mine bir saksı fazla gelir; küçücük bir umut bile olsa yeşertmek istesin onu büyütmek emek ister bir saksıda bile olsa Kimine Bir Saksı Fazla Gelir,Kimine Ormanları Vaad Etsen Nafile... Hani bir umut vardır ya O umutla aydınlanır her günün O umutla yaşama bağlanırsın ama o kendi hüznüne o kadar dalmıştır ki görmez senin yeşertmek istediğin fidanları Verdiğin değeri anlayamaz kalbi Ya hiç bu kadar sevilmemiştir ya da sevgini büyüklüğü korkutmuştur onu Halbuki senin yaptığın sadece onu sevmektir Sadece sevmek İçten sıcak yüreğini ortaya koyarak sevmek
Kimine de ormanları vaad etsen nafile Hep daha fazlasını ister şımarıkça Yüreğinin büyüklüğünü görmeden ummanlar ister senden Halbuki sen kalbini sermişsindir yollarına ama o tek bir daldaki sevdayı hor görüp hep yalancı baharlar arar kendine Seni kaybettiği gün anlayacaktır ama nafile
Dedim ya sevmek zor iş sevdadan anlayanı bulmak daha da zor ' Kimine bir saksı fazla gelir kimine ormanları vaad etsen nafile '
Kaçamak yaşıyoruz. Her şeyden, bazen kendimizden bile kaçıyoruz. Duygularımızı paylaşmak nedense zor geliyor bize. Kendimiz bile yaşayamıyoruz ki... Hep içimize atıyoruz sevgileri,hüzünleri,mutlulukları. Bağırıp çağırıp hani derler ya 'bardaktan boşanırcasına yağan yağmur gibi' ağlayamıyoruz bile. Utanıyoruz... Kızgınlıklarımızı hep içimize atıyoruz. Aslında kendimize kızıyoruz. Karşımızdakinin hiç suçu yok 'sadece o O'nun düşüncesi' diyemiyoruz. Gördüğümüz her iyilik ve kötülüğün bizden kaynaklandığını anlayamıyoruz. Volkanlar patlıyor içimizde söndüremiyor gözyaşlarımızı içimize akıtıyoruz.
Görmüyoruz... Kör değiliz sadece bakıyoruz. Çevremizdekileri sadece hareket eden birer obje olarak değerlendiriyoruz. Doğan güneşin sıcaklığını, rüzgarın getirdiği okşamayı,kuş sesindeki canlılığı ve hayatı hep kaçırıyoruz. Ruhumuzu bi yerlerde bıraktık, bulamıyoruz... Çok hızlı gidiyor,dinlenemiyoruz. Herkes ama herkes, herşey üstümüze üstümüze geliyor... Korkup kaçıyoruz.
Sevemiyoruz... Sevgilerimizin bile sebebi çıkar ilişkisine dayalı. Hep bir şeyler bekliyoruz karşımızdakinden. Peki... Ne veriyoruz..? Arkadaşlığı bile beceremiyoruz. Bazen bir merhaba demek bile zor geliyor. 'O bana dün selam vermemişti ben neden vereyim' bile diyebiliyoruz. Aslında kendimizle inatlaşıyoruz. Egomuz daima üstün geliyor. Sebebini bilmiyoruz.
Düşünmüyoruz. Geleceğimizi, geçmişimizi içinde bulunduğumuz anı bile düşünmüyoruz. Hep gel geç ilişkilerde gözümüz. Hep başkası olmakta... Kendi benliğimizi kaybettik. Tanımıyoruz içimizdeki beni. Ne istediğimizi ne beklediğimizi bile bilmiyoruz. Kendimizden bile kaçıyoruz. Yüzleşemiyoruz kendimizle... Eleştiride dozu kaçırmaktan korkmuyoruz ama kendimize yöneltilen eleştirileri saldırı olarak algılıyoruz. Hayatın tüm yanlışları hep bizim dışımızda...
Bir tebessümü bile çok görüyoruz karşımızdakine. Bilmiyoruz, aslında o çok gördüğümüz tebessümün kendimize verdiğimiz en değerli hazine olduğunu...
Hayatta her şey size bağlı. Sen istersen dünya daha güzel. Sensin tüm güzellikleri yansıtan. Diğer olan biten her şey sadece araç. Yani sen varsan her şey var. Kendini tanımaktan geçiyor her şey. Bir tebessümle başlıyor güzellikler. Sabah yataktan kalktığında aynada kendine tebessüm et ve Günaydın dileklerini ilet kendine... Gözlerini kapat hayatın seslerini dinle. Yeni bir gün,her yeni gün seninle birlikte var. Ruhun bir yerlerde seni bekliyor. Bul Onu. Hisset tüm hissettiklerini. Bak nasıl değişecek hayat...
Sanırdım gündüzdü onlarla gecem İçimde ümitti dost bildiklerim Ne zaman yıkılıp yere düştüysem Bırakıp da gitti dost bildiklerim Hepsi varken baharımda, yazımda: Kışın bir burukluk kaldı ağzımda Seneler senesi oysa gözümde Cihana eşitti dost bildiklerim Nerde o sözlere kandığım günler? Her gülen yüzü dost sandığım günler Acıdan kahrolup yandığım günler Ta canıma yetti dost bildiklerim Meydana çıkalı asil cehreler Aydınlanmaz oldu artık geceler Yalanlar tükendi, indi maskeler Birer birer bitti dost bildiklerim Korkar oldum bana *dostum* diyenden Yoksa yok olandan, varsa yiyenden Ne onlardan eser kaldı ne benden Beni benden etti dost bildiklerim
Rahmetlik Babanın güzel bir sözu vardı nur içinde yatsın mekanı cennnet olsun emeği çoktur üzerinde oğlum ' TEKLİF NEZAKETTEN, ISRAR EŞEKLİKTEN DİR....' derdi her zaman
mrb koray bey evet hayat kiminin güler yüzünde kiminin hüzün gönlünde avuçlarımızdaki hayat kuş misali uçup gitmeden gök kubbede hoş seda yüreyinize sağlık..
ben uçsam nehirler kurur, ceylanlar vurulur dağlarda kasım gelir kasıla kasıla kasırgalarıyla ben uçsam mevsim hazan olur
hasret ile yola çıkmak nedir bilmez misin yazı başka ağlar kışı başka biçimsiz sızılara gebe kalır geceleri geceler sayılı sabahlar doğurur
kırılır kanatları çocukların üzerinden silkeleyerek gidenlerin ardından yetimlik kolay değil bilmez misin yıkar umudun kalesini menevişlenen hüzün boğar gözlerindeki feri
sonbahar gelmeden sararıp dökülen yapraklar gibi ellerin solgun gülüşler toplar gamzelerinde bırakılır gelgitlere insafı yoktur zamanın, dil acıya keser başlar aysız gecelerde ayrılığı kuşanmaya başlar türküler
senin o gidişin yok mu yüreğimin orta yerine düşen dokunsam kan damlar sarkacından sussam kan - konuşsam kan hangi yana baksam hangi yana çevirsem zamanı acıdan üryan
sorma... sorma nasılım diye dilimden dökülen nağmeler amansızca
bari bari bir selam yolla varsın dudaklarının buzlu yerinden olsun itirazım da olmaz inan de ki,,, sana umutsuzluğu gönderdim sana uykusuzluğu baştan aşağı gözyaşı, baştan aşağı hicran
dudaklarımda ziftlenmiş bir keder ki küçültsem diyorum küçültsem ufalasam sensizliği bir çığlık gibi döksem yollara tükenir mi
ah senin o hercai duruşların yok mu kırar sözcüklerin dilini getirir cinnetin saatini
haydi,,, ya kutsa ölümü gözyaşlarınla içten ya da beni bana ver çek git istersen
Zaman bir çoçuğa göre büyümek çabukcak olgunlaşmaktır zaman zaman bir yaşlıya göre çok çabuk geçmiştir geriye dönmektir zaman zaman bir aşığa durmuştur ilerlemez yaşanan o andır zaman zaman yalnızlığa göre gün gibi geçmeyen saniyedir zaman zaman mecnuna göre leyladır leylaya göre aşktır zaman zaman
Hayırlı ramazanlar Ortak dostlarla beraber güzel paylaşımlarla hoş sohbet bir ortamda şiir tadında sevgi,kardeşlik, paylaşım yağmuru altında beraber ıslanmaya......
Ey Sevda! Seninle Oynuyorlar Bu Sevgisiz İnsanlar!
Bakışlarını uzat bana seninle bakayım dünyaya... Seninle anlamlaştırayım hayatı seninle anlam kazansın ibadetlerim... Bakışlarını uzat bana ışığınla aydınlansın kör bakan gözler... Sende görsün beni gözlerim uzakları görebilmeli.... Bakışlarını uzat bana yüreğimdeki karlar erisin! Bahar gelsin yüreğime aklar'ım yeşersin! ! Bakışlarını uzat bana içi gülsün gözlerimin... Bakışlarını düşür sözlerime aşk d'olsun cümlelerim aşkla d'olsun yüreğim...
-ellerini uzatma bana ey aşk! Ola ki; tutamam ellerinden.... Tutamayışım iner yüreğine kırılırsın en ince yerinde hayatın küsersin bana... -Ne olur ey aşk! Dokunma bana.... Sen beynimin dokunuşlarındasın gülistanında yüreğimin...Ona yakarışlarımdasın... Ne olur ellere düşme..! Ne olur y'ellere bırakma kendini..! Eller bilmez kıymetini sen hep kal gülistanında yüreğimin ve hep IŞIĞI ol gözlerimin...
İstersen hiç uğrama bana hiç bilme hiç tanıma hiç anlama... Ben seni seviyorum ya! ! bu yeter bana ey aşk..! Güzelsin sen sevilmek kadarsın...özlemek kadar hasret seninle anlamlı.. Özlemek senle orantılı... Sensiz yaşanmaz....Sen ölümü kıskandıran tek 'var'sın... İnsanlara ölümü sevdiren ve ölümü bu denli anlamlaştıransın. ölümsün doğuşlara vesile olan... Ateşsin yüreklerde ve gülsün hovarda ellerde... Ne olur düşme ellere! Ne olur kapılma y'ellere! ! ! 'Eller kıymet bilmez'... y'eller savurur seni düşersin yerlere.... Düşme düşme düşme....
Başarı tek başına elde edilemez. Emeği dokunan herkesle mutluluğu paylaşanlar, daha büyük başarılara ulaşır. Kapadokya-Nevşehir gibi güzel bir grup kurup bizleri bu çatı altında topladığınız için çok teşekurederim Koray bey
Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum Gözlerim parke parke taş duvarlarda Açılıyor hayal pencerelerim Hafif bir rüzgar gibi, süzülüyorum Kekik kokulu koyaklardan aşarak Güvercinler ülkesinde dolaşıyor Bir çeşme başı arıyorum Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp Mis gibi nane kokuları arasında Ruhumu dinlemek istiyorum Zikre dalmış her şey Güne gülümserken papatyalar Dualar gibi yükselir ümitlerim Güneşle kol kola kırlarda koşarak Siz peygamber çiçekleri toplarken Ben çeşme başında uzanmak istiyorum Huzur dolu içimde Ben sonsuzluğu düşünüyorum Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum Durun kapanmayın pencerelerim Güneşimi kapatmayın Beton çok soğuk, üşüyorum..
Ya işte böyle gözüm, bakıyorum da şunlara, şaşıyorum. Canım sıkılıyor, Allah canımı alsın. Zengin babaları sayesinde, lüks arabalarla, gündelik sevgili değiştiren, aşkı ve sevdayı iki öpücük zannedenlere kızıyorum. Kızdığım gibi de acıyorum. Bana ne diyemiyorum işte. Takıyorum kafama. Bölüyorum uykularımı. Çünkü bu gençlik bizim bizim..
Anlat anlat diyorsun ya ikide bir, yaralı yüreğimle yaralamak istemezdim seni. Ama sevda ne demek, ama gönül ne demek, vefa ne demek ve ben seni nasıl sevmişim vay vay ki vay.
Ben, insanların toprakla haşır neşir olduğu, çocuklarına helal lokma için terlerini toprağa akıtan, eli nasırlı mı nasırlı, yüzü güneş yanığı, gönlü ezelden yanık, güneşin toprakla öpüştüğü, buram buram dert, buram buram hasret, buram buram sevda kokan, hürriyet sevdalısı milyonlarca gençten biriyim.
Anam, abdestsiz göğsünü vermemiş bana, ola ki Allah'a ola ki Vatana, ve ola ki sevdiklerine ihanet eder diye. Anamın ak ve helal sütünden midir nedir? Vefasızlığın v' si yoktur kitabımızda.
Hele güzelim sevdiğini yarı yolda bırakmak nankörlüğün ve namertliğin en adisi budur işte. Gönül dersen gönül, yürek dersen yürek, aşk dersen aşk, bırak duygularımı yüreğimde. Yüreğimde bul kendini. Gel gör ki nasıl sevmişim seni, vah vah.
18'inde deli taylara benzer kızlarımız, geçit vermez yüce dağ gibi heybetli, şahin bakışlarında mertlik ama yufkadır yürekleri.
Onlar ki sevdiklerine toprak kadar vefalı onlar ki sevdiklerine gün gibi, güneş gibi sadık, kardelen çiçekleri kadar sabırlı, ki onlarda iffet, ki onlarda edep.
Onlar sevdiler mi başka severler güzelim. 21.asırda ne Karacaoğlan' ı ne Köroğlu' nu ne de Ferhat'ı aratır yiğitlerimiz. Gönül, bu ya hep ulaşılmaz, erişilmez dallara bağlanır. Çile ise çile dert ise dert, pes etmek mi asla.
Ve yiğitliğin kitabı yazılmaz gülüm. Yiğitlik yürekte gönülde gizlidir. Yiğitlik sadece bilekte değil. Bizi biz eden bizi farklı kılan bu düşüncemiz bu gönlümüz.
Çünkü biz sevdiğimizi iki öpücük niyetine değil, Allah'ın bir emanet kuşu bilip, bir ömür boyu aynı yastıkta bir ömür sürmek için severiz.
Ben sevdiğime gel dediğim vakit dağları yırtıp gelen, git dediğim vakit kaşlarını çatmadan, arkasına bakmadan gidendir.
Zannetme ki korkudan, edepten, gönülden, sevgiden.
İşte güzelim, diyorum ya iki de bir, gönül dersem gönül, yürek dersem yürek, aşk dersem aşk, bırak duygularımı yüreğimde, yüreğimde bul kendini. Gel gör ki nasıl sevmişim seni vah vah.
aşk... en güzel duygu aşk.. sevmek sevilmek... aşık insana herşey ama herşey güzel gelir... kırmak ezilmek hikaye yeterki aşık olasın herşey iki kelimede bitiyo insana seni seviyorum... seni seviyorum... sevgin için sevdiğinin her dediğini sorgulamadan her istediğini yaparsın aman nedir kırılmasın üzülmesin... hiç bişe düşünmeden tek amaç o mutlu olsun başka amaç ne olabilirki... ama bir gerçekte şuki ne kadar istenilenlere evet desen o kadar ezilen ve üzülen sen oluyosun sen... isterse yıllar geçsin böle bir yerde taşa vuruyon işte.. vuruyon... o kadar sevki hatta bişedaha söyliyim oda seni seviyo.. the and demek çok kolay bitti bu 5 harf demesi çok kolay... ama gel bide bunu yüreğine anlat... hey yalan dünya savrulmuşum rüzgarına gidiyorum gidiyorum... sol yanım açıyor paramparça gidiyorum... çok sevdim hemde çok...... iişte tek gerçek sevdiğine fazla değer vermicen.. verirsen kaybedersin o zamn kafanı nerelere vursam yeminle boş boş vallahi boş... bir gerçekte daha ne olursa olsun insan sevdasından vazgeçemiyo... alın buda son gerçek.... 'YALAN DÜNYA' HER ŞEY YALAN SEVGİLİ HEMŞERİM
Roland Barthes'ın kıskançlığın kendi içindeki karmaşıklığını, çelişkisini ve doğallığını anlatan bir sözü var: 'Kıskançlık duyduğumda dört kez acı çektim: Kıskanç olduğum için, kıskançlığım nedeniyle kendimi kınadığım için, kıskançlığımın kıskandığım insanı etkilemeyeceğini bildiğim için, bir klişeye kapıldığım için: Dışlandığım, saldırgan, deli ve bayağı olduğum için acı çekiyorum.'
Cherokee kabilesinin yaslilarindan biri torunlarina egitim veriyordu. Onlara dedi ki: -'Icimde bir savas var. Korkunc bir savas. Iki kurt arasinda. Bu kurtlardan birisi; korkuyu, ofkeyi, kiskancligi, uzuntuyu, pismanligi, acgozlulugu, kibri, kendine acimayi, suclulugu, kuskunlugu, asagilik duygusunu, yalanlari, yapmacik gururu, ustunluk taslamayi ve egoyu temsil ediyor. Digeri ise; zevki, huzuru, sevgiyi, umudu paylasmayi, comertligi, dinginligi, alcakgonullulugu, nezaketi, yardimseverliligi, dostlugu, anlayisi, merhameti ve inanci temsil ediyor. Ayni savas sizin icinizde de suruyor ve diger tum insanlarin icinde.' Cocuklar anlatilanlari anlamak icin bir dakika dusunduler ve iclerinden biri buyukbabasina, -'Hangi kurt kazanacak? ' diye sordu. Yasli Cherokee kisaca cevapladi: -'Beslediginiz'...
Tarifsiz bir sevdada kimliksiz bir sessizliktin Haykırışlarla çağlarken yüreğim durgun limanımdın Sen benim adını koyamadığımdın Senin adın kavuşmak olsun
Fırtınalarda yolunu kaybeden gemi misali Rotasız ve pusulasız kalmışken yüreğim Ve hoyratça savrulurken bir limandan bir limana Teslim olmuşken kaderine ................. Sen benim adını koyamadığımdın Senin adın kavuşmak olsun..
Bakmaya kıyamazken gözlerine Tutmaya cesaret edemezken ellerini. Ve bütün cümlelerin sustuğu o yerde Sessiz bir haykırıştı yüreğim Eşsiz bir mutluluktu yaşadığım Sen benim adını koyamadığımdın Senin adın kavuşmak olsun.
Son bahar yaprakları dökülürken içimden Hazanı yasarken bahar kokulu sabahlar da Yüreğim üşürdü gözlerimden sel olup akan yağmurda Sırıl sıklam ıslanırken ruhum Solmuştu bahçemde ki tüm güller Sen o bahçemdeki açan tek güldün Sen adını koyamadığımdın Senin adın kavuşmak olsun.
Dağ çiçeğim yaban gülüm asi sevdam. Saçının bir teline bir ömür adadığım Gözündeki bir damla yaşına şehirleri yaktığım İsyanım feryadım kavuşulmazım Sen vazgeçemeyeceğim yasaklım Sen adını koyamadığım Senin adın kavuşmak olsun.
Sen benim yanı başımdaki uzağım Sen benim uzağımdaki en yakınım Dokunmam yasak sevmem yasak Sensiz bu hayatta yaşamak tuzak Sen adını koyamadığım Senin adın kavuşmak olsun.
Sisli bir gecede ses olup da gel Bir sonbahar gününde yağmur olup da gel Soğuk bir kış gününde rüzgar olup da gel Ilık bir yaz gecesinde düş olup da gel sen bana yasaklarından sıyrılıp da gel Sen adını koyamadığım Senin adın kavuşmak olsun.
Bir gün gelirde tutarsam ellerini Bakarsam gözlerine sevgi dolu Doğarsa sende yeniden bu beden Ve o gün verirsem şayet son nefesimi Ölmeden haykırmak isterim son bir kez Sen adını koyamadığım sen yaban gülüm sen dağ çiçeğim sen ruhu revanım sen yaşama sevincim yasaklım adı bende saklım senin adın kavuşmak olsun senin adın senin adın seviyorum olsun seviyorum olsun...
Ağladığın yerde olacağım ben. Başını göğsüme yaslaman için. 'Ağlama' demeyeceğim sana, susturmayacağım. Akacak gözyaşların içindeki acıyla birlikte. Geçmişte seni yaralayan ne varsa hepsi bir bir çıkacak yüreğinden. Gözyaşların temizleyecek yarım aşklardan kalan tortuları. Yüreğindeki yaraları iyileştirecek. Hıçkıra hıçkıra ağlarken sadece dokunacağım sana, saçlarını okşayıp daha da fazla ağlamanı sağlayacağım. Bir daha ağlamaman için...
Güldüğün yerde olacağım ben. Gülümsemeyle birlikte yüzüne yayılan aydınlığa tanık olmak için. Seninle birlikte gülmek için. Kahkahalarının odanın duvarlarını çınlattığı anda 'Yetmez' diyeceğim sana Daha fazla gül, daha fazla çınlat duvarları...' Gülüşünün içimde yarattığı coşkuyu duyumsamak istiyorum. Seni nasıl güzelleştirdiğini görmek istiyorum.
Özlediğin yerde olacağım ben. Özlemini dindirmek için. Bana dolu dolu sarılman için. ÖZLÜYORSAN AŞIKSINDIR, bu ne güzel bir gerçek. Ben yanımdayken bile özlüyorum seni. 'Olur mu öyle şey? ' deme, oluyor işte. Aşkı bu kadar derin hissederken özlememek mümkün değil. Doyamıyorum sana anlıyor musun? Benim özlediğim kadar sende beni özle istiyorum. Her neredeysen orada olacağım ben. Sensiz olmak istemiyorum çünkü. Bir tek günümü bile sensiz geçirmek istemiyorum.
Hep benimle olmalısın, Ne yaşayacaksan hep benimle yaşamalısın Biz bu yola birlikte çıktıysak eğer, Sonuna kadarda birlikte yürümeliyiz. El ele ve yürek yüreğe... Bizi birbirimize bağlayan şey aşk. Aşkı herşeyiyle yaşamalıyız. Şimdi diyorum ki sana:
Bir hayatı paylaşmak, bir aşka ortak olmak istiyorsan çağır beni yanına. Hiç çekinme çağır. Kaygılarından sıyrıl, aşkın klasik oyunlarından vazgeç. Bize göre değil bunlar. Utanma duygularından, isteklerinden. Deki; 'Aşığım...' Deki; 'İstiyorum...' Seninim ben, sonsuza kadar senin...
Geceydi seni bana taşıyan... Sen geceye yakındın, bende sana.... Ağır aksak işleyen zamanın düşürdüğü tuzaklardan kurtulup geldin, hoş geldin. Korkularınla, sırlarınla ve sadece gözlerine derin bakanların görebileceği acılarınla geldin, iyi ki geldin.....
Bekleyişlerimin içine hapsettiğim özlemlerim vardı. Nicedir kimseyle paylaşmadığım hüzünlerim. Soramadığım sorularım.. Hatırladığımda yüreğimde yaratacağı o korkunç sızıyı duymaktan korktuğum için beynimin bir köşesine fırlatıp attığım ve bir daha hiç dokunmadığım anılarım vardı.... Şimdi özgür bıraktım özlemi. Şimdi hüzünde sevinçte doyasıya yaşanıyor bende. Sorular cevabını buluyor, anılar canlanıyor çünkü sen geldin.
Susmak ne çok akıllandırmış beni... Ne çok biriktirmişim kelimelerimi.... Bir bir dökülürken dilimden sevda sözcükleri senin o tedirgin duruşun bile durduramıyor beni. 'Seni soluyan bir rüzgara kapılmış gidiyorum.', yüreğimi bir yelken gibi açtım, seninle dolduruyorum. Seninle olmanın, seni yaşamanın ve zamanı sadece seninle paylaşmanın eşsiz hazzını duyumsuyorum, ne iyi ettin de geldin.....
Bir büyüysen bozulma. Bir hayali yaşıyorsak kaybolma. Hep biz çözecek değiliz ya gerçeğin düğümlerini, bırak kendi halinde kalsın. Ruhuna talibim ben asıl gerçek bu. Kaçışlardan bıkmış, hep yarım kalmış ruhum da bir tek seninle doyuma ulaşacak, kendini bulacak. Dedim ya, sen geldin.
Bir de mavi var öyle ya..... Nereye saklamıştım maviyi? Kimlerden gizlemiştim de yok sansınlar istemiştim? Bak, güneş bile mavi mavi parlıyor görüyor musun? Yavaş yavaş yok oluyor yüreğimin gri katmanları. Maviyle anılıyor görebildiğim her şey.
En çok maviye tutkunum ben, bu yüzden mavi sen oluyorsun, çocuk gibi seviniyorum. Sen maviyle geldin.. Sahi, çocuk olmayı ne kadar özlemişim ben... Senin içindeki çocukla oynayacak bendeki çocuk. Yalansız ve saf olacak. Kumdan kaleler yapacak, içine seni koyacak. Kaleyi yıkacak, seni kurtaracak, kahraman olacak.
Çığlıklar atacak, yorulmayacak, sensiz hiç bir oyunda 'ebe' olmayacak. Korkma, içindeki o çocuk hep yaşayacak, kimsenin zarar vermesine izin vermeyeceğim. Çünkü sen o çocukla varsın, o çocukla geldin.
Yoktum ben, senden önce yoktum sanki. Sen geldin varlığını bildim. Sen geldin bir dokunuşun, bir öpüşün nasıl da büyük bir hazza dönüştüğünü gördüm. Sen geldin ben oldum, aşk oldum. Sen geldin....ama ne iyi ettin...
Kelimeler bazı şeyleri anlatır. Ama her şeyi yaşatmaz. Bazen ben bile yabancı olurken kendime, sana nasıl anlata bilirim ki ben. Neşeliyim diyeceğim, suratsız bir anıma denk geleceksin. Espriliyim diyeceğim belki ağlamalarıma denk düşeceksin.
26.02.2010 - 21:31
ÖLÜM SENİ BİR YERDE BEKLEMEDİĞİNE GÖRE SEN ONU HER YERDE BEKLE
26.02.2010 - 07:32
İnsanları Çılgına Çeviren Şey Bu Günün Deneyimi Değil, Dün Olan Bir Şeyden Pişmanlık Duymak Ve Yarının Getireceklerinden Korku Duymaktır.
10.02.2010 - 23:12
mine bir saksı fazla gelir; küçücük bir umut bile olsa yeşertmek istesin onu büyütmek emek ister bir saksıda bile olsa
Kimine Bir Saksı Fazla Gelir,Kimine Ormanları Vaad Etsen Nafile... Hani bir umut vardır ya
O umutla aydınlanır her günün
O umutla yaşama bağlanırsın ama o kendi hüznüne o kadar dalmıştır ki görmez senin yeşertmek istediğin fidanları
Verdiğin değeri anlayamaz kalbi
Ya hiç bu kadar sevilmemiştir ya da sevgini büyüklüğü korkutmuştur onu
Halbuki senin yaptığın sadece onu sevmektir
Sadece sevmek
İçten sıcak yüreğini ortaya koyarak sevmek
Kimine de ormanları vaad etsen nafile
Hep daha fazlasını ister şımarıkça
Yüreğinin büyüklüğünü görmeden ummanlar ister senden
Halbuki sen kalbini sermişsindir yollarına ama o tek bir daldaki sevdayı hor görüp hep yalancı baharlar arar kendine
Seni kaybettiği gün anlayacaktır ama nafile
Dedim ya sevmek zor iş sevdadan anlayanı bulmak daha da zor
' Kimine bir saksı fazla gelir kimine ormanları vaad etsen nafile '
07.02.2010 - 11:12
Kaçamak Yaşiyoruz Hayati
Kaçamak yaşıyoruz.
Her şeyden, bazen kendimizden bile kaçıyoruz.
Duygularımızı paylaşmak nedense zor geliyor bize.
Kendimiz bile yaşayamıyoruz ki...
Hep içimize atıyoruz sevgileri,hüzünleri,mutlulukları.
Bağırıp çağırıp hani derler ya 'bardaktan boşanırcasına yağan yağmur gibi' ağlayamıyoruz bile.
Utanıyoruz...
Kızgınlıklarımızı hep içimize atıyoruz.
Aslında kendimize kızıyoruz.
Karşımızdakinin hiç suçu yok 'sadece o O'nun düşüncesi'
diyemiyoruz.
Gördüğümüz her iyilik ve kötülüğün bizden kaynaklandığını
anlayamıyoruz.
Volkanlar patlıyor içimizde söndüremiyor gözyaşlarımızı içimize
akıtıyoruz.
Görmüyoruz...
Kör değiliz sadece bakıyoruz.
Çevremizdekileri sadece hareket eden birer obje olarak değerlendiriyoruz.
Doğan güneşin sıcaklığını, rüzgarın getirdiği okşamayı,kuş sesindeki canlılığı ve hayatı hep kaçırıyoruz.
Ruhumuzu bi yerlerde bıraktık, bulamıyoruz...
Çok hızlı gidiyor,dinlenemiyoruz.
Herkes ama herkes, herşey üstümüze üstümüze geliyor...
Korkup kaçıyoruz.
Sevemiyoruz...
Sevgilerimizin bile sebebi çıkar ilişkisine dayalı.
Hep bir şeyler bekliyoruz karşımızdakinden.
Peki...
Ne veriyoruz..?
Arkadaşlığı bile beceremiyoruz.
Bazen bir merhaba demek bile zor geliyor.
'O bana dün selam vermemişti ben neden vereyim' bile diyebiliyoruz.
Aslında kendimizle inatlaşıyoruz.
Egomuz daima üstün geliyor.
Sebebini bilmiyoruz.
Düşünmüyoruz.
Geleceğimizi, geçmişimizi içinde bulunduğumuz anı bile düşünmüyoruz.
Hep gel geç ilişkilerde gözümüz.
Hep başkası olmakta...
Kendi benliğimizi kaybettik.
Tanımıyoruz içimizdeki beni.
Ne istediğimizi ne beklediğimizi bile bilmiyoruz.
Kendimizden bile kaçıyoruz.
Yüzleşemiyoruz kendimizle...
Eleştiride dozu kaçırmaktan korkmuyoruz ama kendimize yöneltilen eleştirileri saldırı olarak algılıyoruz.
Hayatın tüm yanlışları hep bizim dışımızda...
Bir tebessümü bile çok görüyoruz karşımızdakine.
Bilmiyoruz, aslında o çok gördüğümüz tebessümün kendimize verdiğimiz en değerli hazine olduğunu...
Hayatta her şey size bağlı.
Sen istersen dünya daha güzel.
Sensin tüm güzellikleri yansıtan.
Diğer olan biten her şey sadece araç.
Yani sen varsan her şey var.
Kendini tanımaktan geçiyor her şey.
Bir tebessümle başlıyor güzellikler.
Sabah yataktan kalktığında aynada kendine tebessüm et ve Günaydın dileklerini ilet kendine...
Gözlerini kapat hayatın seslerini dinle.
Yeni bir gün,her yeni gün seninle birlikte var.
Ruhun bir yerlerde seni bekliyor.
Bul Onu.
Hisset tüm hissettiklerini.
Bak nasıl değişecek hayat...
Gülümse...
25.01.2010 - 21:23
Sanırdım gündüzdü onlarla gecem
İçimde ümitti dost bildiklerim
Ne zaman yıkılıp yere düştüysem
Bırakıp da gitti dost bildiklerim
Hepsi varken baharımda, yazımda:
Kışın bir burukluk kaldı ağzımda
Seneler senesi oysa gözümde
Cihana eşitti dost bildiklerim
Nerde o sözlere kandığım günler?
Her gülen yüzü dost sandığım günler
Acıdan kahrolup yandığım günler
Ta canıma yetti dost bildiklerim
Meydana çıkalı asil cehreler
Aydınlanmaz oldu artık geceler
Yalanlar tükendi, indi maskeler
Birer birer bitti dost bildiklerim
Korkar oldum bana *dostum* diyenden
Yoksa yok olandan, varsa yiyenden
Ne onlardan eser kaldı ne benden
Beni benden etti dost bildiklerim
04.01.2010 - 21:44
Rahmetlik Babanın güzel bir sözu vardı nur içinde yatsın mekanı cennnet olsun emeği çoktur üzerinde oğlum ' TEKLİF NEZAKETTEN, ISRAR EŞEKLİKTEN DİR....' derdi her zaman
26.12.2009 - 10:20
mrb koray bey evet hayat kiminin güler yüzünde kiminin hüzün gönlünde avuçlarımızdaki hayat kuş misali uçup gitmeden gök kubbede hoş seda yüreyinize sağlık..
02.11.2009 - 15:59
KASIM KASIRGALARI
her bahar kuşlar kanat çırparmış
ben uçsam nehirler kurur, ceylanlar vurulur dağlarda
kasım gelir kasıla kasıla kasırgalarıyla
ben uçsam mevsim hazan olur
hasret ile yola çıkmak nedir bilmez misin
yazı başka ağlar kışı başka
biçimsiz sızılara gebe kalır geceleri
geceler sayılı sabahlar doğurur
kırılır kanatları çocukların
üzerinden silkeleyerek gidenlerin ardından
yetimlik kolay değil bilmez misin
yıkar umudun kalesini
menevişlenen hüzün boğar gözlerindeki feri
sonbahar gelmeden sararıp dökülen yapraklar gibi
ellerin solgun gülüşler toplar gamzelerinde
bırakılır gelgitlere
insafı yoktur zamanın, dil acıya keser
başlar aysız gecelerde
ayrılığı kuşanmaya başlar türküler
senin o gidişin yok mu
yüreğimin orta yerine düşen
dokunsam kan damlar sarkacından
sussam kan - konuşsam kan
hangi yana baksam
hangi yana çevirsem zamanı acıdan üryan
sorma...
sorma nasılım diye
dilimden dökülen nağmeler amansızca
bari
bari bir selam yolla
varsın dudaklarının buzlu yerinden olsun
itirazım da olmaz inan
de ki,,,
sana umutsuzluğu gönderdim
sana uykusuzluğu
baştan aşağı gözyaşı, baştan aşağı hicran
dudaklarımda ziftlenmiş bir keder ki
küçültsem diyorum küçültsem ufalasam sensizliği
bir çığlık gibi döksem yollara tükenir mi
ah senin o hercai duruşların yok mu
kırar sözcüklerin dilini
getirir cinnetin saatini
haydi,,,
ya kutsa ölümü gözyaşlarınla içten
ya da beni bana ver
çek git istersen
Müsade Özdemir
21.10.2009 - 19:24
Zaman
bir çoçuğa göre büyümek çabukcak olgunlaşmaktır zaman
zaman
bir yaşlıya göre çok çabuk geçmiştir geriye dönmektir zaman
zaman
bir aşığa durmuştur ilerlemez yaşanan o andır zaman
zaman
yalnızlığa göre gün gibi geçmeyen saniyedir zaman
zaman
mecnuna göre leyladır leylaya göre aşktır zaman
zaman
07.09.2009 - 15:07
Hayırlı ramazanlar
Ortak dostlarla beraber
güzel paylaşımlarla hoş sohbet bir ortamda
şiir tadında sevgi,kardeşlik, paylaşım yağmuru altında
beraber ıslanmaya......
31.05.2009 - 12:19
Ey Sevda! Seninle Oynuyorlar Bu Sevgisiz İnsanlar!
Bakışlarını uzat bana seninle bakayım dünyaya... Seninle anlamlaştırayım hayatı seninle anlam kazansın ibadetlerim...
Bakışlarını uzat bana ışığınla aydınlansın kör bakan gözler... Sende görsün beni gözlerim uzakları görebilmeli....
Bakışlarını uzat bana yüreğimdeki karlar erisin! Bahar gelsin yüreğime aklar'ım yeşersin! !
Bakışlarını uzat bana içi gülsün gözlerimin... Bakışlarını düşür sözlerime aşk d'olsun cümlelerim aşkla d'olsun yüreğim...
-ellerini uzatma bana ey aşk!
Ola ki; tutamam ellerinden.... Tutamayışım iner yüreğine kırılırsın en ince yerinde hayatın küsersin bana...
-Ne olur ey aşk! Dokunma bana....
Sen beynimin dokunuşlarındasın gülistanında yüreğimin...Ona yakarışlarımdasın... Ne olur ellere düşme..! Ne olur y'ellere bırakma kendini..! Eller bilmez kıymetini sen hep kal gülistanında yüreğimin ve hep IŞIĞI ol gözlerimin...
İstersen hiç uğrama bana hiç bilme hiç tanıma hiç anlama... Ben seni seviyorum ya! ! bu yeter bana ey aşk..! Güzelsin sen sevilmek kadarsın...özlemek kadar hasret seninle anlamlı.. Özlemek senle orantılı... Sensiz yaşanmaz....Sen ölümü kıskandıran tek 'var'sın... İnsanlara ölümü sevdiren ve ölümü bu denli anlamlaştıransın.
ölümsün doğuşlara vesile olan... Ateşsin yüreklerde ve gülsün hovarda ellerde...
Ne olur düşme ellere!
Ne olur kapılma y'ellere! ! !
'Eller kıymet bilmez'...
y'eller savurur seni düşersin yerlere....
Düşme düşme düşme....
Ben düş'tüm.
Sen düş ol...
07.05.2009 - 16:54
Başarı tek başına elde edilemez. Emeği dokunan herkesle mutluluğu paylaşanlar, daha büyük başarılara ulaşır.
Kapadokya-Nevşehir gibi güzel bir grup kurup bizleri bu çatı altında topladığınız için çok teşekurederim Koray bey
27.03.2009 - 10:09
Üşüyorum..
(Muhsin YAZICIOĞLU)
Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi, süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum..
20.01.2009 - 19:09
Mustafa Yıldızdoğan - Mektup
Ya işte böyle gözüm, bakıyorum da şunlara, şaşıyorum.
Canım sıkılıyor, Allah canımı alsın.
Zengin babaları sayesinde, lüks arabalarla, gündelik sevgili değiştiren, aşkı ve sevdayı iki öpücük zannedenlere kızıyorum.
Kızdığım gibi de acıyorum. Bana ne diyemiyorum işte.
Takıyorum kafama. Bölüyorum uykularımı. Çünkü bu gençlik bizim bizim..
Anlat anlat diyorsun ya ikide bir, yaralı yüreğimle yaralamak istemezdim seni.
Ama sevda ne demek, ama gönül ne demek, vefa ne demek
ve ben seni nasıl sevmişim vay vay ki vay.
Ben, insanların toprakla haşır neşir olduğu,
çocuklarına helal lokma için terlerini toprağa akıtan,
eli nasırlı mı nasırlı, yüzü güneş yanığı, gönlü ezelden yanık, güneşin toprakla öpüştüğü,
buram buram dert, buram buram hasret, buram buram sevda kokan, hürriyet sevdalısı milyonlarca gençten biriyim.
Anam, abdestsiz göğsünü vermemiş bana,
ola ki Allah'a ola ki Vatana, ve ola ki sevdiklerine ihanet eder diye.
Anamın ak ve helal sütünden midir nedir? Vefasızlığın v' si yoktur kitabımızda.
Hele güzelim sevdiğini yarı yolda bırakmak nankörlüğün ve namertliğin en adisi budur işte.
Gönül dersen gönül, yürek dersen yürek, aşk dersen aşk, bırak duygularımı yüreğimde.
Yüreğimde bul kendini. Gel gör ki nasıl sevmişim seni, vah vah.
18'inde deli taylara benzer kızlarımız, geçit vermez yüce dağ gibi heybetli,
şahin bakışlarında mertlik ama yufkadır yürekleri.
Onlar ki sevdiklerine toprak kadar vefalı
onlar ki sevdiklerine gün gibi, güneş gibi sadık, kardelen çiçekleri kadar sabırlı,
ki onlarda iffet, ki onlarda edep.
Onlar sevdiler mi başka severler güzelim.
21.asırda ne Karacaoğlan' ı ne Köroğlu' nu ne de Ferhat'ı aratır yiğitlerimiz.
Gönül, bu ya hep ulaşılmaz, erişilmez dallara bağlanır.
Çile ise çile dert ise dert, pes etmek mi asla.
Ve yiğitliğin kitabı yazılmaz gülüm.
Yiğitlik yürekte gönülde gizlidir.
Yiğitlik sadece bilekte değil.
Bizi biz eden bizi farklı kılan bu düşüncemiz bu gönlümüz.
Çünkü biz sevdiğimizi iki öpücük niyetine değil, Allah'ın bir emanet kuşu bilip,
bir ömür boyu aynı yastıkta bir ömür sürmek için severiz.
Ben sevdiğime gel dediğim vakit dağları yırtıp gelen,
git dediğim vakit kaşlarını çatmadan, arkasına bakmadan gidendir.
Zannetme ki korkudan, edepten, gönülden, sevgiden.
İşte güzelim, diyorum ya iki de bir, gönül dersem gönül, yürek dersem yürek, aşk dersem aşk, bırak duygularımı yüreğimde, yüreğimde bul kendini. Gel gör ki nasıl sevmişim seni vah vah.
14.01.2009 - 20:00
aşk...
en güzel duygu aşk..
sevmek sevilmek...
aşık insana herşey ama herşey güzel gelir...
kırmak ezilmek hikaye yeterki aşık olasın herşey iki kelimede bitiyo insana seni seviyorum...
seni seviyorum...
sevgin için sevdiğinin her dediğini sorgulamadan her istediğini yaparsın aman nedir kırılmasın üzülmesin...
hiç bişe düşünmeden tek amaç o mutlu olsun başka amaç ne olabilirki...
ama bir gerçekte şuki ne kadar istenilenlere evet desen o kadar ezilen ve üzülen sen oluyosun sen...
isterse yıllar geçsin böle bir yerde taşa vuruyon işte..
vuruyon...
o kadar sevki hatta bişedaha söyliyim oda seni seviyo..
the and demek çok kolay bitti bu 5 harf demesi çok kolay...
ama gel bide bunu yüreğine anlat...
hey yalan dünya savrulmuşum rüzgarına gidiyorum gidiyorum...
sol yanım açıyor paramparça gidiyorum...
çok sevdim hemde çok......
iişte tek gerçek sevdiğine fazla değer vermicen..
verirsen kaybedersin o zamn kafanı nerelere vursam yeminle boş boş vallahi boş...
bir gerçekte daha ne olursa olsun insan sevdasından vazgeçemiyo...
alın buda son gerçek....
'YALAN DÜNYA'
HER ŞEY YALAN SEVGİLİ HEMŞERİM
08.01.2009 - 14:08
hersey gönlünüzce olsun efendim.. yüreginize saglik.((saygilar))
30.11.2008 - 18:42
Roland Barthes'ın kıskançlığın kendi içindeki karmaşıklığını, çelişkisini ve doğallığını anlatan bir sözü var: 'Kıskançlık duyduğumda dört kez acı çektim: Kıskanç olduğum için, kıskançlığım nedeniyle kendimi kınadığım için, kıskançlığımın kıskandığım insanı etkilemeyeceğini bildiğim için, bir klişeye kapıldığım için: Dışlandığım, saldırgan, deli ve bayağı olduğum için acı çekiyorum.'
29.11.2008 - 01:18
teşekkür ederim
27.11.2008 - 21:04
BILGE KIZILDERILI
Cherokee kabilesinin yaslilarindan biri torunlarina egitim veriyordu. Onlara dedi ki:
-'Icimde bir savas var. Korkunc bir savas. Iki kurt arasinda. Bu kurtlardan birisi; korkuyu, ofkeyi, kiskancligi, uzuntuyu, pismanligi,
acgozlulugu, kibri, kendine acimayi, suclulugu, kuskunlugu, asagilik duygusunu, yalanlari, yapmacik gururu, ustunluk taslamayi ve egoyu temsil ediyor. Digeri ise; zevki, huzuru, sevgiyi, umudu paylasmayi, comertligi, dinginligi, alcakgonullulugu, nezaketi, yardimseverliligi, dostlugu, anlayisi, merhameti ve inanci temsil ediyor. Ayni savas sizin icinizde de suruyor ve diger tum insanlarin icinde.'
Cocuklar anlatilanlari anlamak icin bir dakika dusunduler ve iclerinden biri buyukbabasina,
-'Hangi kurt kazanacak? ' diye sordu.
Yasli Cherokee kisaca cevapladi:
-'Beslediginiz'...
16.09.2008 - 17:51
Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete
dayanmayan kuvvet zalimdir.
Blaise Pascal
08.09.2008 - 15:39
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. (Mevlana)
06.09.2008 - 23:25
SENİN ADIN KAVUŞMAK OLSUN
Tarifsiz bir sevdada kimliksiz bir sessizliktin
Haykırışlarla çağlarken yüreğim durgun limanımdın
Sen benim adını koyamadığımdın
Senin adın kavuşmak olsun
Fırtınalarda yolunu kaybeden gemi misali
Rotasız ve pusulasız kalmışken yüreğim
Ve hoyratça savrulurken bir limandan bir limana
Teslim olmuşken kaderine
.................
Sen benim adını koyamadığımdın
Senin adın kavuşmak olsun..
Bakmaya kıyamazken gözlerine
Tutmaya cesaret edemezken ellerini.
Ve bütün cümlelerin sustuğu o yerde
Sessiz bir haykırıştı yüreğim
Eşsiz bir mutluluktu yaşadığım
Sen benim adını koyamadığımdın
Senin adın kavuşmak olsun.
Son bahar yaprakları dökülürken içimden
Hazanı yasarken bahar kokulu sabahlar da
Yüreğim üşürdü gözlerimden sel olup akan yağmurda
Sırıl sıklam ıslanırken ruhum
Solmuştu bahçemde ki tüm güller
Sen o bahçemdeki açan tek güldün
Sen adını koyamadığımdın
Senin adın kavuşmak olsun.
Dağ çiçeğim yaban gülüm asi sevdam.
Saçının bir teline bir ömür adadığım
Gözündeki bir damla yaşına şehirleri yaktığım
İsyanım feryadım kavuşulmazım
Sen vazgeçemeyeceğim yasaklım
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun.
Sen benim yanı başımdaki uzağım
Sen benim uzağımdaki en yakınım
Dokunmam yasak sevmem yasak
Sensiz bu hayatta yaşamak tuzak
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun.
Sisli bir gecede ses olup da gel
Bir sonbahar gününde yağmur olup da gel
Soğuk bir kış gününde rüzgar olup da gel
Ilık bir yaz gecesinde düş olup da gel
sen bana yasaklarından sıyrılıp da gel
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun.
Bir gün gelirde tutarsam ellerini
Bakarsam gözlerine sevgi dolu
Doğarsa sende yeniden bu beden
Ve o gün verirsem şayet son nefesimi
Ölmeden haykırmak isterim son bir kez
Sen adını koyamadığım
sen yaban gülüm sen dağ çiçeğim
sen ruhu revanım sen yaşama sevincim
yasaklım adı bende saklım
senin adın kavuşmak olsun
senin adın
senin adın seviyorum olsun
seviyorum olsun...
SABAHATTİN ALİ
06.09.2008 - 23:23
Ağladığın yerde olacağım ben.
Başını göğsüme yaslaman için.
'Ağlama' demeyeceğim sana, susturmayacağım.
Akacak gözyaşların içindeki acıyla birlikte.
Geçmişte seni yaralayan ne varsa hepsi bir bir çıkacak yüreğinden.
Gözyaşların temizleyecek yarım aşklardan kalan tortuları.
Yüreğindeki yaraları iyileştirecek.
Hıçkıra hıçkıra ağlarken sadece dokunacağım sana,
saçlarını okşayıp daha da fazla ağlamanı sağlayacağım.
Bir daha ağlamaman için...
Güldüğün yerde olacağım ben.
Gülümsemeyle birlikte yüzüne yayılan aydınlığa tanık olmak için.
Seninle birlikte gülmek için.
Kahkahalarının odanın duvarlarını çınlattığı anda
'Yetmez' diyeceğim sana
Daha fazla gül, daha fazla çınlat duvarları...'
Gülüşünün içimde yarattığı coşkuyu duyumsamak istiyorum.
Seni nasıl güzelleştirdiğini görmek istiyorum.
Özlediğin yerde olacağım ben.
Özlemini dindirmek için.
Bana dolu dolu sarılman için.
ÖZLÜYORSAN AŞIKSINDIR, bu ne güzel bir gerçek.
Ben yanımdayken bile özlüyorum seni.
'Olur mu öyle şey? ' deme, oluyor işte.
Aşkı bu kadar derin hissederken özlememek mümkün değil.
Doyamıyorum sana anlıyor musun?
Benim özlediğim kadar sende beni özle istiyorum.
Her neredeysen orada olacağım ben.
Sensiz olmak istemiyorum çünkü.
Bir tek günümü bile sensiz geçirmek istemiyorum.
Hep benimle olmalısın,
Ne yaşayacaksan hep benimle yaşamalısın
Biz bu yola birlikte çıktıysak eğer,
Sonuna kadarda birlikte yürümeliyiz.
El ele ve yürek yüreğe...
Bizi birbirimize bağlayan şey aşk.
Aşkı herşeyiyle yaşamalıyız.
Şimdi diyorum ki sana:
Bir hayatı paylaşmak, bir aşka ortak olmak istiyorsan çağır beni yanına. Hiç çekinme çağır. Kaygılarından sıyrıl, aşkın klasik oyunlarından vazgeç. Bize göre değil bunlar. Utanma duygularından, isteklerinden. Deki; 'Aşığım...' Deki; 'İstiyorum...' Seninim ben, sonsuza kadar senin...
06.09.2008 - 23:21
MAVİ SEVDAM
Geceydi seni bana taşıyan...
Sen geceye yakındın, bende sana....
Ağır aksak işleyen zamanın düşürdüğü tuzaklardan kurtulup geldin,
hoş geldin.
Korkularınla, sırlarınla ve sadece gözlerine derin bakanların
görebileceği acılarınla geldin,
iyi ki geldin.....
Bekleyişlerimin içine hapsettiğim özlemlerim vardı.
Nicedir kimseyle paylaşmadığım hüzünlerim.
Soramadığım sorularım..
Hatırladığımda yüreğimde yaratacağı
o korkunç sızıyı duymaktan korktuğum için
beynimin bir köşesine fırlatıp attığım ve bir daha
hiç dokunmadığım anılarım vardı....
Şimdi özgür bıraktım özlemi.
Şimdi hüzünde sevinçte doyasıya yaşanıyor bende.
Sorular cevabını buluyor, anılar canlanıyor çünkü sen geldin.
Susmak ne çok akıllandırmış beni...
Ne çok biriktirmişim kelimelerimi....
Bir bir dökülürken dilimden sevda sözcükleri
senin o tedirgin duruşun bile durduramıyor beni.
'Seni soluyan bir rüzgara kapılmış gidiyorum.',
yüreğimi bir yelken gibi açtım, seninle dolduruyorum.
Seninle olmanın,
seni yaşamanın ve zamanı sadece seninle paylaşmanın
eşsiz hazzını duyumsuyorum, ne iyi ettin de geldin.....
Bir büyüysen bozulma. Bir hayali yaşıyorsak kaybolma.
Hep biz çözecek değiliz ya gerçeğin düğümlerini,
bırak kendi halinde kalsın. Ruhuna talibim ben asıl gerçek bu.
Kaçışlardan bıkmış,
hep yarım kalmış ruhum da bir tek seninle doyuma ulaşacak,
kendini bulacak. Dedim ya, sen geldin.
Bir de mavi var öyle ya.....
Nereye saklamıştım maviyi?
Kimlerden gizlemiştim de yok sansınlar istemiştim?
Bak, güneş bile mavi mavi parlıyor görüyor musun?
Yavaş yavaş yok oluyor yüreğimin gri katmanları.
Maviyle anılıyor görebildiğim her şey.
En çok maviye tutkunum ben,
bu yüzden mavi sen oluyorsun, çocuk gibi seviniyorum.
Sen maviyle geldin..
Sahi, çocuk olmayı ne kadar özlemişim ben...
Senin içindeki çocukla oynayacak bendeki çocuk.
Yalansız ve saf olacak. Kumdan kaleler yapacak,
içine seni koyacak. Kaleyi yıkacak, seni kurtaracak, kahraman olacak.
Çığlıklar atacak, yorulmayacak, sensiz hiç bir oyunda 'ebe' olmayacak.
Korkma, içindeki o çocuk hep yaşayacak,
kimsenin zarar vermesine izin vermeyeceğim.
Çünkü sen o çocukla varsın, o çocukla geldin.
Yoktum ben, senden önce yoktum sanki.
Sen geldin varlığını bildim. Sen geldin bir dokunuşun,
bir öpüşün nasıl da büyük bir hazza dönüştüğünü gördüm.
Sen geldin ben oldum, aşk oldum.
Sen geldin....ama ne iyi ettin...
Toplam 131 mesaj bulundu