İNAN BATMIŞ ŞEHİRLER GİBİ ONARILMAZ ANILAR Biri beyaz biri kara iki kedi..birbirlerinin omzuna kollarını dolamışçasına birbirlerine şefkatle sarılarak,birbirlerine dayanarak yola çıkmışlar.Gölgeler akşamüstünü söylüyor.Yorgun bir günün sonunda eve dönüyorlarmış gibi.Yüzlerini görmüyoruz ama eminim mırıl mırıl konuşuyorlardır. Belli sınanmış, denenmiş bir dostluk bu,uzun yolları da göze alabilen bir dostluk Ya biz, binde bir karşımıza çıkan dostluk, arkadaşlık, sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz? Akşam üstünün bir saatinde yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz,omzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayabileceğimiz bir omzun,belimizi kavrayan bir elin, uzun yollara dayanıklı ayakların sahibi karşımıza çıktığında tanıyabiliyor muyuz onu,değerini biliyor, biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyor muyuz? ... Yoksa hayatı sonsuz, fırsatları sayısız sanıpkendimizi hep ilerde bir gün karşılaşacağımızı sandığımız bir başkasına,bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor mu? karşımıza çerken çıkmış insanları yolumuzun dışına sürüklerkenbir gün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz? Hayat her zaman cömert davranmaz bize, tersine çoğu kez zalimdir,her zaman aynı fırsatları sunmaz, toyluk zamanlarını ödetir. Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostluklarınsavurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün... Bir akşamüstü yanımızda kimse olmaz,ya da olanlar olması gerekenler değildir.Yıldızların bizim için parladığını göremeyen gözlerimiz,gün gelir kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir... Kedilerin özel bir anını yakalamak gibidirkendi hayatımızdaki olağanüstü anları ve olağanüstü kişileri yakalamak.Bazılarının gelecekte sandıkları 'bir gün' geçmişte kalmıştır oysa; hani şu karşıdan karşıya geçerken, trafik ışıklarında rastladığınız,omzunun üzerinden şöyle bir baktığınız sonra da boşverip'Nasıl olsa ilerde bir gün tekrar karşıma çıkar.' dediğinizdir.Oysa tam da o gün bu zalim şehri terk etmiştir O,boş yere bu sokaklarda aranırsınız... MURATHAN MUNGAN
Olmak ya da olmamak, işte bütün sorun bu!
Düşüncemizin katlanması mı güzel
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece!
Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
Çünkü, o ölüm uykularında
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
Yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
Sevgisinin kepaze edilmesine
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanları?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.'
-W. Shakesperare / Hamlet -
Tükendi gençliğim karanlıklarda,
Çılgın fırtınalarda ve yağmurlarda;
Güneş bazan açtı, kapandı derhal
Bahtımın yazgısı karanlıklarda;
Öyle harap ettiler ki gönül bahçemi
Dallar hep kırıldı, yapraklar yerde
Kuytularda birkaç meyvesi kaldı...
İşte ulaştım güz aylarına
Fikirler sararmış yapraklar gibi;
Kullanmalı artık her bir aleti
Küreği, tırmığı ve ötekileri,
Düzeltip onarmak için yeniden
Bahçemdeki bütün harap yerleri
Suların basıp da oyup açtığı
Kocaman çukurları mezarlar gibi...
Hayal ettiğim yeni çiçekler,
Acaba bulurlar mı kimbilir,
Ardıç kuşlarının bulduğu gibi
Güç alabilecekleri her bir gıdayı,
Gizemli gıdayı, özlü gıdayı
Bu sulak topraklarda. Bu hoş havada.
Ey acı! Ey acı! Yiyip bitiriyor hayatı zaman,
Ve yüreğimizi kemiren düşman
Bu anlaşılmaz, bu garip düşman
Büyüyüp güçleniyor kanlarımızla
Durmadan kaybettiğimiz kanlarımızla
bu yaşıma geldim ve şunu öğrendim neye tutunursan tutun yalnızsın
bir de üstüne koruma çabasına girmeye gerek yok diye düşünüyorum
ama ben yalnız deilmiş gibi yapıp kendimi kandırıyom ve biraz da olsa beceriyom sanırsam :)
çocukken okuduğum en güzel kitap :)
umutsuzluk anlarımda hep aklıma gelir
çocukken aldıım bütün kitapları daaattım ama bi tek o kitabı veremedim bana bunları anımsattı
nietsrche
insan nasıl taşlaşmalı sorusuna verdiği yanıt gibi
yavaş yavaş sertleşmeli bi mücehver gibi
ve sonunda sessiz ve sonsuzluğun sevincinde yatıp kalkmalı
Bütün ayraçları kaldırdın ama unuttuğun
Bir şey vardı yine de, çiçekleri sulamadın
Gökyüzü sarardı o zaman bulutlar kirlendi
Ve ne kadar az konuşur olduk günboyu
Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor
Tam da susuşların birbirine eklendiği yerde
Ezberlenecek hiçbir şey yok bu dünyada
Kirletilmemiş bir bulut bile yok artık
Böyle diyorsun her yolculuğa çıkışımda
Yaşadığın kent de sana benziyor gitgide
Ne zaman dönmeyi düşünsem yangın çıkıyor
Ya da erteletiyorum biletimi son anda
Uzun bir sessizlik oluyorsun dağlara baksam
Karşılıksız mektuplar kadar burkuluyor kalbin
Yazdığım şiirler de canımı sıkıyor artık
Fotoğraflarımı yırtıp atıyorum tek tek
Ve ben bütün yapraklarımı döküyorken şimdi
Eylül diyorsun, tam da orda başlıyor ayrılık
Üşüyünce ağlıyorsun yalnızım dememek için
Uçaklar gemiler trenler çiziyorsun duvarlara
Kendine bir deniz bul artık bir de rüzgâr
Parçalanacağın bir uçurum bul bu dünyada
Tek tutkun o kenti bırakıp gelmek olmalı
Ve gelirken havaya uçurmak bindiğin otobüsü
Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor
Tam da çiçeklerin sulanmadığı yerde
Konuşacak bir şeyler bulamıyorsak günboyu
Derim ki ayrılık gündemdedir ne yapılsa
Ve sen bütün ayraçları kaldırdığını sanmıştın
Ama unutmuşsun yine de ayrılık ayracını
şimdi şöyle bir şey ki bir farkı yaratan var bir de farkı farkeden var
bir de yapılanları görüp susan var
farkedip! ! ! ! !
nefsine selam edip, bıdı bıdı bıdıbıdı......vs diye gider
Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim, dedin bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet. Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya; -bir ceset gibi- gömülü kalbim. Aklım daha ne kadar kalacak b ...
şiir
19.03.2009 - 22:19İNAN BATMIŞ ŞEHİRLER GİBİ ONARILMAZ ANILAR Biri beyaz biri kara iki kedi..birbirlerinin omzuna kollarını dolamışçasına birbirlerine şefkatle sarılarak,birbirlerine dayanarak yola çıkmışlar.Gölgeler akşamüstünü söylüyor.Yorgun bir günün sonunda eve dönüyorlarmış gibi.Yüzlerini görmüyoruz ama eminim mırıl mırıl konuşuyorlardır. Belli sınanmış, denenmiş bir dostluk bu,uzun yolları da göze alabilen bir dostluk Ya biz, binde bir karşımıza çıkan dostluk, arkadaşlık, sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz? Akşam üstünün bir saatinde yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz,omzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayabileceğimiz bir omzun,belimizi kavrayan bir elin, uzun yollara dayanıklı ayakların sahibi karşımıza çıktığında tanıyabiliyor muyuz onu,değerini biliyor, biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyor muyuz? ... Yoksa hayatı sonsuz, fırsatları sayısız sanıpkendimizi hep ilerde bir gün karşılaşacağımızı sandığımız bir başkasına,bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor mu? karşımıza çerken çıkmış insanları yolumuzun dışına sürüklerkenbir gün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz? Hayat her zaman cömert davranmaz bize, tersine çoğu kez zalimdir,her zaman aynı fırsatları sunmaz, toyluk zamanlarını ödetir. Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostluklarınsavurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün... Bir akşamüstü yanımızda kimse olmaz,ya da olanlar olması gerekenler değildir.Yıldızların bizim için parladığını göremeyen gözlerimiz,gün gelir kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir... Kedilerin özel bir anını yakalamak gibidirkendi hayatımızdaki olağanüstü anları ve olağanüstü kişileri yakalamak.Bazılarının gelecekte sandıkları 'bir gün' geçmişte kalmıştır oysa; hani şu karşıdan karşıya geçerken, trafik ışıklarında rastladığınız,omzunun üzerinden şöyle bir baktığınız sonra da boşverip'Nasıl olsa ilerde bir gün tekrar karşıma çıkar.' dediğinizdir.Oysa tam da o gün bu zalim şehri terk etmiştir O,boş yere bu sokaklarda aranırsınız... MURATHAN MUNGAN
şiir
19.03.2009 - 21:46Olmak ya da olmamak, işte bütün sorun bu!
Düşüncemizin katlanması mı güzel
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece!
Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
Çünkü, o ölüm uykularında
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
Yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
Sevgisinin kepaze edilmesine
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanları?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.'
-W. Shakesperare / Hamlet -
şiir
19.03.2009 - 21:40Tükendi gençliğim karanlıklarda,
Çılgın fırtınalarda ve yağmurlarda;
Güneş bazan açtı, kapandı derhal
Bahtımın yazgısı karanlıklarda;
Öyle harap ettiler ki gönül bahçemi
Dallar hep kırıldı, yapraklar yerde
Kuytularda birkaç meyvesi kaldı...
İşte ulaştım güz aylarına
Fikirler sararmış yapraklar gibi;
Kullanmalı artık her bir aleti
Küreği, tırmığı ve ötekileri,
Düzeltip onarmak için yeniden
Bahçemdeki bütün harap yerleri
Suların basıp da oyup açtığı
Kocaman çukurları mezarlar gibi...
Hayal ettiğim yeni çiçekler,
Acaba bulurlar mı kimbilir,
Ardıç kuşlarının bulduğu gibi
Güç alabilecekleri her bir gıdayı,
Gizemli gıdayı, özlü gıdayı
Bu sulak topraklarda. Bu hoş havada.
Ey acı! Ey acı! Yiyip bitiriyor hayatı zaman,
Ve yüreğimizi kemiren düşman
Bu anlaşılmaz, bu garip düşman
Büyüyüp güçleniyor kanlarımızla
Durmadan kaybettiğimiz kanlarımızla
her ölüm erken ölümdür
28.12.2008 - 14:54ölüyorum tanrım
bu da oldu işte.
her ölüm erken ölümdür
biliyorum tanrım.
ama, ayrıca, aldığın şu hayat
fena değildir...
üstü kalsın...
Cemal Süreya
övmek ve övülmek
27.02.2008 - 20:26Kimse seni övmezse sen kendini öv!
Grek atasözü
eski yara
21.12.2006 - 20:55sen olmasaydın eski yaralarım yeni yaralarımın kabuğu olurdu
yeryüzü cennetleri
07.12.2006 - 16:33olimpos
Victor Jara
28.11.2006 - 20:27Şöyle bir sözünü hatırlıyorum
ne sesim güzel olduğu için
ne de gitarı iyi çaldığım için şarkı söylerim
dertli ve haklıdır gitarım
bunun için söylerim
; ,(((
cukka
28.07.2006 - 11:04Hişşş sana söylüyom Devlet Mahsulleri Ofisi
bu defa nakka :)))
sarı sıcak
28.07.2006 - 10:58Yaşar Kemal
severek okudum
ama ince memedin yeri ayrı
sevgi
21.07.2006 - 19:56benim sevgim kin ve nefrete dönüşmez ki hiç bir zaman
yalnızlığını koruma çabası
09.07.2006 - 13:52bu yaşıma geldim ve şunu öğrendim neye tutunursan tutun yalnızsın
bir de üstüne koruma çabasına girmeye gerek yok diye düşünüyorum
ama ben yalnız deilmiş gibi yapıp kendimi kandırıyom ve biraz da olsa beceriyom sanırsam :)
gümüş patenler
09.07.2006 - 13:37çocukken okuduğum en güzel kitap :)
umutsuzluk anlarımda hep aklıma gelir
çocukken aldıım bütün kitapları daaattım ama bi tek o kitabı veremedim bana bunları anımsattı
taş
23.05.2006 - 21:27nietsrche
insan nasıl taşlaşmalı sorusuna verdiği yanıt gibi
yavaş yavaş sertleşmeli bi mücehver gibi
ve sonunda sessiz ve sonsuzluğun sevincinde yatıp kalkmalı
çok
06.05.2006 - 23:41özledim 19 yaşımı...
çok
28.04.2006 - 19:43özledim
şiir
28.04.2006 - 19:32Ayrılık Ayracı
Bütün ayraçları kaldırdın ama unuttuğun
Bir şey vardı yine de, çiçekleri sulamadın
Gökyüzü sarardı o zaman bulutlar kirlendi
Ve ne kadar az konuşur olduk günboyu
Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor
Tam da susuşların birbirine eklendiği yerde
Ezberlenecek hiçbir şey yok bu dünyada
Kirletilmemiş bir bulut bile yok artık
Böyle diyorsun her yolculuğa çıkışımda
Yaşadığın kent de sana benziyor gitgide
Ne zaman dönmeyi düşünsem yangın çıkıyor
Ya da erteletiyorum biletimi son anda
Uzun bir sessizlik oluyorsun dağlara baksam
Karşılıksız mektuplar kadar burkuluyor kalbin
Yazdığım şiirler de canımı sıkıyor artık
Fotoğraflarımı yırtıp atıyorum tek tek
Ve ben bütün yapraklarımı döküyorken şimdi
Eylül diyorsun, tam da orda başlıyor ayrılık
Üşüyünce ağlıyorsun yalnızım dememek için
Uçaklar gemiler trenler çiziyorsun duvarlara
Kendine bir deniz bul artık bir de rüzgâr
Parçalanacağın bir uçurum bul bu dünyada
Tek tutkun o kenti bırakıp gelmek olmalı
Ve gelirken havaya uçurmak bindiğin otobüsü
Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor
Tam da çiçeklerin sulanmadığı yerde
Konuşacak bir şeyler bulamıyorsak günboyu
Derim ki ayrılık gündemdedir ne yapılsa
Ve sen bütün ayraçları kaldırdığını sanmıştın
Ama unutmuşsun yine de ayrılık ayracını
ahmet telli
farkına varmak
22.04.2006 - 19:45şimdi şöyle bir şey ki bir farkı yaratan var bir de farkı farkeden var
bir de yapılanları görüp susan var
farkedip! ! ! ! !
nefsine selam edip, bıdı bıdı bıdıbıdı......vs diye gider
şiir
09.04.2006 - 00:13ÇİNGENE BALADI
Çingeneye gittim geçen gün
Yalnız yaşayan çingeneye
Söyle bakalım çingene, dedim
Ne zaman geri dönecek sevdiğim
Gümüş,dedi çingene
Bir gümüş sıkıştır elime
Gelecek zamanlara uzanıp
Falını söyleyeyim senin
Bir gümüş fırlattım avucuna
Yalanlarına başladı çingene
Şimdi dinle beni dedi
Yakında dönecek sevgilin
Amma da yalan ha...
O günden beri bekliyorum
Hala dönmedi sevdiğim
Muhakkak bid şey olmalı
Beni unutması için
Nefret ediyorum yalancı çingeneden
Para almasını bilir sadece
Ve güzel yalanlar uydurur
Parayı sızdırabilmek için
Ama ben de çingene olsam
aynı şeyi yapardım
Langston Hughes
ece ayhan
08.04.2006 - 23:28Ece Ayhan
Şiirler at yarışı mıdır ki yarıştırılsın! '
kelimelerle oynamak
24.03.2006 - 01:46sebgerd
kesinlikle
kar
23.03.2006 - 02:56ve Kaplan
aşk kar kadar saf, kaplan kadar vahşidir
kunala
16.03.2006 - 19:28Vurulduktan sonrada
bir süre uçan kuş
nereye konar?
kalender
15.03.2006 - 23:12Rüstem Kalender
(Bu akşam kan kırmızı şarap istiyor canım)
Toplam 55 mesaj bulundu