Bütün hayatlarını apış aralarına endekslemiş zavallıların, çok ağlamasına bir mana vermelerinin mümkün olmadığı, milletin derdiyle dertlenme ve dertlere derman olma uğruna kendi şahsi yaşantısını feda etmiş bir İbrahimi...
Nasıl bir varlığın karşısında, pervasızca uygunsuz hallere büründüğümüzü bir kerecik derinlemesine duyabilseydik, ruhumuz bu ağırlığa dayanamayıp göçer, kalbimiz de tecessüm ederek quarklar halinde aleme saçılırdı.
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih`ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul`da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca`da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir 'Katibim'i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şoyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul…
kitap
29.08.2006 - 10:54Cemil Meriç'in eşsiz ifadeleri içinde 'Kitap, smokin giymiş heyecan ve mumyalanmış tefekkürdür.'
fethullah gülen
08.06.2006 - 19:15Bütün hayatlarını apış aralarına endekslemiş zavallıların, çok ağlamasına bir mana vermelerinin mümkün olmadığı, milletin derdiyle dertlenme ve dertlere derman olma uğruna kendi şahsi yaşantısını feda etmiş bir İbrahimi...
ateist
02.05.2006 - 00:29Bir söz var...
'Düşen uçakta ateist olmaz' diye...
ateist
02.05.2006 - 00:28Tamam...
Dünya müthiş cazibedar...
Kadınlar çok kışkırtıcı...
Cismani ve nefsi hazlar alabildiğine başdöndürücü...
Ama sırf bunlardan, vicdan azabı duymadan rahatça istifade edebilmek adına, ALLAH'ın fıtratınıza yerleştirdiği 'ALLAH duygu ve düşüncesi'ni yokluğa mahkum edip ebedi güneşe sırt dönmek karlı bir ticaret midir?
üç şey
29.04.2006 - 23:21Az ağrı
Asan ölüm
Tam tekmil iman Kuran
ölüm
29.04.2006 - 23:20başlangıç...
ateist
29.04.2006 - 23:19akıldan istifa etmiş kemtalih
ad kavmi
29.04.2006 - 22:46İçi boş hurma kütükleri.
günah
28.04.2006 - 20:50Nasıl bir varlığın karşısında, pervasızca uygunsuz hallere büründüğümüzü bir kerecik derinlemesine duyabilseydik, ruhumuz bu ağırlığa dayanamayıp göçer, kalbimiz de tecessüm ederek quarklar halinde aleme saçılırdı.
hz.muhammed
28.04.2006 - 17:53'Fedake ebi ve ümmi ya Resulallah' (Anam babam sana feda olsun ey ALLAH'ın Resulü)
Sahabenin dilinden düşürmediği söz.
cennet
28.04.2006 - 17:46'Welcome to the real world'
delilik
28.04.2006 - 17:45Her gün eşiğinden döndüğüm dipsiz mefhum...
çile
28.04.2006 - 17:44mükemmelleşmenin anahtarı
mevlana
28.04.2006 - 14:47Gerçek insan... vesselam...
rahmet
28.04.2006 - 14:43Eşedd-i ihtiyaç ile muhtaç olduğun ab-ı hayat.
bilmiyorum
28.04.2006 - 12:56ilmin üçte biriymiş 'bilmiyorum' diyebilmek.
bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak
28.04.2006 - 12:53Kahve köşelerinde ömür tüketen Türk insanının en fazla yaptığı şey...
fight club / Dövüş Kulübü
28.04.2006 - 12:14'Hepimiz aynı pisliğin lacivertleri...' miyiz?
istanbul
28.04.2006 - 11:33Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih`ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul`da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca`da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir 'Katibim'i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şoyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul…
Necip Fazıl Kısakürek
ağyar
28.04.2006 - 07:53'Ah edip ağyarı ahından agah eyleme! '
kapışma
28.04.2006 - 07:43'Şişko sizde kalabilir. Çocuklar onu taşıyamaz.'
sigmund freud
28.04.2006 - 07:35Koskoca psikoloji bilimini kendi sapık düşünceleri çerçevesinde şekillendirip bütün dünyaya yutturmuş bir ruh hastası...
zülkarneyn peygamber
27.04.2006 - 14:51kamil-i mükemmel bir imparator
mus'ab bin umeyr
27.04.2006 - 14:49muhteşem genç...
Toplam 31 mesaj bulundu