REM'den dinlediğinizde kaybettiğinin farkında olan bir adamın feryadı, huzursuzluğu, çaresizliği,yardım isteyen çağrısıyla kendi kaybettiklerinizle yüz yüze gelirsiniz.
Gregorians'ın softluğu ise, durumu kabulleneşi ve huzuru hissettiryor.
Şarkının ruhuna ters bir durum, ya da benimkine :) Hala REM'den dinlemekten yanayım...
kaybettiklerinin ardından kollarını açıp '' dön bana '' diyecek kadar sabırlı olamıyor insan. gerçekten bir zamanlar sahip miydiniz yoksa öyle mi sandınız bilmek istiyor. bulamadığınızda arkanızı dönüp yolunuza devam etmeniz ne kadar kolay, eğer gerçekten yokluklarını hissetmiyorsanız. sızınız dinmiyor, huzur da yitirilenlerin yanında aldıysa yerini,feryat figan sağa sola koşup, herkese sormalı. aramak bile yeter size, bulsanız da bulmasanız da ne aradığınızı bildikten sonra.
Hani tam da şimdilerde kaybedilen dostluk, arkadaşlık, sevginin ne demek olduğunu ifade eden, bir zamanlar hayata umutla bakmanızı sağlayan, her ne kadar çocuk kitabı da dense; aradan geçen on yıl sonunda tekrar okunduğunda, aslında büyükler için yapılmış bir zaman makinesi olduğunu anladığınız efsane.
Çocukluğunuzla birlikte kaybettiğiniz masumiyetinize, ne istediğinizi bildiğiniz günlere ve ''belki''lere, ''ama''lara dahil etmediğiniz, sıcaklığından yüreğinizin titrediği sevgilere, dostluklara değer tekrar eliniz, ama emeksiz ''sevgilerin '' soğukluğuna alışan bedeniniz, izin vermez uzun kalmanıza. Son cümleyle birlikte yine açılır ''yalan dünyanızın'' kapıları.
''Eğer bir insan bir çiçeği seviyorsa ve milyonlarca yıldızın üzerinde bu çiçekten yalnızca bir tanecik varsa, yıldızlara uzaktan bakmak bile bu insanı mutlu etmeye yeter...''
akan zamanın süpürüp, tozunu bile bırakmadığı, bir zamanlar sahip olduğunuza inandıklarınızı arayıp bulamadığınızda, özlemek, sevmek, nefret etmek gibi insani duygulardan yoksun olmanıza rağmen, var olmanın dayanılmaz acısını hala nasıl hissedebildiğinize şaşırabilseniz, belki uçurumlardan dönmek mümkün olurdu...
''aşk eskitir beni
hayallerim bekletir
her şey yaşanır
ama bazı şeyler küflenir
yaşam beni benden alır
yine bana verir
karışır aklım
kendime döner dururum
ardımda kalanları
göğsümde yeniden doğururum
yaşam beni benden alır
kimlere verir
sen hiç bilmezsin
nasıl yalnızlık büyütür insan
sen hiç görmezsin
nasıl yaşlanır severken insan
sen istersen yüreğin ay ışığında
gecene masal olur
sen istersen bu gök boyanır
bu mavi hep kalır
sen seversen bu yürek havalanır
bir çift kanat olur
sen gidersen gözlerim parçalanır
bana hangi tarafım kalır... ''
aklınızın karışan yanlarına ışık tutan, bilmenin yükünü omuzlarınızdan alan,hislerinizin tercümanı olan Düş Sokağı Sakinleri'nin 99' da çıkan ''Üç '' isimli albümünden bir şarkıdır...
kime, ne zaman ve ne sebeple yazıldığı belli olmayan şarkı sözleri, şiirler, özlü -özsüz olanlar... çoğu zaman yazanı bilsek de yazdıranı,yazılanı bilemediğimiz...bazen dipsiz kuyulara salan,bazen merdiven olan... karanlık ve aydınlık arasındaki ince çizgiye tutunup, yaşamı anlamlandırma çabamıza yardımcı olan... yalnızlığımız,kalabalığımız, sevincimiz ve hüznümüz için biriktirip gün gelince dillendirdiğimiz...
Kitaplarıma kıyamayıp, yapmaktan uzak durduğum...Sevdiğim cümleleri bir deftere not edip, cümlenin düşündürdüklerini, hissettirdiklerini yazmaktan yanayım. Sizden sonra okuyanları da etkilememek adına uzak durulması gerekenlerden...
Önemli gün ve haftalarda insanların birbirine almak zorunda olduğu düşünülen... Almazsan sevdiceğinin boynu bükük kalır diye baskı yapılıp, en şafşatalı ve pahalı olan alınınca daha kıymetli olduğu zannedilen... Günlere haftalara sığdırılmayan,yer zaman,mekan tanımayan, bahane ve mazeretlerden uzak olan sevgilerinse ''bizim için kıymetlisiniz '' notuyla birlikte her daim aklımızda olup, '' senden gelen toza kurbanım'' dedirten :)))
esma-ül hüsna
06.07.2008 - 02:49Ya Hafız!
Hıfzının hazinesinde alem bir noktadan ibarettir
Hıfzının ayinesinde ay ve güneş, sönük bir parıltıdan ibarettir
Bahar kışa döner bir gün, gün akşama çıkar
Sabahlar sendendir, koru beni sabaha eriştir
Yıldızlar söner bir gün, dağlar yerinden oynar
Gökler senindir, koru beni, kapına yetiştir
Göklerde dürülür bir gün, yer yerinden oynar
Her yer senindir, koru beni, menzile eriştir
Kuşlar dağılır bir gün, denizler kaynar, ufuklar senindir
Koru beni, ötelere eriştir
İsmim unutulur bir gün, sesim boşlukta çınlar
Yakınlıklar sendendir
Koru beni, yakınlığına eriştir
Defterim açılır bir gün, günahlarım çok tutar
Takdir senindir koru beni, affını yetiştir
Sözüm biter bir gün, sessizlik uzar,kelam senindir
Koru beni müjdeni yetiştir
dua
06.07.2008 - 02:45Ya Baki!
Ne zaman lezzet alsam tükenince elem çekerim
Lezzetleri daim eyleyen sensin
Ne zaman kavuşsam ardından ayrılığı beklerim
Kavuşmaları sahici eyleyen sensin
Ne kadar çok sevdam varsa o kadar çok veda beslerim
Kalbime ebedi sevdalar düşüren sensin
Ömrüm kısa elim yetişmiyor kalbim kandır
Baki olan ancak sensin Beka bahşet imanıma
dua
06.07.2008 - 02:42Ya Varis!
Yok bildiklerim senin nazarındadır
Yitirdiklerim senin katındadır
Bitirdiklerim senin yanındadır
Unuttuklarım senin hatırındadır
Unutulmuşları sonunda sen anarsın
Gidene de kalana da Varis sensin
Ebedi kavuşmaklar ver bana
muhammed bozdağ
23.06.2008 - 14:41''Acı bugün için acıdır; zevk de şu an için zevktir. Ancak, yarın, anlamları değişebilir. ''
İstemenin Esrarı
muhammet bozdağ
23.06.2008 - 14:38Yazarın Kitaplarında ismi ''Muhammed Bozdağ'' olarak geçtiğine göre doğru yazılımı da bu olsa gerek...Bir zamanlar eklenmiş nedire...
maymun iştahlı sevimli çocuk
19.06.2008 - 14:29sevimliliği sinir harbinize engel olamayan, daldan dala atlamayı seven cambaz.
gece şarkıları
02.06.2008 - 00:40ister içinizdeki karanlığı aydınlatmak, ister karanlığınızı koyultmak için, her ne sebeple olursa olsun İlhan İrem'in şarkıları birebirdir.
(bakınız: sürgün gibi masallarda)
vazgeçmek
01.06.2008 - 23:22sahip olduklarından, olduğunu sandıklarından ve olmaya çalıştıklarından...ezbere yaşanan bir hayattan...
masum kelimeler
22.05.2008 - 01:45söyleyen ve söyletene göre şekil değiştirmeyip saflığını koruyan, içinde menfaat barındırmayan,sadece ama sadece tek bir kelime...
arayıp bulmak bir hayalden ibaret olmasa, çocuklara bile ağır gelen masumiyeti kelimelere yüklemek ne de kolay olurdu.
ben şahsen,bizzat,kendim
22.05.2008 - 00:03kim olduğunuzu, ne olduğunuzu hatırlamak ve hatırlatmak adına inandıklarınızın altına attığınız imzanız.
PiNOKYO.
12.04.2008 - 00:58Prens olmaya adamış kendini ama külkedisinin kapısını çalabilmiş sadece, kalbini değil :)
şarkı
09.04.2008 - 22:23''Asılı kaldım bir ipin ucunda
Gerildim (yenildim) durdum ben yokluğunda
Bir avuntu aradım durdum
Gecenin kör boşluğunda
Yüreğim daldan düşen bir yaprak
Gözlerim gökten kopan bir yıldız
Beklemek diyorsun sevgilim
Söyle nereye kadar
Gönül yareler içinde
Yürüyor hüzünler şehrine
Gönül uslansa bir çare
Ama koşuyor hasretler peşinde
Yüzüm ellerim siliniyor aşkım
Sabrım tükeniyor
Ben diye bir şey sen diye sevda
Canım kalmıyor ''
Bir zamanlar ''Bendeniz ''söylerdi, biz dinlerdik sadece; ne demek istediğini bile bilmeden...
losing my religion
05.04.2008 - 23:47REM'den dinlediğinizde kaybettiğinin farkında olan bir adamın feryadı, huzursuzluğu, çaresizliği,yardım isteyen çağrısıyla kendi kaybettiklerinizle yüz yüze gelirsiniz.
Gregorians'ın softluğu ise, durumu kabulleneşi ve huzuru hissettiryor.
Şarkının ruhuna ters bir durum, ya da benimkine :) Hala REM'den dinlemekten yanayım...
losing my religion
05.04.2008 - 23:32kaybettiklerinin ardından kollarını açıp '' dön bana '' diyecek kadar sabırlı olamıyor insan. gerçekten bir zamanlar sahip miydiniz yoksa öyle mi sandınız bilmek istiyor. bulamadığınızda arkanızı dönüp yolunuza devam etmeniz ne kadar kolay, eğer gerçekten yokluklarını hissetmiyorsanız. sızınız dinmiyor, huzur da yitirilenlerin yanında aldıysa yerini,feryat figan sağa sola koşup, herkese sormalı. aramak bile yeter size, bulsanız da bulmasanız da ne aradığınızı bildikten sonra.
ıskalamak
05.04.2008 - 01:09dünlerin sızısıyla,yarınların sis perdesi arasında kaybolduğun hayatı...
küçük prens
02.04.2008 - 00:11Hani tam da şimdilerde kaybedilen dostluk, arkadaşlık, sevginin ne demek olduğunu ifade eden, bir zamanlar hayata umutla bakmanızı sağlayan, her ne kadar çocuk kitabı da dense; aradan geçen on yıl sonunda tekrar okunduğunda, aslında büyükler için yapılmış bir zaman makinesi olduğunu anladığınız efsane.
Çocukluğunuzla birlikte kaybettiğiniz masumiyetinize, ne istediğinizi bildiğiniz günlere ve ''belki''lere, ''ama''lara dahil etmediğiniz, sıcaklığından yüreğinizin titrediği sevgilere, dostluklara değer tekrar eliniz, ama emeksiz ''sevgilerin '' soğukluğuna alışan bedeniniz, izin vermez uzun kalmanıza. Son cümleyle birlikte yine açılır ''yalan dünyanızın'' kapıları.
küçük prens
01.04.2008 - 23:51''Eğer bir insan bir çiçeği seviyorsa ve milyonlarca yıldızın üzerinde bu çiçekten yalnızca bir tanecik varsa, yıldızlara uzaktan bakmak bile bu insanı mutlu etmeye yeter...''
tükenmek
28.03.2008 - 12:01Sonun başlangıcı... Artık yarınlara erteleyecek ne hayalleriniz vardır,ne de umutlarınız.
leyla olmak
11.03.2008 - 16:52Temkîni cünûna kılma tebdîl
Kızsın, ucuz olma kadrini bil
Her sûrete aks gibi bakma
Her gördüğüne su gibi akma
Sâye gibi her yere yüz urma
Hiç kimse ile oturma durma
Fuzuli
Dönmek
06.03.2008 - 01:19akan zamanın süpürüp, tozunu bile bırakmadığı, bir zamanlar sahip olduğunuza inandıklarınızı arayıp bulamadığınızda, özlemek, sevmek, nefret etmek gibi insani duygulardan yoksun olmanıza rağmen, var olmanın dayanılmaz acısını hala nasıl hissedebildiğinize şaşırabilseniz, belki uçurumlardan dönmek mümkün olurdu...
aşk eskitir beni
04.03.2008 - 15:36''aşk eskitir beni
hayallerim bekletir
her şey yaşanır
ama bazı şeyler küflenir
yaşam beni benden alır
yine bana verir
karışır aklım
kendime döner dururum
ardımda kalanları
göğsümde yeniden doğururum
yaşam beni benden alır
kimlere verir
sen hiç bilmezsin
nasıl yalnızlık büyütür insan
sen hiç görmezsin
nasıl yaşlanır severken insan
sen istersen yüreğin ay ışığında
gecene masal olur
sen istersen bu gök boyanır
bu mavi hep kalır
sen seversen bu yürek havalanır
bir çift kanat olur
sen gidersen gözlerim parçalanır
bana hangi tarafım kalır... ''
aklınızın karışan yanlarına ışık tutan, bilmenin yükünü omuzlarınızdan alan,hislerinizin tercümanı olan Düş Sokağı Sakinleri'nin 99' da çıkan ''Üç '' isimli albümünden bir şarkıdır...
sevdiğim sözler
27.02.2008 - 00:44kime, ne zaman ve ne sebeple yazıldığı belli olmayan şarkı sözleri, şiirler, özlü -özsüz olanlar... çoğu zaman yazanı bilsek de yazdıranı,yazılanı bilemediğimiz...bazen dipsiz kuyulara salan,bazen merdiven olan... karanlık ve aydınlık arasındaki ince çizgiye tutunup, yaşamı anlamlandırma çabamıza yardımcı olan... yalnızlığımız,kalabalığımız, sevincimiz ve hüznümüz için biriktirip gün gelince dillendirdiğimiz...
kitap okurken satır altlarını çizmek
27.02.2008 - 00:32Kitaplarıma kıyamayıp, yapmaktan uzak durduğum...Sevdiğim cümleleri bir deftere not edip, cümlenin düşündürdüklerini, hissettirdiklerini yazmaktan yanayım. Sizden sonra okuyanları da etkilememek adına uzak durulması gerekenlerden...
hediye
26.02.2008 - 10:46Önemli gün ve haftalarda insanların birbirine almak zorunda olduğu düşünülen... Almazsan sevdiceğinin boynu bükük kalır diye baskı yapılıp, en şafşatalı ve pahalı olan alınınca daha kıymetli olduğu zannedilen... Günlere haftalara sığdırılmayan,yer zaman,mekan tanımayan, bahane ve mazeretlerden uzak olan sevgilerinse ''bizim için kıymetlisiniz '' notuyla birlikte her daim aklımızda olup, '' senden gelen toza kurbanım'' dedirten :)))
Toplam 438 mesaj bulundu