''Kur’an-ı Kerim şunu da gösteriyor ki Dünya’yı, Güneş aydınlatmıyor.
Dünya’yı aydınlatan, Güneş ışınlarını aydınlığa çeviren gündüz dediğimiz varlıktır.
Gündüz dediğimiz varlık ufkun altında da olsa, bunu aydınlığa çevirmektedir.
Karanlığın oluşması, Güneş’in batmasından değil, gece denilen varlığın ortaya çıkmasıdır...''
Varoluşumuzun kendisini destekleyecek daima fani ve yitip giden şimdiden başka hiçbir temeli yoktur ve böylece özleyip durduğumuz hiçbir durgunluk olanağı olmaksızın sürekli hareket varoluşumuzun asli biçimidir. Bizler durmaya çalıştığı takdirde kaçınılmaz olarak düşecek olan ve bacaklarını ancak koşmaya devam ederek dik tutabilen, bayır aşağı koşan bir insana benziyoruz. Nitekim, dur durak bilmemek varoluşun orijinal biçimidir.
Erkeklerin sefahat aleminin kamusal kurbanlarına orospu denir. Onlar kendilerini erkeklerin keyfine ya da çıkarına teslim etmeye her zaman hazırdırlar; mutlu ve saygıdeğer yaratıklardır onlar, kamuoyunca lekelenseler de şehvetin baştacıdır onlar ve sözümona namusluluk taslayanlardan topluma daha gerekli olan bu kadınlar, toplumun haksız yere onları mahrum bırakmaya cüret ettiği saygınlığı bu topluma hizmet etmek uğruna seve seve feda ederler. Bu sıfattan onur duyan kadınlar, çok yaşayın! Gerçekten kibar kadınlar onlardır, gerçekten filozof olan yalnızca onlardır!
Allah kavramını elbette bilen ama müslümanların allah inancını paylaşmayan güruh. Bir ateiste göre Allah dünyada inanılan yüzlerce tanrıdan biridir. Atesit yalnızca Allaha değil diğer tanrılara da inanmaz. Müslüman Allahın varolduğuna inanır, atesit ise Allahın varolduğuna inanmaz.
(Başlık altına yazılan yorumları görünce ilkokul seviyesinde anlatma gerekliliği duydum)
Tüm evren, ritimlerden kurulu bir karmaşa. Her birimiz kendi bedensel ritimlerimizi kozmosun ritimleriyle özdeşleştirmek gibi bir ihtiyaç duyuyoruz. Deniz en büyük ritim faili. Rüzgarda savrulan tohum tanecikleri, yörüngede dönen atomlar da ritmik. Kaslı, güçlü bir organ olan rahim, çocuğun doğmasıyla birlikte kasılır -ritmik kasılmalar, aslında, bebeğin dünyaya teşrifini sağlayan önemli teşviklerdir. Her şey ritimle başlar.
''Peygamber benimle 6 (yaşında) bir kızken nişanlandı. medine'ye gittik ve beni-el-haris bin hazrec'in evinde kaldık. Sonra hastalandım ve saçlarım döküldü. Daha sonra saçlarım (yeniden) büyüdü ve annem, Um-ruman, salıncakta kız arkadaşlarımla oynarken yanıma geldi. beni çağırdı, yanına gittim; bana ne yapacağını bilmiyordum. elimden yakaladı ve beni kapıda bekletti. Soluğum kesilmişti, nefesim yerine geldiğinde; biraz su aldı ve yüzümle başımı bu su ile ovdu. Daha sonra beni eve aldı. Evde ensari bir kadın gördüm ve kadın şöyle dedi: 'Hayırlı olsun, Allah selamet versin, iyi şanslar.' Daha sonra beni onlara emanet etti ve onlar beni (evlilik için) hazırladılar. Hiç beklemezken sabah Allah'ın Elçisi bana geldi ve annem beni ona teslim etti, O esnada 9 yaşında bir kızdım
EEG ölçümünde, nöroloji doktoru ''bu herif beyinsizin teki'' demesin endişesi ile aşkın şeyler düşünmeye çalıştım.
'aşkın'ın eşanlamlısı tranzendental miydi diye 10 dakika bocaladım hatta.
Bunun pek işime yaramadığını görerek farklı bir yöntem denedim,
bildiğim tüm büyük insanların ismini saydım yani önüne hazreti ekleyebildiklerimin; muhammed, ali, ayşe, fatma, osman, musa, isa...
Hazreti'nin eşnanlamlısı saint miydi diye 10 dakika bocaladıktan sonra da:
senbernar, saint pauli, senpetersburg, santa klaus, saint benoit....
Umarım doktor 'tam benim kafadanmışın kanka' diyecek
Yorgunluğumu yatağa, açlığımı mutfağa, kirimi banyoda bıraktım,
ciğerlerimi sigara almaya yolladım, teil'ımı armin meiwes'a doğradım,
kalbim nicedir can atıyordu zaten benden ayrılmaya.
Yüzümü aynaya belki, görüşmüyoruz uzun zamandır... ayaklarımı eşiğe? ...
Gün boyu kendimi bir arada tutma çabamdan kurtulmaktı beni asıl rahatlatan
Kırmızı köşede, özlemle beklenen baharlarda yetişmiş, pembe mayosuyla yaşamı renkli kılma isteği ve siyah köşede, sonbaharın depresif ettiği, kışın yılgın kıldığı ve yazın bunalttığı
bulanık üstüne gri mayolu yaşamın imkansız, tüm çabaların beyhudeliği... Ve ben bu biteviye dövüşün sürdüğü ring, meRringen
Avcı kara sapladığı jiletin çevresine bir miktar kan döker. Bundan sonra yapacağı tek şey beklemektir. Kan kokusunu alan ayı nihayet tuzağa yaklaşır ve kanı yalamaya başlar. Dili kesilmiş ve kendi kanını
yalamaya başlamıştır. Kendi kanı ile diğer kan arasındaki farkı ayırt etmeyen ayı belirli bir süre sonra bayılır. Kan kaybı devam ederse de hiptermiden ölür.
“Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, Peygamber bizi engelledi.”
'İnsanlar arasındaki ilişkilerde saklı acıyı henüz tatmamış, kendilerini birbirlerine bağlayan bağ ne kadar sıkı olursa olsun iki insan arasında her zaman bir uçurumun var olduğunu, bunu ancak sevginin, o da zaman zaman oluşturacağı geçici bir köprüyle aşabileceğini henüz yaşamamıştım.'
Kuran'ın anlam içeriği ile yeterince ilgi çekmediğini düşündüğünden, bu kitaba hak ettiğini düşündüğü itibarını kazandırmak adına çeşitli hokkabazlıklar yapan, acemi akrobat
'Biriniz sütresiz olarak namaz kılarsa (önünden geçtiği takdirde) şunlar namazını bozar: Eşek, domuz, yahudi, mecusi, kadın... Namazın bozulmaması için onun önünden, bunların bir taş atımlık uzaktan geçmesi kifayet eder.' (Bir diğer rivayette şöyle denmişti: 'Namazı, (önden geçen) hayızlı kadın ve köpek bozar.')
'Deli ya da aptal gözüyle baktığım bir adamın, pek çok farklı konuda ya da hayat memat meselelerinde sıradan bir insanı alt etmesi beni hiç şaşırtmaz. Saralılara kriz anında inanılmaz bir güç gelir; normal insanlardan pek azı par ...
gece gündüz
24.11.2012 - 12:02''Kur’an-ı Kerim şunu da gösteriyor ki Dünya’yı, Güneş aydınlatmıyor.
Dünya’yı aydınlatan, Güneş ışınlarını aydınlığa çeviren gündüz dediğimiz varlıktır.
Gündüz dediğimiz varlık ufkun altında da olsa, bunu aydınlığa çevirmektedir.
Karanlığın oluşması, Güneş’in batmasından değil, gece denilen varlığın ortaya çıkmasıdır...''
Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır
varoluş
20.11.2012 - 18:39Varoluşumuzun kendisini destekleyecek daima fani ve yitip giden şimdiden başka hiçbir temeli yoktur ve böylece özleyip durduğumuz hiçbir durgunluk olanağı olmaksızın sürekli hareket varoluşumuzun asli biçimidir. Bizler durmaya çalıştığı takdirde kaçınılmaz olarak düşecek olan ve bacaklarını ancak koşmaya devam ederek dik tutabilen, bayır aşağı koşan bir insana benziyoruz. Nitekim, dur durak bilmemek varoluşun orijinal biçimidir.
Schopenhauer
fahişe
20.11.2012 - 18:27Erkeklerin sefahat aleminin kamusal kurbanlarına orospu denir. Onlar kendilerini erkeklerin keyfine ya da çıkarına teslim etmeye her zaman hazırdırlar; mutlu ve saygıdeğer yaratıklardır onlar, kamuoyunca lekelenseler de şehvetin baştacıdır onlar ve sözümona namusluluk taslayanlardan topluma daha gerekli olan bu kadınlar, toplumun haksız yere onları mahrum bırakmaya cüret ettiği saygınlığı bu topluma hizmet etmek uğruna seve seve feda ederler. Bu sıfattan onur duyan kadınlar, çok yaşayın! Gerçekten kibar kadınlar onlardır, gerçekten filozof olan yalnızca onlardır!
Marquis de Sade
ateist
17.11.2012 - 14:42Allah kavramını elbette bilen ama müslümanların allah inancını paylaşmayan güruh. Bir ateiste göre Allah dünyada inanılan yüzlerce tanrıdan biridir. Atesit yalnızca Allaha değil diğer tanrılara da inanmaz. Müslüman Allahın varolduğuna inanır, atesit ise Allahın varolduğuna inanmaz.
(Başlık altına yazılan yorumları görünce ilkokul seviyesinde anlatma gerekliliği duydum)
bioritm
16.11.2012 - 22:31Tüm evren, ritimlerden kurulu bir karmaşa. Her birimiz kendi bedensel ritimlerimizi kozmosun ritimleriyle özdeşleştirmek gibi bir ihtiyaç duyuyoruz. Deniz en büyük ritim faili. Rüzgarda savrulan tohum tanecikleri, yörüngede dönen atomlar da ritmik. Kaslı, güçlü bir organ olan rahim, çocuğun doğmasıyla birlikte kasılır -ritmik kasılmalar, aslında, bebeğin dünyaya teşrifini sağlayan önemli teşviklerdir. Her şey ritimle başlar.
atatürkün sözleri
16.11.2012 - 21:48Hiç şüphesiz Antalya dünyanın en güzel yeridir
ATATÜRK'ÜN HASTALIĞI
16.11.2012 - 21:47Megalomani
Bir Delinin Monologları
15.11.2012 - 23:22Sık sık şunu söylüyorum kendime, kendini tekrar ediyorsun
hadis
15.11.2012 - 22:42''Peygamber benimle 6 (yaşında) bir kızken nişanlandı. medine'ye gittik ve beni-el-haris bin hazrec'in evinde kaldık. Sonra hastalandım ve saçlarım döküldü. Daha sonra saçlarım (yeniden) büyüdü ve annem, Um-ruman, salıncakta kız arkadaşlarımla oynarken yanıma geldi. beni çağırdı, yanına gittim; bana ne yapacağını bilmiyordum. elimden yakaladı ve beni kapıda bekletti. Soluğum kesilmişti, nefesim yerine geldiğinde; biraz su aldı ve yüzümle başımı bu su ile ovdu. Daha sonra beni eve aldı. Evde ensari bir kadın gördüm ve kadın şöyle dedi: 'Hayırlı olsun, Allah selamet versin, iyi şanslar.' Daha sonra beni onlara emanet etti ve onlar beni (evlilik için) hazırladılar. Hiç beklemezken sabah Allah'ın Elçisi bana geldi ve annem beni ona teslim etti, O esnada 9 yaşında bir kızdım
Buhari, nikâh 38, 39, 57, 59, 61; Müslim, nikah 69, (1422): Ebu Dâvud, nikâh 34, (2121): Edeb 63, (4933, 4934, 4935, 4936, 4937): Nesai, nikah 29, (6, 82)
doktor raporu
15.11.2012 - 22:36EEG ölçümünde, nöroloji doktoru ''bu herif beyinsizin teki'' demesin endişesi ile aşkın şeyler düşünmeye çalıştım.
'aşkın'ın eşanlamlısı tranzendental miydi diye 10 dakika bocaladım hatta.
Bunun pek işime yaramadığını görerek farklı bir yöntem denedim,
bildiğim tüm büyük insanların ismini saydım yani önüne hazreti ekleyebildiklerimin; muhammed, ali, ayşe, fatma, osman, musa, isa...
Hazreti'nin eşnanlamlısı saint miydi diye 10 dakika bocaladıktan sonra da:
senbernar, saint pauli, senpetersburg, santa klaus, saint benoit....
Umarım doktor 'tam benim kafadanmışın kanka' diyecek
ayrılık
15.11.2012 - 22:32Yorgunluğumu yatağa, açlığımı mutfağa, kirimi banyoda bıraktım,
ciğerlerimi sigara almaya yolladım, teil'ımı armin meiwes'a doğradım,
kalbim nicedir can atıyordu zaten benden ayrılmaya.
Yüzümü aynaya belki, görüşmüyoruz uzun zamandır... ayaklarımı eşiğe? ...
Gün boyu kendimi bir arada tutma çabamdan kurtulmaktı beni asıl rahatlatan
uyanış
15.11.2012 - 22:30Uyanmak berbatlığa bulaşmaktır, ''uyuyan güzel öpüldüğünde masal biter''
kırmızı bülten
15.11.2012 - 22:19Kırmızı köşede, özlemle beklenen baharlarda yetişmiş, pembe mayosuyla yaşamı renkli kılma isteği ve siyah köşede, sonbaharın depresif ettiği, kışın yılgın kıldığı ve yazın bunalttığı
bulanık üstüne gri mayolu yaşamın imkansız, tüm çabaların beyhudeliği... Ve ben bu biteviye dövüşün sürdüğü ring, meRringen
dil yarası
15.11.2012 - 22:11Avcı kara sapladığı jiletin çevresine bir miktar kan döker. Bundan sonra yapacağı tek şey beklemektir. Kan kokusunu alan ayı nihayet tuzağa yaklaşır ve kanı yalamaya başlar. Dili kesilmiş ve kendi kanını
yalamaya başlamıştır. Kendi kanı ile diğer kan arasındaki farkı ayırt etmeyen ayı belirli bir süre sonra bayılır. Kan kaybı devam ederse de hiptermiden ölür.
çabalamak
15.11.2012 - 22:03Yaşamın imkansızlığı karşısında insanın beyhude emeği
mutsuzluk
12.11.2012 - 22:16'Mutsuzluk, nefes alan herşeyin dokusunu oluşturur' der Pessoa
hadis
11.11.2012 - 13:25“Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, Peygamber bizi engelledi.”
Buhari Tıp5/1, Hanbel 3/107,163
uçurum
10.11.2012 - 16:08'İnsanlar arasındaki ilişkilerde saklı acıyı henüz tatmamış, kendilerini birbirlerine bağlayan bağ ne kadar sıkı olursa olsun iki insan arasında her zaman bir uçurumun var olduğunu, bunu ancak sevginin, o da zaman zaman oluşturacağı geçici bir köprüyle aşabileceğini henüz yaşamamıştım.'
şu an ne dinliyorum
10.11.2012 - 15:32Static X - Kill Your Idols (10 Kasım şarkısı)
ömer çelakıl
10.11.2012 - 14:13Kuran'ın anlam içeriği ile yeterince ilgi çekmediğini düşündüğünden, bu kitaba hak ettiğini düşündüğü itibarını kazandırmak adına çeşitli hokkabazlıklar yapan, acemi akrobat
şu an ne dinliyorum
09.11.2012 - 17:56Theatre of Tragedy - ''Mire''
Chancellor
09.11.2012 - 17:52Almanca ''başbakan''a karşılık gelen, şansölye dediğimiz; makam ismi
hadis
09.11.2012 - 16:42'Biriniz sütresiz olarak namaz kılarsa (önünden geçtiği takdirde) şunlar namazını bozar: Eşek, domuz, yahudi, mecusi, kadın... Namazın bozulmaması için onun önünden, bunların bir taş atımlık uzaktan geçmesi kifayet eder.' (Bir diğer rivayette şöyle denmişti: 'Namazı, (önden geçen) hayızlı kadın ve köpek bozar.')
yaya
09.11.2012 - 16:29Gideceği yolu kendine telkin edercesine bir kolu öne uzanıp,
arkasında bıraktığı yolla vedalaşmaya diğer kolunu sallayan
Toplam 42 mesaj bulundu