Murat Farqini Adlı Antoloji.com Üyesinin Şai ...

Sen uyuyordun,

Gecenin derinliklerine taşırken sevdalarımı,
Yüreğimden boşalan gözyaşlarının,
Bestesiz bir melodiyi üfleyen rüzgârın tenimde devleşen özlemi vardı.
Aramıza giren tüm gecelerin bileklerine kıydım biliyormusun?

Ve sen içimde sessizce mırıldandığım hüzzam bir sevdanın deri ...

Ah sevgili;

Gecenin yanaklarına inen her damlanın günahsız duygusu,
Tutanaklarda adı gizli sevmelerimin nokta-noktası.
Sevda şarkılarının solfejine sığmayan ritmi,

Ve tatlı rüyelerımın en nadide bestesi....

Ya konuşturur-ya da susturur kelimeler. Ben susulan noktanın en ortasındayım...

Ah Sevgili;

Koynumda sıcacık ellerinin ayak izleri,
Parmak aralarıma hükmeden özlemin burukluğu,
Uykularımın orta yerindeki serseri düşler,

Ve umutla beklenen zamanların sonsuzluğu lime-lime sensizliğe mahkum gecelerimde....

Ellerini tutup hasretimi bırakıyorum avuçlarına,

Gülücüğümün arkasında gizli kara renkleri içime-içime çekiyorum,
Sessiz çığlıklarımın gözyaşlarını en kısık notadan çalıyorum,
Şimdi fırtınalar, bileklerine kıymış kuytuluklarımda.

Ve yağmura gebe gözlerimin derinliklerinde akan damlasız şe ...

Yorgunum anılarımın son kanat çırpınışlarında.
Gözlerimi kapatsam silinecek sanki,

Bu gece kan kırmızı gelincik açan gözlerime,
Bir zil taktırdım.
Tam unutma terennenilerindeyken -
Tam seni kırpmaya beş kala,
Yine o tatlı bakışların çaldı gözlerimde.

Ve kıyılarımda kalan küflü demire i ...

Ceplerimde güneşten çaldığım bir avuç sarı,
Dilimde en ince dokunuşların sesi,
Yakarışlarına salık verdiğim hecelerim,

Ve en -en canından vurmalarını emrediyorum kurşuni tüm renklerime.....

Eğildim sadece....

Sen;
Kumral mısralarınla ebelerken beni,
Ben;
Üryan düşlerimin ardında saklanmış hissindeydim,
Sen;
Saklı beni ararken,
Ben;
Bir batında, milyonlarca gelecek düşü sancılarındaydım.

Ve sen; yeni bir oyun düşlerindeyken,
yüreklerimizin kelebekleri sahneleniyordu yaşam oyununun ta k ...

Gün Gelir,

Bir esmer güvercin konarsa pencereme,
Yüreğimden bir parça koyacağım yemliğine, SEN diye,

Bir esmer güvercin konarsa pencereme,
Üşüyen hislerimin en anlamlı sıcaklığında saklayacağım,

Bir esmer güvercin konsa pencereme,
İçimi ısıtan tüm duygularıma ortak edeceğim.

Ve ...

Kayboluyorum, umutlarımın karanlık kıyılarında,
Sana gönüllü yarınlarımın,
Her biri takvimlerde yitmiş.
Ne zaman 'acaba'larımın ipine sarılsam,
en zayıf noktası patlar yanaklarımda.

Ve seni hapsediyorum, firari umutlarımın sandığına...

Bu gün,
Sağanak yağan duygularımla,
iliklerime kadar ıslanmak geldi içimden,

Önce; usulca senli ne varsa,
çocukluk oyuncaklarım misali, yüreğimin orta yerinde dağıttım,
Ve sonra,
Sonra tek celsede iliklerime hapsettim...

Üşüme nöbetlerinin vardiyalarında,
Sıcak iklimlerin haritalarından çaldığım, güneşimdin,
Ekim sabahlarının serinliğinde, uzanıp az kor tarafından kanayan yüreğime sürdüm.

Ve suyu verimiş ateş misaliydin, yanaklarıma inen tuzun selinden...

Söndürdüm seni biliyormusun?

Suskunum...Suskun ey sevgili...

Dilimde düğümlenmiş, nağmelerin müebbeti.
Çıkmamaya yeminli. 'Dökülecek' korkularımın baskılarına direniyorum.

Ya susturamazsam ! ! !

İşte o zaman seni sevmelerin kumları dökülecek haykırışlarıma.

Söyle sevgili. Hangi kanun susturabilir ?

Geçmişin sıcaklığı ısıtıyor hala içimi,

Yangın yeri havalarını üflüyor ıslıklarım,
Sensizlik gecelerimin resimlerinde gizlisin.Sıcak.

Ve intihar duygularımın uçurumundaki ağaçsın.
Çok korkuyorum.

Ya sen tükenirsen içimde bir gün ! ! !

güvendiğin dağlara kar yağar, tutunduğun dal koparsa birgün...

Yüreğinin kıyılarına demirlemişse,
usulca yalnızlık dumanları.
Tırnak araların sızlıyorsa flu.
Güneşleri sönmüş görüyorsa gözlerin.

Ve uykularından tarumar uyanırsa duyguların,
Bir 'AH KEŞKE' kadar yakınım nefesine...

Üstüne,
kahve fincanlarını,
lâl'dan armağan ettiğimiz tepsinin;
aslında, altın değil,
altın kaplama,
olduğunu,
anladığımız andaki duygulara benziyor.

Saygılarımla...

Yokluğun; bir çınar şamarı yanaklarımda,
Yokluğun; hüzün dağından bent kelimelerimin rahminde,
Yokluğun; kimsesiz deryalarına yazılmış, sensizlik şiirleri,
Yokluğun; yarına çıkma çabalarına kürek sallayan güneş gibiydi.

Ve yine yokluğunda uzanıp dokunuyorum iblisin ayrılık nağmelerine...

Bir kış ikindisi,
Sağdığı kuşlardan ikramını eksik etmediği,
Emanet diye, gözlerinden yorgan yaptığı,
Oğlunun kirvesine yalvaran bir ananın,
Gülleye masum bakışını,

Ve Karları kirleten kızılının, çöplüklere yol alışını...

''Kaçlarca 10 vermek için klavyeme mahkum oldum''

Günaydınlarını ağırlayacaktım dudaklarımda ;

Lodos dolusu gülücükler savuracaktım gözlerinin denizine,
Yüreğimdeki fırtınaya yelkenler sunacaktım.Armağan,
Mevsimlerde kurbanlar adayacaktım en koçundan,

Ve Eylülden çıkan saniyeleri koparacaktım tüm saatlerin kadranından.

Saygıyla SUSUYORUM ...

Varla yok arası hatırlanan bastırılmış özlemler sığmıyorsa artık kabına,

Geceler sabahın ipine sıkı-sıkı sarılmışsa,
Bir selama mahkumlar besliyorsa umutsuzca sancılarım,
Ve bir koşu gelecekmiş gibi düşlüyorsa yüreğimin kıyıları,
Dünüş biletlerinden medet beklemenin nafileliği çığlık-çığlığa.. ...

Ne hükmün geçer,
darman duman saçlarıma,
Agla, daglar'ın onurlu papatyası,

Ağla ki;
Gözyaşlarından seller aksın bentlerden ruhumun derinliklerine,

Hoş ve çok hoş....

Yalnızlığımda,
yitip giden duyguların sahiplerini gözler yolum.

Yalnızlığımda,
üşüme nöbetlerimin sıcak sahibi okşar tenimi.

Ve yine yalnızlığımda,
Deryasında vardır bir sevenim, teseelisi belirir yanaklarımda....

Seni çizmek resim olsa;
Dudakların, dağları haremine katmış gelincik olurdu,

Seni çizmek tablo olsa;
Ne hileler dönerdi çerçeve olma yarışında,

Seni yazmak şiir olsa;
Kelimelerin kifayetsizliği, anlamsızlığı, çaresizliği damlardı çınar yapraklarına.

Ve seni resmeden divitler secdeye duru ...

Yokluğunuzda;
Issız-ışıksız kör taklitlerindeydim.
Yokluğunuzda;
Tütmeyen ocağım 'hava durumlarının' takibindeydi.
Yokluğunuzda;
Kimsesiz-boyunsuz çocuklar gibiydi eşiklerim.

Ve hiç bir şeye bu kadar sevinmemiştim.
Beni yeniden yaşatacak,
Penceremde yeniden yeşerecek bir çiçek koyd ...

Antolojide ilk defa 'YORUMSUZ' yorum yazmamın müsebibi olan, bu kelimelerin döküldüğü yüreğin gücünü sadece tahmin edebilme yeteneğim var. Ve tahmin ediyorum. Kocaman bir yürek sanırım...