HAYATI (1960-)
BÜLBÜLÜ AĞLATTIN GÜLÜ AĞLATTIN
Ardında yoruldum narı Leyla’nın
Kucağına düştüm har imiş meğer
Çektiğim çilenin o Kerbela’nın
Çölünde kavrulmak kâr imiş meğer
Dünyanın malına yardan ıradım
HAYATI (1960-)
BÜLBÜLÜ AĞLATTIN GÜLÜ AĞLATTIN
Ardında yoruldum narı Leyla’nın
Kucağına düştüm har imiş meğer
Çektiğim çilenin o Kerbela’nın
Çölünde kavrulmak kâr imiş meğer
Dünyanın malına yardan ıradım
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Mahmut Nazik Nedire Yazılan Yorumlar Sayfası
22 Şubat 2025 Cumartesi - 18:25:02
bir söz bırak!
11.04.2023 - 17:02AFORİZMALAR ?YUMURTALAMALAR? ?HERKESİN BİLDİĞİ ŞEYLER ?
? Sabır, aklı akort eder. ?
? Mahmut Nazik?
?Kötü adamı aşk ile sevgiyle yenersiniz. Zira iyilik onun tanımadığı en zayıf yeridir.?
? Mahmut Nazik?
? Akıl bencildir, zeka gururlu. ?
? Mahmut Nazik?
?Zeki olmuş akıllı olmayınca neye yarar
Akıllı olmuş adam olmayınca neye yarar ?
? Mahmut Nazik?
? ?
? Mahmut Nazik?
?Sabır aklı akordeder?
Mahmut Nazik?
? Halklar, emperyalistler, sınıflar arası çelişkiler varsa savaş kaçınılmazdır.? Mahmut Nazik?
Deniz yufka yerinden bulanır ?
? Mahmut Nazik?
? ?
? Cahili korku zapteder.? Mahmut Nazik?
? Etin kadar değil,
Kabiliyetin kadar insansın.
? Mahmut Nazik?
Zibil adam, zübükten baş seçer;
cezasını da torun torba halk çeker.
Mahmut Nazik?
Hani bazen eli böğründe kalırsın
Hak etmeyene, hak etmediği değeri verirsen;
Hak ettiğin karşılığı alırsın.
Mahmut Nazik.
İncineceğin kişiden ziyade
inciteceğin kişiden uzak dur
Mahmut Nazik
?
İnsan bir enstrüman gibidir
Yeter ki sen çalmasını bilene? Mahmut Nazik?
? Devede boy
Atta itte soy
Güzelde huy? Mahmut Nazik?
? ? ? Mahmut Nazik?
? ? Mahmut Nazik?
? ? Mahmut Nazik?
? ? Mahmut Nazik?
? ? Mahmut Nazik?
?Boş adamlarla değil,
hoş adamlarla düşüp kalk ? Mahmut Nazik?
??Yaşam alanını hayvanlar idrarıyla, ağaçlar gölgesiyle, uluslar, halklar kanıyla işaretler
? Mahmut Nazik?
?güzel olan yerde haset
Işık olan yerde,
gölge de olacak elbet.
Mahmut Nazik
? Dostun varsa
aynaya ne gerek var.
Dostun yoksa
hanaya ne gerek var.
? Mahmut Nazik?
?İnsan,
sevda ile uslanır,
kavga ile hırslanır.
dünya ile yaşlanır.
MahmutMahmut Nazik
Mahmut Nazik?
?İnsan,
yâr ile uslanır,
yara ile yaşlanır
? Mahmut Nazik?
? Her şeye geç kal ama
Anlamaya geç kalma ?
? Mahmut Nazik?
? Devede boy,
At ile itte soy,
güzelde huy,
yiğitte oy aranır. Mahmut Nazik
(tercih ettiği şeyin niteliği, isabet)
? ? Mahmut Nazik?
? ağaç meyvesini dibine döker.? ? Mahmut Nazik?
? kaybetmek mi,
yenilmek ha?
yok canım
tecrübe diyelim şuna ? ? Mahmut Nazik?
?Güzel insanlara çirkin
Çirkin insanlara güzel şeyler söylemeyin.. ? ? Mahmut Nazik?
?Kıskanç aşık bir sarmaşık gibidir
önce beslendiği gülü boğar kurutur
sonra kendi kurur ? Mahmut Nazik ?
? Şeytan yalan söylemez; adamı doğru söyleyerek yoldan çıkarır... ? ? Mahmut Nazik?
bir sayfa yazıdan sıkılıyorsun..
oysa yazanın
saçları ağardı
uykuları kaçtı yüreği kanadı
ve divitini o kana batıra batıra yazdı biliyor musun.. Mahmut Nazik
Okur: pis muhalefetlik için
Okur: pezevenklik, entel gevezelik için
Okur: süs olsun diye
Okur: iman etmiştir zaten
Okur: ağacın köküne inmek için… Mahmut Nazik
Okumadığın kitabı, kutsal;
Okuduğunu anlamadığın yazarı aziz
Tanımadığın insanı evliya belleme. Mahmut Nazik
uzak dur okumayandan
hele ki
okurmuş gibi olandan
bir ben var ki onlarda kendinden dışarı.... ... Mahmut Nazik
? Kendi için birşey yapmayana, kim ne yapsın? ? Mahmut Nazik?
? Dedim ki:
çabuk atlattın
başında kar
yüreğinde
ateş vardı
dedi ki:
yaramı
yârim sardı? .... ? Mahmut Nazik?
? Şair,
Ne cinden şeytandan,
Ne kulundan,
Ne kulundan ne Allah’tan
İki şeyden korkmalı insan
Bedeli ödenmemiş günahtan
Sabiden sübyandan aldığın ahtan. ? Mahmut Nazik?
? Kullanılmayan bilgi, eşek yükü. ? Mahmut Nazik?
?Mutluluk var olanın farkında olmak, kıymetini bilmektir.
Zekilikse, Elinde olanı kullanarak, yeni yaşamlar kurabilme becerisidir.
? Mahmut Nazik?
?Aydın namusu saraydan uzak durmayı gerektirir.
Görülmüştür ki saraya yakın olanlar, saray avazıyla ürerler. ?
?Mahmut Nazik?
? Seni adam eden boyun, posun, elbisen, ne kadar okuduğun, neye inandığın, diploman, kartvizitinde ne yazdığı değil, eğer birinin çığlığını duymuyorsan çiğsin demektir ?
? Mahmut Nazik?
?Kader cesaretten, aşk esaretten korkar.. ? Mahmut Nazik?
? Akıl, alınganlık göster, dalaş, inatlaş demez; konuş, koklaş, ortaklaş, anlaş der. ? Mahmut Nazik?
? İt lafı, bit lafı meclisten dışarı.(mecliste konuşulmaz)
? Mahmut Nazik?
? insanda soy aranmaz. İyi insan vardır, kötü insan. soy it ile, atta aranır.
? Mahmut Nazik?
?İyi bir kasapla, iyi bir cerrah aynı işi yapar, Farkı biri temiz bir şekilde can alır, biri temiz bir ameleiyetle can kurtarır...
Cerrah bıçak parasını düşünüyorsa kasaptan ne farkı kalır.? ............. ? Mahmut Nazik?
?Aç köpekler sahipliyse birbirini yerler
Sahipsizse sürüyle gezerler
Ama birinin adına it
diğerinin adına kurt denir? ? Mahmut Nazik?
?.kurdun soysuzuna it, insanın soysuzuna mankurt denir.. Bir başka deyimle kurdun itleşmişine it, insanın itleşmişine mankurt denir. ? Mahmut Nazik?
?Kulağına küpe olsun sana
Ne kadar güçlü olursan ol,
Meleki Tavus da olsa,
Kimseyi itate zorlama
Baskı yapma insana,
Ya döner şeytana
Ya siner koyuna
Ya da gider isyana? ? Mahmut Nazik?
? Yaşam alanını hayvanlar idrarıyla,halklar, uluslar kanıyla, ağaçlar da gölgesiyle, işaretler? ? Mahmut Nazik ?
?Hainlik dönüşü olmayan bir yoldur.
Bir kere ihanet etmeye gör; öz saygını kaybettiğin için yuların ya nefsinin eline geçer, ya iblisin?
?Hain, köpek gibidir. Özgür soyuna düşman, sahibine gözü kara kör kahraman?
? Mahmut Nazik ?
? Nefsinin , kibrinin, hırsının, riyanın sesinin peşine düşen Müslümanın yolu, ya havraya ya kiliseye ya Kerbalaya, ya da körbelaya çıkar ? Mahmut Nazik?
?Herkesin komutla uygun adım gittiği toplumlarda, sürüden ayrılana soyguna sömürüye sığlığa hayır diyene ya anarşist ya da kominist denir...
Namuslu ahlaklı bir yaşamı öğütleyen Peygamberler bile geçmişte ateist diye halka boğdurulup, yurdundan koğulmadı mı?? ? Mahmut Nazik?
?Tarih göstermiştir ki, bir milleti ne yoksulluk yıkabilir, ne de doğal afetlerler yok edebili , ne de savaş diz çöktürebilir. .. Ama adaletsiz yönetim önce devletine sonra biribirine olan güveni yok eder. Sonrası hüsran, sonrası viran? ? Mahmut Nazik?
?Her neye inanııyorsan, doğru buluyorsan, her neyi istiyorsan uğruna savaşamaya devam et. Bu gün değilse yarın, yarın değilse öbür gün, bir gün mutlaka bir gün o senindir. ? Mahmut Nazik?
?Kurdu, kurt eden özgürlüğü;
iti, it eden köleliğidir.
Yani kut bir kakaç ete tav olduğu an
artık adı it olmuştur? ?Mahmut Nazik?
?Yaralı yılanın yaşama şansı yoktur, derler.
Neden mi? Karıncalardan.
Yani yılanı korkaklar yaralar, karıncalar öldürür?
? Mahmut Nazik?
?Eğitim tek tip, bir kalıp değil, binlece birey yetiştirirse eğitimdir . ? Mahmut Nazik?
? Doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişiye söylemediğin doğrunun bir anlamı yoktur
?Mahmut Nazik?
?Bilgiyi er kişiye ver ki bir işe yarasın; şer kişiye verdiğin bilgi korkunç bir silaha dönüşür..?
? Nefsine, eline, beline diline sahip ol da Tanrı’yı küçük işlerle meşgul etme ki, mevsimler, yıldızlar, rüzgarlar, yağışlar… zamanında ve kusursuz olsun…
? Mahmut Nazik?
? Yaskata bir marifet, bir zerafet olsaydı, Havva Anamız, Adem Babamız şimdi cennette keyf eder olurdu.
? Mahmut Nazik?
? Kimi Harunca engin ama meteliksizdir
Kimi de Karunca zengin, niteliksizdir..
.
Kimisi de var ki ne metelik, ne nitelik
Akıl belden aşağı
Yaşamı yalayıp geçen birkişilik.
Onun bunun uşağı
Sanki bir sürme eşeği ? Mahmut Nazik?
Yeme içme her kişiye, ar edep er kişiye,, arsızlık ker kişiye, hoşgörü pir kişiye has. mahmut nazik
?Gözlüklerini temizle ki dünyayı kirli görme?
? Mahmut Nazik?
? Korkaklar, işbirlikçiler, çıkarcılar yolun sağından, adamın çoğundan yana gider; herkesin söylediğini; devrimciler, aydınlar, bilgeler kimsenin cesaret edemediğini söyler??
? Mahmut Nazik?
? Hiç düşündün mü?
Bu gün adını hayırla andıkların, adına yortular, kandiller, kutlamalar yaptıkların, heykelini diktiklerin, caddelere adını verdiklerin, peygamber dediklerin; geçmişte zamanın tücarlarına uyup; taşladığın, darağacına çektiğiğn , hicrete zorladığın, sürgüne yolladığın; geçmişin anarşistleri, dinsizleri, sürüden ayrılan güvercinleriydi.
Öyleyse kendi durumunu bir daha düşün.??
? Mahmut Nazik?
?Şefinin, ağabeyinin, efendinin,ablaların ezberlettiklerini tekrar edersen, papağandan, maymundan ne farkın kalır.
Öyleysen maymundan gelmediğini iddia etme?
? Mahmut Nazik?
Ezberciysen,
ya maymunsun , ya maymun soyusun.
? Mahmut Nazik?
?Kimi maymun var ki
okur araştırır düşünür adem olur.
Kimi adem var ki
Ya sadece sürüye uyar koyun olur;
ya da taklitçi, takipçi bir maymun olur
? Mahmut Nazik?
?B ir ozan bir ressam görürsen
yanıma otur,
sırtını yasla zarar gelmez
er kişidir;
Bir boz adam görürsen
ne tartışmaya gir
ne de sırrını ver
her kişidir.
bir yoz adam görüşen
ne sözüne inan,
ne kendine güven
ne de derdine yan
şiirsizdir, renksizdir
hatır gönül bilmez
ker kişidir. ….. ? Mahmut Nazik?
? Dönekler o kadar ‘tutarlıdır ki’, hep, iktidarın, güçlünün yanında yer alırlar?.
? Mahmut Nazik?
? Koyunların bildiği bir koku vardır, önündekinin kıçı kokusu. ??
? Mahmut Nazik?
? Özgür olmayanın, sözüne, sevgisine, sadakatine güvenilmez.
? Mahmut Nazik ?
?Herkes sever ama sevgili olmak yürek ister, sürdürmek emek.?
? Mahmut Nazik ?
?Bir yüreğe giden bin bir yol vardır, ?
? Mahmut Nazik ?
? Korkaklığını, cehaletini namussuzluğun, oportonizmin politikasını yaparak gizleme.?
? Mahmut Nazik?
Her oruspunun bir hikayesi,
her pezevengin bir bahanesi
her şahın bir dalkavuğu
bir gavatı avanesi vardır.
? Mahmut Nazik?
? ‘Ben yapamasam başkası yapacak’a, sığınma; başkasından farkın olsun. Aynı şeyi yapıyorsan sen o sun.?
? Mahmut Nazik?
? Yanlıştan nemalanarak, bataklığın ürettiğini eleştirerek mücadele edilmez; doğru tavır o namussuzluğu besleyen bataklığı kurutmaktan geçer.?
? Mahmut Nazik?
? Haramdan yapılan hayır, haramın ambalajı, haramzadenin reklamıdır. ?
? Mahmut Nazik?
? Haram kazançtan verilen hayır, hayır olmaz; olsa olsa haramzadeyi rahatlatır. Alın terin, kan emeğinden aynı cömertlikle verebiliyor musun? ?
? Mahmut Nazik?
? Anamalcı önce talep yaratır, sonra malı arz eder. Sonra da ananın malını soyar… gerisini baban düşünsün… ?
? Mahmut Nazik?
? Paranın değil, parayı elinde tutanların dini imanı, milliyeti yok galiba; zira ülke sıkışsa sermayesini de alıp ilk kaçanlar varsıllar oluyor.?
? Mahmut Nazik?
? Anamalcı, bir ülkenin göçmen kuşudur. Yaşam alanı kuruyunca çeker gider..
? Mahmut Nazik ?
? Kendine sahip ol da Tanrıyı küçük işlerle meşgul etme.
? Mahmut Nazik?
? Aptallık edip herşeyi Allah’tan bilme,
Tembellik edip herşeyi Allahtan bekleme;
sana verdiklerini kullanmayı öğren.
Allah senin kapı kulun, hizmetçin değil.
? Mahmut Nazik?
? Tanrı, akıl verdiklerinin sefaletine merhamet etmez .
? Mahmut Nazik?
? Tanrı, erkeği kaba saba yapıp, yarım bırakmış ki kadına iş çıksın diye.
? Mahmut Nazik?
? Kadın, estetik, incelik, güzellik, sabır, sevgi, sadakat, şefkat ve barıştır. Erkekse savaş çıkaran, köle eden, kanayan ve kanatandır.
Belliki Tanrı acemiliğinde (önce) erkeği, (sonra da) ustalığında kadını yaratmış.
? Mahmut Nazik?
? Öfkeyle karar veren iki kere üzülür.
? Mahmut Nazik?
? Merhameti, şefkati olmayanın, hakkı adaleti olmaz.
? Mahmut Nazik?
? Kölesi olanın, kendisi iki kere köledir.
? Mahmut Nazik?
? Zoraki sevgide, sadakat olmaz.
? Mahmut Nazik?
? Gurbetteki komşun, köydeki kardeşinden yakındır.
? Mahmut Nazik?
? Paranın ve nefsinin efendisi olan, korkusunun kölesi olmaz?
? Mahmut Nazik ?
? Nefsinin kölesi olan, şeytanın oyuncağı olur ?
? Mahmut Nazik?
? Bir kimseye söz vermeden evvel iyi düşün ki sonra kara kara düşünmeyesin
? Mahmut Nazik?
? Eşitliğin olmadığı yerdeki evliliklerde sadakat varsa, bir sakatlık vardır.
Ya yoksulluk, ya çocuk, ya da sosyal baskıdır evliliği ayakta tutan. Öyle olmasaydı ülkemde sonradan görmüşlerin çoğunun metresi olmazdı.
? Mahmut Nazik?
? İşsizliğin, yoksulluğun olduğu yerde hırsızlık yoksa şaşarım. Eğer yoksul işsiz, uyşturucu kullanmıyorsa; onu hırsızlıktan alıkoyan ya zorba bir kolluk kuvveti, ya zorlu yalancı bir kükümeti vardır.
? Mahmut Nazik?
? Engellerle bir nehirin yolunu değiştirebilirsin, bentlerle gidişi geciktirebilirsin ama denize ulaşmasını engelleyemezsin ? .
? Mahmut Nazik?
? Verdiğinle anılrsın, gördüm deme yanılırsın.
? Mahmut Nazik?
Kuru gürültüden korkma, sessizlikten kork. Engerek, akrep sessizdir.
? Mahmut Nazik?
? Yaskta bir marifet, bir zerafet olsaydı, Havva Anamız şimdi cennette keyfeder olurdu. ? Mahmut Nazik?
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
04.02.2017 - 18:56KİMİNİN YARASI DAHA DERİNDE
Her kime soruysam bir bağrı yanık
Derbederlerin de milyarderin de
Ya kendine sanık ya da bir tanık
Herkesin yarası başka yerinde
Kiminin dertleri dünyaya yeter
Kiminin kederi daha da beter
Yuvalanmış yüreğine gam keder
Kiminin yarası daha derinde
Kimi kendin dara çeker yârinden
Kiminin ki akla ziyan, kârından
Kimi geçmişinden kimi yarından
Kaybolup gidiyor gam kederinde
Mahmut Nazik 18 Ocak 2017
İNSAN VAR Kİ GÖNLÜ CÜMLE KAPISI
Kimi sevgi biriktirmiş kalbinde
Lale sümbül güller açar dibinde
Kiminin kötülük yüktür cebinde
İnsan var yüreği kale kapısı
İhsan ne himet ne gör bir girin de
Bağ ne, bahçe ne gör, bir gül verin de
Fitire bitmiş gibi harman yerinde
İnsan var ki kalbi Kâbe kapısı
İnsan gördüm tebessümü ilk cemre
Sanırsın kalbinde akar bir dere
Gönlü güneşe açılmış pencere
İnsan gördüm gönlü cümle kapısı
Mahmut Nazik 18 Ocak 2017
VERDİĞİNİ ALAN BİR TOPRAK ÖMÜR
Verdiğini alan bir toprak ömür
Sarardıkça suyun çekilir gider
Dalında titreyen bir yaprak ömür
Zamanı gelince dökülür gider
Gün gelir toplanır tasın tarağın
Mirasına konar çolpa çırağın
Öğrenirsin kim yakın kim ırağın
Riya bıtrak gibi ekilir gider,
Dediler aldığın nefes sayılı
Boşuna tüketme mevsimi yılı
Kimler toplamaz ki eğdiğin dalı
O da poyraz ile sökülür gider
Zehir olsun saki getir şarabı
Cefayla yazılmış aşkın kitabı
Cevrin de zevkin de var bir hesabı
Hesap veremeyen yakılır gider
Mahmut Nazik 02 Ocak 2017
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
04.02.2017 - 18:55GÖNÜL EHLİNE MEY SUNAN SAKİYİZ
Gönül ehline mey sunan sakiyiz
Aşk şarabı bizim bal senin olsun
Aşkın halesinde dönen peykiyiz
Ne gam biz yanalım kül senin olsun
ღ
Âlem-i Ervah’ta hakka söz verdik
Bir lokma bir hırka bir de aşk dedik
Cevri cefa ile kemale erdik
Servetin sevinci al senin olsun
ღ
Bize hasret hakkın bir armağanı
Sabırla var etmek inci mercanı
Bulmak değil aramanın heycanı
Yol bize çok bile gül senin olsun
ღ
Dost dersin kapıdan çıkmadan satar
Çiçeğin solunca fırlatıp atar
Gül olsan ne olur dikenin batar
Gülünü başına çal senin olsun
Mahmut Nazik 26 01 2107
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
04.02.2017 - 18:54YAR İLE YÜRÜNEN YOL YORMAZ BENİ
Nideyim kalpsizi nidem nankörü
Dost ahbapsız hayat hiç sarmaz beni
Yolun uzun ise cananla yürü
Yar ile yürünen yol yormaz beni
Kırk dilden anlattım aşkı sevgiyi
Kaç kez yaşadım bilsen yenilgiyi
Yazgıma mihmandar ettim bilgiyi
Düş kırıklıkları durdurmaz beni
Mahmut Nazik 31 01 2017
ELİ BOŞ CANANA VARILMAZ İMİŞ
Dolanıp durursun ey gönül peyki
Eli boş canana varılmaz imiş
Cananın ceminde hayrına saki
Olmayınca canan sarılmaz imiş
Fakir isen bir gül bir tebessüm et
Bilene bir selam bile ganimet
Ziynetine bakmaz ehli muhabbet
Varını verene darılmaz imiş
Serçeşmenin yolu güzergâhımız
Gönle yâr olandır beytullahımız
Bir tek yaratana eyvallahımız
Aşk ehline günah sorulmaz imiş
Mahmut Nazik 30 01 2017
EY ÂŞIK ALDANMA SEN DÂRI DÜNYAYA
Narı aşkı başıma taç eylemiştim
Her türlü yarama ilaç eylemiştim
Dünyanın şehveti zevki çağırırken
İhtiraslarıma kırbaç eylemiştim
Solmuş da açmıyor gayrı o çiçekler
Yüreğimde tutsak kuşlar kelebekler
Hani telli turnam, sunam dediklerim
Göçünü toplamışlar da gidecekler
Ey âşık aldanma sen dârı dünyaya
Ne aşkta ar kalmış ne Leyla’da hayâ
Aklın ermez senin bunca inceliklere
Âşık isen bağlan bir nûru manaya
Mahmut Nazik 29 01 2017
GAYRI UYKU BANA HARAM BU GECE
Gayrı uyku bana haram bu gece
Kalbimde kaç yılın hasret ağrısı
Seni şiir edeceğim hece hece
Dize dize içeceğim gece yarısı
Bir de düşüme girersen canısı
Hani şöyle yârce nurca yârence….
Mahmut Nazik 28 01 2017
AH ŞU SENİN BİTMEYEN İHTİYACIN
Dinle hele,
ne anlatır şarkıları ağacın
çiçeklerin şiirleri?
Balık olsan,
kirletir miydin denizleri nehirleri,
kuş olsan gökyüzünü?
Mesela bir balinasın,
hangi nesli yok ederdi ihtiyacın?
Bir atsın mesela,
ya da Afrikalı bir köle,
kimin sırtında şaklardı kırbacın?
Kimin evini yıkardın başına bir fil olsan
Bir pınar olduğunu düşün; ne olurdu amacın?
Ceylan olsan, öksüz kor muydun bir çocuğu?
Hangi sınırda kalırdın bir bulut olsan?
Rüzgâr olsan kimin dallarında eserdin?
Ah şu senin bitmyen ihtiyacın
acınası açlığın, acın.
Dinle hele, duyuyor musun?
Ne anlatır çiçeklerin şiirleri,
şarkıları ağacın?
Mahmut Nazik 28 01 2017
ARAYA ARAYA GEÇTİ BİR ÖMÜR
Araya araya geçti bir ömür
Uçtu gitti gönül kuşu nideyim
Cananı olmayan canını sürür
Sensiz sevinci gülüşü nideyim
Gönlünde olunca bir aşkın sevgin
Deryalar dar gelir yıldızlar engin
Gönlünde deli bir tay doludizgin
Yanında yarsız koşuşu nideyim
Hasretim hüsranım mahzun meyusum
Çölde bitmiş çiçek gibi susuzum
Kendi içinde kendine mahpusum
Hapiste sensiz görüşü nideyim
Bazen öfke bazen aşk başa bela
Önünden geçen bir kısrak dört nala
Düşlerime girer Cenneti âlâ
Sensiz gördüğüm bir düşü nideyim
Mahmut Nazik 27 01 2017
SENİ ANLATMAYA HANGİ SÖZ YETER
Seni anlatmaya hangi söz yeter
Gelişin katarda bir telli turna
Diken eksem gönlünde bir gül biter
Huri görse esef eder huyuna
Ne yönüne baksam eşsiz benzersiz
Zümrüt altın değersiz bal şekersiz
Gökçek kifayetsiz güzel yetersiz
Karbeyaz teninde melekler yuna
Gören sarhoş olur desem az olur
Sıcak sözü yanında ayaz olur
Öyle bir hoş olur desem söz olur
Süzülerek suya inen bir suna
Mahmut Nazik 27 01 2017
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
15.04.2016 - 12:30BAZI İNSANLAR VAR Kİ DERYA DENİZ
Bazı insanlar var ki derya deniz
Pınardır sebildir hayrat bir handır
Çınardır kandildir bilinmez candır
Az gelir sevginiz nice sevseniz
Ehvene ehildir şerire şahan
İhvana adildir aşkı aycihan
Cana ehlidildir saklı bir liman
Benliği gündeniz gönlü güldeniz
Köküne topraktır dalına yaprak
Türküne kaynaktır aşkına tutsak
Yükünde büyüktür yolunda berrak
Kelamı vecizdir kalemi aziz
Mahmut Nazik 12 01 2016 Mersin
ehlidil: gönül eri
aycihan: dünyayı aydınlatan
ihvan: sadık, samimi candan dostlar. Yakın dostlar, arkadaşlar.
Tamam-kabul' derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir (NİSA SURESİ / 81)
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
15.04.2016 - 12:28DALINDA ÇİÇEĞİN OLURUM SENİN
Ne demek sevdiğim canın sağ olsun
Dalında çiçeğin olurum senin
Sen ki yaratanın gözbebeğisin
Güneşte günceğin olurum senin...
Nefesine yakın olam belinden
Gerdanına bağlanayım elinden
O ki kokun gelsin zülfün telinden
Başında keçeğin olurum senin
Ne güzel sevmişim bir bilsen seni
Her daim fitire her daim yeni
Serpiver bahçeye bağa sevgini
Tarlanda göceğin olurum senin
Aşkı haram kılmış, öyle ilah yok
Aşksız bir makamda Fenâ fillâh yok
Şah olsan da aşkta hiç eyvallah yok
Saki bilir misin aşkta günah yok
Mahşerde geçeğin olurum senin
Mahmut nazik 12 01 2016 mersin
Fitire: Tarlada yenice çıkmış buğday, arpa, filizi (Bozyazı- Dereköy)
Keçek- keçik- Leçek- neçek: baş örtüsü
Göcek: bir karış boyundaki ekin.
Geçek: 1. Köprü. 2. Su, yol vb. geçit, başörtüsü,
Fenâ fillâh: Fenâfillah, tefâni sırrı da denilen, 'ölmeden önce ölmüş gibi olup' yokluk sırrına ermek. Kul bu makamlarda kendinden ve sıfatlarından fani olarak Hakk'ın sıfatlarıyla beka bulur
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
15.04.2016 - 12:28O KUYUDAN YUSUF OLUP ÖYLE ÇIK
ღ
Gün olur kalkarsın gün olur düşer
Dost dediğin terk eder üçer beşer
Gün olur her bela başına üşer
O kuyudan Yusuf olup öyle çık
ღ
Kendine dost olmak bir pınar gibi
Büyümek güneşe bir köknar gibi
Çamurda bir mücevher arar gibi
Kemlikten kendini bulup öyle çık
ღ
Aramak var bazen hani dünleri
Eskicide görmek mutlu günleri
Pusulasız bulmak da var yönleri
Geceden bir yıldız alıp öyle çık
ღ
Bazen dostluk yerden yere vuranda
Belki müsebibi sarıp soranda
Belki de dermanın gönül yaranda
Yarandan yârenin bulup öyle çık
ღ
Mahmut Nazik 14 01 2016 Mersin
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
29.11.2014 - 19:01UYAN SEVDİĞİM UYAN HELALLİNİN BEN
Menzili şaşası kör kurşun
Düşün duruşun
Sevdiceğin var mı senin?
Evimizin önüne karanfil ektim.
Uyan sevdiğim uyan, zerdalinin ben.
A sürmelim sevdanı yıllarca çektim.
Hani derdin ya sen camgüzelinim ben.
Gençkız idim, giydiğim dalbasma fistan
Bir yiğidi sevmişim dillere destan.
Naz edişim, göz edişim yâre gastan.
Kapımızda açan o şeftalinim ben.
Karşı mahalleden gelir ağıt sesi.
Ölüm mü var yas mı var bu ne ezgisi?
Davul sustu saz sustu bu neyin nesi?
Uyan sevdiğim uyan bir delinim ben.
Bu dünyada sevenler sürmez demini.
Gelin atı sabırsız, gever gemini.
Böyle m(i) olur yiğidin andı, yemini.
Kalk gidelim sevdiğim helallinim ben.
Duvağımı takmıştım binbir heves ile.
Şerbetimi içtiler altın tas ile.
Soldurdular kınamı kara yas ile.
Gelin gidip, kız gelen bir gelinim ben.
Uyan sevdiğim uyan zerdalinim ben.
Hani derdin ya sen camgüzelinim ben.
Uyan sevdiğim uyan, helalinim ben.
Gelin gidip, kız dönen bir gelinim ben.
Mahmut Nazik 30 08 2011 Mersin
Gastan: Şakadan, kasten (Bozyazı, Dereköy ağzı)
Sanırım dokuz on yaşlarındaydım. Köyde bir düğün vardı. Birkaç çocuk hemen üstündeki bir evin damından kuş bakışı düğünü izliyorduk. Ortaya damadı oturtmuşlar davul zurna eşliğinde kınasını yakıyorlardı. Diğer yanda klarrnet çalıyor insanlar neşe içinde oynuyorlardı.
Birden yanımızda hırım hışım bir adam belirdi. Bir elinde bir kiloluk bir taş, diğer elinde parıl parıl parlayan bir alman çıplağı dedikleri tabanca. Elindeki taşı fırlatmasıyla, bir de baktıkki damat yere serildi.
Titreyen ayağını, kesilmiş kurbanlık koyun gibi arkaya doğru atıyordu.
Sonrası yuğ, sonrası ağıt, sonrası gözyaşı…
Ne zaman ki bölünen bir düğün duysam, bu bu hazin anım gelir aklıma...
Evin yıkılsın kör kurşun
Sevdiceğin var mı senin?
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
29.11.2014 - 18:57GÖZDEN DÜŞMÜŞ GÜL SATARIM
Alan yok mu hey erenler
Beleşine bal satarım
Karanlıkta iz sürenler
Kelepir bir yol satarım
Yar saçının rüzgarını
Gariplerin ef kârını
Sevdanın sitemkarını
Gözden düşmüş gül satarım
Aşktan süzdüm gram gram
Göz yaşından dirhem dirhem
Dağ kokulu buram buram
Öyle bir gönül satarım
Yârin gülüşünden meze
Yenice kopardım taze
Gelişinden süze süze
Şekerlenmiş dil satarım
Leyla şirin’in aşkını
Muştudur söğüt ışkını
Dervişim insan düşkünü
Masmavi bir göl satarım
Yarık ayaklarda çarık
Almanın erdemi soğuk
Düğüm düğüm bir hıçkırık
Görülmedik hal satarım
İlkbaharın tebessümü
Çiçeğe durmuş güz günü
Şiirledim aşkı hüznü
Gül kokulu el satarım
Alçakları taş etmişim
Aşıkları kuş etmişim
Kötülerle baş etmişim
Mazluma masal satarım
Taş başında biten selvi
Umut uç veren sevi
Gökkuşağındaki mavi
Hadi durma gel satarım
Mahmut Nazik 03 07 2013 Mersin
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
29.11.2014 - 18:55Her sabah sil baştan yazmalı seni
Dört mesimin lekimşahın dilinden
Azat etmek beni akıp gideni
Toprak etmek hani aşkta bu teni
Yani
Yakalayıp sarmak yarin belinden
Öyle bir sıcak ki avcumda atan
Bir kulübe düşün bacası tüten
Ne küskün olmak yar ne de bir sitem
Bir çiğdem olmak var kırlarda biten
Hani
Tutup da gitmek yaşamın elinden
Dağlara düşmez mi severse Ferhat
Takılı kalmaz mı hasrette saat
Yüreğinde çarpar sevdalım hayat
Asiye çıkmış Adı Havva’nın heyhat
Yani
Aşksız yıllar geçer gider yanından
Aşk ki sana yaratandan hediye
Yüreğimde y/atan sevdalım diye
Aşkı duymak her nefes her saniye
Her dala yakıştın sitemin niye
Seni
Kim döndürebilir aşkın yolundan
Mahmut Nazik 20 07 2011 Mersin
HER SABAH SİL BAŞTAN YAZMALI SENİ
Her sabah sil baştan yazmalı seni
Dört mesimin lekimşahın dilinden
Toprak etmek hani aşkta bu teni
Yakalayıp sarmak yarin belinden
Öyle bir sıcak ki avcumda atan
Bir çiğdem olmak var kırlarda biten
Ne küskün olmak yar ne de bir sitem
Tutup da gitmek yaşamın elinden
Dağlara düşmez mi severse Ferhat
Takılı kalmaz mı hasrette saat
Yüreğinde çarpar sevdalım hayat
Aşksız yıllar geçer gider yanından
Aşk ki sana yaratandan hediye
Yüreğimde y/atan sevdalım diye
Her dala yakıştın sitemin niye
Kim döndürebilir aşkın yolundan
Mahmut Nazik 20 07 2011 Mersin
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
28.11.2014 - 23:27Bizim köylüler hazırcevaplılığyla ve fıkralarıyla meşhurdur. Bir araya gelseler tek düşünceleri vardır, o da bu insanları nasıl güldürürüm..
.
YORGUNU DİNLENDİRMEK
O yaşlı adam anlattı.
Sizin köyde harman sürüyordum. Öğlen yemeğe oturduk.. Evin kadını bir gözere ala samanlı malama doldurup traktörün önüne koymuş: Ne yapıyon abıla, dedim.. 'Emmi, sabahtan beri ıh demeden, çalışıyor zavvallım, bunun canı yok mu, acıkmıştır' dedi..
O kadına sordum, gerçek mi diye:
-Doğru ama, o gadar mı cahilim ulan, demir yığını saman mı yer; bilmem mi ama PATOZA DÖRT SAAT SAP ATMAK NEDİR BİLİRMİN SEN. AT AT DOYMUYOR DA GAVURUN İCADI; ,
Direktörden çok milletin canı çıkdıydı. Yemekden önce millet bir gülüşsün, belki yorgunluklarına faydası olur deyi verdiydim, dedi..
***
DÜŞ ÖNÜME ZADİFE
Annem zavallım ben beni bileli hasta..
Bizim köyden Yahşı Ahmet, karısı Zadife, babam ve annem Gülnara giderler. Ekin vakti, ağustostosun sıcağında atın üstündeki annemin sırtında bir yorgan bürülü; babam annemi doktora götürüyor yine.
Yahşi Ahmet rahmetli ikide bir:
- Halil efendi, Hanım Dudu şöyle iyi gadındır, böyle iyi gadındır bu gadına iyi bak, kadını üzme. der.
Neyse bir der, iki der,.
En sonun da anamı doktora götürmekten bir hal olan babam, atın yularını Ahmet dayının eline tutuşturup:
-Ulan Ağmat dayı, madem ki bu kadar beğeniyorsun benim avradı, al senin olsun,
Yahşı ahmet'in karısı Zadife’nin elinden tutup:
-Düş önüme Zadife, der.
***
BAYTAR KAHVEYE NEDEN GELMİŞ
Kahvede oturuyoruz, belediyede veteriner hekim bir köylümüz çalışır. o da geldi: Oyun oynayan yok mu? ' dedi.
Kahvedeki başka köyden birisi:
-Yahu senin burda işin ne, bir sürü başı boş, avara köpek dolaşıyor, git onları toplasana'
Bizim köylünün cevabı:
-Hakkında ihbar var, ben de senin için geldim zati...
***
***
EV SAHİBİ EVDE YOK
Bir sabah bizim hanım, ben bu evin hizmetçisi miyim diye yakınıp duruken; Tam o sırada kapıya bir dilenci geldi.
- Abıla allah rızası için..
- Mahmut, bir dilenci gelmiş para istiyor.
- Ben bu evin hizmetçisiyim; ev sahibi evde yok, de sen…
- Olur mu…
Baktım şu Adana’nın meşhur dilenci köyünden, bir kadın.
- Kardeş bu kadın evin hizmetçisi..
- Abi sen bir sadaka..
- Ablam ben de hizmetçinin kocasıyım.
***
ARKA YÜKÜ DEĞEL MİSİNİZ İKİNİZİN DE…
Yine bizim köyden adamın birisi karısı ve baldızıyla İsaklar köyüne gidiyor. Dereye gelirler ki ağaç köprü yıkılmış. Adam karısını sırtına alıp karşı tarafa geçirmiş.
Sonra da baldızını sırtına bindirip geçirirken, baldızı:
- dur enişte sağa bir şey ssoracağım, ben mi ağırım, abam mı ağır, enişte?
Deyince, kışın soğuğunda beline kadar ısalanan adam:
-Ulan ikinizde arka yükü değel misiniz, abanın da... senin de..
***
HAYATI RESETLEMEK
Dereköylüye, (bizimköy)
Resetleyelim hayatı,
Seni 16 yaşına götürelim,demişler,
-Gedin ülen işinize,
Anam ağladı bu yaşa gelene kadar,bidaamı çile çekeceem.
***
GOCANA SÖYLE ŞEYİNE GEÇİRSİN
Bakkaldayız, bir dilenci gelmiş:
_Ağam altı çocuğum var, allah rızası için..
Bizm köylü bir balon alıp eline tutuştururken,
-Gocana söyle bu balonu yatmadan önce şeyine geçirsin
***
NEDEN KÜFRETMİŞ
Bizim oraların insanın bir huyu vardır, ya cümlesin küfürle başlar, Küfürle başlamamışsa küfürle koyar noktayı. Kimse küfrün eylemsel yönüne bakmaz, düşünmez. Ama edilen küfürler kişiyi hedef almaz.
Ve bizim köylüler müthiş taş atarlar. Her taşları kurşun gibidir.
Hatta komşu köye aralarında kavga olmuş, bizim köy muhtarı:
-ülen uşaklar iş ciddiye bindi, silahı bırakın taşa sarılın, demiş
Biz çocukluğumuzda hep kaya yarışı yapardık. Ya hedefe vurma, yada en ileri gönderme yarışı. Birde örme sapanla atılan taş vardır; uzun menzilli alaman mavzeri. En az 300 metreden bir öküzü yıkabilirsin.
Bizim köylü Anamura gelir. Kasabalının biriyle kavga ederler. Karakolluk olurlar. Bizimki adam gibi olanı anlatır. Sıra Anamurluya gelince hiç kendi suçunu anlatmaz başlar bir bin katarak yalan söylemeye..
Bizimki yere eğilir ki taş alıp adamın kafasını pekmez çanağına çevire.
Ama ne yerde , ne gökte her yer beton.
-Ülen senin ananı, avradını, yedi sülaleni …dim ama, şükret ki yerim yer değel.
- Oğlum neye küfrediyon? hem ayıp,hem günah değel mi?
- Suç sizin polis efendi, şura bir çuval kaya dökseniz, ben de ne günaha girsem, ne ayıp etsem, olmaz mıydı?
***
HASAN EMMİMİN İNEĞE GÖĞNÜYLE Mİ ÇIKTIĞIDIR
Bir gün Hasan emmim iner ahıra,
Tuvalete gidecek aklı sıra.
Olacak ya söner eldeki çıra.
Karanlıkta düşer
biner ineğin sırtına.
inek Hasan emmiyi alıp kalkar havaya.
Paldır küldür, bu ses de ne ola
Ayşe teyz,e iner aşağıya elinde çıra.
Bakar durum kel acele gel.
İnek altta;
Hasan emmim binmiş hayvanın sırtına;
Sen gel de bunda bir anlam bul ara.
Buna bir anlam veremez
ama
Sormadan da edemez:
-Ay goca ne bu hal;
kör olası, ne ol du sağa?
Hasan emmide küfürün biri bin para:
-Ulan garı kırığını görmüş gibi ne bakan bağa;
Gız sanki göğnüm ile mi çıktım bura
Bu da yaşanmış bir olaydır.
Kahvedeyiz, Suriye’yeli muhaliflere gönderilirken tırda yakalanan mühimmet konusu tartışılıyor. Derken iş suç başbakana yüklenince, tartışma alevlendi millet biribirine girecek ti ki arkadan bir ses:
-Göğnüyle mi çıkmış, göğnüyle mi çıkmış.
herkes gülüştü ve bir anda ortalık yatıştı..
hep söyleyene bakıştık, sanki kendi değilmişçesine.
Nolacak… …oyduğumun oğlu, ‘elin şeyiyle gerdeğe girersen’... Meymed aga da oyunda böyle yenilir işte. Ver bir goz…
*****
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
11.12.2013 - 19:59BARDAĞINI TAŞIRMAYAN ŞARABI NİDEM
turnanın öyküsü dönmek geriye
durgun su uykusu yunusta yare
bahar zemherinin bağrında büyür
ay masal anlatır yıldız hikaye
telinde titrerse nidem mızrabı
nidem gülü güldürmeyen turabı
yari yeşertmeyen şadı şiiri
bardağını taşırmayan şarabı nidem
gül dediğin güz mevsimi sararır
yol dediğin yolsa canana varır
bu nasıl davadır bu nasıl sevda
ben acıya acı bana yalvarır
Mahmut Nazik 01 12 2013 Mersin
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
11.12.2013 - 19:59GELİN GİDİP KIZ GELESİN
Çabuk gidip tez gelesin
Yüreğinde yaz gelesin
Boyun devrilsin hasretlik
Gelin gidip kız gelesin
Şu yaylaların göğünü
Kimler yapar düğününü
Harami haydut tayfası
Yaşar öğünü öğünü
Dağda açar yaban gülü
Her gülün var bir bülbülü
Gelen giden bir şey söyler
Bağlanmaz ki elin dili
Şu feleğin kör düğümü
Kim karatmış ki göğünü
Yoksulun, hasret çekenin
Kim görmüş ki güldüğünü
MAHMUT NAZİK 13.11.2007
Gelin gidip kız gelesin: (Gerdek gecesi kocan öle) Çukur ova yöresinde edilen bir beddua
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
07.12.2011 - 22:37DEREKÖYE AİT UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ SÖZCÜKLER
Lekimşah= lökümşah: gök kuşağı (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Göbüş: kardeş, ünleme sözü olarak kullanılır. (gel ağöbüş (a göbüş) bize gidelim) (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Gadak; kardeş. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Nene: nine (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Zavrak: pencere (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Meletura: rezane (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Firenk: domates (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Köper: merdiven (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Kürt: Yaprakları boz yeşilimsi, esnek yapılı bir ağacık. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Çaltı: gövdesi dikenli bir maki bitkisi. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Hangırda: Hangi yerde? Nerede? (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Gompil: patates(mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Memişana: kenef: tuvalet (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
ayak yolu: tuvalet (Mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Yemiş: incir (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Anakokusu: İlkbaharda cevizfilizlerinin kokusu (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Bubatça: papatya (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Göllez: Baklagillerden bir bitki. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Güğüm: İbriğin büyüğü su kabı. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Çencere: tencere(mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Çen: Bakır oksit (kalayı aşınmış bakır kapların içindeki yeşil tabaka için kullanılır) (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Ülübü: fasülye (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Kadınparmağı: koyu mor uzunca, oval yapılı üzüm türü (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Müşgü: açık morumsu yuvarlak taneli ince kabuklu üzüm türü. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Melide: taneleri uzunca, sarı renkli bir üzüm türü. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı- kaynak kişi Mahmut Nazik)
İspitiren: Taneleri oldukça küçük, veya büyülklü küçüklü koru mor, siyahımsı üzüm. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Takkara: yuvarlak taneli siyah üzüm.
Gerdeme: selemle: sulak yerde biter. su teresi, kaz ayağı.
Endere: oradaki yere, yanına
Kalabak: mantar
Haşat: çol cocuk, aile bireyleri.
Çoluk çömlek: coluk çocuk, (Çoluk çömlek bir tabaktan yerdik)
Üfendire: Çiftçilerin sığırları sürmekte kullandıklrı, bir tarfında ucu çivili, bir tarafında sabanın çamurunu sıyırmaya yarayan küçük bir kürekçik bulunan uzunca değnek.
Embel: üfendirenin uçundaki çivi.
Kayıt: karasaban
Zevle: Çift sürerken boyunduruğu çift öküzüne bağlayan eğri çubuk.
Eef: sabanın okunu boyunduruğa bağlayan, genelde kürt ağacından ısıtılarak eğilen ağaç çember.
İskeliç: küçük kazma
Gölük: at
Yazmış: bir yaşında keçi
Düğe: Bir yaşına yakın dişi sığır (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Haydi: Bozyazı Dereköy’e has bir içli bir yakım, ağıt çeşidi. Genelde gurbete, askere gidenlere, ölenlere duyulan özlemi, kavuşmak için ne yaptıklarını, ne yapacaklarını, anıları dile getirilir.
Haydi söylemek: ağıt yakmak
Yakım (yakmak) : acıklı türkü sözü, ağıt yakmak.
Metel: bilmece (yerel bir metel örneği: dibi kıllanır, başı sallanır: kirmen)
Bunarı: baca
Mertek: kalın sırık.
HELKE: bakır kova
Sitil: küçük bakır kova
Gora: anahtar, kilit
Kaş: geçit; bir tepede yamacın, öbür yüzüyle kesiştiği çizgi.
Bazar: şehir, kasaba
Deşduvan: kır bekçisi
Dıkmak: getirmek, girdirmek. (bağına erik, dağına Yörük dıkma. Keçileri içeri dıktık.)
Eğirtmeç: kirmen
Gunnacı: hamile
Gunnamak: doğurmak
Tokuç: tokaç, çamışır yıkarken, çamışışra vurarak dövmeye yarayan ağaçtan alet.
Hüttük: ıslık(türkü furmunda çalınan ıslık)
Fıyyık: uzaktaki birini uyrmak veya çağırkak için çalınan ıslık.
Muruyu: ayanı: şımarık, aşırı nazlı.. denksizliğe varan nazlılık, şımarıklık hali.
Onmak: geçmek, tamir olmak (El yarası onar, dil yarası onmaz: Yıkılan evi onardık.)
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
07.12.2011 - 22:34DEREKÖYDE KULLANILAN UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ SÖZCÜKLERİN DEVAMI
Bazar: şehir, kasaba
Deşduvan: kır bekçisi
Dıkmak: getirmek, girdirmek. (bağına erik, dağına Yörük dıkma. Keçileri içeri dıktık.)
Eğirtmeç: kirmen
Gunnacı: hamile
Gunnamak: doğurmak
Tokuç: tokaç, çamışır yıkarken, çamışışra vurarak dövmeye yarayan ağaçtan alet.
Hüttük: ıslık(türkü furmunda çalınan ıslık)
Fıyyık: uzaktaki birini uyrmak veya çağırkak için çalınan ıslık.
Muruyu: ayanı: şımarık, aşırı nazlı.. denksizliğe varan nazlılık, şımarıklık hali.
Onmak: geçmek, tamir olmak (El yarası onar, dil yarası onmaz: Yıkılan evi onardık.)
DEREKÖYE AİT ANONİMLEŞMİŞ TÜRKÜLER.
ANAMUR YOLLARI
Anamur yolları yar yar yar yar aman
Gayrak da çakıllI A canım sürmelim aman
Ben de bir yar sevdim yar yar yar yar aman
Uyar da akıllI a canım sürmelim aman
Anamur üstüne yar yar yar aman
Duman da bürümüş edalım bir tanem aman
Benim sevdiceğim yar yar yar yar aman
Bu diyarda bir imiş, sürmelim aman
Söz beste:Dereköy’lü Ahmet çavuş (Ahmet Keman)
(Ahmet çavuş, köyde Kemeneci Ahmet olarak bilinir. Soyadı kanunuyla keman çaldığından olasa gerek, KEMAN soyadını almıştır. Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı on- on dört sene savaşa katılmıştır. Savaştığı her yerin kültüründen bir şeyler öğrenmiş; oldukça yaratıcı bir kişiliğe sahipti. Düğünlerde çeşitli oyunlar çıkarıp, komik deyişler söyleyerek köylüyü eğlendirirdi. Bu Türküyü savaş dönüşü, aNAMUR'DAN köyüne dönerken söylediği sanılmaktadır. RUHU ŞAD OLSUN…)
Mahmut Nazik- Mersin Bozyazı Dereköy
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
07.12.2011 - 10:31Lekimşah= lökümşah: gök kuşağı (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Göbüş: kardeş, ünleme sözü olarak kullanılır. (gel ağöbüş (a göbüş) bize gidelim) (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Gadak; kardeş. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Nene: nine (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Zavrak: pencere (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Meletura: rezane (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Firenk: domates (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Köper: merdiven (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Kürt: Yaprakları boz yeşilimsi, esnek yapılı bir ağacık. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Çaltı: gövdesi dikenli bir maki bitkisi. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Hangırda: Hangi yerde? Nerede? (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Gompil: patates(mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Memişana: kenef: tuvalet (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
ayak yolu: tuvalet (Mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Yemiş: incir (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Anakokusu: İlkbaharda cevizfilizlerinin kokusu (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Bubatça: papatya (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Göllez: Baklagillerden bir bitki. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Güğüm: İbriğin büyüğü su kabı. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Çencere: tencere(mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Çen: Bakır oksit (kalayı aşınmış bakır kapların içindeki yeşil tabaka için kullanılır) (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Ülübü: fasülye (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Kadınparmağı: koyu mor uzunca, oval yapılı üzüm türü (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Müşgü: açık morumsu yuvarlak taneli ince kabuklu üzüm türü. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Melide: taneleri uzunca, sarı renkli bir üzüm türü. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı- kaynak kişi Mahmut Nazik)
İspitiren: Taneleri oldukça küçük, veya büyülklü küçüklü koru mor, siyahımsı üzüm. (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Takkara: yuvarlak taneli siyah üzüm.
Gerdeme: selemle: sulak yerde biter. su teresi, kaz ayağı.
Endere: oradaki yere, yanına
Kalabak: mantar
Haşat: çol cocuk, aile bireyleri.
Çoluk çömlek: coluk çocuk, (Çoluk çömlek bir tabaktan yerdik)
Üfendire: Çiftçilerin sığırları sürmekte kullandıklrı, bir tarfında ucu çivili, bir tarafında sabanın çamurunu sıyırmaya yarayan küçük bir kürekçik bulunan uzunca değnek.
Embel: üfendirenin uçundaki çivi.
Kayıt: karasaban
Zevle: Çift sürerken boyunduruğu çift öküzüne bağlayan eğri çubuk.
Eef: sabanın okunu boyunduruğa bağlayan, genelde kürt ağacından ısıtılarak eğilen ağaç çember.
İskeliç: küçük kazma
Gölük: at
Yazmış: bir yaşında keçi
Düğe: Bir yaşına yakın dişi sığır (mersin- Bozyazı - Dereköy ağzı, kaynak kişi Mahmut Nazik)
Haydi: Bozyazı Dereköy’e has bir içli bir yakım, ağıt çeşidi. Genelde gurbete, askere gidenlere, ölenlere duyulan özlemi, kavuşmak için ne yaptıklarını, ne yapacaklarını, anıları dile getirilir.
Haydi söylemek: ağıt yakmak
Yakım (yakmak) : acıklı türkü sözü, ağıt yakmak.
Metel: bilmece (yerel bir metel örneği: dibi kıllanır, başı sallanır: kirmen)
Bunarı: baca
Mertek: kalın sırık.
HELKE: bakır kova
Sitil: küçük bakır kova
Gora: anahtar, kilit
Kaş: geçit; bir tepede yamacın, öbür yüzüyle kesiştiği çizgi.
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
12.05.2011 - 17:48YAYLALAR
Yaren yoldaş olmuş sana bulutlar
Kış mı kesti yollarını yaylalar
Gönlümüzde açar türlü umutlar
Hak kayırsın kullarını yaylalar
Kış gelince aç kurtların uluşur
Bahar ile gelin kızlar gülüşür
Isız koyaklarda kimler buluşur
Sardı mola bellerini yaylalar
Seherinde öter meri kekliği
Kayalarda ayna olmuş kaklığı
Efil efil çam kokusu kekiği
Yaşın yaşın göllerini yaylalar
Türkmen kızı bu yaylanın sümbülü
Gülüşünde açar sevdanın gülü
Türküsüyle dile gelir bülbülü
Kimler tutar ellerini yaylalar
Karşı dağlar birbirine yaslanır
Yusufçuklar garip garip seslenir
Heybetini gören yiğit uslanır
Yine kırdın bellerimi yaylalar
Geceleri ayna gibi yıldızlar
Gündüzünde lale sümbül mavruzlar
Yağmur yağar her bir yeri yaldızlar
Kim zapt eder sellerini yaylalar
Kaygusuz’un özü sözü burada
Karacaoğlan’ın kızı burada
Türkü türkü çalan sazı burada
Bağladım saç tellerini yaylalar
Mahmut Nazik 02 05 2011 Anamur
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
05.12.2010 - 00:13AŞK DA BİZİM IŞIK DA BİZİM
Bilgi sevgi emek sevdalım hayat
Barıştan sevgiden bir dünya dayat
Işık da bizimdir aşk da bizimdir
Şah çekmeli yaşam savaşa inat
Ne zulüm ne soygun ne çile çekmek
Özgürlük dediğin bir lokma ekmek
Bunca kavgaya telaşa ne gerek
Paylaşıp sevmeyi bir bilebilsek
Cahilden cellattan yiğit olur mu
Ayrılık gayrılık öğüt olur mu
Yarın kardeşliğin yarın sevginin
Gönlündeki gülü büyüt olur mu
Mahmut NAZİK 09 10 2010 Mersin
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
05.12.2010 - 00:04ATATÜRK DE KİM! ?
Atatürk de kim! ?
Sağcıya göre beton
Solcuya göre burjuva Kemal
Allahsız liberale göre diktatör
Dinciye göre şu “malum” Kemal
Entel fahişeye göre hepsi
Duruma göre değişir
Kâh dindar
Kâhı demokrat
Avantaya göre göre arzuhal
Atatürk mü?
Güce göre tavır al
Seni çakal Allahsız Liberal
Ne neden
Ne de sonuç
Cımbızla cımbızla
Sözlerini
Ortaya sal
Şahları öyle yazmış
Öyle demiş şefleri şıhları
Öyle yazmış entel fahişeleri
Ezberlerinde aynı zurna
Aynı davul aynı kaval
O demiş ki
On beş on altı yılda
Yedi düvel
Daha beteri
Bir memleket cahil
Bizden buraya kadar
Biz kurduk
Siz geliştirin
Dönüştürün
Bir şeyler yapın
Bir hareket geliştirin behemehal
Ne yapmış
bizim mirasyedi andaval:
Olanları sat sav
Lak lak konuş
Alaya al
Dünya kayarken ayağının altından
Sen öyle bak aval aval
Peki onu küçümseyenler,
Üstüne kaç taş koydular
Bürüksel cami
Vaşinton Kabe
Birlik olup soydular
Kötü koca gibi
Güzelim ülkeyi
Malamat edip
Orta yere koydular
Hiç sorgularlar mı ki
Kendileri ne mal?
Beyler beyler,
O, demedi size
Satın
Savın
Tıkınınız
O demedi size
Çıkarmayacağınız haltı
Zıkkımlanıp ıkınınız
Söyle son on yılda
Kaç fabrika yaptınız
Kaçını sattınız
Harun’um deyip geldi
Karun oldu kaç yakınınız
İşte politikanız:
Allah’ın kulları havel
Hakkın dini değel
Malı meval
Kırk haramın birini
Birini ver yeter ki
Her şey helal
Beyler
Bir halt yapamadınız
Bari olana sahip çıkınız
Belli ki
Ne vefa
Ne utanma
Ne de haya
Bari vicdanınızla düşünün
İşte sual:
Sizin seksen yıllık iktidarınız
On altı yıla neleri sığdırdı Mustafa Kemal?
Sorun bakalım,bu ne hal?
Eleştirmek kolay
Sorun bakalım kendi ne mal
Hiç kendine sorar mı bu çakal!
Mahmut NAZİK 29 Ekim 2009 Mersin
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
05.12.2010 - 00:00DE GİT BİRE SOYKA DÜNYA
De git bire soyka dünya
Bir terbiyen tören var mı?
Her sevenin Mecnun Leyla
Hiç sefanı süren var mı?
Yol üstünde gül olsan da
Yar dilinde bal olsan da
Kul olsan da kül olsan da
Bir vefanı gören var mı?
Niyet ettik servetine
Kul olduk muhannetine
Şu dünyanın cennetine
Bir cefasız giren var mı?
Hep gözün çuvalda çulda
Kimi düşer yarı yolda
Dikenle gül aynı dalda
Kim sorar ki yaran var mı
Onca cefa onca çile
Kör nefsine edip köle
Son nefeste güle güle
Muradına eren var mı?
Kimi varsıl kimi duçar
O kovalar hayat kaçar
Yaşamı yalayıp geçer
Dökülüp de veren var mı?
Yalan zevki sefa yalan
Sevdan varsa odur kalan
Hırs yiğidi taşa çalan
Yarasını saran var mı?
Kırk alpın aşkı şu yatan
Şu ruhun(u) aşkını satan
Şunun yüreğinde vatan
Sonu nedir gören var mı?
Kimi büyür çiçek açar
Kimini fitrede biçer
Pencerenden bir kuş geçer
Sonrasını soran var mı?
Karun’un obası boyu
Savruldu kurudu soyu
Önü sonu dipsiz kuyu
Bu rüyayı yoran var mı?
Mahmut NAZİK 28 11 2010 Mersin
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
25.06.2010 - 01:46BİRAZDAN YOLCULUK ZAMANI
ince belli bardağım
çayım tavşan kanı
bir sıcacık simit
üstünde tüter dumanı
korkarım heba etmeye
bir tane susamını
korkarım dökmeye bir gramını
Tükürmüşüm yüzüne
atmışım dünyanın
menkulünü malını
bana dert mi Karun’un demi devranı
satmışım anasını
yırtmışım kanununu kitabını
bana ne Firavun’un fermanı
Bir sıcacık simit
üstünde tüter dumanı
ince belli bardağım
elimde çayım tavşan kanı
korkarım heba etmeye
bir tek tane susamını
korkarım dökmeye bir gramını
düşün hele
bilsen
kaç sevdalım hayat
terk etti bu limanı
işte hayat budur sevgili
hayat budur
al da gel sevdanı
şöyle yanıma otur
her nefesi aziz
kutsaldır her anı
istersen
başını göğsüme yasla
bekleyemem yarını
kim bilir
belkide gelmiştir
birazdan yolculuk zamanı
Mahmut NAZİK 21.12.2009 MERSİN
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
25.06.2010 - 01:46NERDE SEVDAN DİYE
SORDUM AĞLADIM
Aşk ayağa düşmüş sevda firari
Ellerim böğrümde durup... ağladım
Nefsi tutsak almış yareni yari
Zalime kulluğu görüp... ağladım
Cahil vermiş mührü zulmün eline
Bilgeler kapılıp sürü seline
Ne eli, ne beli, ne de diline
Nerde sevdan diye sorup... ağladım
Leyla’yı Mecnun’dan kaçarken gördüm
Sevgiyi savurup saçarken gördüm
Aşkı ağlayarak geçerken gördüm
Gözyaşım yarama sarıp... ağladım
Dünyanın devranı dönmez bir karar
Arayıp sorduğun elleri sarar
Dostlar idamıma vermişler karar
Sevdamla dağlara vurup... ağladım
Bir çiçeği çölde açarken gördüm
Yaralı bir kuşu uçarken gördüm
Masmavi gök yüzü açarken gördüm
Zalimi zır zebil naçarken gördüm
Düşümü hayıra yorup... ağladım
Mahmut NAZİK 04 06 2010 Mersin
MERSİN BOZYAZI DEREKÖY KÖYÜ
25.06.2010 - 01:45AY VURUR ODAMA SEN GELDİĞİNDE
Bilir misin benim için sen nesin
Ay vurur odama sen geldiğinde
Herkeslerden sakındığım yerdesin
Gül yağar sevdama sen güldüğünde
Dere tepe çiçek açar hoş olur
Kuşlar uçar bir gülüşlü düş olur
Sevdan yoksa yazı yaban boş olur
Düşmanlık idama sen geldiğinde
En kahırsız türkülerin sözü sen
Zehirsiz sözlerin aşkın özü sen
Dört kitapta mazlumların gözü sen
Gün doğar yurduma sen geldiğinde
Mahmut NAZİK 04.04.2010 Mersin
Komunist şairler
28.02.2010 - 14:44KOMUNİST ŞAİRLER
İnsanlık sevdası, zalimle kavgası, toplumsal dünyası olan şairlerdir.
........
Tovariş diyecek
ne üs kurmaya geldim yıldızına
ne petrol ne yemiş imtiyazı istemeğe
Kola-kola satacak da değilim
selamlamaya geldim seni yeryüzü umutları adına,
bedava ekmek ve bedava karanfil adına
mutlu emeklerde mutlu dinlenmeler adına
'Yarin yanağından gayrı her yerde her şeyde hep beraber'
diyebilmek adına
evlerin
yurtların
dünyaların
ve kosmosun kardeşliği adına NAZIM HİKMET
HABERİN VAR MI TAŞ DUVAR?
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..Ahmet ARİF
VARSAĞI
doğarsın sorgudur başlar
doğmanın hesabı sorulur
dünya bir bela sofrasıdır
lokmanın hesabı sorulur
acı bir dumandır köyleri
çakaldır kurttur soyları
gecenin kanlı beyleri
dumanın hesabı sorulur
kıvılcım çektiğin demirden
canını oynadığın kumardan
bıçağın oyduğu damardan
akanın hesabı sorulur
yürü attila ilhan yürü
yaş da yanar yanarsa kuru
günü gelir böyle doğru
yazmanın hesabı sorulur! ..
ATTİLA İLHAN
Elbette Türkiye'de en uzun koşuysa devrim
O onun en güzel en güzel yüz metresini koştu
İlk o fırladı lüverden en sekmez mermisiylen
En hızlısıydı hepimizin en hızlısıydı hepimizin
İlk o göğüsledi ipi
Aşk olsun aşk olsun aşk olsun sana çocuk aşk olsun
Acıyorsam sana anam avradım olsun
Ama aşk olsun CAN YÜCEL
Dağlardan sevinç getireceğim copihue(1) çiçekleri olarak,
kara fındıklarla, orman öpücüklerinden sepetlerle.
İlkbaharın kiraz ağaçlarıyla yaptığını
yapacağım seni.
PABLO NERUDA
Toplam 28 mesaj bulundu