Böyleymiş demek. Benden, bizden daha heyecanlı belediye başkanına gülümseyip 'evet' demek.
Kendimi izledim, bu ne telaşsızlık, nasıl bir ciddiyet.
O halde antoloji, artık sana kocaman bir el-veda...
Şşşşşt! Sakin olun. Herşey çok basit. Ölmek basit. bacağınızın kopması basit mesela. Karmaşık birşey yok bunda. Hepsi ve herşey çok basit.
Bütün bunlar, cenazeler, bacağı kopanlar, seyredenler için basit.
Siz seyirciler, tasasız olun, sıra size gelene kadar hepsi basit.
Ölenler, üzgünüm, siz derdinize yanacaksınız, zira derdiniz çok basit! ! !
Denize düşen yılana sarılırmış.
Mış...
Bunu diyen yılanı bilmeyen değil, hiç derdi tanımayan.
Dert bilmeyenler konuşurmuş.
Kül anlattı:
Bir gün babası eğilmiş, o küçük bir kızken, başlamış buna kızmaya. Baba kızıyor, ama o kadar kızıyormuş ki sonu gelmiyormuş. Artık beş yaşlarındaki arkadaşımın canına tak etmiş, babasına bakıp, vıy vıy vıy demiş. E tabii babanın öfkesi malum.
Dünyaya bakıp, vıy vıy vıy demek istiyorum.
Vıy Vıy Vıy dünya, ve Vıy Vıy Vıy dosltar! ! !
Ben.
Valizim yolda kaybedildi. Muavin rahat.
Bulunur canım diyor.
Bulunur, nolacak.
Alt tarafı içinde satılacak son takılar vardı, bulunur...
La havle...
Hiç mut yok dedim bende, 'mut'suzluk gırtlağıma dayandı.
Saksağanlar bile benden daha 'mut'lu.
Mut bulalım sana, dedi biri.
Tamam dedim.
Ama,
Bulalım, tez olsun, akmasın, kokmasın, bulaşmasın, ulaşsın.
Kocaman hayallerimiz vardı belki, ya da yoktu, ne bileyim.
Yalnızca hayal etmeyi becerebilmiş olabiliriz.
Ya da biz, yani ben, hayal etmenin de hayalini sevdim belki.
Ne kadar acı çekiyorsunuz bilemiyorum.
Ben dibe vurdum.
Dipten çıkmak hayalim var şimdi.
Belki de bu hayali hayal etmeyi seviyorum işte, bilmiyorum.
Bilmelerin hayalini kuruyorum.
Bilmemenin hayalini de.
Paradoks hayalleri kuruyorum.
Ben naptığımı bilmiyorum.
Yandığımdan eminim.
Ben yanıyorum.
Yarın burada mıyım bilmiyorum.
Bugün orada mısınız bilmiyorum.
Ölür müyüm bilmiyorum.
Şu anda ölü müsünüz bilmiyorum.
Bilmiyorum ben.
Lâ diyorum birtek.
Neyseler olsunlar bir de.
Ben bitiyorum.
Ruhumda bir küresel ısınma.
Su bitmeden bitecek ruhum, biliyorum.
İhanetten bitecek.
Kalbim bu kadar çok ihaneti kaldırmayacak.
Kalp, bu kadar çoğunu algılayamıyor ihanetin.
En iyisi bu.
Ölmek.
Yanımdaki güzel yüzlü çocuğa diyorum ki, nedir irfan, susup, dudaklarını büküyor. Evet, çocuk bunlar hala. Ben mi öyle sanıyorum ne. Büyümesinler hiç. Yok yok, büyüsünler de, hep böyle çocuk gibi sevilsinler. Baktı, dudağını büktü, 'İrfan, Elifin kıvırımıdır' dedi.
Halbuki, kıvrılıp bükülmez Eliflerdendi değil mi geriye kalanlar...
İrfandan çıktık, yine Elifte kaldık.
Bebek Elif, yumuk avucunu açtığında, içinde irfan bulasın. Bulup, ülkeme saçasın. Ülkem yitik bir hazineye gark olsun. Yanımdaki çocuk, İzmirdeki ve sen...
Siz, irfanı olun ülkemin.
Amin.
Taksicileri harika.Esnafı görülmeye değer. Yabancıya pek alışık olmadıkları için, şimdilik hoşlar. Yabancı demek yanlış tabii. Batılı yabancıya alışık değiller. Arapların dışında, normal, bedevi olmayan bir milletle yeni yeni temas ediyorlar. Dolayısıyla yardımseverler. Taksicilerle pazarlık yapmak harika bir duygu. Taksimetrenin kırk lia yazdığı bir yere sizi onbeşe götürüyor, üstelik de gülümsüyorlar. Haydi İstanbuldaki yerleşmeciler, Antep sizi bekliyor.
Köpeğin maskarası olmamak lazım.
Vakit varken, şerefiyle gitmek.
Çökmek, hele babalar için pek fena. Çökmeden gitmeliler. Yoksa, biri gelip, köpeklere maskara ediyor.
Çok fena ya. Babama sövülmesi, sahiden çok fena.
Daha fenası, ben hala hayattayım.
Demek 'sertac'! ! !
Ne zamandan beri el konuşunca da sertac ediliyor.
Sertac ha!
Avuçta kelimeler, demek önünüze kim gelse, ona hediye.
Eyvallah,
Neyseler olsun...
Bilenim,
Başım öyle çok ağrıyor ki. Kalabalık. Bu sesler, alkış, sonu nola?
Bilenim, sese mi yürümeli? Sanki geldiği yer cehennem.
Huzurum ey! Neredesiniz?
Çok kalabalık. Arkamda mısınız?
Tutunduğum dal, geliniz...
Bastığın toprakta durduğunu görmediğinim ben.
Ezilirken ayaklarının altında, pabucuna son değen çirkefi hiç bilmeyenim ben.
Pabucundakini görüp de, onu da sana kondurayanım ben.
Hıh! ! ! Sanki bilmiyor gibi neremden öleceğimi. Ben bildim sevgili nereden ölüyor. Bildim de bildirdim mi? Bildim de öldürdüm mü? Bildiğim yeri de kırk kat pamukla sarmadım mı, gelip de çarpan olur diye? Peki ya siz, bildirsem ki işte şuradan ölürüm, öldürecek misiniz? Hem ki bilmiyor musunuz?
Yıldırım Nikahı
04.03.2009 - 15:24Böyleymiş demek. Benden, bizden daha heyecanlı belediye başkanına gülümseyip 'evet' demek.
Kendimi izledim, bu ne telaşsızlık, nasıl bir ciddiyet.
O halde antoloji, artık sana kocaman bir el-veda...
Geceleyin Bir Koşu
01.11.2008 - 22:05Koşmam lazım.
Ama çok koşmam.
Kaç beygir gücü ederim koşsam.
-45,
kaç beygirlik koşsam, eşeğin böylesine boş.
basit
24.10.2008 - 14:35Şşşşşt! Sakin olun. Herşey çok basit. Ölmek basit. bacağınızın kopması basit mesela. Karmaşık birşey yok bunda. Hepsi ve herşey çok basit.
Bütün bunlar, cenazeler, bacağı kopanlar, seyredenler için basit.
Siz seyirciler, tasasız olun, sıra size gelene kadar hepsi basit.
Ölenler, üzgünüm, siz derdinize yanacaksınız, zira derdiniz çok basit! ! !
yılan
24.10.2008 - 14:26Denize düşen yılana sarılırmış.
Mış...
Bunu diyen yılanı bilmeyen değil, hiç derdi tanımayan.
Dert bilmeyenler konuşurmuş.
Kül anlattı:
Bir gün babası eğilmiş, o küçük bir kızken, başlamış buna kızmaya. Baba kızıyor, ama o kadar kızıyormuş ki sonu gelmiyormuş. Artık beş yaşlarındaki arkadaşımın canına tak etmiş, babasına bakıp, vıy vıy vıy demiş. E tabii babanın öfkesi malum.
Dünyaya bakıp, vıy vıy vıy demek istiyorum.
Vıy Vıy Vıy dünya, ve Vıy Vıy Vıy dosltar! ! !
bedbaht
13.10.2008 - 11:52Ben.
Valizim yolda kaybedildi. Muavin rahat.
Bulunur canım diyor.
Bulunur, nolacak.
Alt tarafı içinde satılacak son takılar vardı, bulunur...
La havle...
mut
08.10.2008 - 19:59Hiç mut yok dedim bende, 'mut'suzluk gırtlağıma dayandı.
Saksağanlar bile benden daha 'mut'lu.
Mut bulalım sana, dedi biri.
Tamam dedim.
Ama,
Bulalım, tez olsun, akmasın, kokmasın, bulaşmasın, ulaşsın.
mut
08.10.2008 - 19:54Elimde hiç mut kalmadı.
hiç
06.10.2008 - 22:50Kocaman hayallerimiz vardı belki, ya da yoktu, ne bileyim.
Yalnızca hayal etmeyi becerebilmiş olabiliriz.
Ya da biz, yani ben, hayal etmenin de hayalini sevdim belki.
Ne kadar acı çekiyorsunuz bilemiyorum.
Ben dibe vurdum.
Dipten çıkmak hayalim var şimdi.
Belki de bu hayali hayal etmeyi seviyorum işte, bilmiyorum.
Bilmelerin hayalini kuruyorum.
Bilmemenin hayalini de.
Paradoks hayalleri kuruyorum.
Ben naptığımı bilmiyorum.
Yandığımdan eminim.
Ben yanıyorum.
Yarın burada mıyım bilmiyorum.
Bugün orada mısınız bilmiyorum.
Ölür müyüm bilmiyorum.
Şu anda ölü müsünüz bilmiyorum.
Bilmiyorum ben.
Lâ diyorum birtek.
Neyseler olsunlar bir de.
Ben bitiyorum.
Ruhumda bir küresel ısınma.
Su bitmeden bitecek ruhum, biliyorum.
İhanetten bitecek.
Kalbim bu kadar çok ihaneti kaldırmayacak.
Kalp, bu kadar çoğunu algılayamıyor ihanetin.
En iyisi bu.
Ölmek.
irfan
03.09.2008 - 02:01Yanımdaki güzel yüzlü çocuğa diyorum ki, nedir irfan, susup, dudaklarını büküyor. Evet, çocuk bunlar hala. Ben mi öyle sanıyorum ne. Büyümesinler hiç. Yok yok, büyüsünler de, hep böyle çocuk gibi sevilsinler. Baktı, dudağını büktü, 'İrfan, Elifin kıvırımıdır' dedi.
Halbuki, kıvrılıp bükülmez Eliflerdendi değil mi geriye kalanlar...
İrfandan çıktık, yine Elifte kaldık.
Bebek Elif, yumuk avucunu açtığında, içinde irfan bulasın. Bulup, ülkeme saçasın. Ülkem yitik bir hazineye gark olsun. Yanımdaki çocuk, İzmirdeki ve sen...
Siz, irfanı olun ülkemin.
Amin.
gaziantep
16.08.2008 - 23:18Taksicileri harika.Esnafı görülmeye değer. Yabancıya pek alışık olmadıkları için, şimdilik hoşlar. Yabancı demek yanlış tabii. Batılı yabancıya alışık değiller. Arapların dışında, normal, bedevi olmayan bir milletle yeni yeni temas ediyorlar. Dolayısıyla yardımseverler. Taksicilerle pazarlık yapmak harika bir duygu. Taksimetrenin kırk lia yazdığı bir yere sizi onbeşe götürüyor, üstelik de gülümsüyorlar. Haydi İstanbuldaki yerleşmeciler, Antep sizi bekliyor.
tercih
24.06.2008 - 12:38Aramaz. Sormaz. Meraklanmaz. Tebrik bile etmez. Eline alıp, sayfalarını çevirip, kusurlarını bile bulmaz. Bilmem neden.
Lâedri...
amak-ı hayal
14.03.2008 - 18:50İntihar mı, ne bu seyrettiğim?
amak-ı hayal
12.03.2008 - 13:40'herkesin bir 'aynalı baba'sı olsun.' el hak! ..
lakin 'aynalı baba'nın râci'si ölmüştür...
şeref
29.02.2008 - 03:19Köpeğin maskarası olmamak lazım.
Vakit varken, şerefiyle gitmek.
Çökmek, hele babalar için pek fena. Çökmeden gitmeliler. Yoksa, biri gelip, köpeklere maskara ediyor.
Çok fena ya. Babama sövülmesi, sahiden çok fena.
Daha fenası, ben hala hayattayım.
öfke
21.02.2008 - 21:11Demek 'sertac'! ! !
Ne zamandan beri el konuşunca da sertac ediliyor.
Sertac ha!
Avuçta kelimeler, demek önünüze kim gelse, ona hediye.
Eyvallah,
Neyseler olsun...
bilge
21.02.2008 - 20:38Bilenim,
Başım öyle çok ağrıyor ki. Kalabalık. Bu sesler, alkış, sonu nola?
Bilenim, sese mi yürümeli? Sanki geldiği yer cehennem.
Huzurum ey! Neredesiniz?
Çok kalabalık. Arkamda mısınız?
Tutunduğum dal, geliniz...
Zeyl
21.02.2008 - 20:32Üstad, aman ha adımlarınıza dikkat. Hiddetim malum a, gayya olmasın son durak.
Üstad
21.02.2008 - 20:30Bir de Marx okudum, Engels de. Silistreyi yazmışlar hani. Hmm, ne diyim ki ben, ilahi.
sevdiceğim
21.02.2008 - 20:28Gül! ! !
Gül ey!
Nasıldı?
Sana gülüm derim, gülün ömrü uzamaya başlar...
pişmanlık
26.09.2007 - 19:28Keçi oğlakları gibi bakan sevgili, çek gözlerini kalbimden, acıdı artık.
Oğlak bakışlı yar, çekme bakışını kalbimden. Bırak bırak bırak...
pişmanlık
26.09.2007 - 19:26On şu kadar yıl sonra pişman olsan kim duyar? Bak ahmak yürek, kalbin bile duymyor senin pişmanlığını. Hala atıyor hep o, o diye...
aşk
26.09.2007 - 19:25Bastığın toprakta durduğunu görmediğinim ben.
Ezilirken ayaklarının altında, pabucuna son değen çirkefi hiç bilmeyenim ben.
Pabucundakini görüp de, onu da sana kondurayanım ben.
yalan
26.09.2007 - 19:22Her yakalanışında derin iç çekişini duyuşum. Değmesen de, değersin işte...
aşilin topuğu
22.09.2007 - 17:00Hıh! ! ! Sanki bilmiyor gibi neremden öleceğimi. Ben bildim sevgili nereden ölüyor. Bildim de bildirdim mi? Bildim de öldürdüm mü? Bildiğim yeri de kırk kat pamukla sarmadım mı, gelip de çarpan olur diye? Peki ya siz, bildirsem ki işte şuradan ölürüm, öldürecek misiniz? Hem ki bilmiyor musunuz?
Toplam 63 mesaj bulundu