‘’Dürüstlük üzerine kurulmayan hiçbir şey sürekli olmaz.” Dürüstlük ve denge, toplumun üzerinde yükseldiği, inanan insanın en önemli vasıfları arasındadır. Kendi özüyle çelişmeyen insanın davranışları da bir kıvama ererek seviye ve denge kazanır. Dürüst kişi, her durumda gerçeği söylemeli ve menfaatler uğruna gerçeklerden taviz vermeyerek, “gerçeğin ciddî yüzüne” hem kendini hem de toplumu alıştırılmalıdır. İnsanın kendisine ve topluma faydalı davranışlar sergileyip bu konuda hatasızlığı, titreyen kalbin bir fonksiyonudur. Çünkü bu kalp sahibine hassasiyet ve dürüstlük kazandırır. Bütün münasebetlerde dürüstlük, en iyi hareket tarzıdır.
Hepimiz ‘konuştuğu gibi davranan, özü sözü doğru olan insana’ güveniriz ve onun dediğine inanırız. Hayatı sayısız hata ve yanlışlarla dolu olan hiç kimse, gerçek anlamda özgür değildir. En güzel hayat biçimi olan dürüstlük, mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşayabilmenin asgari şartıdır. Dürüst insan, harici özelliklerini deşifre ettiği kadar dâhili unsurlarını da ortaya koymaktan çekinmez. Allah da özlerini temiz tutanları sevmektedir. Dürüst ve salih davranışlarda bulunmayan evlat, peygamber ailesinden bile sayılmamıştır. “Mü’min safdır, cömert-şerefli ve haysiyetlidir; fâcir ise, kurnaz ve alçak tabiatlıdır.” Şairin dediği gibi: İnsana sadakat yaraşır, görse de ikrah. Yardımcısıdır doğruların Hz. Allah. Hadiste de belirtildiği üzere; “Doğruluk, gönül rahatlığı ve iç huzurudur; yalan ise kararsızlıktır.” Dürüstlük Ve denge, bilinçli iletişim, anlamlı yaşama, anlamlı hayat da sakin ruh halinin gelişmesine yardımcı olur. Müminin hikmetli davranışı, deruni bilgi kaynaklıdır. Sahih bilgiden rengini almış, onunla yoğrulmuş, hayatı şekillendiren etkinlik kazanmıştır. Kaliteli ve seviyeli davranış, müminin en bariz vasıflarından biri olmak durumundadır. Dürüst insan, kişisel bütünlük içindedir. Kişisel bütünlük, aslında sorumluluğun bir türüdür. Yani kişi, düşünce, duygu ve davranışlarının ahenk içinde olmasından hesap vermeye hazır olduğu zaman, kişisel bütünlük ortaya çıkmaktadır. Adil olmanın yolu, emin olmaktan geçer. “Müslüman, müslümanların elinden ve dilinden emin oldukları (zarar görmedikleri) kimsedir.” Bu hadisin ifade ettiği mananın içinde, kişinin bilgisinden ve bu bilgisine dayanarak ortaya koyduğu iş ve davranışlardan da emin olmak vardır. “Ey inananlar! Yapmadığınız şeyi niçin yaptığınızı söylersiniz? Yapmadığınız şeyi yaptık demeniz, Allah katında büyük gazaba sebep olur.” Bu ayette dürüstlük yanında, söz ve davranış uyumuna da dikkat çekilmektedir. Hz. Peygamber bir hadisinde: “Bana altı konuda garanti verirseniz, ben de size cenneti garanti ederim. Birincisi, konuşunca doğru konuşmak, ikincisi söz verdiğinde sözünde durmak, üçüncüsü emanet edilen bir şeyi iade etmek, dördüncüsü namuslu olmak, beşincisi gözleri haramdan korumak, altıncısı ellere hâkim olmak” buyurmaktadır. Dikkat edilirse bunların her biri hakikî dürüstlüğü gerektiren hususlardır. Nitekim Rabb’imiz: “Ey iman edenler! Allah’ın emirlerine karşı gelmekten sakının ve dürüst insanlarla beraber olun” buyurmak suretiyle müslümanları dürüst insanlarla arkadaşlığa teşvik etmektedir. Rasulullah (s.a.v.) de: “Sizin en hayırlınız, ehli beytine (yani Resulullah (s.a.v.) min kanından olanlara ve soyundan olanlara) karşı iyi davrananızdır” demektedir. Bu iyi davranma, dürüstlük, adalet ve dengeli olmayı da ifade etmektedir. Belli bir bilgi ve tecrübeye dayanarak, samimî bir niyetle verilen hayırlı karar ve uygulamalar, müslümanın en önemli güç kaynağıdır. Böylesine seviyeli davranışa götüren kararlar verebilen insana, ister istemez herkes saygı göstermek durumunda kalır. Öz ve toplum saygısıyla verimli bir hayat için dürüst olmak gerekir. Huzurlu olmak istiyorsanız; dürüstlükten ayrılmayarak adalete dikkat ediniz ve dengeli bir hayat yaşayınız.
D Dostluk, arkadaşlık Grubu kurdum O Ordu, İzmirden Çok dostlar edindim S Sivasta Ankarada kardeş buldum T Tuncelide Antalyada sevindim L Lale sümbül Hüzün çiçekler gördüm U Ulaştılar bana çok mutlu oldum K Kütahya ve Bursalılarla güldüm.
V Vandan Adapazarı ve Tokattan E Erzurum Elaziğ ve Sakaryadan
A Aydin Muğlaya Selamlar gönderdim R Rizeden gönül dostları özledim K Karstan Edirne ve Hataya kadar. A Arkadaşlarımı yürekten sevdim D Dıyarbakır Urfa ve İstanbulum A Afyon Konya İzmit Safranbolum Ş Şairler diyarını çok beğendim L Laz derler bize Karadenizliyiz I Insan olanı kardeşçe severiz K Kesinlikle hiç bir eksık yapmayız.
G Gönül sesimi paylaştım sizlere R Rizenin Çayeli ilçesindeyim U Ulaşamadığım İller varsa eğer B Bütün selamim gelsin hepinize U Unutulmayan dostlar gönlümüze.
05/05/ 2012 Rize / Çayeli
Hikmet Atiş
Merhaba Arkadaşlar. Yürek sesimi İllerimizi dizelere yansıtarak bir nevi hece tarzında akrostiş olarak yazdığım bu şiirde grubumuzu konu edindim Ancak hece tarzı olduğundan bir çok İllerimiz dışarda kaldığı için Yürek sesimi burda devam ettiriyorum ben Kahraman maraşımı Adana ve Trabzonumu Karabük Denizli Uşak Nazillimi Aydin İsparta Giresunumu Asla unutamam. Erzincan Ağrı Hakkari Niğde Bolu Yalova Trakya Anadolumu asla unutamam. Düzce Çorum Kilis Yavru vatanımız Kıbris Yurt dışında gurbetçi arkadaşlarım çokça varmiş. Bitlis siirt Gaziantep Artvin Zonguldak Mersin. Kırıkkale Nevşehir Eskişehir kalmasın bize ırak Karaman Balikesir Gümüşhanede dostlarım var. Samsun Sinop yan yana Şehitler diyarı Çanakkalem Asla geçilmez Çanakkalem. Mardin Muş Bartın Batmanda Dostlarım var Amasya Manisa Osmaniyeden dostlarım var. Malatya Burdur Çankırıden Ozanlarım var. Ah benim Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Adiyaman ım Keşke daha olsa zamanım.Unutulmaz Tekirdağ ım Varsa eksığım affola. Hepinize sevgi saygı ve selamlarimi gönderiyor sağlıklı huzur dolu mutluluklar diliyorum. Hikmey Atiş
Yine yeni bir yıl var kapımızda. 2012 yılına gireceğimiz şu günlerde istediğiniz her şeyin gerçekleşmesi dileğiyle. Geleceğinizi oluşturacak her yeni gün bir önceki günden daha güzel, isteklerinize uygun ve sizi mutlu edecek şekilde olsun! İyi Seneler!
Sadece Ben Sevmelİyİm Senİ AŞkim! ! ! ! ! ! Sadece ben uyanmalıyım yaz gecelerininin sabahında.. Ben uyuyakalmalıyım tatlı anılarını dinlerken.. Delice vuruldugun gözlerin icin nefes almayım sadece Rüzgarda dagılan saclarını sadece ben düzeltmeliyim.. Ben bilmeliyim dudaklarındaki ıslak leri atesini Ve sadece ben silmeliyim gözbebeklerindeki gözyaslarını.. Ve sadece ben sevmeliyim seni delicesine.. Senin sevmenin bedeli Cehennemde sunulsa bana.. Ben sadece senin için ölmeliyim Sadece Benİ Sevmenİ İstİyorum(baŞka Kİmseyİ DeĞİl) Seninle buluşmamız ne kadar zor olsa da senden sadece beni sevmeni istiyorum beş dakika baş başa kalmamız suç olsa da senden sadece beni sevmeni istiyorum. Bir gün bensiz kalsan da benimle yasamanı aşkımın değerini sır gibi taşımanı nemli bakışlarınla resmimi okşamanı senden sadece beni sevmeni istiyorum Sadece Sen Olmalisin Yanimda! ! ! ! Sana olan sevgimi İliştirmeliyim gözlerine Bana olan tövbeni unutmalısın İkimizde öylece kalmalıyız sokakta Sen soğuk bir kış gecesi Ben sana üşüyen serçe Sonra sabah olmalı Gözlerinde uyanmalıyım Yepyeni bir güne Ne bir ah olmalı dilimde Ne de bir günah kanımda Sadece sen olmalısın Sadece sen benim yanımda Sana Aİt Olmak İsterdİm! ! ! sana olan aşkım hep akan bir su sende benim gibimisin söyle! ! ! aklımda senden başka birşey yok bugünlerde sadece senin aşkın avutur beni unutturur bana bütün dertleri şefkatli kollarınla sar beni bu gece istediğim aslında çok değil istediğim aslında çok değil sadece senin olmak istedim sadece sana ait olmak aşk denen duyguyu yeniden keşfettim sadece senin olmak istedim sadece senin olmak istedim sana olan aşkım hep akan bir su sende benim gibimisin söyle! ! ! aklımda senden başka birşey yok bugünlerde sadece senin aşkın avutur beni unutturur bana bütün dertleri
Sen diye bir cemre düştü kuraklıklarıma Düştü içimin karanlıklarına Islandı sırılsıklam cemrenle kuraklığım Aydınlandı içimdeki bitmez karanlığım Açtı çiçeklerim,açtı yedi veren güllerim Cemrenle doldu içi gözbebeklerimin alıntı
insan unutmakla hatırlamak arasında gidip gelen düşünen bir hayvan değil, tamamen hayvandır.. misal bir şey yaparsın, bir kez daha yapmamak için kendi kendine söz verirsin, ama bir süre sonra unutursun ve yine yaparsın.. bu kez söz verdiğini hatırlarsın.. hayvanlık kısmı zaten apaçık.. ben haklıyım..
Peygamber s.a.v Efendimiz her sozu suphesiz hikmetlidir vede sozlerin en guzelidir. Iste hayali hanimlara en guzel ornek:
Hz. Fâtima bir gün Efendimiz Aleyhisssalâtü Vesselâm'a:
'Babacigim, kadinlardan cennete ilk önce girecek olan kimdir? ' diye merakla sordu. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz:
'Falan mahallede, falan evde oturan bir kadin var. Cennete ilk girecek kadin, iste o kadindir.' buyurdular. Hz. Fâtima anamiz hayretle:
'Babacigim, o kadin cennete, benden de mi evvel girecek? ' diye tekrar sordu. Peygamber Efendimiz:
'Evet! Senden de evvel girecek.' buyurdu. Ve sayet isterse, gidip o kadinla tanisabilecegini söyledi.
Hz. Fâtima'nin o kadin hakkidaki meraki iyice artmisti. Bu kadin ne yapiyor, nasil bir amel isliyordu ki, cennete ilk olarak girmeyi hak ediyordu. Bir gün o kadinla görüsüp tanismak ve onunla konusmak için evinden çikti. Kadinin evini sora sora buldu ve kapisini tiklatti. Içeriden yasli bir kadin: 'Kim o? ' diye seslendi. Hz. Fâtima anamiz da kendisini tanitarak onunla görüsmek istedigini söyledi. Kadin, Peygamber kizinin kendisiyle görüsmeye geldigini duyunca çok sevindi. Kapiyi açmadan içeriden seslendi:
'Ey Resûlullah'in kizi! Hos geldin sefalar getirdin! Canim sana feda olsun! Aslinda ben de sizinle görüsmeyi çok arzu ediyordum; fakat disari çikmadigim için maalesef ziyaretinize de gelemedim. Simdi sizin gelmeniz beni çok memnun etti. Fakat kocamdan izin almadan bugüne kadar ben kimseye kapi açmis degilim. Onun için sizden çok özür diliyorum. Ben sizin içeri girmeniz için bu aksam esimden izin alayim ve yarin görüselim, ne olur, yarin tekrar buyurun.' dedi.
Bunun üzerine Hz. Fâtima geri döndü. Aksam olunca kadin meseleyi anlatip kocasindan izin aldi. Ve ertesi gün Hz. Fâtima o kadinla görüsmek için tekrar geldi. Bu sefer yaninda oglu Hz. Hasan da vardi. Hz. Hasan o siralar henüz küçük bir çocuk oldugu için rahat durmamis, annesi mecburen onu da yaninda getirmek zorunda kalmisti. Kadinin evine geldi ve kapisini çaldi. Tabiî kadin içeriden Hz. Hasan'in sesini duymustu. Hz. Fâtima'nin yaninda bir çocuk bulundugunu farkedince çok üzüldü. Hz. Fâtima'ya:
'Ey Fâtima! Ben kocamdan yalniz sizin için izin almistim. Çocuk için izin almadigimdan dolayi onu içeri alamam. Ne olur beni affedin. Isterseniz siz buyurun, çocuk disarida kalsin. Isterseniz yarin gelin; bu aksam onun için de izin alayim.' dedi.
Hz. Fâtima ikinci defa içeri giremeden geri döndü. Ve üçüncü gün tekrar kadina gitmek üzere çikti. Hikmet-i ilâhî bu sefer Hz. Hüseyin'i de yanina almak zorunda kalmisti. Tabiî kapiyi çaldiginda, kadin Hz. Hüseyin'in de oldugunu ögrenince Hz. Fâtima yine dünkü durumla karsilasti. Kadin kocasindan onun için de izin almasi gerektigini söyledi. Hz. Fâtima bir önceki günkü gibi hiç israr etmedi. Ve çocuklariyla beraber mecburen geri dönmek zorunda kaldi. Bir sonraki gün üçü birden gittiklerinde kadin kocasindan her üçü için de izin almisti. Kapi açildi ve içeri girdiler. Kadin binlerce özürler diledi, affini istedi ve Peygamber çocuklarini en güzel sekilde karsiladi ve agirladi.
Hz. Fâtima içeriden gelen sese göre kadinin gayet yasli bir nine oldugunu zannetmisti. Fakat bir de bakti ki, kapiyi açip kendisini karsilayan kadin hem çok genç, hem de çok güzel bir hanimdi. Hz. Fâtima hayretle sordu:
'Sizinle disaridan konusurken sesiniz çok degisik geliyordu. Oysa sesiniz hiç de öyle degilmis, bu nasil oluyor? ' dedi. Kadin:
'Sizinle konusurken sesim disari çiktigi için sesimi yabanci bir erkek duyar da günaha girerim diye agzima küçük bir tas parçasi alarak konusuyordum. Simdi ise o tasi çikardim.' dedi.
Hz. Fâtima Radiyallahu Anhâ, bu cennetlik kadinin sözlerinden dolayi çok memnun olmustu. Nâmahrem-den sesini bile böylesine sakinan, kocasina da böylesine itaat eden bu kadinin, neden cennete evvelâ girecegini anladi. Onunla bir müddet sohbet ettiler. Bazi konulari konustular. Bir ara kadin Hz. Fâtima'ya:
'Ey Resûlullah'in kizi! Acaba ben kocama karsi vazifemi ifa etmis oluyor muyum? Onun bendeki haklari sebebiyle Allah Teâlâ kocama itaatsizlikten dolayi beni hesaba çeker mi? Bundan korkuyorum.' dedi.
Hz. Fâtima bu suali tebessümle karsiladi ve babasinin yani Peygam-ber Efendimizin müjdesini kendisine bildirdi:
'Hayir! Sen bilakis babamin, 'cennete ilk girecek kadin' diye müjdeledigi kimsesin.' dedi.
Hz. Fâtima Radiyallahu Anhâ, Resûlullah'in cennetle müjdeledigi bu mübarek kadinla bir müddete daha sohbet ettikten sonra müsaade istedi ve oradan ayrildi...
30.05.2012 - 17:58
‘’Dürüstlük üzerine kurulmayan hiçbir şey sürekli olmaz.”
Dürüstlük ve denge, toplumun üzerinde yükseldiği, inanan insanın en önemli vasıfları arasındadır. Kendi özüyle çelişmeyen insanın davranışları da bir kıvama ererek seviye ve denge kazanır. Dürüst kişi, her durumda gerçeği söylemeli ve menfaatler uğruna gerçeklerden taviz vermeyerek, “gerçeğin ciddî yüzüne” hem kendini hem de toplumu alıştırılmalıdır. İnsanın kendisine ve topluma faydalı davranışlar sergileyip bu konuda hatasızlığı, titreyen kalbin bir fonksiyonudur. Çünkü bu kalp sahibine hassasiyet ve dürüstlük kazandırır. Bütün münasebetlerde dürüstlük, en iyi hareket tarzıdır.
Hepimiz ‘konuştuğu gibi davranan, özü sözü doğru olan insana’ güveniriz ve onun dediğine inanırız. Hayatı sayısız hata ve yanlışlarla dolu olan hiç kimse, gerçek anlamda özgür değildir. En güzel hayat biçimi olan dürüstlük, mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşayabilmenin asgari şartıdır. Dürüst insan, harici özelliklerini deşifre ettiği kadar dâhili unsurlarını da ortaya koymaktan çekinmez. Allah da özlerini temiz tutanları sevmektedir.
Dürüst ve salih davranışlarda bulunmayan evlat, peygamber ailesinden bile sayılmamıştır. “Mü’min safdır, cömert-şerefli ve haysiyetlidir; fâcir ise, kurnaz ve alçak tabiatlıdır.” Şairin dediği gibi: İnsana sadakat yaraşır, görse de ikrah. Yardımcısıdır doğruların Hz. Allah. Hadiste de belirtildiği üzere; “Doğruluk, gönül rahatlığı ve iç huzurudur; yalan ise kararsızlıktır.” Dürüstlük Ve denge, bilinçli iletişim, anlamlı yaşama, anlamlı hayat da sakin ruh halinin gelişmesine yardımcı olur. Müminin hikmetli davranışı, deruni bilgi kaynaklıdır. Sahih bilgiden rengini almış, onunla yoğrulmuş, hayatı şekillendiren etkinlik kazanmıştır. Kaliteli ve seviyeli davranış, müminin en bariz vasıflarından biri olmak durumundadır.
Dürüst insan, kişisel bütünlük içindedir. Kişisel bütünlük, aslında sorumluluğun bir türüdür. Yani kişi, düşünce, duygu ve davranışlarının ahenk içinde olmasından hesap vermeye hazır olduğu zaman, kişisel bütünlük ortaya çıkmaktadır. Adil olmanın yolu, emin olmaktan geçer. “Müslüman, müslümanların elinden ve dilinden emin oldukları (zarar görmedikleri) kimsedir.” Bu hadisin ifade ettiği mananın içinde, kişinin bilgisinden ve bu bilgisine dayanarak ortaya koyduğu iş ve davranışlardan da emin olmak vardır. “Ey inananlar! Yapmadığınız şeyi niçin yaptığınızı söylersiniz? Yapmadığınız şeyi yaptık demeniz, Allah katında büyük gazaba sebep olur.” Bu ayette dürüstlük yanında, söz ve davranış uyumuna da dikkat çekilmektedir.
Hz. Peygamber bir hadisinde: “Bana altı konuda garanti verirseniz, ben de size cenneti garanti ederim. Birincisi, konuşunca doğru konuşmak, ikincisi söz verdiğinde sözünde durmak, üçüncüsü emanet edilen bir şeyi iade etmek, dördüncüsü namuslu olmak, beşincisi gözleri haramdan korumak, altıncısı ellere hâkim olmak” buyurmaktadır. Dikkat edilirse bunların her biri hakikî dürüstlüğü gerektiren hususlardır.
Nitekim Rabb’imiz: “Ey iman edenler! Allah’ın emirlerine karşı gelmekten sakının ve dürüst insanlarla beraber olun” buyurmak suretiyle müslümanları dürüst insanlarla arkadaşlığa teşvik etmektedir. Rasulullah (s.a.v.) de: “Sizin en hayırlınız, ehli beytine (yani Resulullah (s.a.v.) min kanından olanlara ve soyundan olanlara) karşı iyi davrananızdır” demektedir. Bu iyi davranma, dürüstlük, adalet ve dengeli olmayı da ifade etmektedir. Belli bir bilgi ve tecrübeye dayanarak, samimî bir niyetle verilen hayırlı karar ve uygulamalar, müslümanın en önemli güç kaynağıdır. Böylesine seviyeli davranışa götüren kararlar verebilen insana, ister istemez herkes saygı göstermek durumunda kalır. Öz ve toplum saygısıyla verimli bir hayat için dürüst olmak gerekir. Huzurlu olmak istiyorsanız; dürüstlükten ayrılmayarak adalete dikkat ediniz ve dengeli bir hayat yaşayınız.
16.05.2012 - 04:24
güzel gözlerini neden yoruyosun...?
14.05.2012 - 19:29
Sevgili dediğin güzelliğiyle seni kendine aşık eden değil,
Sana kendin olabilme şansını verendir...
06.05.2012 - 22:30
merhaba arkadaş..msj bölümüz kapalı olduğu için bir merhabayı burdan vereyim dedim..
kusura bakmayın ltf olurmu..
fırat.....
06.05.2012 - 00:19
Dostluk Ve Arkadaşlık Grubu...
D Dostluk, arkadaşlık Grubu kurdum
O Ordu, İzmirden Çok dostlar edindim
S Sivasta Ankarada kardeş buldum
T Tuncelide Antalyada sevindim
L Lale sümbül Hüzün çiçekler gördüm
U Ulaştılar bana çok mutlu oldum
K Kütahya ve Bursalılarla güldüm.
V Vandan Adapazarı ve Tokattan
E Erzurum Elaziğ ve Sakaryadan
A Aydin Muğlaya Selamlar gönderdim
R Rizeden gönül dostları özledim
K Karstan Edirne ve Hataya kadar.
A Arkadaşlarımı yürekten sevdim
D Dıyarbakır Urfa ve İstanbulum
A Afyon Konya İzmit Safranbolum
Ş Şairler diyarını çok beğendim
L Laz derler bize Karadenizliyiz
I Insan olanı kardeşçe severiz
K Kesinlikle hiç bir eksık yapmayız.
G Gönül sesimi paylaştım sizlere
R Rizenin Çayeli ilçesindeyim
U Ulaşamadığım İller varsa eğer
B Bütün selamim gelsin hepinize
U Unutulmayan dostlar gönlümüze.
05/05/ 2012 Rize / Çayeli
Hikmet Atiş
Merhaba Arkadaşlar.
Yürek sesimi İllerimizi dizelere yansıtarak
bir nevi hece tarzında akrostiş olarak yazdığım bu şiirde
grubumuzu konu edindim Ancak hece tarzı olduğundan
bir çok İllerimiz dışarda kaldığı için Yürek sesimi burda devam ettiriyorum
ben Kahraman maraşımı Adana ve Trabzonumu
Karabük Denizli Uşak Nazillimi Aydin İsparta Giresunumu
Asla unutamam. Erzincan Ağrı Hakkari Niğde Bolu
Yalova Trakya Anadolumu asla unutamam.
Düzce Çorum Kilis Yavru vatanımız Kıbris
Yurt dışında gurbetçi arkadaşlarım çokça varmiş.
Bitlis siirt Gaziantep Artvin Zonguldak Mersin.
Kırıkkale Nevşehir Eskişehir kalmasın bize ırak
Karaman Balikesir Gümüşhanede dostlarım var.
Samsun Sinop yan yana Şehitler diyarı Çanakkalem
Asla geçilmez Çanakkalem. Mardin Muş Bartın Batmanda
Dostlarım var Amasya Manisa Osmaniyeden dostlarım var.
Malatya Burdur Çankırıden Ozanlarım var.
Ah benim Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Adiyaman ım
Keşke daha olsa zamanım.Unutulmaz Tekirdağ ım
Varsa eksığım affola. Hepinize sevgi saygı ve selamlarimi
gönderiyor sağlıklı huzur dolu mutluluklar diliyorum.
Hikmey Atiş
Hikmet Atiş
04.05.2012 - 21:16
merhaba diyecektim ama msj ınız kapalı.burdan merhaba arkadaş.
31.12.2011 - 01:12
Yine yeni bir yıl var kapımızda. 2012 yılına gireceğimiz şu günlerde istediğiniz her şeyin gerçekleşmesi dileğiyle. Geleceğinizi oluşturacak her yeni gün bir önceki günden daha güzel, isteklerinize uygun ve sizi mutlu edecek şekilde olsun! İyi Seneler!
02.11.2011 - 08:00
selam bile veremedim
17.10.2011 - 18:03
Gecenin Ölümü
Dün;
Geceyi boğdu karanlıklar
Bir cana kıyıldı acımasız.
Bir sinek uçuyordu,
Bir köpek uluyordu
Ve tüm dünya uyuyordu habersiz.
ekinize sağlık,,ne kadar duygusal,msj la yazmak istedim ama,yasaklı olduğu için burdan yazdım,,
çok güzel,son kelime HASBERSİZ ,,kutlarım,
şiirleinize yorum yapmak isterdim öğrenci olarak,,
27.09.2011 - 18:51
Sadece Ben Sevmelİyİm Senİ AŞkim! ! ! ! ! ! Sadece ben uyanmalıyım yaz gecelerininin sabahında.. Ben uyuyakalmalıyım tatlı anılarını dinlerken.. Delice vuruldugun gözlerin icin nefes almayım sadece Rüzgarda dagılan saclarını sadece ben düzeltmeliyim.. Ben bilmeliyim dudaklarındaki ıslak leri atesini Ve sadece ben silmeliyim gözbebeklerindeki gözyaslarını.. Ve sadece ben sevmeliyim seni delicesine.. Senin sevmenin bedeli Cehennemde sunulsa bana.. Ben sadece senin için ölmeliyim Sadece Benİ Sevmenİ İstİyorum(baŞka Kİmseyİ DeĞİl) Seninle buluşmamız ne kadar zor olsa da senden sadece beni sevmeni istiyorum beş dakika baş başa kalmamız suç olsa da senden sadece beni sevmeni istiyorum. Bir gün bensiz kalsan da benimle yasamanı aşkımın değerini sır gibi taşımanı nemli bakışlarınla resmimi okşamanı senden sadece beni sevmeni istiyorum Sadece Sen Olmalisin Yanimda! ! ! ! Sana olan sevgimi İliştirmeliyim gözlerine Bana olan tövbeni unutmalısın İkimizde öylece kalmalıyız sokakta Sen soğuk bir kış gecesi Ben sana üşüyen serçe Sonra sabah olmalı Gözlerinde uyanmalıyım Yepyeni bir güne Ne bir ah olmalı dilimde Ne de bir günah kanımda Sadece sen olmalısın Sadece sen benim yanımda Sana Aİt Olmak İsterdİm! ! ! sana olan aşkım hep akan bir su sende benim gibimisin söyle! ! ! aklımda senden başka birşey yok bugünlerde sadece senin aşkın avutur beni unutturur bana bütün dertleri şefkatli kollarınla sar beni bu gece istediğim aslında çok değil istediğim aslında çok değil sadece senin olmak istedim sadece sana ait olmak aşk denen duyguyu yeniden keşfettim sadece senin olmak istedim sadece senin olmak istedim sana olan aşkım hep akan bir su sende benim gibimisin söyle! ! ! aklımda senden başka birşey yok bugünlerde sadece senin aşkın avutur beni unutturur bana bütün dertleri
21.09.2011 - 10:23
size merhaba gününüz aydın geleceğiniz aydınlık olsun size kızım Aliye Bihter GÜNAL.kendi adıyla sitesindevargünal tübitak türkiye 1.si yazıs
06.09.2011 - 08:24
kimse böyle sevilmedi farkındamısın sen******
Dün gece yıldızlara senden bahsettim
Sordum onlara!
O´da beni sever mi? diye
Yıldızlardan biri cevap verdi
Sevmese de sevilmeye değer diye...
06.08.2011 - 17:20
mutluu yıllaraa...
06.08.2011 - 12:07
doğum gününüz kutlu olsun...antoloji ailesi ile mutlu sağlıklı başarılı yıllara....
20.07.2011 - 09:20
Sen diye bir cemre düştü kuraklıklarıma
Düştü içimin karanlıklarına
Islandı sırılsıklam cemrenle kuraklığım
Aydınlandı içimdeki bitmez karanlığım
Açtı çiçeklerim,açtı yedi veren güllerim
Cemrenle doldu içi gözbebeklerimin
alıntı
21.06.2011 - 00:03
Sizi Tuvaldeki Renk cümbüşü ısımlı grubuma davet edıyorum.gelirmısınız? teşekkür ederım.http://gruplar.antoloji.com/tuvaldeki-renk-cumbusu/
15.06.2011 - 19:41
nerdesin arkadas özlettin kendini
15.06.2011 - 19:30
özlettin kendini haber bekliyorum
13.06.2011 - 05:24
gülümseyişle gözyaşları arasında mı?
insan unutmakla hatırlamak arasında gidip gelen düşünen bir hayvan değil, tamamen hayvandır.. misal bir şey yaparsın, bir kez daha yapmamak için kendi kendine söz verirsin, ama bir süre sonra unutursun ve yine yaparsın.. bu kez söz verdiğini hatırlarsın.. hayvanlık kısmı zaten apaçık.. ben haklıyım..
11.06.2011 - 18:34
Merhaba! Sizi kurucusu bulunduğum Şiir kolikler adlı grubuma davet ediyorum. gelirseniz sevinirim. Katılırsanız güzel paylaşımlarda buluşuruz.
10.06.2011 - 02:39
http://www.izlesene.com/video/nesrin-sipahi-kalbi-kirik-serseri/2937903
25.04.2011 - 01:45
Merhabalar.........Sayın yürek dostu,,,
Bakıyorum genelde online siniz ama hiç paylaşımda bulunmuyorsunuz acaba neden...
Mutlu Geceler Dilerim...
22.04.2011 - 12:04
Peygamber s.a.v Efendimiz her sozu suphesiz hikmetlidir vede sozlerin en guzelidir. Iste hayali hanimlara en guzel ornek:
Hz. Fâtima bir gün Efendimiz Aleyhisssalâtü Vesselâm'a:
'Babacigim, kadinlardan cennete ilk önce girecek olan kimdir? ' diye merakla sordu. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz:
'Falan mahallede, falan evde oturan bir kadin var. Cennete ilk girecek kadin, iste o kadindir.' buyurdular. Hz. Fâtima anamiz hayretle:
'Babacigim, o kadin cennete, benden de mi evvel girecek? ' diye tekrar sordu. Peygamber Efendimiz:
'Evet! Senden de evvel girecek.' buyurdu. Ve sayet isterse, gidip o kadinla tanisabilecegini söyledi.
Hz. Fâtima'nin o kadin hakkidaki meraki iyice artmisti. Bu kadin ne yapiyor, nasil bir amel isliyordu ki, cennete ilk olarak girmeyi hak ediyordu. Bir gün o kadinla görüsüp tanismak ve onunla konusmak için evinden çikti. Kadinin evini sora sora buldu ve kapisini tiklatti. Içeriden yasli bir kadin: 'Kim o? ' diye seslendi. Hz. Fâtima anamiz da kendisini tanitarak onunla görüsmek istedigini söyledi. Kadin, Peygamber kizinin kendisiyle görüsmeye geldigini duyunca çok sevindi. Kapiyi açmadan içeriden seslendi:
'Ey Resûlullah'in kizi! Hos geldin sefalar getirdin! Canim sana feda olsun! Aslinda ben de sizinle görüsmeyi çok arzu ediyordum; fakat disari çikmadigim için maalesef ziyaretinize de gelemedim. Simdi sizin gelmeniz beni çok memnun etti. Fakat kocamdan izin almadan bugüne kadar ben kimseye kapi açmis degilim. Onun için sizden çok özür diliyorum. Ben sizin içeri girmeniz için bu aksam esimden izin alayim ve yarin görüselim, ne olur, yarin tekrar buyurun.' dedi.
Bunun üzerine Hz. Fâtima geri döndü. Aksam olunca kadin meseleyi anlatip kocasindan izin aldi. Ve ertesi gün Hz. Fâtima o kadinla görüsmek için tekrar geldi. Bu sefer yaninda oglu Hz. Hasan da vardi. Hz. Hasan o siralar henüz küçük bir çocuk oldugu için rahat durmamis, annesi mecburen onu da yaninda getirmek zorunda kalmisti. Kadinin evine geldi ve kapisini çaldi. Tabiî kadin içeriden Hz. Hasan'in sesini duymustu. Hz. Fâtima'nin yaninda bir çocuk bulundugunu farkedince çok üzüldü. Hz. Fâtima'ya:
'Ey Fâtima! Ben kocamdan yalniz sizin için izin almistim. Çocuk için izin almadigimdan dolayi onu içeri alamam. Ne olur beni affedin. Isterseniz siz buyurun, çocuk disarida kalsin. Isterseniz yarin gelin; bu aksam onun için de izin alayim.' dedi.
Hz. Fâtima ikinci defa içeri giremeden geri döndü. Ve üçüncü gün tekrar kadina gitmek üzere çikti. Hikmet-i ilâhî bu sefer Hz. Hüseyin'i de yanina almak zorunda kalmisti. Tabiî kapiyi çaldiginda, kadin Hz. Hüseyin'in de oldugunu ögrenince Hz. Fâtima yine dünkü durumla karsilasti. Kadin kocasindan onun için de izin almasi gerektigini söyledi. Hz. Fâtima bir önceki günkü gibi hiç israr etmedi. Ve çocuklariyla beraber mecburen geri dönmek zorunda kaldi. Bir sonraki gün üçü birden gittiklerinde kadin kocasindan her üçü için de izin almisti. Kapi açildi ve içeri girdiler. Kadin binlerce özürler diledi, affini istedi ve Peygamber çocuklarini en güzel sekilde karsiladi ve agirladi.
Hz. Fâtima içeriden gelen sese göre kadinin gayet yasli bir nine oldugunu zannetmisti. Fakat bir de bakti ki, kapiyi açip kendisini karsilayan kadin hem çok genç, hem de çok güzel bir hanimdi. Hz. Fâtima hayretle sordu:
'Sizinle disaridan konusurken sesiniz çok degisik geliyordu. Oysa sesiniz hiç de öyle degilmis, bu nasil oluyor? ' dedi. Kadin:
'Sizinle konusurken sesim disari çiktigi için sesimi yabanci bir erkek duyar da günaha girerim diye agzima küçük bir tas parçasi alarak konusuyordum. Simdi ise o tasi çikardim.' dedi.
Hz. Fâtima Radiyallahu Anhâ, bu cennetlik kadinin sözlerinden dolayi çok memnun olmustu. Nâmahrem-den sesini bile böylesine sakinan, kocasina da böylesine itaat eden bu kadinin, neden cennete evvelâ girecegini anladi. Onunla bir müddet sohbet ettiler. Bazi konulari konustular. Bir ara kadin Hz. Fâtima'ya:
'Ey Resûlullah'in kizi! Acaba ben kocama karsi vazifemi ifa etmis oluyor muyum? Onun bendeki haklari sebebiyle Allah Teâlâ kocama itaatsizlikten dolayi beni hesaba çeker mi? Bundan korkuyorum.' dedi.
Hz. Fâtima bu suali tebessümle karsiladi ve babasinin yani Peygam-ber Efendimizin müjdesini kendisine bildirdi:
'Hayir! Sen bilakis babamin, 'cennete ilk girecek kadin' diye müjdeledigi kimsesin.' dedi.
Hz. Fâtima Radiyallahu Anhâ, Resûlullah'in cennetle müjdeledigi bu mübarek kadinla bir müddete daha sohbet ettikten sonra müsaade istedi ve oradan ayrildi...
25.03.2011 - 22:24
dışa dönük olmamak,,,,,,,içe kapalı olmak ne kazandırır acaba,
bergeli,
Toplam 172 mesaj bulundu