UZAK LİMANLARA SIĞINDIĞIN ZAMAN...
Uzak limanlara sığındığın zaman anlayacaksın yeni bir sürüvene başladığını. Sisli bir sabahta kulaklarını ziyaret edecek bir kilise çanı ve aşkın zamanlı zamansız terlediği gibi terleyeceksin. Elden ele dolaşan ikinci el bir sözcüğe sığınacaksın, elden düşme bir yatak süsleyecek düşlerini. Sesine bakacaksın... Sesin ağustos sıcağında kavrulmuş gibi anlamını arayarak koşacak bir başka sese. Kendine bakacaksın... Sen olmadığını göreceksin ve bir başkası olduğuna inandığın o an serüvenin de başladığının ayrımında olacaksın.
Bilinmeyen bir kentin bilinmeyen bin cafesinde bir masaya oturacaksın. Gözlerine batanın deniz ya da dağ olmasını pek önemsemeyeceksin bir bardak sıcak çayı önemsediğin kadar. Labirentlerine gömdüğün başını kaldıracaksın masadan. Akşamdan kalma esrik bir mutluluk çingene pembesine çalan gözleriyle saçlarını savura savura geçecek sağ yanından.. İçin için kanayan sol mememin altındakinin üstüne bastıracaksın elini. Gözlerindeki nisan yağmuru öylesine yanağını okşayıverecek..
“Ayrılık mevsimidir yeni kararlar almalıyız,” diyeceksin...
Ve bir kez daha bilinmeyen kentlerin, bilinmeyen yollarına ya da hiç tanıdığın bir ülkenin hiç tanıdığın uzak seslerinin peşine düşeceksin. Sen kadar yakın sen kadar uzak bir rüzgarın simyasında unuttuğun bir şeylerin kıvamında bir ses çığlıklanacak sana, o bildik ezgisiyle:
..
Toplam 1 mesaj bulundu
Toplam 2 mesaj bulundu
NERELERDESİN? GÖZLERİM NETTE KALDI :)
Toplam 1 mesaj bulundu