Kumsal İzgü Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkın ...

Biri bana çok uzun zaman önce, aşkın ne olduğunu sorsaydı, cevap veremezdim. Biri şimdi bana sorarsa, söyleyebileceğim tek şey sonsuz sevgi şekilleri olduğudur. Ve herkes tüm formları deneyimlemez. Bir yandan aşk, serin, yağmurlu bir sonbahar akşamı kucağınızda güzel bir kitapla bir battaniyenin altında yatakta sıcak, buğulayıcı, yatıştırıcı bir fincan sıcak çikolata gibi olabilir. Öte yandan, kalbinizin etrafında yavaşça sarkan ve nefesini kesen bir dikenli tel gibi hissedebilirsiniz, çünkü sevgili kişi için kederden ve endişelerden yoksun görünüyorsunuz. Aşk bir yandan evrenseldir - herkes onu deneyimlemekte, diğer yandan bireysel olarak - herkes onu farklı deneyimlemektedir. Sevginin gerçekte ne olduğu sorusuna "doğru" ve tutarlı bir cevap yoktur. Çünkü her insan için benzersizdir. Bununla birlikte, hepimiz ortak bir şeyi paylaşırız: Aşk hiç şüphesiz en güçlülerden biridir ancak aynı zamanda dünya çapında var olan en karmaşık duygulardan biridir ve bunu anlamak için dile ihtiyacı yoktur..

Site arkadaşımız Bayan Kumsal İzgü
* DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN *
- Ayrıca sizi bu saygın gruplarımızda görmek dileklerimizle esen kalın.
* Çağdaş Şairler * Gizler Dünyası * Özgür Şair-Yazarlar * Antoloji Üyeleri *

DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın
Saygılarımla

Kısacası, aşıkların kucağı Güneş'in gerçek merkezi olduğu sonucuna varıyorum.

Akıl ne kadar mutlu olursa ve kendinden emin olunca, adam daha çok kahkahayı ortaya çıkarır; öte yandan, sürekli olarak daha iyi entelektüel bir gülümseme ile, bu iyi yaşamın sayısız gizli armağanı şaşkınlığının bir işareti ile ele geçirilir

En ruhani yazarlar en göze çarpan gülümsemeler üretirler.

Gezginci gazeteci thomas, Bir gün atlas okyanusunda ilginç bir olaya şahit olmuş; martılar okyanusun ortasında uçarken belli bir bölgede kendilerini suyun içine atıp ölüyorlarmış. Seyahat sonrasında bu durumu araştıran thomas öğrendiği şey karşısında şaşkına dönmüş;

Yıllar öncesinde o bölgede bir ada varmış. Martılar uzun ve yorucu uçuşlarından sonra okyanusta dinlenebildikleri tek yer bu adaymış. Dinlendikten sonra yollarına devam ederlermiş. Ada, sonrasında okyanus seviyesinin altında kalmış ve martılar konmak için adayı arayıp bulamayınca yorgunluktan kendilerini okyanusun sularına bırakıp ölüyorlarmış. Ada onların yaşamı için her şeymiş.
Özetle "insanın uzun ve yorucu yaşam içinde dinleneceği, sohbetinden huzur duyacağı bir adaya (dosta) ihtiyacı vardır"

Seninle tanışmak bana verilen en güzel hediyelerden..