Metin Bedir Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Anto ...

  • durum

    25.10.2020 - 20:10

    DURUMUN GÜCÜ: beş duyumuzdan gelen mesajlar çağrıştırıcı olarak beynimize ulaştığında inançlarımız değerlerimiz yaşadığımız tecrübelere ve içinde bulunduğumuz duygusal duruma bağlı olarak anlamlandırılıp kelimler le etiketlendirilir ve kelimeler duygularımızın kalıbıdır. kelimeler manaları anlamları kadar kelimenin içindeki harflerin sesi ve hece dizilimleriyle telafuz edilirken göğsümüzde hissettiğimiz ritimleriyle kalbimizin ritmini etkiler kalbimizin ritmi beynimizi etkiler kısır bir döngü vardır . stresli endişeli durumlardan çıkamayışımızın nedeni de bu sanırım .

  • durum

    25.10.2020 - 20:09

    DURUMUN GÜCÜ: insan bazen kendini çok güçlü hisseder bazen çok yorgun. bazen çok neşeli bazense çok korkak bazen çok yaratıcı bazense insan kendini tetik boşluğu alınmış silah gibi hisseder. bu hallerin hepsi bi durumdur yani içinde bulunduğumuz sinirsel mantık durumu. kıbrıs beş parmak dağlarındaki tankın hikayesinde kıbrıs savaşı esnasında türk askeri kullandığı tankı dağın öyle bir yerine çıkarır ki daha sonra savaş bitince tankı çıkardığı yerden indiremez. tankı çıkardığın gibi indir dediklerinde o savaş anını yaşatın indireyim der ve tankı indiremez tank orda kalır. yani savaş esnasında tank şöförünün o anda içinde bulunduğu hal veya sinirsel mantık durumuna bağlı olarak durumun gücü kadar muhteşem güç bi güç yoktur diyebiliriz.

  • durum

    25.10.2020 - 20:08

    DURUMUN GÜCÜ: Çanakkale savaşından bir gün sonra Seyit Ali Onbaşı'dan top mermisi sırtında fotoğrafı çekilmesi istendi. Seyit Ali Onbaşı ne kadar zorlansa da top mermisini kaldıramadı. Sonra Seyit Ali Onbaşı “Yine savaş çıksın, yine kaldırırım” dedi. Bu olaylardan sonra fotoğrafı tahta bir mermiyle çekildi.

  • sıradışı

    14.10.2020 - 22:37

    ülke olarak sıra dışı koşullar altındayız
    sıradan insanlarla bu günleri atlatamayız.

  • mevlana

    09.10.2020 - 17:44

    BU DÜKKAN ÖYLE BİR DÜKKANDIR Kİ BU DÜKKANDA
    TAHTA GÖRÜRSEN BİLKİ KALIPTIR DEMİR GÖRÜRSEN METREDİR
    arabın birinin bi bakkal dükkanı var.ve bakkal dükkanında insanlarla konuşabilen onları gülümseten ve insanları konuşmasıyla şaşırtan bi tuti kuşu var. bi gün bakkal aceleyle eve gider tuti yanlız kalır bu esnada dükkana kedi girer tuti korkar. pırlar ve yukarıda ki gül yağı şişelerinin oraya konmak isterken gül yağı şişesini devirir. arap dükkana gelip koltuğuna oturduğunda kıçı başı yağ olur. yukarıya baktığında tuti yi görür sen döktün değil mi der ve tuti yi yakaladığı gibi. tuti nin kafasındaki bütün tüyleri tek tek yolar. tuti nin canı çok yanmıştır o günden sonra bi daha konuşmaz. gelen müştErilere laf atmaz. gün boyu somurtur. bir iki derken dükkandan müşteriler eksilmeye başladığında arap bakkal yaptığı hatanın farkına varır ah benim hikmet güneşim ben ne büyük hata yaptım der ve tuti yi konuşturmak gönlünü almak için tuti nin en sevdiği çerezlerden alır fındık fıstık antep fıstığı ama tuti bi türlü konuşmaz. bi gün tuti gene miskin miskin somurtarak dışarıya bakar birden kapının önünden kafası kel cascavlak biri gelir tuti bir den gülmeye başlar ve sende gül yağı şişesini döktün senin de kafandaki tüyleri yoldular der ve konuşmaya başlar. tuti kendi başına gelenle kel adamın arasında benzerlik kurmuştur.
    bi şeyin algılanması bi benzerliğin bulgulanması ile olur.

  • albert einstein

    03.10.2020 - 21:59

    Bazı erkekler kadınları anlamaya çalışır, diğerleri kendilerini daha basit konulara adarlar, örneğin görelilik kuramına... ?? albert einstein

  • şu an ne dinliyorum

    02.10.2020 - 21:28

    ?list=RDcbkSm2yNoZU

  • Şu Çılgın Türkler

    30.09.2020 - 01:19

    ŞU ÇILGIN TÜRKLER: türkiye den binlerce kilometre uzakta hiç sınırımız olmayan hatta dünyanın öbür ucunda bi başka kıtadaki bi ülke bizim bölücü teröristimizi himaye ediyor ona destek oluyor bölücü yayın yapan tv yayınlarına izin verip destek oluyor. demek ki bizim dostumuz değiller. bize düşmanlık yapıyorlar. peki bize düşman olan bu ülkelerin bize zarar vermelerine nasıl engel oluruz. bunun bi tek yolu var. bize düşmanlık yaptıklarında zarar göreceklerini bilmeleri gerekir. bize düşmanlık yapan ülkenin insanları şunu iyi bilmeliler ki. hayatlarının baharında şehit edilen türk evlatlarının ve onların gözü yaşlı annelerinin ve bütün türk milletini kahreden bu acıların bu acılara sebep olanlara bi bedeli bi maliyeti olduğunu göstermesi gerekir. bugün ülkemiz çok zengin değil 100 milyarlarca dolar harcayıp dün ya denizlerinde filolar gezdiremiyoruz. uçak gemilerimiz yok. türk savaş uçaklarını dünyanın başka yerlerine gönderemiyoruz. ama bunun bi yolu var sanırım. denizin üstünü buz tutturup uçaklarımız için pistler yapa biliriz.ve gitmek istediğimiz yere uçaklarımızın yakıt ikmali için buzdan hava alanları inşa edebiliriz. bugün tankerlerle taşınan sıvılaştırılmış gazlar gemilerle taşınıyor ve bu gazlar -170 dereceye kadar soğutuluyor hatta bazı gazlar -230 dereceye kadar soğutula biliyor. yaklaşık - -200 derecelik bi ısı korkunç bi soğukluk eğer istersek çok kısa bi sürede denizin üstünde uçakların inebileceği yakıt ikmali yapa bileceği buzdan pistler yapa biliriz.ve dünyanın her yerine uzana biliriz. bize düşmanlık yapan bi ülke nin siyasetçisi koltuğunu kaybetmekten korkmalı askeri başına tonlarca bomba ineceğini bilmeli. o ülkenin vatandaşı bi anne evlatları için endişelenmeli bi baba türkiye ye düşmanlık yaptığında ailesi için endişelenmeli. kısacası türkiye ye düşmanlık yapmak demek kendini ülkesini ailesini riske atmak olarak algılamalı ve kendini güvensiz ve huzursuz hissetmeli. bunu başardığımızda ülkemizde huzur olur.

  • şu an ne dinliyorum

    29.09.2020 - 19:07

  • dolar ve euro

    28.09.2020 - 10:56

    paraşüt:)))

  • rüya

    26.09.2020 - 13:26

    rüyalarımızda gelecekte olabilecekleri hissedebiliyorsak geleceği bilmenin bir yolu olmalı diye düşünüyorum .

  • rüya

    26.09.2020 - 13:02

    rüyasında sık sık yılan gören çok kötü şeyler yaşar büyük bunalımlar dan geçer tufalar atlatır.

  • uyanış

    23.09.2020 - 17:32

    Anthony Hopkins ' in güçlü sözleri:
    '' Seni sevmeye hazır olmayan insanları serbest bırak
    Bu hayatında yapacağın en zor şey.
    Seni sevmeye hazır olmayanlara sevgini vermeyi bırak.
    Değişmek istemeyen insanlarla zor sohbetler yapmayı bırak.
    Varlığına önem vermeyen insanlar için görünmeyi bırak.
    İçgüdülerinin etrafındaki herkesin iyi dileklerini kazanmak olduğunu biliyorum, ancak aynı zamanda zamanını, enerjini ve akıl sağlığını çalacak dürtüdür...
    Hayatında memnuniyet , ilgi bağlılık ortaya çıktığında, herkes senin kadar dürüst olmayacak...
    Bu, kim olduğunu değiştirmen gerektiği anlamına gelmez.
    Bu seni sevmeye hazır olmayan insanları sevmeyi bırakman anlamına geliyor.
    Zamanını harcadığın kişiler tarafından ince bir şekilde dışlanır, ince bir şekilde aşağılanır, unutulur veya kolaylıkla görmezden gelinirsen onlara ilgini ve enerjini sunmaya devam ederek kendine iyilik yapmazsın
    Gerçek şu ki sen herkes değilsin...
    Ve herkes senin için değil.
    Bu dünyayı bu kadar özel yapan şey, arkadaşlığına, sevgine,dostluğuna önem veren olan birkaç kişiyi bulduğun zaman ve gerçek aşkı ...bunun ne kadar değerli olduğunu bileceksin...
    Çünkü olmayan şeyleri tecrübe ettin...
    Ama bunu yapamayan birisinin seni sevmesini sağlamak için ne kadar çok zaman harcarsın?
    Bu gezegende milyarlarca insan var ve çoğu seninle kendi seviyelerinde sevgi titreşimleri icindeler...
    Ama...
    Seni yastık, ikinci plan seçeneği, terapist ve duygusal iyileşme stratejisi olarak kullanan insanların mahremiyetinde ne kadar kısa kalırsan senin icin doğru olan bu ...
    Denemeyi bırakırsan ilişki biter...
    Belki mesaj göndermeyi bırakırsan telefonun günlerce ve haftalarca sessiz kalır...
    Birini sevmeyi bırakırsan gerçek olmayan aşk eriyebilir...
    Bu bir ilişkiyi mahvettiğin anlamına gelmez!
    Bu ilişkiyi tutan tek şey sadece sendin ve sadece senin onu tutmak için tuttuğun enerjiydi.
    Bu aşk değil.
    Bu bağlılıktır.
    İstemeyenlere bir şans vermek istemektir!
    Hayatındaki en değerli ve en önemli şey enerjindir.
    Bu sadece senin zamanın ve sınırlı...
    Bu senin enerjin!
    Zamanını senin için uygun olmayan insanlarla geçirdiğin zaman neden bu kadar sabırsız olduğunu anlamaya başlarsın.
    Hayatın için, kendin için ve tanıdığın herkes için yapabileceğin en önemli şeyin enerjini her şeyden daha vahşi bir şekilde korumak olduğunu fark etmeye başlayacaksın.
    Hayatını güvenli bir sığınak yap,
    Sadece seninle uyumlu kişilere izin ver...
    İnsanları kurtarmak senin sorumluluğun değil.
    Onları kurtarılması gerektiğine ikna etmekten sorumlu değilsin.
    Her an insanlar için var olmak ve onlara hayatını vermek senin işin değil..
    Çünkü eğer kötü hissediyorsan, görevde hissediyorsan, mecbur hissediyorsan onlara verdiğin iyiliği geri vermeyeceklerinden korkuyorsun...
    Kaderin sevildiğini fark etmek ve hak ettiğini düşündüğün sevgiyi kabul etmek.
    Gerçek bir dostluğu hak ettiğine karar ver.... gerçek bir bağlılık, sağlıklı ve başarılı insanlarla tam sevgi.
    Sonra bekle...
    Sadece bir süreliğine...
    Ve her şeyin ne kadar değiştiğini izle..."

    uğur narlıdere: uyanış

  • ben

    19.09.2020 - 21:31

    Mevlana Mesnevi’sinde bir hikâye anlatır:
    Bir adam dostunun kapısına gelip kapısını çalar. İçeriden gelen ses:
    -Kapıyı çalan da kim diye sorar.
    Adam: “-BEN’im” diye cevap verince dostu:
    -“Git şimdi zamanı değil sonra gel” der.
    Adam kapıdan ayrılır ve bir yıl dostunun hasretiyle yanıp tutuşur. Bir yılın sonunda dostunun kapısına tekrar gelir. Reddedilme korkusuyla kapıyı çalar.
    İçeriden gelen ses:
    -“Kim o” diye sorar. Adam:
    -“SEN’im” diye cevap verir.
    Dost adamı içeri davet eder:
    -“Madem ki BEN’sin içeri gir. Ev dar iki kişi sığmıyor” der.

    Kaçımızın SEN’im diyebileceği ruhunu birleştirebileceği biri var? Kaçımız ben’ini sen yapmayı başarabildi.Çok sevdiğimizi söylediğimiz halde SEN’im diyemiyoruz sevdiklerimize.
    Yunus Emre derki : “Al gider benden benliği, Doldur içime senliği..” “Gerçek aşk” sevgi bu olsa gerek. Sen-Ben değil sevdiğimizle bir olmak. Ne mutlu SEN’ini bulabilene

    aysel aydın

  • siyaset

    19.09.2020 - 10:33

    siyaset insanla yapılır
    iktidar olmasını bilmiyorsanız
    ya insanı öğrenin
    ya da siyaseti bırakın.

  • şu an ne dinliyorum

    17.09.2020 - 11:19

  • şu an ne dinliyorum

    17.09.2020 - 11:14

  • hissetmek

    16.09.2020 - 19:45

    10 asker bir manga 20 asker bir tim 40 asker bi takım 100 asker bi bölük bin asker bi tabur gibi sayılar yani miktarlar o birliğin yapısını belirler . aynı kurallar kuantum boyutunda dada geçerlidir elementlerin atomdaki proton sayıları maddenin yapısını belirler . 26 demirin element sayısı 27 olsa artık o demir değildir kobalt tır. maddesel dünyada çevremizde bu çok mantıksız gibi gelebilir mesela bi kapta 26 kiraz olduğunu düşünürsek kaptan bi kiraz aldığımız için 25 tane kaldı diye kirazlar şeftaliye dönüşmiyecektir elbette . ama kuantum boyutunda işler biraz farklı düşünce ve hisler aleminde de kuantum kurallarının geçerli olduğunu düşünüyorum . bu yüzden de din velileri ve kuantumcuların durum tespitlerinde yaptıkları betimlemelerde benzerliklere hiç şaşırmıyorum ben . zaten aynı şeyleri farklı yollardan biliyorlar gibi geliyor bana ve hissettiklerimizi anlamak için farklı düşünmemiz gerekiyor. hissettiklerimiz siret bedenimizi suret olarak düşündüğümüzde taşlar yerli yerine oturur düşünürken .

  • mevlana

    16.09.2020 - 10:48

    MECAZ METEFOR YADA BENZETME NEDİR: Bir kavramı ne zaman başka bir şeye benzeterek anlatmaya kalkarsak metefor kullanıyoruz demektir.aslında iki şeyin birbirine benzerliği pek az ola bilir. birini çok iyi biliyor olmak ikincisini daha iyi anlama olanağı getirir. metaforlar semboldür ve sembollerin duygusal yoğunluğu normal kelimelerden fazladır. kelimelerin kaldıracı da diye biliriz. örneğin elektirikle ilgili bi şeyler anlatırken onu zaten bildiğiniz tanıdığınız bir şeye benzeterek anlatırsam örneğin hiç borunun içinden akan su gördünüz mü desem hemen evet dersiniz o zaman ben ya borunun içinden geçen suyu yavaşlatabilen ve hızını ayarlayabilen bi kapakçık olsaydı.işte o kapakçığa rezitans denir desem işte o zaman rezitansın ne işe yaradığını daha iyi anlarmıydınız. tabi anlardınız. bi anda bilirdiniz.çünkü o yeni kavramı bildiğiniz bi şeye benzeterek anlattım.(anthony robbins)

  • mevlana

    16.09.2020 - 10:44

    hz. hızır dendiğinde aklımıza sıkıştığımız anlarda yardıma koşan ak sakalı ihtiyar geliyor.birbirimize aksakalı yardıma gelen ihtiyar hikayeleri anlatıp duruyoruz. ilahi bilgileri belletebilmek kuşaklara aktarabilmek için velilerimizin kullandığı mecazların içinde boğulmuş önümüzü aydınlatacak benzetmeler mecazlar karanlığımız olmuş yolumuzu kaybetmişiz cehaletin karanlığına gömülmüşük .

  • mevlana

    15.09.2020 - 20:28

    MESNEVİ’DE Hz. HIZIR
    Hz. Mevlana, El-Kehf suresinin 60 ile82. ayetleri Hz. Musa ile Hz. Hızır arasında geçen kıssayı şöyle te’vil eder.“İki deniz can ve beden denizleridir. Bu iki denizin kavuştuğu yer insanın varlığıdır. Balık hayattır. Denize atlaması, bedenin hayat bulması, canın bedenle görünmesidir.İzlerine basıp geri dönmeleri, yaratılışta ki temizliğe, fıtrata dönüştür. Bulduğu kul, yani Hızır, kutsi akıl dır.Ona Tanrı tarafından belletilen bilgi, vasıtasız olarak ilham edilen ilahi bilgidir. Binilen gemi, beden gemisidir. Geminin delinmesi, rıyazatla, ibadetle bedenin ve bedenle alakalı işlerin noksanlaşmasıdır.Öldürülen çocuk nefistir. Vardıkları köy bedene ait kuvvetlerdir. Hızır’ın düzelttiği duvar, tam inanç duvarıdır ki bu makam da can, “nefs-i Mutmainne” adını alır. Gemi sahibi olanlar, bedende ki hayvani kuvvetler ve zahiri duygulardır.Sağlam gemileri zapteden padişah “nefs-i emmare” dir.Öldürülen çocuğun temiz ve mü’min anası, babası can ve bedenin tabiatıdır. Duvarın altında ki define, marifet definesidir. Duvar bedendir. Define sahibi iki yetim, kutsi candan ayrılmış nazari ve ameli ve anlayış kaabiliyetidir.” Yine Mevlana “Sen baştan başa cansın, yahut zamanın Hızır’ı, yahut da Ab-ı Hayat. Onun içinde halktan gizlenmedesin.”der.Mevlana “Mesnevi”sinde devam eder “Hızır ve İlyas peygamberin hayatta bulunduğu, On ikinci İmam’la buluştuğu, Hz. Peygamberin Hakk’a yürümesinde, gelip Ehlibeyte başsağlığı dilediği, Hz. İmam Ali’nin de Hakka yürümesinde, evinin kapısına gelip ona selam vererek, Ehlibeyet’e taziyede bulunduğu, İlyas’la muayyen zaman da buluştuğu, acz içindekilere yardım ettiği, İmam Hüseyin’in şehadetin de onun, Medine de bir mersiye inşad ettiği, sesinin duyulduğu, imamlarla görüştüğü, Ehlibeyt imamlarından gelen rivayetlerdendir. Hızır ve İlyas nebi yüzü suyu hürmetine, Yüce Allah bize de imdat eyler
    facebook tan alıntıdır

  • üç şey

    13.09.2020 - 11:50

    mektubu yazan var ( hissettiren)

    mektubun kendisi var (hissedilen)

    mektubu okuyan var (hisseden)

    bur da etkiyle tepkinin arasında olanı
    aksiyonla reaksiyonun arasında olanı
    yani hissedileni farkettirmeye çalışıyorum

  • sıfat

    13.09.2020 - 11:42

    testi içindekini sızdırır.içinde güzelik olan güzellikleri görür fesat ve karamsar olanlar olayların kötü tarafını düşünür kötü şeyler yaşayacağının beklentisi içinde olur sevgi hissi güçlü olanlar fedakar sevecen merhametli olur.anne sevgisiyse tüm annelerin süt rengi beyaz yapar. yani hissettiklerimiz belirliyor her şeyi yani aynı hisleri hissettiğimizde aynı şeyleri düşünüyor yapıyoruz .farklılıklarımızsa sadece isim ve sıfatlarımızdan kaynaklanıyor.ben dediğimiz şey özümüz deki enerjiyi şöyle düşünün .....
    şöyle düşün karanlık bir gecede şehri aydınlatan sokak lambaları kimisi sarı kimisi kırmızı kimisi yeşil kimi mavi kimi turuncu.kimi çok parlak kimi zayıf işiklar. bu farklılıkları işikların sıfatları gibi düşün .bizimde farklılıklarımız isimlerimiz ve sıfatlarımız dır.ben dediğimiz de hepimizin tek oluşu birliğimizdir. sokak lambalarının bağlı oldu hatlardaki enerji gibi gibi düşünürüm özümüzde ben dediğimiz o enerjiyi .

  • fıkra

    27.08.2020 - 11:05

    amerikalı bilim insanı konferans için geldiği tırabzonun hamsi köyünde halk tarafından çok sevilir

    dönüşte köylüler amerikalıya bir hediye vermek isterler fakat hediyenin ne olacağı konusunda anlaşamazlar

    sonunda bir toplantı yapmaya karar verirler ilginç öneriler gelir

    bir kasa hamsi verelum yerken bizi hatırlasın
    meşhur terayağımızdan bir paket yapalum .....

    derken toplantıyı yapa dursun kalabalığa dönerek:
    arkadaşlar öyle bir iki günde yeyup bitecek bir hediye olmasun
    adama öyle bir hediye yapalum ki eline her alduğında bizi hatırlasun ...
    temel kalabalıktan seslenir:
    sünnet edelum o zaman.

Toplam 396 mesaj bulundu