Kâbe, kuzeydoğu duvarı 12.63; kuzeybatı duvarı 11.03; güneybatı duvarı 13.10; güneydoğu duvarı 11.22 ve yüksekliği 13 m olan 145 m2 alan üzerine kurulmuş taş bir binadır. Üzeri siyah bir örtü ile örtülüdür. Örtüsü her sene hac mevsiminde yenilenmektedir.
Kâbe’nin köşeleri yaklaşık olarak dört ana yönü gösterir. Köşelerden her birinin ayrı ismi vardır. Doğu köşesine 'Hacer-i Esved' veya 'Şarki', kuzey köşesine 'Irakî', batı köşesine 'Şâmî' ve güney köşesine de 'Yemânî' denir.
Müslümanların kıblesidir. Mekke şehrinde Harem-i Şerif Camii'nin ortasında bulunur. Yapılış tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur. Hz. İbrahim tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. İslamiyetten önce de Araplar tarafından kutsal sayılan Kabe'de birçok put bulunmaktaydı. Mekke'nin fethinden sonra Kabe putlardan temizlenmiş ve onarılmıştır (630) .
Kabe'nin duvarları siyah taşlardan yapılmıştır. 25 cm yükseklikte ve 30 cm kadar çıkıntılı bir mermer kaide üzerinde bulunmaktadır. Bu duvarlar yere kadar inen ve yer hizasında kaideye bakır halkalarla bağlanan siyah bir örtü ile örtülüdür. Tek parça olup her yıl yenilenen örtünün yalnız kapı ve damdaki oluğun hizasına gelen kısmı kesiktir. Örtü ipekli bir kumaştan dokunmuş olup, üzerine kelime-i şehadet işlenmiş, dama yakın kısmında çevresine altın işlemeli bir şerit geçirilmiş; kemer biçiminde olan bu şeride de Kur'an ayetleri işlenmiştir. Kabe'nin kuzey-batı duvarında yerden 2 m. kadar yükseklikte, yer yer yaldızlı, gümüş kaplı bir kapı bulunmaktadır. Kapıya özel olarak yapılmış tekerlekli bir merdivenle çıkılmakta ve kapı öyle açılmaktadır. Kabe'nin içinde tavana çıkmak için bir merdiven ve üç ağaç sütun bulunmaktadır. İç duvarlar ve yerler mermer kaplıdır. Tavanda altın ve gümüş kandiller asılıdır. Kapıya yakın bir yerde Hacer-i esved yerleştirilmiş ve gümüş bir çemberle çevrilmiştir. Hacer-i esved'in tam karşısında Zemzem kuyusunun bulunduğu bina vardır. Kabe'nin çevresindeki tavaf yeri mermer döşelidir.
Kanuni Sultan Süleyman tarafından tavanı onarılan Kabe, beşinci onarımını I. Ahmed döneminde görmüş, IV. Murad döneminde çıkan sel baskını sonucunda üç cephesi yıkılmış ve yine aynı padişah tarafından onarılmıştır.
Son araştırmalara göre tüm dunyanın 139 yıllık petrol ihtiyacını karşılayabilecek rezervlere sahip, bu bakımdan emperyalistlerin iştahını kabartan ülke...Bu kadar zenginliğin üzerinde oturan halkın sefalet ve acı çekmesi çok acı!
h.g. wells (1866–1947) : bromley/ kent doğumlu Wells’in babası profosyonel bir kriket oyuncusu, annesi ise ara sıra kahyalık yaparmış. küçüklüğünden kendisine edebiyat sevgisi aşılanan Wells Londra bilim okulundan burs kazanmış, Sonraki yıllarda ise kuzeni ile evlenip yazarlığa başlamıştır (1893) . Daha sonra karısını öğretmenlik yaptığı yıllarda bir öğrencisi için terk etmiş ve onunla evlenmiştir. Bu sıralarda time travel (Zamanda yolculuk) adlı kitabı, zaman yolculuğu hakkındaki bir sınıf münazarasından yola çıkmıştır…
sadece bilimkurgu değil tarih alanı ile ilgili birçok kitabı vardır.
asıl adı lucila godoy alcayaga olana Şilili şair, eğitimci ve diplomat (d: 7 nisan 1889 şili, ö: 10 ocak 1957 abd) . Nobel edebiyat ödülünü kazanan ilk latin amerikalıdır(1945) . ismini favori şairleri gabriele d'annuzio ve frederic mistralin isimlerinin birleştirilmesinden almıştır. Genç yaşta sevgilisinin intiharıyla tajik bir şekilde noktalanan bir aşk yaşayan ve bu olaydan sonra yalnızlık içinde bir yaşam sürmeyi tercih eden şair anne olmayı çok istemiş ama asla olamamıştır. hayatının trajedisini şiirlerine yansıtmıştır.
masaldı dağlar, taşlar gerçekten masaldı ha,
geçiyordu mustafa kemal çamlıbel'den.
yabanın kurdu kuşu seyrine inmiştiler,
kara pençelerle, ak gagalarla.
susmuştu yeryüzü efsaneler içinde,
masaldı, dağlar, taşlar gerçekten masaldı ha.
ona iyce yaklaşan kocaman bir kartaldı ha,
bakır kızıllığındaydı tüyleri, kor alevindeydi gözleri,
kondu ilk kayaya, düşen bir rüzgar parçası gibi,
sevgiyle bakıştılar,
tanış çıktılar sanki kainatlar üstünde,
ona iyice yaklaşan kocaman bir kartaldı ha.
kartal uçup gidince ortalık boşaldı ha,
kayboldu mucizesi havaların,
neydi, nasıl bir parıltıydı, bilemedi kimseler,
kimin aşkıydı, inmişti semalardan toprağa, paşam?
kalmadı sonsuzluk, haşmet, gurur,
kartal uçup gidince ortalık boşaldı ha.
aman aman bu kartal vallahi bir faldı ha,
vatan göklerinden vatana söyler:
kocaman zafer bayraklarının geleceğini,
kocaman günlerin ucunda.
anladı mustafa kemal, kimseye söylemedi,
aman aman bu kartal vallahi bir faldı ha.
mustafa kemal'i de mustafa kemal'di ha,
unutmadı kartalı hiç.
gün doğarken kızaran yamaçlarda aradı,
bekledi kanat seslerini fırtınalardan.
kartal değilse de kartal vefalıydı,
mustafa kemal'i de mustafa kemal'di ha.
artık bütün mevsim yapraksız bir daldı ha.
yoktu mustafa kemal'in umduğu,
gelmiyordu kartalı geriye şahikalardan,
üç yıldır gelmiyordu.
konmuyordu büyük habercisi zaferin,
artık bütün mevsim yapraksız bir daldı ha.
kanatları ammada al aldı ha,
hangi şehitler seslenmiş belli değil.
bir 30 ağustos günü göründü mustafa kemal'in kartalı,
koca kanatlarını çarptı boşluğa,
sallandı gök,
kanatları amma da al aldı ha.
ahmet oktay 1933 yılında ankara'da doğdu. yazmaya çok erken başladı: ortaokul sıralarında. ilk şiiri, 1949-1950 yılları arasında gerçek dergisinde yayımlandı. öğrenimini lisede yarım bırakarak çalışmaya başladı. ahmet oktay, 1950'li yıllarda ikinci yeni hareketine öncülük ettiği söylenebilecek olan mavi hareketi içinde yer aldı ve aynı adlı dergide yazıları ve şiirleriyle etkin bir rol oynadı. 1961 yılında yeni istanbul gazetesinin ankara bürosunda 'parlamento muhabiri' olarak profesyonel gazeteciliğe başladı. ankara ekspres, iktisat ve piyasa, vatan gibi gazetelerde muhabir olarak çalıştıktan sonra 1965 yılında trt haber merkezi'nde çalışmaya başladı. 1976 yılında, siyasal iktidar değişince trt'den istifa ederek akajans, ardından da dünya gazetesi haber müdürlüğü görevlerini yürüttü. 1978'de yeniden trt'ye döndü. 1982'de buradan emekliliğini isteyip ayrıldı. daha sonra milliyet gazetesine geçti. 1993 şubat'ında müdürlerinden biri olduğu milliyet'in yazı işlerinden ayrılarak kendini tümüyle yazmaya verdi.
ilk şiiri gerçek dergisinde çıkmıştı (1948) . beraber, kaynak, mavi gibi dergilerde göründü.
şiir kitapları; gölgeleri kullanmak (1963) , her yüz bir öykü yazar (1964) , dr. kaligari’nin dönüşü (1966) , sürgün (1979) , sürdürülen bir şarkının tarihi (1981) , kara bir zamana alınlık (1983) , yol üstündeki semender (1987) , ağıtlar ve övgüler (1991) , bir sanrı için gece müziği (1993) , toplu şiirler (1995) , gözüm seğirdi vakitten (1996) , söz acıda sınanda (1996) , az kaldı kışa (1996) .
1961 anayasası, 1982 anayasası, 27 mayıs 1960, 12 mart 1971 gibi terimleri eklemek istediğimde 'Eklemek istediğiniz terim şu anda zaten kayıtlarda var.. Bu nedenle yeniden ekleyemiyorum' diyor.
Ama TERİM ARA yaptığınızda bulamıyorsunuz.(! ?)
Topladığı ilgi kadar eleştiriye de uğrayan 'Türkiye'nin Düzeni' adlı yapıt siyasal etkisinin yanı sıra, Türkiye'nin sosyo-ekonomik yapısı ve tarihi üzerine araştırmaların yaygınlaşmasında çığır açıcı bir rol oynamıştır.
- ege adalarının silahdan arındırılması
- musul petrollerinden elde edilecek gelirlerin %10 u,
- kapitülasyonların kaldırılması,
- Türkiye sınırlarında sadece Ermeni, Yunan ve Yahudi azınlık bulunduğunun kabul edilmesi
- Türkiyenin savaş galibi ve batı ülkeleri ile eşit haklara sahip bir modern ülke statüsü kazanımlarını sağlayan anlaşma.
bu anlasma batı dünyasının özellikle İngiltere'nin prestij yitirmesini, tersine eskiden saygı duymadıkları ve sömürgelestirmeye calıstıkları yeni Türkiye'nin ve dolayısı ile Atatürk ve İsmet İnönü'nün ise prestij kazanıp, saygı duyulur hale gelmesini sağlamıştır.
anadolu diyarında dumansız kaldım
sardım dört bir yanıma umut dert sardım
sesini duymak için yollara kaldım
dağlar beni nice eylesin
dostum gelmez dağlar nice eylesin
anadolu diyarında ağaçlı yollar
dökülür sevdasız kalan yapraklar
göçtürür kuşları soğuk rüzgarları
dağlar beni nice eylesin
dostum gelmez dağlar nice eylesin
bir çıra yandı bir mum daha söndü gündüzden
hala bardak dolu mu hayır boşalmış arkadaş
yaptığımız bu deney güneşin kendi ışığından
hayret suyumuzu buharlaştırıp eksiltmişiz arkadaş
gelin dedim gelin birlik olalım
bunu daha aydın güne kavuşturalım
ayna yapalım ne bileyim su ısıtalım
su buharlaşırsa depolar satarız arkadaş
o zamanlar gökten yağmur yerine
kan yağardı annelerin gözbebeklerine
çocuklar babasız anneler kocasızdı arkadaş
ne bilgisayarların dünyası
ne otoyolların trafiği
ne de sokak ortasında mafya hesaplaşması
hiçbiri çözemezdi bu sırrı arkadaş
kadınlarımız aydınlarımız vardı
bin dokuz yüz yirmilerde
kadınlarımız yirmibirlerde
yürürlerdi yekpare meşalelerinden tekerlekleriyle...
yürürlerdi çanakkale'ye
yürürlerdi kocatepe'ye
arşın arşın yükselirdi Mustafa Kemal'in gölgesi
aşardı aşardı arkadaş
MHPnin ırkçılığa varan milliyetçi söylemi, DEHAPta da vardır.İkisi de huzuru bozarlar, ikisi de yanlışlarını itiraf etmezler, ikisi de eli silahlı kişilere destek verirler.
'Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi' İletişim yayınları'nın 1980'lerin sonlarında yayınladığı 8 ciltlik faydalı bir eserdir.. Tanıl Bora, Ümit Kıvanç, Murat Belge, Ömer Laçiner, Taha Parla, Erkan Kayılı gibi isimler tarafından hazırlanmıştır...
nehmet ali talat
15.06.2004 - 14:48KKTC Başbakanı
m.f.ö
15.06.2004 - 14:43mazhar alanson, fuat güner ve özkan uğur'dan oluşan gurup..
m.f.ö
15.06.2004 - 14:39www.mfo.sayfasi.com
kabe
15.06.2004 - 14:24Kâbe, kuzeydoğu duvarı 12.63; kuzeybatı duvarı 11.03; güneybatı duvarı 13.10; güneydoğu duvarı 11.22 ve yüksekliği 13 m olan 145 m2 alan üzerine kurulmuş taş bir binadır. Üzeri siyah bir örtü ile örtülüdür. Örtüsü her sene hac mevsiminde yenilenmektedir.
Kâbe’nin köşeleri yaklaşık olarak dört ana yönü gösterir. Köşelerden her birinin ayrı ismi vardır. Doğu köşesine 'Hacer-i Esved' veya 'Şarki', kuzey köşesine 'Irakî', batı köşesine 'Şâmî' ve güney köşesine de 'Yemânî' denir.
kabe
15.06.2004 - 14:23Müslümanların kıblesidir. Mekke şehrinde Harem-i Şerif Camii'nin ortasında bulunur. Yapılış tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur. Hz. İbrahim tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. İslamiyetten önce de Araplar tarafından kutsal sayılan Kabe'de birçok put bulunmaktaydı. Mekke'nin fethinden sonra Kabe putlardan temizlenmiş ve onarılmıştır (630) .
Kabe'nin duvarları siyah taşlardan yapılmıştır. 25 cm yükseklikte ve 30 cm kadar çıkıntılı bir mermer kaide üzerinde bulunmaktadır. Bu duvarlar yere kadar inen ve yer hizasında kaideye bakır halkalarla bağlanan siyah bir örtü ile örtülüdür. Tek parça olup her yıl yenilenen örtünün yalnız kapı ve damdaki oluğun hizasına gelen kısmı kesiktir. Örtü ipekli bir kumaştan dokunmuş olup, üzerine kelime-i şehadet işlenmiş, dama yakın kısmında çevresine altın işlemeli bir şerit geçirilmiş; kemer biçiminde olan bu şeride de Kur'an ayetleri işlenmiştir. Kabe'nin kuzey-batı duvarında yerden 2 m. kadar yükseklikte, yer yer yaldızlı, gümüş kaplı bir kapı bulunmaktadır. Kapıya özel olarak yapılmış tekerlekli bir merdivenle çıkılmakta ve kapı öyle açılmaktadır. Kabe'nin içinde tavana çıkmak için bir merdiven ve üç ağaç sütun bulunmaktadır. İç duvarlar ve yerler mermer kaplıdır. Tavanda altın ve gümüş kandiller asılıdır. Kapıya yakın bir yerde Hacer-i esved yerleştirilmiş ve gümüş bir çemberle çevrilmiştir. Hacer-i esved'in tam karşısında Zemzem kuyusunun bulunduğu bina vardır. Kabe'nin çevresindeki tavaf yeri mermer döşelidir.
Kanuni Sultan Süleyman tarafından tavanı onarılan Kabe, beşinci onarımını I. Ahmed döneminde görmüş, IV. Murad döneminde çıkan sel baskını sonucunda üç cephesi yıkılmış ve yine aynı padişah tarafından onarılmıştır.
ırak
15.06.2004 - 14:15Son araştırmalara göre tüm dunyanın 139 yıllık petrol ihtiyacını karşılayabilecek rezervlere sahip, bu bakımdan emperyalistlerin iştahını kabartan ülke...Bu kadar zenginliğin üzerinde oturan halkın sefalet ve acı çekmesi çok acı!
h.g wells
15.06.2004 - 14:11h.g. wells (1866–1947) : bromley/ kent doğumlu Wells’in babası profosyonel bir kriket oyuncusu, annesi ise ara sıra kahyalık yaparmış. küçüklüğünden kendisine edebiyat sevgisi aşılanan Wells Londra bilim okulundan burs kazanmış, Sonraki yıllarda ise kuzeni ile evlenip yazarlığa başlamıştır (1893) . Daha sonra karısını öğretmenlik yaptığı yıllarda bir öğrencisi için terk etmiş ve onunla evlenmiştir. Bu sıralarda time travel (Zamanda yolculuk) adlı kitabı, zaman yolculuğu hakkındaki bir sınıf münazarasından yola çıkmıştır…
sadece bilimkurgu değil tarih alanı ile ilgili birçok kitabı vardır.
gabriela mistral
15.06.2004 - 14:07asıl adı lucila godoy alcayaga olana Şilili şair, eğitimci ve diplomat (d: 7 nisan 1889 şili, ö: 10 ocak 1957 abd) . Nobel edebiyat ödülünü kazanan ilk latin amerikalıdır(1945) . ismini favori şairleri gabriele d'annuzio ve frederic mistralin isimlerinin birleştirilmesinden almıştır. Genç yaşta sevgilisinin intiharıyla tajik bir şekilde noktalanan bir aşk yaşayan ve bu olaydan sonra yalnızlık içinde bir yaşam sürmeyi tercih eden şair anne olmayı çok istemiş ama asla olamamıştır. hayatının trajedisini şiirlerine yansıtmıştır.
fazıl hüsnü dağlarca
15.06.2004 - 14:05Mustafa Kemal'in kartali
masaldı dağlar, taşlar gerçekten masaldı ha,
geçiyordu mustafa kemal çamlıbel'den.
yabanın kurdu kuşu seyrine inmiştiler,
kara pençelerle, ak gagalarla.
susmuştu yeryüzü efsaneler içinde,
masaldı, dağlar, taşlar gerçekten masaldı ha.
ona iyce yaklaşan kocaman bir kartaldı ha,
bakır kızıllığındaydı tüyleri, kor alevindeydi gözleri,
kondu ilk kayaya, düşen bir rüzgar parçası gibi,
sevgiyle bakıştılar,
tanış çıktılar sanki kainatlar üstünde,
ona iyice yaklaşan kocaman bir kartaldı ha.
kartal uçup gidince ortalık boşaldı ha,
kayboldu mucizesi havaların,
neydi, nasıl bir parıltıydı, bilemedi kimseler,
kimin aşkıydı, inmişti semalardan toprağa, paşam?
kalmadı sonsuzluk, haşmet, gurur,
kartal uçup gidince ortalık boşaldı ha.
aman aman bu kartal vallahi bir faldı ha,
vatan göklerinden vatana söyler:
kocaman zafer bayraklarının geleceğini,
kocaman günlerin ucunda.
anladı mustafa kemal, kimseye söylemedi,
aman aman bu kartal vallahi bir faldı ha.
mustafa kemal'i de mustafa kemal'di ha,
unutmadı kartalı hiç.
gün doğarken kızaran yamaçlarda aradı,
bekledi kanat seslerini fırtınalardan.
kartal değilse de kartal vefalıydı,
mustafa kemal'i de mustafa kemal'di ha.
artık bütün mevsim yapraksız bir daldı ha.
yoktu mustafa kemal'in umduğu,
gelmiyordu kartalı geriye şahikalardan,
üç yıldır gelmiyordu.
konmuyordu büyük habercisi zaferin,
artık bütün mevsim yapraksız bir daldı ha.
kanatları ammada al aldı ha,
hangi şehitler seslenmiş belli değil.
bir 30 ağustos günü göründü mustafa kemal'in kartalı,
koca kanatlarını çarptı boşluğa,
sallandı gök,
kanatları amma da al aldı ha.
cinas
15.06.2004 - 14:03birden fazla anlamı olan bir kelimeyi, her defasında başka anlamını teşbih ederek ardarda kullanma haysiyeti.
AİHM
15.06.2004 - 13:59Merkezi Strasbourg'dadır...
http://www.echr.coe.int
ahmet oktay
15.06.2004 - 13:55ahmet oktay 1933 yılında ankara'da doğdu. yazmaya çok erken başladı: ortaokul sıralarında. ilk şiiri, 1949-1950 yılları arasında gerçek dergisinde yayımlandı. öğrenimini lisede yarım bırakarak çalışmaya başladı. ahmet oktay, 1950'li yıllarda ikinci yeni hareketine öncülük ettiği söylenebilecek olan mavi hareketi içinde yer aldı ve aynı adlı dergide yazıları ve şiirleriyle etkin bir rol oynadı. 1961 yılında yeni istanbul gazetesinin ankara bürosunda 'parlamento muhabiri' olarak profesyonel gazeteciliğe başladı. ankara ekspres, iktisat ve piyasa, vatan gibi gazetelerde muhabir olarak çalıştıktan sonra 1965 yılında trt haber merkezi'nde çalışmaya başladı. 1976 yılında, siyasal iktidar değişince trt'den istifa ederek akajans, ardından da dünya gazetesi haber müdürlüğü görevlerini yürüttü. 1978'de yeniden trt'ye döndü. 1982'de buradan emekliliğini isteyip ayrıldı. daha sonra milliyet gazetesine geçti. 1993 şubat'ında müdürlerinden biri olduğu milliyet'in yazı işlerinden ayrılarak kendini tümüyle yazmaya verdi.
ilk şiiri gerçek dergisinde çıkmıştı (1948) . beraber, kaynak, mavi gibi dergilerde göründü.
şiir kitapları; gölgeleri kullanmak (1963) , her yüz bir öykü yazar (1964) , dr. kaligari’nin dönüşü (1966) , sürgün (1979) , sürdürülen bir şarkının tarihi (1981) , kara bir zamana alınlık (1983) , yol üstündeki semender (1987) , ağıtlar ve övgüler (1991) , bir sanrı için gece müziği (1993) , toplu şiirler (1995) , gözüm seğirdi vakitten (1996) , söz acıda sınanda (1996) , az kaldı kışa (1996) .
16b
15.06.2004 - 13:51kadıköy-topselvi İETT otobüsü.
1944
15.06.2004 - 13:50Normandiya Çıkarması yapıldı(2.dünya savaşı) , İMF kuruldu, Orhan Gencebay ve Kemal Sunal doğdu.
nedir bölümü
15.06.2004 - 13:221961 anayasası, 1982 anayasası, 27 mayıs 1960, 12 mart 1971 gibi terimleri eklemek istediğimde 'Eklemek istediğiniz terim şu anda zaten kayıtlarda var.. Bu nedenle yeniden ekleyemiyorum' diyor.
Ama TERİM ARA yaptığınızda bulamıyorsunuz.(! ?)
doğan avcıoğlu
15.06.2004 - 13:09Topladığı ilgi kadar eleştiriye de uğrayan 'Türkiye'nin Düzeni' adlı yapıt siyasal etkisinin yanı sıra, Türkiye'nin sosyo-ekonomik yapısı ve tarihi üzerine araştırmaların yaygınlaşmasında çığır açıcı bir rol oynamıştır.
lozan
15.06.2004 - 12:23- ege adalarının silahdan arındırılması
- musul petrollerinden elde edilecek gelirlerin %10 u,
- kapitülasyonların kaldırılması,
- Türkiye sınırlarında sadece Ermeni, Yunan ve Yahudi azınlık bulunduğunun kabul edilmesi
- Türkiyenin savaş galibi ve batı ülkeleri ile eşit haklara sahip bir modern ülke statüsü kazanımlarını sağlayan anlaşma.
bu anlasma batı dünyasının özellikle İngiltere'nin prestij yitirmesini, tersine eskiden saygı duymadıkları ve sömürgelestirmeye calıstıkları yeni Türkiye'nin ve dolayısı ile Atatürk ve İsmet İnönü'nün ise prestij kazanıp, saygı duyulur hale gelmesini sağlamıştır.
anadolu rock
15.06.2004 - 11:59Barış Manço, Cem Karaca, Ersen ve Dadaşlar, Apaşlar, Kardaşlar, Moğollar, Edip Akbayram, Fikret Kızılok, Üç Hürel...
haluk levent
15.06.2004 - 11:18anadolu diyarında dumansız kaldım
sardım dört bir yanıma umut dert sardım
sesini duymak için yollara kaldım
dağlar beni nice eylesin
dostum gelmez dağlar nice eylesin
anadolu diyarında ağaçlı yollar
dökülür sevdasız kalan yapraklar
göçtürür kuşları soğuk rüzgarları
dağlar beni nice eylesin
dostum gelmez dağlar nice eylesin
bir çıra yandı bir mum daha söndü gündüzden
hala bardak dolu mu hayır boşalmış arkadaş
yaptığımız bu deney güneşin kendi ışığından
hayret suyumuzu buharlaştırıp eksiltmişiz arkadaş
gelin dedim gelin birlik olalım
bunu daha aydın güne kavuşturalım
ayna yapalım ne bileyim su ısıtalım
su buharlaşırsa depolar satarız arkadaş
o zamanlar gökten yağmur yerine
kan yağardı annelerin gözbebeklerine
çocuklar babasız anneler kocasızdı arkadaş
ne bilgisayarların dünyası
ne otoyolların trafiği
ne de sokak ortasında mafya hesaplaşması
hiçbiri çözemezdi bu sırrı arkadaş
kadınlarımız aydınlarımız vardı
bin dokuz yüz yirmilerde
kadınlarımız yirmibirlerde
yürürlerdi yekpare meşalelerinden tekerlekleriyle...
yürürlerdi çanakkale'ye
yürürlerdi kocatepe'ye
arşın arşın yükselirdi Mustafa Kemal'in gölgesi
aşardı aşardı arkadaş
Söz müzik: Haluk Levent
adolf hitler
15.06.2004 - 11:14Tarihe damgasını vurmuş, ama 'saygıyı haketmeyen' bir kişi.
Büyük Ortadoğu Projesi (bop)
15.06.2004 - 11:10Emperyalizmin doğu toplumlarına sunduğu yeni oyunu!
suikast
15.06.2004 - 10:14bakınız:Kennedy
dehap
15.06.2004 - 09:50MHPnin ırkçılığa varan milliyetçi söylemi, DEHAPta da vardır.İkisi de huzuru bozarlar, ikisi de yanlışlarını itiraf etmezler, ikisi de eli silahlı kişilere destek verirler.
sosyalizm
14.06.2004 - 17:05'Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi' İletişim yayınları'nın 1980'lerin sonlarında yayınladığı 8 ciltlik faydalı bir eserdir.. Tanıl Bora, Ümit Kıvanç, Murat Belge, Ömer Laçiner, Taha Parla, Erkan Kayılı gibi isimler tarafından hazırlanmıştır...
Toplam 1733 mesaj bulundu