Bu gece bendeki canına Bu gece Ben giderim resmin kalır Belli ki bir hevesim kalır Gözüm arkada kalmaz Seni göresim kalır Sesim kalmaz Sözüm kalmaz Yarın bir öykücük Bozulmuş bir tılsım Güze ulaşır vakit Kurur dallar Ayaz kalır Gece çöker baykuş öter Yaşanmış bir yan kalır Söner içimdeki yangın Direnen kımıl göğ ekinleri Açar güneş Mevsim ilk bahara döner Yemyeşil bir tınaz kalır Alacak renkler susar Ortada tek beyaz kalır Çürrü düzen zulüm biter Kar altında gülüm biter Vakit ulaşır yolum biter Bir de yasak adım kalır Toplatılır yazılarım Yıkılır dizelerim Kurtulur gözlerim Geride genç ölüm kalır
Hasret GÜLTEKİN, 1990
SESLENIS... Dağ gibi karaya giz birer delikanlıydık. Babamız, sırtında yuk tasiyarak getirirdi asimizi, ekmegimizi. Arabalar siril siril isiklariyla caddelerden ge- cerken bizler bir mumun isiginda bitirdik kitaplarimizi. Kendimiz gibi yasayan binlerce yoksulun yuregini yuregimizde yasayarak katildik o buyuk kavgaya. Ecel- siz oldurulduk. Dovulduk, vurulduk, asildik. Vurulduk ey halkim, unutma bizi... Yoksullugun bukemedigi bileklerimize celik kelepceler takildi. Iskence hucrelerinde sabahladik kac kez. Isteseydik, diplomalarimizi, mor binlikler ge- tiren birer senet gibi kullanirdik. Mimardik, muhendistik, doktorduk, avukat- tik. Yazlik kislik katlarimiz, arabalarimiz olurdu. Yuregimiz, isciyle birlikte atti, koyluyle birlikte atti. Yasamimizin en guzel yillarini, birer taze cicek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep. Oldurulduk ey halkim, unutma bizi... Fidan gibi genc kizlardik. Hayat, sakirdayan bir selale gibi akardi gozbebeklerimizden. Yirmi yasinda, yirmi bir yasinda, yirmi iki yasinda, isken- cecilerin acimasiz ellerine terk edildik. Direndik kucucuk yuregimizle, diren- dik genc kizlik gururumuzla. Tukurulesi suratlarina karsi bahar cicekleri gibi, taptaze inanclarimizi firlattik bos birer eldiven gibi. Utanmadilar insanlikla- rindan, utanmadilar erkekliklerinden. Hucrelere atildik ey halkim, unutma bizi... Olumcul hastaydik. Bagirsaklarimiz dugumlenmisti. Hipokrat yemini etmis doktor kimlikli iskencecilerin elinde oldurulduk acinmaksizin. Gelinliklerimi- zin utusu bozulmamisti daha. Cezaevlerine kilitlenmis kocalarimizin taptaze duygularina, birer mezar tasi gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. Insan- lik sustu. Goz gore gore oldurulduk ey halkim, unutma bizi... Kanserdik. Olum, her gun bir sinsi yilan gibi dolasiyordu derilerimiz- de. Uydurma davalarla kapattilar hucrelere. Hastaydik. Yurtdisina gitseydik kurtulurduk belki. Bir bucuk yasindaki kizlarimizi oksuz birakmazdik. Once, ko- lumuzu, omuz basindan keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak firlattik attik onlerine. Sonra da, otuz iki yasinda birakip gittik bu dunyayi, ecelsiz. Oldurulduk ey halkim, unutma bizi... Giresun'daki yoksul koyluler, sizin icin olduk. Ege'deki tutun iscileri sizin icin olduk. Dogu'daki topraksiz koyluler sizin icin olduk. Istanbul'daki, Ankara'daki isciler sizin icin olduk. Adana'da, paramparca elleriyle, ak pamuk toplayan isciler, sizin icin olduk. Vurulduk, asildik, oldurulduk ey halkim, unutma bizi... Bagimsizlik, Mustafa Kemal'den armagandi bize. Emperyalizmin ahtapot kollarina teslim edilen ulkemizin bagimsizligi icin kan doktuk sokaklara. Mezar taslarimiza basa basa, devleti yonetenler, gizli emirlerle, baslarimizi ezmek, kanlarimizi emmek istediler. Amerikan usleri kaldirilsin dedik, sokak ortasinda sorgusuz-sualsiz vurdular. Yirmi iki yaslarindaydik olduruldugumuzde ey halkim, unutma bizi... Yabanci petrol sirketlerine karsi devletimizi savunduk; komunist dedi- ler. Ulkemiz bagimsiz degil dedik; kelepceyle geldiler ustumuze. Kurtulus Sava- si'nda emperyalizme karsi dalgalandirdigimiz bayragimizi daha da dik tutabil- mekti butun cabamiz. Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler. Vurulduk ey halkim, unutma bizi... Henuz cocuklugumuzu bile yasamamistik. Bir kadin eline degmemisti elle- rimiz. Bir sevgiliden mektup bile almamistik daha. Bir gece sabaha karsi, pran- ga vurulmus ellerimiz ve ayaklarimizla cikarildik idam sehpalarina. Herkes ta- niktir ki korkmadik. Icimiz titremedi hic. Mezar topragi gibi taptaze, mezar ta- si gibi dimdik boynumuzu uzattik yagli kementlere. Asildik ey halkim, unutma bizi... Bizi oldurenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasinda vuranlar, agabeyi- miz babamiz yaslarindaydilar. Ya bu duzenin kirli carklarina ortak olmuslardi ya da susmuslardi butun olup bitenlere. Ofkelerini bir gun bile, karsisindaki- lere bagirmamis insanlarin gozleri onunde, oldurulduk. Hukuk adina, ozgurluk adina, demokrasi adina, Bati uygarligi adina, bizleri, bir safak vakti ipe cek- tiler. Korkmadan olduk ey halkim, unutma bizi... Bir gun mezarlarimizda guller acacak ey halkim, unutma bizi... Bir gun sesimiz hepinizin kulaklarinda yankilanacak ey halkim, unutma bizi. Ozgurluge adanmis bir top cicek gibiyiz simdi, hep birlikteyiz ey hal- kim unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi... 25 Agustos 1975 UGUR MUMCU UGUR'A AGIT DEGIL, OVGU Günümüzde insan olmanın Çok ağır bedeli var Ya parçası olacaksın alçaklığın Ya seni parçalarlar Oysa insan olmak Çoğalabilmektir başkalarıyla İnsansın, birinin cani yanarken Senin de canin yanıyorsa Bir bombayla canına kıyılan Çoğalmasını bilen biriydi Daha az Uğur Mumcu'yduk dun Daha çok Uğur Mumcu'yuz simdi 26 Ocak 1993 Ataol Behramoglu
20.07.2007 - 22:37
Bu gece bendeki canına
Bu gece
Ben giderim resmin kalır
Belli ki bir hevesim kalır
Gözüm arkada kalmaz
Seni göresim kalır
Sesim kalmaz
Sözüm kalmaz
Yarın bir öykücük
Bozulmuş bir tılsım
Güze ulaşır vakit
Kurur dallar
Ayaz kalır
Gece çöker baykuş öter
Yaşanmış bir yan kalır
Söner içimdeki yangın
Direnen kımıl göğ ekinleri
Açar güneş
Mevsim ilk bahara döner
Yemyeşil bir tınaz kalır
Alacak renkler susar
Ortada tek beyaz kalır
Çürrü düzen zulüm biter
Kar altında gülüm biter
Vakit ulaşır yolum biter
Bir de yasak adım kalır
Toplatılır yazılarım
Yıkılır dizelerim
Kurtulur gözlerim
Geride genç ölüm kalır
Hasret GÜLTEKİN, 1990
SESLENIS...
Dağ gibi karaya giz birer delikanlıydık. Babamız, sırtında yuk tasiyarak
getirirdi asimizi, ekmegimizi. Arabalar siril siril isiklariyla caddelerden ge-
cerken bizler bir mumun isiginda bitirdik kitaplarimizi. Kendimiz gibi yasayan
binlerce yoksulun yuregini yuregimizde yasayarak katildik o buyuk kavgaya. Ecel-
siz oldurulduk. Dovulduk, vurulduk, asildik.
Vurulduk ey halkim, unutma bizi...
Yoksullugun bukemedigi bileklerimize celik kelepceler takildi. Iskence
hucrelerinde sabahladik kac kez. Isteseydik, diplomalarimizi, mor binlikler ge-
tiren birer senet gibi kullanirdik. Mimardik, muhendistik, doktorduk, avukat-
tik. Yazlik kislik katlarimiz, arabalarimiz olurdu. Yuregimiz, isciyle birlikte
atti, koyluyle birlikte atti. Yasamimizin en guzel yillarini, birer taze cicek
gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep.
Oldurulduk ey halkim, unutma bizi...
Fidan gibi genc kizlardik. Hayat, sakirdayan bir selale gibi akardi
gozbebeklerimizden. Yirmi yasinda, yirmi bir yasinda, yirmi iki yasinda, isken-
cecilerin acimasiz ellerine terk edildik. Direndik kucucuk yuregimizle, diren-
dik genc kizlik gururumuzla. Tukurulesi suratlarina karsi bahar cicekleri gibi,
taptaze inanclarimizi firlattik bos birer eldiven gibi. Utanmadilar insanlikla-
rindan, utanmadilar erkekliklerinden.
Hucrelere atildik ey halkim, unutma bizi...
Olumcul hastaydik. Bagirsaklarimiz dugumlenmisti. Hipokrat yemini etmis
doktor kimlikli iskencecilerin elinde oldurulduk acinmaksizin. Gelinliklerimi-
zin utusu bozulmamisti daha. Cezaevlerine kilitlenmis kocalarimizin taptaze
duygularina, birer mezar tasi gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. Insan-
lik sustu.
Goz gore gore oldurulduk ey halkim, unutma bizi...
Kanserdik. Olum, her gun bir sinsi yilan gibi dolasiyordu derilerimiz-
de. Uydurma davalarla kapattilar hucrelere. Hastaydik. Yurtdisina gitseydik
kurtulurduk belki. Bir bucuk yasindaki kizlarimizi oksuz birakmazdik. Once, ko-
lumuzu, omuz basindan keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak firlattik
attik onlerine. Sonra da, otuz iki yasinda birakip gittik bu dunyayi, ecelsiz.
Oldurulduk ey halkim, unutma bizi...
Giresun'daki yoksul koyluler, sizin icin olduk. Ege'deki tutun iscileri
sizin icin olduk. Dogu'daki topraksiz koyluler sizin icin olduk. Istanbul'daki,
Ankara'daki isciler sizin icin olduk. Adana'da, paramparca elleriyle, ak pamuk
toplayan isciler, sizin icin olduk.
Vurulduk, asildik, oldurulduk ey halkim, unutma bizi...
Bagimsizlik, Mustafa Kemal'den armagandi bize. Emperyalizmin ahtapot
kollarina teslim edilen ulkemizin bagimsizligi icin kan doktuk sokaklara. Mezar
taslarimiza basa basa, devleti yonetenler, gizli emirlerle, baslarimizi ezmek,
kanlarimizi emmek istediler. Amerikan usleri kaldirilsin dedik, sokak ortasinda
sorgusuz-sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaslarindaydik olduruldugumuzde ey halkim, unutma bizi...
Yabanci petrol sirketlerine karsi devletimizi savunduk; komunist dedi-
ler. Ulkemiz bagimsiz degil dedik; kelepceyle geldiler ustumuze. Kurtulus Sava-
si'nda emperyalizme karsi dalgalandirdigimiz bayragimizi daha da dik tutabil-
mekti butun cabamiz. Bir kez dinlemediler bizi.
Bir kez anlamak istemediler.
Vurulduk ey halkim, unutma bizi...
Henuz cocuklugumuzu bile yasamamistik. Bir kadin eline degmemisti elle-
rimiz. Bir sevgiliden mektup bile almamistik daha. Bir gece sabaha karsi, pran-
ga vurulmus ellerimiz ve ayaklarimizla cikarildik idam sehpalarina. Herkes ta-
niktir ki korkmadik. Icimiz titremedi hic. Mezar topragi gibi taptaze, mezar ta-
si gibi dimdik boynumuzu uzattik yagli kementlere.
Asildik ey halkim, unutma bizi...
Bizi oldurenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasinda vuranlar, agabeyi-
miz babamiz yaslarindaydilar. Ya bu duzenin kirli carklarina ortak olmuslardi
ya da susmuslardi butun olup bitenlere. Ofkelerini bir gun bile, karsisindaki-
lere bagirmamis insanlarin gozleri onunde, oldurulduk. Hukuk adina, ozgurluk
adina, demokrasi adina, Bati uygarligi adina, bizleri, bir safak vakti ipe cek-
tiler.
Korkmadan olduk ey halkim, unutma bizi...
Bir gun mezarlarimizda guller acacak ey halkim, unutma bizi... Bir gun
sesimiz hepinizin kulaklarinda yankilanacak ey halkim, unutma bizi.
Ozgurluge adanmis bir top cicek gibiyiz simdi, hep birlikteyiz ey hal-
kim unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi...
25 Agustos 1975
UGUR MUMCU
UGUR'A AGIT DEGIL, OVGU
Günümüzde insan olmanın
Çok ağır bedeli var
Ya parçası olacaksın alçaklığın
Ya seni parçalarlar
Oysa insan olmak
Çoğalabilmektir başkalarıyla
İnsansın, birinin cani yanarken
Senin de canin yanıyorsa
Bir bombayla canına kıyılan
Çoğalmasını bilen biriydi
Daha az Uğur Mumcu'yduk dun
Daha çok Uğur Mumcu'yuz simdi
26 Ocak 1993
Ataol Behramoglu
Toplam 1 mesaj bulundu