Adam ölmüş ve sorguya çekilmeye başlanmıştır.Günahları ve sevapları eşit olduğundan sorgu melekleri adamın vicdanına bırakırlar.' söyle bakalım nereye gitmek istersin, senin günahın ve sevabın eşit kararı sana bırakıyoruz' , adam düşünür ve şöyle der , benim yerimde kim olsa cennnete gitmek isterdi, ama ben cehennemi de merak ediyorum beni önce cehennneme götürün ama sıkılırsam cennete götürürsünüz. Adamın isteyi kabul edilir, cehenneme götürülür.Adam merakla etrafa bakar, ve şaşırır etrafta ne ateşler ne kırbaçlar ne de zebaniler, hiçbiri yok.Ortada bir avlu ve etrafında sessiz sakin duran insanlar.Acaba sonunda ne olacak diye bekler, bir süre sonra bir zil sesi duyar, artık dayanamaz ve yanıdakine sorar 'bu ses ne sesidir?' cevap verir yanındaki' yemek zili' birden avlunun ortasına içi derin kocaman bir kazan gelir içi çorba dolu ,herkese upuzun saplı kaşıklar dağıtılır , acıkmış insanlar panikle uzun saplı kaşıkları daldırırlar, yemek süresi bitmeden karnını doldurmanın telaşı..ama kaşık sapları uzun olduğundan çorbayı ağızlarına götürmeden çorba dökülmekte,rezil bi durum, doyamaz hiç biri tabi. Adamın morali çok bozulur ve derki 'Cennte gitmek istiyorum', götürürler.Bir bakarki ne palmiyeler nede içinden şarap ve süt akan nehirler.Yine bir avlu ve yine benzer insanlar, herşey aynı , bekler adam ve bi süre sonra aynı zil ,peşinden aynı kazan ve aynı çorba,Adam bu işten birşey anlamamıştır.insanlar toplanır ancak bu kez bir telaş yoktur insanlarda, aynı uzun saplı kaçıklar dağıtılır, fata bu kez kaşını daldıran önce arkdaşaı doysun diye karşısındakine uzatır çorbayı kaşık sapının uzun olmsaı en güzel buna olanak tanır zaten herkes karşısındakine çorba uzattığında herkes doyar hiç çorba dökülmez.Adam anlamıştır..
Adam ölmüş ve sorguya çekilmeye başlanmıştır.Günahları ve sevapları eşit olduğundan sorgu melekleri adamın vicdanına bırakırlar.' söyle bakalım nereye gitmek istersin, senin günahın ve sevabın eşit kararı sana bırakıyoruz' , adam düşünür ve şöyle der , benim yerimde kim olsa cennnete gitmek isterdi, ama ben cehennemi de merak ediyorum beni önce cehennneme götürün ama sıkılırsam cennete götürürsünüz.
Adamın isteyi kabul edilir, cehenneme götürülür.Adam merakla etrafa bakar, ve şaşırır etrafta ne ateşler ne kırbaçlar ne de zebaniler, hiçbiri yok.Ortada bir avlu ve etrafında sessiz sakin duran insanlar.Acaba sonunda ne olacak diye bekler, bir süre sonra bir zil sesi duyar, artık dayanamaz ve yanıdakine sorar 'bu ses ne sesidir?' cevap verir yanındaki' yemek zili' birden avlunun ortasına içi derin kocaman bir kazan gelir içi çorba dolu ,herkese upuzun saplı kaşıklar dağıtılır , acıkmış insanlar panikle uzun saplı kaşıkları daldırırlar, yemek süresi bitmeden karnını doldurmanın telaşı..ama kaşık sapları uzun olduğundan çorbayı ağızlarına götürmeden çorba dökülmekte,rezil bi durum, doyamaz hiç biri tabi.
Adamın morali çok bozulur ve derki 'Cennte gitmek istiyorum', götürürler.Bir bakarki ne palmiyeler nede içinden şarap ve süt akan nehirler.Yine bir avlu ve yine benzer insanlar, herşey aynı , bekler adam ve bi süre sonra aynı zil ,peşinden aynı kazan ve aynı çorba,Adam bu işten birşey anlamamıştır.insanlar toplanır ancak bu kez bir telaş yoktur insanlarda, aynı uzun saplı kaçıklar dağıtılır, fata bu kez kaşını daldıran önce arkdaşaı doysun diye karşısındakine uzatır çorbayı kaşık sapının uzun olmsaı en güzel buna olanak tanır zaten herkes karşısındakine çorba uzattığında herkes doyar hiç çorba dökülmez.Adam anlamıştır..