Kalbimin en derin yerindesin sevgili ! Hep öyle oldun… En derinlerde, en mavilerde sakladım seni… Gizledim… Kimse bilmedi seni sevdiğimi… Yüreğimin çırpınışları arasında, isyanlarımın en deli zamanlarında kimse bilmedi seni sevdiğimi… Hep sakladım seni, mecburdum çünkü… En neşeli halimi takındım kalbim senin için ağlarken… İmkansız bir sevdanın iki deli yüreği olmak kolay değildi çünkü… Bilirdim senin de ben gibi olduğunu, ben olduğunu… Acıtmazdı gözyaşları… Canım bu denli yanmazdı… Çaresizliğimin beni yiyip bitirdiği zamanlarda daha mı aksi oluyordum ne ? Sana geliyordum, avunmak için… Bilemezdim ki, o zamanlarda senin aklından geçenleri. Çok şey bekledim ben sevgili… Verebileceğinden çok şey bekledim. Alabileceğimden azına razı olarak… Beklentisiz sevemedim seni. Sevemezdim de… Ben seninle doyasıya yaşayamadım ki… Ben hiç seninle özgürce dolaşamadım ki sokaklarda elele… Bir vapurda, doğduğum şehri gösteremedim ki sana… Sıcacık bir çayı bile paylaşamadım, ikinci bardağın ikinci yudumunu kendi bardağımdan tattıramadım sana…Hep yalnız yaşadım sevdamı.Herşey gizliydi, herşey saklıydı… Senden gelene razı olduğumu söyledim hep, oldum da… Senden gelen her gözyaşını kabullendim. O yaşlar yüreğimi kanattı ama sızlanmadım hiç. Sevdiğimdin, sevenimdin… Kalbimin sahibiydin… Sevdamın ortağıydın… Senden gelen her boşluğu kabullendim. Gel dediğimde ve sen gelemediğinde boynum büküldü, gönlüm üzüldü ama kabullendimGözlerim güldü, yüreğimin akıttıklarını sakladım. Bazen sen üzülme diye içime attım acılarımı, oysa istediğim senin kollarında teselli bulmaktı. Göz yaşlarımı sen sil istedim.Canım yandı, belli etmedim sevgili… Sonradan anladım ki ben sana hiç kırılmamışım… Hani o beni kırmak için söylediğin sözlerin hepsi aşkının itiraflarıymış.Canımı yakmak için sıra sıra dizdiğin her söz aslında ne çok sevildiğimin ispatıymış.Görememişim… Sen bana kırıldım dediğinde de seni anlayamamışım ben. Sevdiğini kırmanın ne demek olduğunu şimdi anlıyorum. Aranmamak, sorulmamak, verdiğin sözleri unutmak, tüm yaşananları yok saymak ve hiçbir şey yokmuşçasına hayata devam etmek… Gerçekten kırmamışsın sen beni… Ağladığımda göz yaşlarımı silmiyorsun diye sana kızmalarım ne kadar boşunaymış.imdi yüreğim ağlıyor, sen neredesin ?Çığlık çığlığa sesleniyorum sana, beni duymuyorsun. Kırıklıklarım şimdi çıkıyor ortaya. Özlemlerim yakarken bedenimi, canım şimdi daha çok acıyor. Beynimdeki anlamsızlıkları yüreğim çözemiyor. Yüreğim çözemezse nasıl yaşarım ben ?Bilmek istemiyordum bensiz yapabildiğini... Bildim...Görmek istemiyordum bensiz olabildiğini... Gördüm...Yağmurlar yağıyor hem gözlerime hem yüreğime. Ruhumda fırtınalar kopuyor, nefretim kendime… İsyan kemiriyorken bedenimi, sen neredesin sevgili ?Neredesin ?Kardelen, beyazlığın asaleti... Hep boynu bükük, hep yalnız...
Bende olduğundan beri ne zaman aynaya baksam; kendimi bulamıyorum. Gözlerimde gözlerini, dudaklarımda gülüşünü görüyorum. Hep nefesini soluyorum, tenimde bir ürperti beliriyor. Koca şehir susuyor sadece sesin çınlıyor kulaklarımda. Bakabildiğim kadar ileride, dokunabildiğimce yakındasın ama hasret kalıyorum bebek yüzlüm gülüşüne.
İstanbul gibi bakıyorsun bana, gizemli ve buğulu. Hem içinde olup, hem yalnız yaşamak bilsen ne kadar zor geliyor. Hayat kavgasını sürdürüyor sevdam. Aşk can çekişiyor gecelerimde. Tenine susuyorum Marmara’nın derinliklerinde. Yeditepe çalıyor sanki seni benden, yavaş yavaş tüketiyor.
Gökyüzüne yıldızlarla tutunan peçesini çıkarıyorum karanlığın. Pencereden yatağına süzülen ay ışığı olmak, yüzünü sürdüğün yastık olup düşlerine avuç açmak için. Bedeninde serilmeliyim gece gibi. Meleklerin uyurken bıraktığı gülüşü seyretmeliyim başucunda.
Kalmamı istermisin, yıldızlar bir bir gömülürken sabaha? dokunmamı istermisin ayaz düşen tenine? Hani utanmazlığın koynunda kendinle sevişmelerinde yanında olmamı istermisin ?
Kuruyan teninde terden boncuklar yapabilirim, güzel bir melodideki piyano tuşları gibi dokunabilirim vücuduna, kıvrımlarınla ahenkli yaşayabilirim seni. Rüzgârın dağlarla kucaklaşmasını, dalgaların kıyılara cilvelerini getir aklına. Önce, süzülmelerini hisset kumlara köpüklerinin, sonra kızışan rüzgârla tut ellerimi. Tüm gücünle sarıl biçare kimliğime. Açlığımı, susuzluğumu, sırlarımı bitir gecede. İçimde kıpırdanışların, yüreğimde sıcaklığın, dudaklarımda titreyişleri sevdanın, tenimin ürpertisinde nefesin olmalı...
Dağıt, hazan düşen yatağımı. Güneşim ol eylül gözlüm. ‘Seni istiyorum’ diye yutkunduğum nefesimi al dudaklarımdan, sırlarımı çöz öpüşlerinle. Ay gibi yum gözlerini geceye, yıldız gibi kay geç düşlerimden. Tadını bilmediğim, tenine düşmediğim hayal olmaktan çık, dökül şehvetinle.
Söyleyemem sana yanan tenimi, kıvılcımı düştü bir kez içime. Kıvranışlarım kadar sessiz uykusuzluğum. Her dokunuşumda kendime, haykırışlarım suskunluğum aslında.
Kendime sarılıp yatağın bir ucunda tüm ürkekliğimle gelişini beklerim. İçimden akan ılıklığı, sıcak sevdayı sana sunmak, sadece hayalinle bütünleşerek yaşamak çok zor be aşkım... ‘SEN’ bendeysen, benimsen.. Neden gecelere isyanım?
Kirpikten bulutlarını arala artık, güneş gözlerinde kapalı kalmasın, Uyan! Dünya güneşe, ben sana kavuşayım. Seni seviyorum eylül bakışlım.
Kalbimin en derin yerindesin sevgili !
Hep öyle oldun… En derinlerde, en mavilerde sakladım seni… Gizledim…
Kimse bilmedi seni sevdiğimi…
Yüreğimin çırpınışları arasında, isyanlarımın en deli zamanlarında kimse bilmedi seni sevdiğimi… Hep sakladım seni, mecburdum çünkü…
En neşeli halimi takındım kalbim senin için ağlarken…
İmkansız bir sevdanın iki deli yüreği olmak kolay değildi çünkü…
Bilirdim senin de ben gibi olduğunu, ben olduğunu…
Acıtmazdı gözyaşları… Canım bu denli yanmazdı…
Çaresizliğimin beni yiyip bitirdiği zamanlarda daha mı aksi oluyordum ne ?
Sana geliyordum, avunmak için…
Bilemezdim ki, o zamanlarda senin aklından geçenleri.
Çok şey bekledim ben sevgili…
Verebileceğinden çok şey bekledim. Alabileceğimden azına razı olarak…
Beklentisiz sevemedim seni. Sevemezdim de…
Ben seninle doyasıya yaşayamadım ki…
Ben hiç seninle özgürce dolaşamadım ki sokaklarda elele…
Bir vapurda, doğduğum şehri gösteremedim ki sana…
Sıcacık bir çayı bile paylaşamadım, ikinci bardağın ikinci yudumunu kendi bardağımdan tattıramadım sana…Hep yalnız yaşadım sevdamı.Herşey gizliydi, herşey saklıydı…
Senden gelene razı olduğumu söyledim hep, oldum da…
Senden gelen her gözyaşını kabullendim. O yaşlar yüreğimi kanattı ama sızlanmadım hiç. Sevdiğimdin, sevenimdin…
Kalbimin sahibiydin… Sevdamın ortağıydın…
Senden gelen her boşluğu kabullendim.
Gel dediğimde ve sen gelemediğinde boynum büküldü, gönlüm üzüldü ama kabullendimGözlerim güldü, yüreğimin akıttıklarını sakladım.
Bazen sen üzülme diye içime attım acılarımı, oysa istediğim senin kollarında teselli bulmaktı. Göz yaşlarımı sen sil istedim.Canım yandı, belli etmedim sevgili…
Sonradan anladım ki ben sana hiç kırılmamışım…
Hani o beni kırmak için söylediğin sözlerin hepsi aşkının itiraflarıymış.Canımı yakmak için sıra sıra dizdiğin her söz aslında ne çok sevildiğimin ispatıymış.Görememişim…
Sen bana kırıldım dediğinde de seni anlayamamışım ben.
Sevdiğini kırmanın ne demek olduğunu şimdi anlıyorum.
Aranmamak, sorulmamak, verdiğin sözleri unutmak, tüm yaşananları yok saymak ve hiçbir şey yokmuşçasına hayata devam etmek…
Gerçekten kırmamışsın sen beni…
Ağladığımda göz yaşlarımı silmiyorsun diye sana kızmalarım ne kadar boşunaymış.imdi yüreğim ağlıyor, sen neredesin ?Çığlık çığlığa sesleniyorum sana, beni duymuyorsun.
Kırıklıklarım şimdi çıkıyor ortaya.
Özlemlerim yakarken bedenimi, canım şimdi daha çok acıyor.
Beynimdeki anlamsızlıkları yüreğim çözemiyor.
Yüreğim çözemezse nasıl yaşarım ben ?Bilmek istemiyordum bensiz yapabildiğini... Bildim...Görmek istemiyordum bensiz olabildiğini...
Gördüm...Yağmurlar yağıyor hem gözlerime hem yüreğime.
Ruhumda fırtınalar kopuyor, nefretim kendime…
İsyan kemiriyorken bedenimi, sen neredesin sevgili ?Neredesin ?Kardelen, beyazlığın asaleti... Hep boynu bükük, hep yalnız...
Bende olduğundan beri
ne zaman aynaya baksam; kendimi bulamıyorum.
Gözlerimde gözlerini, dudaklarımda gülüşünü görüyorum.
Hep nefesini soluyorum, tenimde bir ürperti beliriyor.
Koca şehir susuyor sadece sesin çınlıyor kulaklarımda.
Bakabildiğim kadar ileride, dokunabildiğimce yakındasın
ama hasret kalıyorum bebek yüzlüm gülüşüne.
İstanbul gibi bakıyorsun bana, gizemli ve buğulu.
Hem içinde olup, hem yalnız yaşamak bilsen ne kadar zor geliyor.
Hayat kavgasını sürdürüyor sevdam.
Aşk can çekişiyor gecelerimde.
Tenine susuyorum Marmara’nın derinliklerinde.
Yeditepe çalıyor sanki seni benden, yavaş yavaş tüketiyor.
Gökyüzüne yıldızlarla tutunan peçesini çıkarıyorum karanlığın.
Pencereden yatağına süzülen ay ışığı olmak,
yüzünü sürdüğün yastık olup düşlerine avuç açmak için.
Bedeninde serilmeliyim gece gibi.
Meleklerin uyurken bıraktığı gülüşü seyretmeliyim başucunda.
Kalmamı istermisin, yıldızlar bir bir gömülürken sabaha?
dokunmamı istermisin ayaz düşen tenine?
Hani utanmazlığın koynunda
kendinle sevişmelerinde yanında olmamı istermisin ?
Kuruyan teninde terden boncuklar yapabilirim,
güzel bir melodideki piyano tuşları gibi dokunabilirim vücuduna,
kıvrımlarınla ahenkli yaşayabilirim seni.
Rüzgârın dağlarla kucaklaşmasını,
dalgaların kıyılara cilvelerini getir aklına.
Önce, süzülmelerini hisset kumlara köpüklerinin,
sonra kızışan rüzgârla tut ellerimi.
Tüm gücünle sarıl biçare kimliğime.
Açlığımı, susuzluğumu, sırlarımı bitir gecede.
İçimde kıpırdanışların, yüreğimde sıcaklığın, dudaklarımda
titreyişleri sevdanın, tenimin ürpertisinde nefesin olmalı...
Dağıt, hazan düşen yatağımı. Güneşim ol eylül gözlüm.
‘Seni istiyorum’ diye yutkunduğum nefesimi al dudaklarımdan,
sırlarımı çöz öpüşlerinle. Ay gibi yum gözlerini geceye,
yıldız gibi kay geç düşlerimden. Tadını bilmediğim,
tenine düşmediğim hayal olmaktan çık, dökül şehvetinle.
Söyleyemem sana yanan tenimi, kıvılcımı düştü bir kez içime.
Kıvranışlarım kadar sessiz uykusuzluğum.
Her dokunuşumda kendime, haykırışlarım suskunluğum aslında.
Kendime sarılıp yatağın bir ucunda tüm ürkekliğimle gelişini beklerim.
İçimden akan ılıklığı, sıcak sevdayı sana sunmak,
sadece hayalinle bütünleşerek yaşamak çok zor be aşkım...
‘SEN’ bendeysen, benimsen.. Neden gecelere isyanım?
Kirpikten bulutlarını arala artık, güneş gözlerinde kapalı kalmasın,
Uyan! Dünya güneşe, ben sana kavuşayım.
Seni seviyorum eylül bakışlım.