Değerli arkadaşım, bu gün sizin doğum gününüz,iyi ki doğmuş ve iyiki sevenleriniz olmuş ve siz sevenlerinizi mutlu kılmışsınız.Selam ve Saygılarımla
Doğum Günü
D oğduğunda bilmezdin dünyada misafirsin O ysa nadir bulunan değerli bir safirsin G eçmiş günlere göre bu gün daha mahirsin U marım her geçen gün biraz daha tahirsin M addenle hayal değil dünden daha sahisin
G ünün kutlu olmalı iyi ki doğmuşsunuz Ü zmesin sizi kimse siz hakkı bulmuşsunuz N edamet kulun işi siz nadim olmuşsunuz Ü stelik bu alemde gül gibi kokmuşsunuz N ezafeti yüreğe,elbet indirmişsiniz, Ü midi saklı tutup,hayatı bilmişsiniz, Z aman akıp gitmekte,siz bunu görmüşsünüz.
K utlu olsun bu günün,kutlu olsun her günün, U marım ağlamazsın,hep görülsün güldüğün, T efekküre yönelsin,bakışın temayülün, L ebinden çıktığında,karşılansın isteğin, U zaklarda değildir,yakındır mutluluğun.
O lsun diye dilerim,bu günlerin hep kutlu, L ayıksın mutluluğa,günlerin olsun mutlu, S ıkıntılı olmasın,yarınların umutlu, U mduğunu bulursun,yaşarsın hep onurlu, N ezaket içersinde,her şeyi yap şuurlu.
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif Edemeyeceğimi biliyorum. ulaşılmaz oldun hep; dokunmak Hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni, kocaman bir Yalnızlıktı payımıza düşen
Payıma düşen her şeyi erteledim. ama erteleyemediğim bir Şey vardı, sana benziyordu. su olsan dokunduğumda Bozulurdun, bozulmayan bir 'şey'din... gidilecek bir yer Olsa sonu olurdu, sonu olmayan bir 'şey'din... uykuda Görülecek bir rüya olsa uyanırdım, beni rüyamdan Uyandırmayacak bir 'şey'din... simsiyah saçların olsun İstiyorum, ama bahtın değil
O gün seni gözlerinden, anafatma'dan, üç ırmağın Birleştiği yerinden öpeyim desem, aklına ırmaklar gelir Düşün ki yılan dağından aşağı iniyoruz ve dünyada sadece İki kişilik türkü kalmış, onu söylüyoruz. öyle Bir 'şey'sin sen... seni düşündükçe yoruluyorum desem Dünyanın en büyük yalanı olur. yalanım yok
Bu günden yarına ne kalır bilmem, ama sen kalırsın tıpkı Yatağı değişmeyen bir ırmak gibi
Yaşadıklarımız azdı, zamana sığmadık yaşamak isterken her Şeyi. bu gün şarkı söylüyorsam, o gün şarkı değil, şarkı Gibi seni yaşamak isterim
Halkıma benziyordun, bir yanın göç, bir yanın toprak Kokuyordu hep. gezmediğim yerin kalmadı, bazen yasaklandın Bana, bazen suç gibi boynumda taşıdım seni. yedi telli Sazımla bile tam anlatamadım. sen bir uçurum gülüydün Ellerimi her uzattığımda bin kırıkla geri döndüm Yasaların bile tanımlayamadığı bir 'şey'din sen Haritalara sığmazdın, her ülkede bir başka gülüyordun Uzundun, inceydin, dokunduğumda nereli olduğumu seninle Hatırlardım. bana hep kendimi hatırlatan bir 'şey'sin Sen
Uzaksın, yakınsın, özlenensiN ama bugün değil, yarın gibi Bir 'şey'sin sen
Bugün her şeyi değiştirmek için çabalarken, sen değişmeyen Olarak duruyorsun karşımda. kabul ediyorum. dünyaya bu Kalsın, ama sen bilme
Dünyada kaç iklim, kaç zulüm, kaç ölüm var? bir seni Bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin. bilme! Bugün her ölümle biraz ölürken, seni düşündükçe hayata Dönüyorum yeniden
Gecenin en karanlık yerindeyim, bir sigara ateşinin Aydınlattığı kadar ışık bile olsan, yine de istiyorum Seni. sadece benim seni anladığım, kimsenin unutmamak için Defterine not düşmediği, ama hayatımda hep bir dipnot Olarak kalan kendi yasaklarım gibi unutmuyorum seni
Dağları delmiyorum, inmek istiyorum oralardan. hepiniz Gibi aynada saçlarımı taramak, 'günaydın' der gibi Sokağa fırlamak ve şarkı söylemek istiyorum sana
Adına aşk diyorlar, gelecek diyorlar... bana yetmiyor. her Şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum. bir başka Dilden seviyorum, kırmızıdan daha uzundur
Gelincikler gibi bir mevsim değil, dört iklim, köşe bucak Kim ne derse desin geri dönecek yerim yok, bir kentin Ortasında çığlık çığlığa bağırarak tek başına kalsam da Yine seviyorum seni
Ah bir güneş olsaydım Tüm sıcaklığımı verirdim sana, Eritirdim saçlarındaki karları Gençlik hep senin olacaktı anlasana.
Ah bir güneş olsaydım Kuruturdum göz yaşlarını, Gülmek senin için olacaktı Ne olur bir kez gülsene.
Ah bir güneş olsaydım Geceleri de doğardım senin için, Aydınlıklar hep senin olacaktı Yanı başındayım beni görsene.
Ah bir güneş olsaydım Sana verecektim tüm ışıklarımı, Gözlerin olacaktı ışıl ışıl Saçlarınsa sarı mı sarı...
Aşkının beni yakan ateşi Yetseydi güneş olmam için, Senin ateşinle seni ısıtırdım Ah bir güneş olsaydım.
Ah bir güneş olsaydım Ben bu güneş gibi duramazdım yerimde Dertleşmeğe giderdim yıldızlara. Bu güneşin bir amacı yok Benim amacım sen olurdun Ve etrafında senin Garip garip dolanır dururdum.
Ah bir güneş olsaydım Şimdi canlı için hayat kaynağı olan güneş O zaman senin uğruna feda edecekti her şeyi Ölü soğukluğu ortasında.
Bak korkma güneş filan değilim Ne olur bir an olsun bana aç kollarını Seni sevmekten başka elimden ne gelir? Ne de bir farkım var âşıklar arasında.
hem abim hem dostum,onun kadar yüregi güzel biri bence yok.ya nasıl anlatıyım ki onu size arkadaş olsanız nedemek istedigimi daha iyi anlarsınız.ne kadar inatlaşsakta,kendisini severim hatta yazdıgımı okuyunca şaşırıcak bu uyuz benim hakkım da iyi şeyler yazmış diye iyiki varsın keçiii..
Sensiz parlayan yıldızlarla Bitmek bilmeyen yalnızlığımla Sana geldim bu gece anne Islak gözlerimle Yağan yağmur tanesiyle Senin gül tenini Toprakta koklamaya geldim anne Sakın üzülme üşüyorum diye Hiç yağmur tanesi anne yüreğinde üşür mü?
Sensiz ısıtmayan güneşle Özlemini yüklediğim yüreğimle Üşüyen ellerine dokunmaya geldim anne Toprağında biten dikenleri Karla örtmeye geldim anne Sakın üzülme anne Heybeme beyaz karları yükledim diye Sakın kederlenme anne Gözlerimde ayazları görüp üşüyorum diye Hiç kar tanesi ana yüreğinde üşür mü?
Sensiz kuruyan güllerimle Her nefesimde sana ağlayan gözlerimle Çiçeklerin açtığı yüreğine ağlamaya geldim anne Baharların konakladığı saçlarına Cennet kokulu avuçlarına Çiçek kokulu nefesimi vermeye geldim anne Sakın üzülme anne Ölümün koynunda geziniyorum diye Hiç annesine kavuşacak evlat ölümde üşür mü anne?
Bazen beklemek, bazen sabretmek düşüyor bize. Artık küçücük bir ışık çok uzak geliyor. Yine susmak yenilmek anlamına gelmiyor artık. Hergün mutlu olsaydım, beklide mutluluğun anlamı kalmazdı. Yine bana kızacaksın ne diyorsun, ne saçmalıyorsun oğlum diye. Ben yine susacağım ve sen yine BİTTİ diyeceksin. Ama yine beni seveceksin bazen özleyecek bazen de nefret edeceksin. Ama bilmeyeceksin, anlamayacaksın sensizliğin beni kahrettiğini, içimi acıttığını……
Mutsuzluk değil aslında bu, umutsuzlukta değil. Bazen gülümserim sonra birden donar gülümsemem. Aklıma son sözlerin gelir BİTTİ. Ne tuhaf değimli benim söylemeyi düşünmediğim sözler. İşte tuhaf bir gece yine. Bitti desende seni anlamaya, öğrenmeye çaba sarf ediyorum. Sonunda olmadığını anlıyorum. Ne tuhaf bir gece her şey zor, her şey kötü ve her şey bela. Geçmiyecek gibi geliyor. Ama bu kez sen mutlu olmalısın.
Ve bu kez yapamadık yaşayamadık ne varsa hepsini yaşayacaksın. Sen bundan sonra çok gülecek ama daha az güveneceksin insanlara ve hep olduğu gibi… Bazen biraz zor olsada şeytanın bacağını kıran hep sen olacaksın. Şimdi uyu güzel düşler kurki, yarın hepsi gerçek olsun. Ve birgün kapılar açıldığında hayat seni bekliyor olsun. Ve birgün kapılar açıldığında hayat seni bekliyor demektir. Ve bir sabah güneş gözünü kamaştırdığında yeniden merhaba diyeceksin hayata bunu sakın UNUTMA ve bu gece çokça yıldız var gökyüzünde. Ay görünmüyor sen görmesende bilki onlar aynı hepseni seni hala çok seviyor BEKLİYOR.
kendisi yeryüzüne yanlışlık ile düşmüş bir melektir... ben gördüm...çok tatlı...kanatlarını sakladım tekrar uçup gitmesin diye :)) ısrar etme söylemem kanatlarının yerini...hele odamda yastığımın altında sakladığımı hiç söylemem...yaa...e buna zeka derler şeker :)))
Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki... 'Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini. Gidersen sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak. Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi O karanlıkta yolumu kaybedeceğim' diyecektim sana. Konuşamadım...
Gittin... Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu bacağımı bu kadar acı duymazdım. Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden. Ağlayamadım...
Gittin... Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek, tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı. Anlatamadım...
Gittin... Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten? Ürperdin yine biliyorum. Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu. Tutamadım.
Gittin... Bir yıkım gibiydi gidişin Sen adım adım uzaklaşırken benden Çöküp kaldı bedenim olduğu yere Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım. Kalkamadım...
Gittin... Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum Hazırdım gidişine, Kaçak zamanları yaşıyorduk Zaman bitecek ve sen gidecektin Bense, gidişinin ertesi günü Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım. Başlayamadım...
Gittin... Bir şey söyledin mi giderken? 'Kal' dememi istedin mi? Son bir kez 'seni seviyorum' dedin mi? 'Bekle beni döneceğim' diye umut verdin mi? Beynim öylesine uğulduyorduki. Duyamadım...
Gittin... Nereye gittiğin önemli değildi Binlerce kilometre uzakta da olsan, iki metre ötemde de farketmiyordu. Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu. Kurtulmalıydım senden, bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım. Kurtulamadım...
Gittin... Unutulanların arasına katılmalıydım Anıları bir sandığa koyup hayatı bir yerinden yakalamalıydım. Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim. Yapamadım...
Gittin... Bir okyanusun ortasında tek küreği kaybolmuş sandalda Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi. Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni, Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde, Bil ki; seni Unutamadım...
Aşkın şiirini yazmak isterdim sana; sana aşkı şiir ile yazmak isterdim... Aşkı seninle tanımlamak ister, aşkı şiir ile yazmak isterdim... Aşkı seninle tanımlamak ister, aşkı sende tanımak isterdim. Ay ikiye bölündüğünde yanında olmak isterdim..
Sevgili! ...
Şimdi senden uzakta, aşk şudur diyebilsem eğer, son defa kendimi ve ilk defa okuyucumu kandırmış olacağım. Bildim dediğim bir aldanıştır çünkü o, duydum dediğim bir yanıştır. Şimdi ayın, şın ve kaf'ları çıkardılar elifbelerden de sensizliğin mektebinde bir sabra mıhladılar bizi elif'lerle he'lerden. Sensizlikte hasretin hüzzamlarını öğrendik kucak kucak ve aşkın nihavent saltanatını arar olduk köşe bucak. Bildiğimizi sandıkça yandık da yolunda, yolunda yandığımızı sandıkça bildik sonunda. Aşkın gerçeği değildi bildiğimiz, ama aşkın ateşiydi yandığımız. Artık şüphedeyiz, canları yâre ulaştıran bir sel miydi! .. Sana varacak yolların çilesi miydi; tutkular ötesi tutkunun zirvesi, hasretleri yanışların sesi miydi! ..
Galiba varlığın çekim alanına giren en ulvi acıydı aşk; ve maddeyi manaya veren en cömert sancıydı. Ruhların çeşitli varlıklar arasında bölüştürülen süsüydü belki; belki ötelere yazgılı yetirişlerin türküsüydü. Kalp kalbe konan kelebek kanatlarında renk; kudümlerde düğünüp neylerde ağlayan ahenkti aşk. Şarkın bütün şiir mazerasıydı, belki Yesribli sevgililer için tutulan bir Anadolu yazısıydı. Yağmur yağmur belâya başını tutmaklar ve ateş ateş denizlerde kendini atmaklardı. Mansûr'u dara takan da, Halil'i oda yakan da oydu ve oydu Eyyub'u derde bırakan da. Tuz kadar mübarek, ekmekçe aziz idi; toprakleyin bereket, su gibi temiz idi.
Aşk iğnesiyle dikilince bir dikiş, kıyamete kadar sökülmez imiş. Aşk ile insan elbet güneşe benzer; ve aşksız gönül misal-i taşa benzer. Hayatı aşka bölünce hayat çoğalır; bütün hayatları toplasan geriye aşk kalır. Gelip kemiğe dayanınca dünya, hayata atılan kement olur; göz kapaklarından vurulunca kasırgalar, annelerce deprem, babalarca bent olur. Aşksız bahar dallarını kuru bir ayaz boğar, aşksız rahmini yargılayan bebekler nagehan doğar. Mahrem düşüncelerle perdelenen odalarda ya ezel ya ebed olur; aşk kayıp giderse dünyadan ebed kıyamet olur; sevgisizlik gelir, dünya cehennem olur.
Aşk gelince burukluğun şiirinde hüzün dokur heceler; ve azarlanmış kalpleri ısırır tam yarısında geceler. Saban onunla sürerse toprağı koşarak, ancak o vakit şereir taze bir başak. Atların nallarından yıldırımlar masallara dökülür ve yollanamayan mektuplarda nice kalpler sökülür. Kayan yıldızlar gibi büzülür elem denizlerinde diller ve melâl süzülür gibi melek kanatlarında döker yapraklarını güller. Kaderin dehşetini yakan şamdanlar özge pervanelere tesellikâr düşer, şefkatli bir ekmek kırıntısıdır kurutulmuş buselere yâr düşer.
Sevgili!
Kapına geldik; aşkı öğret bize; ve aşkını ver yüreklerimize.
Bir nihânice gamzene gamzede âşıkların adına.. Hani uykuya dalınca kenti ve yalnız başına kalınca kendi... Hani yalnız gecelerde konuşmadan kalınca dilleri ve hâl üzre gönüller anlar olunca bütün dilleri... Vicdan sesinden bizar kürek mahkûmlarınca, hani âşıkların hasreti özleme karınca... Hani gurbetin uzunda gönlüme gömen de sen, hani sen gurbet gurbet gönlüme gömende.. Güneş ve ay nurunu aşkından alırken; güneşin ışığı aya vurur gibi âşığı aydınlatırken.. Gel ey Sevgili bir huzmecik bahşeyle asi ve âciz üftadene ve umut ver peykin olmaya teşne kem zerrene. Aşkları unutan bendene aşkını unutturma!
Her şey sen olsun şu dünyada ve olmasın sen olmayan dünya da.
Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın... 'Nereden çıktın bu vakitte' dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; 'Gözünün dilini' bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı... Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin. Kucaklamalı seni güvenli kolları, ...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı... En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, 'hak ettim' diyebilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş... Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...
Kırgınlıklarımızda bile bağırıp çağırmadık birbirimize. Sessiz bir hüzün sonrasında, sımsıkı sarılıp döktüğümüz gözyaşıyla daha çok bağlandık. Bizi biz yapan dostluğumuzu hiç incitmedik... Bu dünyada birçok şey yalanken ve sahte dostluklarla doluyken etrafımıza biz ‘dostluğumuz gerçek’ diyebiliyorsak bu büyük bir ödüldür bize... Bu dostluk yaşantımızın tek kristalidir. Dost sözcüğünün yakıştığı senden başka kimse yok benim için. Bazen seni kendim sanıyorum, kendimi sen... Ne güzel şey sana ‘DOSTUM’ diyebilmek... Seni seviyorum öteki yüreğim...
Benim biricik kardeşim, arkadaşım, dostum, hep böyle kal, sevgiyle kal...
Şimdi saat sensizliğin ertesi Yıldız doğmuş gökyüzü ay aydın Avutulmuş çocuklar çoktan sustu Birben kaldım tenhasında... Gecenin avutulmamıs ben. Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim Ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun Buda benim sana ayrılırken hediyem olsun. Soytarılık etmeden güldürebilmek seni Ekmek çalmadan doyurabilmek Ve haksızlık etmeden doğan güneşe Bütün aydınlıkları içine sezebilmek gibi Mülteci isteklerim oldu arasıra biliyorsun Şimdi iyi niyetlerimi bir bir yargılayıp asiyorum Bu son olsun, son olsun. Şimdi saat yokluğunun belası Sensiz gelen sabaha günaydın İşi gücü olanlar çoktan gitti Bir ben kaldım voltasında gecenin Hic uyumamış ben Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim Ki bu yaşlar utangaç boynun kolyesi olsun Bu da benim sana Ayrılırken hediyem olsun. Kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni Beyninin icindekileri anlıyabilmek ve Yitirmeden yüzündeki anlık tebessümü Bütün saatleri öyleyce Dondurabilmek için Çıldırasıya paraladım kendimi Lanet olsun Artık sigarayı üç pakete çıkarttım günde Olsun gözüm olsun, ne olacaksa olsun...
AZİZ DOSTUMDUR KENDİSİ, BU SİTEYİ BANA TAVSİYE EDEN DE ODUR, YANİ BURADA KİMLERLE DOSTLUK KURARSAM BİLİN Kİ ONUN SAYESİNDE, O ÇOK ÖZEL BİR İNSAN. KENDİNE İYİ BAK CAN DOSTUM..... :))
Vuslat Sevdasi Bir toprak kokusu gibi cikip geldim sana Huzun yuklu bir yagmur gibi bittin yuregimde Ne gemiler yolcu ettim ben bu limandan Bir tek seni ugurlarken doldu gozlerim.
Hasretler biriktirdim sana gonul defterimde Her harfi sendin, her noktasi sen. Icimde bulutlar aglasirken gizliden gizliye Bir gunes gibi battin yuregimde...
Boynu bukuk nehirler var simdi icimde, Benden akan,Bana bosalan, Her takildiginda gozlerim hayaline, Dagilip gidiyorum iyiden iyiye.
Sessiz bir gurultuyle gocuyor umutlarim, Mendil yakiyor duygularim, Geri donusu olmayan bu yokluguna... Her gorusumde bir asi alametle daliyorum, Sana kaciyor gozlerim,utaniyorum.
Bir caresizligin cilingirsiz anahtari gibisin, Beni sen acarsin... Sevdigim,sevecegim, Gergefimde nakislari dokunan deli sevdam, Yarali firtinam,Eski huznum. Gece maviler giyerse unutacagim seni, Bir cellat gibi,bir bicakgibi...
Ne olurdu, Yildiz gibi dokulseydim iplik iplik saclarina, Ellerine dolsaydim dikeni olsam da bir gulun, Kanasaydim yuregine, Sana siirler yazsaydim iklim iklim...
Yok oluyorum senden uzakta nefes aldikca, Ve nefes aliyorum; Gecenin zemherisinde hayalini buldukca... Nasilsa hic benim olmadin,benim olmayacaksin, Bir ruzgar gibi gececegim hayatindan belki, Sana yakilacak bu gizli utopyam Sana dokulecek damla damla duygularim Bana bakma ben bunu hep soylerim: 'Sana sevgimi soylemeyecegim,Sevmeyen Bilmez...'
Yasayacagim iste gizli sakli, Basina musallat olmayacagim, Sana bir hayal kurarim,hayal meyal Sen olmasan da o olur basucumda...
Beklemeyecegim beklemeni, Yanina yakismam nasilsa; Cunku: 'Sen sevdamdan habersiz hircin bir ruzgar, Ben sende savrulan bir toz paresiyim, Senin hayat dolu damarlarin var, Ben ise yalnizligin nefesiyim' Bagrima tas basarim, Zamanla alisirim...
sayfana sayfamdan aldığın resimler gerçekten yakışmış ama ne gereği var aynı resimleri kullanmana ki o kadar resim bolluğu içerisinde sana gönderdiğim resim linklerini dene lütfen sayfana daha çok yakışacağından eminim
Anılar… Tadına doyulmayan, eşi benzeri bulunmayan anılar. Bazen el ele yollarda, bazen göz göze kırlarda yaşananlar, Umudun kolunda, mutlu yarınlara göz kırpan, en içten duygular.
12.12.2009 - 13:08
Değerli arkadaşım, bu gün sizin doğum gününüz,iyi ki doğmuş ve iyiki sevenleriniz olmuş ve siz sevenlerinizi mutlu kılmışsınız.Selam ve Saygılarımla
Doğum Günü
D oğduğunda bilmezdin dünyada misafirsin
O ysa nadir bulunan değerli bir safirsin
G eçmiş günlere göre bu gün daha mahirsin
U marım her geçen gün biraz daha tahirsin
M addenle hayal değil dünden daha sahisin
G ünün kutlu olmalı iyi ki doğmuşsunuz
Ü zmesin sizi kimse siz hakkı bulmuşsunuz
N edamet kulun işi siz nadim olmuşsunuz
Ü stelik bu alemde gül gibi kokmuşsunuz
N ezafeti yüreğe,elbet indirmişsiniz,
Ü midi saklı tutup,hayatı bilmişsiniz,
Z aman akıp gitmekte,siz bunu görmüşsünüz.
K utlu olsun bu günün,kutlu olsun her günün,
U marım ağlamazsın,hep görülsün güldüğün,
T efekküre yönelsin,bakışın temayülün,
L ebinden çıktığında,karşılansın isteğin,
U zaklarda değildir,yakındır mutluluğun.
O lsun diye dilerim,bu günlerin hep kutlu,
L ayıksın mutluluğa,günlerin olsun mutlu,
S ıkıntılı olmasın,yarınların umutlu,
U mduğunu bulursun,yaşarsın hep onurlu,
N ezaket içersinde,her şeyi yap şuurlu.
Sinan Karakaş
07.02.2008 - 22:45
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif
Edemeyeceğimi biliyorum. ulaşılmaz oldun hep; dokunmak
Hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni, kocaman bir
Yalnızlıktı payımıza düşen
Payıma düşen her şeyi erteledim. ama erteleyemediğim bir
Şey vardı, sana benziyordu. su olsan dokunduğumda
Bozulurdun, bozulmayan bir 'şey'din... gidilecek bir yer
Olsa sonu olurdu, sonu olmayan bir 'şey'din... uykuda
Görülecek bir rüya olsa uyanırdım, beni rüyamdan
Uyandırmayacak bir 'şey'din... simsiyah saçların olsun
İstiyorum, ama bahtın değil
O gün seni gözlerinden, anafatma'dan, üç ırmağın
Birleştiği yerinden öpeyim desem, aklına ırmaklar gelir
Düşün ki yılan dağından aşağı iniyoruz ve dünyada sadece
İki kişilik türkü kalmış, onu söylüyoruz. öyle
Bir 'şey'sin sen... seni düşündükçe yoruluyorum desem
Dünyanın en büyük yalanı olur. yalanım yok
Bu günden yarına ne kalır bilmem, ama sen kalırsın tıpkı
Yatağı değişmeyen bir ırmak gibi
Yaşadıklarımız azdı, zamana sığmadık yaşamak isterken her
Şeyi. bu gün şarkı söylüyorsam, o gün şarkı değil, şarkı
Gibi seni yaşamak isterim
Halkıma benziyordun, bir yanın göç, bir yanın toprak
Kokuyordu hep. gezmediğim yerin kalmadı, bazen yasaklandın
Bana, bazen suç gibi boynumda taşıdım seni. yedi telli
Sazımla bile tam anlatamadım. sen bir uçurum gülüydün
Ellerimi her uzattığımda bin kırıkla geri döndüm
Yasaların bile tanımlayamadığı bir 'şey'din sen
Haritalara sığmazdın, her ülkede bir başka gülüyordun
Uzundun, inceydin, dokunduğumda nereli olduğumu seninle
Hatırlardım. bana hep kendimi hatırlatan bir 'şey'sin
Sen
Uzaksın, yakınsın, özlenensiN ama bugün değil, yarın gibi
Bir 'şey'sin sen
Bugün her şeyi değiştirmek için çabalarken, sen değişmeyen
Olarak duruyorsun karşımda. kabul ediyorum. dünyaya bu
Kalsın, ama sen bilme
Dünyada kaç iklim, kaç zulüm, kaç ölüm var? bir seni
Bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin. bilme!
Bugün her ölümle biraz ölürken, seni düşündükçe hayata
Dönüyorum yeniden
Gecenin en karanlık yerindeyim, bir sigara ateşinin
Aydınlattığı kadar ışık bile olsan, yine de istiyorum
Seni. sadece benim seni anladığım, kimsenin unutmamak için
Defterine not düşmediği, ama hayatımda hep bir dipnot
Olarak kalan kendi yasaklarım gibi unutmuyorum seni
Dağları delmiyorum, inmek istiyorum oralardan. hepiniz
Gibi aynada saçlarımı taramak, 'günaydın' der gibi
Sokağa fırlamak ve şarkı söylemek istiyorum sana
Adına aşk diyorlar, gelecek diyorlar... bana yetmiyor. her
Şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum. bir başka
Dilden seviyorum, kırmızıdan daha uzundur
Gelincikler gibi bir mevsim değil, dört iklim, köşe bucak
Kim ne derse desin geri dönecek yerim yok, bir kentin
Ortasında çığlık çığlığa bağırarak tek başına kalsam da
Yine seviyorum seni
Bu bir suç duyurusudur, kendimi ihbar ediyorum
Söyleyen: Ferhat Tunç - :)))
***......iyi bir dost...herşeye bedeldir.....**
06.02.2008 - 11:32
Ah bir güneş olsaydım
Tüm sıcaklığımı verirdim sana,
Eritirdim saçlarındaki karları
Gençlik hep senin olacaktı anlasana.
Ah bir güneş olsaydım
Kuruturdum göz yaşlarını,
Gülmek senin için olacaktı
Ne olur bir kez gülsene.
Ah bir güneş olsaydım
Geceleri de doğardım senin için,
Aydınlıklar hep senin olacaktı
Yanı başındayım beni görsene.
Ah bir güneş olsaydım
Sana verecektim tüm ışıklarımı,
Gözlerin olacaktı ışıl ışıl
Saçlarınsa sarı mı sarı...
Aşkının beni yakan ateşi
Yetseydi güneş olmam için,
Senin ateşinle seni ısıtırdım
Ah bir güneş olsaydım.
Ah bir güneş olsaydım
Ben bu güneş gibi duramazdım yerimde
Dertleşmeğe giderdim yıldızlara.
Bu güneşin bir amacı yok
Benim amacım sen olurdun
Ve etrafında senin
Garip garip dolanır dururdum.
Ah bir güneş olsaydım
Şimdi canlı için hayat kaynağı olan güneş
O zaman senin uğruna feda edecekti her şeyi
Ölü soğukluğu ortasında.
Bak korkma güneş filan değilim
Ne olur bir an olsun bana aç kollarını
Seni sevmekten başka elimden ne gelir?
Ne de bir farkım var âşıklar arasında.
]]-birde alıngan olmasa......süper bi insan-]]
25.01.2008 - 17:03
hem abim hem dostum,onun kadar yüregi güzel biri bence yok.ya nasıl anlatıyım ki onu size arkadaş olsanız nedemek istedigimi daha iyi anlarsınız.ne kadar inatlaşsakta,kendisini severim hatta yazdıgımı okuyunca şaşırıcak bu uyuz benim hakkım da iyi şeyler yazmış diye iyiki varsın keçiii..
23.01.2008 - 15:04
Bir gün hatırlayıpta beni ararsan
Susuz bıraktığın çöllerdeyim ben
Aklına gelirde eve uğrarsan
Bilki artık yokum,ellerdeyim ben...
Pencere önünde gözyaşı yuttum
Gönlümü hep geli diye avuttum
Acıyla öfkeyle sımsıkı tuttum
Koparıp yırttığım tüllerdeyim ben...
Gündüz güneşimdin geceler ayım
Şimdi kapkaranlık bir kuyudayım
Yokmuş zere kadar kalbinde payım
Bilmezsin ne hazin halerdeyim ben
Kapanmaz bilirim aşk yaraları
Bıraktım sana tüm hatıraları
Paket paket içtim sigaraları
Etrafa savrulmuş küllerdeyim ben...
Çok geç anladımki her şey bir yalan
Mutlu bir kaç gündü geride kalan
Sana getirmiştim bakta oyalan
Vazodaki solmuş güllerdeyim ben
atilla ilhan
31.12.2007 - 20:25
Hiç Yağmur Üşürmü Anne?
Sensiz parlayan yıldızlarla
Bitmek bilmeyen yalnızlığımla
Sana geldim bu gece anne
Islak gözlerimle
Yağan yağmur tanesiyle
Senin gül tenini
Toprakta koklamaya geldim anne
Sakın üzülme üşüyorum diye
Hiç yağmur tanesi anne yüreğinde üşür mü?
Sensiz ısıtmayan güneşle
Özlemini yüklediğim yüreğimle
Üşüyen ellerine dokunmaya geldim anne
Toprağında biten dikenleri
Karla örtmeye geldim anne
Sakın üzülme anne
Heybeme beyaz karları yükledim diye
Sakın kederlenme anne
Gözlerimde ayazları görüp üşüyorum diye
Hiç kar tanesi ana yüreğinde üşür mü?
Sensiz kuruyan güllerimle
Her nefesimde sana ağlayan gözlerimle
Çiçeklerin açtığı yüreğine ağlamaya geldim anne
Baharların konakladığı saçlarına
Cennet kokulu avuçlarına
Çiçek kokulu nefesimi vermeye geldim anne
Sakın üzülme anne
Ölümün koynunda geziniyorum diye
Hiç annesine kavuşacak evlat ölümde üşür mü anne?
03.12.2007 - 17:09
Tuhaf bir gece;
Bazen beklemek, bazen sabretmek düşüyor bize. Artık küçücük bir ışık çok uzak geliyor. Yine susmak yenilmek anlamına gelmiyor artık. Hergün mutlu olsaydım, beklide mutluluğun anlamı kalmazdı. Yine bana kızacaksın ne diyorsun, ne saçmalıyorsun oğlum diye. Ben yine susacağım ve sen yine BİTTİ diyeceksin. Ama yine beni seveceksin bazen özleyecek bazen de nefret edeceksin. Ama bilmeyeceksin, anlamayacaksın sensizliğin beni kahrettiğini, içimi acıttığını……
Mutsuzluk değil aslında bu, umutsuzlukta değil. Bazen gülümserim sonra birden donar gülümsemem. Aklıma son sözlerin gelir BİTTİ. Ne tuhaf değimli benim söylemeyi düşünmediğim sözler. İşte tuhaf bir gece yine. Bitti desende seni anlamaya, öğrenmeye çaba sarf ediyorum. Sonunda olmadığını anlıyorum. Ne tuhaf bir gece her şey zor, her şey kötü ve her şey bela. Geçmiyecek gibi geliyor. Ama bu kez sen mutlu olmalısın.
Ve bu kez yapamadık yaşayamadık ne varsa hepsini yaşayacaksın. Sen bundan sonra çok gülecek ama daha az güveneceksin insanlara ve hep olduğu gibi…
Bazen biraz zor olsada şeytanın bacağını kıran hep sen olacaksın. Şimdi uyu güzel düşler kurki, yarın hepsi gerçek olsun. Ve birgün kapılar açıldığında hayat seni bekliyor olsun. Ve birgün kapılar açıldığında hayat seni bekliyor demektir. Ve bir sabah güneş gözünü kamaştırdığında yeniden merhaba diyeceksin hayata bunu sakın UNUTMA ve bu gece çokça yıldız var gökyüzünde. Ay görünmüyor sen görmesende bilki onlar aynı hepseni seni hala çok seviyor BEKLİYOR.
30.11.2007 - 00:06
kendisi yeryüzüne yanlışlık ile düşmüş bir melektir...
ben gördüm...çok tatlı...kanatlarını sakladım tekrar uçup gitmesin diye :))
ısrar etme söylemem kanatlarının yerini...hele odamda yastığımın altında sakladığımı hiç söylemem...yaa...e buna zeka derler şeker :)))
31.10.2007 - 23:44
giittin...
Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
'Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
Gidersen sönecek içimdeki ateş
ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi
O karanlıkta yolumu kaybedeceğim' diyecektim sana.
Konuşamadım...
Gittin...
Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım
Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu
bacağımı bu kadar acı duymazdım.
Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden.
Ağlayamadım...
Gittin...
Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa
Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek,
tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı.
Anlatamadım...
Gittin...
Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden
Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten?
Ürperdin yine biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini
Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.
Tutamadım.
Gittin...
Bir yıkım gibiydi gidişin
Sen adım adım uzaklaşırken benden
Çöküp kaldı bedenim olduğu yere
Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti
Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım.
Kalkamadım...
Gittin...
Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum
Hazırdım gidişine,
Kaçak zamanları yaşıyorduk
Zaman bitecek ve sen gidecektin
Bense, gidişinin ertesi günü
Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım.
Başlayamadım...
Gittin...
Bir şey söyledin mi giderken?
'Kal' dememi istedin mi?
Son bir kez 'seni seviyorum' dedin mi?
'Bekle beni döneceğim' diye umut verdin mi?
Beynim öylesine uğulduyorduki.
Duyamadım...
Gittin...
Nereye gittiğin önemli değildi
Binlerce kilometre uzakta da olsan,
iki metre ötemde de farketmiyordu.
Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.
Kurtulmalıydım senden,
bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım.
Kurtulamadım...
Gittin...
Unutulanların arasına katılmalıydım
Anıları bir sandığa koyup
hayatı bir yerinden yakalamalıydım.
Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim.
Yapamadım...
Gittin...
Bir okyanusun ortasında
tek küreği kaybolmuş sandalda
Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi.
Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni,
Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde,
Bil ki; seni Unutamadım...
25.10.2007 - 23:14
Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-i sebâdan gayrı
Aşktır ki, gerisi vesairedir...
Sevgili!
Aşkın şiirini yazmak isterdim sana; sana aşkı şiir ile yazmak isterdim... Aşkı seninle tanımlamak ister, aşkı şiir ile yazmak isterdim... Aşkı seninle tanımlamak ister, aşkı sende tanımak isterdim. Ay ikiye bölündüğünde yanında olmak isterdim..
Sevgili! ...
Şimdi senden uzakta, aşk şudur diyebilsem eğer, son defa kendimi ve ilk defa okuyucumu kandırmış olacağım. Bildim dediğim bir aldanıştır çünkü o, duydum dediğim bir yanıştır. Şimdi ayın, şın ve kaf'ları çıkardılar elifbelerden de sensizliğin mektebinde bir sabra mıhladılar bizi elif'lerle he'lerden. Sensizlikte hasretin hüzzamlarını öğrendik kucak kucak ve aşkın nihavent saltanatını arar olduk köşe bucak. Bildiğimizi sandıkça yandık da yolunda, yolunda yandığımızı sandıkça bildik sonunda. Aşkın gerçeği değildi bildiğimiz, ama aşkın ateşiydi yandığımız. Artık şüphedeyiz, canları yâre ulaştıran bir sel miydi! .. Sana varacak yolların çilesi miydi; tutkular ötesi tutkunun zirvesi, hasretleri yanışların sesi miydi! ..
Galiba varlığın çekim alanına giren en ulvi acıydı aşk; ve maddeyi manaya veren en cömert sancıydı. Ruhların çeşitli varlıklar arasında bölüştürülen süsüydü belki; belki ötelere yazgılı yetirişlerin türküsüydü. Kalp kalbe konan kelebek kanatlarında renk; kudümlerde düğünüp neylerde ağlayan ahenkti aşk. Şarkın bütün şiir mazerasıydı, belki Yesribli sevgililer için tutulan bir Anadolu yazısıydı. Yağmur yağmur belâya başını tutmaklar ve ateş ateş denizlerde kendini atmaklardı. Mansûr'u dara takan da, Halil'i oda yakan da oydu ve oydu Eyyub'u derde bırakan da. Tuz kadar mübarek, ekmekçe aziz idi; toprakleyin bereket, su gibi temiz idi.
Aşk iğnesiyle dikilince bir dikiş, kıyamete kadar sökülmez imiş. Aşk ile insan elbet güneşe benzer; ve aşksız gönül misal-i taşa benzer. Hayatı aşka bölünce hayat çoğalır; bütün hayatları toplasan geriye aşk kalır. Gelip kemiğe dayanınca dünya, hayata atılan kement olur; göz kapaklarından vurulunca kasırgalar, annelerce deprem, babalarca bent olur. Aşksız bahar dallarını kuru bir ayaz boğar, aşksız rahmini yargılayan bebekler nagehan doğar. Mahrem düşüncelerle perdelenen odalarda ya ezel ya ebed olur; aşk kayıp giderse dünyadan ebed kıyamet olur; sevgisizlik gelir, dünya cehennem olur.
Aşk gelince burukluğun şiirinde hüzün dokur heceler; ve azarlanmış kalpleri ısırır tam yarısında geceler. Saban onunla sürerse toprağı koşarak, ancak o vakit şereir taze bir başak. Atların nallarından yıldırımlar masallara dökülür ve yollanamayan mektuplarda nice kalpler sökülür. Kayan yıldızlar gibi büzülür elem denizlerinde diller ve melâl süzülür gibi melek kanatlarında döker yapraklarını güller. Kaderin dehşetini yakan şamdanlar özge pervanelere tesellikâr düşer, şefkatli bir ekmek kırıntısıdır kurutulmuş buselere yâr düşer.
Sevgili!
Kapına geldik; aşkı öğret bize; ve aşkını ver yüreklerimize.
Bir nihânice gamzene gamzede âşıkların adına.. Hani uykuya dalınca kenti ve yalnız başına kalınca kendi... Hani yalnız gecelerde konuşmadan kalınca dilleri ve hâl üzre gönüller anlar olunca bütün dilleri... Vicdan sesinden bizar kürek mahkûmlarınca, hani âşıkların hasreti özleme karınca... Hani gurbetin uzunda gönlüme gömen de sen, hani sen gurbet gurbet gönlüme gömende.. Güneş ve ay nurunu aşkından alırken; güneşin ışığı aya vurur gibi âşığı aydınlatırken.. Gel ey Sevgili bir huzmecik bahşeyle asi ve âciz üftadene ve umut ver peykin olmaya teşne kem zerrene. Aşkları unutan bendene aşkını unutturma!
Her şey sen olsun şu dünyada ve olmasın sen olmayan dünya da.
İskender Pala, Kırk Güzeller Çeşmesi, s. 100-102
22.10.2007 - 15:15
______@@@_________ @@@______
____@______@______@______@___
___@_________@__@_________@__
___@___________@___________@__
____@______COOOOOOK______ @__
_____@______GUZELLLL______@___
______ @_____VEEE_______@_____
________ @__TATLISIN__@_______
___________@________@_________
_____________@____@___________
________________@____________
__0_______0____000000000_____0000000_____
_____0_____0_____0_____________0______0____
______0___0______0_____________0______0____
_______0_0_______0_____________0000000_____
________0________000000________00__________
________0________0_____________0__0________
________0________0_____________0____0______
________0________000000000_____0_____0_____
___________________________________________
_____________0_0______________0_0_________________- - - - - - - - - - - - - - - - ______
__0_____0__0_____0__000000__0_____0__00_____0__000- - - - - - - - - - - - - - - - 0000__
___0___0___0_____0______0___0_____0__0_0____0__0__- - - - - - - - - - - - - - - - ______
____0_0____0_____0_____0____0_____0__0__0___0__0__- - - - - - - - - - - - - - - - ______
_____0_____0_____0____0_____0_____0__0___0__0__000- - - - - - - - - - - - - - - - 00____
_____0_____0_____0___0______0_____0__0____0_0__0__- - - - - - - - - - - - - - - - ______
_____0______00000___000000___00000___0_____00__000- - - - - - - - - - - - - - - - 0000__
__________________________________________________- - - - - - - - - - - - - - - - ______
_____________________________________________0____- - - - - - - - - - - - - - - - _______
___000000___0000000__0________0___________0______0- - - - - - - - - - - - - - - - 0000___
__0______0__0________0________00_________00__0__0_- - - - - - - - - - - - - - - - ____0__
__0_________0________0________0_0_______0_0__0__0_- - - - - - - - - - - - - - - - _______
__0___0000__00000____0________0__0_____0__0__0___0- - - - - - - - - - - - - - - - 0000___
__0______0__0________0________0___0___0___0__0____- - - - - - - - - - - - - - - - ____0__
__0______0__0________0________0____0_0____0__0__0_- - - - - - - - - - - - - - - -___0__
___000000___0000000__0000000__0_____0_____0__0___0- - - - - - - - - - - - - - -0000___
__________________________________________________- - - - - - - - - - - - - - - _0_____
__________________________
___00000000___00______0___
___0__________0_0_____0___
___0__________0__0____0___
___000000_____0___0___0___
___0__________0____0__0___
___0__________0_____0_0___
___00000000___0______00___
__________________________
________________________________0_________________- - - - - - - - - - - - - - - - ___
___0______0____0000____000000______0____0____0000_- - - - - - - - - - - - - - - - ___
___0______0___0____0___0_____0__0__0___0____0____0- - - - - - - - - - - - - - - - ___
___0______0__0______0__0_____0__0__0__0____0______- - - - - - - - - - - - - - - - 0__
___00000000__00000000__000000___0__000_____0000000- - - - - - - - - - - - - - - - 0__
___0______0__0______0__0__0_____0__0__0____0______- - - - - - - - - - - - - - - - 0__
___0______0__0______0__0___0____0__0___0___0______- - - - - - - - - - - - - - - - 0__
___0______0__0______0__0____0___0__0____0__0______- - - - - - - - - - - - - - - - 0__
__________________________________________________- - - - - - - - - - - - - - - - ________
___0______0_____0000_____000000____0_________0___0- - - - - - - - - - - - - - - - ____0___
___0______0____0____0____0_____0___0_________0___0- - - - - - - - - - - - - - - - ___0____
___0______0___0______0___0_____0___0_________0___0- - - - - - - - - - - - - - - - __0_____
___0______0___00000000___000000____0_________0___0- - - - - - - - - - - - - - -00______
____0____0____0______0___0___0_____0_________0___0- - - - - - - - - - - - - - - -__0_____
_____0__0_____0______0___0____0____0_________0___0- - - - - - - - - - - - - - - -___0____
______00______0______0___0_____0___00000000__0___0- - - - - - - - - -
28.09.2007 - 21:41
$$$$$$$$$$$
____$$_____
____$$_____
____$$_____
____$$_____
____$$_____
__$$$$$$$__
_$$_____$$_
_$$_____$$_
_$$$$$$$$$_
_$$_____$$_
_$$_____$$_
$$$$$$$$$$$
____$$_____
____$$_____
____$$_____
____$$_____
____$$_____
$$_________
$$_________
$$_________
$$_________
$$_________
$$$$$$$$___
$$_________
___________
$$_________
$$_________
$$_________
$$_________
_$$$$$$____
$$____$$___
$$_________
_$$$$$_____
_____$$____
$$___$$____
_$$$$$_____
$$_________
___________
$$_________
$$_________
$$_________
$$_________
$$______$$_
$$$$____$$_
$$_$$___$$_
$$__$$__$$_
$$___$$_$$_
15.09.2007 - 14:37
Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın...
'Nereden çıktın bu vakitte' dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında;
'Gözünün dilini' bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı...
Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin.
Kucaklamalı seni güvenli kolları,
...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı...
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...
Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.
Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, 'hak ettim' diyebilmelisin.
Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...
Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş...
Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.
Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...
dünyanın en tatlı kardeşisin...
13.05.2007 - 14:05
Kırgınlıklarımızda bile bağırıp çağırmadık birbirimize.
Sessiz bir hüzün sonrasında,
sımsıkı sarılıp döktüğümüz gözyaşıyla daha çok bağlandık.
Bizi biz yapan dostluğumuzu hiç incitmedik...
Bu dünyada birçok şey yalanken ve sahte dostluklarla doluyken etrafımıza
biz ‘dostluğumuz gerçek’ diyebiliyorsak bu büyük bir ödüldür bize...
Bu dostluk yaşantımızın tek kristalidir.
Dost sözcüğünün yakıştığı senden başka kimse yok benim için.
Bazen seni kendim sanıyorum, kendimi sen...
Ne güzel şey sana ‘DOSTUM’ diyebilmek...
Seni seviyorum öteki yüreğim...
Benim biricik kardeşim, arkadaşım, dostum, hep böyle kal, sevgiyle kal...
06.04.2007 - 15:35
Ayrılığın Hediyesi
Şimdi saat sensizliğin ertesi
Yıldız doğmuş gökyüzü ay aydın
Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
Birben kaldım tenhasında...
Gecenin avutulmamıs ben.
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
Ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun
Buda benim sana ayrılırken hediyem olsun.
Soytarılık etmeden güldürebilmek seni
Ekmek çalmadan doyurabilmek
Ve haksızlık etmeden doğan güneşe
Bütün aydınlıkları içine sezebilmek gibi
Mülteci isteklerim oldu arasıra biliyorsun
Şimdi iyi niyetlerimi bir bir yargılayıp asiyorum
Bu son olsun, son olsun.
Şimdi saat yokluğunun belası
Sensiz gelen sabaha günaydın
İşi gücü olanlar çoktan gitti
Bir ben kaldım voltasında gecenin
Hic uyumamış ben Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
Ki bu yaşlar utangaç boynun kolyesi olsun
Bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun.
Kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni
Beyninin icindekileri anlıyabilmek ve
Yitirmeden yüzündeki anlık tebessümü
Bütün saatleri öyleyce
Dondurabilmek için
Çıldırasıya paraladım kendimi
Lanet olsun Artık sigarayı üç pakete çıkarttım günde
Olsun gözüm olsun, ne olacaksa olsun...
23.03.2007 - 11:13
---Ben TÜRK'ÜM! ---
- ı -
Kulağını ver bana, iyi dinle kandaşım
İnsanlık tanır bizi eştir tarihle yaşım
Ergenekon yolunda börteçine yoldaşım
Çağların ötesinden kopup gelen arkım ben
Tarihlere hükmeden en seçilmiş farkım ben
Zulme karşı mazlumun yıkılmaz kalesiyim
Mertliğin dürüstlüğün vazgeçmez kölesiyim
Kafkasya efendisi yiğitlik beldesiyim
Çağların ötesinden kopup gelen arkım ben
Tarihlere hükmeden en seçilmiş farkım ben
Ötüken’de Almıla, sevdasında Pars’ım ben
Dedem Korkut sazında; öze ait harsım ben
Can sağ iken düşmana, yurt vermeyen Kars’ım ben
Çağların ötesinden kopup gelen arkım ben
Tarihlere hükmeden en seçilmiş farkım ben
Antep’de ben Şahin’im, Maraş’ da ki İmamım
Hünkârın dergâhında; dört kapı kırk makamım
Yirmi dört boyum ile, çok şükür tas tamamın
Çağların ötesinden kopup gelen arkım ben
Tarihlere hükmeden en seçilmiş farkım ben
Avrupa’da Attila, Türkistan’da Batur’um
Kırım’da Gaspıralı, Semerkant’ da Timurum
Kerbelâ’da Hüseyin,Üç oklardan Salurum
Çağların ötesinden kopup gelen arkım ben
Tarihlere hükmeden en seçilmiş farkım ben
İhanetin hasmıyım; kızgın çölde Fahrettin
Alp Erenler büyüğü Konya’daki Sadrettin
Hakikatin kapısı Buhara’da Bahattin
Çağların ötesinden kopup gelen arkım ben
Tarihlere hükmeden en seçilmiş farkım ben
Oğuz’un torunuyum, meşalem Bilge Kağan
Çağrı Bey’im, Tuğrul’um,Malazgirt’te Alp Arslan
Niğbolu’da Yıldırım, Kosova’da Murat Han
Çağların ötesinden kopup gelen arkım ben
Tarihlere hükmeden en seçilmiş farkım ben
Balasagun’da Karluk; Trabzon’da Kuman’ım
Hilali burca diken Ulubatlı Hasan’ım
Bakü’de Nuri paşa, Pilevne’de Osman’ım
Çağların ötesinden kopup gelen arkım ben
Tarihlere hükmeden en seçilmiş farkım ben
Yaparlı’yım, Bayat’ım, Dodurga’yım Kızık’ım
Beğdilli, Bayındır’ım, Yuva’lıyım Kınık’ım
Kayı ile Avşar’a aş oldum ya anıkım
Çağların ötesinden kopup gelen arkım ben
Tarihlere hükmeden en seçilmiş farkım ben
Alayuntlu,Üreğim, Karkın’ım ben Büğdüz’üm
Çavuldurlu, Döğer’im Eymür’lüyüm gürbüzüm
Çepniyim, Peçenek’im Alkaevli Gündüz’üm
Çağların ötesinden kopup gelen arkım ben
Tarihlere hükmeden en seçilmiş farkım ben
Namert eli değmesin Türk’ün şanıdır hilâl
Türkoğlu’nun dileği Mevlâm vermesin zeval
Yoktur cihanda eşin Gazi Mustafa Kemal
Çağların ötesinden kopup gelen arkım ben
Tarihlere hükmeden en seçilmiş farkım ben
Dursun Elmas
Gözel Gardasım seni iyiki tanımısım diyorum...
Sık göüreşemsekde gönüller bir biliyosun.
12.03.2007 - 16:02
DOSTLUK
Biz haber etmeden haberimizi alırsın,
yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin.
Gözümüzün dilinden anlar,
elimizin sırrını bilirsin.
Namuslu bir kitap gibi güler,
alnımızın terini silersin.
O gider, bu gider, şu gider,
dostluk, sen yanı başımızda kalırsın
NAZIM HİKMET
teşekkürler.....
27.02.2007 - 16:37
AZİZ DOSTUMDUR KENDİSİ, BU SİTEYİ BANA TAVSİYE EDEN DE ODUR, YANİ BURADA KİMLERLE DOSTLUK KURARSAM BİLİN Kİ ONUN SAYESİNDE, O ÇOK ÖZEL BİR İNSAN. KENDİNE İYİ BAK CAN DOSTUM..... :))
20.02.2007 - 20:22
Vuslat Sevdasi
Bir toprak kokusu gibi cikip geldim sana
Huzun yuklu bir yagmur gibi bittin yuregimde
Ne gemiler yolcu ettim ben bu limandan
Bir tek seni ugurlarken doldu gozlerim.
Hasretler biriktirdim sana gonul defterimde
Her harfi sendin, her noktasi sen.
Icimde bulutlar aglasirken gizliden gizliye
Bir gunes gibi battin yuregimde...
Boynu bukuk nehirler var simdi icimde,
Benden akan,Bana bosalan,
Her takildiginda gozlerim hayaline,
Dagilip gidiyorum iyiden iyiye.
Sessiz bir gurultuyle gocuyor umutlarim,
Mendil yakiyor duygularim,
Geri donusu olmayan bu yokluguna...
Her gorusumde bir asi alametle daliyorum,
Sana kaciyor gozlerim,utaniyorum.
Bir caresizligin cilingirsiz anahtari gibisin,
Beni sen acarsin...
Sevdigim,sevecegim,
Gergefimde nakislari dokunan deli sevdam,
Yarali firtinam,Eski huznum.
Gece maviler giyerse unutacagim seni,
Bir cellat gibi,bir bicakgibi...
Ne olurdu,
Yildiz gibi dokulseydim iplik iplik saclarina,
Ellerine dolsaydim dikeni olsam da bir gulun,
Kanasaydim yuregine,
Sana siirler yazsaydim iklim iklim...
Yok oluyorum senden uzakta nefes aldikca,
Ve nefes aliyorum;
Gecenin zemherisinde hayalini buldukca...
Nasilsa hic benim olmadin,benim olmayacaksin,
Bir ruzgar gibi gececegim hayatindan belki,
Sana yakilacak bu gizli utopyam
Sana dokulecek damla damla duygularim
Bana bakma ben bunu hep soylerim:
'Sana sevgimi soylemeyecegim,Sevmeyen Bilmez...'
Yasayacagim iste gizli sakli,
Basina musallat olmayacagim,
Sana bir hayal kurarim,hayal meyal
Sen olmasan da o olur basucumda...
Beklemeyecegim beklemeni,
Yanina yakismam nasilsa;
Cunku: 'Sen sevdamdan habersiz hircin bir ruzgar,
Ben sende savrulan bir toz paresiyim,
Senin hayat dolu damarlarin var,
Ben ise yalnizligin nefesiyim'
Bagrima tas basarim, Zamanla alisirim...
13.02.2007 - 09:26
[....* * * *...* * * *...* * * *...]
[ :) :) :) ]
[...* * * *...* * * *...* * * *...]
12.02.2007 - 10:47
.........? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ..............
[[[[[[[[[[[[[[............ :) ....................]]]]]]]]]]]]]]]]]]]]
:) :) :) :) ...........
25.01.2007 - 13:37
sayın mehmet kardeşim
sayfana sayfamdan aldığın resimler gerçekten yakışmış
ama ne gereği var aynı resimleri kullanmana ki o kadar resim bolluğu içerisinde
sana gönderdiğim resim linklerini dene lütfen sayfana daha çok yakışacağından eminim
saygılarımla.......
Toplam 22 mesaj bulundu