Efkârlı duygu gibi gözümde solar akşam Kaç veda şarkısında hicrana yandı sevdam Ağlayıp feryat etsem o yar duyar mı beni Göğsünde uyusam o yârin bir çocuk gibi
Aşk gözüyle görmedin mecnun olmuş halimi Gönlümde sevdam ağlar ömür aşksız geçer mi Hep hayalini öptüm solgun bakan resminden Yıllarım boşa geçti bakmadın penceremden.
Gül renginde açarmış mevsiminde zamanın Aşk sevdanın gülüymüş solmadıkça vefanın Ne kadar saklasan da gözlerinde hep nem var Gözler yalan söylemez sevdan kalbinde yanar.
Aşka çare Leyla’dır o Leyla mecnunda sır Gönül candan sevmese kalp aşkı nasıl taşır Aşina bakışlarda kalbi delen hançersin Kaç kere yemin ettim billahi kalbimdesin.
AKÇAY- NİSAN /2009
Güfte: İbrahim Yılmaz Beste:Ersin Kayışlı - Mustafa Açıkgöz Okuyan: Mustafa Açıkgöz
Not:bu şarkının yasal telif hakları mevcuttur.
Bestekar saygıdeğer Ersin Kayışlı hocama ve şarkıyı okuyan saygıdeğer Mustafa Açıkgöz kardeşime sonsuz teşekkürlerimi sunarım...
CAN BABACIĞIMA Hünkar yaylasında güneş ışırken Turnam mektubumu var götür can babacığıma Antalya denilen yerde ben üşürken Benim bu halimi bildir can babacığıma
Deli günül düşmüş ağlar elinde Başım döner askla sevda yelinde Çekmeyen ne bilir hasret halinden Benim bu halimi bildir can babacığıma
Alın yazısı mı bahtım karası Çekilecek değil gönül yarası Yine gelmiş ayrılığın sırası Benim bu halimi bildir can babacığıma
Garibim gitmiyor gönlümden merak Ben babamı görmesem dayanmaz bu yürek Gidemem anama yollarım ırak Benim bu halimi bildir can babacığıma
AKREP
BABALAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN BEN YİNE BABALAR GÜNÜNÜ HÜZÜNLÜ GECİRİYORUM BABANIZIN KIYMETİNİ BİLİN SAYGIYLA KALIN
Bu hanım kızın doğum gününü kutlamak istedim ama mesaj kutusu kapalıydı. Buradan kutlamakta bir sakınca görmez umarım...
Bugün melekler, Her zamankinden fazla uğrasın hanenize. Bugün güneş, Her zamankinden fazla parlasın üzerinizde. Bu gece yıldızlar, Her zamankinden fazla saçsın nurunu. Güzel ailenizin üstüne.
Bugün güzel ailenin, Güzel meleğinin doğum günü. Bugün güzel ailenin, En mutlu günü.
Bugün sevgi yüklü bulutlar Size yöneliyor, Bugün rüzgarlar sizden yana, Sevgiler taşıyor… Bugün sevgi pınarları, Sizin için çağlıyor… Sevginizle dolu kalpler, Bugün taşıyor.
Bugün tüm geçmiş günlerinizden daha mutlu, Gelecek tüm günlerinizde Bugünden daha mutlu olmanızı diliyorum. Tüm güzellikler sizinle olsun, Sevdikleriniz hep yanınızda olsun, Sevgisiz kalmayın, Sevgi yağmurları altında kalın, Yüzünüz hep gülsün, Göz yaşınız artık, Yalnızca mutluluktan aksın, DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN. Her şey gönlünüzce olsun
Hangi çağa yüzümü çevirsem Arkamda uğuldayan yılların acısı kalırdı İndim dağlardan şehre Alnımızı aydınlatacak güneş doğmazdı yüzümüze Hala feodal kalıplardayız Sanki kapanmaz yaraların çağındayız.
Yoksulluk kader midir Yoksa kaderimiz mi yoksulluk Toprağın tadına varan makinalar Bereketini öper yağmurların Kepenkler açılır şehrin sokaklarına Fabrikalar öğütünce yoksulluğu Mazgallar arıtır kaldırımların nefesini Sen şehrin yüzünü öpersin güz geceleri.
İnsanlar öfkeli bir sur gibi büyüdü Gırtlağına yapışan süngünün bileğiydi bükülemeyen Tutuştu kalbimin yangınlarında yeryüzünün aşkları Tek satırlık bilgelik değildi demirin gücünü büken Aklım bendini aşan suyu anlayınca Atlas yelkenli gemiler yürüdü Aşk deryasında hüznü azık yapan Ah işte anlamak istediğim o cevheri Bana birisi cesurca bir anlatsa kalbi çarpmadan.
Duyuyorum; Çağların içinden yankılanan zulüm seslerini Ellerini ovuşturan asi yüreğin haykırışıydı Ahmak gecelere sinen o malum sözlerin yemini Yensimiş akşamın kokusu sokağa yayılınca Tiksinen külçeler olarak yaşadı baronlar geceleri Kabiller tarihi katleden baltalarla saldırdılar surlara Surlar yıkıldı şehrin mahremini koruyan ayaklarıyla Çocuklar arı sularda yıkanırdı ırmağın tam ortasında Atlar hızla kırdı çağın yalaka kapılarını Kuşlar aklını yitirdi uçarken tren seslerinden Kervanlar tarih oldu katarların ürküten gelişlerinden.
İnsanlar kocaman menderesler çizerek yürüdü Arkalarında kanlı kaleler bırakarak çocuklara Uyandı Bağdat Hülagu’nun kılıç sesleriyle Güneş ağlıyordu Dicle yi kana bulayan mürekkep lekeleriyle Çağların alnını yırtan şehrin yükselen kuleleri Zamanı hatırlatırken acılara Çağa tükürdü Hülagu Asırlar sonra Demir bir yumruk gibi girdi Bağdat’a özgürlük Tam bir milyon yeşil yaprak düştü toprağa Halbuki mevsim bahardı Kanlı sularda çırpınıyor akşam kelebekleri İçimi kanattı ah şehrin çelik iskeletleri.
Sesler duyuyorum homurdanan Geceden sabaha koşan adamlar görüyorum Ceplerinde sabaha güneş taşıyorlar Ellerinde yıldızlar var Okşadığım saçlarda akşam oluyor Sana çağlardan bir demet güz gülü getirdim İpek saçlarına taç yapmak için Arkama dönüp baktığımda Çok şey yitirmişim surların dibinde Sarı talan otları kaplamış Atların kişnediği ordunun toprak olduğu yerde.
Mızrağın zırhını deldiği anda Saydam bir kalp taşır özgürlük Bir dünya sunuyordu zaman o kızıl akşamlarda Ağlayan çocuklara gülümseyen ölüm Sözleri kandille durulanmış adamı teğet geçiyordu Adam biliyordu çağların veba soluyan kahrını Ve adam biliyordu aşkın cılız bakışlarında kaybolacağını Ve son söz olarak adam Çağların zulmünden yüzleri kararan mazlumların Ak elleriyle sildi gecelerden gelen kirli alınlarını.
Her şeye rağmen Çağları arşınlayıp gelen adam İnsanlık adına Aşka dair tutkulardan umutluydu.
21.06.2009 - 20:57
Doğum gününüz kutlu olsun, daha nice sağlıklı, mutlu ve huzurlu seneleri sevdiklerinizle geçirmeniz dileğimle,,,,,,,,,
21.06.2009 - 15:22
slm, dogum gununuzu tebrik eder,saglik,afiyet ve mutluluklar dilerim, omrunuz hayirli arzulariniz dogrultusunda gecsin insallah
21.06.2009 - 14:58
SAYGIDEĞER ARKADAŞIM;
*** DOĞUM GÜNÜNÜZÜ KUTLAR YAŞAM BOYU BAŞARI VE MUTLULUKLAR DİLERİM..****
**** GÖNLÜMDE SEVDAN AĞLAR *** ŞİİRİM BESTELENDİ...DİNLEMEK VE YORUM YAZMAK İSTERSENİZ 1. SAYFAMDA GÖRÜŞLERİNİZE SUNMUŞ BULUNMAKTAYIM.....AKÇAYDAN İZMİRE SELAM VE SAYGILARIMI SINARIM...İBRAHİM YILMAZ..
*** GÖNLÜMDE SEVDAM AĞLAR ***
Efkârlı duygu gibi gözümde solar akşam
Kaç veda şarkısında hicrana yandı sevdam
Ağlayıp feryat etsem o yar duyar mı beni
Göğsünde uyusam o yârin bir çocuk gibi
Aşk gözüyle görmedin mecnun olmuş halimi
Gönlümde sevdam ağlar ömür aşksız geçer mi
Hep hayalini öptüm solgun bakan resminden
Yıllarım boşa geçti bakmadın penceremden.
Gül renginde açarmış mevsiminde zamanın
Aşk sevdanın gülüymüş solmadıkça vefanın
Ne kadar saklasan da gözlerinde hep nem var
Gözler yalan söylemez sevdan kalbinde yanar.
Aşka çare Leyla’dır o Leyla mecnunda sır
Gönül candan sevmese kalp aşkı nasıl taşır
Aşina bakışlarda kalbi delen hançersin
Kaç kere yemin ettim billahi kalbimdesin.
AKÇAY- NİSAN /2009
Güfte: İbrahim Yılmaz
Beste:Ersin Kayışlı - Mustafa Açıkgöz
Okuyan: Mustafa Açıkgöz
Not:bu şarkının yasal telif hakları mevcuttur.
Bestekar saygıdeğer Ersin Kayışlı hocama ve şarkıyı okuyan saygıdeğer Mustafa Açıkgöz kardeşime sonsuz teşekkürlerimi sunarım...
İbrahim Yılmaz.
21.06.2009 - 13:23
CAN BABACIĞIMA
Hünkar yaylasında güneş ışırken
Turnam mektubumu var götür can babacığıma
Antalya denilen yerde ben üşürken
Benim bu halimi bildir can babacığıma
Deli günül düşmüş ağlar elinde
Başım döner askla sevda yelinde
Çekmeyen ne bilir hasret halinden
Benim bu halimi bildir can babacığıma
Alın yazısı mı bahtım karası
Çekilecek değil gönül yarası
Yine gelmiş ayrılığın sırası
Benim bu halimi bildir can babacığıma
Garibim gitmiyor gönlümden merak
Ben babamı görmesem dayanmaz bu yürek
Gidemem anama yollarım ırak
Benim bu halimi bildir can babacığıma
AKREP
BABALAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN BEN YİNE BABALAR GÜNÜNÜ HÜZÜNLÜ GECİRİYORUM BABANIZIN KIYMETİNİ BİLİN SAYGIYLA KALIN
bu arada dogum gününüz kutlu olsun nice yıllara
21.06.2009 - 07:04
ailecek hayatın güelliklerini daim özde yaşaman dileğiyle,nice yıllara...doğumun kutlu olsun...
üstad ahmet hulusi nim mesajlarını okudunuz mu....?
21.06.2009 - 00:36
Bu hanım kızın doğum gününü kutlamak istedim ama mesaj kutusu kapalıydı. Buradan kutlamakta bir sakınca görmez umarım...
Bugün melekler,
Her zamankinden fazla uğrasın hanenize.
Bugün güneş,
Her zamankinden fazla parlasın üzerinizde.
Bu gece yıldızlar,
Her zamankinden fazla saçsın nurunu.
Güzel ailenizin üstüne.
Bugün güzel ailenin,
Güzel meleğinin doğum günü.
Bugün güzel ailenin,
En mutlu günü.
Bugün sevgi yüklü bulutlar
Size yöneliyor,
Bugün rüzgarlar sizden yana,
Sevgiler taşıyor…
Bugün sevgi pınarları,
Sizin için çağlıyor…
Sevginizle dolu kalpler,
Bugün taşıyor.
Bugün tüm geçmiş günlerinizden daha mutlu,
Gelecek tüm günlerinizde
Bugünden daha mutlu olmanızı diliyorum.
Tüm güzellikler sizinle olsun,
Sevdikleriniz hep yanınızda olsun,
Sevgisiz kalmayın,
Sevgi yağmurları altında kalın,
Yüzünüz hep gülsün,
Göz yaşınız artık,
Yalnızca mutluluktan aksın,
DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN.
Her şey gönlünüzce olsun
Kadir Tozlu
19.12.2008 - 14:53
SAYGIDEĞER ARKADAŞIM;
YENİ ŞİİRİM *** KAPANMAZ YARALAR ÇAĞI *** 1. SAYFAMDA YORUMLARINIZA SUNMUŞ BULUNMAKTAYIM.....AKÇAYDAN SELAM VE SAYGILARIMLA...İBRAHİM YILMAZ..
- KAPANMAZ YARALARIN ÇAĞI -
Hangi çağa yüzümü çevirsem
Arkamda uğuldayan yılların acısı kalırdı
İndim dağlardan şehre
Alnımızı aydınlatacak güneş doğmazdı yüzümüze
Hala feodal kalıplardayız
Sanki kapanmaz yaraların çağındayız.
Yoksulluk kader midir
Yoksa kaderimiz mi yoksulluk
Toprağın tadına varan makinalar
Bereketini öper yağmurların
Kepenkler açılır şehrin sokaklarına
Fabrikalar öğütünce yoksulluğu
Mazgallar arıtır kaldırımların nefesini
Sen şehrin yüzünü öpersin güz geceleri.
İnsanlar öfkeli bir sur gibi büyüdü
Gırtlağına yapışan süngünün bileğiydi bükülemeyen
Tutuştu kalbimin yangınlarında yeryüzünün aşkları
Tek satırlık bilgelik değildi demirin gücünü büken
Aklım bendini aşan suyu anlayınca
Atlas yelkenli gemiler yürüdü
Aşk deryasında hüznü azık yapan
Ah işte anlamak istediğim o cevheri
Bana birisi cesurca bir anlatsa kalbi çarpmadan.
Duyuyorum;
Çağların içinden yankılanan zulüm seslerini
Ellerini ovuşturan asi yüreğin haykırışıydı
Ahmak gecelere sinen o malum sözlerin yemini
Yensimiş akşamın kokusu sokağa yayılınca
Tiksinen külçeler olarak yaşadı baronlar geceleri
Kabiller tarihi katleden baltalarla saldırdılar surlara
Surlar yıkıldı şehrin mahremini koruyan ayaklarıyla
Çocuklar arı sularda yıkanırdı ırmağın tam ortasında
Atlar hızla kırdı çağın yalaka kapılarını
Kuşlar aklını yitirdi uçarken tren seslerinden
Kervanlar tarih oldu katarların ürküten gelişlerinden.
İnsanlar kocaman menderesler çizerek yürüdü
Arkalarında kanlı kaleler bırakarak çocuklara
Uyandı Bağdat Hülagu’nun kılıç sesleriyle
Güneş ağlıyordu Dicle yi kana bulayan mürekkep lekeleriyle
Çağların alnını yırtan şehrin yükselen kuleleri
Zamanı hatırlatırken acılara
Çağa tükürdü Hülagu
Asırlar sonra
Demir bir yumruk gibi girdi Bağdat’a özgürlük
Tam bir milyon yeşil yaprak düştü toprağa
Halbuki mevsim bahardı
Kanlı sularda çırpınıyor akşam kelebekleri
İçimi kanattı ah şehrin çelik iskeletleri.
Sesler duyuyorum homurdanan
Geceden sabaha koşan adamlar görüyorum
Ceplerinde sabaha güneş taşıyorlar
Ellerinde yıldızlar var
Okşadığım saçlarda akşam oluyor
Sana çağlardan bir demet güz gülü getirdim
İpek saçlarına taç yapmak için
Arkama dönüp baktığımda
Çok şey yitirmişim surların dibinde
Sarı talan otları kaplamış
Atların kişnediği ordunun toprak olduğu yerde.
Mızrağın zırhını deldiği anda
Saydam bir kalp taşır özgürlük
Bir dünya sunuyordu zaman o kızıl akşamlarda
Ağlayan çocuklara gülümseyen ölüm
Sözleri kandille durulanmış adamı teğet geçiyordu
Adam biliyordu çağların veba soluyan kahrını
Ve adam biliyordu aşkın cılız bakışlarında kaybolacağını
Ve son söz olarak adam
Çağların zulmünden yüzleri kararan mazlumların
Ak elleriyle sildi gecelerden gelen kirli alınlarını.
Her şeye rağmen
Çağları arşınlayıp gelen adam
İnsanlık adına
Aşka dair tutkulardan umutluydu.
AKÇAY-ARALIK /2008
İbrahim Yılmaz
26.10.2008 - 23:12
slm
Toplam 8 mesaj bulundu