Kanunları uygulama işi, icra:
'Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafindan, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır.'- Anayasa.
Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kamu haklarını bildiren temel yasa, kanunuesasi.
yürürlükte 1982 tarihli anayasa vardır
değiştirelemeyecek ve teklif dahi edilemeyecek maddeleri için bakınız
isim, fizik Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün gibi optik aletlerle cisimlerden gelen ışınları alıp ekran üzerine yansıtan mercek veya mercek sistemi:
'Örtümün aralığında objektifin bebeksiz gözü bakıyor.'- F. R. Atay
Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan, Türkçenin değişik lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimse:
'Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur.'- M. E. Yurdakul.
hukuk Yasalara göre mahkemece bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karar, kaza:
'Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.'- Anayasa.
Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri:
'Bir uzmanla buluşacağı zaman ansiklopediyi açar, o konuyla ilgili maddeyi okur.'- S. Birsel
Yasa, sözleşme, antlaşma gibi metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm:
'Kanun tatbikatında merhamet bilmez. Suçları maddeleriyle ölçer. Hükmünü verir, çarpar.'- H. R. Gürpınar
Duyularla algılanabilen, bölünebilen, ağırlığı olan nesne:
'Bütün uyuşturucu maddeler gibi, vazgeçemeyeceği kadar bağlanarak yalana alışır.'- N. Cumalı.
Kuzey yarım küre için, 21 Martta gündüz gece eşitliğiyle başlayarak 22 Haziranda gün dönümü ile biten, kış ve yaz arasındaki mevsim; ilkyaz, ilkbahar:
'Biz çiçeği bahardan bahara görürüz.'- T. Buğra.
Yazılı kâğıt yaprağı, pusula, tezkere:
'Belediye kâtibine bir kâğıt götürmüştü, dönerken kasabın çırağına rast geldi.'- M. Ş. Esendal
Yazılı sınav kâğıdı.
İskambil kâğıdı
halk ağzında Kâğıt para.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA ANADOLU'NUN DURUMU VE KURTULUŞ ÇARELERİ Samsun'a çıktığım gün genel durum ve görünüş Bunlara karşı düşünülen kurtuluş çareleri Milli kuruluşlar, siyasi amaç ve hedefleri Memleket içinde ve İstanbul'da ...
Yürütme
27.03.2005 - 20:46Merkezî yönetim ve yerinden yönetim kuruluşlarının hepsi
Yürütme
27.03.2005 - 20:46Kanunları uygulama işi, icra:
'Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafindan, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır.'- Anayasa.
Yürütme
27.03.2005 - 20:45Yürütmek işi.
anayasa
27.03.2005 - 20:44Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kamu haklarını bildiren temel yasa, kanunuesasi.
yürürlükte 1982 tarihli anayasa vardır
değiştirelemeyecek ve teklif dahi edilemeyecek maddeleri için bakınız
Objektif
27.03.2005 - 20:42Nesnel olmak,Tarafsız davranmak bknz. objektif olmak nedir
Objektif
27.03.2005 - 20:40isim, fizik Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün gibi optik aletlerle cisimlerden gelen ışınları alıp ekran üzerine yansıtan mercek veya mercek sistemi:
'Örtümün aralığında objektifin bebeksiz gözü bakıyor.'- F. R. Atay
Objektif
27.03.2005 - 20:40sıfat fransızca objectif
Nesnel, afaki:
'Olayları elden geldiğince objektif bir şekilde vermeye özen gösterirdi.'- H. Taner
türk
27.03.2005 - 20:37Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan, Türkçenin değişik lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimse:
'Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur.'- M. E. Yurdakul.
türk
27.03.2005 - 20:37Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse:
'Ne mutlu Türküm diyene! '- Atatürk.
Yargı
27.03.2005 - 20:36hukuk Yasalara göre mahkemece bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karar, kaza:
'Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.'- Anayasa.
Yargı
27.03.2005 - 20:36Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme gibi yollara başvurularak, kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm
madde
27.03.2005 - 20:35Öge, unsur.
madde
27.03.2005 - 20:35Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri:
'Bir uzmanla buluşacağı zaman ansiklopediyi açar, o konuyla ilgili maddeyi okur.'- S. Birsel
madde
27.03.2005 - 20:34Yasa, sözleşme, antlaşma gibi metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm:
'Kanun tatbikatında merhamet bilmez. Suçları maddeleriyle ölçer. Hükmünü verir, çarpar.'- H. R. Gürpınar
madde
27.03.2005 - 20:34Duyularla algılanabilen, bölünebilen, ağırlığı olan nesne:
'Bütün uyuşturucu maddeler gibi, vazgeçemeyeceği kadar bağlanarak yalana alışır.'- N. Cumalı.
bahar
27.03.2005 - 20:31mecaz Gençlik çağı.
bahar
27.03.2005 - 20:31Bu mevsimde ağaçlarda açan çiçekler ve yapraklar.
bahar
27.03.2005 - 20:31Kuzey yarım küre için, 21 Martta gündüz gece eşitliğiyle başlayarak 22 Haziranda gün dönümü ile biten, kış ve yaz arasındaki mevsim; ilkyaz, ilkbahar:
'Biz çiçeği bahardan bahara görürüz.'- T. Buğra.
kağıt
27.03.2005 - 20:30Yazılı kâğıt yaprağı, pusula, tezkere:
'Belediye kâtibine bir kâğıt götürmüştü, dönerken kasabın çırağına rast geldi.'- M. Ş. Esendal
Yazılı sınav kâğıdı.
İskambil kâğıdı
halk ağzında Kâğıt para.
kağıt
27.03.2005 - 20:29Belge ve doküman:
'... hâkim kararı olmadıkça... kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz.'- Anayasa
kağıt
27.03.2005 - 20:29Menkul kıymetler borsasında işlem gören tahvil, hisse senedi gibi mali değeri olan senet.
kağıt
27.03.2005 - 20:27Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak
kalem
27.03.2005 - 20:26mecaz Bazı deyimlerde yazı
mecaz yazar anlamında kullanılır
kalem
27.03.2005 - 20:26Çeşit, tür.
Toplam 940 mesaj bulundu