Yoksa Allah'tan başka şefaatçılar mı edindiler? ! De ki: 'Hiçbir şeye güç yetiremeseler ve Akıl erdiremeselerde mi? ' Zümer(43)
Biz onu Akıl erdirebilesiniz diye. bir Kur'an olmak üzere aRapça olarak indirdik.Yusuf(2)
Allah size ayetlerini açıklıyor, Akıl erdiresiniz diye. Nur(61)
Onlara: 'Allah'ın indirdiğine uyun.'
denildiğinde, 'Hayır, atalarımızı neyin üzerinde bulduksa ona uyarız.' dediler. Ya ataları birşeye Akıl erdirememiş ve doğruyu seçememiş idiyseler? Bakara(170)
Fakat Allah'ın bütün Akıl sahibi varlıklara karşı bir iyiliği vardır. Bakara(251)
Kesinlikle, göklerin ve yeri yaratılışında ve gece ile gündüzün ardarda gelişinde vicdanları temiz Akıl sahiplerine gerçekten deliller vardır. Ali İmran(190)
Fakat bunu ancak Akıl ve vicdanı temiz olanlar idrak eder. Rad(19)
Akıl sahipleri için birçok deliller vardır! Taha(128)
Hala Akıl edip düşünmez misiniz? Saffat(138)
Doğrusu, Biz onu aRapça olarak okunacak bir Kur'an yaptık ki Akıl erdiresiniz. Zuhruf(3)
Nasıl, bunlarda bir Akıl sahibi için yemin edilir bir şey var değil mi? Fec(5)
Bu inceliği ancak Akıl sahipleri düşünüp anlar. ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ(7)
Bu Kur'an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak tek olduğunu bilsinler ve Akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir. İBRÂHİM SÛRESİ(52)
Bu Kur'an, âyetlerini düşünsünler ve Akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. SÂD SÛRES(29)
Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar Akıl sahiplerinin ta kendileridir. ZÜMER SÛRESİ(18)
Akıl ile ilgili daha yüzlerce ayet mevcut iken...Bu işlerde akıl yürüterek doğruya ulaşılmaz. Zira İslam dini akıl dini değil nakil dinidir. Diyen dostlara selam olsun!
Kim ne derse desin, teraziniz Resullullah olsun! Kuran olsun!
Aldıgınız ilmin Resullullah ın bildirdiklerine-Kuran a uygunluguna bakın!
Hakiki Mürşid Allah tır-Allah kelamı olan Kuran dır.
Hakikat ehli veya evliya dediğimiz ÖZ'e ermişler insanlari DiN konusunda
bilgilendirip yol gösterirler. Bu yönüylede bu tür zatlar Allah´tan insanlara bir rahmettir.
Abdulkadir Geylani, Muhuddin Arabi, Mevlana Celaleddin Rumi vs... gibi zatlar insanlıga bir lütuf ve rahmettir.
Fakat bu tür zatlar kolay, kolay fark edilip, bilinmezler. Onun içindir ki bir sürü 'sahte şeyhler türeyip,
insanları tarikat adı altında' kendi menfaatleri dogrultusunda kullanmaktadırlar.
Ve milyonlarca insan bu türden sahte 'şeyhler tarafından tarikatlar adı altında kandırılmaktadır.'
Bu türden sahte şeyhlerin kendilerine faydaları yok ki, insanlara nasıl şefaat edip yol göstesin.
Şefaat ilimdir, ilmi alip gerekenleri yapanlar,
Şefaate nail olanlardir!
“Mürşide bağlanmak”, ilme bağlanmaktır, ilmin elde edilmesi de ancak, araştırma, soruşturma, hakikatı arayıp bulma şeklinde gerçekleşir.
Kim ne derse desin, teraziniz Resullullah olsun! Kuran olsun!
Aldıgınız ilmin Resullullah ın bildirdiklerine-Kuran a uygunluguna bakın!
Hakiki Mürşid Allah tır-Allah kelamı olan Kuran dır.
Son derece önemli bir namaz tarifiyle devam etmek istiyorum. Bu ÇOK DEĞERLİ NAMAZI, Efendimiz Hazreti Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, amcası Abdulmuttalib'in oğlu Abbas radıyallâhu anha öğretmiştir.
Abbas bir gün Rasûl-i Ekrem'e sorar, der ki:
-Yâ Nebîyallah, ben hayli yaşlandım, zamanımı geçirdim. Bana öyle bir şey öğret ki, bunca boşa geçen yıllardan sonra birşeyler yapmış olarak huzurullâhta yerimi alayım? ..
İşte bunun üzerine Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
-Yâ Abbas, ey amcam! . Sana vereyim mi? .. Vermemi ister misin? .. Sana 10 özelliği olan şu namazı öğreteyim mi ki; onu edâ ettiğin zaman, Allâh günâhlarının ilkini de sonunu da; eskisini de yenisini de; bilerek yapılanını da bilmiyerek yapılanını da; küçüğünü de büyüğünü de; gizlisini de açık olanını da AFFEDER! .. İşte bu on günâhtır (bütün günâhlar) .
Yeryüzündekilerin en büyük günâhkârı dahi olsan, bu namaz sebebiyle günâhların affolur. Alic (çok kumlu bir çöl) kumları kadar günâhın olsa dahi Allâh onları affeder'! ..
İşte böyle buyuran Rasûlullah aleyhis-selâm, namazı da şöyle tarif ediyor hadîsin devamında:
'Dört rekâtlık bir namazın her rekâtın da, 'Allâhuekber' deyip namaza durduktan sonra 15 defa
dersin; sonra Fâtiha ve bir sûre okur; sonra 10 defa daha aynı tesbihi tekrar edersin; sonra rükûa eğilir, 10 kere daha tesbih edersin; sonra rükûdan kalkıp ayakta dururken 10 kere daha tesbih edersin; sonra secdeye varır 10 kere tesbih edersin; sonra secdeden kalkıp oturur ve 10 kere tesbih edersin; ve nihayet tekrar, ikinci defa secdeye varır 10 kere tesbih edersin ki, toplam 75 eder. Bunu dört rekâtta da aynen tekrar edersen, toplamı üçyüz olur.
Böyle bir namazı her gün kılmağa gücün yeterse, her gün kıl; yetmezse, Cumâ günleri, haftada bir kere kıl; bunu da yapamazsan, ayda bir defa kıl; buna da gücün yetmezse ömründe bir defa kıl! ..
Tesbihin okunuş hızına bağlı olarak 20 ile 30 dakika arasında zaman alan, böyle bir namazın insana kazandırdıkları iyice bir düşünülürse; sanırım, en az haftada bir defa cumâ gecelerinde mutlaka bu namaz edâ edilir.
Tasavvufla iştigal edenlerin ise, bu namazlara mümkün ise her gece yatmadan evvel veya gece kalktıklarında devam etmelerini özellikle ve önemle tavsiye ederiz. Zirâ, bu namazın getirdiği ruhanî güç, ancak tatbik edenler tarafından anlaşılır.
Hz. Muhammed salla'llahu aleyhi ve sellem efendimiz Allah'a aclikla vasil olmustur. Ramazan ayinda uzun bir müddet devam eden riyazatinin yani ac kalisinin son ayidir.Bu uzun aclik devresinin son ayinin 27. gecesi 'Allah'la bir oldugu anlamis' Kiymetinden dolayi da bu geceye Kadir Gecesi' demis. Arapca da 'kadr' kelimesi kiymet manasina geliyor. O gece, o zamana kadar görmedigi tecelliler müsahade etmis. Ramazanin 28,29 ve 30. günlerinde o gördügü Vuslat'i ve müsahadeyi tefekkür ediyor, anlamaya ve hazmetmeye calisiyor. Nihayet 30. günü meseleyi hallediyor, hakikati anliyor. Hakikati anladigi ve bildigi bu geceye de 'arefe' diyor. Arefe arapcada 'bildi' demektir. Gürülüyor ki kadir ve arefe isimleri bile manidardir ve bir hakikatin ifadesidir.
Hz. Muhammed salla'llahu aleyhi ve sellem efendimiz, hakikati arefe günü anlayinca bayram yapmistir. Bayram demek sevinmek demektir. Insan malik oldugu birseyin güzelligini anlamadan ona sevinebilir mi? Hz.Muhammed salla'llahu aleyhi ve sellem efendimiz de hakikati anladiktan sonra sevinmis, bayram yapmistir.
'RAHMAN'IN ZİKRİNDEN YÜZ ÇEVİRENE ŞEYTAN MUSALLAT OLUR VE ARKADAŞI OLUR. SONRA GERÇEKLERİ SAPTIRIR VE ONU HİDAYETTEN UZAKLAŞTIRIR. ONLARSA BU DURUMDA HÂLÂ HİDAYETTE OLDUKLARINI SANIRLAR.' (43-36/37)
'ŞEYTAN ONLARI İDARESİNE ALMIŞ, ALLAH'I ZİKRETMEYİ UNUTTURMUŞTUR. ONLAR ŞEYTANIN GRUBUDUR. ŞEYTANA TABİ OLANLAR HÜSRANA UĞRAYACAKLARDIR.' (58-19)
'ALLAH'I ÇOK ÇOK ZİKREDİN' (33-41)
'HER KİM, BENİM ZİKRİMDEN YÜZ ÇEVİRİRSE ONA DAR BİR GEÇİM VARDIR VE ONU A'MA OLARAK HAŞREDERİZ' (20-124)
Sen sandigin kisi degilsin! Bizim halimiz rüya görenin hali gibidir.
Rüyamizda algiladiklarimizi gercek zannettigimiz gibi kendimizide algilagimiz kisi olarak tasavvur ederiz. Ta ki uyanasaya kadar bu böyle devam eder.
Hatirlayalim Resullullah in uyarisini:
Dünya uyuyanin rüyasi gibidir!
insanlar uykudadir ölünce uyanirlar, ölmeden evvel ölünüz!
“İlim bir nokta idi, cahiller onu çoğalttılar! ” (Hz.Ali)
Söz konusu cümleyi anlamakta zorlanan bazı sahabiler, nokta’nın ne anlama geldiğini Hz Ali’ye sormuş, şu yanıtı almışlardır:
“Kainatın tüm sırları kutsal kitaplardadır, kutsal kitapların sırrı Kuran’dadır, Kuran’ın sırrı Fatiha suresindedir, Fatiha’nın sırrı Bismillah’tadır, Bismillah’ın sırrı başındaki B harfindedir, B harfinin sırrı ise altındaki noktadadır, işte o nokta benim! ”
O yadsinamaz, inkar edilemez cünkü apacik ortada olandir. Biz uyku denilen bilecek bir vaziyette oldugumuzdan yada körlügümüzden apacik ortada olan bu hakikati farkedip yasayamiyoruz.
'Dünyada kör olan ahirettede kördür, üstelik iyice yolunu sasirmistir.' (isra 72)
'O, ilk ve sondur; görünen ve görünmeyendir. Hem O her seyi bilendir! ' (Hadid 3
Hazreti Muhammed bunu 'Eshedu' ile anlatmak istemis. Eshedu'nun manasi GÖREREK sehadet ederim demektir.
Öyleyse 'Eshedu'yu sadece sözle söylememeli, fiilini de tamamlamali.
Imanin bu sartina 'Kelime-i Sehadet' getirmek diyorlar. Sahadetin sadece kelimesinde yani sözünde kalmamali, bizzat sehadet etmeli, yani Allah'i görmeli.
Bu görme fiili tabiki bas gözüyle degil bilic gözüyle, basiret ile olur. Yoksa O´nu algilamak muhaldir, algilanmaz! Su basit sebeble ki, kendisi bi ZATi algilayandir.
Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah'a secde ederler. (Rad 15)
Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar, Allah'ı tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz, onların tesbihlerini anlamazsınız. (isra 44)
İsmail Emre (1900-1970)
İsmail Emre Adana'da yasamis, mektep, medrese yüzü görmemiş ümmi bir mutasavvuftur.
Okuyup yazmasi yok denecek kadar azdır. Buna rağmen o, tasavvufi değeri çok yüksek olan şiirler söylemistir.
Babam, Kabe'yi yaptı,
Taşı aldı Dünya'dan.
Ben geldim, Gönül yaptım,
Kapısı Bütün İnsan.
(1630-1694)
Kalburcu Şeyhi Pir Ahmet Beşiri’nin torunudur.Tasavvuf ehlidir. Taassup ve cehaletle mücadele etmiş, pürüzsüz bir Türkçe kullanmıştır.Gaybi Divanı, Sohbetname, Biatname, Ruhul Hakika, Akaidname, Makasıdı Ayniye ve Hüda Rabbim başlıca eserleridir.
Bir vücuttur cümle eşya, ayni eşyadır Huda,
Hep hüviyettir görünen, yok Huda dan maada...
«İnsanı Kâmil» diye anilan ÖZe ermişlerden Abdülkerim Ceylî «âlemlerin hepsinin aslının hayâl» olduğunu «İnsanı Kâmil» adli eserinde oldukça geniş bir şekilde izah etmistir.
« Halkın misali kar gibidir yağan; Sen ondaki suya benzersin akan.. Tahkimimizde kar ne? Sudan başka; Bir de hükmünü icraya çağıran.. Lakin kar eriyince hükmü kalkar; İş biter. Hüküm suyun olur kalan.. Zıtları topladın bir güzellikte; Kar yok oldu, odur ancak parlayan.. »
akıl
04.05.2007 - 21:14Yoksa Allah'tan başka şefaatçılar mı edindiler? ! De ki: 'Hiçbir şeye güç yetiremeseler ve Akıl erdiremeselerde mi? ' Zümer(43)
Biz onu Akıl erdirebilesiniz diye. bir Kur'an olmak üzere aRapça olarak indirdik.Yusuf(2)
Allah size ayetlerini açıklıyor, Akıl erdiresiniz diye. Nur(61)
Onlara: 'Allah'ın indirdiğine uyun.'
denildiğinde, 'Hayır, atalarımızı neyin üzerinde bulduksa ona uyarız.' dediler. Ya ataları birşeye Akıl erdirememiş ve doğruyu seçememiş idiyseler? Bakara(170)
Fakat Allah'ın bütün Akıl sahibi varlıklara karşı bir iyiliği vardır. Bakara(251)
Kesinlikle, göklerin ve yeri yaratılışında ve gece ile gündüzün ardarda gelişinde vicdanları temiz Akıl sahiplerine gerçekten deliller vardır. Ali İmran(190)
Fakat bunu ancak Akıl ve vicdanı temiz olanlar idrak eder. Rad(19)
Akıl sahipleri için birçok deliller vardır! Taha(128)
Hala Akıl edip düşünmez misiniz? Saffat(138)
Doğrusu, Biz onu aRapça olarak okunacak bir Kur'an yaptık ki Akıl erdiresiniz. Zuhruf(3)
Nasıl, bunlarda bir Akıl sahibi için yemin edilir bir şey var değil mi? Fec(5)
Bu inceliği ancak Akıl sahipleri düşünüp anlar. ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ(7)
Bu Kur'an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak tek olduğunu bilsinler ve Akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir. İBRÂHİM SÛRESİ(52)
Bu Kur'an, âyetlerini düşünsünler ve Akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. SÂD SÛRES(29)
Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar Akıl sahiplerinin ta kendileridir. ZÜMER SÛRESİ(18)
Akıl ile ilgili daha yüzlerce ayet mevcut iken...Bu işlerde akıl yürüterek doğruya ulaşılmaz. Zira İslam dini akıl dini değil nakil dinidir. Diyen dostlara selam olsun!
Kim ne derse desin, teraziniz Resullullah olsun! Kuran olsun!
Aldıgınız ilmin Resullullah ın bildirdiklerine-Kuran a uygunluguna bakın!
Hakiki Mürşid Allah tır-Allah kelamı olan Kuran dır.
mürşid
04.05.2007 - 19:29Hakikat ehli veya evliya dediğimiz ÖZ'e ermişler insanlari DiN konusunda
bilgilendirip yol gösterirler. Bu yönüylede bu tür zatlar Allah´tan insanlara bir rahmettir.
Abdulkadir Geylani, Muhuddin Arabi, Mevlana Celaleddin Rumi vs... gibi zatlar insanlıga bir lütuf ve rahmettir.
Fakat bu tür zatlar kolay, kolay fark edilip, bilinmezler. Onun içindir ki bir sürü 'sahte şeyhler türeyip,
insanları tarikat adı altında' kendi menfaatleri dogrultusunda kullanmaktadırlar.
Ve milyonlarca insan bu türden sahte 'şeyhler tarafından tarikatlar adı altında kandırılmaktadır.'
Bu türden sahte şeyhlerin kendilerine faydaları yok ki, insanlara nasıl şefaat edip yol göstesin.
Şefaat ilimdir, ilmi alip gerekenleri yapanlar,
Şefaate nail olanlardir!
“Mürşide bağlanmak”, ilme bağlanmaktır, ilmin elde edilmesi de ancak, araştırma, soruşturma, hakikatı arayıp bulma şeklinde gerçekleşir.
Kim ne derse desin, teraziniz Resullullah olsun! Kuran olsun!
Aldıgınız ilmin Resullullah ın bildirdiklerine-Kuran a uygunluguna bakın!
Hakiki Mürşid Allah tır-Allah kelamı olan Kuran dır.
tesbih namazı
04.05.2007 - 12:19TESBİH NAMAZI
Son derece önemli bir namaz tarifiyle devam etmek istiyorum. Bu ÇOK DEĞERLİ NAMAZI, Efendimiz Hazreti Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, amcası Abdulmuttalib'in oğlu Abbas radıyallâhu anha öğretmiştir.
Abbas bir gün Rasûl-i Ekrem'e sorar, der ki:
-Yâ Nebîyallah, ben hayli yaşlandım, zamanımı geçirdim. Bana öyle bir şey öğret ki, bunca boşa geçen yıllardan sonra birşeyler yapmış olarak huzurullâhta yerimi alayım? ..
İşte bunun üzerine Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
-Yâ Abbas, ey amcam! . Sana vereyim mi? .. Vermemi ister misin? .. Sana 10 özelliği olan şu namazı öğreteyim mi ki; onu edâ ettiğin zaman, Allâh günâhlarının ilkini de sonunu da; eskisini de yenisini de; bilerek yapılanını da bilmiyerek yapılanını da; küçüğünü de büyüğünü de; gizlisini de açık olanını da AFFEDER! .. İşte bu on günâhtır (bütün günâhlar) .
Yeryüzündekilerin en büyük günâhkârı dahi olsan, bu namaz sebebiyle günâhların affolur. Alic (çok kumlu bir çöl) kumları kadar günâhın olsa dahi Allâh onları affeder'! ..
İşte böyle buyuran Rasûlullah aleyhis-selâm, namazı da şöyle tarif ediyor hadîsin devamında:
'Dört rekâtlık bir namazın her rekâtın da, 'Allâhuekber' deyip namaza durduktan sonra 15 defa
'SUBHANALLAHİ VELHAMDULİLLAHİ VELA İLAHE İLLALLAHU VALLAHU EKBER'
dersin; sonra Fâtiha ve bir sûre okur; sonra 10 defa daha aynı tesbihi tekrar edersin; sonra rükûa eğilir, 10 kere daha tesbih edersin; sonra rükûdan kalkıp ayakta dururken 10 kere daha tesbih edersin; sonra secdeye varır 10 kere tesbih edersin; sonra secdeden kalkıp oturur ve 10 kere tesbih edersin; ve nihayet tekrar, ikinci defa secdeye varır 10 kere tesbih edersin ki, toplam 75 eder. Bunu dört rekâtta da aynen tekrar edersen, toplamı üçyüz olur.
Böyle bir namazı her gün kılmağa gücün yeterse, her gün kıl; yetmezse, Cumâ günleri, haftada bir kere kıl; bunu da yapamazsan, ayda bir defa kıl; buna da gücün yetmezse ömründe bir defa kıl! ..
Tesbihin okunuş hızına bağlı olarak 20 ile 30 dakika arasında zaman alan, böyle bir namazın insana kazandırdıkları iyice bir düşünülürse; sanırım, en az haftada bir defa cumâ gecelerinde mutlaka bu namaz edâ edilir.
Tasavvufla iştigal edenlerin ise, bu namazlara mümkün ise her gece yatmadan evvel veya gece kalktıklarında devam etmelerini özellikle ve önemle tavsiye ederiz. Zirâ, bu namazın getirdiği ruhanî güç, ancak tatbik edenler tarafından anlaşılır.
( Kaynak: Dua ve Zikir)
ramazan
03.05.2007 - 22:13Hz. Muhammed salla'llahu aleyhi ve sellem efendimiz Allah'a aclikla vasil olmustur. Ramazan ayinda uzun bir müddet devam eden riyazatinin yani ac kalisinin son ayidir.Bu uzun aclik devresinin son ayinin 27. gecesi 'Allah'la bir oldugu anlamis' Kiymetinden dolayi da bu geceye Kadir Gecesi' demis. Arapca da 'kadr' kelimesi kiymet manasina geliyor. O gece, o zamana kadar görmedigi tecelliler müsahade etmis. Ramazanin 28,29 ve 30. günlerinde o gördügü Vuslat'i ve müsahadeyi tefekkür ediyor, anlamaya ve hazmetmeye calisiyor. Nihayet 30. günü meseleyi hallediyor, hakikati anliyor. Hakikati anladigi ve bildigi bu geceye de 'arefe' diyor. Arefe arapcada 'bildi' demektir. Gürülüyor ki kadir ve arefe isimleri bile manidardir ve bir hakikatin ifadesidir.
Hz. Muhammed salla'llahu aleyhi ve sellem efendimiz, hakikati arefe günü anlayinca bayram yapmistir. Bayram demek sevinmek demektir. Insan malik oldugu birseyin güzelligini anlamadan ona sevinebilir mi? Hz.Muhammed salla'llahu aleyhi ve sellem efendimiz de hakikati anladiktan sonra sevinmis, bayram yapmistir.
esma-ül hüsna
03.05.2007 - 09:59“Rasulullah Salla’llahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
Allah’ın yüzden bir eksik, 99 ismi vardır.Her kim bunları ihsa ederse Cennet’e girer...
1.Hu vallahulleziy lâ ilâhe illâ Hu 2. Rahman 3.Rahîym 4.Melik 5.Kuddûs 6.Selâm 7.Mü’min 8.Müheymin 9. Aziz 10.Cebbâr 11.Mütekebbir 12.Hâlik 13.Bâri 14.Musavvir 15.Ğaffar 16.Kahhar 17.Vahhab 18.Rezzâk 19.Fettah 20.Alim 21.Kaabız 22.Bâsıt 23.Hafıd 24.Râfi 25.Muizz 26.Muzill 27.Semi 28.Basir 29.Hakem 30.Adl 31.Lâtif 32.Habir 33.Halim 34.Azim 35.Gafûr 36.Şekûr 37.Âliyy 38.Kebir 39.Hafîz 40.Mukit 41.Hasib 42.Celîl 43.Kerîm 44.Rakîb 45.Mucîb 46.Vasî 47.Hakim 48.Vedûd 49.Macid 50.Bâis 51.Şehîd 52.Hakk 53.Vekîl 54.Kaviyy 55.Metin 56.Veliy 57.Hamid 58.Muhsî 59.Mubdî 60.Muîd 61.Muhyî 62.Mumît 63.Hayy 64.Kayyum 65.Vâcid 66.Macîd 67.Vâhidül Ahad 68.Sâmed 69.Kaadir 70.Muktedir 71.Mukaddim 72.Muahhir 73.Evvel 74.Âhir 75.Zâhir 76.Bâtın 77.Vâli 78.Müteâli 79.Berr 80.Tevvab 81.Muntakim 82.Afuvv 83.Raûf 84.Mâlik-el mülk 85.Zül Celâl-i vel ikrâm 86.Muksıt 87.Câmi 88.Ğani 89.Muğnî 90.Mâni 91.Dârr 92.Nâfi 93.Nûr 94.Hâdi 95.Bedî 96.Bâki 97.Vâris 98.Reşîd 99Sabûr (celle celâluhü)
'RAHMAN'IN ZİKRİNDEN YÜZ ÇEVİRENE ŞEYTAN MUSALLAT OLUR VE ARKADAŞI OLUR. SONRA GERÇEKLERİ SAPTIRIR VE ONU HİDAYETTEN UZAKLAŞTIRIR. ONLARSA BU DURUMDA HÂLÂ HİDAYETTE OLDUKLARINI SANIRLAR.' (43-36/37)
'ŞEYTAN ONLARI İDARESİNE ALMIŞ, ALLAH'I ZİKRETMEYİ UNUTTURMUŞTUR. ONLAR ŞEYTANIN GRUBUDUR. ŞEYTANA TABİ OLANLAR HÜSRANA UĞRAYACAKLARDIR.' (58-19)
'ALLAH'I ÇOK ÇOK ZİKREDİN' (33-41)
'HER KİM, BENİM ZİKRİMDEN YÜZ ÇEVİRİRSE ONA DAR BİR GEÇİM VARDIR VE ONU A'MA OLARAK HAŞREDERİZ' (20-124)
'BENİ ZİKRETTİĞİNİZDE SİZİ ZİKRETMEKTEYİM' (2-152)
'EĞER KULLARIM SANA BENİ SORARLARSA, BEN YAKINIM. BANA DUA EDENİN DUASINA İCABET EDERİM' (2-186)
siz o değilsiniz aslında
03.05.2007 - 09:44Sen sandigin kisi degilsin! Bizim halimiz rüya görenin hali gibidir.
Rüyamizda algiladiklarimizi gercek zannettigimiz gibi kendimizide algilagimiz kisi olarak tasavvur ederiz. Ta ki uyanasaya kadar bu böyle devam eder.
Hatirlayalim Resullullah in uyarisini:
Dünya uyuyanin rüyasi gibidir!
insanlar uykudadir ölünce uyanirlar, ölmeden evvel ölünüz!
nokta
28.04.2007 - 17:03“İlim bir nokta idi, cahiller onu çoğalttılar! ” (Hz.Ali)
Söz konusu cümleyi anlamakta zorlanan bazı sahabiler, nokta’nın ne anlama geldiğini Hz Ali’ye sormuş, şu yanıtı almışlardır:
“Kainatın tüm sırları kutsal kitaplardadır, kutsal kitapların sırrı Kuran’dadır, Kuran’ın sırrı Fatiha suresindedir, Fatiha’nın sırrı Bismillah’tadır, Bismillah’ın sırrı başındaki B harfindedir, B harfinin sırrı ise altındaki noktadadır, işte o nokta benim! ”
görmek
27.04.2007 - 22:24O yadsinamaz, inkar edilemez cünkü apacik ortada olandir. Biz uyku denilen bilecek bir vaziyette oldugumuzdan yada körlügümüzden apacik ortada olan bu hakikati farkedip yasayamiyoruz.
'Dünyada kör olan ahirettede kördür, üstelik iyice yolunu sasirmistir.' (isra 72)
'O, ilk ve sondur; görünen ve görünmeyendir. Hem O her seyi bilendir! ' (Hadid 3
Hazreti Muhammed bunu 'Eshedu' ile anlatmak istemis. Eshedu'nun manasi GÖREREK sehadet ederim demektir.
Öyleyse 'Eshedu'yu sadece sözle söylememeli, fiilini de tamamlamali.
Imanin bu sartina 'Kelime-i Sehadet' getirmek diyorlar. Sahadetin sadece kelimesinde yani sözünde kalmamali, bizzat sehadet etmeli, yani Allah'i görmeli.
Bu görme fiili tabiki bas gözüyle degil bilic gözüyle, basiret ile olur. Yoksa O´nu algilamak muhaldir, algilanmaz! Su basit sebeble ki, kendisi bi ZATi algilayandir.
tarikat
27.04.2007 - 13:17Tarikat arapcada yol demektir, insan bu yolda ulasacağına kendisi ulasmalıdır.
Hakikat ehli veya evliya dedigimiz ÖZe ermisler ancak ve ancak yol gösterirler.
Hic kimse insana hakikati yasatamaz, su basit sebeble ki, hakikat insanin BEN dedigi varligin kendisidir.
Bos beklentiler ile baskalarindan medet ummak vakit kaybindan baska bir sey degildir!
Eger baskasi insana hakikatini yasatabilseydi, bunu en basta Hz. Muhammed salla'llahu aleyhi ve sellem efendimiz yapardi.
'Ey Muhammed! Sen sevdiklerine hidayet veremezsin. Fakat Allah kime dilerse, ona hidayet verir' (Kasas 56)
Tarikat Allah´a giden yoldur, yolu bilmek mühimdir ancak yolda yürüyecek ve hakikati yasayacak olan yalniz SENsin!
En yakin yol, kendinden kendine olan yoldur!
muhiddin ibni arabi
15.04.2007 - 13:42Fütuhatı Mekkiye’nin başında Muhyiddin A’rabî’nin şöyle bir şiiri vardır;
“Rab Hak”tır, “kul Hak”tır;
Ah bileydim, kimdir mükellef?
“Kul”dur dersem, o ölüdür! ..
“Rab”dır dersem; o halde,
“Rab” nasıl olur mükellef?
yokluk
05.04.2007 - 13:46O, göklerin ve yerin yoktan var edicisidir ve O, bir işin olmasını murad edince, ona yalnızca 'ol! ' der, o da hemen oluverir. (Bakara 117)
Gökleri ve yeri yoktan var eden O'dur. (Enam 101)
Algiladiklarimiz her an yoktan var olur. Bize somut, sabit seylermis gibi gelsede mevcudatin asli yokluktur.
Arz’da kim varsa hepsi fanidir (Rahman 26)
ZülCelal-i vel’İkram olan Rabbinin vechi Baki (Rahman 27)
Yukaridaki ayetlerde bu hakikati apacik belirtilmistir.
Bu alemin mayasi yokluktur, hamuruda hayal.
Ayetler
02.04.2007 - 11:43Size Allah'tan baska ne bir dost var, ne de bir yardimci! (Ankubat 22) (Peki esim, dostum, anam, babam ne olaki?)
Allah dilemedikçe, hiçbirsey dileyemezsiniz! (insan 30) (Hani nerde
bahsettigin cüzzi iraden?)
Allah bir adamin içinde iki kalp yapmamistir. (Ahzab 4) (Sen birde O var öylemi?)
Halbuki sizi ve yaptiklarinizi Allah yaratti. (Saffat 96) (Sen hala ben yapiyorum de bakalim)
Her nerede olsaniz sizinle beraberdir. (Hadid 4) (Gökte ötende degil)
Kendinizdenizde mevcut olan, hâlâ görmüyor musunuz? .(Zariyat 21) (Nasil görsün dag gibi benligi varken)
Her ne yana dönerseniz Allah`in yüzünü görürsünüz. (Bakara 115) (Ahmet, Mehmet, Süreyya)
Biz insana sah damarindan daha yakiniz. (Kaf Suresi, 16) (Bu yakinlik nasil bir yakinliktir?)
Gerçek hayat sahibi ancak O'dur! (Mümin 65) (Hani sen vardin?)
Gerçek su ki, O'dur isiten gören! (isra 1) (Hani sen algiliyordun?)
'Allah vardi, O’nunla beraber hiçbir sey yoktu. Su an, o an dir' (Hadis) (Hoppala peki bu algiladiklarimiz?)
“Insanlar uykudadir ölünce uyanirlar, ölmeden önce ölünüz” (Hadis) (Uyaniklik nasildir acaba?)
'Dünya uyuyanin rüyasisi gibidir' (Hadis) (Ama ben gercek zannediyordum)
'Kendini bilen Rabbini bilir.' (Hadis) (?)
'Beni gören Hakk’i görmüstür.' (Hadis) (Sübhesiz)
'Allah’in ahlaki ile ahlaklanin' (Hadis) (Kisilik her yanimizi sarmisken nasil?)
Düsünmek için kolaylastirdik! Var mi düsünen? (Kamer 32)
secde
22.03.2007 - 14:31Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah'a secde ederler. (Rad 15)
Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar, Allah'ı tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz, onların tesbihlerini anlamazsınız. (isra 44)
An la maz sı nız.
şems-i tebrizi
10.03.2007 - 12:05Kulağını ver dinle bak,a ses başı ne diyor.
Bu mahallede bizden bir gönül eri kayboldu diyor.
Derken ansızın biri yolda izini buldu diyor
Belirtileri görün işte diyor.
İşte al kanlar içinde bir elbise diyor,
Ne zamandır O’nu aradık,yandık yakıldık,
Ne zamandır O’nu arayanlar her yönde dövündüler,
Ne üst kodular, ne baş.
Aşıkları kanı hiç eskimiyor, unutulmuyor.
Aşıkların kanı nasılsa hep öyle kalıyor,
Hep öyle taze sıcak.
Bu eski bir kan davasıdır deme sakın
Atma kulağının arkasına şu lafı
Kan bir kere eskidimi kararır kurur ama
Aşıkların kanı durmayacak,gönüllerden biteviye akacak,
Bu buzağa sığınan senin kanlı bakışındır
O büyük sağarı sunan senin nergis gözlerin.
Sarhoşça gelen de onlar, gönüller çalan da onlar
Adamı can evinden vuran da onlar
Ya o yok olunca sen çık ortaya
Ya da o kaybolan gönlü geri ver.
Ey gönül, o şeker gibi gönülden bir parçacık yüz bulursan,şükret haline.
Bütün alem denizin bir damlasında erimiş gitmiş ama
Bir sinek o şekerden sanki ne kadar yer
Bir gün sende böyle öldürülürsen
Sonsuzluğa erecek, hep diri kalacaksın, diri
Öyle bir şehidin canından selam Tebriz’e...
Mevlana
mevlana
10.03.2007 - 11:58Aya öfkelenmişim ben işte böyle kapkaranlık bir gece olmuşum
Padişaha kızmışım çırılçıplak bir yoksul olmuşum
Güzeller sultanı gel demiş evine çağırmış beni
Ben bir yolunu bulmuşum, yola başkaldırmışım.
Sevgilim baş çeker, naz ederse, gamlara atar kararsız korsa beni
Bir kere bile ah demeyeceğim inad için, ah’a da kızmışım ben.
demedim mi?
10.03.2007 - 11:46Oraya gitme demedim mi sana?
Seni yalnız ben tanırım demedim mi?
Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi benim?
Bir gün kızsan bana, alsan başını yüzbin yıllık yere gitsen
Dönüp kavuşacağın yer benim demedim mi?
Demedim mi şu görünene razı olma
Demedim mi sana yaraşır otağ kuran benim asıl.
Onu süsleyen bezeyen benim demedim mi?
Ben bir denizim demedim mi sana.
Sen bir balıksın demedim mi,
demedim mi o kuru yerlere gitme sakın.
Senin duru denizin benim demedim mi?
Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan benim,
senin kolun kanadın benim, demedim mi?
Demedim mi yolunu vururlar senin,
demedim mi tövbeni bozarlar senin.
Oysa senin ateşin benim, sıcaklığın benim demedim mi?
Türlü şeyler derler sana demedim mi.
Ölmezlik kaynağını kaybedersin, yani BEN’ i kaybedersin demedim mi?
Söyle, bunları sana hep demedim mi?
Mevlana
şems-i tebrizi
09.03.2007 - 21:23Olduğum gibi kim görebilir beni
Ne rengim var benim ne nişanım
Benim de bildiğim sırlar var diyeceksin ama
Hem o sırlarım ben hem de o sırları saklayanım.
Bu gönül ne vakit durulacak bilmem
Ama şu anda hiç kımıldamadan da duran benim,
Yürüyüp giden de ben.
Ben bir denizim kendi varlığı içinde taşan,
Uçsuz bucaksız,alabildiğine geniş, kıyısız, hür bir deniz.
İki dünya da yok oldu gitti bende
Artık ne bu dünyadan sorsunlar beni, ne o dünyadan.
Sen bizim aynımızsın dedim ey can!
Amma yaptın dedi, o da ne demek.
Şu gördüklerin hep benim.
Yoksa dedim sen O musun?
“Hey, kendine gel! Sus! ” dedi.
“Benim ne olduğum dile gelmez..”
Öyleyse dedim sana işte dilsiz, dudaksız konuşan biri.
Yoklukta ayaksız yürümedeyim, gökteki ay gibi.
İşte sana elsiz ayaksız durmadan koşan biri.
“Böyle koşup durmak” dedi bir ses “senin nene gerek? ”
Bak bana, apaçık ortadayım da gene gizliyim
Sen beni gör asıl Beni!
Eşi bulunmaz bir gizli maden olmuşum
Eşi bulunmaz bir deniz olmuşum ben
Tebrizli Şems’i gördüm göreli.
Mevlana
mevlana
09.03.2007 - 21:18Beri gel daha beri daha beri,
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle.
Bu hır gür bu savaş, nereye dek.
Sen bensin işte, ben senim işte.
Ne diye bu direnme böyle ne diye,
Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık ne diye.
Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek.
Ne diye böyle şaşı olmuşuz ne diye.
Zengin yoksulu hor görür ne diye,
Sağ soluna yan bakar ne diye.
İkisi de senin elin ikisi de.
Peki kutlu ne kutsuz ne?
Topumuz bir tek inciyiz, bir tek.
Başımız da tek, aklımız da tek.
Ne diye iki görür olup kalmışız,
İki büklüm gök kubbenin altında ne diye?
* * *
Sen habire gevele dur bakalım
Habire usul boylu birlik çam ağacı de
Sonu nereye varır bunun nereye
Şu beş duyudan, altı yönden
Varını yoğunu birliğe çek birliğe
Kendine gel benlikten çık uzak dur
İnsanlığa karıl, insanlara,insanlarla bir ol
İnsanlarla bir oldun mu bir madensin bir ulu deniz
Kendinde kaldın mı, bir damlasın, bir dane
Ama sen canı da bir bil bedenide
Yalnız sayıda çoktur onlar alabildiğine
Hani şu bademler gibi, bademler gibi
Ama hepsindeki yağ bir.
Dünyada nice diller var, nice diller
Ama hepsinde anlam bir
Sen kapları testileri hele bir kır
Sular nasıl bir yol tutar gider
Hele birliğe ulaş, hır gürü savaşı bırak
Can nasıl koşar, bunu canlara iletir.
Ayetler
09.03.2007 - 11:51O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı. Rahmân'ın yaratmasında bir aykırılık, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun?
Sonra gözünü tekrar tekrar döndür (bak) . Göz âciz ve bitkin halde sana dönecektir. (Mülk 3.4)
mevlana
08.03.2007 - 18:39Bu gün AHMED benim
ama dünkü Ahmed değil.
Bu gün anka benim,
ama yemle beslenen kuşcağız değil.
Enel hak kadehiyle bir yudum içen sızdı hak şarabından,
Şişelerle, küplerle içtim ben sızmadım.
Ben sultanların aradığı sultan,ben hacetler kıblesiyim.
Gönül kıblesiyim ben.
Ben Cuma mescidi değilim, insanlık mescidiyim ben.
Ben saf aynayım, sırrım dökülmemiş paslanmamışım.
Ben kin dolu bir gönül değilim, tur i sina nın gönlüyüm ben.
Üzüm sarhoşluğu değil benim sarhoşluğum
benim sarhoşluğumun sonu yok.
Tarhana çorbası içmem ben,
can yemeği yerim, içerim can şerbeti.
İşte sararttı seni bir gümüş bedenlinin özlemi, altın haline geldin artık.
Sen altına aşıksın, altın benim rengime aşık.
Gönlü saf sufiyim ben,
benim tekkem alem, medresem dünya benim.
Değilim abalı sufilerden.
İster yakarış eri ol sen, meyhane eri istersen,
bundan sanki ne çıkar.
Yok Cumartesi imiş yok Cuma imiş, bence ne farkı var.
Gerçeğin tadını alan er,
ne altına aldırış eder,
ne kalender tacına bakar.
Ne tasası vardır, ne kini.
Ey Tebrizli hak Şemsi,
yüzünü göstermeseydin sen, yoksul çaresiz kalırdı kulun,
ne gönlü olurdu, ne dini...
İmadeddin Nesimi
08.03.2007 - 12:01Seni bu hüsnü cemal ile kemal ile görüp, korktular Hak demeye; döndüler insan dediler.
ismail emre
07.03.2007 - 10:01Bu yol sevdadan geçer,
Sevenler 'lâ' dan geçer.
İsmail Emre (1900-1970)
İsmail Emre Adana'da yasamis, mektep, medrese yüzü görmemiş ümmi bir mutasavvuftur.
Okuyup yazmasi yok denecek kadar azdır. Buna rağmen o, tasavvufi değeri çok yüksek olan şiirler söylemistir.
Babam, Kabe'yi yaptı,
Taşı aldı Dünya'dan.
Ben geldim, Gönül yaptım,
Kapısı Bütün İnsan.
Gaybi Sunullah
07.03.2007 - 09:47(1630-1694)
Kalburcu Şeyhi Pir Ahmet Beşiri’nin torunudur.Tasavvuf ehlidir. Taassup ve cehaletle mücadele etmiş, pürüzsüz bir Türkçe kullanmıştır.Gaybi Divanı, Sohbetname, Biatname, Ruhul Hakika, Akaidname, Makasıdı Ayniye ve Hüda Rabbim başlıca eserleridir.
Bir vücuttur cümle eşya, ayni eşyadır Huda,
Hep hüviyettir görünen, yok Huda dan maada...
Abdûlkerîm Ceylî
07.03.2007 - 09:40«İnsanı Kâmil» diye anilan ÖZe ermişlerden Abdülkerim Ceylî «âlemlerin hepsinin aslının hayâl» olduğunu «İnsanı Kâmil» adli eserinde oldukça geniş bir şekilde izah etmistir.
« Halkın misali kar gibidir yağan; Sen ondaki suya benzersin akan.. Tahkimimizde kar ne? Sudan başka; Bir de hükmünü icraya çağıran.. Lakin kar eriyince hükmü kalkar; İş biter. Hüküm suyun olur kalan.. Zıtları topladın bir güzellikte; Kar yok oldu, odur ancak parlayan.. »
Toplam 351 mesaj bulundu