Derya Topbaşlı Adlı Antoloji.com Üyesinin Hak ...

  • Derya Topbaşlı
    Derya Topbaşlı

    03.08.2007 - 09:51

    Benim Kalbim Sonbahar

    Mutluluğun adı yok buralarda
    Dertlerim kök salmış etrafa
    Hüzün yağıyor dışarıda
    Mevsim yaz, benim kalbim sonbahar

    Izdıraplar baştacı
    Yoktur bunun bir ilacı
    Bu kötüler diyarında
    Mevsim yaz, benim kalbim sonbahar

    Kuş konmaz kervan geçmez
    Bir dert ki çekmeyen bilmez
    Seven dostlar gitti gelmez
    Mevsim yaz, benim kalbim sonbahar

    Gönen Salih Oransay

  • Serap Şahinoğlu
    Serap Şahinoğlu

    08.01.2007 - 09:50

    Canım, Sevdiğim, Yüreğim...

    Bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin...
    Bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan...
    Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü,
    Bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır...
    Hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu.
    Hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi.
    Güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim.
    Damla damla birikiyor insan. Damla damla sevgili...
    Bir gün akıp gideceğiz hayata...
    Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin.
    Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur...
    Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde.


    Yılmaz Güney |

  • Derya Topbaşlı
    Derya Topbaşlı

    06.01.2007 - 00:00

    Hayatlarımız boyunca oradan oraya savrulduk durduk. Bize neyin doğru, neyin yanlış olduğu öğretildi; fakat hayatlarımıza karışmalarının,ona isteklerine göre yön vermelerinin yanlış bir davranış olduğu, zamanında asıl onlara öğretilmedi. Böylece bizde bir yanlışın, bir ihmalkarlığın kurbanları olduk. Aslına bakarsanız bu oldukça karışık bir durum. Bu günün yeni nesil gençliği, geçmişteki eğitimsizliklerin acısını çekerken, belkide ileri nesillerin, kendi öz nesillerinin, katili ve suçlusu durumundadırlar. Geçmişindeki sorunlardan ötürü, ciddi bir şekilde yaralanan toplum bünyesinin; yeni nesilleri yetiştirmek üzere kendini, adeta mucizevi bir güçle, bu kadar hızlı ve çabuk olarak, gereken nitelikler ile donatacağından da tam olarak emin değilim.
    Hayatından, değerlerinden, ahlak anlayışından kuşku duyan; sonu gelmeyecek bir çıkmazın kuytularında, devamlı yeni arayışlar içinde bulunan bir toplumun gençliği; kendi hayatlarını nasıl yaşayacaklarının, ütopyalarına nasıl ulaşacaklarının, kendilerinide boğan hayallerinde sürüklenirken; kendi çocuklarının: gelecek neslin; gereklilikleri ve asıl ihtiyaçları hakkında geniş bir vizyona sahip olamayacaklardır.

    Bu durum onları suçsuzken suçlu durumuna düşürecek, nesiller arasındaki bu kaos; oyuncuları değişen fakat kötü senaryosu yüzünden; her nesile ayrı yansıtılan çekimleri asla beğenilmeyen, başarısız bir sanat yapıtı gibi; insanlık sahnesinin zaten acılarla dolu o geniş perdesine, hüzünlü bir şekilde tekrar tekrar yansıyacaktır.

    İnsanlık süregelen sorunları ve çekişmeleri ile kaynarken, ağlamaya alışık küçük bir çocuk edasıyla bu durumu sindirecek ve film tekrardan oynamaya devam edecektir. Yeni neslin genç seyircileri, ön sıralarda, perdeye daha yakın oldukları için, filmden daha çok sıkılacak, rahatsızlıklarını daha sık dile getirecek; orta sıralardaki eski nesil, zamanın verdiği tecrübeyle filmi donuk gözlerle, aynı durumun farklı versyonlarını yaşamanın sükunetiyle izleyecek; arka sıralardaki en yaşlı, salonu her an terketmek üzere olan en yaşlı nesil de filmi; tüm zamanların verdiği o yüce kudretle gene sakin olarak izleyecek ve yapımdaki başarısızlığın nedenlerini araştırmanın işleri daha kötüye götüreceğinin bilinciyle davranmayı, sessiz kalmayı ve filmin tamamen bitmesini beklemeyi tercih edeceklerdir.

    Tüm bunlara rağmen, film kutusu işlemeye; sıkıcı, başarısız yapım, bu faklı ve devamlı değişen izleyici kitlesinin önünde sergilenmeye devam edecektir...

  • Derya Topbaşlı
    Derya Topbaşlı

    05.01.2007 - 23:44

    Aşk cesaret ister,kocaman bir yürek ister. Aşk hayata karşı islenilen en doğru suç ortaklığıdır, Aşk hayatın tek düzeliğine, bütün sıradanlığına en soylu başkaldırıdır.Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette Aşkı suçlamak, yargılamak, karalamak inkar etmek de asla yakışık olmaz Niçin aşk? Nedir bu aşk denilen şey, elle tutulmaz gözle görülmez bir şeyse nedir bu yaşanan somut acılar,güzellikler? Tek başına aşkı tanımlamak her şeyden soyutlamak mümkün mü? Hayır! Aşk bugünlerde bazılarına göre plastikten bile yeniden yapıldı.Dünyada yaşanan suniliğe doğru gidiş aşkın etrafını sardı.
    Nedir su aşk...?
    Aşk hayatin bize hazırladığı en güzel sürprizdir, bu yüzden de kalpleri ne zaman ele geçireceği hiç belli değildir. Daha ne olduğunu bile anlayamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz.
    Aşk; en yalın biçimde anlatılan tek kavramdır o, adi kendisidir zaten. Onu anlatmak için sonu gelmez cümleler kurmanıza gerek yoktur, 'Aşık oldum' dediğiniz an akan sular durur, küçücük çocuk bile sizi rahatlıkla anlayabilir, çünkü aşkın dili tektir.
    Aşkın zamanını biz ayarlayabilseydik eğer ve kime neden aşık olduğumuzu anlayabilseydik,aşkın sırrını da çözerdik herhalde. Ama o zaman da aşkın insani alıp götüren büyüsü tamamen kaybolurdu. Aşk hayata karşı islenen en güzel ve en doğru suç ortaklığıdır, aşk hayatin bütün tek düzeliğine, bütün sıradanlığına en soylu başkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette yaşanılan aşkı suçlamak,yargılamak, karalamak, inkar etmek de aşka yakışık kalmaz. Bu önce haksızlık, kendinize saygısızlık olur. İnsan sonuna kadar savunmalı aşkını, karşılık görmese de, acı çekeceğini hissetse de, yarin terkedileceğini bilse de, ailesini karsısına alacağını bilse de taviz vermemeli aşkından, 'Seni Seviyorum' diyebilmeli göğsünü gere gere. Aşk iste o zaman aşktır. Ve bunun doğrusu yanlışı yoktur, zaten aşkın kendisi doğrudur. Aşkın zamanı yoktur, hep hazırlıksız yakalar insani. Evli olmanız, sevgilinizin olması, bir ayrılığın taze yaralarını kurutmaya
    çalışmanız,bagliliktan korkmanız, ailenizden çekinmeniz, hatta sevilenin hapse girmesi bile onun hiç mi hiç umurunda değildir. İste aşk bütün bunlara tek başınıza karşı gelebilme yürekliliğidir, belki de yeni hayata geçebilme yolu...
    Aşkın ne zaman gelebileceği belli olmadığı gibi, ne zaman gideceği de hiç belli değildir. Fazla vakti yoktur onun, uzun süre beklemeye ve bekletilmeye tahammülü de yoktur. Bir başka göze bakmaya, bir başka tene dokunmaya başlaması o kadar da zor değildir...Asktan değil, onun kaçmasından korkun ve doğruluğuna yanlışlığına bakmadan sonuna kadar savun aşkını. Biliyor musunuz, hayat zaten kocaman bir yalan, bu kadar sahteliğin içinde gerçek ve doğru olan tek güzellik AŞK.! ! . Lütfen ona haksizlik etmeyin..
    Aşkına sana aşık olana sahip çık ve onu kaybetme
    ' SENİ SEVİYORUM ' Demek İçin Geç Kalma; Sevgiyle Kal...

  • Derya Topbaşlı
    Derya Topbaşlı

    05.01.2007 - 23:26

    Her sabah hüzünle karışık bir umut var içimde. Sensizlğin hüznünü, yeni bir günün seni getireceği umuduyla bastırıyorum. Her doğan gün yeni bir umut, yeni bir arayış benim için. Belki sana kavuşacağım zamana bir gün daha yaklaşıyorum, bugün değilse yarın... Kimbilir belkide yalnızca kendimi avutuyorum. Gittiğinden beri hep yalnızlık şiirlerine takılıyor gözüm. Bir başıma değilim sensizlikten yalnızım.

    Terk edilip gitmek en çok nasıl koyar insanı bir ben bilirim. Gitmelerin gidenlerin arkalarında bıraktığı çaresizlikleri, en koyu özlemleri... Senin gidişin bişr ateş gibi çöktü yüreğime. Hiç bir yağmur yetmedi içimdeki hasret ateşini küllendirmeyi. Hiç bir sevgi yetmedi senin özlemini gidermeyi. Ben her sabah beni sana götürecek yollarda yürüdüm, senin duyacağın şarkıları söyledim yalnızca. Ve gelmeyişinin her akşamında aslında doğduğunu hiç anlamadığım güneşle beraber ben de battım bir kez daha...

    Geceleri hep uyudum, uyudum; gün boyu çekdiğim hasreti rüyalarımda biraz olsun giderebilemk için. Her şeye iyi gelen yaraları iyileştiren zaman hiç bu kadar açıtmamıştı yüreğimi. Bin bir umutla sarıldığım sabahlar artık hiç doğmaz oldu. Benim günümde gecemde karanlık şimdi. Ne ay uurluyor gecelerimi ne sana benzettiğim yıldızlar parlıyor. Elimde kaldı umutlarım.

    Sensizlik öyle kötü bir yara oldu ki artık., içimde öyle büyük bir boşluk açtın ki, bir gün olurda geri dönersen kendi yaptığın boşlupu sen bile yetmeyeceksin. Orası hep bomboş paramparça kalacak. Büsbütün çam kırıklarıyla kaplı kalbim. Ne zaman seni düşünsem, seni hatırlatacak en ufak bir şey görsem o kırıklarla dolu yeri batmaya başlıyor yüreğime. Artık sabahları yalnızca hüzünle uyanıyorum. Hiç bir şey beklemiyorum günden. Seni bile.

    Varlığında sensizliği yaşamaktansa içimdeki boşluklarla, kırıklarla, boş umutlarımla sensizken alışırım, alışmaya çalışırıyım yokluğuna...

  • Derya Topbaşlı
    Derya Topbaşlı

    05.01.2007 - 23:24

    Hep ertelenen bir an hiç yaşanmamaya mahkumdur. Düşlerin bekleyişini yalnızca bir hüsran karşılayacakdır. Mevsimleri sayarsak ömür baharsız tükenir gider. Sevdiklerimizi bulmak yada bulduğumuzu sevmek tercihi en zor olan iki seçenektir bu sınavda...
    Boşuna akan ırmaklar mı var yüreğimizde, sebepsiz mi çoşkun bir denizde maviye hasretliğimiz? Ufuk ta görünen o ki mutluluk tek kişiliktir aslında. Karşımızdakinin çabasına ihtiyacı yoktur mutluluğun, Aşkında sevdiğin kadar büyüktür. Sevdiğin sürece meydan okur dünyaya.

    Hasretle beklenen gelmez hiç bir zaman o hasreti yalnız tüketirsin. Karşılık bulmuyorsa sevda umut değil kendini hükümdar sanan köleler üretir, dönemezsin. Ama boşuna geçmemiştir dolan vakit. Heba olan şiirleirn değildir. Türkülerin diliyle yas tutan geceler, sırdaşlığını hiç farketmez. Kıymetini bilmediğin kır çiçekleri yeniden açar o gül solarken.

    Ayrılanlar yıllar geçsede üstünden hep aynı acıyı çeker. Ama yollar hiç bitmez. Sonuna geldiğini zannetiğin yerler birer duraktır aslında. Ve sen yolculuğunu gönüllü bitirmişsindir o durakta. Güneş hep geç kalırmış gibi gelir, sen bir baharda mevsimler başka havada... Gerçeklerle düşler yerini kaybeder. Bir tek o kalır yüreğinden hiç gitmeyen. Aynı bakışlı resmine saatlerce dalışın kalır, sevdanın tutsaklığında acılarını dindiremeyen...

    Şöyle dimdik durup rüzgara karşı 'Ey hayat sen şavklı sularda bir dolunaysın, aslında yokum ben bu oyunda, ömrüm beni yok saysın' diyerek çekip gitmek gelir aklına, Bedeninizin parçalanması hiç umrunda değildir, ama sevdiği uğruna ölenlerden olmak istemezsin. Çünkü yalnız yaşarken bir ihtimal daha vardır. Belki ölüme değil ama onun hayatına geç kalmışsındır. Uzaktır öyle kalacaktır belki. Hep bir umutla beklenirken sevda habercisi, yüreğini teselli etmekde sana düşer.

    Her şeye rağmen korkutmasın seni bu sevdanın ateşi. Her yangın önce başladığı yeri yakar. Sana küçük kendime büyük gelen yüreğimde yıllar geçsede senin adını yazar. Ve bil ki sevdiğim, uslanmaz ruhum yaşadıkça seni sever, seni sevdikçe yaşar..

  • Derya Topbaşlı
    Derya Topbaşlı

    05.01.2007 - 23:22

    Gidiyor musun diye sorma bana. Gönderen sensin. Ne terk etmeyi istedim seni, ne de daha yaşamadığımız bu aşkın toprağa gömmeyi. Senin kadar öfkeliyim bende senin kadar endişeli... Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana, ama inandıramadım seni. Sen sorgularken beni kafanda ben gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla. Bir tek sözün bağlardı beni sana, oysa sen hep susmanın koynunda...

    Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku teslim alır bedenleri de. Sütten çıkmış ak kaşık değildim ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza. O dünya ki bazen minicik bir odada bazen kentin ortasında şekillendi. Nasıl da güzeldi... Zaten varsın diye her şey güzeldi ama sen buna inanmadın. Ah bu sorular. Yaşamak varken sevdayı delice, niye boğarız sorunlarla? Nasıl ikna edebilirdim seni? Ben aşk dedikçe sen dur dedin. Ben seninleyim dedikçe sen hayır dedin. Zaten az konuşan sen olumsuz ne kadar sözcük varsa bulup çıkardın ortaya. Ben bir şey diyemedim.

    Ne kadar zarar vermişim sana meğer... Nasıl değiştirmişim seni. Oysa hiç böyle düşünmemiştim. Kimseye zarar vermek istemem ben. Kimseyi olduğundan farklı bir hala getirmek istemem. Ama öyel oldu işte. Demek ki gitmelerin zamanı şimdi. Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı. Ne sevişmelerimiz kalır aklında ne sevda sözlerimiz. Rahat değilim diyordun ya rahat ol artık. Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı. Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan...

    Gidişim yürekten değil, zorunluluktan. Sanma ki bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım. Sanma ki benden sakladığın gülüşleri yalancı yüzlerde ararım. Seni de götürürüm yüreğimde. Yokluğunu taşırım. Bulup bulup kaybettim seni. Ne yazık ki yoz-duman edemedim kuşkularını, ne yazık ki kalamadın bana. Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde. Kokladıkça bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın.

  • Serap Şahinoğlu
    Serap Şahinoğlu

    04.01.2007 - 21:22

    SES VER YİĞİDİM

    Bir yiğit vardı gömdüler şu karşı bayıra...
    Arkadan kefenini, gömleğini soydular.
    'Aman kalkar! ' deyip üstüne taşlar koydular,
    Bir yiğit vardı; gömdüler şu karşı bayıra.

    Yiğidim, hele anlatıver olup biteni!
    Sen dertli, vatan dertli, oturup ağlayalım...
    Ağlayıp da sinelerimizi dağlayalım,
    Yiğidim, hele anlatıver olup biteni.

    Ses ver yiğidim, yoksa beni duymuyor musun!
    Yıllar var ki hep hayalinle oynaşıyorum,
    Kalkıp geleceğin ümidiyle yaşıyorum...
    Ses ver yiğidim, yoksa beni duymuyor musun? !

    Sırtımda ardan bir gömlek, yılların vebali,
    Ümitle ışıldayan gönlüm, seni bekliyor;
    Kah göklerde uçup, kah yerlerde emekliyor.
    Sırtımda ardan bir gömlek, yılların vebali.

    Her tarafta harab eller, baykuşlara bayram,
    Köprüler bir bir yıkılmış ve yollar yolcusuz,
    Gelip uğrayanı kalmamış çesmeler, susuz..
    Her tarafta harab eller, baykuşlara bayram.

    İradelerde çatırtı, ruhlarda müthiş şok,
    Tarihi yağmaladı bir düzine tarihsiz;
    Değerler altüst oldu, mukaddesat sahibsiz,
    İradelerde çatırtı, ruhlarda müthiş şok.

    Tıpkı rüyalarda olduğu gibi diril, gel!
    Beyaz atının üzerinde bir sabah erken;
    Gözlerim kapalı ruhumda seni süzerken
    Tıpkı rüyalarda olduğu gibi diril, gel!

    F. GÜLEN / ŞİİR KASEDİNDEN

  • Derya Topbaşlı
    Derya Topbaşlı

    20.12.2006 - 16:21

    ANAYASASI İNSANIN

    Ustamız Eluard’ın izinden

    Kan yasası bu insanın:

    Üzümden şarap yapacaksın

    Çakmak taşından ateş

    Ve öpücüklerden insan!

    Can yasası bu insanın:

    Savaşlara yoksulluklara

    Ve binbir belaya karşın

    İlle de yaşayacaksın!

    Us yasası bu insanın:

    Suyu şavka döndürüp

    Düşü gerçeğe çevirip

    Düşmanı dost kılacaksın!

    Anayasası bu insanın

    Emekleyen çocuktan

    Uzayda koşana dek

    Yürürlükte her zaman

    CAN YÜCEL

  • Serap Şahinoğlu
    Serap Şahinoğlu

    19.12.2006 - 20:43

    Herşeye rağmen düşmana inat yaşayacağız.Yarın bizim çünkü... Biz öleceğiz ama çocuklarımız bırakacağımız mirasi taşıyacaklar yüreklerinde... Ve onların yürekleri bizim altında ezildiğimiz korkuları taşımayacak........

    Yılmaz Güney

  • Serap Şahinoğlu
    Serap Şahinoğlu

    18.12.2006 - 20:33

    Yine yağmurlar yağıyor yüreğime,
    İlkbahar yağmuru,
    Sıcacık...
    Bir tatlı fısıltı var içimde,
    Bir meleğin kanat çırpması,
    Adını koyamadığım bir melodi,
    Aynı ses, aynı tatlı gülüş düşlerimde.
    Yine yağmurlar yağıyor yüreğime,
    Mavi, masmavi yağmurlar,
    Islak bir kalp var bedenimde,
    Alevleri göklere uzanan yangınlar,
    Hiç yakmayan alevler...
    Yüreğim...
    Yüreğime dokundu ansızın,
    Gökkuşağını getirdi benim için,
    Masmavi yağmurlardan inerek,
    Dokunmak istedim ona yaklaştım,
    Gülümseyerek ve ürkerek,
    Adını sordum,
    Yüreğime kazınmış,
    Bildiğim ama söyleyemediğim adını,
    Gülücükler uçurdu gözlerime,
    Konuştu sıcacık sesiyle...
    Yeşilin asaleti,
    Kırmızının sıcaklığı,
    Mavinin saf aşkı var özümde,
    Sen yazdın adımı gökyüzüne,
    Bedenim insan, yüreğim melek,
    Senin aşkın benimse adım,
    MELEK YÜREK

  • Ömer Durman
    Ömer Durman

    10.12.2006 - 22:03

    Merhaba ablacım..
    Öncelikle yazdığın şirini çok güzel olduğunu belirtmek isterim...
    Bu antolojiden tanıdığım en muazzam ve mütevazi insanlardan birisin...Hayatındaki basarı ve mutlulukların bitmemesi dileğiyle uzun bir ömür dilerim... ablacık...
    ÖMER DURMAN
    A K R E P

Toplam 12 mesaj bulundu