Kadir Kökten Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • israil

    08.01.2009 - 20:59

    terörist devlet...

  • abdülhamit

    27.01.2007 - 16:46

    İttihatçıların vefatından sonra 'Asrın en siyasi padişahı' itirafında bulundukları,batılıların basit hesaplarına 'olur' demediği ve halifelik makamını etkin şekilde kullanmasından rahatsız olan hasımlarımızın ona 'sultan-ı ruj' yani 'kızıl sultan' dedikleri, devletlü hakan hazreti pir-i mugan cennet mekan ABDÜLHAMİD HAN...

  • ünye

    27.01.2007 - 16:20

    ilk çağrışım ünye'nin ve ordu'nun gururu ÜNYE ANADOLU LİSESİ.insan ömrünün en güzel yılları olan lise yıllarımı çatısı altında yaşadığım eşine menendine rastlayamadığım harikalar diyarı,kalp sancısı,yürek sızısı,taç mahalden öte,cennetten beri saray...

  • Ordu (İl olan)

    27.01.2007 - 16:09

    aslına bakılırsa bir karadeniz şehri değil...ne bileyim kendine has mağrur bir edası var.karadeniz bölgesinden biraz kopuk, batılı bir eda...tabiat ve kültür şehri.Ve tabi ki KABATAŞ...bir de ünye

  • küçük prens

    27.01.2007 - 16:03

    bana 'şimdi bir kitap seç ve 10 yıl boyunca başka kitap okumana izin verilmeyecek! ' denseydi seçeceğim kitap...

  • küçük prens

    27.01.2007 - 15:50

    Küçük Prens’e büyük sevgi

    BURHAN EREN
    En çok dile çevrilen, en çok sevilen ve en çok hediye edilen kitaplardandır Küçük Prens. Nazlı Çiğdem Sağdıç, üç yıl önce tanışmış kitapla. Okuyan herkes gibi o da çok sevmiş ve kitabın farklı dillerdeki baskılarını biriktirmeye başlamış. Şimdi koleksiyonunu bir oyuncakçıda sergiliyor.
    Dünyada çok okunan, çok sevilen, neredeyse bütün dillere çevrilip defalarca basılmış bir kitaptır Küçük Prens. Fransız yazar Antony de Saint Exupery tarafından yazılmıştır. Bir başka özelliği daha vardır kitabın; bir kere okunmaz. Anlaşılmadığı için değil, çok sevildiği için tekrar tekrar okunur. En çok hediye edilen kitaptır aynı zamanda. Belki size de hediye edilmiştir; öyle tanışmışsınızdır küçücük gezegeninden çıkıp Dünya’mıza konuk olan Küçük Prens ile… Kimileri çocukken karşılaşır bu kitapla, kimileri ise ilk gençlik yıllarında.

    Nişantaşı Tunaman Pasajı’ndaki Leonardini oyuncak mağazasının bir köşesinde açılan küçük, mütevazı sergi, Küçük Prens’in ne denli sevildiğinin bir kanıtı. Sergi, Türkçede ve farklı dillerde, çeşitli zamanlarda basılmış Küçük Prens kitaplarından oluşuyor. Koleksiyonun sahibi ise Küçük Prens’in genç bir dostu, Nazlı Çiğdem Sağdıç. Baskçadan Arapçaya, Çinceden Aramcaya kadar pek çok dilde yayınlanmış Küçük Prens kitaplarından oluşan sergiyi, 24 Şubat tarihine kadar, cumartesi ve pazartesi günleri görebilirsiniz.

    Nazlı Çiğdem, Küçük Prens ile üniversite yıllarında, 18 yaşında iken tanışmış. Dört yıl kadar önce, bir arkadaşı hediye etmiş kitabı. Çocukken annesinin aldığı ve okuduğu bu kitabı tekrar okumuş. Sonra tekrar okumuş, sonra tekrar… “Küçük Prens hep çocuk kitabı diye anılır” diyor, Nazlı Çiğdem ve ekliyor: “Küçücük bir gezegen, bir çiçek ve bir volkanla ve birkaç kahramanla, bütün dünyanın sorunlarını, çıkmazlarını, her şeyini anlatıyordu hikâye. Hayran kaldım. Onca yalınlığına rağmen çok derin bir felsefeyi barındıran bir kitap aslında.”

    Daha sonra, iyi derecede bildiği ve tercümanlık yaptığı iki dilden İngilizce ve İspanyolcadan okumuş kitabı. Hatta orijinal dilinde okumak için Fransızca öğrenmeye bile başlamış. Nazlı Çiğdem, “Kitabı okuyacak kadar öğrendim ve okudum. Okuyunca Fransızca öğrenme hevesim de bitti.” diyor. Onun Küçük Prens’e olan düşkünlüğünü gören yakınları ve arkadaşları, yurtdışı seyahatlerinden Küçük Prens’in farklı dillerdeki baskılarını getirmeye başlamışlar ona. Kimilerini de kendisi sipariş etmiş. İnternete girince dünyada kendisi gibi Küçük Prens’in hayranı, yüzlerce kişinin, pek çok koleksiyonerin olduğunu görmüş. Kimi baskılar, onlarla sanal ortamda kurulan ‘Küçük Prens kardeşliği’ sayesinde gelmiş. Onlar kendi dillerindeki baskıları göndermişler Nazlı Çiğdem’e; o da onlara kitabın Türkçe baskısını göndermiş. Hatta biri, Küçük Prens’in gezegeninin tavana iple asılabilen üç boyutlu maketini göndermiş. Böyle böyle, üç yılda bu koleksiyon ortaya çıkmış. Küçük Prens’in sıkı dostu, “Her yeni dildeki ve baskıdaki kitaba ulaşınca yeni bir arkadaşım oluyor sanki.” diyor.

    Oyuncak almak için girdiği Leonardini’ye, koleksiyonunu sergilemeyi teklif etmiş. Mağazanın sahibi de bir Küçük Prens dostu çıkınca sergi açılmış. Leonardi’nin kurucusu ve sahibi Cemile Şenulubaş Tankurt, “Bir kitabın farklı dillerdeki baskılarını bir arada her zaman görmek zordur.” diyor ve kitapla ilgili şöyle diyor: “Mesajlarındaki saflığı gördükten, size yaşattıklarından, hayal kurmaktan vazgeçmemeyi öğrettikten sonra Küçük Prens’i okuyup da sevmemek mümkün değil diye düşünüyorum.” Hem koleksiyon sahibine, hem bu koleksiyona yer açan mağaza sahibine göre, bu mütevazı serginin anlaşılır bir sebebi var: Daha çok kişinin bu kitabı, dolayısıyla kitabın altını çizdiği değerleri fark etmesi… Ve Küçük Prens’in bir çocuk kitabı olmayıp yetişkinler tarafından da sevilerek okunabileceğinin fark edilmesi… “Çünkü ne kadar çok insan okursa bu kitabı dünya o kadar güzel olacak.” diyor Nazlı Çiğdem: “Psikologlara harcanacak paranın çok az bir kısmı ile Küçük Prens alıp aynı sonucu alabiliriz. Bu kitap, her şeyin bu kadar kötüye gitmesine rağmen bizi gerçeklerden uzaklaştırıp hayattan soyutlamıyor. Bilakis, hayatı mutlu bir şekilde sürdürmemizi sağlıyor.”

    Dünyada pek çok edebiyatçının, eğitimcinin ve eleştirmenin, okunmasını ısrarla önerdiği Küçük Prens’te ne var? Onu bu kadar başarılı kılan ve en çok okunan kitaplardan biri yapan ne? Soruyu, kitabın kahramanı Küçük Prens için ‘sanki arkadaşım gibi’ diyen Nazlı Çiğdem’e sorduk, o da cevapladı: “Herkesin rahatça ve severek anlayabileceği bir dille yazılmış öncelikle. Hayatın, kalın kitaplarla ve sayfalarca uzunlukta anlatılabilecek gerçeklerini küçük olaylarla ve yalın bir şekilde anlatıyor. Hayatın acımasızlığını, bir gün her şeyin biteceğini bir anda fark ettiriyor; ama bunu yaparken pek çok kitap gibi mutsuzluk vermiyor insana. Çünkü umut vaat eden bir kitap bu.”

    Küçük Prens’i okumadıysanız, bu kitabı pek çok kez okumuş biri olarak tavsiyemiz, yaşınıza başınıza bakmadan ve vakit kaybetmeden gidip okuyun. Eğer Küçük Prens dostu iseniz ve farklı dillerdeki baskıları görmek istiyorsanız Nazlı Çiğdem’in küçük sergisi sizi bekliyor. Gidemeyecek olursanız da hayıflanmayın. Çünkü ilerleyen zamanlarda bu serginin çok daha büyüğü ile karşılaşmanız kuvvetle muhtemel. Çünkü Nazlı Çiğdem diyor ki: “Bu sergiye bir çanta ile getirdim kitaplarımı. Bir sonrakine bavulla gitmeyi ümit ediyorum. Çünkü sergi açıldıktan sonra bile büyüdü, yeni baskılar geldi. Olur mu bilmiyorum, belki çocuklarım da devam eder ve bir gün bütün dillerde yapılmış bütün baskıların örneklerinin olduğu eksiksiz büyük bir koleksiyon çıkar ortaya...” [email protected]

    http://genclik.zaman.com.tr/? hn=116

  • Yağmurdan sonra

    27.01.2007 - 15:36

    samanyolu televizyonunda yayınlanan mistik,metafizik bir senaryosu olan güzel bir dizi.başrolünde DELİ YÜREK'in Turgay Atacan'ı Ali SÜRMELİnin yer aldığı ve vadinin babaları KILIÇ ve ZİYA nında rol aldığı başarılı bir yapım.

Toplam 7 mesaj bulundu