Kubilay Atbaş Antoloji.com

   Adam ölmüş ve sorguya çekilmeye başlanmıştır.Günahları ve sevapları eşit olduğundan sorgu melekleri adamın vicdanına bırakırlar.' söyle bakalım nereye gitmek istersin, senin günahın ve sevabın eşit kararı sana bırakıyoruz' , adam düşünür ve şöyle der , benim yerimde kim olsa cennnete gitmek isterdi, ama ben cehennemi de merak ediyorum beni önce cehennneme götürün ama sıkılırsam cennete götürürsünüz.
   Adamın isteyi kabul edilir, cehenneme götürülür.Adam merakla etrafa bakar, ve şaşırır etrafta ne ateşler ne kırbaçlar ne de zebaniler, hiçbiri yok.Ortada bir avlu ve etrafında sessiz sakin duran insanlar.Acaba sonunda ne olacak diye bekler, bir süre sonra bir zil sesi duyar, artık dayanamaz ve yanıdakine sorar 'bu ses ne sesidir?' cevap verir yanındaki' yemek zili' birden avlunun ortasına içi derin kocaman bir kazan gelir içi çorba dolu ,herkese upuzun saplı kaşıklar dağıtılır , acıkmış insanlar panikle uzun saplı kaşıkları daldırırlar, yemek süresi bitmeden karnını doldurmanın telaşı..ama kaşık sapları uzun olduğundan çorbayı ağızlarına götürmeden çorba dökülmekte,rezil bi durum, doyamaz hiç biri tabi.
   Adamın morali çok bozulur ve derki 'Cennte gitmek istiyorum', götürürler.Bir bakarki ne palmiyeler nede içinden şarap ve süt akan nehirler.Yine bir avlu ve yine benzer insanlar, herşey aynı , bekler adam ve bi süre sonra aynı zil ,peşinden aynı kazan ve aynı çorba,Adam bu işten birşey anlamamıştır.insanlar toplanır ancak bu kez bir telaş yoktur insanlarda, aynı uzun saplı kaçıklar dağıtılır, fata bu kez kaşını daldıran önce arkdaşaı doysun diye karşısındakine uzatır çorbayı kaşık sapının uzun olmsaı en güzel buna olanak tanır zaten herkes karşısındakine çorba uzattığında herkes doyar hiç çorba dökülmez.Adam anlamıştır..   

..

Devamını Oku
  • görüş

    25.09.2009 - 10:28

    Yanlış bence (işte buda bir görüş) .Bilimde sanatta onca gelişim kişin görüşündeki değişkenlik değil,görüşün her kişide değişiklik gösterme özelliği.Kişinin görüşü bir ömür boyu sabitte kalabilir değişebilirde.Aslında bilimi sanattan ayrı da tutmak lazım bilimi gelişkenliği tamamen farklı, bili görüş farklılığından veya kişideki değişimden gelişmez bilimin kümülatif özelliği vardır sanattan farklı olarak.Bilim gerçeklere dayanır ve sürekli önceki bilgiye yeni bilgiler ilave etme yöntemi ile gelişir.Görüş doğru demektir ve asla aksi ıspatlanamaz.Kişi bir konu hakkında fikrini söyler, 2 şeker atılmış çaya tatsız der mesala bu onun görüşüdür ve doğrusudur, bir diğeri aynı çaya çok tatlı der buda doğrudur ve her ikisinede haksızsın denemez.Bilim ise o çayı alır labaruar ortamında analiz eder ve şunu der bu çayda fazla doymuş şeker çözeltisi var, işte buda gerçektir.Görüşlerden sıyrılmıştır bilim ve gerçeklerin peşindedir.Görüşlerin sabit veya değişken olmasıda görüşün bu gerçeklere yakınlığı ile alakalıdır.

  • sabetayist

    23.09.2009 - 02:49

    Hz musanın 10 emrine muhalif olarak 12 emir le museviliye yeni bir anlayış getiren sabetay sevi tarafından kurulmuş bir topluluk kendi arasında 4 e ayrılıyor.Onlarda kendi aralarında bazıları aşırı mufazakara bazıları daha ılımlı.Sabetay sevi yanlış bilmiyorsam abdulhamit tarafından sıkıştırılınca müslüman olmuş ve sonrası bilindik şeyler.Soner yalçın Efendi kitabında gayet iyi açıklamış.Aslında butür şeyleri böyle çok sıradışı gizemli mistik birşeymiş gibi lanse etmek yanlış bence.Dünyada her milletin kendine has bazı özellikleri vardır,çeçenler sadece savaşır mesala,ingilizler çok iyi siyaset yapar,amerikalılar çalışır,almanlar sistem kurar vs..yahudilerde sayılarının az olmasında dolayı bulundukları cografyada 2 şeyi çok iyi öğrenmişler ticareti ve örgütlenmeyi.dikkat ederseniz nüfuzu az olan bir milletin iyi bilmek zorunda olduğu 2 şey.Bence körü körüne yahudi düşmalığı yapmak yanlış, hatta bence örnek alınması gereken çok şeyleri var,hiçbir yahudiyle %100 dost olunmaz,zaten onlarda binmeyecekleri ata arpa vermezler, ama %100 düşman olmanın da bir manası yok

Toplam 2 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR