Mağara, yüzeyle bağlantısı olan en az bir insanın sürünerek girebilmesine olanak verecek genişlik ve yüksekliğe sahip olan yeraltı boşluklarıdır. Bazı mağaralar lavların soğuması sırasında içlerinde bulunan boşluklardan da meydana gelebilir; fakat bu mağaralarda zehirli gaz çıkışları olması ihtimali nedeniyle girilmesi tehlikelidir. Buz içinde oluşan mağaralar da vardır.
Kireçtaşı, dolomit, mermer, jips, tuz, kalsit çimentolu konglomera ve kumtaşı gibi erimeye uygun karbonatlı ve sülfatlı kayaların, yeraltı suları tarafından eritilerek aşındırılmasıyla meydana gelen mağaralara karstik mağaralar denir. Bu tür mağaralar oluşum açısından en zengin mağaralardır.
Ensârin ileri gelenlerinden bir sahabi. Adi, Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs el-Ensâri el-Hazrecî'dir. Künyesi, s'Ebu Abdurrahman'dir. On sekiz yasinda müslüman olmustur. Peygamber Efendimiz'le birlikte bütün savaslara katilmistir. Rasûlüllah (s.a.s) onu Muhâcirînden Abdullah b. Mes'ud ile kardes yapmisti. Muhammed b. Sa'd: 'Muaz, uzun boylu, beyaz tenli, güzel disli, iri gözlü, çatik kasli ve kivircik saçliydi' diye tanimlamistir.
Hz. Peygamber kendisini çok seviyor ve zaman zaman: 'Ey Muaz seni seviyorum' demek suretiyle bu sevgisini açiga vururdu. Ashab arasinda da, yüz güzelliginin yaninda, yumusak huylulugu, hayâsi, cömertligi ile taniniyordu. Onu Hz. Ömer de çok seviyordu. Muaz hakkinda söyle dedigi rivayet edilir: 'Analar bir daha Muâz gibisini doguramaz. Eger Muâz olmasaydi Ömer helak olurdu. sayet Muaz benim hilafetim zamaninda yasamis olsaydi onu kendimden sonra halife tayin ederdim ve Rabbim bana onu niçin halife tayin ettigimi sordugunda da: 'Ya Rabbi, senin Rasûlün'ü, Âlimler kiyamet gününde bir araya geldiklerinde Muâz, bir ok atimi (veya bir tas atimi) onlarin önünde olacak' derken isittim, diye cevap verirdim' demistir (ibn Sa'd, Tabakât, III, 583-590) .
Hz. Muâz, sünnete de son derece bagliydi. Bir gün peygamber (s.a.s) mescidin kible duvarinda tükrük görmüs ve bunun üzerine: 'Her biriniz namazina durdugu vakit süphesiz Rabbi ile münâcât eder (söylesir) . Rabbi, kendisi ile kiblesi arasindadir. O halde hiç biriniz kiblesine karsi tükürmesin. Mutlaka tükürmesi gerekirse, ya sol tarafina veya sol ayaginin altina tükürsün... ' buyurmustur. Bunun üzerine Muâz (r.a) : 'Islâmiyet'i kabul ettigim günden beri sag tarafima tükürmüs degilim (çünkü sag tarafta Insanin sevaplarini yazan melek vardir) ' demis ve bu hareketiyle Rasûlüllah'a ne kadar bagli oldugunu göstermistir (Sahih-i Buharî, Tevridi Sarih Tercemesi, II, 353-354) .
Muâz b. Cebel'in diger bir özelligi de Kur'ân'i ezbere bilmis olmasi ve onu güzel okumasidir. Bunun için Sevgili Peygamberimiz: 'Kur'an'i dört kisiden ögrenin: Abdullah b. Mes'ûd, Ubey b. Kâ'b, Muâz b. Cebel ve Ebu Hûzeyfe'nin âzadlisi Sâlim' buyurmustur. Ayni zamanda Hz. Peygamber zamaninda Kur'ân'in toplanmasinda emegi geçenlerdendir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 190; Tecrid Terc., IX, 401; X, 22) .
Muâz (r.a) , yasayisinda zühd ve takvaya da büyük önem verirdi. Geceleri teheccüd namazi kilar ve namaz sonunda: 'Allahim! su anda gözler uykuda ve gökte yildizlar parlamis durumda. Sen ise, diri, her an yaratiklarini gözetip duransin... Rabbim bana dünya ve âhirette hidâyet nasib et! süphesiz Sen va'dinden dönmezsin' diye duâ ederdi (ibnü'l-Esir, Üsdül-Gâbe, V, 194-197) .
ibn Mes'ûd, Muâz (r.a) hakkinda: 3'süphesiz Allah'a boyun egen ve O'na yönelen bir kimse idi; Allah'a sirk kosanlardan olmadi' demistir. Bunun üzerine ona, bu sizin söyledikleriniz Kur'an-i Kerim'de Hz. ibrahim hakkinda söylenmistir (en-Nahl, 16/120) denildiginde: 'Muaz da böyleydi; hayri biliyor, ona uyuyor, Allah'a ve Rasûlü'ne itaat ediyordu' cevabini vermis ve onu ibrahim (a.s) 'e benzetmistir (Üsdü'l-Gâbe, V, 197) .
Muaz (r.a) , Sahabe'den Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer vs.'den hadis rivayet etmistir. Kendisinden hadis rivayet edenler arasinda Enes b. Malik, Mesruk, Ebu't-Tufeyl, Esved b: Hilâl, Ebu Müslim el-Havlânî, Abdullah b. Kays ve Abdullah b. Ganem gibi zevât gelmektedir. Rivayet ettigi hadislerin toplami ise sâdece yüz elli yedidir (ez-Zehebî, Tezkiratü'l-Huffâz, I,19-22; Nevzat Âsik, Sahabe ve Hadis Rivayeti, s. 117) .
Hz. Muâz, ayni zamanda sahabenin fakihlerinden olup dinde vukuf (ince anlayis) sahibiydi. Daha Rasülullah'in sagliginda fetva vermeye baslamisti. Hz. Peygamber onun hakkinda: 'Ümmetim içerisinde helâl ve harami en iyi bilen Muâz b. Cebel'dir' demistir (Tecrid Tercemesi, I, 84) . Peygamber Efendimiz onu, Islâmi anlatip ögretmek ve Kur'an-i Kerim'i ezberletmek üzere, Hicretin dokuzuncu yilinda Yemen'e göndermisti. Yolculuk öncesi Hz. Peygamber'le aralarinda geçen konusmayi Muâz (r.a) söyle anlatir: 'Allah Rasûlü beni Yemen'e gönderirken söyle dedi: 'Sana bir mesele soruldugunda ne ile hükmedeceksin? ' Ben: 'Allah'in kitabindakilerle' diye cevap verdim. 'Eger Allah'in kitabinda bulamazsan ne ile hükmedeceksin? ' dedi.' 'Allah Rasûlü'nün hükmettigi ile, dedim. Eger onda da bulamazsan? ' dediginde: 'Kendi reyimle içtihad ederim, diye cevap verdim. 'Bunun üzerine Allah Rasûlü: 'Nebisini, râzi oldugu seyde basarili kilan Allah'a hamdolsun' dedi. Ve Yemenlilere, size ashâbimdan ilmi ve dini en iyi bilen hayirli bir kimseyi gönderiyorum diye bir de mektup yazdi (ibn Sâ'd, a.g.e., III, 583-590) . Ona su tavsiyelerde bulundu: 'Ey Muâz! Ehl-i kitap olan bir topluma gidiyorsun. Cennet'in anahtari nedir? diye sorarlarsa: 'Lâ ilâhe illallah'tir' de. Yâ Muâz, dâima alçak gönüllü ol, hilimle (yumusaklikla, akla uygun olarak) hükmet. Cenab-i Hak, sende samimiyet görürse yardimini ihsan eder, muvaffakiyet verir. Eger içtihâddan âciz kalirsan meseleyi tahkik edinceye kadar hüküm verebilmek için bekle, yahut meseleyi bana bildir. Nefsinin arzularina uymaktan çekin. Nefsin arzulari Insanr Cehennem'e götürür. Halka merhamet ve sefkatle muamele et. 'Yâ Muâz! Onlari Allah'tan baska Allah olmadigina ve benim Allah'in Rasulü olduguma sehadete çagir. Eger bunu kabul ederlerse, Allah'in kendilerine bir günde bes vakit namazi farz kildigini bildir. Bunu da kabul ederlerse, zenginlerden alinip fakirlere verilmek üzere, kendilerine zekâtin farz kilindigini bildir' (Buhari, Zekât,1) . Ve su mübarek sözleriyle vedâlasti: Ey Muâz! Belki bu son görüsmemiz olabilir. Allah seni dinde basarili kilsin ve sana hidâyet nasib etsin; önünden, arkandan, sagindan, solundan, yukaridan veya asagi tarafindan gelebilecek her türlü belâ ve musibetlerden korusun. Senden, Insanlarin ve cinlerin kötülüklerini uzaklastirsin. Ey Muâz, belki mescidimi ve kabrimi ziyaret edersin' Bunun üzerine Muâz (r.a) , üzüntüsünden aglayarak ayrildi. Netice Allah Rasülü'nün tahmin ettigi gibi oldu. Muâz, Hz. Ebu Bekr'in halifeligi döneminde Yemen'den döndü. Kalan ömrünü sam'da geçirdi ve Ürdün'de Tâûn hastaligindan, henüz genç sayilabilecek bir yasta otuz sekiz yasinda vefat etti (Mahmud Esad, islam Tarihi, Trc. A. Lütfi Kazanci-Osman Kazanci, Istanbul 1983, s. 833) , (Ayrica bk. ibn Hacer, el-isâbe, III, 426-427; Suphi es-Sâlih, Hadis ilimleri ve Hadis Istilahlari, Trc. M. Yasar Kandemir, s. 322) .
Neden sihirli annem ki ismi ben onu anlamışta deilim çocuk sayısı cok dıye mı yada neden sıhırlı annanem deıl.
Dedesi kopek olmus.
Komsusu delı.
Ben bıraz ızledım bende delırdım...
Bırakmak için arkadaşla anlaşma yaptıktan sonra beraberce bu anlaşmamızı bozmamıza sebeb olan, sevimli mi sevimli, zevkli mi zevkli duman aleti.
Bile bile ölüme meydan okuma...
Laz fıkralarınada konu oldu:
TEMEL:Tursun bi pacet maLbora versene.
DURSUN:Buyur temel
TEMEL:Bunun üstünde cinsel yaşantınızı zarara sokar yazıyo deiştir şunu dursun :) :)
Türkiye koşullarında evlenmeyi başarması artık çok zor fakat başarsa da çocuk sahibi olunca o çocuğun annesinin bu görüntüleriyle nasıl başedeceğini bilemediğim kadın.
Haylaz bir çocukluk dönemi, başarılı bir lise dönemi ve orta derecede üniversite. Şuan DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ işletme bölümü 2.sınıf öğrencisiyim.Yüzmeye bayılırım.Futbola hakeza...Beşiktaş taraftarıyım.Tartışma ortamını severim çünkü bence en ...
casino royale
24.11.2006 - 14:18james bond serisinin 21. filmi.
casino royale
24.11.2006 - 14:14james bond serisinin 21. filmi.
adnan polat
08.10.2006 - 01:34Galatasarayı yardım kuruluşuna çeviren...
Seçim için binlerce bedava kombine dağıtan.
Ne zaman kiminle yemek yiyecegi belli olmayan insan.
acun ılıcalı
08.10.2006 - 01:29Bir çok saçma özelliğin bir arada barındığı kişilik...
00 00
02.10.2006 - 21:11Ortaokulda telefon numarası 00 00 dıye dalga gectımız arkadasım rıfat ev numarasının son 4 hanesi :) :)
mağara
23.09.2006 - 12:21Mağara, yüzeyle bağlantısı olan en az bir insanın sürünerek girebilmesine olanak verecek genişlik ve yüksekliğe sahip olan yeraltı boşluklarıdır. Bazı mağaralar lavların soğuması sırasında içlerinde bulunan boşluklardan da meydana gelebilir; fakat bu mağaralarda zehirli gaz çıkışları olması ihtimali nedeniyle girilmesi tehlikelidir. Buz içinde oluşan mağaralar da vardır.
Kireçtaşı, dolomit, mermer, jips, tuz, kalsit çimentolu konglomera ve kumtaşı gibi erimeye uygun karbonatlı ve sülfatlı kayaların, yeraltı suları tarafından eritilerek aşındırılmasıyla meydana gelen mağaralara karstik mağaralar denir. Bu tür mağaralar oluşum açısından en zengin mağaralardır.
zulmü alkışlamak
23.09.2006 - 12:07İstiklal şairimizin mükemmel şiiri geliyor aklıma...
egzantrik
23.09.2006 - 11:42Eksantrik'in yanlış yazılmışı...
Eksantrik;
'Benzerine pek kolay rastlanmayan, garip, farklı, ilginç 'olağan dışı'
kadriye moroğlu lisesi
23.09.2006 - 01:43Lise yıllarım ah ah...
Her şeye rağmen hatırlayınca yüzüm gülümser.
Bu arada bağımsız site açıldı kadriyeliler burada buluşuyo...
http://www.kadriyemoroglu.com
bisiklet hırsızları / ladri di biciclette
23.09.2006 - 00:56Küçükken benim bisikletimi çalan adi, vasıfsız, çocuk beddusı yıyen, iflah olmaz insanlar...
bağlama
23.09.2006 - 00:54Bir insanı isteksiz olduğu bir iş için ikna etme BAĞLAMA.
Ayakkabının bağcığını birbirine geçmiş halıne verılen isim.
şerefsiz
23.09.2006 - 00:52Bazı davranışlar bu kelime üstüne yüklendiği zaman gerçekten zıttını sevdiğim cümle...
kürt
23.09.2006 - 00:50Siyonizim oyunları
Kardeşi kardeşe vurdurma...
Yazık Bize:(
amca
19.09.2006 - 19:40Küçük emrah ın agzından düşürmediği sözcük... :)
acıların cocuğu
19.09.2006 - 19:39http://aspsitem.com/upload/pckor_1090509296.jpg (Tam olarak bu)
Vurmayın, benim param yok ki, size amca diye bilirmiyim? replikleri ile 80 li yıllarda pıyasaya cıkmıs içimizi karartan emrahın meşhur şarkısı...
askerlik şubesi
19.09.2006 - 19:32askerlik yan gelip yatma yeri degil dıyen basbanımız...
Kendisi yatmış galıba onu kasdedıyor.
Muaz
19.09.2006 - 19:28MUAZ B. CEBEL
----------
Ensârin ileri gelenlerinden bir sahabi. Adi, Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs el-Ensâri el-Hazrecî'dir. Künyesi, s'Ebu Abdurrahman'dir. On sekiz yasinda müslüman olmustur. Peygamber Efendimiz'le birlikte bütün savaslara katilmistir. Rasûlüllah (s.a.s) onu Muhâcirînden Abdullah b. Mes'ud ile kardes yapmisti. Muhammed b. Sa'd: 'Muaz, uzun boylu, beyaz tenli, güzel disli, iri gözlü, çatik kasli ve kivircik saçliydi' diye tanimlamistir.
Hz. Peygamber kendisini çok seviyor ve zaman zaman: 'Ey Muaz seni seviyorum' demek suretiyle bu sevgisini açiga vururdu. Ashab arasinda da, yüz güzelliginin yaninda, yumusak huylulugu, hayâsi, cömertligi ile taniniyordu. Onu Hz. Ömer de çok seviyordu. Muaz hakkinda söyle dedigi rivayet edilir: 'Analar bir daha Muâz gibisini doguramaz. Eger Muâz olmasaydi Ömer helak olurdu. sayet Muaz benim hilafetim zamaninda yasamis olsaydi onu kendimden sonra halife tayin ederdim ve Rabbim bana onu niçin halife tayin ettigimi sordugunda da: 'Ya Rabbi, senin Rasûlün'ü, Âlimler kiyamet gününde bir araya geldiklerinde Muâz, bir ok atimi (veya bir tas atimi) onlarin önünde olacak' derken isittim, diye cevap verirdim' demistir (ibn Sa'd, Tabakât, III, 583-590) .
Hz. Muâz, sünnete de son derece bagliydi. Bir gün peygamber (s.a.s) mescidin kible duvarinda tükrük görmüs ve bunun üzerine: 'Her biriniz namazina durdugu vakit süphesiz Rabbi ile münâcât eder (söylesir) . Rabbi, kendisi ile kiblesi arasindadir. O halde hiç biriniz kiblesine karsi tükürmesin. Mutlaka tükürmesi gerekirse, ya sol tarafina veya sol ayaginin altina tükürsün... ' buyurmustur. Bunun üzerine Muâz (r.a) : 'Islâmiyet'i kabul ettigim günden beri sag tarafima tükürmüs degilim (çünkü sag tarafta Insanin sevaplarini yazan melek vardir) ' demis ve bu hareketiyle Rasûlüllah'a ne kadar bagli oldugunu göstermistir (Sahih-i Buharî, Tevridi Sarih Tercemesi, II, 353-354) .
Muâz b. Cebel'in diger bir özelligi de Kur'ân'i ezbere bilmis olmasi ve onu güzel okumasidir. Bunun için Sevgili Peygamberimiz: 'Kur'an'i dört kisiden ögrenin: Abdullah b. Mes'ûd, Ubey b. Kâ'b, Muâz b. Cebel ve Ebu Hûzeyfe'nin âzadlisi Sâlim' buyurmustur. Ayni zamanda Hz. Peygamber zamaninda Kur'ân'in toplanmasinda emegi geçenlerdendir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 190; Tecrid Terc., IX, 401; X, 22) .
Muâz (r.a) , yasayisinda zühd ve takvaya da büyük önem verirdi. Geceleri teheccüd namazi kilar ve namaz sonunda: 'Allahim! su anda gözler uykuda ve gökte yildizlar parlamis durumda. Sen ise, diri, her an yaratiklarini gözetip duransin... Rabbim bana dünya ve âhirette hidâyet nasib et! süphesiz Sen va'dinden dönmezsin' diye duâ ederdi (ibnü'l-Esir, Üsdül-Gâbe, V, 194-197) .
ibn Mes'ûd, Muâz (r.a) hakkinda: 3'süphesiz Allah'a boyun egen ve O'na yönelen bir kimse idi; Allah'a sirk kosanlardan olmadi' demistir. Bunun üzerine ona, bu sizin söyledikleriniz Kur'an-i Kerim'de Hz. ibrahim hakkinda söylenmistir (en-Nahl, 16/120) denildiginde: 'Muaz da böyleydi; hayri biliyor, ona uyuyor, Allah'a ve Rasûlü'ne itaat ediyordu' cevabini vermis ve onu ibrahim (a.s) 'e benzetmistir (Üsdü'l-Gâbe, V, 197) .
Muaz (r.a) , Sahabe'den Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer vs.'den hadis rivayet etmistir. Kendisinden hadis rivayet edenler arasinda Enes b. Malik, Mesruk, Ebu't-Tufeyl, Esved b: Hilâl, Ebu Müslim el-Havlânî, Abdullah b. Kays ve Abdullah b. Ganem gibi zevât gelmektedir. Rivayet ettigi hadislerin toplami ise sâdece yüz elli yedidir (ez-Zehebî, Tezkiratü'l-Huffâz, I,19-22; Nevzat Âsik, Sahabe ve Hadis Rivayeti, s. 117) .
Hz. Muâz, ayni zamanda sahabenin fakihlerinden olup dinde vukuf (ince anlayis) sahibiydi. Daha Rasülullah'in sagliginda fetva vermeye baslamisti. Hz. Peygamber onun hakkinda: 'Ümmetim içerisinde helâl ve harami en iyi bilen Muâz b. Cebel'dir' demistir (Tecrid Tercemesi, I, 84) . Peygamber Efendimiz onu, Islâmi anlatip ögretmek ve Kur'an-i Kerim'i ezberletmek üzere, Hicretin dokuzuncu yilinda Yemen'e göndermisti. Yolculuk öncesi Hz. Peygamber'le aralarinda geçen konusmayi Muâz (r.a) söyle anlatir: 'Allah Rasûlü beni Yemen'e gönderirken söyle dedi: 'Sana bir mesele soruldugunda ne ile hükmedeceksin? ' Ben: 'Allah'in kitabindakilerle' diye cevap verdim. 'Eger Allah'in kitabinda bulamazsan ne ile hükmedeceksin? ' dedi.' 'Allah Rasûlü'nün hükmettigi ile, dedim. Eger onda da bulamazsan? ' dediginde: 'Kendi reyimle içtihad ederim, diye cevap verdim. 'Bunun üzerine Allah Rasûlü: 'Nebisini, râzi oldugu seyde basarili kilan Allah'a hamdolsun' dedi. Ve Yemenlilere, size ashâbimdan ilmi ve dini en iyi bilen hayirli bir kimseyi gönderiyorum diye bir de mektup yazdi (ibn Sâ'd, a.g.e., III, 583-590) . Ona su tavsiyelerde bulundu: 'Ey Muâz! Ehl-i kitap olan bir topluma gidiyorsun. Cennet'in anahtari nedir? diye sorarlarsa: 'Lâ ilâhe illallah'tir' de. Yâ Muâz, dâima alçak gönüllü ol, hilimle (yumusaklikla, akla uygun olarak) hükmet. Cenab-i Hak, sende samimiyet görürse yardimini ihsan eder, muvaffakiyet verir. Eger içtihâddan âciz kalirsan meseleyi tahkik edinceye kadar hüküm verebilmek için bekle, yahut meseleyi bana bildir. Nefsinin arzularina uymaktan çekin. Nefsin arzulari Insanr Cehennem'e götürür. Halka merhamet ve sefkatle muamele et. 'Yâ Muâz! Onlari Allah'tan baska Allah olmadigina ve benim Allah'in Rasulü olduguma sehadete çagir. Eger bunu kabul ederlerse, Allah'in kendilerine bir günde bes vakit namazi farz kildigini bildir. Bunu da kabul ederlerse, zenginlerden alinip fakirlere verilmek üzere, kendilerine zekâtin farz kilindigini bildir' (Buhari, Zekât,1) . Ve su mübarek sözleriyle vedâlasti: Ey Muâz! Belki bu son görüsmemiz olabilir. Allah seni dinde basarili kilsin ve sana hidâyet nasib etsin; önünden, arkandan, sagindan, solundan, yukaridan veya asagi tarafindan gelebilecek her türlü belâ ve musibetlerden korusun. Senden, Insanlarin ve cinlerin kötülüklerini uzaklastirsin. Ey Muâz, belki mescidimi ve kabrimi ziyaret edersin' Bunun üzerine Muâz (r.a) , üzüntüsünden aglayarak ayrildi. Netice Allah Rasülü'nün tahmin ettigi gibi oldu. Muâz, Hz. Ebu Bekr'in halifeligi döneminde Yemen'den döndü. Kalan ömrünü sam'da geçirdi ve Ürdün'de Tâûn hastaligindan, henüz genç sayilabilecek bir yasta otuz sekiz yasinda vefat etti (Mahmud Esad, islam Tarihi, Trc. A. Lütfi Kazanci-Osman Kazanci, Istanbul 1983, s. 833) , (Ayrica bk. ibn Hacer, el-isâbe, III, 426-427; Suphi es-Sâlih, Hadis ilimleri ve Hadis Istilahlari, Trc. M. Yasar Kandemir, s. 322) .
Sihirli Annem
13.09.2006 - 22:21Neden sihirli annem ki ismi ben onu anlamışta deilim çocuk sayısı cok dıye mı yada neden sıhırlı annanem deıl.
Dedesi kopek olmus.
Komsusu delı.
Ben bıraz ızledım bende delırdım...
sigara
13.09.2006 - 21:44Bırakmak için arkadaşla anlaşma yaptıktan sonra beraberce bu anlaşmamızı bozmamıza sebeb olan, sevimli mi sevimli, zevkli mi zevkli duman aleti.
Bile bile ölüme meydan okuma...
Laz fıkralarınada konu oldu:
TEMEL:Tursun bi pacet maLbora versene.
DURSUN:Buyur temel
TEMEL:Bunun üstünde cinsel yaşantınızı zarara sokar yazıyo deiştir şunu dursun :) :)
çakmak
13.09.2006 - 21:38Annemin sigaramı içiyosun? sorusuna
Hayır anne çakmak taşımak sünnet yanıtını vermeme sebeb olan alet.
japon atasözü
13.09.2006 - 21:33Sıkıştığın bi durumdan kendini kurtarmak için konuyu anlamdırmak için kullandığın cümlenin başına eklenen replik.
AYŞEGÜL:Ahmet o kız neden sana seni seviyorum dedi telefonda duydum?
AHMET:Aşkım bir japon atasözü derki sevmek bir erdemdir :)
ismailağa camii
13.09.2006 - 21:29Dini bu şeylere alet etmek gerçekten üzücü bu olayların yaşanmamasını isterdim.
Derin devlet...
gamze özçelik
13.09.2006 - 11:30Türkiye koşullarında evlenmeyi başarması artık çok zor fakat başarsa da çocuk sahibi olunca o çocuğun annesinin bu görüntüleriyle nasıl başedeceğini bilemediğim kadın.
selin
13.09.2006 - 11:26Avrupa yakasında oha falan oldum repliği ile gönüllere tikky aşkını sokan karakter...
Toplam 28 mesaj bulundu