Sessizlik aniden bastırır Sağnak bir yağmur gibi Sonra çekip gider. Hani bende başkadır sessizlik, Benimle anılır buralarda. Yakıştırırlar bana sessizliği. Konuşurum elbet bende arada sırada, Bir ses gelip bozsa sessizliğimi Sessizliğime ses olsa. MEHMET.
BU VATANA NASIL KIYDILAR
İnsan olan vatanını satar mı? Suyun içip ekmeğini yediniz. Dünyada vatandan aziz şey var mı? Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
Onu didik didik didiklediler, saçlarından tutup sürüklediler. götürüp kâfire: «Buyur...» dediler. Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
Eli kolu zincirlere vurulmuş, vatan çırılçıplak yere serilmiş. Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş. Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
Günü gelir çarh düzüne çevrilir, günü gelir hesabınız görülür. Günü gelir sualiniz sorulur: Beyler bu vatana nasıl kıydınız? Nazım Hikmet.
İstermisin?
İstermisin arkadaş? Seninle aynı yöne Bir sıra olalım. Uzasın uzasında kuyruk Hiç bozulmasın. Yalnız bir ulus için değil, Tüm insanlık için, Bir güneşe yöneliş... MEHMET
NE GÜZEL İNSAN OLMAK, DÜRÜST VE İKİ YÜZLÜ OLMADAN, OLDUĞUN GİBİ SAF VE TEMİZ OLMAK..
AMA GÜNÜMÜZ TÜRKİYE'SİNDE BU DEĞERLER NE YAZIK Kİ PEK GEÇERLİ DEĞİL. KÜÇÜCÜK ÇIKARLAR İÇİN İNSANLARIN NASIL YOK SAYILDIĞINI, İNSANOĞLUNU KÜÇÜK MENFAATLERİN NASILDA ÇIKARCI BENCİL YAPTIĞINI HEP BERABER YAŞAMAKTAYIZ...
BAZEN SORUYORUM BEN KENDİME, OLDUĞUN GİBİ GÖRÜNMEK SUÇ MU?
Çocukluğa özlem.
Bakıyorum insanlara, Birbirine düşman. Yaşam kavgası veriyorlar, Karınlarını doyurabilmek için. Bazen birbirlerini kırıyorlar, Çıkar çelişkilerinden dolayı.
Ama çocuklar hiçte öyle değil. Yürekleri saf, berrak, Kötülüklerden uzak. Büyüklerimiz ders alsın Onlardan! İnsanlık adına.
Mehmet...
Dün Gece
Issızlığı bozan ay ışığı Pencereden içeriye ışık saçıyor. Baktıkça gökyüzüne Seni görür gibi oluyorum. Yanımda hissediyorum, Ve sonra, O tatlı hülyadan uyandığımda, Yaşadığıma kahroluyorum. mehmet... Bu gün yağmur yağsın istedim.MEHMET.
Biz hiç yalnız hissetmedik ki kendimizi, yağmur uyanıştır. Doğanın yaşama merhaba dediği andır, çiçeklerin tüm renklerini kıskanırcasına gösterdiği andır. Ağaçların üzerindeki rehaveti atıp, göğe meydan okuma cesaretini gösterdiği andır. Bir an evvel beslenip, boy vermek ister. Yağmur umuttur. Grileşmiş gözlerin unuttuğu yaşamın tüm renklerini sunar ardından gökkuşağı ıle. Yağmur yaşama hissidir. Farlında olmaktır. Tenimize değen bir damla Yağmurun ılık bir dokunuş, insanın yaşama, yaşamın insana dokunuşu gibidir. her şeye rağmen tutkuyla bağlanabilmeyi anlatır camdan süzülen damlalar. Göşterişsiz, sade, çoşkulu, anlamlı...Bu gün hala daha yağmur yağsın istiyorum. Eskiye rağmen yenilenmektir yağmur. Yıkansın istiyorum her karış toprak. Gökkuşağını hep birlikte izleyebilmek için.
İnsanın insan tarafından amansız sömürüsünün yok olması için,savaşların dünyasında menekşe ve kırçiçekleri tarlalarının yeşermesi için, yani bir bütün olarak insanlığın insanlığının kurtulması için yağsın istedim.
UMUT VE SEVGİYLE...NEHMET
Son çeyrekte dostluklar, arkadaşlıklar, paylaşımlar o kadar çok değişdiki, herşeye menfaat girdi, insanlar nasıl üretirim, paylaşırımdan çok uzak, nasıl köşeyi dönebilirimi düşünmeye başladılar. Oysa bizim ülkemizde sevgi, saygı, paylaşımlı güzel günlerde olmuştu, okuyan sorgulayan insanlarımız olmuştu....ama 1980 de bu güzel değerleri istemeyenler tarafından anarşi rüzgar estirilip tüm güzel olan değerlerimizi yok etmeye çalıştılar, bu acımasız vahşi kapitalizmi yaşama geçirmeye çalıştılar, başarılıda oldular denebilir... Tüm bu olumsuzluklara rağmen, yüreğinde sevgi, sisteme dik duruşuyla yüreği güzel insanlar var...
Dev bir gün uyanacak. 12 Eylül'den sonraki süreçte insanların nasıl acılar çektiğini o dönemi yaşayan insanlar çok iyi bilir. Bu gün köylümüz, gencimiz, işsizimiz, kadınımız, emeklimiz çok perişan durumda, bir lokma ekmeye çalışacak insan dolu sokaklarda. Anadolunun köyleri, kasabaları tarım ve hayvancılık bittiğinden ve iş olmadığından boşalmış durumda, oraları çocuk sesine hasret. İnsanlar büyük kentlere karınlarını doyurabilmek için göç etmişler. Türkiyenin her bölgesinden büyük kentlerin varoşları Anadoludan göç etmiş milyonlarla dolu. İnsanlarımız orada açlık ve sefalet içinde.
Sonrada halkın gözünün içine baka baka herşey çok iyi çok güzel diyebilmektedirler. Bunlar kocaman yalan. Dev bir gün uyandığında bu yalanları dinlemeyecek. YETER ARTIK DİYECEK! işte o zaman ne yapacaklar ağalar, beyler? MEHMET.
AÇ KOLLARINI...
Aç kollarını sonsuzluğa
Bağır,haykır,susma!
Kim bilir ne fırtınalar ne bitmez acılar yaşadın
Ve inişi olmayan yokuşlar çıktın
Yoruldun.
Sen koca yürekli büyük insan
Uzaklara uçuyorsun kanat takmış
El sallıyorsun
Konuş desem susarsın
Bilirsin ne sen ne ben ne de biz
Biz değiliz artık. MEHMET.
SESSİZLİK.
Sessizlik aniden bastırır
Sağnak bir yağmur gibi
Sonra çekip gider.
Hani bende başkadır sessizlik,
Benimle anılır buralarda.
Yakıştırırlar bana sessizliği.
Konuşurum elbet bende arada sırada,
Bir ses gelip bozsa sessizliğimi
Sessizliğime ses olsa. MEHMET.
BU VATANA NASIL KIYDILAR
İnsan olan vatanını satar mı?
Suyun içip ekmeğini yediniz.
Dünyada vatandan aziz şey var mı?
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
Onu didik didik didiklediler,
saçlarından tutup sürüklediler.
götürüp kâfire: «Buyur...» dediler.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
Eli kolu zincirlere vurulmuş,
vatan çırılçıplak yere serilmiş.
Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
Günü gelir çarh düzüne çevrilir,
günü gelir hesabınız görülür.
Günü gelir sualiniz sorulur:
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
Nazım Hikmet.
İstermisin?
İstermisin arkadaş?
Seninle aynı yöne
Bir sıra olalım.
Uzasın uzasında kuyruk
Hiç bozulmasın.
Yalnız bir ulus için değil,
Tüm insanlık için,
Bir güneşe yöneliş... MEHMET
NE GÜZEL İNSAN OLMAK, DÜRÜST VE İKİ YÜZLÜ OLMADAN, OLDUĞUN GİBİ SAF VE TEMİZ OLMAK..
AMA GÜNÜMÜZ TÜRKİYE'SİNDE BU DEĞERLER NE YAZIK Kİ PEK GEÇERLİ DEĞİL. KÜÇÜCÜK ÇIKARLAR İÇİN İNSANLARIN NASIL YOK SAYILDIĞINI, İNSANOĞLUNU KÜÇÜK MENFAATLERİN NASILDA ÇIKARCI BENCİL YAPTIĞINI HEP BERABER YAŞAMAKTAYIZ...
BAZEN SORUYORUM BEN KENDİME, OLDUĞUN GİBİ GÖRÜNMEK SUÇ MU?
Çocukluğa özlem.
Bakıyorum insanlara,
Birbirine düşman.
Yaşam kavgası veriyorlar,
Karınlarını doyurabilmek için.
Bazen birbirlerini kırıyorlar,
Çıkar çelişkilerinden dolayı.
Ama çocuklar hiçte öyle değil.
Yürekleri saf, berrak,
Kötülüklerden uzak.
Büyüklerimiz ders alsın
Onlardan!
İnsanlık adına.
Mehmet...
Dün Gece
Issızlığı bozan ay ışığı
Pencereden içeriye ışık saçıyor.
Baktıkça gökyüzüne
Seni görür gibi oluyorum.
Yanımda hissediyorum,
Ve sonra,
O tatlı hülyadan uyandığımda,
Yaşadığıma kahroluyorum.
mehmet...
Bu gün yağmur yağsın istedim.MEHMET.
Biz hiç yalnız hissetmedik ki kendimizi, yağmur uyanıştır. Doğanın yaşama merhaba dediği andır, çiçeklerin tüm renklerini kıskanırcasına gösterdiği andır. Ağaçların üzerindeki rehaveti atıp, göğe meydan okuma cesaretini gösterdiği andır. Bir an evvel beslenip, boy vermek ister. Yağmur umuttur. Grileşmiş gözlerin unuttuğu yaşamın tüm renklerini sunar ardından gökkuşağı ıle. Yağmur yaşama hissidir. Farlında olmaktır. Tenimize değen bir damla Yağmurun ılık bir dokunuş, insanın yaşama, yaşamın insana dokunuşu gibidir. her şeye rağmen tutkuyla bağlanabilmeyi anlatır camdan süzülen damlalar. Göşterişsiz, sade, çoşkulu, anlamlı...Bu gün hala daha yağmur yağsın istiyorum. Eskiye rağmen yenilenmektir yağmur. Yıkansın istiyorum her karış toprak. Gökkuşağını hep birlikte izleyebilmek için.
İnsanın insan tarafından amansız sömürüsünün yok olması için,savaşların dünyasında menekşe ve kırçiçekleri tarlalarının yeşermesi için, yani bir bütün olarak insanlığın insanlığının kurtulması için yağsın istedim.
UMUT VE SEVGİYLE...NEHMET
Son çeyrekte dostluklar, arkadaşlıklar, paylaşımlar o kadar çok değişdiki, herşeye menfaat girdi, insanlar nasıl üretirim, paylaşırımdan çok uzak, nasıl köşeyi dönebilirimi düşünmeye başladılar. Oysa bizim ülkemizde sevgi, saygı, paylaşımlı güzel günlerde olmuştu, okuyan sorgulayan insanlarımız olmuştu....ama 1980 de bu güzel değerleri istemeyenler tarafından anarşi rüzgar estirilip tüm güzel olan değerlerimizi yok etmeye çalıştılar, bu acımasız vahşi kapitalizmi yaşama geçirmeye çalıştılar, başarılıda oldular denebilir... Tüm bu olumsuzluklara rağmen, yüreğinde sevgi, sisteme dik duruşuyla yüreği güzel insanlar var...
Dev bir gün uyanacak.
12 Eylül'den sonraki süreçte insanların nasıl acılar çektiğini o dönemi yaşayan insanlar çok iyi bilir. Bu gün köylümüz, gencimiz, işsizimiz, kadınımız, emeklimiz çok perişan durumda, bir lokma ekmeye çalışacak insan dolu sokaklarda. Anadolunun köyleri, kasabaları tarım ve hayvancılık bittiğinden ve iş olmadığından boşalmış durumda, oraları çocuk sesine hasret. İnsanlar büyük kentlere karınlarını doyurabilmek için göç etmişler. Türkiyenin her bölgesinden büyük kentlerin varoşları Anadoludan göç etmiş milyonlarla dolu. İnsanlarımız orada açlık ve sefalet içinde.
Sonrada halkın gözünün içine baka baka herşey çok iyi çok güzel diyebilmektedirler. Bunlar kocaman yalan. Dev bir gün uyandığında bu yalanları dinlemeyecek.
YETER ARTIK DİYECEK! işte o zaman ne yapacaklar ağalar, beyler? MEHMET.