Ne istediğimizi bilmeyiz çoğu zaman Babanın, tabutunu taşırken anlarız kıymetini Sevgiliyi elden gidene kadar sevemeyiz Mutluluk dibimizdedir kör olur göremeyiz. Biz insanoğluyuz!
Rüyaya dost'dan daha fazla inanırız Bardak kırar gibi kalp kırar Doğruluk gün gibi ortadayken Yalanı arar bulmak için kıvranırız Biz insanoğluyuz!
Gerçekten seveni nerdeyse döveriz Eğer kaçarsa nefret eden mutlaka yetişiriz Derdi varsa birinin, en uzağına gider İyi gününde, ondandaha fazla güleriz Biz insanoğluyuz!
Anayı ölümüne yakın hatırlarız Paraya her şeyden daha fazla aşığız Ümitlerimiz daha yeşermeden koparır Sevgimizi gösteremez herkesten sakınırız Biz insanoğluyuz!
Kötünün niyetini, iyinin şevkatini Ecel kapısı çalana kadar anlamayız Yardımı her şeyden çok bekler Küfrü ağızdan asla atmayız Biz insanoğluyuz!
Rahatlığın en yücesi hep hayalimiz Darlıktan ders almak en zor işimiz Burnumuz kanasa isyan eder Kuru ekmek, zeytine şükretmeyiz ÇÜNKÜ BİZ İNSANOĞLUYUZ! .. Atalay DEMİRCİ'den Alıntıdır.
MONA ROSSA
Monna Rosa, siyah güller, ak güller Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa siyah güller, ak güller!
Ulur aya karşı kirli çakallar, Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa. Monna Rosa, bugün bende bir hal var, Yağmur iğri iğri düşer toprağa, Ulur aya karşı kirli çakallar.
Zeytin ağacının karanlığıdır Elindeki elma ile başlayan Bir yakut yüzükte aydınlanan sır, Sıcak ve minnacık yüzündeki kan, Zeytin ağacının karanlığıdır.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar, Ve vardır her vahşi çiçekte gurur. Bir mumun ardında bekleyen rüzgar, Işıksız ruhumu sallar da durur, Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların Bir nar çiçegini eziyor gibi... Ellerinden belli olur bir kadın. Denizin dibinde geziyor gibi, Ellerin, ellerin ve parmakların.
Açma pencereni, perdeleri çek: Monna Rosa seni görmemeliyim. Bir bakışın ölmem için yetecek; Anla Monna Rosa, ben öteliyim... Açma pencereni, perdeleri çek..
Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna; Saat on ikidir, söndü lambalar. Uyu da turnalar gelsin rüyana Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar; Zaman ne de çabuk geçiyor Monna
Akşamları gelir incir kuşları, Konarlar bahçenin incirlerine; Kiminin rengi ak, kimisi sarı. Ah! beni vursalar bir kuş yerine! Akşamları gelir incir kuşları...
Ki ben, Monna Rosa bulurum seni İncir kuşlarının bakışlarında. Hayatla doldurur bu boş yelkeni O masum bakışlar... Su kenarında Ki ben Monna Rosa bulurum seni.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa Henüz dinlemedin benden türküler. Benim aşkım sığmaz öyle her saza, En güzel şarkıyı bir kurşun soyler... Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak, Meyvalar sabırla olgunlaşırmış. Bir gün gözlerimin ta içine bak: Anlarsın ölüler niçin yaşarmış, Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.
Artık inan bana muhacir kızı, Dinle ve kabul et itirafımı. Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı Alev alev sardı her tarafımı, Artik inan bana muhacir kızı.
Altın bilezikler, o korkulu ten, Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne; Bir tüy ki, can verir bir gülümsesen, Bir tüy ki, kapalı geceye, güne Altın bilezikler o korkulu ten! * Monna Rosa, siyah güller, ak güller Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa siyah güller, ak güller!
Biz İnsanoğluyuz
Ne istediğimizi bilmeyiz çoğu zaman
Babanın, tabutunu taşırken anlarız kıymetini
Sevgiliyi elden gidene kadar sevemeyiz
Mutluluk dibimizdedir kör olur göremeyiz.
Biz insanoğluyuz!
Rüyaya dost'dan daha fazla inanırız
Bardak kırar gibi kalp kırar
Doğruluk gün gibi ortadayken
Yalanı arar bulmak için kıvranırız
Biz insanoğluyuz!
Gerçekten seveni nerdeyse döveriz
Eğer kaçarsa nefret eden mutlaka yetişiriz
Derdi varsa birinin, en uzağına gider
İyi gününde, ondandaha fazla güleriz
Biz insanoğluyuz!
Anayı ölümüne yakın hatırlarız
Paraya her şeyden daha fazla aşığız
Ümitlerimiz daha yeşermeden koparır
Sevgimizi gösteremez herkesten sakınırız
Biz insanoğluyuz!
Kötünün niyetini, iyinin şevkatini
Ecel kapısı çalana kadar anlamayız
Yardımı her şeyden çok bekler
Küfrü ağızdan asla atmayız
Biz insanoğluyuz!
Rahatlığın en yücesi hep hayalimiz
Darlıktan ders almak en zor işimiz
Burnumuz kanasa isyan eder
Kuru ekmek, zeytine şükretmeyiz
ÇÜNKÜ BİZ
İNSANOĞLUYUZ! ..
Atalay DEMİRCİ'den Alıntıdır.
MONA ROSSA
Monna Rosa, siyah güller, ak güller
Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak,
Monna Rosa siyah güller, ak güller!
Ulur aya karşı kirli çakallar,
Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
Monna Rosa, bugün bende bir hal var,
Yağmur iğri iğri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.
Zeytin ağacının karanlığıdır
Elindeki elma ile başlayan
Bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
Sıcak ve minnacık yüzündeki kan,
Zeytin ağacının karanlığıdır.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar,
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur,
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçegini eziyor gibi...
Ellerinden belli olur bir kadın.
Denizin dibinde geziyor gibi,
Ellerin, ellerin ve parmakların.
Açma pencereni, perdeleri çek:
Monna Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek;
Anla Monna Rosa, ben öteliyim...
Açma pencereni, perdeleri çek..
Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna;
Saat on ikidir, söndü lambalar.
Uyu da turnalar gelsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
Zaman ne de çabuk geçiyor Monna
Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçenin incirlerine;
Kiminin rengi ak, kimisi sarı.
Ah! beni vursalar bir kuş yerine!
Akşamları gelir incir kuşları...
Ki ben, Monna Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar... Su kenarında
Ki ben Monna Rosa bulurum seni.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım sığmaz öyle her saza,
En güzel şarkıyı bir kurşun soyler...
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak:
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.
Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı,
Artik inan bana muhacir kızı.
Altın bilezikler, o korkulu ten,
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
Bir tüy ki, can verir bir gülümsesen,
Bir tüy ki, kapalı geceye, güne
Altın bilezikler o korkulu ten!
*
Monna Rosa, siyah güller, ak güller
Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak,
Monna Rosa siyah güller, ak güller!
Sezai Karakoç'tan alıntı