F Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antoloji.com

  • george w.bush

    05.04.2004 - 13:43

    NATO zirvesi için Haziran ayı sonunda Türkiye ye geleceği açıklanan katil devlet başkanı.

  • vatan

    05.04.2004 - 13:41

    Vatan kelimesinden kastedilen bir siyasi rejim değildir.Örneğin en muhafazakar sağcı içinde Türkiye toprakları onun vatanıdır, Kemalist biri için de Türkiye onun vatanıdır.
    Vatan kelimesi sınırları kesin olarak çizilmiş herhangi bir yeri de belirtmez bazen.Örneğin bazı besinler için (kahvenin anavatanı, mısırın anavatanı) anavatanı kelimesi kullanılır.Bu o besinin sadece o ülke sınırları içinde yetiştiği anlamına gelmeyebilir.O bölge civarı kastediliyo olabilir.

  • vatan haini

    05.04.2004 - 13:35

    vatan haini, herkesin üzerinde yaşadığı topraklara zarar veren, milletin bağımsızlığını elinden alanlara denir.

  • vatansever

    05.04.2004 - 13:33

    siyasi bir anlam içermez.Sağcısı da solcusu da vatanseverdir.Ama sağcıyla solcunun 'vatan'dan kastettiği toprak parçası bazen değişebilir, görüş ayrılıkları yaratabilir.

  • vatan

    05.04.2004 - 13:31

    Vatan kelimesi, üzerinde yaşadığınız yurt, memleket anlamına gelir.Siyasi bir anlamı yoktur.Yani sağcısı solcu herkesin mutlaka 'burası benim vatanım' dediği bir yer vardır.

  • Sevdiğim Filmler

    05.04.2004 - 13:19

    Senaryo olarak yabancı en iyi Esaretin Bedeli (shawshank redemption) , en iyi Türk senaryosu 'Her Şey Çok Güzel Olacak' ve 'Güle Güle'.

  • Sevdiğim Filmler

    05.04.2004 - 13:18

    senaryo olarak mıııı, teknik(görüntü-ses) olarak mııııı, oyuncuların performansı olarak mıııı, diye sorasım geliyor....

  • yüz büyük türk yalanı

    05.04.2004 - 13:04

    AKP %57 oy alacak (Tarhan Erdem)

  • gençliğe hitabe

    05.04.2004 - 12:31

    Atatürk, 'memleketin dahilinde iktidara sahip olanların' gaflet, delalet ve hatta hiyanet içinde olmasını, hatta bu iktidar sahiplerinin, şahsi menfaatlerini, müstevililerin siyasi emelleriyle tevhit edebilmesini, 'memleketin her köşesinin bilfiil işgal edilmiş' olmasından DAHA ELİM ve DAHA VAHİM görmektedir.

  • otto von bismarck

    05.04.2004 - 11:41

    Tam olarak Otto Eduard Leopold Bismarck, Alman devlet adami. Almanya icinde Prusya hegemonyasini kurmaya ve Avusturya'nin etkisini gidermeye hevesli olarak 1862 yilinda Disisleri bakani olmustur. 63-64'te Danimarka'ya karsi olan savasta Avusturya'nin destegini almis, daha sonra 1866'da Avusturya ve muttefiklerine karsi savasa girismistir. 1870 yilinda prusya-fransa savasinda 3. Napolyon'u yenmis ve bir sene sonra 1871'de Almanya imparatorlugu'nu ilan etmistir. basarilarini korumak icin 1981 yilinda Avusturya ve Hollanda ile uclu ittifak'a girmis ancak ic karisikliklar sebebiyle 1890 yilinda gorevden indirilmistir.

  • nato

    05.04.2004 - 11:06

    Kuzey Atlantik Paktı Organizasyonu (NATO) , 4 Nisan 1949 yılında Kuzey Atlantik Paktı adıyla, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, İngiltere, İzlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Portekiz ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından kuruldu.

    NATO'ya Yunanistan ve Türkiye 1952 yılında girdi. Batı Almanya (şimdiki Almanya) pakta 1955 yılında, İspanya da 1982 yılında katıldı. NATO'nun son üyeleriyse Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya oldu. Bu üç üye NATO'ya 1999 yılında üye oldu. NATO ilk kurulduğunda merkezi Pariste'ydi ancak daha sonra Belçika'ya Brüksel'e taşındı. NATO'nun Güneydoğu Komutanlığının karargahı ise İzmir'de bulunuyor.

    NATO'nun kuruluşu amacı, Sovyetlerin Avrupa'daki yayılması durdurmaktı. Paktın başındaki ifade şöyle, 'Taraflardan bir veya birkaçına, Avrupa'da yahut Kuzey Amerika'da yapılacak herhangi bir tecavüz, pakta dahil bütün devletlere birden yapılmış sayılacak, her devlet, tecavüze uğrayanların yardımına koşacaktır'.

  • incil

    05.04.2004 - 11:00

    Bizdeki yaygin kanaatin aksine Tanri sözü oldugu hristiyanlar tarafindan iddia edilmeyen, Havariler tarafindan yazildigi zaten kabul edilen kitap.

  • tevrat

    05.04.2004 - 10:55

    Tevrat'ın yazıya geçirilmesi 13. yüzyılın sonunda gerçekleşir, ancak bu yazım sırasında pek dikkatli davranılmadığı görülür. örneğin, bizzat allah'ın elinden çıktığı kabul edilen on emir, çıkış (20, 1-21) ve tesniye'de (5, 1-30) farklıdır. Bugünkü tevrat'ın, dört ayrı rivayetin birbirine geçirilmesinden meydana geldiği daha 19. yüzyılda anlaşılmış ve kabul edilmiştir.

  • tevrat

    05.04.2004 - 10:55

    İlk indiği halini korumadığı halde yahudiler, tümünün tanrı'nın vahyiyle yazıldığına inanır. oysa tesniye'nin sonunda musa'nın ölümü ve gömülüşü yazılıdır. buna rağmen bu beş kitabın hepsinin tanrı'nın vahyi ve musa'nın eliyle yazıldığına inanmak yahudilere farzdır. tevrat'ın ibranice en eski metni m.s 9. yüzyıl tarihini taşır.

    Tevrat bir kitaplar toplamı olmadan önce, sözlü bir halk geleneği halinde hafızalarda yaşamıştır. Asıl tevrat, 2 bin yılı aşkın zaman süresinde, rivayetten rivayete, tercümeden tercümeye ve bunların doğal sonucu olarak yapılan düzenlemelerle şekil değiştirmiştir. yemek şarkıları, hasat sonu şenlik şarkısı, çalışma sırasında söylenen ünlü kuyu şarkısı (sayılar 21,17) gibi şarkılar; mersiyeler mersiyesi gibi evlenme şarkıları, matem şarkıları, savaş türküleri, dualar ve beddualar tevrat'ta yer alan sözlü gelenekler arasındadır.

  • tevrat

    05.04.2004 - 10:50

    Tekvin, çıkış, levililer, sayılar ve tesniye adlı beş kitaptan oluşur, Yahudilerin bu kitabı Tanrının Hz.Musa'ya yazdırdığına inanır...

  • amasya tamimi

    05.04.2004 - 10:33

    Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. İstanbul’daki hükümet, üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir.

    Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

    Milletin durumunu ve davranışını göz önünde tutmak ve haklarını dile getirip bütün dünyaya duyurmak için her türlü etkiden ve denetimden kurtulmuş ulusal bir kurulun varlığı çok gereklidir. Anadolu’nun her yönden en güvenli yeri olan Sivas’ta ulusal bir kongrenin tez elden toplanması kararlaştırılmıştır. Bunun için bütün illerin her sancağından, halkın güvenini kazanmış üç delegenin olabildiğince çabuk yetişmek üzere hemen yola çıkarılması gerekmektedir. Her olasılığa karşı bu iş, ulusal bir sır gibi tutulmalı ve delegeler gereken yerlere kimliklerini gizleyerek gelmelidirler.

    Doğu illeri adına 10 Temmuz’da Erzurum’da toplanması gereken kongre için sözü geçen vilayetlerin Müdaffa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Cemiyetlerinden seçilmiş üyeler zaten Erzurum’a doğru yola çıkarılmışlardır. O vakte kadar diğer vilayetlerimizin temsilcileri de Sivas’a geleceklerinden Erzurum Kongresi’nin üyeleri belirlenecek zamanda genel toplantıya katılmak üzere Sivas’a hareket edecektir.

    Askeri ve sivil kuruluşlar hiçbir surette kaldırılmayacaktır. Kumanda hiçbir şekilde terk edilmeyecektir. Vatanın herhangi bir tarafından yeniden yapılacak düşman işgal hareketleri bütün orduyu ilgilendirecek ve meydana gelen duruma göre memleketin savunmasına birlikte girişilecektir. Bu sebeple komutanlar derhal birbirlerini haberdar edeceklerdir.

    Silah ve savaş malzemesi kesinlikle elden çıkarılmayacaktır.

    Mustafa Kemal (1919)

  • amasya tamimi

    05.04.2004 - 10:32

    Birinci Dünya Savaşı'na Almanya ve müttefikleri safında katılan Osmanlı Devleti yenilgiyi kabul ederek, İngiltere ve müttefikleriyle 30 Ekim 1918'de Mondoros Mütarekesini imzalamıştır. İtilaf devletleri, aralarında yaptıkları gizli anlaşmalara göre kendilerine düşen payı almak için derhal harekete geçerek, mütareke şartlarına aykırı olmasına karşın, Osmanlı topraklarını işgal etmeye başlamışlardı. 15 Mayıs 1919'da İzmir'in işgaline kadar Fransızlar, İngilizler, Yunalılar ve İtalyanlar Anadolu'nun çeşitli bölgelerini işgal etmişlerdi bile.

    İşgallerin yanı sıra, azınlıkların çalışmaları da gittikçe yoğunlaştı. Ermeniler Paris Barış Konferansı'nda bir muhtıra sunarak Doğu Anadolu'nda bazı bölgelerin kendilerine verilmesini istediler ve bu istekleri İtilaf Devletleri tarafından kabul gördü. Rumlar da Osmanlı Devleti toprakları üzerinde yeni bir devlet kurmak amacıyla 'Pontus Cemiyeti'ni kurmuş, faaliyetlerini artırmışlardı.

    13 Kasım 1918'de Yıldırım Orduları Grup kumandanlığından istifa eden Mustafa Kemal Paşa, İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalinin ertesi günü, maiyetiyle birlikte İstanbul'dan ayrılıp 19 Mayıs'ta Samsun'a çıktı. 9. Ordu Müfettişliğine geniş yetkilerle tayin edilmişti. Resmi görevi, yerli Rumların Karadeniz bölgesinde çıkardıkları karışıklığa son vermek ve böylece İngiltere'nin, Mondoros mütarekesinin 7. maddesine dayanarak bölgeyi işgal etmesini engellemekti.

    Mustafa Kemal Paşa, Samsun'da kaldığı süre içerisinde Erzurum'daki On Beşinci Kolordu Komutanlığı ve Ankara'da bulunan ve Ali Fuat Paşa tarafından kumanda edilen 20. Kolordu ile ülkenin içinde bulunduğu durum hakkında telgraflaşıyordu.

    Paşa Samsun'da fazla kalmadı, Havza'ya geçti. Havza'nın ileri gelenleri kendisini ziyarete geldiğinde onlarla şöyle konuştu: 'Düşmanın niyeti bizi mezarımıza diri diri gömmektir. Şimdi, çukurun tam kenarında bulunuyoruz. Fakat son bir gayretle toparlanırsak, kendimizi kurtarmak mümkündür. Zaten başka türlü de avdet (dönmek) imkanı yoktur.'


    Mustafa Kemal 12 Haziran'da Amasya'ya geçti. Burada eski Bahriye Nazırı Rauf Bey; 20. Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa ve 3. Kolordu Kumandanı Refet Bey ile buluşup toplantılar yaptı. Görüşmeler, Saraydüzü Kışlasında yapılıyordu. 12. Kolordu Kumandanı Mersinli Cemal ve 15. Kolordu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa'ların da görüşleri alındıktan sonra bazı düzeltmelere uğrayan metin, 21/22 Haziran gecesindeki son toplantıda kesin şeklini aldı. Bu 'Amasya Kararları' ertesi gün, yani 22 Haziran 1919'da asker ve sivil ilgililere telgrafla bildirildi.

  • doğu perinçek

    05.04.2004 - 10:24

    1942 gaziantep doğumlu siyasetçi, hukuk doktoru. işçi partisi genel başkanı ve aydınlık başyazarı. ilk ve orta öğrenimini ankara'da gördü. 1962 ve 63 yıllarında 10 ay almanyada işçilik yaptı. bilimsel sosyalizmi benimsediği 1964 yılında ankara üniversitesi hukuk fakültesini bitirdikten sonra 'devlet teorisi ve kamu hürriyetleri' kürsüsünde asistan oldu. 1967'de 'dönüşüm' dergisi başyazarı oldu. türkiye işçi partisine üye oldu ve partinin bilim kurulunda görev yaptı. 1968'de hukuk alanında doktora yaptı. doktora tezi 'türkiye'de siyasi partilerin iç düzeni ve yasaklanması rejimi' idi. 1968'de fkf genel başkanlığı yaptı ve üniversite işgallerine önderlik etti. aynı yıl arkadaşlarıyla aydınlık dergisini, 1969'da işçi-köylü gazetesini kurdu. 1969'da türkiye ihtilalci işçi köylü partisini kurdu. 12 marttan sonra aranmaya başladı ve beşparmak dağlarına çıktı. 1972'de yakalanarak hapse girdi. 1974 affıyla hapisten çıktıktan sonra yeraltına geçerek aydınlık ve halkın sesi dergilerine başyazarlık yapmayı sürdürdü. aydınlık hakkındaki davaların sona ermesinden sonra 1978'de türkiye işçi köylü partisini kurdu. aynı yıl aydınlıkı arkadaşlarıyla günlük gazete olarak yayınlamaya başladı. 12 eylül'de tekrar tutuklandı ve 1985'e kadar hapis yattı. 1987'de '2000'e doğru' dergisini kurdu ve başyazarlığını yaptı. 1991'de sosyalist partiyi kurdu. bu parti 1995'te anayasa mahkemesi tarafından kapatıldıktan sonra işçi partisine geçerek genel başkan seçildi. halen işçi partisi genel başkanlığını sürdürmektedir. kemalist devrim, bilimsel sosyalizm ve türkiye'deki sosyalist mücadele ile ilgili sayısız kitap ve makalesi, ve bazı çevirileri mevcuttur.

  • doğu perinçek

    05.04.2004 - 10:21

    15 eylül 1991 tarihli 2000'e doğru dergisinden:
    'kürt sorununa çözüm demokratik, federal, emekçi cumhuriyetidir. türk milliyetçisi ve piyasacı düzen partileri kürt illerinde iflas etti... kürt milleti kaderini tayin hakkına kayıtsız şartsız sahiptir. eğer isterlerse ayrı bir devlet kurabilir. emekçilerin çıkarı, tam hak eşitliği ve özgürlük temelinde, gönül birliği gerçekleştirmektedir. kürt illerinde referandum yapılmalıdır. referandumda ayrılığı savunanlar da özgürce propaganda yapabilmelidir...'

  • mustafa kemal atatürk

    05.04.2004 - 09:59

    İsmet İnönü'nün diktatörlük döneminde saptırılan, sömürülen, millete yanlış tanıtılan ve ziyan edilen büyük insan.
    Bugün de 'Baykal'ın CHPsi' ve diğer tüm partilerce haala yanlış ve eksik tanıtılan büyük lider.

  • mehmet emin karamehmet

    05.04.2004 - 09:52

    Yapı kredi bankası, Turkcell, Superonline, Genel sigorta, Halk sigorta, Halk yaşam, Kvk, Digiturk, Show tv, Akşam gazetesinin sahibi.Türkiye'nin en zengin 5 adamından biri.

  • kitap

    05.04.2004 - 09:45

    Bir anda yeryüzündeki tüm kitapların yok olduğunu düşünsenize...

  • 4 temmuz 2003

    05.04.2004 - 09:42

    unutturulmaya çalışılan bir olayın tarihi!

  • ziya gökalp

    02.04.2004 - 18:12

    (1876 - 1924) Diyarbakir gazetesi basyazarlarindan Mehmet Tevfik efendi'nin oğlu. idadi öğrencisiyken arapça, farsça, fransızca dersleri aldı. istanbul'a giderek baytar mektebi'ne girdi. meşrutiyet ilan edilince ittihat ve terakki'nin diyarbakır şubesini kurdu. istanbul'un işgalinde tutuklanarak ittihatçılarla birlikte ingilizlerce malta'ya sürüldü. ankara hükümeti'nin çabaları sonucu kurtulunca yazılarıyla milli mücadele'yi destekledi.

    ikinci meşrutiyet döneminde türkçülük kavramından yola çıkarak Ulusçuluğu savunan gökalp, önceleri bütün Türk topluluklarının bir araya geleceği Turan imparatorluğu düşüncesini işledi. savaş yıllarında ise Türkiyecilik dediği siyasal görüşü geliştirdi. (...) aruzla yazdığı ilk şiirlerinin dışında, sanat konusundaki görüşlerini kendi şiirlerine uygualdı. yalın bir dil ve hece ölçüsüyle halk edebiyatı biçimlerinden, folklordan yararlanarak didaktik şiirler yazdı.

    şiir kitapları: şaki ibrahim destanı (1908) , kızılelma (1914) , yeni hayat (1918) , altınışık (1923)

Toplam 1733 mesaj bulundu