Murat Serhat - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

AŞKA BENZER AMA SEBEPSİZ YAKINLIK DUYANLARA;





 




Bazen yersiz yurtsuz hissederiz mülteci misali:



 



.....ağzımda / kavimler göçünden kalma/ bir yol türküsü''



 



Bazen kimliksizlik boy gösterir:



 



.....Her köse başında kimlik soruyor(lar)    benden Açıp yaramı gosteriyorum



 



Bazen sitem gelir agzına:



 



       Derin acılar bahçıvanı



       Yüreğime ne ektin böyle...



       Aşk korkağını bağışlar mı?



       Söyle...



 



Bazen hiç özlemeyiz en büyük özlemlerin içinde:



 



   Hiç özlemedim seni



   Özlemek dostluktandır



   dostluğundan öte bulmalıyım seni



 



Bazen de bir gülüş en büyük yaraları anlatır.yaratır:



 



    Aykırı anlamlar arayıp durma 



    güz biter sular köpürür de 



    kapanmaz gülüşünün açtığı yara 



    uçurum olur cellat olur her gece 



 



Bazen gidiş öyle bir anlatırlırki kelimeler doruklardadır:



 



  Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür



  Bir tufan olurum sustuğun her yerde



 



Bazen de oturur ve hiçliği anlatır şiir..



 



  Sonunda ketum bir tarihe göçebe oldum



  Adressiz kaldım bu yüzden bir rüzgâr gibi



  Takıldım hiç büyümemiş bir çocuğun ardına



  Vizem yok kimliğim sahte yollar mayın döşeli



 



Bazen bir çağırıştır şiir:



 



Sessizlik -sensizlik daha ne kadar



-Aşksa aşk işte nabzım-



Bütün sağnaklarını yağdır haydi yağdır



İster bir cehennem aç ister bir mayıs getir



Her vurguna hazırım nasılsa her şey pusuda gibi



 



 



 



Bazen bir anlatış,bir tarif:



 



Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,



Yitirmiş öpücükleri,



Payı yok, apansız inen akşamdan,



Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,



Seni anlatabilsem seni...



Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır



Üşüyorum, kapama gözlerini...



 



Bazen hasretliğin tavana vurması:



 



Hasretinden prangalar eskittim



 



Bazende çoçuksun sen deyiş..



 



Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum



Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun



Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı



 



 Bazen kabul ediş..pes ediş..



 



Söz de Sararır



Olur, aramam seni ve kimseyi



Anıları pas tadında bırakırım



Konuşacak ne kaldıysa kalsın



Susmaktır birşeylere saygılı kılan



Ayrılık da bir olanaktır bilirsin



 



Bir ayrılık tanımıdır..



 



Suçlama beni



böyle bırakıp



gidiyorum diye



bağrımı yakan



bir yaradır



bu ayrılık şimdi



 



 Bazen memleket anlatımıdır



 



  Yeni bir ülke bulamazsın



  Yeni bir şehir bulamazsın



   bu şehir arkandan gelecektir



   nasıl geçirdiysen ömrünü burada, bu köşecikte



   öyle geçirdin demektir, bütün yeryüzünde de..



 



bazen de o özel odanın istenmesi..



ne kadarınız gerçek sizin kırk odalı şatonuzda kilitler altında sakladığınız gerçek duygularınızın kaçı yansıyor hayatınıza? açsanıza kırkıncı odayı..



 



ikinci kişinin tarifi..



 



herkesin bir feridesi vardır ben bilmezmiyim



herkesin bir şapkası birde şarkısı..



herkesin bir kimsesi vardır ben bilmezmiyim



birde kimsesizliği..



 



en büyük umutsuzluktur bazen..



 



 hayatın en hüzünlü anı mevsimine kapıldığımız kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığımızı  anladığımız andır



 



bazen de nesnelerle ancak duyguların anlatılmasıdır..



 



Her yerde bırakıp gittin beni gözlerinle



düşlerin yüreğiyle bırakıp gittin beni,



yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin,



gelişigüzel bir nesne, bir iskemle gibi,



yazla birlikte biten kısa bir tatil,



çekmecede bir kart gibi bırakıp gittin...”



 



Bir tamlamadır..



 



/Kanmadım aynalara sana kandığım kadar,



içimde bir boşluk sana yandığım kadar…/



 



bazen yalnızlık vardır sınırsız..en yakının tarafından  bile anlaşılamayacagı..



 



Düştüğü yerde tanımazken kendi suyunu yağmur;



biliyorum, aynı dalda gül bile anlamaz dikenini.



Anlasana, anlatamaz kimse yıkımını başka yıkıma.



 



 



Ve yalnızlığının ebediliği..



 



Dal değil, köktür yalnızlık; kurumuş olmalıdır ve bir daha yeşermez…