamanların ruh hastası piskopatlarının bile aklına gelmeyecek bir sahneyi iştahla anlatır. Allah'ın ve Rasulunun muharref olmayan pak dinine soktuğu yüzlerce hurefe, kalıtsal hastalık gibi insanların beynini ve kalbini kirletmeye devam etmektedir. ayrıca; 'kulakları dışarıdan farkedilebilen hayvanların hepsi memelidir' diyebilecek kadar hikmet sahibidir.
sürgün
15.03.2008 - 05:03bir şey kaldımı geriye...?
Beni sürdün vadilerimden.. dağlarımı kışkırttın aleyhime
Karartılar.. bu nedir,
gökyüzü kırmızıya çalar..
biliyorum eski çağ duyguları bunlar.. gelişemedim..
Mahcup bir ifade yüzümde..
ne bir kınama.. ne bir sitem..
Gölge
07.03.2008 - 22:41mevzua(t)
bir adım atsam üstüne basacaktım..
bir adım tuttum..
üstüme sindi.
evet, taştan daha gölgeli ağaçtan daha ısıtıcı...
İhsan Eliaçık
28.02.2008 - 23:31yazılarını okumaya bir gün önceden karar verdiğim yüce şahsiyet. yazı deyip geçmeyin, memlekete gitmek, evi terketmek gibi ciddi kararlar gerekir o yazıları okumak için. uzun ve yorucudur. Göbekli, kel kafalı, sigara içme konusunda yasak ve sınır tanımayan olmaz bir abimizdir. orucunu sigarayla açmasıyla bulunduğumuz camiada nam salmıştır.
şey
15.02.2008 - 14:14şu sıralar bir hayli kafa yorduğum kur'an-i kavram.. meşiet.
geç gelen mutluluk
09.02.2008 - 20:10gezinirken içinde dolaştığı dünyanın çirkinliklerinin ortasında, güzelliğini hiç etmektense,bir aynaya konup, ömrü boyunca kendi güzelliğini izlemesi gerektiğine inandığım anneye...
tertemiz bir hayatın tanığı olan ellerinde şefkati, su üzerinde yürüyen parmaklarında nâifliğin en ulvî sırlarını gördüm.. fısıldadım boğaza.. hayır bunu ifşa etmeyeceğim.. bazen anlatabilmek için susmak gerekir..
kelimelere iman etmek için çok geç.. kendilerine ve gözlerine havale ettim tüm bildiklerimi...
başörtüsü
30.01.2008 - 13:48hâli hazırda ve mustakbelde yaşayacak olan yasakçılara..
kim kime ne diyebilir.. insan özgür değilmidir kardeşim.. özgür değilse bile sizinle ilintili değildir ki özgürsüzlüğü.. yapıcı bir şeyler söyleyin.. deyinki böyle böyle..
ama yok!
varsa yoksa. laiklik, devrim.. satatücocular sizi.
yok şöyle.. yok böyle.. bilmem böyle dini emirmi olurmuş.. bilmem nerden uydurulmuş..
kardeşim senin niyetin kötüyse ben ne yapayım..
bi laf öğrenmişler böyle dini emir olmaz diye.. sorsan din nedir.. onuda bilmez..
dininizi yok saydınız yüz yıl.. aklınız önünüzdeydi tabi.. din deyince hiç ilgisi yokken gericilik geldi aklınıza..
aklınızı, aklınızı taşıyan beyninizi... eğer beyinse tabi..
kafamı bozmayın benim..
editör yazımı silme, git tarihte ki binlerce ahlaksızla kavga et... ve siz beni ahlaksızlıkla itham ederek
kendi değersizliğinize değer ekleme çabası içinde olmayın..
aha bu dinle ilgileniyo, ben ilgilenmiyom.. o değersizse ben değerliyim diyonuz..
değer yargınızı....
ahlaksızlığınıza tahammül edemediğimden bozuldum ve bozdum lisanımı..
gül gibi çocuktum oysa..
menekşenin dilinden anlar.. söğüt ağaçlarına şiir, kavrulmuş çöllere ağıtlar dizerdim..
bir yaprak nedir ulan.. bir yaprak bile duygulandırırdı beni..
gözünüz kör olsun.. medinede kfc nin önünde dilenin..
üstünüzden devvari şimali geçsin, beyin felci geçirin sakat olup piyango satın camilerde.
solucan ruhlu sürüngenler sürüsüsünüz.. dağda bayırda bozuk zeytin, koyun çişisiniz..
bıktım sizinle aynı oksijeni solumaktan..
bastığınız yerlere dokunduğu için iğrendim ayaklarımdan..
koparım atmak istedim kelimeleri ruhumdan.. sırf bir kez telaffuz ettiniz diye..
ne yapsam ne yapılsa azdır size.. ne diyeyim pizza kulesi ile hemhâl olunda rahatlayın.
şam
28.01.2008 - 22:52Şehrin bittiği yerde Karıştı her şey
Sen siyah beyaz bir çizgi oldun
Bense şehir
Ben sürekli sende biterdim
Sense hep bitimğimde başlardın benim
Delimiydin neydin
kelimeler
22.01.2008 - 00:40yakınında bulunup uzak olmaktansa uzakta bulunup yakın kalmak daha iyi değilmidir?
böylelikle bir karine olmaktan çıkar yalnızlık ve başka bir tanım bulabilirim..
çok önceleri kelimelere imanımı kaybettim..
sonra durdum.. düşündüm.. ve hiç iman etmediğim için şükrettim rabbime..
ah akılsız lisanım..
şehadetle kelimenin ne gibi bir ilintisi olabilirdi.. kalple itkan değilmiydi iman?
yani senelerdir göğsümde taşıdığım bu ahlaksız adam sizce müminmidir..
kiminiz bu soruyu cevaplamak için kollarınızı sıvıyorsunuz görüyorum..
görüyorum ki
aynada sadece yüzünü gören adam ve kadınlar bu hayvana bir isim koyma telaşındalar..
hiç düşünmüyormusunuz..
rabbim belki görünmek istediğim için gözlerinizi kör eder..
belkide rabbim adını olur olmaz ağzıma aldığım için beni mesh eder..
bir sülüğe çevirir ve kanınızı içerken bile yüzüme gülümseyebilirim..
insan ne çok az bilir.. ah insan.. kendine ne çok zalimdir...
*yıldız
yürüyüş
18.09.2007 - 22:01yürüdü ve gitti sessiz usulca..
oysa ne kardelenlerin yanağına çiy damlatanlara..,
nede yürüyenlere nisyanım vardı..
yürüdü ve gitti sessiz usulca..
geride ayak izleri kaldı..
undan yapılmış çamurdan..
kavak yelleri
20.08.2007 - 12:53bir müsveddenin yediği son bağırsak karışımı. geri zekalı tiplere gaffur ve mennan isimlerini veren zihniyetle bir köpeğe efendimizin torununun ismini veren aynı aşağılık zihniyet faciası.yezidler hiç ölmedi hüseyin. ve biz hala çakılmış duruyoruz yer yüzünde. bunları anımsatıyor bu dizi sevgili editör.
Aynadaki ben
13.08.2007 - 16:30Ellerimin yandigini gordum aynamda..
Zalim aynalar..kopeklesmeyin!
Simdi paramparca olun
Ve defolun dunyamdan!
Hayir! Hayir aslinda ben bu degilim..
Korkmuyorum aynalardan..
ve korkmuyorum! Korkulmasi kacinilmaz olanin gayrisindan..
Gidiyorum uzun goc yollarinda..
cikinimda bir tutam zehirli sutlegen..
Saclarimda bir avuc arpa unu..kirpiklerimde gol sulari..
Arkamdan bagirmalara aldirmiyorum..
beni izleyen gozleri,
Komur ateslerinde yaktim..
kurtuldum herkesten..Gidiyorum..
Toplam 164 mesaj bulundu