Her bahar daha güzeline gebe yapraklar, çiçekler Giden uğurlanırken hüzünle daha da sevdalı beklenir yeni gelen Bilinir ki gidenin devamıdır gelenler ve sevda daha da büyür büyür Küçük ağacın yüreğine kaybetme korkusu düştüğü sıra Kaçma sırası gelmiştir o yeşil yaprakların ve rengarenk çiçeklerin Ve küçük ağaç derki giden gitsin yaşadıklarımdır beni büyüten var eden Gidenlerde gelenlerde benimdir..... küçük ağaç 10.09.2008
küçük ağaça sevdalı olmak...
'KÜÇÜK AĞACIN EĞİTİMİ “Küçük Ağacın Eğitimi” Çeroki Kızılderilisi olan yazar Forrest Carter’in kendi otobiyografik hikayesini anlattığı kitabıdır..Forrest Carter, yani Küçük Ağaç, küçük yaşında anne ve babasını yitirince büyükbaba ve büyükannesi tarafından, on yaşına gelinceye dek eğitilen bir çocuk..Küçük bir kulübede yaşamaktadırlar. Büyükbaba, yüksek patikaya gideceği zaman zorlamaz Küçük Ağaç’ı onunla gitmesi için, kendi kendine uyanabilirse birlikte gidebileceklerini söyler sadece.. ama sabah kalktığında onun duyabileceği kadar gürültü yapar ve küçük ağaç kendi iradesi ile kalkarak büyükbabaya katılır. Bu Küçük Ağaç’a verilen ilk derstir..Kararlarını kendi kendine verebilmesi için bir ders.. İkinci ders, bir Tal-con’un (şahinin) bir bıldırcını yakalamasına üzülen Küçük Ağaç’a büyükbabanın gidişat üzerine verdiği derstir: “ Üzülme Küçük Ağaç! Gidişat böyle. Tal-con yavaş olanı yakaladı. Böylece yavaş olan, gene yavaş olan çocuklar yetiştiremeyecek. Bıldırcın yumurtalarını en az bin fare yer. Hem hızlı hem de yavaş bıldırcın yumurtalarını…Yani tal-con, Gidişat sayesinde yaşar. Bıldırcına yardım eder.”… “Gidişat böyle. Yalnız gereksinim duyduklarını al. Geyik alıyorsan, en iyisini alma. En küçük ve en yavaş olanını seç, o zaman geyik daha güçlü olur ve her zaman sana et verir. Pa-koh (panter) bunu bilir. Sen de bilmelisin! ”..”Yalnızca Ti-bi (arı) , kullanabileceğinden fazlasını depolar… Bu yüzden ayı tarafından soyulur. Rakun ve Çerokiler tarafından da…Paylarından fazlasını depolayan ve kendilerini besleyen insanlar için de bu böyledir. Ellerindekini kaptırırlar. Bu konuda savaşlar olur..Uzun konuşmalar yaparak paylarından fazlasını ellerinde tutmaya çalışırlar…Erkekler, sözler ve bıçaklar yüzünden ölürler, ama Gidişat’ın kurallarını değiştiremezler.” Derslerden biri de büyükannenin verdiği bir derstir..Büyükanne herkesin iki aklı olduğundan bahseder. Bunlardan biri, bedenin yaşaması için gerekli olan şeylerle ilgilidir: ”Beden için nasıl barınak, yiyecek ve benzeri şeylerin bulunabileceğini düşünmek için, eşleşmek ve çocuk sahibi olmak için bu akla ihtiyaç vardır..Ama beden aklı dışında bir akıl daha vardır ki bu tür şeylerle hiç ilgilenmez.. Bu da ruh aklıdır..Beden aklı açgözlü ve hırslı olmak için kullanılırsa ruh aklı bir cevizden daha büyük olmaz..Beden aklı her şeyi ele geçirirse, bir fındık büyüklüğüne küçülebilir ve ortadan kaybolabilir. Böyle bir durumda ruhunu tümüyle kaybedersin..Böylece ölü insan olursun..Ölü insanlar öteki insanlara baktıkları zaman kötüden başka bir şey görmezler..Ağaca baktıkları zaman kereste ve çıkardan başka bir şey görmezler; hiçbir zaman güzellik görmezler..İşte onlar yürüyen ölü insanlardır. Ruh aklı diğer kaslar gibidir. Kullandığın zaman büyür ve güçlenir..Ama beden aklınla açgözlü ve benzeri olmaktan kurtulana kadar ona kapıyı açamazsın..Açtığın zaman anlayış gelişmeye başlar ve ne kadar anlamaya çalışırsan, ruh aklı o kadar büyür.. Doğal olarak anlayış ve sevgi aynı şeydir..” Bu dersin üzerine Küçük Ağaç, her şeyi anlamak için çalışacağını hemen görür: Çünkü bir ceviz ruha sahip olmayı kimse istemez.. Küçük Ağaç, beş yaşından on yaşına kadar yanlarında kaldığı büyükanne ve büyükbabadan sevgiyi, duyarlılığı, samimiyeti, anlayışı ve daha bir sürü şeyi öğrenir..Say yayınları tarafından Türkçeye kazandırılan bu kitap, bence bir bilgelik kitabıdır..İnsanın doğayla tam uyumlu bir halde yaşayabileceğini anlatan bir bilgelik kitabı.. '
işte bu yüzden küçükağaç isimli kitabı bitirdiğimde küçük ağaç olmaya sevdalıydım... dost yüreğiniz hep sıcacık kalsın sevgilerimle
Her bahar daha güzeline gebe yapraklar, çiçekler
Giden uğurlanırken hüzünle daha da sevdalı beklenir yeni gelen
Bilinir ki gidenin devamıdır gelenler ve sevda daha da büyür büyür
Küçük ağacın yüreğine kaybetme korkusu düştüğü sıra
Kaçma sırası gelmiştir o yeşil yaprakların ve rengarenk çiçeklerin
Ve küçük ağaç derki giden gitsin yaşadıklarımdır beni büyüten var eden
Gidenlerde gelenlerde benimdir.....
küçük ağaç 10.09.2008
küçük ağaça sevdalı olmak...
'KÜÇÜK AĞACIN EĞİTİMİ
“Küçük Ağacın Eğitimi” Çeroki Kızılderilisi olan yazar Forrest Carter’in kendi otobiyografik hikayesini anlattığı kitabıdır..Forrest Carter, yani Küçük Ağaç, küçük yaşında anne ve babasını yitirince büyükbaba ve büyükannesi tarafından, on yaşına gelinceye dek eğitilen bir çocuk..Küçük bir kulübede yaşamaktadırlar.
Büyükbaba, yüksek patikaya gideceği zaman zorlamaz Küçük Ağaç’ı onunla gitmesi için, kendi kendine uyanabilirse birlikte gidebileceklerini söyler sadece.. ama sabah kalktığında onun duyabileceği kadar gürültü yapar ve küçük ağaç kendi iradesi ile kalkarak büyükbabaya katılır. Bu Küçük Ağaç’a verilen ilk derstir..Kararlarını kendi kendine verebilmesi için bir ders..
İkinci ders, bir Tal-con’un (şahinin) bir bıldırcını yakalamasına üzülen Küçük Ağaç’a büyükbabanın gidişat üzerine verdiği derstir: “ Üzülme Küçük Ağaç! Gidişat böyle. Tal-con yavaş olanı yakaladı. Böylece yavaş olan, gene yavaş olan çocuklar yetiştiremeyecek. Bıldırcın yumurtalarını en az bin fare yer. Hem hızlı hem de yavaş bıldırcın yumurtalarını…Yani tal-con, Gidişat sayesinde yaşar. Bıldırcına yardım eder.”… “Gidişat böyle. Yalnız gereksinim duyduklarını al. Geyik alıyorsan, en iyisini alma. En küçük ve en yavaş olanını seç, o zaman geyik daha güçlü olur ve her zaman sana et verir. Pa-koh (panter) bunu bilir. Sen de bilmelisin! ”..”Yalnızca Ti-bi (arı) , kullanabileceğinden fazlasını depolar… Bu yüzden ayı tarafından soyulur. Rakun ve Çerokiler tarafından da…Paylarından fazlasını depolayan ve kendilerini besleyen insanlar için de bu böyledir. Ellerindekini kaptırırlar. Bu konuda savaşlar olur..Uzun konuşmalar yaparak paylarından fazlasını ellerinde tutmaya çalışırlar…Erkekler, sözler ve bıçaklar yüzünden ölürler, ama Gidişat’ın kurallarını değiştiremezler.”
Derslerden biri de büyükannenin verdiği bir derstir..Büyükanne herkesin iki aklı olduğundan bahseder. Bunlardan biri, bedenin yaşaması için gerekli olan şeylerle ilgilidir: ”Beden için nasıl barınak, yiyecek ve benzeri şeylerin bulunabileceğini düşünmek için, eşleşmek ve çocuk sahibi olmak için bu akla ihtiyaç vardır..Ama beden aklı dışında bir akıl daha vardır ki bu tür şeylerle hiç ilgilenmez.. Bu da ruh aklıdır..Beden aklı açgözlü ve hırslı olmak için kullanılırsa ruh aklı bir cevizden daha büyük olmaz..Beden aklı her şeyi ele geçirirse, bir fındık büyüklüğüne küçülebilir ve ortadan kaybolabilir. Böyle bir durumda ruhunu tümüyle kaybedersin..Böylece ölü insan olursun..Ölü insanlar öteki insanlara baktıkları zaman kötüden başka bir şey görmezler..Ağaca baktıkları zaman kereste ve çıkardan başka bir şey görmezler; hiçbir zaman güzellik görmezler..İşte onlar yürüyen ölü insanlardır. Ruh aklı diğer kaslar gibidir. Kullandığın zaman büyür ve güçlenir..Ama beden aklınla açgözlü ve benzeri olmaktan kurtulana kadar ona kapıyı açamazsın..Açtığın zaman anlayış gelişmeye başlar ve ne kadar anlamaya çalışırsan, ruh aklı o kadar büyür.. Doğal olarak anlayış ve sevgi aynı şeydir..” Bu dersin üzerine Küçük Ağaç, her şeyi anlamak için çalışacağını hemen görür: Çünkü bir ceviz ruha sahip olmayı kimse istemez..
Küçük Ağaç, beş yaşından on yaşına kadar yanlarında kaldığı büyükanne ve büyükbabadan sevgiyi, duyarlılığı, samimiyeti, anlayışı ve daha bir sürü şeyi öğrenir..Say yayınları tarafından Türkçeye kazandırılan bu kitap, bence bir bilgelik kitabıdır..İnsanın doğayla tam uyumlu bir halde yaşayabileceğini anlatan bir bilgelik kitabı.. '
işte bu yüzden küçükağaç isimli kitabı bitirdiğimde küçük ağaç olmaya sevdalıydım...
dost yüreğiniz hep sıcacık kalsın sevgilerimle