Kemancı menuhin konser turnesi sırasında küçük bir kente gitmişti.konserden bir kaç saat önce berbere traş olmaya indi.
Beber sordu:
-Yabancı mısınız siz?
-Evet.. ilk kez geliyorum kentinize.
-Tam zamanında gelmişsiniz.Çünkü bu akşam Yehudi Menuhin burada bir resital verecek.Siz de gidersiniz değil mi?
-Giderim herhalde.
-Bilet aldınız mı?
-hayır daha almadım.
-Yazık biletlerin hepsi satıldı.Ayakta kalacaksınız zannederim.
-Fark etmez. O adamın konserlerinde ben zaten hep ayakta dururum..
Koral Çalgan müzik eğitimine Cumhurbaşkanlığı SenfoniOrkestrası'nın Viyola sanatçılarından babası Turgut Çalgan ile başladı.
1962 yılında Ankara Devlet Konservatuarı'na ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nsa viyolacı olarak girdi.
Necil Kazım Akses'in Çalgan için yazdığı Viyola Konçertosunundünyadaki ilk seslendirişini gerçekleştirdi. Aynı zamanda müzik yazıları ve makaleler de yazmıştır.
Çocuk ve gençlik orkestralarının kurulmasındaki katkıları ile yurtdışında diploma ve altın madalya ile ödüllendirilmiştir.
Ankara Konservatuar'nın gençlik orkestrasını uzun yıllar yöneten Çalgan'ın Türk müzik yaşamındaki başlıca hizmetleri arasında Eskişehir'deki Anadolu Üniversitesi Konservatuarı'nın kuruculuğu yer almaktadır. Çalgan, 1998'de Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nın kuruluş çalışmalarını da başlatmıştır..
Ayrıca sohbetine ve müzik bilgisine doyum olmayan, esprili kişiliği ve babacanlığıyla inanılmaz bir ihtiyardır :)
Franz Schubert'in 8.senfonisidir.
tamamlayamadığı varsayıldığı için bitmemiş senfoni olarak bilinmektedir..
*Bir kültür vakfinca kurulan senfoni orkestrasının da yönetim kurulu başkani olan bir sanayi kurulşunun genel müdürü o ayin konseri Schubert'in 'Bitmemis Senfonisi'ne gidememesi üzerine konser davetiyesini şirketin verimlilik uzmanina verir ve ondan kendi yerine gitmesini ister.
Ertesi hafta, verimlilik uzmanından teşekkür yerine bir 'değerlendirme raporu' alır. Rapor şöyledir: Sayın Genel Müdürüm, isteginiz üzere konsere gitmiş ve aşağıdaki hususlari tespit etmiş bulunuyorum. Bilgilerinize sunulur:
1 - Dört obuacı konserin önemli bir süresinde boş oturmuşlardir. Bunların sayısının azaltılmasi ve diğerlerinin konsere daha çok katkısının sağlanması yerinde olur.
2 - 0niki viyolinci ayni zamanda ayni hareketleri yapmakta ve ayni notalari seslendirmektedirler. Burada da personel tasarrufunun sağlanmasi gerekmektedir.
3 - Özellikle, onaltılık notalarin çalınması büyük ziyandir. Çünkü izleyiciler, sekizlik notalarla onaltılıklar arasindaki farkı anlar görünmemektedirler. Dolayisiyla sekizlik notalarla eser icra edilerek yüksek ücretli viyolin ustaları yerine stajyerlerin kullanilması sağlanabilir. Böylece maliyetler önemli ölçüde aşaği çekilebilir.
4- Yaylı sazlarla işlenen pasajların, nefeslı sazlarla aynen tekrarının yol açtıgı gereksiz duplikasyonlar önlenebilir; buradan hareketle iki saatlik konserin 20 dakikaya indirilmesi mümkün olabilir. Son söz; eger Schubert bütün bunlari dikkate almış olsaydı, senfoniyi bitirebilir ve senfoninin adı da bitmemiş değil, 'Bitmiş Senfoni' olurdu.
Bu türküyü yazan Mustafa Tuna yaşadığı bir olaydan esinlenerek bu türküyü yazmıştır. Mustafa gençken köyünde bir kızı sevmiştir. Kızın soyu rum olduğu için Mustafa`nın babası bu duruma karşı gelmektedir. Kızı gidip de isteyemeyen Mustafa, kızın evleneceğini duyunca artık tek çaresinin onu kaçırmak olduğunu düşünür..
Kızın arkadaşlarından kızın çeşmeye ineceğini duyan Mustafa, at arabası ile hazır bir şekilde sabahın köründe çeşmenin başında dikilir. Kız çeşmeye gelir, Mustafa da kızı alır atına.. Kaçmaya başlar..
At arabasını Mustafa`nın arkadaşı sürmektedir ve o da sara nöbeti geçirmiştir ve araba kontrolünü kaybedip ormana girmiştir. Bu arada peşlerine düşen köy halkı ve jandarma önlerini keser ve Mustafa yakalanır. 1 yıl hapis cezası alan
Mustafa, içeride bu türküyü yazar ve kendisi dışarı çıkmadan türküsü tüm Eskişehir`de dolanır. Bir sene sonunda dışarı çıkmıştır Mustafa ve kızın babası da Mustafa`ya kızı vermek için haber salmıştır. Fakat Mustafa`nın babası yine izin vermemiştir.. Bunun üzerine Mustafa köyünü terkedip Ankara`ya gitmiştir. Ankara`da evlenen Mustafa köyüne dönmüştür ve sevdiği kızın da evlendiğini görmüştür. Şu anda Mustafa Tuna ve sevdiği hanım hala Eskişehir`de aynı köyde yaşamaktadır.. Mustafa Tuna bu yüzden sevdiği kızın ismini vermemiştir..
1820-1881 yılları arasında yaşamış olan Belçika'lı keman virtüözü ve bestecisi.. 6 keman konçertosu vardır.. (klasik müzikte önemli bir yeri vardır)
aynı zamanda henrky wieniawski'nin hocası..
piano
25.06.2009 - 22:55piyanonun ingilizce yazılışı :)
Rhapsody in Blue
25.06.2009 - 22:50amerikalı besteci bir george gershwin eseri...
solo piyano ve jaz orkestrası için bestelemiş, iyi de etmiştir :)
trompet
25.06.2009 - 22:44okunuş olarak trampetle karıştırılan üflemeli çalgı
tuluyhan uğurlu
25.06.2009 - 22:39daha büyük işler becermeye fazlasıyla meyilli-idi. kendisini değerlendirmediğini düşündüğüm piyanist..
'sadece görsellik ve ihtişam yetmiyor...'
Yo Yo MA
25.06.2009 - 22:36elinde davidoff isimli stradivarius çello vardır..
muhteşem bir performans ve virtüöziteye sahiptir..
A.piazzolayı sevdiren -belki de- tek çelist..
Forum Moderatörü
10.09.2008 - 19:22adamın hasından anlayan adamların da nasibini aldığı, olayları demokratikleşmeden halleden sevilen arkadaşımız ;)
Keman
06.09.2008 - 14:53hakkını veremeyecek kimselerin çalamaması gereken enstrümanlardan biridir..
valla öyle :)
En Çok Yorum Yazan Üyeler
06.09.2008 - 14:48görünmeye başladıklarından itibaren coşmuş üyelerdir.. antoloji işini biliyor.. yarışın bakalım :)
opera
31.08.2008 - 12:38*opera ballet: dans ağırlıklı
*opera buffa: italyan stili komik opera
*opera comique: hem ciddi.. hem komik öğelere yer verilen komik opera
müzik fıkraları
20.07.2008 - 13:37Kemancı menuhin konser turnesi sırasında küçük bir kente gitmişti.konserden bir kaç saat önce berbere traş olmaya indi.
Beber sordu:
-Yabancı mısınız siz?
-Evet.. ilk kez geliyorum kentinize.
-Tam zamanında gelmişsiniz.Çünkü bu akşam Yehudi Menuhin burada bir resital verecek.Siz de gidersiniz değil mi?
-Giderim herhalde.
-Bilet aldınız mı?
-hayır daha almadım.
-Yazık biletlerin hepsi satıldı.Ayakta kalacaksınız zannederim.
-Fark etmez. O adamın konserlerinde ben zaten hep ayakta dururum..
alıntı
Ayder
20.01.2008 - 13:01mükemmel.. harika.. vb.. :)
Bitmemiş Senfoni
06.01.2008 - 16:32'şirinler' çizgi filminin gargamel'i anlatış müziğidir :))
Koral ÇALGAN
27.12.2007 - 21:55Koral Çalgan müzik eğitimine Cumhurbaşkanlığı SenfoniOrkestrası'nın Viyola sanatçılarından babası Turgut Çalgan ile başladı.
1962 yılında Ankara Devlet Konservatuarı'na ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nsa viyolacı olarak girdi.
Necil Kazım Akses'in Çalgan için yazdığı Viyola Konçertosunundünyadaki ilk seslendirişini gerçekleştirdi. Aynı zamanda müzik yazıları ve makaleler de yazmıştır.
Çocuk ve gençlik orkestralarının kurulmasındaki katkıları ile yurtdışında diploma ve altın madalya ile ödüllendirilmiştir.
Ankara Konservatuar'nın gençlik orkestrasını uzun yıllar yöneten Çalgan'ın Türk müzik yaşamındaki başlıca hizmetleri arasında Eskişehir'deki Anadolu Üniversitesi Konservatuarı'nın kuruculuğu yer almaktadır. Çalgan, 1998'de Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nın kuruluş çalışmalarını da başlatmıştır..
Ayrıca sohbetine ve müzik bilgisine doyum olmayan, esprili kişiliği ve babacanlığıyla inanılmaz bir ihtiyardır :)
Bitmemiş Senfoni
06.12.2007 - 20:33Franz Schubert'in 8.senfonisidir.
tamamlayamadığı varsayıldığı için bitmemiş senfoni olarak bilinmektedir..
*Bir kültür vakfinca kurulan senfoni orkestrasının da yönetim kurulu başkani olan bir sanayi kurulşunun genel müdürü o ayin konseri Schubert'in 'Bitmemis Senfonisi'ne gidememesi üzerine konser davetiyesini şirketin verimlilik uzmanina verir ve ondan kendi yerine gitmesini ister.
Ertesi hafta, verimlilik uzmanından teşekkür yerine bir 'değerlendirme raporu' alır. Rapor şöyledir: Sayın Genel Müdürüm, isteginiz üzere konsere gitmiş ve aşağıdaki hususlari tespit etmiş bulunuyorum. Bilgilerinize sunulur:
1 - Dört obuacı konserin önemli bir süresinde boş oturmuşlardir. Bunların sayısının azaltılmasi ve diğerlerinin konsere daha çok katkısının sağlanması yerinde olur.
2 - 0niki viyolinci ayni zamanda ayni hareketleri yapmakta ve ayni notalari seslendirmektedirler. Burada da personel tasarrufunun sağlanmasi gerekmektedir.
3 - Özellikle, onaltılık notalarin çalınması büyük ziyandir. Çünkü izleyiciler, sekizlik notalarla onaltılıklar arasindaki farkı anlar görünmemektedirler. Dolayisiyla sekizlik notalarla eser icra edilerek yüksek ücretli viyolin ustaları yerine stajyerlerin kullanilması sağlanabilir. Böylece maliyetler önemli ölçüde aşaği çekilebilir.
4- Yaylı sazlarla işlenen pasajların, nefeslı sazlarla aynen tekrarının yol açtıgı gereksiz duplikasyonlar önlenebilir; buradan hareketle iki saatlik konserin 20 dakikaya indirilmesi mümkün olabilir. Son söz; eger Schubert bütün bunlari dikkate almış olsaydı, senfoniyi bitirebilir ve senfoninin adı da bitmemiş değil, 'Bitmiş Senfoni' olurdu.
*alıntıdır
karadır kaşların
04.12.2007 - 22:04türkünün hikayesi..
Bu türküyü yazan Mustafa Tuna yaşadığı bir olaydan esinlenerek bu türküyü yazmıştır. Mustafa gençken köyünde bir kızı sevmiştir. Kızın soyu rum olduğu için Mustafa`nın babası bu duruma karşı gelmektedir. Kızı gidip de isteyemeyen Mustafa, kızın evleneceğini duyunca artık tek çaresinin onu kaçırmak olduğunu düşünür..
Kızın arkadaşlarından kızın çeşmeye ineceğini duyan Mustafa, at arabası ile hazır bir şekilde sabahın köründe çeşmenin başında dikilir. Kız çeşmeye gelir, Mustafa da kızı alır atına.. Kaçmaya başlar..
At arabasını Mustafa`nın arkadaşı sürmektedir ve o da sara nöbeti geçirmiştir ve araba kontrolünü kaybedip ormana girmiştir. Bu arada peşlerine düşen köy halkı ve jandarma önlerini keser ve Mustafa yakalanır. 1 yıl hapis cezası alan
Mustafa, içeride bu türküyü yazar ve kendisi dışarı çıkmadan türküsü tüm Eskişehir`de dolanır. Bir sene sonunda dışarı çıkmıştır Mustafa ve kızın babası da Mustafa`ya kızı vermek için haber salmıştır. Fakat Mustafa`nın babası yine izin vermemiştir.. Bunun üzerine Mustafa köyünü terkedip Ankara`ya gitmiştir. Ankara`da evlenen Mustafa köyüne dönmüştür ve sevdiği kızın da evlendiğini görmüştür. Şu anda Mustafa Tuna ve sevdiği hanım hala Eskişehir`de aynı köyde yaşamaktadır.. Mustafa Tuna bu yüzden sevdiği kızın ismini vermemiştir..
alıntıdır..
Edvard Grieg
25.11.2007 - 18:17özellikle piyano yapıtlarıyla tanınmış, Debussy ve Ravel den etkilemiştir..
Henri Vieuxtemps
25.11.2007 - 18:131820-1881 yılları arasında yaşamış olan Belçika'lı keman virtüözü ve bestecisi.. 6 keman konçertosu vardır.. (klasik müzikte önemli bir yeri vardır)
aynı zamanda henrky wieniawski'nin hocası..
The Piano
25.11.2007 - 18:07the pianist demek daha doğru olur sanırım.. bahsedilen Jane Campion'un yönettiği 1993 yapımı film ise..
Edvard Grieg
20.09.2007 - 22:09do minör.. sonat..
Cengiz Özkan
10.08.2007 - 15:53kırmızı buğday..
türkülere bu kadar aşık olacağım aklıma gelmezdi.. harika bir ses..
kırmızı buğday
31.07.2007 - 09:46manisa türküsü.. başa alıp alıp dinlediğim nadir türkülerden..
Cengiz Özkan'ın albüm adıdır..
Kırmızı buğday ayrılmıyor sezinden
Mevlam mevlam versin güzellerin gencinden
Kim ayrılmış ben ayrılam eşimden
Yürü yürü dilber salma saçın sürünsün
Açıver açıver cepkeni
Elmas gerdan görünsün
Yol üstüne kura da koymuş ilyeni
Ben istemem istemem mavi şalvar giyeni
Ben isterim setre pantol giyeni
Yürü yürü dilber salma saçın sürünsün
Açıver açıver cepkeni
Elmas gerdan görünsün..
yanlızların şehri yanlızlık
19.06.2007 - 16:32'YANLIŞ başlık'
YALNIZLARIN ŞEHRİ YALNIZLIK.... olmalı.
bu modlar türkçe bilmiyorlar mı da bunu kabul ediyorlar? ?
hayret! !
oğlak burcu
14.06.2007 - 14:58oğlak burcu kadınlarını bilemem ama.. erkeği çok ama çok çekilmez oluyor :)
katlanmak ve kaldırmak çok zordur..
ama bir o kadar da zeki, kararlı, karakterli burçtur..
paranoyak
30.05.2007 - 20:26benim galiba:(
Toplam 127 mesaj bulundu