22.06.2015 TARİHİNDEN İTİBAREN İSTANBUL BAHÇELİEVLER SHÇEK HUZUREVİNDE KALMAKTAYIM. MEMNUNUM. ARTIK GELİN PAYLAŞALIM DİYEMİYORUM. ESAS OLAN GÖNÜLLÜLÜK. AŞAĞIDAKİ TANITIM YAZIM 2006 YILINDAN. YANİ AKTİF GÜNLERİMDEN. PEK DURAĞAN DEĞİLSEM DE... SEVGİMİ VE SAYGIMI PAYLAŞIYORUM. *** GELİN PAYLAŞALIM! .. Karanlığın rengi “kara”dır. Cennetimin elmaları da karardı. Umudu ışığı arıyorum. Kara seslerin, bakışların, düşüncelerin arasında. Karanlığın tüm güzellikleri-çirkinlikleri, Korkuları-cesareti yoğun biçimde yaşattığı ve de sergilediği için seçtim siyah' ı. Mevlâna’ nın dediğine benzer, yaratılandan dolayı yaratana hayranlık duyarak, tuvalin başına geçiyorum. Bu saatlerim yaratanla yaratılanın en saf duygularla bütünleştiği anlardır. Ayıp, günah, art niyet, hinlik yoktur. Cennetimden elmalar sunarım, Çamursuz. İnsanoğlu yok olup giderken, yok etme eylemleri sürerken, teknolojinin de ihaneti ile ödenecek bedel, gelecek kuşağa bırakacak olduğumuz mirastır. Bir sonbahar yüklü yaprak, bir kuru çiçek, yeniden yeşermeyi becerebilen tohum ölümlülüğü iliklerime kadar hissettiriyor. Bu duygularla zamanın hızına yetişmeli çalışmalı, çalışmalıyım, miras olarak bırakacak olduğumuz olumsuzlukları, umutları, resmetmeli, yazmalıyım diyorum. Bulutlara, çiçeklere, ağaçlara, kuşlara, denize, tümüyle doğaya tutkunum. Şamdana, kitaba, divana, kilime tutkunum. Her gün biraz daha uzaklaştığım yaşamın içindeki tüm objelere tutkunum Kızıma, anneme, kardeşlerime, dostlarıma tutkunum. İnsanlara tutkunum. Bahçelerimizi süsleyen 'olmazsa olmaz' çiçeklerini, magazin sayfalarının vazgeçilmez fotoğraflarını resimledim. İnsan, çiçek ve meyvede gözleyeceğiniz benzerlikleri, doğal formları çizdim. Seçtiğim bu üç objenin (insan - çiçek - elma) neslini sürdürmedeki emeğinin gizemli olmadığını gözledim. Her resmimde, ölümün elinden bir şeyler kaçırdığımı düşünmeyi insansal bir değer olarak görüyorum. Geçmişteki ustaların ekollerini ve çağdaş dediğimiz özgür sanat akımını da göz ardı etmeden ekspresif bir anlayışla sezilen ve düşünülenden öte, nahif duygularımı da katarak resmetmeyi tercih ediyorum. Bazen kuşkulanıyor, yaptıklarımdan, yazdıklarımdan, hiç mi hiç, mutlu olamıyorum. Umutsuzca bir süre onlardan kaçıyorum. Okuyor, yazılar yazıyorum. Sonra yine umudu ışığı yakalamaya sonsuzluğu, sonluluğu sorgulamak üzere resim atölyeme koşuyorum. Sergilerimi önemsiyorum. İzleyicilerin, kaygılarımın arasında, resmin içindeki gizli espriyi, umudu yakalayıp da tebessüm ettiklerini görmek hoşuma gidiyor, Kendimle dalga geçiyorum. Daha vereceklerim bitmedi diyerek fırçama dört elle sarılıyor, duygu ve düşüncelerimi anlatabildiğime inanıyorum. Resim yapmayı, yazı ve şiir yazmayı çok seviyor, bu sevdiklerimle hayata tutunuyorum. Ve 'TUTUNDUKLARIM' ı bir kitapta topladım. adını da 'TUTUNDUKLARIM' koydum. MOSS YAYINCILIK' dan piyasaya çıktı.(http://kitapadresi.com/kitapdetay.aspx?kid=193472-tutunduklarim) Tutunduklarımı paylaşmayı da çok seviyorum. Gelin paylaşalım diyorum…
(15 HAZİRAN 2015 DEN İTİBAREN BAHÇELİEVLER REHABİLİTASYON MERKEZİ VE HUZUREVİ' NDE KALMAKTAYIM.)
22.06.2015 TARİHİNDEN İTİBAREN İSTANBUL BAHÇELİEVLER SHÇEK HUZUREVİNDE KALMAKTAYIM.
MEMNUNUM.
ARTIK GELİN PAYLAŞALIM DİYEMİYORUM.
ESAS OLAN GÖNÜLLÜLÜK.
AŞAĞIDAKİ TANITIM YAZIM 2006 YILINDAN. YANİ AKTİF GÜNLERİMDEN.
PEK DURAĞAN DEĞİLSEM DE...
SEVGİMİ VE SAYGIMI PAYLAŞIYORUM.
***
GELİN PAYLAŞALIM! ..
Karanlığın rengi “kara”dır.
Cennetimin elmaları da karardı.
Umudu ışığı arıyorum. Kara seslerin, bakışların, düşüncelerin arasında.
Karanlığın tüm güzellikleri-çirkinlikleri,
Korkuları-cesareti yoğun biçimde yaşattığı ve de sergilediği için seçtim siyah' ı.
Mevlâna’ nın dediğine benzer, yaratılandan dolayı yaratana hayranlık duyarak, tuvalin başına geçiyorum.
Bu saatlerim yaratanla yaratılanın en saf duygularla bütünleştiği anlardır.
Ayıp, günah, art niyet, hinlik yoktur.
Cennetimden elmalar sunarım, Çamursuz.
İnsanoğlu yok olup giderken, yok etme eylemleri sürerken, teknolojinin de ihaneti
ile ödenecek bedel, gelecek kuşağa bırakacak olduğumuz mirastır.
Bir sonbahar yüklü yaprak, bir kuru çiçek, yeniden yeşermeyi becerebilen tohum ölümlülüğü iliklerime kadar hissettiriyor.
Bu duygularla zamanın hızına yetişmeli çalışmalı, çalışmalıyım, miras olarak bırakacak olduğumuz olumsuzlukları, umutları, resmetmeli, yazmalıyım diyorum.
Bulutlara, çiçeklere, ağaçlara, kuşlara, denize, tümüyle doğaya tutkunum.
Şamdana, kitaba, divana, kilime tutkunum.
Her gün biraz daha uzaklaştığım yaşamın içindeki tüm objelere tutkunum
Kızıma, anneme, kardeşlerime, dostlarıma tutkunum.
İnsanlara tutkunum.
Bahçelerimizi süsleyen 'olmazsa olmaz' çiçeklerini, magazin sayfalarının vazgeçilmez fotoğraflarını resimledim.
İnsan, çiçek ve meyvede gözleyeceğiniz benzerlikleri, doğal formları çizdim.
Seçtiğim bu üç objenin (insan - çiçek - elma) neslini sürdürmedeki emeğinin gizemli olmadığını gözledim.
Her resmimde, ölümün elinden bir şeyler kaçırdığımı düşünmeyi insansal bir değer olarak görüyorum.
Geçmişteki ustaların ekollerini ve çağdaş dediğimiz özgür sanat akımını da göz ardı etmeden ekspresif bir anlayışla sezilen ve düşünülenden öte, nahif duygularımı da katarak resmetmeyi tercih ediyorum.
Bazen kuşkulanıyor, yaptıklarımdan, yazdıklarımdan, hiç mi hiç, mutlu olamıyorum. Umutsuzca bir süre onlardan kaçıyorum. Okuyor, yazılar yazıyorum. Sonra yine umudu ışığı yakalamaya sonsuzluğu, sonluluğu sorgulamak üzere resim atölyeme koşuyorum.
Sergilerimi önemsiyorum. İzleyicilerin, kaygılarımın arasında, resmin içindeki gizli espriyi, umudu yakalayıp da tebessüm ettiklerini görmek hoşuma gidiyor,
Kendimle dalga geçiyorum.
Daha vereceklerim bitmedi diyerek fırçama dört elle sarılıyor, duygu ve düşüncelerimi anlatabildiğime inanıyorum. Resim yapmayı, yazı ve şiir yazmayı çok seviyor, bu sevdiklerimle hayata tutunuyorum. Ve 'TUTUNDUKLARIM' ı bir kitapta topladım. adını da 'TUTUNDUKLARIM' koydum. MOSS YAYINCILIK' dan piyasaya çıktı.(http://kitapadresi.com/kitapdetay.aspx?kid=193472-tutunduklarim)
Tutunduklarımı paylaşmayı da çok seviyorum.
Gelin paylaşalım diyorum…
(15 HAZİRAN 2015 DEN İTİBAREN BAHÇELİEVLER REHABİLİTASYON MERKEZİ VE HUZUREVİ' NDE KALMAKTAYIM.)
Mebrure Coşkunsu