18bin alemin yaradılış sebebi. onun ahlakına, onun bilgisine, onun şahsına ulaşabilecek insan olabilir mi?
o bir peygamber değildir. daha da ötesidir.
Allahü tealanın yeryüzüne gönderdiği, en güzel şeydir. ne mutlu onun yolundan gidenlere, ne mutlu onu sevenlere.
geçmişte anlattığım şekillerde bulunan nizam-ı alem günümüzde kullanan kişilerce şu ifadelerce anlatılmaktadır.
Nizam-ı Âlem: Allah’ın (C.C.) insanı halife olarak yarattığı yeryüzünde, yine onun istediği gibi yaşamak isteyenlerin ölüme kadar peşinde koşmakla mükellef olduğu ulvî bir misyondur. Biraz açarsak bu dünyayı ötelerin tarlası kabul eden İslâm inancı, bu dünyayı imar vazifesini de yüklemiştir inananlara...
Müslümanın hayatında cemiyet kaçkınlığı, ruhbanlık gibi hayat tarzları yoktur. Müslümanlar bu dünyanın hakkını, sadece ve sadece inançlarına uygun olarak vermek zorundadırlar. 'Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışmak' olarak ifade buyrulan ilahî ölçü buna işaret değil midir?
İslâmiyet insanların vicdanına hapsedilmiş bir inanışın adı değildir. 'Siz benim namazıma-orucuma bakmayın, benim kalbim temiz. Din bir vicdan meselesidir ve Allah’la kul arasındadır.' safsataları müslümanın inançları ile bağdaşmaz. Keza 'Şeriat, yani İslâm zahire göre hükmeder' prensibini bilmeyenimiz yoktur. Din, insanların yaşamını şekillendirir. Birtakım mükellefiyetler, müeyyideler, ahlâkî prensipler içerir. Bunlar, O dine bağlanmış fertlerin uyması zorunlu olan yükümlülüklerdir. 'Ben şurasını kabul eder, burasını kabul etmem' ve 'İnancım bu meselelere karışsın ama şu şu şu meselelerden soyutlansın, müdahil olmasın' düşüncesi saçmadır ve aynı zamanda İslâm’ın kabulleriyle çelişmektedir. Çünkü bizler, müslümanlar olarak, doğumumuzdan ölümümüze, taharetlenmizden yememize, içmemize, konuşmalarımızdan sükût etmemize kadar uzanan bir hayat çizgisinde, herşeyi Allah (C.C.) ve Resulü’nden ve onun mümtaz Sahabiler kadrosundan öğrendik. Bunların zıddı bir anlayışa ve bizlere biçtiği yaşam biçimine muhalif olmak haddimize midir? İslâmiyet tam bir teslimiyet ve kabul ister. Müslümanım diyen bir şahıs, müslümanlığın gereklerini ayırıma tutma hakkına sahip değidir. Yani, ya hep, ya hiç. Konunun özü budur. Bana göreler ve ben böyle anlıyorumlar yoktur. Herşey Allah’a ve Resulü’ne göre şekillenecektir...
İşte Nizam-ı Âlem; bütün vasıtaların, bütün kadroların, bütün anlayışların, bütün fikirlerin velhasıl yeryüzünün, İslâm’a ve onun ölçülerine göre kıvamlanması, ilahî kalıplara oturtulması ve adem-i beşerin hayatını, Hakk’ın (C.C.) tanıdığı serbestiyet ve yasaklar dahilinde idame ettirmesini sağlayacak meşru düzenin adıdır
bir nizam ı alem ülkücüsü. ilayi kelimetullah lafzını nizam- ı aleme yaymak düşüncesini savunan biri. bu düşünceye göre sıradan ideolojilerden daha farklı bi görüşü temsil ediyor. diğerleri gibi aynı şeyleri söylemiyor.
geçenlerde hükümete şunu dedi:
güneydoğudaki mayınlı toprakları yahudilere ve yabancılara satacağınıza verin askeriye ye temizleyip şehit ailelerine versinler.
yine daha önce de millet vekili bulundurduğu için aldığı seçim yardımını şehit ailelerine bağışlamıştır.
muhsin yazıcıoğlu sıradan siyaset anlayışından farklı olarak ne din nede demokrasi tacirliği yapar. yaptığını allah rızası için yapar ama bunu kullanmaz. o 'dini kurtarmaya değil, dinle kurtulmaya bakın' diyen bir görüşü savunur.
oda hacca gider, namaz kılar ama birileri gibi bunu malzeme yapmaz. oda demokrasiyi savunur ama halkı kandırmak için kullanmaz. o bir anadolu insanıdır ve her zaman anadolu insanı tarafından sevilen bir isim olmuştur. ona asla yanlız yürümeyeceksin gibi bir cümle kullanamazsınız, gerekirse yanlız yürür, yağmurda tek başına ıslanır, her sıkıntıya yanlız göğüs gerer, hiç bir zaman birileri gibi reklam yapmaz çektiği sıkıntıları hiç bir zaman kullanmaz. hiç bir suçu olmamasına rağmen 7 yıl hücrede işkencelerle dolu bir mahkumiyet hayatı vardır ama ülkesini ne avrupaya nede amerikaya şikayet etmiştir. çünkü sevdiği ülkesidir, ve sevgili her şeye rağmen her şeye bedeldir.
onun gibiler az gelir,
hz.muhammed
07.05.2006 - 21:1318bin alemin yaradılış sebebi. onun ahlakına, onun bilgisine, onun şahsına ulaşabilecek insan olabilir mi?
o bir peygamber değildir. daha da ötesidir.
Allahü tealanın yeryüzüne gönderdiği, en güzel şeydir. ne mutlu onun yolundan gidenlere, ne mutlu onu sevenlere.
nizam ı alem
07.05.2006 - 18:01geçmişte anlattığım şekillerde bulunan nizam-ı alem günümüzde kullanan kişilerce şu ifadelerce anlatılmaktadır.
Nizam-ı Âlem: Allah’ın (C.C.) insanı halife olarak yarattığı yeryüzünde, yine onun istediği gibi yaşamak isteyenlerin ölüme kadar peşinde koşmakla mükellef olduğu ulvî bir misyondur. Biraz açarsak bu dünyayı ötelerin tarlası kabul eden İslâm inancı, bu dünyayı imar vazifesini de yüklemiştir inananlara...
Müslümanın hayatında cemiyet kaçkınlığı, ruhbanlık gibi hayat tarzları yoktur. Müslümanlar bu dünyanın hakkını, sadece ve sadece inançlarına uygun olarak vermek zorundadırlar. 'Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışmak' olarak ifade buyrulan ilahî ölçü buna işaret değil midir?
İslâmiyet insanların vicdanına hapsedilmiş bir inanışın adı değildir. 'Siz benim namazıma-orucuma bakmayın, benim kalbim temiz. Din bir vicdan meselesidir ve Allah’la kul arasındadır.' safsataları müslümanın inançları ile bağdaşmaz. Keza 'Şeriat, yani İslâm zahire göre hükmeder' prensibini bilmeyenimiz yoktur. Din, insanların yaşamını şekillendirir. Birtakım mükellefiyetler, müeyyideler, ahlâkî prensipler içerir. Bunlar, O dine bağlanmış fertlerin uyması zorunlu olan yükümlülüklerdir. 'Ben şurasını kabul eder, burasını kabul etmem' ve 'İnancım bu meselelere karışsın ama şu şu şu meselelerden soyutlansın, müdahil olmasın' düşüncesi saçmadır ve aynı zamanda İslâm’ın kabulleriyle çelişmektedir. Çünkü bizler, müslümanlar olarak, doğumumuzdan ölümümüze, taharetlenmizden yememize, içmemize, konuşmalarımızdan sükût etmemize kadar uzanan bir hayat çizgisinde, herşeyi Allah (C.C.) ve Resulü’nden ve onun mümtaz Sahabiler kadrosundan öğrendik. Bunların zıddı bir anlayışa ve bizlere biçtiği yaşam biçimine muhalif olmak haddimize midir? İslâmiyet tam bir teslimiyet ve kabul ister. Müslümanım diyen bir şahıs, müslümanlığın gereklerini ayırıma tutma hakkına sahip değidir. Yani, ya hep, ya hiç. Konunun özü budur. Bana göreler ve ben böyle anlıyorumlar yoktur. Herşey Allah’a ve Resulü’ne göre şekillenecektir...
İşte Nizam-ı Âlem; bütün vasıtaların, bütün kadroların, bütün anlayışların, bütün fikirlerin velhasıl yeryüzünün, İslâm’a ve onun ölçülerine göre kıvamlanması, ilahî kalıplara oturtulması ve adem-i beşerin hayatını, Hakk’ın (C.C.) tanıdığı serbestiyet ve yasaklar dahilinde idame ettirmesini sağlayacak meşru düzenin adıdır
muhsin yazıcıoğlu
07.05.2006 - 17:33bir nizam ı alem ülkücüsü. ilayi kelimetullah lafzını nizam- ı aleme yaymak düşüncesini savunan biri. bu düşünceye göre sıradan ideolojilerden daha farklı bi görüşü temsil ediyor. diğerleri gibi aynı şeyleri söylemiyor.
geçenlerde hükümete şunu dedi:
güneydoğudaki mayınlı toprakları yahudilere ve yabancılara satacağınıza verin askeriye ye temizleyip şehit ailelerine versinler.
yine daha önce de millet vekili bulundurduğu için aldığı seçim yardımını şehit ailelerine bağışlamıştır.
muhsin yazıcıoğlu sıradan siyaset anlayışından farklı olarak ne din nede demokrasi tacirliği yapar. yaptığını allah rızası için yapar ama bunu kullanmaz. o 'dini kurtarmaya değil, dinle kurtulmaya bakın' diyen bir görüşü savunur.
oda hacca gider, namaz kılar ama birileri gibi bunu malzeme yapmaz. oda demokrasiyi savunur ama halkı kandırmak için kullanmaz. o bir anadolu insanıdır ve her zaman anadolu insanı tarafından sevilen bir isim olmuştur. ona asla yanlız yürümeyeceksin gibi bir cümle kullanamazsınız, gerekirse yanlız yürür, yağmurda tek başına ıslanır, her sıkıntıya yanlız göğüs gerer, hiç bir zaman birileri gibi reklam yapmaz çektiği sıkıntıları hiç bir zaman kullanmaz. hiç bir suçu olmamasına rağmen 7 yıl hücrede işkencelerle dolu bir mahkumiyet hayatı vardır ama ülkesini ne avrupaya nede amerikaya şikayet etmiştir. çünkü sevdiği ülkesidir, ve sevgili her şeye rağmen her şeye bedeldir.
onun gibiler az gelir,
Toplam 27 mesaj bulundu