şimdi sen hiçbir zaman bitmeyecek bir yangınsın içimde.İnsan
sevdiğini kaybettiğinde rivayet odur ki dokuz tane mum yanarmış
yüreğinde he gün biri sönermiş,biri hiç sönmez bir ömür
yanarmış.Ben seni sonsuz kaybetmekten öyle korktum ki
sevdiğim dokuz mumu da kendim yaktım hiç sönmeyecek artık
özümde….
Seninleyim
Gökyüzüne bakarken yıldızların gözlerine takıldığı gibi takılmak isterdim aklına.. Ya da yanlızlığında gözlerini yanlızca bir noktaya dikip öylece kalırsın ya, işte öylece kalmak isterdim yüreğinin en kuyu köşesine.. ben kimim mi? bazen bir güneşim her sabah sana doğan bazen bir ses yüreğinin derinliklerinden gelen bazen gökyüzündeki bir bulut, soludugun hava,suyun,ruhun,canınım senin.. aslında ben senim her gün benimle başlarsın yeni güne,benimle bitirirsin benimle aglar benimle gülersin.. benimle tutunursun hayatın o en uç noktasına.. benimle kucaklarsın baharı,böcekleri,kuşları. bu şehrin gürültüsünü tozunu dumanını da hep benimle paylaşrsın.. ben aslında senim dedim ya sana ben hep seninleyim ve hiçbiryere gitmedim herzaman yanında yüreğindeydim
SEN HİÇ FARKETMESEN DE...
SEN BENİ HEP SEVECEKSİN...... Önce başkaldıracaksın bu yazıma..sonra dalga geçeceksin her bir satırımla. Ve okudukça anlık nefretlerin artacak ama sen beni hep seveceksin... En çok da sevmiyorum dediğin anlarda seveceksin...Sana yaşattığım o deruni mutlululuğu, sevinçleri ve en güzel anıları hatırladığında bir şarkı dizesinde yada bir şiir sözünde, işte o zaman beni daha çok seveceksin... Bana dair anılar acı verdiğinde hafızanı 'yenilemek' isteyeceksin her sabah..O güzel anların tadını hiçbir fotoğraf karesinde ya da köhne vücutlarda bulamayınca; hafızanı yenilemek değil 'yinelemek' isteyeceksin...Gecelerin uzadıkça uzayacak, yıldızlara bakıp hayallere dalacaksın ve ister istemez yıldızlar gözlerimi düşürecek aklına ve gecelerine, ve sen beni hep seveceksin...Yüreğinin arka odalarında yaşayacağım ben hep ve en yalnız anlarında dışarı çıkıp, en güzel hallerimin hayallerini bırakacağım gözlerine ve sen beni hep seveceksin... Deli- doluluğum, aşkı 'öylesine' değil, 'ölesiye' yaşamışlığım, hoyratlığım, saçlarımın savruluşundaki hırçınlığım ve sana denizleri hatırlatacak coşkunluğum sarınca tüm benliğini; sen beni hep seveceksin...Siyah bir hüzün olarak kalacak ismim yüreğinde. Her ' S ' harfi, her 'gül' lü kelime, her 'gül' ve her ' Sayım ' ismi; içini acıtacak ve sen beni hep seveceksin... Bütün sesleri sustursan da, içimdeki sesleri susturamayacaksın.. Aşk sözlerimin sarhoş ettiği halleri düşünüp, kıpır kıpır sesim çınlayınca kulağında; sen beni hep seveceksin...Beni her gün unutmayı ekleyeceksin yüreğine, unutamayacaksın..Ve unutmayı her dilediğinde geçmişi düşünüp, yeniden aşık olacaksın ve sen beni hep seveceksin..Zamanın bağışlayıcı olduğuna her inandığında, için daha çok acıyacak ve bu ayrılığa zamanın da ilaç olmadığını anladığında, sen beni daha çok seveceksin...SEN BENİ HEP SEVCEKSİN....günlerce, aylarca ve hatta mezarda bile... Evet, iddia ediyorum sen beni hep seveceksin...Çünkü yüreğine sevgimi öyle kanımla kazıdım ki; nefretin bile sevginden olacak..Bileceksin ki, nefret edilenin aslında kendinin olduğunu ve sevgiyi hak edenin ben, kaybedeninse sen olduğunu.. ......SEN BENİ HEP SEVECEKSİN......
BÖYLE SEVDİM İŞTE Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın. çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.
Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.
Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle...
Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin.
Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.
Seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.
Sevdim işte ötesi yok...
sensiz bu dunyayi sevmiyorum
sensizligin bu kadar aci verecegini dusunmemistim; sensiz yasayamiyorum askim; sensiz nefes almak bile zor geliyor; ikimizde bu kadar aci cekerken neden ayriyiz? sen baska bir dunyada ben baska bir dunyada; bu revami? bumu gercek? bumu hayat? bumu yasamak? neden nasil bu hale geldik? neden bu aciyi cekiyoruz? gel dedin gelemedim; don dedin donemedim; sensiz oluyorum dedin; bende oluyorum be askim tukeniyorum sensiz; sensiz yasamak istemiyorum............... istemiyorum bu hayati; sevmiyorum bu dunyayi. hergece allaha yalvariyorum 'yarabim ya canimi al yada onu bana unuttur' diye olmuyor; unutamiyorum. hergecen gun bu ates bu yangin dahada buyuyor; sen benim gercegimmissin; anladimki ben sensiz yasayamiyorum; sevgin olmadan olmuyor askim............ gunlerdir savas veriyorum kendimle; ben kendime bile yenildim; istedigim tek sey sensin; bu mutsuzlugu haketmedik biz; cok emek verdik; cok savastik; yenilmemeliydik. bunu gecde olsa anladim. ben senle herseye varim askim; ben seni istiyorum sadece seni............. ama bunu sana soyleyemiyorum cunku yasadiklarimi tekrar yasamaktan korkuyorum; yine aci cekmekten korkuyorum; seninleyken uzulmekten aci cekmekten korkuyorum; seni tekrar kaybetmekten korkuyorum artik gucum yok tukendim ben bittim............ birgun bunlari sana soylersem ogun benim tekrar dogusum olacak......... ben sende dogdum sende olecegim........... seni sevmekten hic vazgecmedim........ vazgecmeyecegim............seni son nefesime kadar sevecegim..........
KAL BİRAZ DAHA Kaç mavi yasak yaşadık seninle, kaç deli gece... Düşünse, dolunay bile utanır, yıldızlar çıldırır, ağlar erguvanlar. Ben, seni işte öyle bir gecede sevdim, hesapsız. Ve düşlerim... Düşlerim sınırsızdı alabildiğine Duygularım sabırsız. Bir çocuk kadar günahsız. Sahi, sen de sevebilir misin beni seni sevdiğim kadar, dokunabilir misin yüreğime? Bak, orada sen varsın. 'Mutluluk nedir? ' diye sorsalar 'Sen' derim alabildiğine, 'Yalnız sen.' Sesin, gözlerin, ellerin sonra, titreyen dudakların ve arzun çekingen Sen, benim her şeyimsin.
Sensiz neye benzer bu ay, bu güneş? Çiçekler açar mı sen olmasan, Martılar uçuşur mu çığlık çığlığa? Sonra, kim aydınlatır benim gecemi, Günümü kim paylaşır? Kim sorar derdimi, Ben neye sevinirim, Kimle gülerim? Kal biraz daha...
Beraber büyüttük sevinçlerimizi, Beraber öğrendik yaşama direnmeyi Sevmeyi beraber öğrendik. Bak, güneşler doğdu üzerimize Yolumuza begonyalar serildi. Ağlamak bu kadar kolay mıydı, Ve güzel miydi gülmek kadar? Herkese seni anlatmak istiyorum Seni söylemek şiir şiir. Her dizede sen olmalısın, adın olmalı çığlık çığlık... İçimi ısıtan sen, tam şuramda; ılık ılık, sen olmalısın kıpır kıpır yüreğimde... Sevdan olmalı deli dolu Ve çılgınlığın, çılgınlığın olmalı. Ben seni sevmeyi seviyorum Ve seni özlemeyi. Bu bir itiraftır...
Aşkın yoksa ben de yokum Yetim düşlerimin kimsesizliği kuşatır benliğimi Hüzünler yağar gecelerime. Ben, bir garip ben olurum, Sığamam odalara, taş duvarlar üzerime üzerime gelir. Ruhum durmaz bedenimde, hücrelerim yaşamaz. Kurumuş dallara döner yüreğim, susuz çöllere... Gece böyle bitemez, ben ölürüm, Ölürüm gitme, kal biraz daha... KAL BİRAZ DAHA Gözlerine bakarken güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma, bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde kayboluyorum... Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum, durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin: sırrını her gün bir parça veren fakat hiç bir zaman büsbütün teslim olmayacak olan...Nazım Hikmet.
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme...
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme...
Ey ay, felek harab olmuş, ziyan olmuş senin için
Bizi öyle harab, öyle ziyan ediyorsun, etme...
Ey, makamı var ve yokun
Sen varlık
Sen
Sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme...
Şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
Sen zehri şeker, şekeri zehrediyorsun, etme...
Harama bulaşan
Ey
AŞIKLARLA BAŞA ÇIKACAK GÜCÜN YOKSA EĞER,
AŞKA ÖYLEYSE NE DİYE HAYRET EDİYORSUN ? ETME..!
İsyan et ey
AŞKIN BAYGINLIĞIYLA NE MEŞK EDİYORSUN, ETME !...
Hangi kararımızı bu yanlış çok canımı yakacak diye alıyoruz
ki.Ben de biliyordum daha sana olmayacak dediğimde bu
olmayanın yüreğimi her gün biraz daha kanatacağını ama
doğrusu buydu dedim.Sahi bu muydu doğru olan? Hala cevabı
verilemeyecek sorular içinde liste başıdır bu.Hayat verdiğimiz
karaların bir ömür ödenen faturası değil midir? İki dünyada da
ödenecek ömrümüzün faturası….
Şimdi ben bir ömür yokluğunla çarpışacağım,yeri asla
dolmayacak bir kara delik hayatımın tam ortasında,hep boşlukta
asılı duracak kalbim.Gözlerimin içindeki gülüş de gitti seninle
birlikte,biriktirdiğim sevinçler,küçük mutluluklar, büyük
umutlar,ben izin verdim gitmesine.BEN…
İnsanın parmaklarının uzatıp suçlayacağı birinin olmaması ne kötü
bir talih oluyor zamanla içime açılan onulmaz oyuğun tek
müsebbibi olduğumun bilincinin her yürek atımında dağlaması
imiş benim kaderim.Sisifos kaderdaşım sen o kayayı dağların
başına tırmandırmaya çalışıyorsun her yuvarlanışında
yılmadan,ben her gün kendimle savaşıyorum aynı sarmal
döngüde.
Sevmenin özgür bırakmak olduğuna inandım hep,sevgimin seni
boğmasına izin vermek hiç adil olmazdı ikimiz için de.Kavuşmak
aşkı öldürürdü sevdiğim,sana bir ömür sevdiğim diyebilmek için
gidişinin yangınıyla öldürebilmeyi göze almalıydım özümü.Biz ki
dünyaya nefisleriyle savaşmak için gelmiş mücahitler
değiLmliydik.Arzuların kölesi olmak yakışmazdı ki bize.
Ulaşmak sevgiyi küçültmek kutsanmışlığını bitirmek demekti,oysa
şimdi sen hiçbir zaman bitmeyecek bir yangınsın içimde.İnsan
sevdiğini kaybettiğinde rivayet odur ki dokuz tane mum yanarmış
yüreğinde he gün biri sönermiş,biri hiç sönmez bir ömür
yanarmış.Ben seni sonsuz kaybetmekten öyle korktum ki
sevdiğim dokuz mumu da kendim yaktım hiç sönmeyecek artık
özümde….
Gökyüzüne bakarken yıldızların gözlerine takıldığı gibi takılmak isterdim aklına..
Ya da yanlızlığında gözlerini yanlızca bir noktaya dikip öylece kalırsın ya,
işte öylece kalmak isterdim yüreğinin en kuyu köşesine..
ben kimim mi?
bazen bir güneşim her sabah sana doğan
bazen bir ses yüreğinin derinliklerinden gelen
bazen gökyüzündeki bir bulut,
soludugun hava,suyun,ruhun,canınım senin..
aslında ben senim
her gün benimle başlarsın yeni güne,benimle bitirirsin
benimle aglar benimle gülersin..
benimle tutunursun hayatın o en uç noktasına..
benimle kucaklarsın baharı,böcekleri,kuşları.
bu şehrin gürültüsünü tozunu dumanını da hep benimle paylaşrsın..
ben aslında senim dedim ya sana
ben hep seninleyim ve hiçbiryere gitmedim
herzaman yanında yüreğindeydim
SEN HİÇ FARKETMESEN DE...
SEN BENİ HEP SEVECEKSİN......
Önce başkaldıracaksın bu yazıma..sonra dalga geçeceksin her bir satırımla. Ve okudukça anlık nefretlerin artacak ama sen beni hep seveceksin... En çok da sevmiyorum dediğin anlarda seveceksin...Sana yaşattığım o deruni mutlululuğu, sevinçleri ve en güzel anıları hatırladığında bir şarkı dizesinde yada bir şiir sözünde, işte o zaman beni daha çok seveceksin... Bana dair anılar acı verdiğinde hafızanı 'yenilemek' isteyeceksin her sabah..O güzel anların tadını hiçbir fotoğraf karesinde ya da köhne vücutlarda bulamayınca; hafızanı yenilemek değil 'yinelemek' isteyeceksin...Gecelerin uzadıkça uzayacak, yıldızlara bakıp hayallere dalacaksın ve ister istemez yıldızlar gözlerimi düşürecek aklına ve gecelerine, ve sen beni hep seveceksin...Yüreğinin arka odalarında yaşayacağım ben hep ve en yalnız anlarında dışarı çıkıp, en güzel hallerimin hayallerini bırakacağım gözlerine ve sen beni hep seveceksin... Deli- doluluğum, aşkı 'öylesine' değil, 'ölesiye' yaşamışlığım, hoyratlığım, saçlarımın savruluşundaki hırçınlığım ve sana denizleri hatırlatacak coşkunluğum sarınca tüm benliğini; sen beni hep seveceksin...Siyah bir hüzün olarak kalacak ismim yüreğinde. Her ' S ' harfi, her 'gül' lü kelime, her 'gül' ve her ' Sayım ' ismi; içini acıtacak ve sen beni hep seveceksin... Bütün sesleri sustursan da, içimdeki sesleri susturamayacaksın.. Aşk sözlerimin sarhoş ettiği halleri düşünüp, kıpır kıpır sesim çınlayınca kulağında; sen beni hep seveceksin...Beni her gün unutmayı ekleyeceksin yüreğine, unutamayacaksın..Ve unutmayı her dilediğinde geçmişi düşünüp, yeniden aşık olacaksın ve sen beni hep seveceksin..Zamanın bağışlayıcı olduğuna her inandığında, için daha çok acıyacak ve bu ayrılığa zamanın da ilaç olmadığını anladığında, sen beni daha çok seveceksin...SEN BENİ HEP SEVCEKSİN....günlerce, aylarca ve hatta mezarda bile... Evet, iddia ediyorum sen beni hep seveceksin...Çünkü yüreğine sevgimi öyle kanımla kazıdım ki; nefretin bile sevginden olacak..Bileceksin ki, nefret edilenin aslında kendinin olduğunu ve sevgiyi hak edenin ben,
kaybedeninse sen olduğunu..
......SEN BENİ HEP SEVECEKSİN......
Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni
gören.
Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka
yerde
olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,
orada kalmalıydın. çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu
kadar
kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden
ne
ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.
Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım
seninle. çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin
renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin
pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın
bir
ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize
tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.
Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar
gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En
kızgın,
en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana.
İçimdeki
sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi
ve
ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey
olduğunu anladım seninle...
Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk
yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden
tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
Menzil
sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok
edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana
ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen
girebilirdin.
Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,
gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni
ve o
doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu
zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.
Seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün
yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.
Sevdim işte ötesi yok...
sensiz bu dunyayi sevmiyorum
sensizligin bu kadar aci verecegini dusunmemistim; sensiz yasayamiyorum askim; sensiz nefes almak bile zor geliyor; ikimizde bu kadar aci cekerken neden ayriyiz? sen baska bir dunyada ben baska bir dunyada; bu revami? bumu gercek? bumu hayat? bumu yasamak? neden nasil bu hale geldik? neden bu aciyi cekiyoruz? gel dedin gelemedim; don dedin donemedim; sensiz oluyorum dedin; bende oluyorum be askim tukeniyorum sensiz; sensiz yasamak istemiyorum...............
istemiyorum bu hayati; sevmiyorum bu dunyayi.
hergece allaha yalvariyorum 'yarabim ya canimi al yada onu bana unuttur' diye olmuyor; unutamiyorum. hergecen gun bu ates bu yangin dahada buyuyor; sen benim gercegimmissin; anladimki ben sensiz yasayamiyorum; sevgin olmadan olmuyor askim............
gunlerdir savas veriyorum kendimle; ben kendime bile yenildim; istedigim tek sey sensin; bu mutsuzlugu haketmedik biz; cok emek verdik; cok savastik; yenilmemeliydik. bunu gecde olsa anladim. ben senle herseye varim askim; ben seni istiyorum sadece seni.............
ama bunu sana soyleyemiyorum cunku yasadiklarimi tekrar yasamaktan korkuyorum; yine aci cekmekten korkuyorum; seninleyken uzulmekten aci cekmekten korkuyorum; seni tekrar kaybetmekten korkuyorum artik gucum yok tukendim ben bittim............
birgun bunlari sana soylersem ogun benim tekrar dogusum olacak.........
ben sende dogdum sende olecegim...........
seni sevmekten hic vazgecmedim........
vazgecmeyecegim............seni son nefesime kadar sevecegim..........
KAL BİRAZ DAHA
Kaç mavi yasak yaşadık seninle,
kaç deli gece...
Düşünse, dolunay bile utanır,
yıldızlar çıldırır, ağlar erguvanlar.
Ben, seni işte öyle bir gecede sevdim, hesapsız.
Ve düşlerim...
Düşlerim sınırsızdı alabildiğine
Duygularım sabırsız.
Bir çocuk kadar günahsız.
Sahi, sen de sevebilir misin beni
seni sevdiğim kadar,
dokunabilir misin yüreğime?
Bak, orada sen varsın.
'Mutluluk nedir? ' diye sorsalar
'Sen' derim alabildiğine, 'Yalnız sen.'
Sesin, gözlerin, ellerin sonra,
titreyen dudakların ve arzun çekingen
Sen, benim her şeyimsin.
Sensiz neye benzer bu ay, bu güneş?
Çiçekler açar mı sen olmasan,
Martılar uçuşur mu çığlık çığlığa?
Sonra, kim aydınlatır benim gecemi,
Günümü kim paylaşır?
Kim sorar derdimi,
Ben neye sevinirim,
Kimle gülerim?
Kal biraz daha...
Beraber büyüttük sevinçlerimizi,
Beraber öğrendik yaşama direnmeyi
Sevmeyi beraber öğrendik.
Bak, güneşler doğdu üzerimize
Yolumuza begonyalar serildi.
Ağlamak bu kadar kolay mıydı,
Ve güzel miydi gülmek kadar?
Herkese seni anlatmak istiyorum
Seni söylemek şiir şiir.
Her dizede sen olmalısın,
adın olmalı çığlık çığlık...
İçimi ısıtan sen, tam şuramda; ılık ılık,
sen olmalısın kıpır kıpır yüreğimde...
Sevdan olmalı deli dolu
Ve çılgınlığın, çılgınlığın olmalı.
Ben seni sevmeyi seviyorum
Ve seni özlemeyi.
Bu bir itiraftır...
Aşkın yoksa ben de yokum
Yetim düşlerimin
kimsesizliği kuşatır benliğimi
Hüzünler yağar gecelerime.
Ben, bir garip ben olurum,
Sığamam odalara,
taş duvarlar üzerime üzerime gelir.
Ruhum durmaz bedenimde,
hücrelerim yaşamaz.
Kurumuş dallara döner yüreğim,
susuz çöllere...
Gece böyle bitemez, ben ölürüm,
Ölürüm gitme, kal biraz daha...
KAL BİRAZ DAHA Gözlerine bakarken güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma, bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde kayboluyorum... Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum, durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin: sırrını her gün bir parça veren fakat hiç bir zaman büsbütün teslim olmayacak olan...Nazım Hikmet.