Ofelya Yildizlarin uyudugu, sessiz, kara Dalgalarda Ofelya iri bir zambak, Yüzüyor duvakli, uzanmis sulara... -Avci borularinin ezgisinde bak. Bin yil geçti, Ofelya yine üzgün, Uzun sularda kefen gibi akiyor. Bin yildir, gündüz gece, deli gönlünün Hüznünü meltem yellerine döküyor. Açip sularda salinan tüllerini Beyaz gögüslerini öpüyor rüzgar, Sögütler egmis omzuna dallarini Agliyor. Uykulu alninda kamislar. Yöresinde üzgün nilüferler bazan Dagitiyor Ofelya kizilagacin uykusunu, Bir kanat vurusuyla dallar yuvadan -Saliyor yildizlarin altin sarkisini. Sen ey solgun Ofelya, kar gibi güzel! Sulara gelin oldun ergen çaglarda! -Çünkü Norveç doruklarinda esen yel Aci özgürlügün tadini ögretti sana: Savuran bir soluk gür perçemlerini Büyüyordu düslerinin akisinda; Dinliyordun doganin ezgilerini Agacin, gecelerin yakinisinda; Çünkü boguk sesi çilgin denizlerin O tatli, çocuk gögsüne vuruyordu; Bir nisan sabahi, yorgun bir atli senin Dizlerinde sessizce oturuyordu! Gök! Ask! Özgürlük! Bu nasil düs Deli Kiz! Günes vuran kar gibi eriyip gittin; Konusma, sus! Seviyi bizlere dilsiz O mavi gözlerinle çoktan ögrettin! -Ve diyor ki Ozan: Aydin gecelerde Ofelyam çiçekler devsiriyorsun; Hep böyle yüz, ak gelinliginle suda Dalgalar besigini sallayip dursun. (15 Mayis 1870) (Fransizcadan çeviren:Erdogan Alkan) . Arthur Rimbaud
Ofelya
Yildizlarin uyudugu, sessiz, kara
Dalgalarda Ofelya iri bir zambak,
Yüzüyor duvakli, uzanmis sulara...
-Avci borularinin ezgisinde bak.
Bin yil geçti, Ofelya yine üzgün,
Uzun sularda kefen gibi akiyor.
Bin yildir, gündüz gece, deli gönlünün
Hüznünü meltem yellerine döküyor.
Açip sularda salinan tüllerini
Beyaz gögüslerini öpüyor rüzgar,
Sögütler egmis omzuna dallarini
Agliyor. Uykulu alninda kamislar.
Yöresinde üzgün nilüferler bazan
Dagitiyor Ofelya kizilagacin uykusunu,
Bir kanat vurusuyla dallar yuvadan
-Saliyor yildizlarin altin sarkisini.
Sen ey solgun Ofelya, kar gibi güzel!
Sulara gelin oldun ergen çaglarda!
-Çünkü Norveç doruklarinda esen yel
Aci özgürlügün tadini ögretti sana:
Savuran bir soluk gür perçemlerini
Büyüyordu düslerinin akisinda;
Dinliyordun doganin ezgilerini
Agacin, gecelerin yakinisinda;
Çünkü boguk sesi çilgin denizlerin
O tatli, çocuk gögsüne vuruyordu;
Bir nisan sabahi, yorgun bir atli senin
Dizlerinde sessizce oturuyordu!
Gök! Ask! Özgürlük! Bu nasil düs Deli Kiz!
Günes vuran kar gibi eriyip gittin;
Konusma, sus! Seviyi bizlere dilsiz
O mavi gözlerinle çoktan ögrettin!
-Ve diyor ki Ozan: Aydin gecelerde
Ofelyam çiçekler devsiriyorsun;
Hep böyle yüz, ak gelinliginle suda
Dalgalar besigini sallayip dursun.
(15 Mayis 1870)
(Fransizcadan çeviren:Erdogan Alkan)
.
Arthur Rimbaud