işte oldu dedi kapıyı kaparken.
-neydi o aldığınız? diye sordu colin.
-bir su seviyesi, diye cevap verdi antikacı. sizden ayrıldıktan sonra bildiğim bütün parçaları çalmak niyetindeydim ama sonra yürüyebilmem de gerek...
bu kitabını adlı kitabını 'elestirmenler, sizler birer dangalaksınız! kendi hakkınızda konuşmak istiyorsanız eğer, itiraflarınızı yazın ve selamet ordusuna girin. ama halkı, okurları rahat bırakın, o yüce fikirlerinizle boğmayın onları ve kırk yılın başı bir işe yarayın. lütfen biraz yansız eleştiri yapın artık. sonra geç kalmış olabilirsiniz. tehlike içindesiniz.' diyerek bitirmiştir...
Biçimsiz bir nisan bu; havasına, utanmadan
Ocak ayından transplantasyon yaptırmış!
Rehin kalmış açık alanda
Israrlara rağmen soyunmamış portakal
Sihirbazlar kralını devirip cumhuriyet ilan etmiş!
Velhasıl, kafiye bulamamış kimse
Islak ile su kelimeleri arasında!
Acımasızlık, sevgili ile âşık meselesinde:
Nasıl, yüzsüz ile suratsız'ın manaları farklıysa
bulunması olanaksız hale gelen kitaplar serisine çoktan katılmıştır ama bi kaç cümle kalmıştır geriye...'...., insan düşmeye alışık değilse, sorumluluğunu bir üstün güç'e yıkmaya eğilim duymadan düşünüyor olmuyor, bu durumda da en iyisi tanrı'ya teşekkür etmekti.' gibi..
hıımmm..bir güzel boris vian kitabı ama nedense 6.45 tarafından biraz hor görülen bi kitap..kitap trendeki bir yolcunun, diğer yolcuların nefretine maruz kalarak adım adım yok edilişininden bahseder az buçuk ve sizi hayrete düşürür,gerçekten...
kan kırmızı yasam
kan içinde doğurur bizi analar
ve yaşam boyu tutarlar
etten bir şeride bağlı kıpkırmızı
büyürüz kafeslerde
çiğneyerek yaşarız kanlı kanlı
koparıp beşiklerin kenarına asılan
meme parçalarını
kana bulanmıştır her yanımız
ve sevmediğimiz için görmeyi bunu
dökeriz başkalarının kanını
tükenecek günün birinde
özgür kalacağız'' demiş
ama görüyorsunuz ya, yine de gidiyorum. bazı insanları seviyoruz diye kalamayız yerimizde, başkalarından nefret ettiğimiz için gideriz. yalnız çirkin şeyler insanı harekete zorlar...'
bomboşum. yalnızca hareketlerim, tepkilerim, alışkanlıklarım var. kendimi doldurmak istiyorum. bu yüzden psikanaliz yapıyorum. ama fıçım bir danaidler fıçısı. sindiremiyorum. düşüncelerini, komplekslerini, duraksamalarını alıyorum ama hiç bir şey kalmıyor. sindiremiyorum yada çok iyi sindiriyorum... aynı şey bu. kuşkusuz sözcükleri, zarfları, etiketleri tutuyorum; tutkuların, heyecanların hangi deyimlerin altında sıralandıklarını biliyorum, ama onları duymuyorum.
....
hevesler tutkular istiyorum; başkalarınınkini alacağım. bugüne kadar bana hiçbir şey kalmamasının nedenini yeterince ilerlememiş olmama bağlıyorum. bir kimlik saptama türü geliştirmek istiyorum.. tutkuların var olduğunu bilmek ve onları duymamak korkunç bir şey bu.'boris vian
evet gerçekten berbat bişey bu,,
boris vian ın üzerinde en çok uğraştığı kitabı...niye yürek söken,niye iç gıcıklatan? ..kitabın tek yönünün bitmiş bi yerde bitiyor olmasıydı,iç burkan..
Bu roman, 1946'da Vernon Sullivan takma adıyla yazıldı. 1949'da 'ahlaki değerlere hakaret' ettiği gerekçesiyle yasaklandı. Nedeni, erotizmin 'aşırı' gerçekçi bir biçimde betimlenmesiydi. 1940'lı yılların başında Amerika'da yaşanan ırkçılık, şiddet ve hoşgörüsüzlükle dalgasını geçen Mezarlarınıza Tüküreceğim, döneminin ve 20. yüzyılın en ünlü ve çarpıcı romanlarından biridir.
Anı yoktur. Anıların kendisinden kaynaklanan, bir başka kişilikle yaşanmış, bir başka hayat vardır. Gerçek zaman, eşit saatlere bölünmüş, mekanik bir yapı değildir. Tüm bunların sonunda burnunuza gelen şey, 'katmerli papatyaların ateşte yanan kalplerinin kokusu' olacaktır.
Savaş sonrası, Saint-Germain-Def-Pres'nin etkileyici(ama tanınmamış) yüzlerinden biri olan Boris Vian'ın dehası ölümünden sonra keşfedildi. Ecole Centrale'ın renkli ve karmaşık kişilikli öğrencisi, caz müzisyeni, senarist ve kısa film amatörü, oyun yazarı, düz yazının her alanında kalem oynatıcı, şair, mühendislik ve araba yapımına kadar varan geniş bir ilgi alanına sahipti. Alfred Jarry'nin büyük hayranlarındandı. 1946'da yazdığı ve Vernon Sullivan adlı hayali bir Amerikalının romanının çevirisi olduğunu iddia ettiği Mezarlarınıza Tüküreceğim ile büyük skandal yarattı. Olayın büyümesi üzerine kitabı İngilizceye çevirerek yeniden yazdı. Ateşli bir polisiye okuruydu. Daha sonra aynı hayali isimle üç roman daha yazdı ve hepsi tarafımızdan basılacaktır. Edebi alanda, -eleştirmenlere göre -asıl gücü kendi adıyla yazdığı dört romandan, -Günlerin Köpüğü, Pekinde Sonbahar, Yürek Söken ve Kırmızı Ot- gelir. Caz eleştirilerinden gazete yazılarına kadar oldukça geniş bir alana dağılan eserleri vardır. Bu eserlerin ortak noktasını zaman zaman şiirsel ve fantastik, zaman zaman kara mizah ve bazen saldırganlaşabilen stili oluşturur. Alışılmış kalıpların dışına çıkarak, Fransız dilinin cümle yapısını kırmış, yanyana gelmeleri olanaksız olan sözcükleri, şaşırtıcı bir şiirsellik ve uyumla birleştirip, tam bir özgürlük içinde -geriye bakmaksızın bir kerede yazılmış görüntüsü vererek-yazmıştır. Sözel fantazilerinin ötesinde, biçeminin ritmi, her sayfada, olaylara, heyecanlara, yalnızlık içindeki sayıklamalara dönüşür.
hevesler tutkular istiyorum; başkalarınınkini alacağım. bugüne kadar bana hiçbir şey kalmamasının nedenini yeterince ilerlememiş olmama bağlıyorum.tutkuların var olduğunu bilmek ve onları duymamak korkunç bir şey bu.'
'aslımı bilmeyen insanlarla temas ede ede bize aşıladıkları aşağılık
duygusundan kurtulmuştum, bir dürtü gibi bu çekilmez aşağılık duygusu 'beyaz
adam'ın ayak seslerini işitir işitmez kardeşlerimizin beyaz böcekler gibi
kaçacak delik aramalarına yol açar; ama biliyorum, 'beyaz adam'ın derisine sahip olmakla onu ele geçirmek kolaylaşır'...
boris vian' ın 1947 yılında yayınlanan, temel olarak ırkçılığı ve toplumda ki iki yüzlü eşitsizliği eleştirdiği, döneminin çok ilerisinde başyapıtıdır. vian bu kitabı ve devamı sayılabilecek ' bütün ölülerin derisi aynıdır', 'kızlar farkına varmıyor', ' ve bütün çirkinler öldürülecek' adlı kitaplarını vernon sullivan takma adıyla yayınlamıştır. vian bu kitap yüzünden hapse girmiş ve kitaptan uyarlanan filmin galasını izlerken kalp yetmezliğinden ölmüştür. kitaplarında kasıtlı olarak abartılmış bir cinsellik vardır, nedenini bana sorarsanız ' bazen birilerine bişeyleri hatırlatmanın tek yolu onlara tokat atmaktır' derim. varolan şeyleri yok sayıp hayatını devam ettiremez bazı insanlar, vian da onlardan biriydi. mezarlanıza tüküreceğim şöyle biter ' kasaba insanları onu yine de astılar çünkü o bir zenciydi. pantolonunun altında kasıkları hala kabarıktı'
yazdıklarınızın çoğunu bilmiyordum, beni aydınlattınız teşekkürler, şiirler güzel ama mezarlarınıza tüküreceğim konusunda yazdıklarımda ısrarcıyım, gerçekleri yazmak kolaydır, herkes oturup kendi hayat hikayesinden bahsedebilir ama
melih cevdet'in
yalan şiiri:
ben güzel günlerin şairiyim
saadetten alıyorum ilhamımı
kızlara çeyizlerden bahsediyorum
mahpuslara aff-ı umimiden...
çocuklara müjdeler veriyorum
babası cephede kalan çocuklara...
fakat güç oluyor bu işler
güç oluyor yalan söylemek...
bence çok daha güzel, daha insancıl, bence bir şair ateş hırsızı olmalıdır, insanlara yeni bir bakış açısı vermelidir, bilinen şeyleri söylemek kolaydır, bu yüzden insanlar ne var ne yok? sorusuna eski tas eski hamam diyen insanları sevmezler. insanlar her zaman kendilerine güler bir yüzle günaydın diyen insanları severler, gülen bir yüzle aptal göründüklerini bile bile ölüme giden insanları. beni sorarsanız ben kötücülüm belki de onun için dokunuyor boris vian'ın yazdıkları, belki de onun için metal ya da arabesk dinlemeyi sevmiyorum, ben bu yalan yükü omuzlarında taşımayı seçen insanları seviyorum.
sırf marjinal olmak için kalıplara sığmamak gerektiğini ele güne ifşa etmek için kafa yoranları değil. ya da marjinal olduğunu iddia edip sıradan şeyleri sıradan bir şekilde anlatan insanları değil.
Kasdetmeye çalıştığım söylediklerinden çok söyleyiş tarzını sevmedim. Haklısınız eserleri gelecekte daha iyi anlaşılabilir, edebiyat canonlarına girebilir, incelenebilir, yüceltilebilir ama ben yine de fikrimi savunacağım, yazmasam olmaz mıydı, yazdım yeni birşeyler öğrendim.
'hayatta önemli olan, herşey hakkında önyargıya varabilmektir. çünkü, görüldüğü gibi topluluklar haksız ve kişiler her zaman haklıdır. herhangi bir yaşama kuralı çıkarmamalı bundan: kurallar deyim şekline dönüşmeden bile bağlanılacak güçte olmalıdır....
günlerin köpüğü
günlerin köpüğü
15.04.2005 - 16:17işte oldu dedi kapıyı kaparken.
-neydi o aldığınız? diye sordu colin.
-bir su seviyesi, diye cevap verdi antikacı. sizden ayrıldıktan sonra bildiğim bütün parçaları çalmak niyetindeydim ama sonra yürüyebilmem de gerek...
Bütün Ölülerin Derileri Aynıdır
15.04.2005 - 16:13bu kitabını adlı kitabını 'elestirmenler, sizler birer dangalaksınız! kendi hakkınızda konuşmak istiyorsanız eğer, itiraflarınızı yazın ve selamet ordusuna girin. ama halkı, okurları rahat bırakın, o yüce fikirlerinizle boğmayın onları ve kırk yılın başı bir işe yarayın. lütfen biraz yansız eleştiri yapın artık. sonra geç kalmış olabilirsiniz. tehlike içindesiniz.' diyerek bitirmiştir...
insan
15.04.2005 - 16:11insan ne ise o olmayı reddeden tek varlıktır. - albert camus
akrostiş
15.04.2005 - 16:09Biçimsiz bir nisan bu; havasına, utanmadan
Ocak ayından transplantasyon yaptırmış!
Rehin kalmış açık alanda
Israrlara rağmen soyunmamış portakal
Sihirbazlar kralını devirip cumhuriyet ilan etmiş!
Velhasıl, kafiye bulamamış kimse
Islak ile su kelimeleri arasında!
Acımasızlık, sevgili ile âşık meselesinde:
Nasıl, yüzsüz ile suratsız'ın manaları farklıysa
-akrostiş.. küçük iskender Den
Bir Kara Kedi İçin Blues
15.04.2005 - 16:05bulunması olanaksız hale gelen kitaplar serisine çoktan katılmıştır ama bi kaç cümle kalmıştır geriye...'...., insan düşmeye alışık değilse, sorumluluğunu bir üstün güç'e yıkmaya eğilim duymadan düşünüyor olmuyor, bu durumda da en iyisi tanrı'ya teşekkür etmekti.' gibi..
kırmızı ot
15.04.2005 - 16:03daha çok engel aşıldığında daha ileride olunduğu sanılıyor. yanlış. savaşmak, ilerlemek değildir'
Bir Kara Kedi İçin Blues
15.04.2005 - 16:00hıımmm..bir güzel boris vian kitabı ama nedense 6.45 tarafından biraz hor görülen bi kitap..kitap trendeki bir yolcunun, diğer yolcuların nefretine maruz kalarak adım adım yok edilişininden bahseder az buçuk ve sizi hayrete düşürür,gerçekten...
boris vian
15.04.2005 - 15:56böyle bi şarkısize sayin ba$kanim
dokturdugum bu mektup
belki de okursunuz
birazcik vakit bulup
askerlik kagitlarim
demin geçti elime
çar$ambaymi$ son gunum
gitmek için cepheye
ama sayin ba$kanim
bunu yapmak istemem
zavalli insanlari
vurmak için dogmadim ben
istemem sizi uzmek
söylemek zorundayim
benim kararim karar
kaçagim, firardayim ''bu da bir şarkısı
boris vian
15.04.2005 - 15:53kan kırmızı yasam
kan içinde doğurur bizi analar
ve yaşam boyu tutarlar
etten bir şeride bağlı kıpkırmızı
büyürüz kafeslerde
çiğneyerek yaşarız kanlı kanlı
koparıp beşiklerin kenarına asılan
meme parçalarını
kana bulanmıştır her yanımız
ve sevmediğimiz için görmeyi bunu
dökeriz başkalarının kanını
tükenecek günün birinde
özgür kalacağız'' demiş
yürek söken
15.04.2005 - 15:52ama görüyorsunuz ya, yine de gidiyorum. bazı insanları seviyoruz diye kalamayız yerimizde, başkalarından nefret ettiğimiz için gideriz. yalnız çirkin şeyler insanı harekete zorlar...'
yürek söken
15.04.2005 - 15:52bomboşum. yalnızca hareketlerim, tepkilerim, alışkanlıklarım var. kendimi doldurmak istiyorum. bu yüzden psikanaliz yapıyorum. ama fıçım bir danaidler fıçısı. sindiremiyorum. düşüncelerini, komplekslerini, duraksamalarını alıyorum ama hiç bir şey kalmıyor. sindiremiyorum yada çok iyi sindiriyorum... aynı şey bu. kuşkusuz sözcükleri, zarfları, etiketleri tutuyorum; tutkuların, heyecanların hangi deyimlerin altında sıralandıklarını biliyorum, ama onları duymuyorum.
....
hevesler tutkular istiyorum; başkalarınınkini alacağım. bugüne kadar bana hiçbir şey kalmamasının nedenini yeterince ilerlememiş olmama bağlıyorum. bir kimlik saptama türü geliştirmek istiyorum.. tutkuların var olduğunu bilmek ve onları duymamak korkunç bir şey bu.'boris vian
evet gerçekten berbat bişey bu,,
yürek söken
15.04.2005 - 15:51boris vian ın üzerinde en çok uğraştığı kitabı...niye yürek söken,niye iç gıcıklatan? ..kitabın tek yönünün bitmiş bi yerde bitiyor olmasıydı,iç burkan..
tükürmek
15.04.2005 - 15:50yürek söken
mezarlarınıza tüküreceğim
15.04.2005 - 15:43Bu roman, 1946'da Vernon Sullivan takma adıyla yazıldı. 1949'da 'ahlaki değerlere hakaret' ettiği gerekçesiyle yasaklandı. Nedeni, erotizmin 'aşırı' gerçekçi bir biçimde betimlenmesiydi. 1940'lı yılların başında Amerika'da yaşanan ırkçılık, şiddet ve hoşgörüsüzlükle dalgasını geçen Mezarlarınıza Tüküreceğim, döneminin ve 20. yüzyılın en ünlü ve çarpıcı romanlarından biridir.
bertrand russell
15.04.2005 - 15:42merak ediyorum; insan, zekasının fiziksel olarak olası kıldığı mutluluğu kendisine hiç yaşatacak mı? - bertrand russell
kırmızı ot
15.04.2005 - 15:40Anı yoktur. Anıların kendisinden kaynaklanan, bir başka kişilikle yaşanmış, bir başka hayat vardır. Gerçek zaman, eşit saatlere bölünmüş, mekanik bir yapı değildir. Tüm bunların sonunda burnunuza gelen şey, 'katmerli papatyaların ateşte yanan kalplerinin kokusu' olacaktır.
kırmızı ot
15.04.2005 - 15:40Savaş sonrası, Saint-Germain-Def-Pres'nin etkileyici(ama tanınmamış) yüzlerinden biri olan Boris Vian'ın dehası ölümünden sonra keşfedildi. Ecole Centrale'ın renkli ve karmaşık kişilikli öğrencisi, caz müzisyeni, senarist ve kısa film amatörü, oyun yazarı, düz yazının her alanında kalem oynatıcı, şair, mühendislik ve araba yapımına kadar varan geniş bir ilgi alanına sahipti. Alfred Jarry'nin büyük hayranlarındandı. 1946'da yazdığı ve Vernon Sullivan adlı hayali bir Amerikalının romanının çevirisi olduğunu iddia ettiği Mezarlarınıza Tüküreceğim ile büyük skandal yarattı. Olayın büyümesi üzerine kitabı İngilizceye çevirerek yeniden yazdı. Ateşli bir polisiye okuruydu. Daha sonra aynı hayali isimle üç roman daha yazdı ve hepsi tarafımızdan basılacaktır. Edebi alanda, -eleştirmenlere göre -asıl gücü kendi adıyla yazdığı dört romandan, -Günlerin Köpüğü, Pekinde Sonbahar, Yürek Söken ve Kırmızı Ot- gelir. Caz eleştirilerinden gazete yazılarına kadar oldukça geniş bir alana dağılan eserleri vardır. Bu eserlerin ortak noktasını zaman zaman şiirsel ve fantastik, zaman zaman kara mizah ve bazen saldırganlaşabilen stili oluşturur. Alışılmış kalıpların dışına çıkarak, Fransız dilinin cümle yapısını kırmış, yanyana gelmeleri olanaksız olan sözcükleri, şaşırtıcı bir şiirsellik ve uyumla birleştirip, tam bir özgürlük içinde -geriye bakmaksızın bir kerede yazılmış görüntüsü vererek-yazmıştır. Sözel fantazilerinin ötesinde, biçeminin ritmi, her sayfada, olaylara, heyecanlara, yalnızlık içindeki sayıklamalara dönüşür.
boris vian
15.04.2005 - 13:03hevesler tutkular istiyorum; başkalarınınkini alacağım. bugüne kadar bana hiçbir şey kalmamasının nedenini yeterince ilerlememiş olmama bağlıyorum.tutkuların var olduğunu bilmek ve onları duymamak korkunç bir şey bu.'
boris vian
15.04.2005 - 13:03'zaman bazılarının düşündüğü gibi saatlere bölünmüş sabit bir yapı değildir.'
mezarlarınıza tüküreceğim
15.04.2005 - 13:01'aslımı bilmeyen insanlarla temas ede ede bize aşıladıkları aşağılık
duygusundan kurtulmuştum, bir dürtü gibi bu çekilmez aşağılık duygusu 'beyaz
adam'ın ayak seslerini işitir işitmez kardeşlerimizin beyaz böcekler gibi
kaçacak delik aramalarına yol açar; ama biliyorum, 'beyaz adam'ın derisine sahip olmakla onu ele geçirmek kolaylaşır'...
boris vian' ın 1947 yılında yayınlanan, temel olarak ırkçılığı ve toplumda ki iki yüzlü eşitsizliği eleştirdiği, döneminin çok ilerisinde başyapıtıdır. vian bu kitabı ve devamı sayılabilecek ' bütün ölülerin derisi aynıdır', 'kızlar farkına varmıyor', ' ve bütün çirkinler öldürülecek' adlı kitaplarını vernon sullivan takma adıyla yayınlamıştır. vian bu kitap yüzünden hapse girmiş ve kitaptan uyarlanan filmin galasını izlerken kalp yetmezliğinden ölmüştür. kitaplarında kasıtlı olarak abartılmış bir cinsellik vardır, nedenini bana sorarsanız ' bazen birilerine bişeyleri hatırlatmanın tek yolu onlara tokat atmaktır' derim. varolan şeyleri yok sayıp hayatını devam ettiremez bazı insanlar, vian da onlardan biriydi. mezarlanıza tüküreceğim şöyle biter ' kasaba insanları onu yine de astılar çünkü o bir zenciydi. pantolonunun altında kasıkları hala kabarıktı'
yaşamdan dakikalar
15.04.2005 - 12:483 ihtiyar ve bir şairle 2 saat..
mezarlarınıza tüküreceğim
13.04.2005 - 13:17yazdıklarınızın çoğunu bilmiyordum, beni aydınlattınız teşekkürler, şiirler güzel ama mezarlarınıza tüküreceğim konusunda yazdıklarımda ısrarcıyım, gerçekleri yazmak kolaydır, herkes oturup kendi hayat hikayesinden bahsedebilir ama
melih cevdet'in
yalan şiiri:
ben güzel günlerin şairiyim
saadetten alıyorum ilhamımı
kızlara çeyizlerden bahsediyorum
mahpuslara aff-ı umimiden...
çocuklara müjdeler veriyorum
babası cephede kalan çocuklara...
fakat güç oluyor bu işler
güç oluyor yalan söylemek...
bence çok daha güzel, daha insancıl, bence bir şair ateş hırsızı olmalıdır, insanlara yeni bir bakış açısı vermelidir, bilinen şeyleri söylemek kolaydır, bu yüzden insanlar ne var ne yok? sorusuna eski tas eski hamam diyen insanları sevmezler. insanlar her zaman kendilerine güler bir yüzle günaydın diyen insanları severler, gülen bir yüzle aptal göründüklerini bile bile ölüme giden insanları. beni sorarsanız ben kötücülüm belki de onun için dokunuyor boris vian'ın yazdıkları, belki de onun için metal ya da arabesk dinlemeyi sevmiyorum, ben bu yalan yükü omuzlarında taşımayı seçen insanları seviyorum.
sırf marjinal olmak için kalıplara sığmamak gerektiğini ele güne ifşa etmek için kafa yoranları değil. ya da marjinal olduğunu iddia edip sıradan şeyleri sıradan bir şekilde anlatan insanları değil.
Kasdetmeye çalıştığım söylediklerinden çok söyleyiş tarzını sevmedim. Haklısınız eserleri gelecekte daha iyi anlaşılabilir, edebiyat canonlarına girebilir, incelenebilir, yüceltilebilir ama ben yine de fikrimi savunacağım, yazmasam olmaz mıydı, yazdım yeni birşeyler öğrendim.
(bknz: gaspar noe ve dönüş yok) serbest köşe
günlerin köpüğü
13.04.2005 - 13:16'hayatta önemli olan, herşey hakkında önyargıya varabilmektir. çünkü, görüldüğü gibi topluluklar haksız ve kişiler her zaman haklıdır. herhangi bir yaşama kuralı çıkarmamalı bundan: kurallar deyim şekline dönüşmeden bile bağlanılacak güçte olmalıdır....
günlerin köpüğü
sen
13.04.2005 - 13:15sana gün kadar güzel olduğunu söyleyemeyeceğim.çünkü günler değişkendir.ama bir japon feneri kadar güzelsin'
boris vian
Toplam 672 mesaj bulundu